Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > İslami Kavramlar

Konu Kimliği: Konu Sahibi YASEMİN ATAMAN,Açılış Tarihi:  30 Ağustos 2011 (14:35), Konuya Son Cevap : 21 Ocak 2014 (20:06). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 30 Ağustos 2011, 14:35   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
YASEMİN ATAMAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:YASEMİN ATAMAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11916
Üyelik T.: 02 Mart 2010
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:54
Mesaj: 487
Konular: 102
Beğenildi:5
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kur’an’da rab kelimesinin eğitim açısından değer

Kur’an’da rab kelimesinin eğitim açısından değer

KUR’AN’DA RAB KELİMESİNİN EĞİTİM

AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ



"Rab" kelimesi; terbiye eden, yetiştiren, eğiten demektir. Rab kelimesinin bu anlamından dolayı, lügat anlamıyla anne-babaya da rablık isnad edilir (bkz. 17/İsrâ, 24). Çocuklarını eğitip terbiye eden anlamındaki bu rablık, tabii ki sınırlı ve mecazî anlamda rablıktır. Elbette, kelimenin tüm anlamlarıyla ve hakiki olarak Allah’tan başka rab yoktur. Kâmil anlamda eğitmek ve yetiştirmek de mutlak ve hakiki Rab olan Allah'a aittir. O, sadece yarattıklarından bir cins olan insanı değil; tüm evrenleri terbiye eden, olgunlaştıran, yönetendir; âlemlerin rabbıdır. Terbiye, her varlığın kendi sınırları içinde tekâmül etmesi demektir. Devamlı yaratma halinde olan, yaratıp da bırakıvermeyen, onları kemâle erdiren de Rab olan Allah’tır. Her varlık, bizzat Allah tarafından terbiye edilmektedir. Bu terbiye, "eğitim" kelimesini hemen tümüyle karşılar. O yüzden “öğretim ve eğitim” kavramlarının karşılığı olarak Türkçe'de yakın zamana kadar "ta'lim ve terbiye" kullanılırdı; eski yoğunlukta olmamakla birlikte hâlâ kullanıldığı görülmektedir. İşte, eğitim karşılığı kullanılan “terbiye” kelimesi, “rab” kelimesinin türevidir.


Kur’an’ın tertibinde, ilk âyette (1/Fâtiha, 1) Allah’ın bu ismi seçilip vurgulandığı gibi, nâzil olan ilk âyette de Rab ismi kullanılır: “Oku, yaratan Rabbının adıyla.” (96/Alak, 1) İlk insanın yaratılması ve halifeliği konusunda da yine bu isim kullanılır: “Hatırla ki: Rabbın meleklere, ‘Ben, yeryüzünde bir halife yaratacağım’ dedi. Onlar, ‘biz hamdinle Sana tesbih ve Seni takdis edip dururken yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?’ dediler. Allah da onlara: ‘Sizin bilemeyeceğinizi Ben bilirim’ dedi.” (2/Bakara, 30)


“Kaalû belâ” veya “elest bezmi” diye ifade edilen mîsak almada, Allah’ın yine bu ismi zikredilir: “Kıyâmet gününde, ‘biz bundan habersizdik’ demeyesiniz diye Rabbın Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini aldı ve onları kendilerine şâhit tuttu ve dedi ki: ‘Ben sizin Rabbınız değil miyim?’ (Onlar da), ‘Evet, (Rabbımız olduğuna) şâhit olduk’ dediler.” (7/A’râf, 172)

Rab isminin geçtiği yukarıdaki âyetlerde gündeme getirilen konuların eğitimle çok yakından ilgileri vardır. Bunların dışında yine eğitimle direkt ilgili olan başka âyetlerde de Rab ismi vurgulanır: “Oku, insana bilmediklerini öğreten ve kalemle yazmayı ta’lim eden Rabbın ekremdir (en cömerttir).” (96/Alak, 3-5) “Gerçek yönetici olan Allah, yücedir. Sana O’nun vahyi tamamlanmazdan önce Kur’an’ı (okumakta) acele etme ve ‘Rabbım, benim ilmimi artır’ de.” (20/Tâhâ, 114) “Rabbım, bana hikmet ver ve beni sâlihler (iyiler) zümresine kat.” (26/Şuarâ, 83)

Başkasını eğitmeye, yanlış olma ihtimali olan kendi göreceli doğrularımızı, beşerî prensiplerimizi başkalarına öğretip uygulatmaya hakkımız var mı? İnsanları eğitme, terbiye etme konusunda yetki kimindir? Bu soruları rab kavramı etrafında düşündüğümüzde, şunları ifade edebiliriz: Her şeyi yaratıp onlara sahip olan, yarattıklarını terbiye edip eğiten, olgunlaştıran sadece Allah'tır. Yardım etmek, yol göstermek, yön vermek, değiştirmek, tasarruf etmek, korumak, hâkim ve egemen olmak, sakındırmak, yasaklamak ve emretmek gibi eğitimle ilgili tüm alanlarda yetki ve gücü tümüyle elinde bulunduran yalnız Allah'tır. Allah'tan başkasının kendi adına, beşerî prensiplerle bu özellikleri istediği gibi kullanması rablık taslamak ve eğittiğini zannettiklerine az veya çok zulmetmektir.


Allah'tan başka rab kabul etmemenin pratikteki uygulanışı ve başkasının kulluğunu kabul etmemenin zarûrî gereklerinden biri, eğitim prensipleri konusunda Allah'ın koyduğu hükümlere ters düşülmemesidir. Başkasının eğitimle ilgili ilkelerini Allah'ın hükümlerine tercih etme, o kimse veya görüşü rab kabul etme anlamına gelecektir.


Rab, mutlak mânâda kullanılınca, mutlak eğitenin Allah olduğu ortaya çıkar. Allah'tan başka rabbın olmadığına inanan muvahhid mü'minin, “rabb”ın eğiten, yetiştiren anlamından dolayı, Allah'tan başka gerçek anlamda eğitimci -mutlak eğiten- kabul etmemesi gerekir. Eğer vahiyle açıklanan Allah'ın eğitim ve terbiye prensipleri doğrultusunda bir eğitim söz konusu ise, tabii ki bu eğitim faâliyetinin, başkasını rab kabul etme anlayışına girmeyeceği açıktır. İnsanı insanla eğitmek zorundayız, ama insanı yine insanın kendi fikirleri doğrultusunda eğitmek, hem zor, hem tehlikeli, hem de gayr-ı meşrûdur. Vahyin yön vermediği insan aklı, mükemmel bir eğitim görüş ve uygulayışı oluşturmakta yetersizdir. Bu, birbirlerinin eksik yönlerini görüp düzeltmeye çalışan tarihteki yüzlerce eğitim görüşünün her birinin, teori ve pratikteki eksik ve yanlışlarından da kolayca anlaşılabilecektir. Beşerin vahiyden uzak tüm uygulamalarındaki çıkmazların/açmazların eğitime yansıması olarak, günümüzde de hâlâ yaz boz tahtasından farksız eğitim teori ve uygulamalarını ve çağdaş eğitimin problemlerini objektif gözle değerlendirebilen tüm eğitimcilerin yakınmaları, bu tezi doğrulamaktadır.


Felsefî yaklaşımların üzerinde ittifak ettikleri bir eğitim görüşü yoktur. Nice ideolojilerin eğitim görüşlerinin olmadığı veya olmasının olmamasından daha kötü olduğu gibi. Bazı eğitim görüşleri merkeze çocuğu, bazısı merkeze öğretmeni, bazısı geçmişi, bazısı bir ideolojiyi veya beşerî bir ilkeyi, bazısı faydayı... almıştır. Tüm bu anlayışların, kurulu düzenden ve materyalist hayat anlayışından da bağımsız olmadığı ve tümünde, kişinin kendi hevâ ve heveslerini veya bir şahıs veya görüşü rablaştırdığı olgusu temel problemdir. Günümüzde eğitimin hemen her yerde, vahyin kabul ve redleri doğrultusunda ve Rabbimiz'e gerçek kullar yetiştirme modeliyle tanzim edilmediğini görmekteyiz. Ders araç ve gereçleri vahyin süzgeciyle oluşturulmamakta, öğretilenlerin önemli bir yekûnu, dinin öğretilmesini istediği faydalı bilgi, yani “ilim” değeri taşımamakta, tevhid ve Rabb'ın terbiyesi öncelikler içerisinde bulunmamaktadır. Yani eğitim konusunda başka rablar devreye girmektedir.

Bu rab taslakları, tuğyanlarını arttırarak, câhiliyye müşrikleri kadar bile Allah'ı işlerine karıştırmak istememekteler. Gerçek Eğitici'nin prensiplerinden hemen hiç birinin kendi rablarına ortak olmasına bile izin vermemekteler. Okullarda sözgelimi sakallı bir öğretmene, "selâm"la sınıfa girmeye, besmeleyle başlanan derse bile tahammül edememeleri, bu çarpık rab anlayışının yansımaları olarak değerlendirilmelidir. Okullardaki tören ve kutlamaları, başörtüsü yasağını, ders müfredatlarını rab kavramından bağımsız düşünemeyiz.


Tek rabbım Allah'tır deyip insanların da içinde bulunduğu tüm evreni terbiye edenin ve eğitme hakkına sahip olanın Allah olduğunu kabul eden müslüman, bu inancının sonucu olarak Rabbânî ilke ve prensiplere uymak zorundadır. Kendini ve ehlini ateşten korumak zorunda olan (66/Tahrîm, 6) insanın temel görevi, Allah'ı tek rab kabul edip O'na kulluk yapmak, çoluk çocuğunu da Rabb'ın terbiyesi ile yetiştirmektir. Âdemoğlu, yeryüzünün halifesi olduğu veya olması gerektiği için, Allah adına yaşamak ve yalnız O'nun ilke ve prensiplerine tümüyle uymak zorundadır.

Tevhid, Allah'ı tek rab ve tek ilâh kabul etmek demek olduğuna göre, eğitim konusunda da ilâhî prensiplere ters ilke, anlayış ve uygulamaların tevhîd-i tedrîsât kapsamına girse de tevhîdî tedrîsâta, meşrû/şeriata uygun eğitim kapsamına girmediği kabul edilmelidir. Unutulmamalıdır ki, hakka; hangi oranda olursa olsun bâtılın karıştırılması, o sentezi hak olmaktan çıkarır. Tevhidin, en küçük bir küfür ya da şirkle beraber bulunması mümkün değildir. Hak görüntüsüne bürünmeyen, içinde cüz'î doğrular barındırmayan bâtılın zararı daha sınırlı ve izâle edilmesi daha kolaydır. Ama, hakla bâtılın birbirine karıştırılması ve “hak” maskesiyle insanlara sunulması, nifakın ve takiyyenin en çirkini, halk açısından da en tehlikelisidir.

Allah'ın tek rab olduğu inancına ve bu kabulün gerektirdiği eğitim anlayışına sahip olmayan kimsenin, öncelikle kendisinin eğitilmesi gerektiğinden, başkalarını eğitme hakkı yoktur. Gerçek Rabbını tanımayanın kendini tanıması da mümkün değildir. İnsanı doğru tanımayan, yaratılışı, fıtratı keşfedemeyen kimselerin eğitim görüşlerinin de eksik ve yanlışlarla dolu olacağı doğaldır. Ancak doğru Rab anlayışı; insanı, kendi fıtratı ve kendi psikolojik yapısına göre eğitmeyi sağlayabilir. Kişinin haddini ve Rabbini bilmemesi, eksik ve yanlış tanımladığı insanı, fıtratına ters ve dolayısıyla sağlıksız, başarısız, adâletsiz, huzursuz bir potada eğitmek/öğütmek demektir. "Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vermek istediğini de Biz biliriz. Ona şah damarından daha yakınız." (50/Kaf, 16)

Sonuç Yerine Özet: Terbiye eden, yetiştiren, eğiten anlamlarına gelen “rab” kavramı, eğitim ilkelerini tespit etmede yetkinin kime ait olduğu konusunda mihenk taşı durumundadır. Tüm âlemin, tabii bu arada insanların rabbı olan Allah, mutlak eğitendir; Eğitimle ilgili mutlak yetki ve güç de O’na aittir. Allah’tan başka rab kabul etmeyen müslüman, ister kendi çocukları, isterse yetişmelerinden sorumlu olduğu kimselerle ilgili olarak eğitimle ilgili ilâhî prensipleri uygulamak zorundadır. İnsanları başka insanların fikir ve hevâları doğrultusunda eğitmek hem zor, hem tehlikeli ve hem de gayr-ı meşrûdur. Zaten vahyin yönlendirmediği akıl, mükemmel bir eğitim görüş ve uygulayışı oluşturmakta yetersizdir. Eğitimle ilgili Rabbânî ilkelere ters ve evrenlerin Rabbı’ndan bağımsız olarak insanları eğitmeye kalkışmak rablık taslamaktır.
Ahmed KALKAN
__________________
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi YASEMİN ATAMAN 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Evrensel Tesbihat Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 1 2172 02 Nisan 2012 14:43
Kur'an'ın Tâviz ve Uzlaşmaya Bakışı Allah(c.c) YASEMİN ATAMAN 0 2013 14 Mart 2012 00:18
Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız Tevhid Ve Şirk Konuları YASEMİN ATAMAN 0 1786 14 Mart 2012 00:09
Müslümanın müslümanlaşması Muhtelif Konular mahsun 2 2095 14 Mart 2012 00:06
Dünyevileşmek. Videolar/Slaytlar Beytül Ahzan 4 2172 10 Mart 2012 00:44

Alt 21 Ocak 2014, 20:06   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Tuba_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Tuba_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 20781
Üyelik T.: 10 Ekim 2012
Arkadaşları:13
Cinsiyet:
Yaş:38
Mesaj: 1.326
Konular: 73
Beğenildi:17
Beğendi:6
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Kur’an’da rab kelimesinin eğitim açısından değer

allah razı olsun...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
AMERİKA’YI ’’TEKÂSÜR’’ KRİZİ HELAKE SÜRÜKLEYECEK Mustafa İslamoğlu sevginin_bedeli Serbest Kürsü 1 19 Nisan 2014 00:34
‘’ Ve ma edrake’’ Bilirmisin Nedir ? Yitiksevda Kur'ân-ı Kerim Genel 5 16 Nisan 2014 12:25
‘’ Evladı-Ekrâd’’ Değerlerini Batılılaşma Adına Yitiriyor. Yitiksevda Makale ve Köşe Yazıları 1 18 Şubat 2013 14:37
Kur’an’da Şirke Açılan Kapı: “Allah’ı Hakkıyla Takdir Edememe” bilinmez Tevhid Ve Şirk Konuları 0 20 Ekim 2012 13:54
Hiçbir İnsan Köleleştirilemez ‘’ La Yüsteraqu İnsanun ’’ Yitiksevda Makale ve Köşe Yazıları 2 12 Nisan 2011 13:21

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.