Yeriniz Kişiliğiniz
 

Oturmak için hangisini seçersiniz? İllaki bir seçiminiz vardır. Kişiliğiniz oturma tercihinize göre de ipuçları veriyor. "Hadi canım!" desenizde merak edin seçin.)) Hocanın olduğu odaya girdiniz.

Oturmak için hangisini tercih edersiniz, neden?


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

1 numara.

Sandalyenin arkalıklı, yeterli yükseklikte ve sabit oluşu sebebiyle. Ekstra olarak: önde, hocayı en iyi şekilde duymak için yakın; artı: kenarda olması bir açıdan arkada olma rahatlığını da beraberinde veriyor : ) Hani sandalye önde ve ortada olsa seçmezdim : )

Bu arada diğer seçeneğim yer minderi olabilirdi, onu da başka açılardan severim ama sandalyenin konumu benim için kaçmaz : )

Bende seçeyim 11 seçerim çok rahat, hocayada uzak olsun Ağzı-Açık000 merak ettim bekliyorum :):)

Teşekkürler biraz sabredin diğer tercihlere de bakalım ona göre ne anlam ifade ettiğini paylaşırım. Evladı iyalime de yaptım tercihler sebeplere bağlı ve hakikaten kisilikleriyle bağlantılı.))

Abla sen neyi seçtin koltuk bence uzun merdivenmi gözetleme kulesimi ne oda olabilir bence gülümseyen000 su damlası ne seçer acabadüssünceli000 merak ettim gerçekten ne cikcak acaba:):) anlamadığım sandalyelerde var 6-9 ne. Şezlong felanmi eğer öyleyse oda rahat mış gülümseyen000

1. Sandalye
2. Sallanan koltuk
3. Bar taburesi denilen uzun tabure
4. Salıncak
5. Minder
6. Katlanabilir kamp sandalyesi
7. Koltuk
8. Yüksek merdiven tepesi
9. Konferans sandalyesi
10. Küçük tabure
11. Puf

düssünceli000 konferans sandalyeside olurmuş not almak için felan ama almam biliyorumgülümseyen000 kamp sandalyesi doktorun karşısında direk bana bakar sürekli rahatsız olurum. Puf iyi pufuduk pufudukgülümseyen000

psokoloğu kovmuş yerine oturmuştur.)

1 numaralı sandalye otururken derli toplu olursunuz sizi mayışdırmaz.

Yapmayın hocam.)) Yanlış geldim deyip geri dönerim.))

Beğenmezsem, sıkılırsam hocanın ve milletin dikkatini dagitmamayı da hesaba katarim 1 numaralı sandalye gayet uygun bana.)
Sandalye derli toplu ve dik oturmak için, sırt kısmının olması, konusmaciyla arada göz teması kurabilmek için, hem kenar hem yakın olması önemli benim için net tercihimdir. Orta hiç istemem. Sürekli göz teması kurulur hiç sevmem rahatsız olurum. Koltuk olmaz, bana göre değil Kartal yeğen.)) Normalde bile kenarına, ucuna ilişerek otururum ki, böyle bir yerde hiç tercih etmem:)

Sorduğum biri şaka değil ciddi ciddi salıncak dedi. Sallanan koltuk tercih eden..Yani ne olursa olsun saçma olur demeyin. Bir tercih belirtin. Sabredin biraz dahasfhfgshsfhsgh

Sallanan sandalye güzel ama tam ortada biraz kenarda olsaydı kesinlikle onu seçerdim,, 🤭
Koltuk güzel ama çok arkada ya konuşmacıyı göremezsem bir de önüme benden uzun gelir istemem arada göz teması olması lazım,, 🤭
1 numarayı seçiyorum Yandan arada göz teması iyidir çok göz önünde değil,, 🙃

Ama gözüm hala 2 numaradaki sallanan sandalye de arada saklanırdım🤭

Yüksekleri istemem ne o öyle gözetleme kulesi gibi🤭

Buyurun seçtiğiniz yere göre kişiliğiniz ne diyor bakın? İtirazı olanlar psikolog Sena Özdemir'e lütfen 😄

➕ 🔴

1) Siz mantikli bir insansınız, her seye bilinçli yaklaşıyorsunuz ve neredeyse hiç hata yapmıyorsunuz. Baskı altında en iyi çalışan insanlardan birisiniz. Maceraya girmektense konfor alaninda kalmayi tercih ediyorsunuz.

2) Siz inanilmaz derecede strese dirençli birisiniz . En zor durumlarda bile sakin kalmayi biliyorsunuz. Her zaman, her durumda olumlu şeylere odaklanmaya çalışıyorsunuz. Siz kendini bilen, düşünmeyi seven ve düşüncelerinizle
baş başa kalmayı seven birisiniz. Insanlarla iletişim kurmaktan da korkmuyorsunuz.

3) Siz yorulmaz, çalışkan birisiniz.
Çalışkanlık, başladığı işi bitirme ve kararlılık en önemli özelliklerinizden. Azim ve sabir genellikle sizi alaninda yüksek nitelikli bir uzman yapar. Doymak bilmeyen bilgi ihtiyacınız da buna yardimcidir. Sahip oldugunuz tüm
bilgiler sistemli ve organize. Gerekli bilgileri aninda verebilirsiniz. Alaninda bilgili bir uzman olarak görülüyorsunuz.

4) Bunu seçenler, mevcut yaşam tarzindan memnun olmayan ve bu nedenle daha iyi bir pozisyon aramakla meşgul olan insanlardir.

5) Siz överili birisiniz, gerçek bir maceracisiniz. Riske girmeyenin kazanamadigina inanirsiniz, iste bu yüzden her zaman risk alma alışkanlığınız vardir. Dayanıklılığınız ve kendinizi konfor alaninizla sinirlamamaniz sizi enerjik ve hayatin size getirdigi her seye karsi sizi hazir biri yapar. Ayni kayadan bin kere düsüp kalkabilirsiniz. Kişiliğinizin diger
tarafi sizin en kötü düsmaniniz olabilir çünkü çogu zaman davranışlarınızın sonuçlarını küçümsüyorsunuz ve bunun
bedelini kendiniz ödeyebilirsiniz.
Bir sey yapmadan önce birkaç kez düsünmeyi öğrenmelisiniz.

6) lyi insanlar arasindaki ilişkilere gerçekten ilgi duyuyorsunuz. Sizin için en büyük değer insanlardir. Cok arkadas canlısı ve açiksiniz. Sık sık ve ailenizi bir arada tutan " tutkal " rolünü üstleniyorsunuz. İyi iletişim kuruyorsunuz ve her seyden önce dinlemeyi iyi biliyorsunuz. Yüksek hassasiyet,
ileri empati yeteneginiz var. Insan okumada iyisiniz. İş arkadaşlarınız ile arasinda popülersiniz.

7) Durumlari kontrol etmeyi seven, organize bir insansiniz. Yenilik yapmayi sevmiyorsunuz ve fikirleriniz konusunda tutucusunuz. Iste bu yüzden asiri durumlarda ilk önce korkuyla tepki
gösterir ve dünyadan gizlenmeye çalisirsiniz. Stres altinda gizlenmeyi tercih ediyorsunuz ve bir seylerin geçmesini bekliyorsunuz.

8) Liderligi simgeler ve 8. koltugu seçenlerin çogu kaderini onda hisseder. En karakteristik özellikleri, asil hedefe konsantre olabilmeleridir. Dikkatinizi sorunun özüne odakliyorsunuz. Her konuda hakli olmak istiyorsunuz.

9) Duygusal istikrar ve denge ile karakterize ediliyorsunuz. Duygulari kontrol etmeyi biliyorsunuz ve hiçbir durumda aklinizi kaybetmiyorsunuz.

10) Böyle bir sandalyenin sahibi mütevazi fakat kesinlikle yeri doldurulamaz bir insandir. Istenmese de her zaman yardima, sözünde ve amelde destek olmaya çalışacaktır.

11) Bu sandalye yaratıcılığı simgeler. Büyük olasılıkla sizin sağ beyniniz aktif. Hayal ve sezgilerinizle karakterize ediliyorsunuz.

c*

puf minder
11) Bu sandalye yaratıcılığı simgeler. Büyük olasılıkla sizin sağ beyniniz aktif. Hayal ve sezgilerinizle karakterize ediliyorsunuz.

Hayal sezgi beynimin sağ tarafının aktifligi katilmamam elde değil alkış000 teşekkürler sayın başkanım.psikolojimi çözdünüz hyyyyy

İlk seçimim olan 1 benim için uygun görünüyor : )

Yalnız 2. seçeneğim olan 5 için söylenenler de isabetli; "Bir sey yapmadan önce birkaç kez düsünmeyi öğrenmelisiniz" önerisini aldım baş tacı yaptım : )

Böyle psikolojik testleri severim, insanın kendini değerlendirmesi için güzel fırsatlar. Paylaştığınız için teşekkür ederim Mihrinaz kardeşim : ) cicekver

1) Siz mantikli bir insansınız, her seye bilinçli yaklaşıyorsunuz ve neredeyse hiç hata yapmıyorsunuz. Baskı altında en iyi çalışan insanlardan birisiniz. Maceraya girmektense konfor alaninda kalmayi tercih ediyorsunuz.
5) Siz överili birisiniz, gerçek bir maceracisiniz. Riske girmeyenin kazanamadigina inanirsiniz, iste bu yüzden her zaman risk alma alışkanlığınız vardir. Dayanıklılığınız ve kendinizi konfor alaninizla sinirlamamaniz sizi enerjik ve hayatin size getirdigi her seye karsi sizi hazir biri yapar. Ayni kayadan bin kere düsüp kalkabilirsiniz. Kişiliğinizin diger tarafi sizin en kötü düsmaniniz olabilir çünkü çogu zaman davranışlarınızın sonuçlarını küçümsüyorsunuz ve bunun
bedelini kendiniz ödeyebilirsiniz. Bir sey yapmadan önce birkaç kez düsünmeyi öğrenmelisiniz.

Biri maceracı diğeri değil diyor, biri konfor alanı diyor diğeri risk sever diyor. Sence hangisi daha baskın 1 mi 5 mi sandalyemi mindermigülümseyen000?:):)

Doğrusu ikisi arasında gelip gidiyorum ve değişik dönemlerde beni her iki hal üzere de bulmanız mümkün : )

Nitekim geçmiş hayatım depresif bir hayat ve çok uzun yıllar boyunca o hal üzere kaldım. Bu insanda alışkanlık yapıyor : ) Ardınca "istediğim gibi bir ben" için çok çalıştım ve elhamdülillah büyük oranda oldum da : ) Bu da çalışmanın gayreti. Ve ama o geçmiş yıllardaki halim, her ne kadar geride kalmış gibi görünse de, bazen "Merhaba, ben hâlâ burdayım" diyebiliyor : ) Sonuç olarak da, zaman zaman kararsızlıklarla mücadele eden bir ben olabiliyor ortada : )

Bu arada kararsızlığımı besleyen şey: mükemmeliyetçilik. Gerek kendimden, gerek çevremdeki insanlardan hep en iyisini bekliyorum. "Bu böyle olmamalı, insan kusurlu varlıktır." diye hem kendime, hem çevreme dair hata toleransımı artırmaya çalışıyorum; ancak ben hoşgörü moduna geçsem de, çevrem benim hatalarımı görünce ve ama hoşgörmeyince "Dünyanın enayisi ben miyim?" isyanına tutulabiliyorum : ))

Bu geçici oluyor tabi ve bana bu yapılanı da "Bu da bir hata." diyerek hoşgörü listeme alıyorum; ve böyle böyle, hiç kimsenin buğzundan korkmayan çelik iradeli bir birey olma yolundaki gayretimi Allah'ın izni ile devam ettirmeye çalışıyorum. Yine hatalarımla birlikte tabi : )

Son olarak şunu diyebilirim ki: insan kendini sevmeli ve kabullenmeli, hem de tüm hataları ile birlikte. Hataları sevmeyi kastetmiyorum, "hata yapabilir bir insan" olarak kendimizi hoşgörmemizi kastediyorum. Ve diğer insanları da aynı şekilde... Hataları bize karşı yapsalar da : )

Bu şekilde, bu saydıklarımın hepsinden daha zehirli olan "mükemmeliyetçilik" tuzağından kurtulmak mümkün. Dua edin başarayım; nitekim çok çalışıyorum bunun için ve tam başaramadığım sürece acı çektirmeye devam ediyor : )

[QUOTE=Mihrinaz;446832]Buyurun seçtiğiniz yere göre kişiliğiniz ne diyor bakın? İtirazı olanlar psikolog Sena Özdemir'e lütfen 😄

➕ 🔴

Sena hoca ne diyorsa doğrudur psikologlar pahalı hazır bedava bulmuşuz :)))

Kendini ne güzel tanimişın bende tanırım inşallah mahcup000 Bende titiz biriyim ama tabi mükemmeliyetçi miyim deilim galiba:) Güzel ama her işte mükemmel olma mükemmel yapmaya çalışma gayretinde olmak. Bence yüklenme kendine bu kadarcicekver

Allah razı olsun kardeşim; kendime yüklenmemeyi deniyorum, ve inşaAllah başarabilirim : ) Ve sizin mükemmeliyetçi olmadığınıza sevindim, nitekim bu yola girip yıllar sonra bırakmaya çalışması çok zor oluyor.

Bu arada aklıma gelmişken, bu durumda olanlar için bir risk var: mükemmeliyetçiliği sonradan bırakmaya çalışan birçok kişinin sonu "tam tersi yönde" olabiliyor. Nitekim kendi kendilerine o kadar çok "aman boşver" diyorlar ki, yeni gerçeklikleri bu oluyor. Kontrolsüz dağınıklık, programsızlık vs...

Sadece, inşaAllah bende bu durum oluşmaz; nitekim diğer ucun riskinin de farkındayım elhamdülillah. Dolayısı ile vasatlık burada da çözüm mü? Evet, sanırım her konuda çözüm bu : )

Bu arada kendimizi tanımak için iç seslerimizi takip edip, duygularımızın izini sürmek yeterli. "Neden böyle düşünüyorum? Bu hissin kaynağı ne olabilir? Ben geçmişte hangi yanlışın doğru bir seçim olduğuna karar vermişim ki bugün ben bu halime dönüşmüşüm?" vb sorgulamalar eşliğinde... Sorular, insanı cevapları aramaya yönlendiriyor ve bilirsiniz: arayan aradığını illaki buluyor elhamdülillah : )

Tabi ki zaman içinde; bir anda olmuyor...

Siz "mükemmeliyetçi insanla yaşama sanatı" adlı kitabı okudunuz mu? Okuyamazsınız.... çünkü yazılmadı... çünkü ben daha yazmadım:)

Vasat adı bile içindeki mükemmeliyetçiliğe karşılık aslında dengeli olmayı, orta yol üzere kalmayı ne kadar önüne koyduğunu gösteriyor.c*

Seni tenzih ederek tamamen kendi örneğimden yola çıkarak, erkek modelli mükemmeliyetçi insanla ilgili birşeyler bırakayım buraya. Hepsi değil bir kısmı tabiki :) Eleştirdiğin, fazla bulduğun yerler varsa belirtmeni isterim.

Mükemmeliyetçi insan mükemmel insanla aynı değil, asla böyle bir iddiası yoktur. Bilgi, araştırma, inceleme, mantık, okumaya olan aşırı tutkusu ve ilgisi ve güveni onu fikirlerinde ve uygulamalarında mükemmeliyetçiliğe itiyor. Herşeyi bilgiyle, mantıkla çözen, fikirlerinin, sözlerinin ayakları yere basan, duygu sezgiyi rafa kaldıran insan...

Mükemmeliyetçi insan ; "kendisi gibi düşünen, kendisini çok iyi anlayan" insanla geçinemez. Bulursa çok sever, vakit geçirmeyi, hallesmeyi çok sever lakin olmaz.)). Onun için öyle bir insan yok zaten. Bunu bile mantık zeminine oturtarak ifade eder o yüzden sahidir, gerçektir..."Kendisini dengeleyen, orta yolu bulan ve bulduran" kişi/kişilerler tek arkadaşıdır. Niteliksiz, donanımsız kalabalık arkadaş ve çevre kalabalığı istemez. Bilgi, mantık, akılcılık, araştırma hayat mottolarıdır. Ve bilgiyi paylaşmaktaki ısrarları... Kim ne kadar alabilir, kapasitesi, seviyesi demez bildiğini aktarma karşısındakini yukarı çekme, sorun giderme derdi vardır. Buna inanılmaz beyin patlatılar.

"Bilmekten ve araştırmaktan" gelen değişik bir sevimsizlik, "bilgi ve okumadan" gelen enteresan bir tevazusu, mütevaziliği vardır. Onun için "yeterince iyi" yoktur. O yüzden hep en iyisine talip olma, en iyi şekilde yapma vardır. Ama onu dahi yeterli görmez.

Kafasında en basit konular için dahi A-B...Q planı hep vardır. Plan , program, etik, iş disiplini, kurallar tutucu olduğu yegane değerlerdir.

Toplum içinde çok sevilir, kabul görür, lakin bireysel anlamda çokça eleştiri alan "bu ne şimdi" diye ardından atılan tutulan, bilgisiyle insan dövmeyen herşeyi üstüne alarak yapan insna prototipi...

İkiyüzlülük, yalan, dümen, siyaset, politika hatta ticaret hiç bilmedikelrinden tam bir dürüstlük abidesidir. Anlaşılamamaktan, her işi kendi yuklenmekten, kendisi çözmekten dolayı bir yerden sonra senin dediğin yere gelir " enayi , eşşek benmiyim, şunu şöyle yapmak çokmu zor?" şeklinde kendine de etrafına da kıyasıya yüklenir. Tek derdi ailesinden topluma her konuda araştıran, öğrenen olmak...İpin ucunun kaçtığı yerlerden biri:)

Maddi konularda kâr zarar hesabını çok iyi yapan hesabını bilen, israfa karşı, tutumlu insan. Hayatındaki bütün araçlara ev, araba, para dahil, sadece araç gözüyle bakan, amaç haline asla getirmeyen, o yüzden cömert, eli bol, yeniliklere, teknolojiye hep açık, kendini sürekli geliştiren, almaktan ve vermekten hiç yüksünmeyen, ailesine de bu imkanları tanıyan özgürlükçü insan...

İnsan seçerken ki kriterleri eşya seçimine de yansır. Bir tane olsun kaliteli olsun, sağlam olsun, ölene kadar kullansın.)) Ayağıyla yorgan hep eşittir. O ayak dışarda kalmasın diye önden tedbirler hep vardır. Yorgan da hayatta uzun olmaz.)) Yettiği kadar.:)

Orta yolu bulan için -ki hiç kolay değil-; kafanızı hiç birşeye yormayacağınız, sizin yerinize düşünen, önlemler alan, planlar yapan, aşırı sağ duyulu, etrafındaki çiçeğin bile hayatını kolaylaştıran, refah içinde tutan biriyle yaşamak ve yaşlanmak çok tatlı yorucu ama zinde tutan keyifli bir sanat.


(Örneğimin yakınlığı sebebiyle çok objektif olamamış olabilirim.)

İsterseniz devam da ederiz. Bu vesileyle buyurn kitabı yazalım))

Siz "mükemmeliyetçi insanla yaşama sanatı" adlı kitabı okudunuz mu? Okuyamazsınız.... çünkü yazılmadı... çünkü ben daha yazmadım

alkış000alkış000alkış000alkış000alkış000

Nefesim tıkandı hakkaten varmı böyle insanlar hem güzel hem çok zor deilmi bide mükemmel insan değildir demişin sanki mükemmel gibiAğzı-Açık000 bilim okuma araştırma meraklısı çok sıkıcı olmaz mı yanlış anlamış olabilieim tabiki ohh çok şükür mükemmeliyetçi deilimgülümseyen000abla Vasat la birlikte kitap yazın soluksuz okuruz cicekver

Okurken mest oldum, evet duygulara kadar tastamam bu şekil : ) cicekver

Sadece "Acaba kendim gibi birini bulsam, gerçekten anlaşamaz mıydım?", bunu bilmiyorum : ) Nitekim sadece kısmen ayrı kaldığımız, çok büyük oranda benzeştiğimiz insanlar tanıdım ve bu düzeyde kişiler için bile "Onlarla daimi iletişimde kalmak muhteşem olurdu" diye bir zannım var : )

Ama adı üstünde: zan... Hakikat adına bir şey ifade etmez; deneyip görmeden bilemeyiz ama denemek için de önce tümden uyumu bulmak gerek : )

Not: Söz konusu zihinsel uyum olduğunda, iletişimle ilgili ifadelerim geneli kapsıyor. Misal birlikte bir proje üzerinde çalıştığım ekip arkadaşlarımın benimle benzer olması muhteşem ötesi olurdu : ) Hayali bile güzel, düşünsenize bir şey söylediğinizde benzer bakış açısı sebebi ile hemen anlaşılıyor, aynı mükemmellik beklentisi sebebiyle paylaşılan işler tıkır tıkır en iyi şekilde tamamlanıyor, arada seri şekilde paslaşılan görev paylaşımları vs... Ben bunlarla nasıl anlaşmayayım, süper bir şey : )

Eğer mükemmeli "kusurluluğumuzu kabul eden, kolaylıkla yönetilen en iyi halimiz" olarak tanımlarsak: evet bu gerçekten mükemmel : )

Mükemmellik yolunda vardığım son nokta: bir insan asla tüm her şeye aynı kalitede dikkat edemez/yetemez; beden ve zihin gücü buna göre ayarlanmamış. Bu gerçeğe göre: bir insan "nerede durup nerede yürüyeceğini bildiğinde; nerede kendi yapıp nerede yardım isteyeceğini bildiğinde; neleri öğrenmeyi ve uygulamayı tercih edip, neleri bilmemeyi ve hayatından çıkarmayı tercih etmesi gerektiğini bildiğinde", kısaca hayattaki dengeyi, ölçüyü, vasatlığı bulduğunda:

İşte o zaman gerçek mükemmelliği bulmuştur : )

Bilinen mükemmelik, dünya gerçekliğine aykırı olduğu için ancak boş bir hayal. Gerçek bir mükemmelliğin getirmesi şart olan şey: eksiksiz bir huzur halidir ve o da ancak yukarıda saydığım denge hali ile mümkündür cicekver