KIZIM KOCASININ ELİNE BAKMASIN...
 

KIZIM KOCASININ ELİNE BAKMASIN...
AYAKLARI ÜZERINDE DURSUN DİYEN ANA-BABALARA İTHAF OLUNUR...

Doç. Dr. Serdar Demirel
Postmodern Çağda Müslüman Bilincin İnşâsı

Geçenlerde, bir dönemin ilahiyat mezunları buluşmasında idim. Ve maalesef yeni nesil ilahiyatçılar arasında bile “ev hanımı olmak, anne olmak ne de zor bir durummuş”, bunu gözlemledim.

Okumaktan evliliğe vakit ayırmayan ve artık bir öğretmen, kk öğreticisi, vesaire kurum ve kuruluşlarda görevli olarak “ayakları üzerinde duran” hanımlar alkışı hak ederken ev hanımı olan ve çocuğuna baktığını mahcubiyetle ifade eden ve “ben görev ALAMADIM” diyerek üzüntüsünü ifade eden ilahiyatlı bacıların o hâlini görünce tüm hayat gayesi devlete sırtını dayayıp bir meslek sahibi olmak olan ve “kariyer” denilen şu lanet ego azdırıcısını kendine put edinen günümüzün yaygın gençliğine kim kızabilir ki.

Suçu tümüyle gençlerde buluyor da değilim. Meslek sahibi olan kız öğrencisiyle gurur duyan hocalar, ayakları üzerinde duran kızlarını el üstünde tutun aile ve akrabalar, aldıkları maaşlarla modanın hızını yakalayan arkadaşları ile ortak muhabbet konusu bulamayan bir sosyal çevre olduktan sonra, yani; “Paranı kazanıyor, kendi ayakların üzerinde durabiliyor ve kocanın eline bakmıyorsan senden iyisi yok” diyen bir toplum olduktan sonra ve bir de böyle bir algıya sahip olup “illa çalışanla evlenirim” veya “çalışıyor olması tercih sebebidir” diyen erkekler çoğunlukta olduktan sonra hangi kızdan “anneliği” kutsal bir vazife addetmesini, gururla “ev hanımıyım” demesini bekleyebilirsiniz ki!
Artık sadece erkeklerimiz değil, kızlarımız da işsizlik endişesi taşıyor.

Zira artık erkek ve kadın eşit. Zira artık feminist zihniyet ülkemin her yerinde. Öyle ki, artık sadece genç kızlar değil, kızları yetiştiren anne ve babalar da zihinlerinde erkek ve kız çocuklarını eşitledi.

O kadar çok duyar oldum ki; “Kızım ekmeğini eline almadan, kendi ayakları üzerinde durmadan evlenemez. Parasını kazanacak, kocasının eline bakmayacak. Eğer kocası sorun çıkarırsa çıkıp gelecek, nasıl geçinirim diye düşünmeyecek.” Öyle de oluyor zaten...
Kadınlar habire boşanıp baba evine çıkıp geliyor. Zira bilinçaltına işleniyor anne ve babalar tarafından.

Velhasıl kız ve erkeklerin eşit olmadığı tek yer kaldı. O da Allah’ın (c.c) kitabı. Kitap’ta hâlâ erkek ve kadın farklı yazıyor. Hâlâ erkeklere ve kadınlara farklı sorumluluklar yükleniyor.
İşte böyle bir zamanda, yemin ediyorum, kendisine kariyer planlaması sorulduğunda bir kızın;

“Allah’ın (c.c) fıtratıma koyduğu annelik vazifesini yerine getirmek için öncelikle evlenecek ve çocuklarımın bu ümmete hayırlı birer ferd olmaları için elimden geleni yapacağım. Bu asli vazifemin haricinde de elimden geldiğince etrafıma faydalı olacak etkinliklerde görev alacağım” diye cevap verdiğine şahit olursam…

Veya kendisini tanıtan evli bir kadının gururla ve yüksek sesle; “Şu yeryüzündeki en kutsal görevi yerine getiriyorum! Ben bir anneyim ve çocuğumu kreşlere emanet etmiyor, ona benim gibi kimsenin bakamayacağını bildiğimden dolayı Allah’ın bana olan emanetini, O’na layık bir kul olsun diye bizzat kendim yetiştiriyorum” diye haykırdığına şahit olursam, geleceğe ümitle bakabileceğim.

Çünkü dindar nesil ne 7 yaşından sonra okulda haftada bir saat gördüğü din kültürü ve ahlâk dersiyle, ne İmam Hatip Ortaokulları ve liseleriyle, ne Kur’ân kurslarıyla ve ne de ilahiyatlarla yetişir.

Dindar nesil ancak televizyonun karşısında yavşayan değil, seccadenin başında gözyaşı döken ve yavrusunun ahlâklı bir Müslüman olması için çalışıp çabalayan dindar ebeveynlerin kucaklarında yetişir.

Dindar nesil, “Anneliği” tüm kariyer hayatının temeli olarak gören ve “Ev Hanımıyım” demekten utanmayan “Ana”larla ve çocuğuna evden veya arabadan değil, güzel ahlâktan daha hayırlı bir miras bırakamayacağının bilincinde olan “Baba”larla yetişir.

Hocam anneliği ve ev hanımı olmayı mesleğinden ön planda tutan hanımlar da var

Maaşı benim kimseye ihtiyacım yok demeyip kocam benim baş tacimdir diyen hanımlar da var

Para kazanıyorum moda giymeliyim demeden ihtiyacı olanı alan hanımlar da var

Belki yukarıda saydıklarimın hepsini barındıran hanımlar da var

Maaşım önceliğim değil amacım hizmet diyen hanımlar da var

Dediklerin hepsi doğru kardeşim.
Burada sorun şu.
Farkındaysak herbirimiz kızlarımızı okutup ellerine mesleğini almasını istiyoruz.
Stk içerisinde birçok aile kızının bırakın yemek yapmayi ev içinde ortalığı adam akıllı temizleyip sorumluluk almıyor. Sürekli kafası dersde. Üniversite bitincede bir yerde memur olma yada meslek derdinde..
Şimdi koca ekmeği yemek sanki minmetli ekmek haline geldi.
Evlenen genclere bakın çalışmayan kız almıyor.
Niye?
Eve tek başıma nasil bakayim diyor.
Hic rızkın Allah'tan olduğu hesap edilmiyor.
İki ayri öğretmen arkadaşim var birinin eşi de çalışıyor diğeri de ev hanımı.
Kari koca çalışan bana diyor ki hocam hic yetistiremiyoruz
Diğeri hamd olsun mevlam bereketini veriyor.
Ben bayanlar calismasin deniyorum ama bana sorarsaniz şahsen ev hanımı derim.
Eşim neden dışarıda yipransin. En huzurlu olduğu ve güvende olduğu en güzel mekani.

Birde şuna karşıyım. İster katılır ister katilmazsiniz.

Bayanın altında araba. Bu seminer senin o seminer benim. Kendi evi ve asli sorumluluğunu ihmal edip gereksiz yere her etkinliğe gitmesi.
Akşam evde yemek yok sürekli dışarıdan ısmarlama yemekler.

Peygamber efendimizin zevceleri hz Hatice ve Hz Zeynep de çalışan kadınlardı tabiki kadının önceliği evi çocukları olmalı ama kalan vakitlerini televizyon başında geçirmektense hizmette geçirebilir ve erkeklere muhatab olmadıkları işlerdede çalışabilirler bide artık erkekler hanımlarına Allah korkusu kalmadığı için sahip çıkmadıklarından kadınlar mecbur ayakları üstünde kalma çabası veriyorlar yoksa evini seven bir kadın geç vakitlere kadar dışarıda kalıp evini ihmal etmez

Kadınlarımız her alanda olmalı algısı iyice yayıldı ülkede üretici olun tüketici olmayın bilinci aşılandı, kadınlar her alanı işgal ettiklerinden erkeklere iş kalmadı memlekette, oysaki kadın kazandıkça harcadı, harcadıkça sosyaleşdi bu bir kısır döngüdür bana göre.. Kocasının eline bakmasın diyenler kocanın evin hizmetini yapmak zorunda değilim diyen kadın dışarda mesleği her neyse hizmet edip ücretini alıyor. Burada bir çelişki yokmu sizce?

Bu devlet politikası haline geldi. /45 çalışan kadın olması ivin gayet ediyorlar. Amaç bir evde asgarî ücretle gecinilmiyor. İki kisi çalışırsa bir evi ancak geçindiriyor.
Aile de irtibat kopuk sadece ev geçim yeri otel gibi kullanmak zorunda kaliyorsunuz.
Hayat zor geçim zor. İnsan hele en zor varlik

Hem çok şey yazasım var hemde bir o kadar yazasım da yok))
Kocasının eline bakmasın felsefesiyle kızlarını evlendirip, adamların başına çorap ören analar, sonrada kızım boşa, ekonomik özgürlüğün var. Nesi var nesi yoksa al. Kanun nizam senden yana deyip, cinnet getirttiler adamlara...Birde A'dan Z'ye kusursuz bir düğün yaptırdı..
Şimdi rahatmı o analar acaba. .Aldığını süsüne veren, yiyip eğlenen, sanal dğnyada ki arkadaş memnuniyetini ve beğenisini sadece önemseyen, ne anasına ne kocasına (aile) faydası olmayan ekonomik özgürlük. ..

Tutsaklığın ta kendisi...
Kadına değer, özgürlük deyip, bu kadar harcamamalı, bu kadar tüketmemeliydik hiçbirşeyi. Örümcek ağı gibi her yerde bizim taife...
Az evinizde oturun...i

Dedim ya çok şey yazasım var ama bir o kadar da yok :)

Maşallah Medine Forum burada ki kardeşleri yetiştirmiş ve Ufuk katmış. Bir konu üzerinde ki yapilan yorumlara baktığımızda güçlü bir belagat var. Allah siz kardeşlerden razı olsun

Soru: Adalet nedir ?

Hocamın sözü ile başlamak isterim.asli hu nesli hu bir insanın mezhebi yetiştirilme tarzı ile alakalı bir durum eğer iyi ahlaklı bir eğitim almışsa o kişi nerde olursa olsun Allah'ın izniyle gittiği yeri nurlandirir Allah korusun o kişi hamurunda bozukluk varsa o kişi evde de dursa hiç mi hiç fark etmez sosyal medya ev hanımlarının saçma paylaşımları ile dolu kızım kocasının eline ne baksın nede şeytanın tuzağına düşsün