Kadınlarımızdan Fazîlet Örnekleri :Hz Fâtımatü’z-Zehrâ (ranhâ): Hz Fâtımatü’z-Zehrâ (ranhâ): İbn-i Abbas (ra), rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfde şöyle anlatıyor: "Hz Hasan ve Hz Hüseyin (r anhümâ), küçükken hastalanmışlardı Peygamber (sav) Efendimiz, ashâb-ı kirâmdan bir kaç kişi ile torunlarını ziyârete gittiler Bu esnâda ziyâretçilerin bazıları, Hz Ali (ra)’a: -Yâ Alî, çocukların için bir nezir yapmak istemez misin? dediler Hz Alî ve Hz Fâtımâ (ranhümâ) da, Allâh (cc)’ın rızâsını taleb ve O’na şükretmek ve çocuklarının şifâ bulmasını Cenâb-ı Hakk’dan niyâz etmek üzere üç gün oruç tutmayı nezir ettiler Derken çocukları hastalıktan kurtuldular Bunlar da oruçlarını tutmaya niyet edip oruca başladılar Fakat iftar için yiyecekleri yoktu Hz Alî (ra), Hayberli Şem’un isminde bir yahûdîden üç gün iftar edebilmek için ödünç olarak üç çömlek arpa aldı Hz Fâtıma (r anha), arpanın bir çömleğini öğütüp kendi âdetleri kadar, yâni beş tanecik ekmek yaptı Akşam olup iftarı bekliyorlardı O sırada bir fakir miskin gelip: "Es-selâmü aleyküm Yâ Muhammed ehl-i beyti! Ben müslüman bir fakîrim Beni doyurunuz ki, Allâh sizleri cennet sofraları ile doyursun" dedi Onlar da derhal sofralarındaki ekmekleri, bu fakir miskine ikrâm ettiler Ve Hz Alî (ra), Hz Fâtımâ (r anha)’ya hitâben: "Ey insanların en hayırlısının kızı! Ey îmân ve şerefin kemâline sâhib olan Fâtımâ! Görüyorsun, ciğerler paralayıcı hâliyle kapıda duran şu miskin, açlığını bizlere arzederken, hâl lisânıyla da Allâh’a nâz ve niyâz etmektedir" dedi Hz Fâtımâ (r anha) ise, Hz Alî (ra)’a şöyle cevâb verdi: "Ey amcamoğlu! Emrinize âmâdeyim Gerçi o miskini hoşnûd edecek ve memnûn kılacak bir şeye sâhib değilim Fakat umarım ki, aç bir kimseyi doyurmak sûretiyle, hayırlı insanlardan sayılıp cennete girer ve şefâate ererim" Böylece hepsi de bir lokma almadan, sofralarındaki ekmekleri fakir miskine verdiler, kendileri de su ile iftar ettiler Ertesi gün, oruçlarına devam ettiler Fâtımâ (ranha), o gün de, arpanın ikinci çömleğini ekmek yaptı Akşam yaklaşınca, ekmeği sofraya koydular İftarı beklemeye başladılar Derken kapıya bir yetîm geldi: "Es-selâmü aleyküm Yâ Muhammed ehl-i beyti! Ben muhâcir çocuklarından bir yetîmim Babam Akabe Harbi’nde şehîd oldu Beni doyurunuz, ne olur beni doyurunuz! Allâh da sizleri cennet taamlarıyla doyurur" dedi Onlar da, ekmeklerini bu yetîme ikrâm ettiler ve yine suyla iftâr ederek o akşam da aç yattılar Ertesi günü Fâtımâ (ranha), üçüncü çömlekteki arpayı ekmek yaptı Akşam olunca yine sofrayı önlerine koydukları sırada, bu sefer de kapıya fakir bir esir geldi Ve: "Es-selâmü aleyküm Yâ Muhammed ehl-i beyti! Ben esirlerden biriyim Bana ikrâm ediniz Allâh da sizlere cennet taamlarından ikrâm etsin!" dedi Bunlar da, sofralarındaki yiyeceği, bu sefer de esire ikrâm ettiler Tekrar suyla iftâr etmek zorunda kaldılar Onların bu fedâkârâne ikrâmları üzerine, Cenâb-ı Hakk, kendilerini Kur’ân-ı Kerîm’in şu âyet-i kerîmesiyle takdir ve taltif etti, fazîletli kıldı: "Hakîkî mü’minler, Allâh’a olan muhabbetlerinden dolayı, kendi yiyeceklerini miskîne, yetîme ve esîre ikrâm ederler" (227), (228) |
SAAT: 18:37 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.