Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > İslami Kavramlar

Konu Kimliği: Konu Sahibi Tuba_,Açılış Tarihi:  25 Şubat 2014 (02:18), Konuya Son Cevap : 25 Şubat 2014 (02:18). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 25 Şubat 2014, 02:18   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Tuba_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Tuba_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 20781
Üyelik T.: 10 Ekim 2012
Arkadaşları:13
Cinsiyet:
Yaş:38
Mesaj: 1.326
Konular: 73
Beğenildi:17
Beğendi:6
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hak

Hak

HAK
Hak Kelimesi: Anlam ve Mâhiyeti Hak: İslâm kültürününün ve Kur’an kavramlarının en önemlilerinden ve en zengin anlam taşıyanlarından biri de ‘hak’ kelimesidir. ‘Hak’ sözlükte, bâtılın zıddı, yerine getirilen hüküm, adalet, varlığı sabit olan, doğruluk, gerçeklik (hakikat), İslâm, mal-mülk, hisse, pay, bir emek ve zahmet karşılığı alınması gereken şey, iddiaya uygunluk, vâcip, sâdık, yaraşır, kesin şey manasındadır. ‘Hak’ kelimesinin aslı, uygunluk ve denk gelmektir. Bu kelime masdar, isim ve sıfat olarak değişik manalarda kullanılmaktadır. Masdar olarak anlamı, sabit olma ve mevcudiyetin (varlığın) gerçek olması demektir. Bu da, bilgi ile, bilinenlerin, birbirine uygun olması şeklinde anlaşılır. Buradan hareketle, bazen düşüncenin doğruluğuna hak, bazen da görülenin, bilinenin gerçek ve sâbit oluşuna hak denilir. Gerçekleşen olaylar hakkında ‘tahukkuk etti’ denir ki bu, olayın hak olarak, yerinde, bir gerçek olarak meydana geldiğini anlatır. İslâmî literatürde, hakkın kendisi olan yüce Allah, insanları mutlu kılmak için kendi katından kitabını da hak olarak indirmiştir. Onun için mutlak hak/doğru veya asıl gerçekler ancak Allah'ın vahyi iledir. Yani, Allah'ın indirdiği ve O'nun bildirdiği doğrular haktır. Yani, hakikat, doğruluk, gerçeklik, adâlet kişilere göre değil; Allah'ın bildirdikleri ölçüde haktır. "Hak"; Cenâb-ı Hakk'ın bir ismidir. Hak, Kur'ân-ı Kerim'in bir adıdır. Hak, mutlak doğru; şahsa, zamana ve yere göre değişmeyen kesin doğru anlamındadır. Beşerî doğrular, göreceli yaklaşımlar, teori ve zanlarla; hak, farklı şeylerdir. Allah'tan bize gönderilen kanuna da hak diyoruz. Çünkü Hak olan Allah'tan geldiği için haktır. Hak kelimesinin çoğulu "hukuk"tur. O yüzden haklar, yani hukuk da, Hakk'a dayanmalı, mutlak doğru hükümler olmalı; şahsa, zamana ve yere göre değişen, beş on sene içinde eskiyip değiştirilen, nice haksızlıklara/zulümlere kılıf olan şekilde olmamalıdır. "Kim Allah'ın indirdiği ("hak"la, "hukuk"la) hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir." (5/Mâide, 45). Hak ve hukuk, Hak olan Cenâb-ı Hak'tan gelirse hak ve hukuk olur. Yoksa, bunu insan belirlemeye kalkarsa o, hak ve hukuk olmaz. Çünkü insanın kendisi hak değildir. Kendisi hak olmayandan, hak türeyip ortaya çıkmaz. İnsanoğlunun geçmişi ve sonu, evveli ve yokluğu vardır. Belirli zaman içinde yaşar, belirli düşüncelerin etkisinde kalır. Her an düşüncesini değiştirebilir. Onun içindir ki, kendisi hak olmayanın söylediği de mutlak anlamda hak ve hukuk olamaz; insanları bağlamaz. Ama Hak olan Allah ve indirdiği kitap, Haktır, hukuktur.


Hak Kelimesinin Kur’an’daki Anlamları


Hak Kelimesinin Kur’an’daki Anlamları Hak kelimesi, Kur'an'da 227 yerde geçer; türevleriyle birlikte ise toplam 287 yerde kullanılır. Kur’an bu kelimeyi bir kaç anlamda kullanmaktadır: 1- Bir şeyi hikmetin gereğine göre (nasıl gerekiyorsa ona göre) yapan anlamında. Bu anlamda ‘hakk’ Allah’ın bir sıfatıdır. “Işte burada (bu durumda) velâyet (velilik, dostluk) hakk olan Allah’a aittir. O, sevap bakımından ve sonuç bakımından hayırlıdır.” (18/Kehf, 44) âyetindeki ‘hakk’ kelimesi Allah’ın bir sıfatıdır. (Ayrıca bkz. 6/En’am, 62; 10/Yûnus, 32; 22/Hacc, 6, v.d.) 2- Hikmetin gereği olarak var edilen şeyler. Allah (cc) fiilleri bu anlamda ‘hak’tır. Güneşin ve ayın yaratılması hakkında "…Allah, bunları ancak hak ile yaratmıştır. O, bilen bir topluluk için âyetlerini böyle birer birer açıklamaktadır.” (10/Yûnus, 5, ayrıca bkz. 10/Yûnus, 53; 2/Bakara, 146) 3- Bir şey hakkında aslına uygun olarak inanç taşıma anlamında. Bir kimse hakkında ‘onun yeniden diriliş ve cennet konusundaki inancı hak’tır’ dememiz gibi. “Allah, iman edenleri, ayrılığa düştükleri hakk’a, kendi izniyle eriştirdi.” (2/Bakara, 213) âyetinde insanların inanç ilkeleri ve ibadetler konusunda ihtilâf ettikleri gerçek anlamında geçmektedir. (Muh. Ibni Kesir, 1/188) 4- Gereğine göre, gerektiği kadarıyla ve gerektiği zamanda meydana gelen söz veya iş anlamında. Bir kimse için ‘senin sözün hak’tır’ dememiz gibi. “Eğer hak, onların hevâ (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız gökler, yer ve bunların içinde olan herkes ve her şey fesada (bozulmaya) uğrardı…” (23/Mü’minûn, 71). Buradaki hak; Rabbimizin adı olarak (muh. Ibni Kesir, 2/570), tüm yaratılmış âlemin tâbi olduğu gerçeklik (M. Esed, Kur'an Mesajı, 2/698), ya da hikmetin gereğine göre konulan hüküm anlamında gelmiş olabilir. 5- Borç anlamında: (2/Bakara, 282). 6- Hisse, pay anlamında: “Ve onların mallarında belirli bir hakk vardır; isteyenler ve yoksul olanlar için.” (70/Meâric, 24-25, ayrıca bkz. 51/Zâriyât, 19) 7- Adalet anlamında: “Allah hakk ile hükmeder. Oysa O’nu bırakıp ta tapmakta oldukları ise, hiç bir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah işitendir, görendir.” (40/Ğâfir, 20) ‘Hakk’ kelimesinin çoğulu ‘hukuk’, ‘hıkak’ ya da ‘hakaik’tır. Aynı kökten gelen ‘ihkak’, gerçekleştirmek, ‘İstihkak’, hak sahibi olmak, ‘Ehakk’, daha hakk, daha doğru, ‘Hakîk’ daha lâyık, ‘el-Hâkka’ ise 69. sûrenin adı olup gerçekleşen olay, yani Kıyamet anlamına gelmektedir. ‘el-Hakk’, Rabbimizin güzel isimlerinden biridir. Allah’ın bir adı olarak Hakk, inkârı mümkün olmayan, varlığı kabul edilmesi gereken, gerçek var olan, Varlığı ve ilâhlığı kesin olan, hikmetinin gereğine göre eşyayı yaratan, hakkı ortaya koyan, sözünde doğru olan, her hakkın kendisinden alındığı gerçek var olan mevcud manalarına gelir. Allah (c.c.), enfüste (subje) ve âfakta (obje) ne yaratmışsa birbirine uyumlu, yerli yerinde yaratmıştır. Hepsinin hâkimi O’dur. O’nun dışındaki her şey, O’nun yaratmasıyla ‘tahakkuk’ eder. Allah, her bir varlığa belli bir şekil, ecel ve görev vermiştir. Bunların hepsi de yerli yerindedir. Her bir varlığın âlemde ‘Allah’a bağlı olarak’ bir hakikatı (gerçekliği), bir sınırı ve birbirlerine karşı hukukları vardır. Alah (cc) her şeyi ‘hakk’ ile yarattığını haber veriyor (46/Ahkaf, 3). Allah (c.c.) ‘bizâtihi vücûd’tur. Yani O’nun varlığı, kendi Mevcut oluşunun gereğidir, hiç kimseye muhtaç değildir. Diğer varlıklar ise ‘hak’ oluşlarını Mutlak Varlık ve Gerçek (el-Hakk) olan Cenab-ı Hakk’a borçludur. Onların varlığı Allah’a bağlı olarak ‘liğayrihi vücûd’tur, hak oluşları başkasına bağlıdır. ‘Hak’ aslında sâbit ve aklın inkâr edemeyeceği derecede gerçek olan şey demektir. O aynı zamanda doğrudur, isabetlidir, maksada uygundur, arzu edilene denk düşen şeydir. Bu bakımdan her an ve yerde sabit olan (mevcut olan) Allah (cc) gerçek Hakk’tır. O, yarattıklarını hak üzere yarattığı için, onlar da Allah’a göre hak’tırlar. Hak’tan gelen, O’ndan kaynaklanan her şey de tıpkı O’nun zâtı gibi hak’tır. O’ndan gelen vahy da hak’tır. O’nun gönderdiği din de hak’tır. Hakk’ın tam karşıtı ‘bâtıl’dır. Bâtıl, hakk’a göre temelsiz, boş, gerçek olmayan, uymayan ve geçersizdir. Hakk, suyun kendisi, bâtıl ise onun üzerinde biriken köpüktür. Köpük kaybolur gider, su kalır. (13/Ra’d, 17) Hak, her zaman kalıcıdır, yerindedir, uygundur, üstündür. Hak gelince zaten bâtıl yok olup gider. Bâtıl hakk’ın karşısında tutunamaz. Zaten yok olmak (tıpkı köpük gibi) onun doğasında vardır. Çünkü onun bir gerçekliği ve geçerliliği yoktur. (17/İsrâ, 81) Bâtıl hakk’ın yerine geçmeye çalışırsa, ya da hakk’a engel olmaya çalışırsa Hakk olan Allah (cc) hakk’ı bâtılın tepesinde indirir ve onu darmadağın eder. (21 Enbiya/18). Allah (cc) kendi kelimeleriyle bâtılı ortadan kaldırıp yok eder ve hakk’ı pekiştirir. O, suçlular ve müşrikler istemese de Hakk’ı gerçekleştirmek ve bâtılı geçersiz kılmak ister. (8/Enfâl, 8). Hak olan Allah’ın insanlar arasından seçtiği son hak peygamber Hz. Muhammed’tir. Son peygamberlerle gönderdiği din hak’tır. O dinin kitabı Kur’an hak bir kitaptır. Islâmın bütün hükümleri, Kur’an’ın bütün âyetleri, haber verdiği şeyler hak’tır. Ölüm, kıyamet, ölüm sonrası hayat, mahşer, mizan, Cennet ve Cehennem haktır. Hakk’ın, sâbit, doğru, insan fıtratına uygun, her hükmü tutarlı, yani hakk nizamı olan İslâm’a teslim olanlar hakk’ı bulurlar. Işlerinde hak üzere olurlar. İnsanlara, hayvanlara ve çevreye ait hak’lara saygı gösterirler, Hakk’ın, tahakkuk edecek azabından korkarlar, hak yolu izlerler ve hak olan amelleri yaparak Allah’ın Cennetini hak ederler.





İslâm Hukukunda Hak Kavramı

İslâm Hukukunda Hak Kavramı
İslâm Hukukunda Hak Kavramı İslâm hukukunda (fıkıhta) hak, "hukukun, bir başka deyişle şeriatın bir yetki veya yükümlülük olmak üzere benimsediği, kişiye ait olan şeydir." İslâm'a göre hakların kaynağı bir ismi de “Hak” olan Cenâb-ı Allah’tır. Hak’lar, şer’î hükümlerin dayandığı kaynaklardan çıkarılan ilâhî bağışlardır. İslâm’da delilsiz şer’î bir hak yoktur. Buna göre hakların kaynağı Allah’tır. Çünkü O’ndan başka Hâkim ve O’ndan başka hüküm koyucu olamaz. İslâm'a göre, insanlara veya yaratıklara ait hakların kaynağı insan iradesi ve aklı değildir. İnsan aklı ve iradesi yalnızca, bu hakların yerli yerinde kullanılmasını sağlar, hukukun uygulanmasına yardımcı olur, hak tecavüzlerini önlemeye çalışır. Daha doğrusu akıl, ilâhí irade tarafından sabitleştirilen hakları anlamaya ve onları yerli yerinde korumaya yarar. Bugün yaygın olarak kullanılan ‘insan, hayvan, çocuk hakları’ deyimleri 19. yüzyılda Avrupada ortaya çıkmaya başladı. İlk insan hakları evrensel beyannâmesi ise ancak 1947 yılında ilân edilebildi. Halbuki İslâm’da haklar ve yükümlülükler, insanlar için bizzat Hakîm olan Allah tarafından belirlenmiştir. İlâhî irade tarafından belirlenen bütün haklar sâbittir, yani değişmezdir. Haklarla ilgili prensipler Kur’an ve Sünnet’te zaten bulunmaktadır. İslâm hukuku (fıkıh) bu konuyu geniş bir biçimde ele almıştır. Bu hakların nasıl korunacağını, hak ihlali olursa nasıl ceza verileceğini detaylı bir şekilde sistemleştirmiştir. Hatta İslâm fıkhı, batılıların hiç aklına gelmeyecek kişi ve varlıkların bile haklarını belirlemiştir. Kitaplarda ‘hukuk devleti’, ‘insan hakları’ gibi kavramların geçmemesi, onların olmadığı anlamına gelmez. Ayrıca, ta İslâm'ın başından beri bilinen, uygulanan böyle bir hukukun ayrıca bayraklaştırılmasına İslâm âleminde ihtiyaç olmamıştır. Batılılar, kendilerinin uzun yıllar arayıp ta buldukları bazı prensipleri, bütün dünyaya yeni bulunmuş ve yalnızca kendilerine ait gibi göstermeleri tarihî gerçeklerle bağdaşmıyor. Tekrar edelim ki hakların kaynağı ilâhî irâdedir. İnsanlara ve varlıklara ait haklar, bencil, çıkarcı, unutkan, bazen de zalim olan insanın eline verilemez. Üstelik insan kafasına dayalı olan hak kaynakları, yine insanlar tarafından değiştirilebilir. Zaman geçtikçe insanların anlayışları değişiyor. Dolayısıyla onların hak tanımları da değişikliğe uğruyor. Öyleyse hak gibi önemli bir şey, her şeyi hakkıyla bilemeyen insanın hükmüne dayanmamalı. Haklar, ancak Hak olan Allah’ın hak hükmüne göre yerine getirilebilir, korunabilir. Hakk’a rağmen konulan bütün ölçüler, bütün hükümler bâtıldır, geçersizdir, boştur, temelsizdir.


İslâm hukukuna göre üç çeşit hak vardır

İslâm hukukuna göre üç çeşit hak vardır
İslâm hukukuna göre üç çeşit hak vardır: 1- Allah hakkı (hukukullah): İnsanların kulluk görevi, onları Allah’a yaklaştıran şeyler, genelin çıkarına olan, Allah tarafından belirlenmiş hükümler, 2- Allah hakkı ve insan hakkı: Örneğin, kişinin aklının, dininin, neslinin korunmasında iki hak vardır. Bu hakların yerine getirilmesiyle hem Allah’ın emrine uyulmuş olur, hem de bunlarla toplum ve kişilerin çıkarı (maslahatı) korunmuş, haklarına tecavüz önlenmiş olur. 3- Kişinin maslahatının korunduğu haklar: Çok geniş bir alanı vardır. İnsan hakları dediğimiz şeylerdir.



İslâm'da İnsan Hakları

İslâm
İslâm'da İnsan Hakları Hiç bir düzende (dinde) görülemeyecek kadar insan haklarını gözeten İslam, insanın şu haklarını korumaya alır: a- Din emniyeti: İslam, din hakkını ve dini yaşama hürriyetini güvence altına alır. b- Nefis (can) emniyeti: İslam, yaşama hakkını temin eder. c- Akıl emniyeti: İlim ve tefekkürü emreden İslam, içki ve uyuşturucu gibi akla zarar verecek şeyleri yasaklar ve aklı her türlü arızalardan koruyucu tedbirler alır. d- Nesil emniyeti: Irzın, şeref ve namusun korunmasını ve sağlıklı nesiller yetiştiril-mesini temin için İslam gerekli her türlü ortamı hazırlar. e- Mal emniyeti: İslam malı korumak için, hırsızlık vb. suçlara giden yolları tıkadığı gibi, insanlara yeterli geçim kaynaklarına sahip olma hakkını ve imkanını tanır. Özetle İslam, her insanın onurunu, namusunu, özgürlüğünü, dinini, malını, canını, geçimini ve işini garanti altına alır. İslam, insan hakları konusunda hâlâ ulaşılamaz durumdadır. İnsani kardeşlik prensibine yer verir. Irkçılığı ve takvanın dışında üstünlük anlayışlarını reddeder. İslam’ın emir ve yasakları, hükümleri, ibadetleri, ceza anlayışı... eşitliği isbat etmektedir. Diğer düzenlerde bu denli eşitlik teoride bile yoktur. Eşitlik adına adaletsizliğe de göz yummaz. Kadın - erkek eşitliği diyerek cinsel farklılıkların gözardı edilip istismar edilmesine, insanların sömürülerek zulmedilmesine yol açacak aşırılıklara da geçit vermez.



Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Tuba_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Her bid’at delalet midir? Hurafeler-Bi'datlar Yitiksevda 1 2001 14 Temmuz 2014 17:57
Nur suresini sorularla tanıyalım Sorularla Sureleri Tanıyalım bilinmez 32 13374 14 Temmuz 2014 05:20
Hikmet İslami Kavramlar Tuba_ 0 1925 19 Mayıs 2014 03:02
Mina İslami Kavramlar GÖKCEN_AZRA 1 1801 19 Mayıs 2014 02:58
Hurâfeci Tahrif Akımlarından Hurûfîlik,... Hurafeler-Bi'datlar Tuba_ 0 1916 19 Mayıs 2014 02:53

Cevapla

« Ubudiyet | Bâtıl »

Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.