Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler (https://www.forum.medineweb.net/649-kissalar-hikayeler-nasihatler)
-   -   İnsanın hali bir muammadır (https://www.forum.medineweb.net/kissalar-hikayeler-nasihatler/1707-insanin-hali-bir-muammadir.html)

KalbinNûru 28 Aralık 2007 21:58

İnsanın hali bir muammadır
 
Tarihe uygulamaya koyduğu "Tanzimat Fermanı" ile geçen Osmanlı devlet ricalinin önemli şahsiyetlerinden
Mustafa Reşit Paşa'nın (1810/1858) insana ilk anda garip gelen dikkatleri vardı. Ölümünden sekiz ay
evvel, Ramazan dolayısıyla sahilhanesinde okunan mevlütte duayı yapan hoca efendi, dua sırasında kendi
ismini anmayı unutmuştu. Yalnız kaldıkları zaman, Reşit Paşa, oğlu Ali Galip Paşa'ya dedi ki:

"Bizim şu fani dünyada son senemizdir zannederim. Bugün mevlütte duagu efendi, benim ismimi söylemedi.
İçine doğdu her halde... Zaten, ahiret hazırlıklarının zamanı da geliyor."

Ali Galip Paşa, memlekette olup-bitenler sebebiyle yorgun ve sinirleri bozuk babasını, bunun normal bir
unutkanlıktan başka birşey olmadığını söyleyerek teselli etti. Fakat hikmet-i İlahi bu hadiseden sekiz ay
sonra Reşit Paşa vefat etti.

Babasının ölümünün kırkıncı günü vesilesi ile Ali Galip Paşa, aynı sahilhanede bir mevlüt okuttu. Tevafuk,
aynı hoca efendi mevlüdün "son dua"sını yaptı ve bu defa da, Ali Galip Paşa'nın ismini unuttu.

Önceki hadisenin tesiri ile Ali Galip Paşa olanları mevlütte hazır bulunan Keçecizade Fuat Paşa'ya anlattı.
Fuat Paşa da bunlara kafayı takmanın doğru olmadığını söyleyerek konuyu değiştirdi. Fakat çok
enteresandır ki, Ali Galip Paşa da, bu mevlüdden kısa bir süre sonra bir deniz kazasında boğularak öldü.
Asıl mesleği hekimlik olan devlet adamı Keçecizade Fuat Paşa, bu iki hadiseyi sık sık anlatır ve
"İnsanın istikbali bir muammadır." derdi.

KalbinNûru 28 Aralık 2007 22:10

Cvp: Yusuf'un Hikâyesi
 
"Rüya'yı sadıka, biss-i kablelvukuun fazla inkişafıdır.
Hiss-i kablelvuku ise, herkeste cüz-i külli vardır.
Hatta hayvanlarda dahi vardır.
Ehl-i dalalet ve ehl-i felsefe, o gayr-ı meşhur hislere;
-hata ederek ahmakçasına 'sevk-i tabii' diyorlar.
Haşa, sevk-i tabii değil, belki bir nevi ilham-ı fıtri olarak
insan ile hayvanı kader-i ilahi sevkediyor." Bediüzzaman
Kannallarında kuğuların, martıların ve ördeklerin gezindiği, güvercinlerin bu gezintiye kıyılardan eşlik ettiği,
yemyeşil meralarında mübarek hayvanların tesbih ederek dolaştıkları bir köy kadar şirin küçük bir ülke olan
Hollanda'da Müslüman olmuş bir Hollandalı ile tanıştık.

Yeşil gözleri, beyaz teni ve kumral saçlarıyla tipik bir Hollandalıyı, pırıl pırıl bir çehreyle görmek pek alışılmış
bir şey değildir. Bir arkadaşın evindeki sohbette karşılaştığımız bu "milyonda bir" talihliyle konuşmaya başladık: - İsminiz?
- Yusuf.
- Maşaallah... Peki, niçin bu ismi tercih ettiniz?
- Yusuf Aleyhisselam-ı kuyuya atmışlar. Annem babam da beni 15 yaşımda sokağa attı.

Bir anne ve babanın hayatlarını daha iyi yaşamak için evlatlarına tekmeyi yapıştırmalarını biz istesek de
anlayamayız. Ama o böyle şeylerde çok karşılaştığını ima edercesine, dudağında acı bir tebessüm,
bir tekme işareti yaparak anlatıyordu nasıl evden atıldığını.

- Peki ya sonra?
- Sonra ben çok kötü işlere girdim, hapishaneye düştüm. Allah'a dua ediyordum, "Allah'ım ne olur kurtar
beni, hangi din güzelse onu seçtir bana" diye. Havasının soğuk, binaların soğuk, insanların soğuk olduğu bu
ülkede böyle bir manzarayla karşılaşmak, sarp yamaçlarda tek tük biten çiçeklerle karşılaşmak kadar hayret
vericiydi. Hapisten çıktıktan sonra dinleri araştırmaya başladım.

Bir gün Müslümanlar'ın daveti üzerine gittiğim bir sohbette masanın üzerinde Kur'an-ı gördüm.
Kur'an adeta konuşuyor, "Oku, oku beni" diyor, bir mıknatıs gibi beni kendisine çekiyordu. Daha sonra
aldığım Kur'an mealini okudukça gözüm gönlüm açıldı ve hidayet bana nasip oldu.

Yusuf Müslüman olduktan sonra İslam'ı yaşamak için çok gayret sarf etmiş; fakat maalesef etrafındaki eski
kötü arkadaşları onun peşini bırakmamışlar. Yalnız kalan Yusuf eski günahlara meyleder gibi olmuş.
İçine tekrar düştüğü zulmetlerden nasıl bir ikazla çıkarıldığını Yusuf şöyle anlattı:

- Tekrar günah işlemeye başladığım zaman kendimi ateşin içine düşmüş gibi hissettim.
Sanki vücudum yanıyordu. Garip şeyler duymaya başlamıştım: "İnneke fi zulümat" (Sen karanlıklardasın) sesi
kulaklarımda yankılanıyordu. Ne zaman gözüm harama kaysa "İnnallahe semian basira" (Allah herşeyi işiten
ve görendir.) sesini duyuyordum.

KalbinNûru 28 Aralık 2007 22:12

Cvp: Yusuf'un Hikâyesi devam
 
Bundan sonra Yusuf bu çevreyi terk etmesi gerektiğine karar verir.
Bu arada bir gün, terasa bıraktığı motosikletinin üzerine komşusunun çocuğu çıkar, çocuk düşer ve ayağını
incitir. Yusuf ise evde her şeyden habersiz, yeni sünnet olmuş, yalnız başına kalmaktadır:
- Birden yine bir ses işittim: "Yusuf, kalk Allah'a dua et, seni öldürmeye geliyorlar." Ben de dua ettim:
"Allah'ım, şu şu arkadaşları benim evime gönder" dedim.

Psikolojik rahatsızlıkları olan komşusu, birkaç kişiyi yanına alıp elinde bir zincirle kapıya dayanmış.
Tam o sırada isim isim saydığı o arkadaşları gelmiş, kendisini kurtarmışlar.

Yusuf, hayatının düzene girmesi için Müslüman birisiyle evlenmesi gerektiğini düşünmüş. O sıralarda
evliliğiyle alakalı üç rüya görmüş. Birincisinde bir arkadaşıyla birlikte üçakla Türkiye'ye gidiyorlar.
İkincisinde hanımının evini, kendisini ve isminin Fatma veya Fadime olduğunu, üçüncüsünde ise hanımıyla
babası arasında bir tartışma görüyor.

Aradan bir müddet geçtikten sonra bir Türk arkadaşı, evlilik hususunda kendisine yardımcı olmak
istediğini söylüyor ve birlikte uçakla Türkiye'ye gidiyorlar. Konya'da birkaç kişiyle görüşüyor,
fakat Yusuf rüyasındaki evi ve hanımını bulamıyor. Daha sonra bir köyden bir ailenin kızıyla karar veriyorlar. Yusuf arabayla köye geliyor vedaha arabadan inmeden kızın ismini soruyor. Fatma
olduğunu, bazen de Fadime diye diye hitap ettiklerini öğrenince sevincinden "Allahu Ekber!" deyip sıçrıyor.

Evde, müstakbel gelinin ikram ettiği kahveyi içerken çok utandığını, buram buram terlediğini söyledi.
Eski hayatını düşününce, onu değiştiren dinamiklerin ne kadar sağlam olduğunu bir kez daha tasdik ettik.
Evlilikten sonra gördüğü rüyalardan hanımına da bahsetmiş. Hatta babasıyla aralarında geçen tartışmayı
bile cümle cümle nakletmiş. Hanımı da: "Sen nereden biliyorsun bunları" diye şaşkınlığını ifade etmiş.
Kaderin garip bir cilvesi olarak kendisi de hep Avrupalı bir Müslüman'la evlenmek için dua edermiş.

Yusuf başından geçen bir hadiseyi daha anlattı:

- Bir gün Almanya'daki bir arkadaşımı çok özledim. Fakat bende adresi yoktu. Yine de Almanya'ya gittim.
Bir taksiye bindim ve taksiciye beni herhangi bir camiye götürmesini söyledim. Caminin önünde inip kaldırımda
yürürken arkamdan bir ses işittim: "Yusuf, ne arıyorsun burada?" Arkadaşım bana sesleniyordu.

Bu tür garip hadiselerden ve daha önceleri duyduğu seslerden oldukça etkilenmiş olmalı ki, bir ara
doktoruna bunların sebebini sormuş. Doktor, halüsinasyon deyip geçiştirmiş. Bize de sebebini sordu:
"Samimiyet ve ihlas" dedik.

Samimiyette çevresine de oldukça tesir etmiş. Bir gün bir Türk arkadaşına: "Sen cuma Müslümanısın" demiş.
Arkadaşı böyle bir şeyi, sonradan Müslüman olmuş birinden işitince vurulmuşa dönmüş.
Aradan çok geçmeden o da beş vakit namaz kılmaya başlamış.

Bir gece rüyasında şeytanı görmüş, şöyle anlattı rüyasını:
- Elinde süslü süslü yüzükler vardı. İnsanlar sıraya girmiş elini öpüyordu. Ama ben öpmedim.

Yusuf, dünyanın süri ve fani güzelliklerinin insanı tatmin edemeyeceğini idrak etmiş. Şimdi dünyaya değil,
Allah'a teslim olmuş kardeşlerini hararetle kucaklıyor.


Hayatın geçmiş ve gelecek aynaları arasındaki yansımaları kaderi cilveler halinde tezahür etmiş.
İlkokula giderken Arapça harfleriyle "Allah", "Allah" yazdığını şimdilerde fark ettiğini söyledi. (Yusuf Alan)

Kara Kartal 09 Ekim 2023 18:36

İnsanın istikbali bir muammadır.


SAAT: 08:29

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320