Cvp: atın nalı...düşüncelerin gülümsemesi... KORKUYA GEREK YOK Bir Rus generali, Şeyh Şâmil'in iştahını abartarak "Beni yemenizden korkuyorum" deyince, Şeyh Şâmil: - Boşuna korkmayın efendi, demiş. Bizim dinimizde domuz eti yemek haramdır. ellrine sağlık düşündürren gülmecelerin için medinelimmm :) |
Cvp: atın nalı...düşüncelerin gülümsemesi... Alıntı:
|
Hazır Cevaplar AYNI DİNİ PAYLAŞMAK Eski ağır siklet boks şampiyonu MuhammedAli, 11 Eylül günü yerle bir olan Dünya Ticaret Merkezi’ni olaydan bir ay kadar sonra ziyarete gittiğinde, gazeteciler kendisine; “şüpheliler ile aynı İslâm inancını paylaşmasından dolayı neler hissettiğini” sorarlar. Muhammed Ali nazikçe cevap verir: —Siz Hitler’le aynı dini paylaşmaktan dolayı ne hissediyorsunuz? NE MÜMKÜN? Son derece cahil bir arkadaşı, Mustafa Nihad Özön'e ilim satmak isteyen bir tavırla: —Seninle aynı zamanda aynı şeyi düşünsek, buna telepati mi derler? diye sorunca, ondan şu cevabı almış: —Hayır, dostum, buna mucize derler!... UZATMALI MAÇ Nüktedanlığı ve hazır cevaplılığı ile tanınan merhum Erzurumlu Naim Hoca, Erzurumsporun maçlarına ilgi duymaktadır. Takımın durumu hayli kötüdür. O gün kritik bir maç oynanacaktır. Naim Hoca’nın bu ilgisini bilen taraftarlardan birkaçı Hoca’ya gelerek: — Hocam, bir dua buyur da, şu Erzurumspor, hiç değilse berabere kalsın, derler. Hoca olur, der taraftarları gönderir. Maçın ilk doksan dakikası golsüz bitince, uzatmaya gidilir.Uzatma süresi içinde de Erzurumspor gol yer ve yenilir. Bunun üzerine taraftarlar, Naim Hoca’yı bularak: —Hocam derler, nasıl dua ettin ki, yenildik. Naim Hoca’da şöyle cevap verir: —Oğlum, ben doksan dakika için dua ettim. Ne bileyim iş uzatmalara kalacak! UÇAN TABAKLAR Gökyüzünde birtakım uçan cisimlerin görüldüğü iddia edildiğinde, bunlara ilk önce "uçan tabak" adı veriliyormuş. Nizamettin Nazif, bu esrarengiz olay hakkında Prof. Salih Murad'ın fikrini sorarak: — Ne dersiniz, hocam? demiş. Bu uçan tabaklar sizce gerçek midir? Ve daha önce görülmüş müdür? Profesör: — Elbette gerçektir, diye gülümsemiş. Karı koca arasında sık sık görülür. SUÇ MAKİNADA Yaşlı bir kadın tiyatrocu, gençlik yıllarından beri resmini çektirdiği fotoğrafçı İsmail İnsel'e gelerek: — Son fotoğraflarım, eskiden çekilenlere hiç benzemiyor, diye dert yanmış. Neden böyle oluyor? İsmail İnsel, nazik bir tavırla: — Ne yaparsınız hanımefendi, demiş. Seneler geçiyor, makinem ihtiyarladı. |
Cvp: Hazır Cevaplar Alıntı:
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Hazır Cevaplar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Alıntı:
|
Türk ve İslam Büyüklerinden Hazır Cevaplar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Elmalılı Hamdi Yazır'a: - Allah dilediğine hidayet verebilir mi? Diye sormuşlar. - Evet, verebilirdi demiş. - O halde niçin vermemiş? dediklerinde ise şunları söylemiş: - Vermediğine göre dilememiş, demektir. Allah Allah Serdengeçti'ye sormuşlar: - Konuşmalarında "Allah" kelimesini neden bu kadar çok kullanıyorsun? Serdengeçti, kendisinden beklenen cevabı vermekte gecikmemiş: - Allah Allah yahu, hiç haberim yoktu. Kiralık Ev Bir toplantıda bazı büyük adamların ölümünden sonra onlara yaşadıkları evlerin bir müze haline getirildiği ve üzerine levhalar asıldığı konu edilirken, toplantıya katılan şair Nazım, Süleyman Nazif'e dönerek: Üstad ben ölünce kapımın üzerindeki levhaya ne yazarlar. Süleyman Nazif gayet ciddi: Kiralık Ev. Namaz Vehbi Karakaş hocaya gençlerden biri: - Hocam gündüz işteyim. O gün kılamadığım namazlarımı akşam eve dönünce kaza etsem olmaz mı? Diye sorunca: - Sen askersin farzedelim. Komutan sana günde beş defa haber gönderse, sen gitmeyip de akşam komutanının huzuruna çıksan, üst üste üç selam veya beş selam çaksan olur mu? Der. At Nalı Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan O. Demirci Hocaya: - Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi? Demirci hoca: - Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. Onlardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar. Ne Diye Bindin Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy'e geçerken yanına biri yaklaşıp: - Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik. Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan: - Ne diye vapura bindin ki, cevabını vermiş. Yüzerek geçsene karşıya.:) |
Cvp: Türk ve İslam Büyüklerinden Hazır Cevaplar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
RE: Çok düşündürücü hazır cevaplar G-Ü-N-C-E-L |
Cevap: Hazır Cevaplar KADINLAR DIŞARDA Bir Fransız bayan yazar, Mehmet Akif'e: "Mösyö Akif! Kadınlarınızı evden dışarı çıkarmadığınız doğru mu?" diye sorduğunda Akif: " Ah Madam! Daha önceleri öyleydi. Sonra çıkarttık ama bu defa bir türlü içeri sokamıyoruz." diye latife ederek cevap verir. AT NALI UĞUR GETİRİR Mİ? Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hocaya: "Hocam, at nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?" diye sormuşlar. Demirci Hoca: "Zannetmiyorum." diye cevap vermiş. "O nallardan her atta dört tane var ama bütün gün kamçı yiyip duruyorlar." USTASIZ OLMAZ Ebu Hanife hazretleri bir müşrikle tartışmak için anlaşır. Ancak kasten geç gelir. Bunun üzerine müşrik: "Bakın imamınız korktu; gelemiyor." der. Bir müddet sonra Ebu Hanife gelince de: "Niye geç kaldın?" diye sorar. Ebu Hanife: "Kayık yoktu. Irmaktan geçemedim, bir de baktım ki, ağaçtan kopan dallar kendiliğinden bir kayık oluverdi, ben de binip geldim, ondan geciktim." der. Ateist gülmeye başlar ve: "Gördünüz mü nasıl yalan söylüyor, hiç kendiliğinden bir ustası olmadan kayık yapılır mı?" der. İmamı Azam hazretleri hemen taşı gediğine koyar: "Bre akılsız, bir kayık ustasız kendiliğinden olamazsa, bu koca kâinat kendiliğinden nasıl var olur?" der. KAÇAN TREN Necip Fazıl Kısakürek'in istasyondan öfkeyle döndüğünü görenler sorar: "Üstad! Nedir bu öfkeniz? Yoksa treni mi kaçırdınız?" Mağlubiyeti kabul edemeyen Necip Fazıl: "Ne münasebet!" diye kükrer. "Kovdum, gitti!" :) :) |
Cevap: Türk**ve**İslam Büyüklerinden Hazır Cevaplar Necip Fazıl’a “Allah deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?” diye sormuşlar. “Evet geçirir” demiş. Bunun üzerine “deveyi mi küçültür yoksa iğneyi mi büyültür?” demişler. Necip Fazıl İlahi kudretin sonsuzluğunu ifade babında şu cevabı vermiş: “Ne deveyi küçültür ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı gibi vızır vızır geçirir.” |
Cevap: hazır cevaplar Yahya Kemal'a "Ankara'nın en çok hangi tarafını seviyorsunuz" diye sorduklarında şu cevabı vermiş: -İstanbul'a dönüşünü. |
Cevap: hazır cevaplar Üstad birgün soy kütüğünü çıkarmış. Yanına gelen Osman Yüksele bak demiş soyum nerelere dayanıyor. İyi de üstad sen en altta kalmışsın demiş. Üstad kağıdı ters çevirerek onların hepsinin gayesi beni meydana getirmekti demiş. |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Ateist'in biri dalga geçmek için sorar ; Allah ne kadar büyüktür ? Müslüman akıl dolu bir cevap verir ; senin gibi inkar edenlere bile nimet verecek kadar .. |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar İngiliz Büyükelçisi, eski Türk evlerinin dış duvarlarına asılan "Ya Hafîz" (Muhafaza eden Rabbimiz) levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizade Fuad Paşa'ya bunların ne olduğunu sormuş. Fuad Paşa, İngilizin tam anlayacağı dille cevap vermiş: - O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta Şirketinin levhalarıdır. ...... Genç bir kadın birgün annesine şu soruyu sorar: "Anne ben nezaman iyi bir eş bulacam?" Annesi de şu cevabı verir: "Kızım, vaktini iyi bir erkek aramayla geçirecegine iyi bir kadın olmaya calış" der ve şu ayeti okur Allah cc şöyle buyuruyor: "Kötü kadınlar, kötü erkekler için, kötü erkekler de kötü kadınlar içindir. İyi kadınlar iyi erkekler için ve iyi erkekler de iyi kadınlar içindir." [Nur Suresi 26. Ayet] ...... Kufe'de bir adam üçüncü Halife Hz. Osman (ra) için "Yahudiymiş" diye tutturmuştu. Herkes bunun asılsız olduğunu, imkansız olduğunu söylüyor ama adam bir türlü ikna olmuyordu. Bu konu İmam-ı Azam'a da duyuruldu. "Adamı bu saçma inancından kimse caydıramadı, şununla bir de siz görüşseniz" dendi. "Hay Hay" dedi İmam-ı Azam, bir akşam bu kıza dünürlüğe diye adamın evine gitti. Dereden tepeden konuştuktan sonra sözü esasa getirdi: - Biz Allah'ın emri, Peygamberin kavliyle kızına dünür geldik. - Kime istiyorsunuz kızımı, öğrenebilir miyim? - Kızını istediğimiz kimse son derece ahlâklı, dürüst çok zengin ve alabildiğine cömert, Kur'an'ı ezbere biliyor ve sürekli okuyor... (Bunların hepsi Hz. Osman'ın nitelikleri) Adam sözünü kesti: - Yeter, bunlardan bir tanesi bile kızımı vermek için yeterli meziyettir. - Ama bu damat adayının bir kusuru var, kendisi Yahudi. -Adam parladı: - Nasıl olur, benim kızımı bir Yahudiye istersiniz? İmam-ı Azam için artık taşı gediğine koymanın zamanı gelmişti: - Sen bir kızını yahudiye vermezsin de Hz. Peygamber iki kızını birden bir Yahudiye nasıl verir? deyince adamın artık bir inat ve itiraza mecali kalmadı, bilinen gerçeği kabul etti. |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Namaz kılan biri imam azama gelerek ya imam ben namazlarımı huşu içerisinde kılamıyorum namazda iken aklım develerim de otlatmakta , oysa siz benden daha zenginsiniz peki siz ibadet zevkine nasıl erişiyorsunuz ibadetlerinizi huşu içinde nasıl yapıyorsunuz diye sormus. imamı azam Hz. ebu hanife şu cevabı vermis ben develeri kalbime baglamam ki ahıra baglarım demiş.. |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar alkış000 |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Öğretmen çocuklardan Dünya’nın Yedi Harikası’nı yazmalarını ister. Gelen cevaplar; 1) Artemis Tapınağı 2) İskenderiye Feneri 3) Helyos Heykeli 4) Babil’in Asma Bahçeleri 5) Mausoleum 6) Zeus Heykeli 7) Piramitler Kız öğrencilerden birisi kâğıdını vermekte tereddüt eder. Öğretmenine; “Bence Dünya’nın 7 harikası bunlar değil” der. Öğrenciler kıza gülerler. Öğretmen son derece anlayışlı bir şekilde; "Peki, söyle bakalım senin listende neler var?" Kız öğrenci önce duraksar sonra okumaya başlar. “Bence Dünya’nın yedi harikası; 1) Görmek 2) Duymak 3) Dokunmak 4) Tatmak 5) Hissetmek 6) Gülmek 7) Ve Sevmek” Odada sinek uçsa sesi duyulacak şekilde bir sessizlik oldu. Basit, sıradan ve normal olarak düşündüğümüz ve gözden kaçırdığımız şeyler gerçekte ne kadar da mükemmeldirler. - çok az şükrediyoruz...:((( |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Eflatun'a iki soru sormuslar. Birincisi ; "Insanoglunun sizi en çok sasirtan davranislari nedir ? " Eflatun tek tek siralamis : - Çocukluktan sikilirlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarini özlerler... - Para kazanmak için sagliklarini yitirirler. Ama sagliklarini geri almak için de para öderler... - Yarindan endise ederken bugünü unuturlar.Dolayisiyla ne bugünü ne de yarini yasarlar... - Hiç ölmeyecek gibi yasarlar. Ancak hiç yasamamis gibi ölürler... Sira gelmis ikinci soruya ; "Peki sen ne öneriyorsun?" Bilge yine siralamis ; - Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayin! Yapilmasi gereken tek sey, sadece kendinizi "sevilmeye" birakmaktir... - Önemli olan; hayatta "en çok seye sahip olmak" degil, "en az seye ihtiyaç duymaktir".. |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer.Bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterler.Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir. Bunun üzerine Hoca: -Ben balığın sadece başını yiyeceğim der.Hancı bunun nedenini sorar.Hoca da: -Balık başı zekayı artırır.Balık başı yiyen insan akıllı olur der.Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca'ya : -Balık başını niye sen yiyeceksin? Ben yemek istiyorum der.Hocada itiraz etmez.Balığın koca gövdesini Hoca yer ve bir güzel karnını doyurur.Diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve Hoca'ya seslenir: -Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun.Ben sadece kafayı yedim aç kaldım der.Hoca da bunun üzerine şöyle der: -Bak nasıl akıllandın! afrn* |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Birgün Hz. Mevlana hanımıyla kasabaya iner .. Hanımı öyle giyinir ki ; Zerre k...adar... açık bir yeri yoktur .. Satıcının biri : -'' Hocam yazıkdır, bu sıcakta sen ince giyinmişsin , zevcenin de heryerini kapatmışsın , günah değil mi ? .. '' demiş .. ... ... Hz. Mevlana ; -''Sana bir mektup gelse ve o mektubu herkes açıp okusa ne yaparsın ?! '' .. Satıcı : -'' Tabi ki kızarım hocam, o benim özelim kimsenin okumasına müsade etmem ..'' Hz. Mevlana ; -''O da benim özelim onu bir tek ben okurum.... |
Cevap: Cvp: Hazır Cevaplar Alıntı:
|
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar bir toplantıda bir genç mehmet akif'i küçük düşürmek için sorar; -affedersiniz, siz veteriner misiniz? - mehmet akif'in cevabı; -evet, bir yeriniz mi ağrıyordu ? |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Lord George, feministlerin bir toplantısına katılmış. Kadınlardan biri şöyle haykırmış: _ Eğer siz benim kocam olsaydınız, sizi hiç tereddüt etmeden zehirlerdim. Kadının çok çirkin olduğunu gören Lordy, cevap vermiş : _ Merak buyurmayın efendim.Eğer karım olsaydınız, zehiri gözüm kırpmadan içerdim.gülümseyen000 |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar nasreddin hocaya , timurun "seninle bir eşşek arasında ne kadar fark var" sorusuna hocanın "benimle bir eşşek arasında iki arşın fark var" demesi.(o esnada hoca ile timurun arasında iki arşın boyu uzaklık olmaktadır) birincisinde gülmediyseniz ikincisinde KESSİN gülersiniz. FUZULİ ile RUHİ adlı şairlerimiz bir sohbette karşılaşmışlar tabi boş dururlar mı ? başlamışlar laf dalaşına girmeye.RUHİ sokaktan geçen bir köpeği işaret ederek: şu köpek hiçbir işe yaramaz kısacası fuzuli'dir(yani gereksiz). FUZULİ'nin eli armut toplamıyor ya yapıştırır tokat gibi cevabı: o zaman vur kıçına bir tekme çıksın ruhi(ruhu).. |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Alıntı:
evet000 |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Sıcak bir tebessüme varmısınız? :) HANGİ GÜN BAYRAM? Abdullah bin Mübarek, bir rahibe: —Bayramınız hangi gündü? diye sormuş ve şu cevabı almış: —Allah’a demiş asi olmadığımız her gün bayramımızdır. HER GÜNÜN TÜTÜNÜ Bir dostu ünlü İskoçyalı edebiyatçı Thomas Carlyle’a sorar: —Bu kadar kitabı nasıl biriktirdiniz. Carlyle şu cevabı verir: —Bu kütüphane benim her günkü tütünümdür! —Ne demek istediğinizi anlamadım? Carlyle açıklar: —Arkadaşlarımın tütüne verdiği parayı, ben kitaplarıma verdim. DAYANIŞMA Bir sohbette söz evlilikten açıldığında, meşhur bir ressam şunu anlatmıştı: —Bana soruyorlar: ‘Hanımına nasıl dayanıyorsun?’ diye. Ben de şu cevabı veriyorum: —Efendim, evlilik bir dayanma değil, dayanışmadır! BAKLAVA Öğrencisi Osman Öztürk anlatıyor: Mahir İz Hoca, Osman Öztürk ve diğer araştırmacılarla birlikte İslâmî Araştırmalar Vakfı’nda çalışmaktadır. Buradaki ilmî toplantılara geç gelenlerin ceza olarak beraberlerinde baklava getirmeleri kararlaştırılır. Hoca muntazam mesai yaptığı için hiç ceza almaz. Bir gün yanında baklava getirir ve: “Benim geç geleceğim yok. İyisi mi, ben cezamı çekeyim” der. EŞE DOSTA HEDİYE Şair Arif Nihat Asya, son zamanlarda ebced hesabıyla tarih düşürmeye ve dostlarına böyle şiirler yazmaya merak salar. Edebiyatçı dostlarının yeni çıkan kitaplarına, yakınlarının nişanlanan kızlarına ve sünnet olan çocuklarına tarih düşürmeye başlar. Şair Mehmet Çınarlı, bir gün bunun sebebini şaire sorunca şu cevabı alır: —Eş dost, lütfedip bu gibi mutlu günlere beni de davet ediyor. Hepsine hediye alıp götürmeme imkân yok. Benim hediyem de bu tarih’ler oluyor. VUR AL Meşhur tarihçi İbnülemin Mahmud Kemal İnal, bir gün Taha Toros’la birlikte müşterek bir dostlarının cenaze namazına yetişmek üzere Beyazıt’tan Fatih’e doğru yürürken habire çocuğunu döven bir kadını görür. Olaya müdahale eden üstada, kadın dert yanar: —Efendim, bu çocuk fena halde canımı sıktı. Az önce illa çikolata alacaksın diye tutturdu. Aldım, yemedi. Şimdi de simit diye ağlıyor. Gördüğünüz gibi yerden kalkmıyor. İbnülemin, kadına çocuğun adını sorunca, “Vural” cevabını alır. Bunun üzerine, nüktesini salıverir: —Be kadın! Madem ki veledin adını Vural koymuşsun. Öyleyse, dediğini yapmak zorundasın. Hem vuracaksın, hem alacaksın. Vur-al!... ALINTI |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar: - Bir insanın akıl ...hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? Doktor: - Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız? Adam: - Ooo ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük. - Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker. "Gerçek Akıl, Sadece Bize Sunulan Çözümleri Seçmek Değil, En Uygun Çözümü Bulabilmektir." |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona: - "Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş Vezir: - "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış: - "İyi, ben de bilirim." |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar Ünlü komedyen Bernard Shaw'a bir kadın sormuş: - Ben kaç yaşında gösteriyorum üstat? - Üstad, kadını şöyle bir süzmüş: - Saçlarınıza bakılırsa 18, dişlerinize bakılırsa 19, hareketlerinize bakılırsa 14... - Kadın : - Ah! Teşekkür ederim! diye sevinçle haykırınca, Bernard Show sözüne devam etmiş: - Acele etmeyin hanımefendi, yaşınız için, bunların bir de toplamını yapacağız :) alıntı |
Hazır Cevaplar Yahya kemale sormuşlar; Ankara nın en çok hangi tarafını seviyorsunuz? O da şöyle cevap vermiş: İstanbul la dönüşünü. Sokrates ölüme mahkum edildiginde eşi demişki:Haksız yere öldürülüyorsun. Sokrates cevap vermiş :Ne yani bir de haklı yeremi öldürselerdi? Fransızın biri paris te çalışan bir Türk e sormuş:Sizin kadınlarınızı evden cıkartmadıgınız dogru mu? Daha önceleri öyleydi Fakat şimdi dışarı cıkarttık ve bir türlü iceri sokamıyoruz.Napolyon savaşta İspanya yı yenmiş. İspanya Kıralı demişki:Siz ancak para ve mal icin savaşırsınız biz ise namusumuz ve şerefimiz icin savaşırız Napolyon şöyle cevap vermiş Evet insanın neyi eksikse onun için savaşır. Fatih Sultan Mehmed Hana sormuşlar:İstanbul u nicin fethettin?Önce o benim gönlümü fethetti, ben de onu fethettim!:) |
Cevap: Çok düşündürücü hazır cevaplar İçerikleri aynı olduğundan konu birleştirilmişdir.Paylaşımlarınıza burdan devam edebilirsiniz. |
DİKKAT!! ÇOK FAZLA MESAJ İÇERİYOR!!! Avrupa'da bir Müslüman abdest alırken, yanına bir Yahudi yaklaşır ve ona şöyle der : " Siz pis Müslümanlar kirli ayaklarınızı; ellerimizi yüzümüzü yıkadığımız temiz yerlere koyuyorsunuz ." Müslüman : " Peki söyle bakalım sen günde kaç defa yüzünü yıkıyorsun." Yahudi şaşırır ama cevap verir:" Sabahları bir kez bazen ıhtıyaç olursa iki defa." Müslüman Avrupalı : Biz Müslümanlar günde ayağımızı 5 defa yıkıyoruz, şimdi söyle bakalım hangisi daha temiz, senin yüzünmü yoksa benim ayaklarım mı ? Bugün bütün Avrupa, bütün medeniyetler, bütün insanlık abdest alıyor :) |
Şair Esmai, çok yaşlı birisine hayretle sormuş: ''Ömrün ne kadar uzun...'' demiş. O da cevap vermiş: ''Haset etmedim, rahat yaşadım.'' |
HAYATI SEYRETMEK Yazar Kazancakis, bir ihtiyara "neye bakıyorsun?" diye sorduğunda, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan şu cevabı verir: - Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma. |
Kaza Etmek Yolculardan biri, otobüs şoförünün yanına gider ve namaz vakti geçmeden bir mola vermesini rica eder. Şoför sinirlenerek: - Kaza edin efendim, der. Ne olur yani? Adam, sakin sakin cevap verir: - Ben kaza etmeden, ya sen kaza edersen? |
Alıntı:
İnce zekânın kalın kafaya üstünlüğü ne diyelim :)) |
Geçmiş olsunm20 keskin zeka ile kılıcı, silahı bile yenersin der atalar. Hoca kıvrak zekayla olayı iyi çözmüş gülümseyen000 ama paylaşmayı önermek, adilane bi paylaşım önermek yerine biraz hinlik yapmış :) Kim yapmıyorki. Herkes işine geldiği yerden işine geldiği kadar parça koparma derdinde. Hak yememek lazım:) |
Seçim propagandası yapan bir aday gittiği kasabada aksakallı, yaşlı bir dede ile karşılaşır. Dede sorar: “Siz rakı içer misiniz?” “Haşa! Ağzımıza sürmeyiz!” “Kumar oynar mısınız?” “Biz kumar nedir bilmeyiz!” “Peki, bara-pavyona da mı gitmezsiniz?” “Aslaa! Bizde öyle şeyler olmaz!” Adayı dinleyen aksakallı dede bunları duyunca öfkeyle bağırır: “Öyleyse neden bu kadar çalıp milleti böyle perişan edersiniz be adam?”:) |
SAAT: 16:08 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.