Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslami Kavramlar (https://www.forum.medineweb.net/838-islami-kavramlar)
-   -   Efsane (https://www.forum.medineweb.net/islami-kavramlar/3237-efsane.html)

Emekdar Üye 05 Mayıs 2008 10:34

Efsane
 
EFSÂNE

Masal, geçmişlerin tuhaf ve şaşılacak hikâyeleri, baştan geçen şeyler mânâlarına geldiği gibi, meşhur ve belli olmuş haberler de demektir. Farsça olup fesâne* şeklinde de söylenir.
Efsâne kelimesi Araplarda Esâtîru'l-evvelîn, Türk'lerde masal, Yunanlılarda misus, Fransız'larda mit ifadelerini karşılamaktadır. Bunlar, eski kahramanlık hikâyeleri, evvel zaman haberleri, destanları olarak mülâhaza edilmiş ve uydurma hurâfeler mânâsında kullanılmıştır. Buna sebep de, önceki toplumların tarihinin önce ağızlarda en çok dolasan sözler olarak satıra geçmiş olması ve sonra da satırdan satıra geçerken birçok değişikliklere uğramış bulunmasıdır.
Yunanlılar, masallar, tarihî efsaneler yazmayı bir edebî sanat saymışlar ve bu suretle birçok mâbudlar ve eski kahramanlık hikâyeleri vücuda getirmişlerdir. Fransızlar bu ilme mitoloji derler ve bundan en ziyade Hind, İran, Yunan, Lâtin, Cermen, Slav ve Selt milletlerinin ilk masallarını kastederek bahse konu ederler. Bu masalları ilk insanların duygu, düşünce, tefekkür, güç ve bilgilerini anlamak için delil ve ilmin ilk kaynağı sayarlar ve tarih, felsefe ve dinler bunlardan çıkmıştır derler. Bu nedenle mitoloji'ye felsefe ve dinler tarihi'nde mühim bir yer verirler. Böyle demek; tarih, felsefe, ilim ve din, masal ve efsâneden ibarettir anl----- gelmez. Fakat birçokları bundan tarihin, felsefenin, ilmin ve özellikle dinin bir efsâne demek olduğu vehmine kapılarak yeni yeni masallar uydurmakla; yeni tarihler, yeni felsefeler, yeni dinler, yeni ilimler icat ve keşfedilebileceği iddiasına düşmüşler, Hak Din'in bir hakikat olduğunu, hayallerin, masalların bile bir hakikatın yansıması ve inhirâfı demek olduğunu anlayamamışlardır. Bunlar, hak ve bâtılı ayırmayarak bütün dinlere "Esâtırü'l evvelin", efsâne ve hurâfeler derler ve böyledir diye de mücâdele ederler. Bu da kalplerinin hurâfe ve uyduruk şeylerle dolu olmasından ve bu engeller içinde hakkı anlama kabiliyetini kaybetmiş bulunmalarından doğmaktadır. Bunların uzantıları olan Mekke'li müşrikler de Kur'ân-ı Kerîm'e dil uzatarak, "O bir ilâhi vahiy, bir kitâb-ı hak değil; aksine, ilham kaynağı eskiden yazılmış olan mestûrat ve mektûbattan ibarettir; Muhammed bunu eski kitaplardan alıp yazdırıyor. Binâenaleyh bu bir mûcize değildir; hatta bunda yeni bir hakikat olmadıktan başka hiçbir hakikat da yoktur. Zira bu, sadece esâtîr (efsâne) değil, esâtîr-i evvelinden, esâtîr-i evvelîn gibi hakikatte manası olmayan boş satırlardan, yalan hurâfelerden, masallardan ibarettir. O bunları yazdırıp yazdırıp söylüyor" diye bir târiz de yapıyorlardı. Kalplerinin bozukluğundan dolayı en güzel kelâm olan kelâm-ı hak ile esâtîr-i evvelini ve hurâfeleri ayırıp temyiz edemeyecek bir halde bulunuyorlardı. Bugün de Kur'ân-ı Kerîm ve Hz. Muhammed (s.a.s)'e dil uzatanlar bunların öğrencileridir.
Onlar, Kur'ân-ı Kerîm'in eskilere âit bir efsâne (İranlıların Rüstem ve İsfendiyar'a ait efsaneleri gibi) olmadığını yakînen bilmekte idiler... Ve eğer insanları Kur'ân-ı Kerîm'i dinlemeye bıraksalardı; onların "bu öncekilerin masallarından başka birşey değildir" yolundaki iddiaları bir mânâ taşımayacaktı. Kureyş büyükleri, taraflarına Kur'ân-ı Kerîm'in tesir edeceğinden korktukları gibi, bizzat kendilerine de müessir olacağından endişeleniyorlardı. Ahnes b. Şürayk, Ebû Süfyân, Amr b. Hişâm'ın; Kur'ân-ı Kerîm'in cazibesine mukavemet ettikleri halde, gizliden gizliye onu dinledikleri ve dinlemekten kendilerini alamadıkları tarihin meşhur hakikatlerindendir.
Bir efsâne, çoğu zaman, halk veya folklar hikâyelerini konu almakla beraber, bir hikâyeci veya bir şâirin, zamanının tasavvuruna veya kendi hayal gücüne dayanarak meydana getirdiği orijinal bir masal da olabilir. Efsâneler sanatlı bir anlatıma sahip olmayışlarıyla destandan ayrılırlar. Türleri bakımından şu gruplarda toplanırlar: 1- Dünyanın yaratılışını, varlıklarının zuhurunu ve şekil değiştirmesini anlatanlar; 2- Tarihî efsâneler. Şehirlerin tarihini, büyük şahısların hayal ve sevdalarını anlatanlar; 3- Olağanüstü varlıklarla ilgili efsâneler, Kader, ölüm ve cin ile perilerden bahsedenler; 4- Dinî efsâneler, din inanışlarına yer veren efsânelerdir.
Müzikte efsâneler iki şekil altında belirir. 1- Tek çalgı için parçalar; 2-Dramatik eserler.
Büyük ve ünlü manasına gelmek üzere bu kelimeden "efsânevî" kelimesi kullanılır.
Aşıklardan Nuri Efendi;
"Efsâne sen söyleme-Hor olursun indallah,
Nazar eyle Kur'ân'a-Kendine gel hey kendine" demekle efsâneyi boş söz olarak değerlendirir.

Hasan Fehmi KUMANLIOĞLU


SAAT: 03:47

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320