Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslami Haberler (https://www.forum.medineweb.net/500-islami-haberler)
-   -   Attigimiz Kemikleri yiyen Afrikalilari Unutamiyorum (https://www.forum.medineweb.net/islami-haberler/24724-attigimiz-kemikleri-yiyen-afrikalilari-unutamiyorum.html)

muallime 19 Şubat 2013 19:53

Attigimiz Kemikleri yiyen Afrikalilari Unutamiyorum
 
Attigimiz Kemikleri yiyen Afrikalilari Unutamiyorum

Dr. Emel Dilek Temel 1977'de İzmir'de doğar. Dört yaşındayken annesi ve babasını bir trafik kazasında kaybeden Temel, aile dostları olan bir aileye evlatlık olarak verilir. Lise 2. sınıfa kadar herşey güzeldir. Ancak ailenin kendi çocukları olunca, Temel Hollanda'ya bir yakınlarının yanına gönderilir. 'Hekim gözüyle bakınca, kendi evlatlarıyla kendi egolarını tatmin ettiler. Beni de gözden çıkardılar. Bunu gerçeği öğrenince anladım' diyor Temel. Çünkü evlatlık olduğunu üniversite birinci sınıfta, Hollanda'da bir süre yanında kaldığı aileden öğrenir. Temel, 'Zaten uzun süre beni ziyaret etmediler. Bu beni biraz üzmüştü. Ama aklıma evlatlık olduğum hiç gelmemişti' diyor. Doktor olduğunda savaş bölgelerine zorunlu hizmete giden fakat bunu bir zorunluluk olarak görmeyen Temel'i hayata bağlayan 'gönüllülüğü' böyle başlar. Temel'in savaşla ve açlıkla boğuşan coğrafyalar için gözlemleri şöyle: 'Bu ülkelerdeki en ortak sorun eğitimsizlik. Açlığın sebebi ise gözü doymayan kapitalistler. Herkes bir çocuğu okutsa eğitimsizlik kalmaz. Ama bunu göze alamıyorlar.' Temel Hollanda'da okurken kendisine de abim dediği Sami Uyanık'ın maddi manevi çok destek olduğunu ekliyor. Bir de Deniz Ülke Arıboğan'ın manevi annesi olarak kendisine çok destek olduğunu belirtiyor.


ANNELERİN SÜTÜ YOK
Uzmanlık eğitimini tamamlamak için ilk gönüllü hizmetine Endonezya'da başlayan Temel, 2004'teki Açe depreminde iki buçuk ay bölgede kalır. Hayatında ilk kez çaresizliğe gözleriyle tanık olur, yokluğun ne olduğunu birebir yaşar. Deprem için yardıma gittikleri Açe'de artçı bir deprem olunca bu kez onlar enkaz altında kalırlar. Temel, 'O an doğal afetlere karşı insanoğlunun ne kadar aciz olduğunu anladım. Bir çaresizlik var ama bunun tarif etmek mümkün değil. En son Suriye'ye gittiğimde bir anne ateşler içinde yanan çocuğunu getirmişti. Gidin yıkayın dedim. En son 20 gün önce su bulduğunu söyledi. Doktor olsanız ne olur, yokluğun karşısında tıkanıp kalıyorsunuz. Üç maymunu oynuyorsunuz. Suriye'de Reyhanlı sınır kapısından geçtikten itibaren en azı 4 binden başlayan 12 binlere varan kamplar var. Ve bu kamplarda hepatit salgını var. Dört bin kişi aynı tuvaleti kullanıyor. Suyun olmaması hayatı çok etkiliyor. 12 kişilik bir aile bulanık suyun içinde bir avuç mercimek ya da buğday atıp pişirdikleri yemeği yiyiyor. 'Şanslıyız' diyorlar. Suriye'deki yine başka bir kampta ikiz bebekler vardı. Annenin sütü yok. Bebeklerini doyuramıyor. En son ikizlerin öldükleri haberini aldım. Yanı başı sayılan Dubai'deki hayatlara bir bakın... Suriye'de bebekler açlıktan ölürken, Dubai'de insanlar bir öğünde 15 kişinin doyabileceği kadar yemek yiyorlar' şeklinde konuşurken dünyadaki dengesizliğe isyan ediyor.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
BEŞAR KEBABI YİYORLAR
Suriye'de savaş sonrası özellikle çocuklarda epilepsi ve gece alta kaçırma vakalarının arttığını belirten Temel, asıl 'savaşın' savaştan sonra başladığını söylüyor. Savaşın çocukların oyunlarına bile yansıdığına dikkat çekiyor. Temel, 'Çocuklar etli bir yemeğe 'Beşar Kebabı' ismini vermişler. Beşar Esed'in kafası kesilip yapılıyormuş güya. Bu çocuklardaki travmayı düşünebiliyor musunuz? Bu çocuların çok da sağlıklı bir birey olmalarını bekleyemezsiniz. On üç yaşlarında çocuklar ellerinde silahlarla kampları korumaya çalışıyorlar. Empati yapınca, durumlarını çok net anlıyorsunuz. Bunların yanında Suriye tabuları olan bir toplum. Mesela bir kadının kocası ölmüş. Çocuğu rahatsız, doktora götürmesi lazım. Eşim olmadığı için evimden çıkamam diyor. Çünkü tek başına çıkarsa, bulunduğu yerde onu kötü bir kadın olarak algılarlarmış. Merhameti unutup, soğukkanlı olmalısınız. Yoksa hayat kurtarmanız zorlaşıyor. Bütün doktor arkadaşlar gündüz maske takıyor, duygularını saklıyor. Ama gece yatağa girildi mi, yorganını çeken ağlamaya başlıyor.' diyen Temel savaş bölgelerine çok gittiği için artık ahlanma modundan çıkıp, daha fazla ne yapabilirimin derdine düştüğünü söylüyor.

En çaresiz Afrika
Afrika'daki insanların yokluktan vahşileşmiş durumda olduğunu anlatan Temel gide gele kendilerinin de bu ruh haline büründüğünü ifade ediyor. Temel, 'Üç ay Afrika'da kalan insan ne kadar kendi gibi yaşayabilir ki... Nijer'de gittiğim ilk haftada bitlendim. Bir bitkinin kökünü kafama sürdüler. Hiç birşey kalmadı. Onlar da su olmadığı için bu bitkiyi keşfetmişler. Çocuklara doğduklarından itibaren onu sürüyorlarmış. Nijer'den Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne geçtik. Güvenlik yok. Yolda bir araba önünüzü kesiyor. Arabadan indirip üstünüzdeki değerli gördüğü her şeyi alıyorlar. O da plastik toka, yüzük falan... Hoşlarına gitmezse keyfi olarak elinizi, kolunuzu da kesebiliyorlar. Karşı koyarsan intihar etmiş olursun. Afrika'ya giden arkadaşlara, 'Muhakkak yanınızda bir dolarlık bozuk para götürün, bazen hayatınızı bile kurtarabilir' diyorum. Rüşvet vermemeye, ders vermeye çalışmak bir şey değiştirmiyor. Saldırgan diyorlar o insanlara, kendimi onların yerine koyuyorum, o şartlarda ben daha kötü bir insan olabilirdim. Yaşamak istiyorsun ama elinde imkanlar yok' diyen Temel'in en uç yaşadığı olay Nijer'de başına gelmiş: 'Ekibimize sağlık şartlarından dolayı özel yemek pişiyordu. Tavuk pişirdiler. Kalan kemikleri de hayvanlar yesin diye ağacın dibine bıraktık. Yerimize döndüğümüzde garip sesler geliyordu. Bir baktık ki çocuklar kemikleri yiyordu. Nasıl bir yokluk, varın siz düşünün. Balonu şeker zannedip yalayan çocuklar gördüm. Şekerin paketini atmayıp yiyen çocuklar... İnsan yaşadığı hayata çok şükrediyor' diyor. Tanzanya'da, Gine'de tarlada, inşaatlarda, elmas madenlerinde çalışmak üzere kiloyla insan satıldığını anlatan Temel, kilosu çok olana daha çok para verildiğini söylüyor. Bütün coğrafyalar içinde Afrika en çaresizinin Afrika olduğunu gidip yaşayınca anladığınızı ifade ediyor.

Her evde şehit var
Defalarca Gazze'ye, Afrika'da çeşitli ülkelere, Pakistan'a, Endonezya'ya gittiğini; Lübnan'da Filistinliler'in ilk sürüldükleri kamp olan Nehrul Barıt'te kaldığını belirten Temel, bazı coğrafyaların gerçekten ölüm koktuğunu söylüyor. Gazze'de her evde bir şehit olduğunun altını çiziyor. 'Sanki Müslüman ülkelerin afetlerle ve savaşlarla imtihanı daha çetin' diyen Temel: 'Doğal afetler, savaştan daha kötü. Aniden geliyor. Deprem için en çok önlem alan ülke Japonya bile depremden sonra nükleer patlamadan dolayı çaresiz kaldı. Ben bunu şuna benzetiyorum: Koruyucu hekimlikte önceden önlem alıyorsun. Hasta olsan bile beş günde iyileşeceğine iki günde toparlıyorsun. Müslüman ve üçüncü dünya ülkeleri olarak tanımladığımız az gelişmiş ülkelerde ise tam tersi. İnsanlar başlarına bir şey geldikten sonra doktora gidiyorlar. Bir iki ilaçla geçici tedavi yapılıyor. Tamam çarezsizliği anlayabilirim ama bunun yanında bazı Müslüman ülkelerde çok ciddi vurdumduymazlık var. Kadercilik anlayışı çok gelişmiş ama Allah da akıl ve irade vermiş. Bunun da hesabını sorar' diyor.


Alinti

Medineweb 19 Şubat 2013 19:56

Cevap: Attigimiz Kemikleri yiyen Afrikalilari Unutamiyorum
 
off :(((

makbergülü 20 Şubat 2013 13:40

Cevap: Attigimiz Kemikleri yiyen Afrikalilari Unutamiyorum
 
‎" Demiri Demirle Dövdüler;

Biri Sıcak Biri Soğuktu.

İnsanı İnsanla Kırdılar;

Biri Aç Biri Toktu... " uzgn kimseye-söyleme000

nurse 20 Şubat 2013 16:11

Cevap: Attigimiz Kemikleri yiyen Afrikalilari Unutamiyorum
 
:(
Rabbim yardımcıları olsun


SAAT: 11:40

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306