Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslami Kavramlar (https://www.forum.medineweb.net/838-islami-kavramlar)
-   -   Birr (https://www.forum.medineweb.net/islami-kavramlar/2951-birr.html)

Emekdar Üye 29 Nisan 2008 11:28

Birr
 
BİRR

İyilik, hayırda genişlik, güzel davranış. Birr, müslümanların gerek kendi aralarında gerekse İslâm devletinin gayr-i müslim vatandaşlarına karşı güzellik ve adaletle davranmaları anlamında kullanıldığı gibi, Müslüman'ın Allah'a karşı olan görevlerini ifa ederken işlediği sâlih amellerin bütünü anl----- da gelmektedir. Birr takvanın kendisidir. Allah'ın emrine uyup, ilâhî mürakâbeyi yakînen kavramaktır. Tasavvuru, şuuru, ameli ve Allah'a yönelişi birleştirmek demektir. Ferdin ve toplumun vicdanına hükmeden tasavvur ile ferdin ve toplumun hayatını düzenleyen amel, Allah'ın istediği ölçüler dahilinde birleşirse işte o zaman birr gerçekleşir. Çünkü Kur'an genel olarak toplum hayatında hakkaniyet ve sevgiyi özellikle vurgulamaktadır. Yani başkalarına karşı hakkı gözetmek ve sevgi göstermek, Kur'an'ın insanlar için emridir. İşte bu, birr ile açıklanabilen geniş, bol ve sürekli olan bir hayırdır.
Be-r-ra', "iyilik etti, iyi davrandı, hayırda bol ve geniş oldu" demektir; kelime Kur'an'ı Kerîm'de bu anlamda değişik şekillerde kullanılmıştır:
"Allah sizi din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik ve adaletle davranmaktan alıkoymaz, Allah adaletle davrananları sever" (el-Mümtehine, 60/8).
'Adele' fiilî ism-i fâilinin "adl" ve "âdil" şeklinde geldiği gibi "Berra" fiilinin ism-i faili hem "berr", hem de "bârr" olarak gelir. Adl, âdilden daha beliğ ve daha öte bir anlam ifade ediyorsa, berr de bârr'dan daha beliğ ve daha geniş bir anlam ifade eder. Berr öncelikle Hakk Teâlâ hakkında kullanılır.
"Biz bundan önce O'na dua ederdik; muhakkak O berr ve rahîm olandır" (et-Tûr, 52/28).
"Kul Rabbi'ne bol itaatte bulundu" anlamında kullanıldığı gibi, Allah'ın berr olması da kulun ibadetine karşılık çok fazla sevap vermesi demektir. Berr melekler hakkında da kullanılır ve çoğulu berara'dır. Berr'in Kur'an'da aynı zamanda insanlar, daha doğrusu peygamberler hakkında da kullanıldığını görüyoruz:
"(O Kur'an Allah katında) pek şerefli son derece yüksek ve tertemiz sahifelerdedir. Emrine itaatkâr değerli (kiramen berara) kâtiplerin ellerindedir. " (Abese, 80/13-16).
"(Yahya) anne-babasına berr idi, zorba ve isyankâr değildi " (Meryem, l9/14-15).
"(İsa): "Beni bulunduğum her yerde mübarek kıldı ve sağ olduğum sürece bana namaz ve zekât'ı emretti. Ve anneme karşı berr (kıldı) beni, zorba ve şakıy kılmadı beni". (Meryem, 19/31-32).
"Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla ve kötülüklerimizi ört ve bizi ebrarla (salih kimselerle) birlikte vefat ettir" (Âli İmrân, 3/193).
"Muhakkak ebrâr Naim'dedir" (el-İnfitar, 82/13).
Rasûl-i Ekrem'e "birr" nedir diye sorulduğunda şu ayet- kerimeyi okumuşlardır:
"Birr, yüzünüzü doğu ve batı yönüne çevirmeniz değildir fakat birr Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve nebilere iman eden, sevdiği halde malı yakınlara, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışa, dilenenlere ve boyunduruk altındakilere infak eden, namazı kılan ve zekâtı veren, ahidleştiklerinde ahdini yerine getirenler, zorluk hali, zarar anları ve güçlük zamanında sabredenlerdir. Onlardır sâdık olanlar; ve onlardır müttaki olanlar" (el-Bakara, 2/117).
Ayette açık olduğu üzere, "birr" hem imanı, hem de aşağı yukarı bütün amelleri (nafilelere varıncaya değin) içine almaktadır. Bir diğer husus "birr"in şahıslaştırılmasıdır; yani ayet "birr"i amel olarak değil, bir kişi olarak sunmaktadır. Zaman zaman belirttiğimiz gibi, insan maddi gaflet örtüsünden sıyrıldığı zaman ameliyle özdeşleşir. Artık ona mümin yerine iman; muhsin yerine husn ve berr yerine birr diyebiliriz. Aynı zamanda o, âlim olmaktan ilm olmaya da geçer. İradesini Allah'ın iradesinde eriten ve ilâhî irade karşısında adeta bütünüyle edilgen duruma geçen insan, Allah'ın her yarattığı gibi güzel olur ve hayatıyla, kimliğiyle şahsiyetiyle bol bir hayr ve iyilik (birr) halini alır. Ayetten anlaşılan bir diğer husus birr'in "sıdk ve takva"yı da içine almasıdır. Birr konusunda gelen diğer ayetler, yukarıdaki kapsamlı ayetin bazı yönlerini açıklayıcı niteliktedir. Sözgelimi, malın zekâtını vermek farzdır; infak, farzı içine aldığı gibi fazlasını da kapsar. Kur'an duruma göre ihtiyaçtan arta kalanın infak edilmesini emreder (el-Bakara, 2/219); "Birr", infak ederken kişinin sevdiği şeyden vermesini içine alır.
"Sevdiğinizden infak etmedikçe birr'e erişemezsiniz.." (Âli İmrân, 3/92).
Evlere ancak kapılarından girilir. Arkalarından değil, önlerinden gelinir. Aynı şekilde, her emanet ehline verilir ve her şey ehlinden alınır. Sözgelimi, ilim ancak âlimden öğrenilir; yarı bilenden değil, bilinmeyince zikr ehline (o işi bilenlere) sorulur; ancak bu yollarla birr'e ulaşılabilir.
"Evlere arkalarından gelmeniz birr değildir, ancak birr ittika edendir; ve evlere kapılarından gelin, Allah'tan ittika edin. Umulur ki, felah bulasınız" (el-Bakara, 2/189).
Ali ÜNAL

Hâdimul İslam 10 Kasım 2023 08:35

Asr-ı saâdette, hayatlarını sırf İslâm yoluna adayarak, Allâh’a ibâdetten başka bir şey düşünmeyen Ashâb-ı Suffe, geçimlerini temine vakit bulamazlardı. Bu sebeple diğer Müslümanlar onlara hurma getirirlerdi. Bâzı kimseler, bir ara bozuk hurma getirmiş, Ashâb-ı Suffe de son derece acıkmış olmaları sebebiyle bu bozuk hurmaları yemek zorunda kalmışlardı. Bu hâdise üzerine Cenâb-ı Hakk’ın şu ihtârı geldi:

“Ey îmân edenler! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardığımız nîmetlerin iyilerinden (Allâh için) infâk edin. (Size verildiği takdirde) gözünüzü yummadan alamayacağınız (basit ve değersiz) şeyleri, hayır diye vermeye kalkışmayın! Allâh’ın müstağnî ve övülmeye lâyık olduğunu bilin!” (el-Bakara, 267)

Bir başka âyet-i kerîmede de Cenâb-ı Hak, kendisine yakın olabilmemiz için sevdiklerimizden infâk etmemiz gerektiğini şöyle bildiriyor:

“Sevdiğiniz şeylerden infâk etmedikçe, aslâ «birr»e eremezsiniz. Her ne infâk ederseniz Allâh onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmrân, 92)

Âyet-i kerîmede geçen «birr» kelimesi, hayrın kemâl noktası, Allâh’ın rahmeti, rızâsı ve cenneti mânâlarında tefsîr edilmiştir. Cenâb-ı Hak «birr»i başka bir âyet-i kerîmede şöyle izâh eder: “Birr, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl birr (sâhipleri), Allâh’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanan, servetini -kendisi için ne kadar kıymetli olsa da- akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve insanları kölelikten kurtarmaya harcayan; namazında devamlı ve dikkatli olan, zekâtını veren, verdiği sözü tutan, felâket, zorluk ve sıkıntı anlarında sabredenlerdir. İşte onlardır sadâkat gösterenler ve işte onlardır gerçek takvâ sâhibi olanlar!” (el-Bakara, 177) Görüldüğü gibi “birr”i târif eden bu âyet-i kerîme, insanda bulunması gereken pek çok üstün vasfı kendisinde toplamıştır.


SAAT: 08:06

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320