Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler (https://www.forum.medineweb.net/649-kissalar-hikayeler-nasihatler)
-   -   Seni Buraya Bizim Amellerimiz Getirdi (https://www.forum.medineweb.net/kissalar-hikayeler-nasihatler/36584-seni-buraya-bizim-amellerimiz-getirdi.html)

nurşen35 26 Mart 2020 23:02

Seni Buraya Bizim Amellerimiz Getirdi
 
Moğol İmparatorluğunun kurucusu Cengiz Han’ın torunu Hülagu 1258 tarihinde Bağdat’a girerek Abbasi Halifesi Mutasım’ı keçeye sarıp Moğol atlarının ayakları altında ezdirerek öldürtür. Şehirde katliamlara başlar ve şehri yağmalar. Kadın, yaşlı, çocuk, hamile demeden bazı kaynaklara göre 200.000, bazılarına göre de 400.000 kişiyi katleder. Cami, hastane, saray ve benzeri ne varsa hepsini yok eder.
Milyonlarca dini ve ilmi eserin büyük bir kısmını Dicle Nehrine attırır. Hülagu’nun zalimliğini anlatmak için Dicle’nin günlerce kan ve mürekkep aktığı söylenir.

Hülagu o beldenin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir.
Kimse, Hülagu tarafından öldürülmek korkusuyla bu davete icabet etmek istemez.
Zamanın genç âlimlerinden Kadıhan daveti kabul edeceğini söyler. Kadıhan, ufak tefek tıfıl bir gençtir. Daha sakalı bile çıkmamıştır.
Kadıhan, Hülagu ile görüşmek için kendisine bir deve, bir keçi ve bir de horoz verilmesini ister.
Kadıhan, hayvanlarla birlikte çadıra varır. Hayvanları çadırın dışında bırakarak içeriye girer ve kendisini tanıtır.

Hülagu, genci tepeden tırnağa süzer ve “Bana göndermek için bula bula seni mi buldular. Gönderecek başka birini bulamadılar mı?” diye sorar.
Kadıhan gayet sakin bir şekilde; “Görüşmek için iri yarı, boylu poslu birini istiyorsan, bir deve getirdim. Sakallı yaşlı birisi ile görüşmek istiyorsan, bir keçi getirdim. Eğer gür sesli birisiyle görüşmek istiyorsan horoz getirdim. Üçünü de çadırın önüne bıraktım. Onlarla görüşebilirsin!” der.
Hülagu karşısındakinin sıradan birisi olmadığını anlar ve “şöyle otur bakalım” diyerek ilk sorusunu yöneltir:
“Söyle bakalım, beni buraya getiren sebep nedir?”
Kadıhan gayet sakin bir şekilde;
“Seni buraya bizim amellerimiz getirdi. Allah’ın bize verdiği nimetlerin kıymetini bilemedik. Esas gayemizi unutup makam, mevki, mal, mülk peşine düştük. Zevk ve sefaya daldık. Cenab-ı Hakk da bize verdiği nimetleri almak üzere seni gönderdi” der.
Hülagu bu sefer ikinci sorusunu sorar: “Peki, beni buradan kim gönderebilir?”
Kadıhan: “O da bize bağlı. Benliğimize dönüp ne kadar kısa zamanda toparlanıp, bize verilen nimetin kıymetini bilir, zevk ve sefadan, israftan, zulümden, birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek işte o zaman sen buralarda duramazsın.”

nurşen35 28 Mart 2020 15:35

Dünya teyakkuz halinde. Bu güzel bir şey. Kimse hastalanmasın, ölmesin diye.
Ama üzerlerine kimyasal bomba yağan, cesetleri sahillerden toplanan, kumda oynarken mermi isabet eden çocuklar, kadınlar, masumlar için de teyakkuzda olmadıkça adil bir yer olmayacak dünya. Adalet olmayınca da huzur bulamayacak.
Ölmek istediğini söyleyen küçük çocuklar var, İsabet eden şarapnel parçasının parçaladığı bedenindeki acıya dayanarak. “Neden” diye soran gazeteciye, “Neden ölmek istiyorsun?” “Cennete gidip karnımı doyurmak için” cevabını veren çocuklar.
Keşke açlık bulaşıcı olsaydı…
O zaman belki anlardı, yediğinden fazlasını çöpe atanlar açın halinden.
Belki anlardı, asgari ücretin iki katını bir öğün yemeğe harcayanlar. Çok görmezdi verdiğini. “Harcamayı bilsin, yetinmeyi bilsin” demezdi belki.
Keşke bulaşıcı olsaydı açlık…
Her gün evinin önündeki çöp bidonunu karıştırıp işe yarar bir şeyler arayan elleri, yüzü simsiyah ama yüreği tertemiz çocukların halinden anlardı belki çok yiyip yağ bağladığı için zayıflama salonlarına binleri harcayanlar.
Keşke acı bulaşıcı olsaydı…
O zaman bastığı bir düğmeyle cesetlerini parçaladığı, sakat kalan; yakını ölen insanların acısını belki anlardı savaş baronları.
Keşke fakirlik de bulaşıcı olsaydı…
Okula giden çocuğuna harçlık verememenin ne demek olduğunu belki anlardı milyon dolarlık rezidanslarda, milyon liralık arabaya binip cennet bekleyenler.
Belki anlardık, belki harekete geçerdik, belki rahatımız bozulurdu hiç olmazsa…
“Kendisi için istediğini kardeşi için de istemeyen mü’min olamaz” buyurmuştu Hz. Peygamber (a.s). Şimdilerde buna “empati” diyorlar.
Paylaştıkça, bölüştükçe, dertlendikçe, sevince ve acıya ortak oldukça güzelleşecek dünya ama,
Kendimiz için istediğimizi kardeşimiz içinde istediğimiz zaman güzelleşecek elbet...
Vessselam


Alıntı....


SAAT: 18:24

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306