Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslami Kavramlar (https://www.forum.medineweb.net/838-islami-kavramlar)
-   -   Darb-ı Mesel (https://www.forum.medineweb.net/islami-kavramlar/3159-darb-i-mesel.html)

Emekdar Üye 05 Mayıs 2008 01:05

Darb-ı Mesel
 
DARB-I MESEL

Bir durumu temsil yoluyla anlatmak maksadıyla eskiden beri söylenegelmiş hikmetli ve meşhur söz veya atasözü.
Mesel kelimesi lugatta benzer, nazir, delil, hüccet, bir şeyin sıfatı, halk arasında kabul görüp yayılmış ve meşhur olan sözlerdir. Bunlara Türkçe'de atasözü, söylenmesine de darb-ı mesel adı verilir. Kur'ân-ı Kerim'de bir çok meseller vardır. Bunlardan bazıları, övmek veya kınamak için getirildiği gibi, sevap ve cezanın önemini yüceltmek, tahkir etmek için de olabilir. İşte buna göre darb-ı mesel: "Herhangi bir misali yerinde kullanmak ve tatbik etmek" şeklinde tarif edilebilir. Nitekim Allah Teâlâ, Kur'ân-ı Kerim'deki ilâhi hakikatları ve güzel hikmetleri insanların kolayca anlamaları için çeşitli meseller getirir.
Kur'ân-ı Kerim'in anlatım ve tebliğ metodlarından biri misal getirmektir. Bazı insanlar, yalın sözü anlayamaz. Yalın söz doğruyu en iyi ifade eden bir anlatım şekli olduğu halde, insanların bilgisizliği ve söze delil istemeleri sebebiyle bazen onlara misaller getirilir. Bu misaller, Allah'dan başka dostlar, yardımcılar, ilâhlar, hâkimler edinenlere bir meydan okuma havası taşır. Misal, sözü geç anlayana, yalın sözden kaçana, hakkı görünce yüzünü asana verilir ki onun anlatması kolaylaşsın da imân edenlerin karşısına imansızlık ve inkâr anti tezi ile çıkmasın.
Kur'ân'ın getirdiği misaller, dış dünya ile ilgili olup, bunlar duyu organları ile kavranan ve insanların içinde bulundukları sosyal hayattan alınan misallerdir. Bizzat insanların kendi kendilerine misalleri gibidir. (ez-Zümer süresi, 39/27) âyette Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki biz Kur'ân'da insanlara her misali getirdik, ola ki düşünür ve öğüt alırlar." Diğer bir âyette de yüce Allah bu mesellerin getiriliş gayesini daha açık ifadelerle anlatarak; "Biz böylece onları insanlar için misaller getiririz, umulur ki, onlar düşünürler" (el-Haşr, 59/21) beyan buyurmakta ve verilen misaller üzerinde insanları düşünmeye davet etmektedir.
İşte insan zihninin de mimarı olan Yüce Allah, onun yapısını en iyi şekilde bildiği için,sapıklık ve dalâlet bataklığında olan kâfirler belki düşünür de ibret alırlar diye bu misalleri getirdiğini, hatta bir sivrisineği veya ondan da küçük bir şeyi bile misal getirmekten haya etmesinin söz konusu olmayacağını açıklamıştır. (el-Bakara, 2/26) Çünkü bazen sahifeler dolusu izah ve açıklama birkaç kelimelik bir darb-ı mesel ile ifade edilebildiği gibi, bir kaç kelime veya benzetme, muhatabın zihninde uzun uzun açıklamalardan daha derin iz bırakabilir. Nitekim, bugün insanoğlu kendi eliyle yaptığı bilgisayar veya bir uçağa hayran kalmaktadır. Fakat hayranı olduğu bilgisayar, bir beyin hücresinin yanında bile oldukça iptidâi ve kaba olduğu gibi; en son sistemlerle donatılmış, idrakten mahrum mekanik bir uçak da küçük bir sivrisineğin akıllara durgunluk veren yapısı karşısında sözü bile edilemeyecek kadar basit kalır. İşte Allah Teâlâ böyle misaller vererek, insanların taklitçiye değil; eşyanın ve bütün bu muazzam kâinatın yaratıcısı, plânlayıcısı, sahibi olan kendisini gerçek Rab tanımaları için düşünmeye sevk etmektedir.
Bir misal getirilirken, umumiyetle bu misal sağduyuya ve tutarlı düşünceye uygun olduğunda, doğru veya gerçek bilgi elde edilebilir. Aksi taktirde, ters yöndeki bir zihnî faaliyet, bu gerçek bilgiden uzaklaşmaya vesîle teşkil eder ve büyük yanılgıya sebep olur. Nitekim Yüce Allah böyle bir duruma işaret ederek, şöyle buyurmaktadır: "Dikkat et, sana nasıl da misaller veriyorlar da bu yüzden sapıttılar. Artık bir yolda bulamayacaklar." Onlar "Biz kemik ve ufalanmış toz haline geldiğimiz zaman, biz mi yepyeni bir yaratık olarak dirilip kaldırılacağız? dediler. De ki, İster taş olun, ister demir, ister gönlünüzde büyüyen (aklınıza tuhaf gelen) her hangi bir yaralık olun (Allah sizi mutlaka diriltecektir). "Bizi kim tekrar hayata döndürebilir?"diyecekler. De ki: "Sizi ilk defa yaratan (diriltecek)..." "Sana alaylı alaylı başlarını sallayacaklar ve "Ne zaman o?" diyecekler. De ki: "Yakın olması umulur" (el-İsrâ, 17/48-52)
Materyalist bir düşünce ile, insanın öldükten sonra dirilmesini imkânsız gören; dünyevî tecrübesinden çıkardığı bir sonuç ile, toz ve kemik yığınından ibaret gördüğü ölüm sonrası halini inkâr eden kişiye Allah Teâlâ, ilk yaratılışın daha zor olduğu halde; kendisine bunun bile zor gelmediğini hatırlatmaktadır. Böylece muhataba, yani inkârcıya ikna edici aklî bir cevap vermektedir.
İşte Kur'ân'daki darb-ı meseller bu tür hakikatleri, insanların anlayabileceği seviyede açıklayarak hem aklî, hem de ikna edici bir şekilde anlatmaktadır.
Talat SAKALLI


SAAT: 01:21

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320