2018 ÖABT DİKAB "ÖNEMLİ BİLGİLER" Tafsili iman ve İcmali iman nedir? a) İcmâlî İman: İnanılacak şeylere kısaca ve toptan inanmak demektir. İmanın en özlü ve en kısa şekli olan icmâlî iman, tevhid ve şehadet kelimelerinde özetlenmiştir. b) Tafsîlî İman: İnanılacak şeylerin her birine, açık ve geniş şekilde, ayrıntılı olarak inanmaya tafsîlî iman denilir. |
Amel İmanın Ayrılmaz Parçası Değildir Ehl-i sünnet bilginlerine göre amel, imanın parçası, rüknü ve olmazsa olmaz unsuru değildir. Bu sebeple bütün dinî esasları kalpten benimsemiş fakat çeşitli sebeplerle buyrukları yerine getirmemiş veya yasakları çiğnemiş olan kimse, işlediği günahı helâl saymadığı müddetçe mümin sayılır. |
Tehaddî (meydan okuma) nedir? Kelime manası itibarı ile, "bir kimse ile muâraza, münâkaşa etmek ve meydan okumak" gibi anlamlara gelen tehaddî kelimesi, geniş manasıyle Peygamberlerin mucizelerinn doğruluğunu, ve hak olduğunu ispat edip ortaya koyan bir vesiledir ki, onların mucizelerine karşı, haktan kendilerine karşı bir itiraz vaki olursa, onlara karşı: "Ben bu kişiyi böyle yaptım, gücünüz yetiyorsa sizde buyrun aynını yapın" diye onları mu'arazaya(çekişme, kavga) davet etmeleridir. |
İstihsan fıkhın delillerindendir. İstihsan, müctehidin bir meselede, özel bir delil sebebiyle, o meselenin benzerlerinde verdiği hükümden vazgeçip başka bir çözümü benimsemesi, ya da iki farklı kıyas imkânı bulunduğunda, ilk bakışta dikkat çekmeyen kıyası (kapalı kıyası) gerekçe birliği açısından daha güçlü bulduğu için açık kıyasa tercih etmesidir. |
“Ülü’l-azm” Peygamberler, aldıkları ağır görev ve yüklendikleri sorumluluk karşısında herhangi bir yılgınlık göstermeden dini insanlara tebliğ görevini yerine getiren, bütün zorluklara göğüs germede azim ve sebat gösteren Peygamberler demektir. Ulü’l-azm Peygamberler Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Mûsâ, Hz. Îsâ ve Hz Peygamber’dir. |
ŞER'U MEN KABLENÂ NEDİR? Kelime anlamı itibariyle "bizden öncekilerin dinleri/şerîatları" anlamına gelen şer'u men kablenâ, fıkıh usulünde, fer'î delillerden biridir. "Öncekilerin dinî hükümlerinin, bizim için de geçerli" olup olmadığı konusunda ihtilaf edilmiştir. Bir kısım bilginler, eski dinlerin hükümlerinin İslâm ile ortadan kaldırıldığını, bunlardan sadece İslâm'da da devam ettiğine dair delil bulunanların geçerli olduğunu söylemişlerdir. Bir kısım bilginler ise, açıkça hükmünün ortadan kaldırıldığına dair bir delil bulunmayan konulurda İslâm'dan önceki ilahi vahye dayalı dinlerin hükümleriyle amel edilmesi gerektiğini kabul etmişlerdir. Semâvî dinlerin hepsi bir bütündür. Nitekim Kur'ân'da, "`Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!' diye Nûh'a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrahim'e, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya emrettiğini size de din kıldı?" buyrulmaktadır (Şûrâ 2/13). Semâvî dinlerin aslı bir olduğuna göre, hükümleri de herkese şâmil olmalıdır. Ancak belirli bir millet veya zamana ait olduğuna veya neshedildiğine dair bir delil varsa, o zaman bizim için delil teşkil etmez. |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. cicekver |
SAAT: 20:30 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.