Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler (https://www.forum.medineweb.net/649-kissalar-hikayeler-nasihatler)
-   -   Harabat Ehlini Hor Görme Şakir, Defineye Malik Viraneler Var (https://www.forum.medineweb.net/kissalar-hikayeler-nasihatler/37035-harabat-ehlini-hor-gorme-sakir-defineye-malik-viraneler-var.html)

Esma_Nur 30 Mart 2021 13:42

Harabat Ehlini Hor Görme Şakir, Defineye Malik Viraneler Var
 
Yıl 1999…

Türk hoca ve beraberindekiler hacca giderler. Dördüncü günde Cennetü’l Bâki tarafındaki kapıda bir arbede görürler. Hacıların hepsi yerde yatan kirli sakallı, zayıf bir gencin etrafında toplanmış ve genç, mermere yatırılmış kalp masajı yapılıyor. Belli ki durum çok ciddi. Türklerin özelliğinden olsa gerek meraklanıp yaklaşırlar. Genç orda ruhunu (emaneti) teslim etmiştir. Yanı başında ağlayıp kendini hırpalayan Bosnalı bir adam görürler. Belli ki yakını diye düşünürler ve bizim hoca dayanamaz sorar: ‘’Kim bu, neden ağlıyorsun?’’ Bosnalı adam kendini toparlayarak cevap verir:

Bu delikanlı bizim köyün ayyaşıdır. Gece gündüz içer ve köylüyü rahatsız ederdi. Onu gördüğümüzde yolumuzu değiştirirdik, illallah etmiştik ondan. Adı Mestan’dır, yetim ve kimsesiz büyümüştür, ben onun köyünün muhtarıyım. Bir gün bana gelip dedi ki: “Muhtar, ben rüyamda Peygamber Efendimiz’i gördüm, beni iki omzumdan elleri ile öyle bir tuttu ve salladı ki kalbim yerinden çıkacak sandım.” Ardından “Mestan yeter artık ne bu rezilliğin? Kendine gel.” dedi.

“Ne olur beni Medine’ye götürür müsün muhtar?” diyordu Mestan beni her gördüğünde. Sabahtan akşama kadar ayık gezmeyen Mestan’ın benden içki parası koparmak için böyle dediğini düşündüm başlarda ve cebine üç beş sıkıştırdım. Meğerse bizim Mestan, köylüleri de gezip aynı şeyi söylemiş, onlar da inanmamış olacak ki para verip göndermişler.

Sonra Mestan tekrar yanıma geldi, “Muhtar, sen bizim emirimizsin. Sana beni Medine’ye götür diyorum. Vallahi harmanlarınızı yakarım beni Medine’ye götürmezsen.” dedi. Baktım olacak gibi değil, el mecbur çaresizce üç dört ineğimi satıp Mestan ve beraberindekilerle Medine’ye geldik.

Bunları anlatırken gözyaşları dinmeyen muhtar, merakla dinleyen hacılara olayın devamını anlatmış ağlaya ağlaya:

Medine’ye gelir gelmez Hz. Peygamber’in kabrini soruyor Mestan, tarif edilince koşa koşa gidiyor. Mescid-i Nebevi’yi çevreleyen duvarlardan içeriye girince “Ya Resulallah, ben geldim.” diye bağırıp ağlaya ağlaya kabre koşuyor. Orada bağırtmaz polisler ama kimse ses çıkarmıyor onun bu perişan hâlini görünce.

Yeşil Kubbe’nin altında namaz kılmak için sıralar olur, Mestan orayı sürat teknesi gibi aşıyor ve Hz. Peygamber’in kabrine suratını dayıyor, “Sen davet ettin de ben geldim, sen beni bu kadar mı çok sevdin, ben bütün günahlarımdan tövbe ettim ya Resulallah.’’ diyerek hıçkıra hıçkıra gözyaşlarına boğuluyor.

Muhtarın ısrarla otele gelmesini istediği Mestan muhtarı geri çevirir. Mescid-i Nebevi gece belirli bir saatte kapanır. Polisler Mestan’ı çıkarmak ister, Mestan zor bela, yalvar yakar onları ikna eder.

Mestan ve Allan Resulü beraber sabahlarlar, kabrin dibinden bir an olsun ayrılmaz Mestan, ne büyük şeref…

Mestan iki günü hiçbir şey yiyip içmeden böylece geçirir. Artık rengi iyice solmuştur Mestan’ın, emniyet amiri gelip çıkarmak ister, Mestan çıkmaz istemez. Emniyet amiri “Gel bir şey ye, yine girersin.” der ama Mestan yine dinlemez.

En son emri uygulamak zorunda kalan polisler zorla Mestan’ı çıkarmaya çalışırlar. Mestan bütün gücüyle haykırır:

“Senin misafirine ne yapıyorlar Ya Resulallah?’’ Orada bulunan tüm hacılar Mestan’ın bu çaresizliğine ağlarlar.

Mestan polislerin elleri arasında Resulullah’a haykırırken canını teslim eder.

İşte, Türk ağabeylerin gördükleri, mermerin üstünde hayata döndürülmeye çalışan genç Resulallah aşığı tövbekâr bir genç olan Mestandır...
Anlayana çok dersler verir gözü yaşlı Mestan son nefesini verirken… “Harabat ehlini hor görme şakir/Defineye malik viraneler var.” der ya hani Erzurumlu İbrahim Hakkı, işte öyle bir hayattır onunki. Boşuna demezler ey dost, boşuna demezler “Allah’tan alıkoyan ne varsa adına dünya demişler.” diye.

Çünkü burası dünyadır. En çok değerlendirdiğimiz, en çok aldandığımız yerdir. Çünkü burası dünyadır. Adına gölgelik dediği yerdir en sevgilinin. Çünkü burası dünyadır. Nereye varsan, varamadığın yerdir. Çünkü burası dünyadır. Üstümüze değil içimize sinendir. Bazen durur ve ufka bakarak şöyle dersin: “Yorulduk üstelik buna değmedi de.” Çünkü hep böyledir hikâyenin sonu. Çünkü yaşadığımız yerin adı dünyadır.

ALİ ALTUNKAYA


SAAT: 09:47

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321