Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kur'ân-ı Kerim Genel (https://www.forum.medineweb.net/200-kur-i-kerim-genel)
-   -   Müteşabihlere karşı tutum (https://www.forum.medineweb.net/kur-i-kerim-genel/10467-mutesabihlere-karsi-tutum.html)

NUR 18 Mart 2009 12:55

Müteşabihlere karşı tutum
 
İlimde Derinleşmiş Kimseler İle Kalplerinde E⁄Rilik Bulunanların Müteşâbih Buyruklara Karşı Tutumu


İlimde derinleşmiş olanlarla kalplerinde eğrilik bulunanların müteşâbih buyruklara karşı tutumlarını yüce Allah açıklamış bulunmaktadır. Kalplerinde eğrilik bulunanlar hakkında: "Ama kalplerinde eğrilik bulunanlar, sırf şüphe aramak ve onu tevil etmeye kalkışmak için onun müteşâbih olanına uyarlar." (Âl-i İmran, 3/7) diye buyurmaktadır. İlimde derinleşmiş olanların tutumu hakkında da: "İlimde derinleşmiş olanlar ise: 'Biz ona inandık. Hepsi Rabbimiz nezdindendir' derler." (Âl-i İmran, 3/7) diye buyurmaktadır.

Buna göre kalplerinde eğrilik bulunanlar, bu müteşâbih âyetleri yüce Allah'ın kitabına dil uzatmak, insanları bu kitaptan çevirmek ve yüce Allah'ın maksadına uygun olmayan bir şekilde tevil etmek (yorumlamak) için bir araç olarak kullanırlar. Bunun sonunda da hem kendileri sapar, hem başkalarını saptırırlar.

İlimde derinleşmiş olanlar ise, yüce Allah'ın kitabında yer alan her bir şeyin hakkın kendisi olduğuna, onda herhangi bir ayrılık veya bir tutarsızlık bulunmadığına inanırlar. Çünkü bu kitapta ne varsa Allah'tan gelmiştir. "Eğer o Allah'tan başkasından gelseydi, elbette içinde birbirini tutmayan birçok şeyler bulurlardı." (en-Nisâ, 4/82)

Müteşâbih olarak gelen buyrukları ise, muhkem buyruklara göre ele alırlar. Böylelikle Kur’ân-ı Kerim'in bütün buyrukları muhkem olmuş olur.

Birinci örnek ile ilgili olarak şöyle derler: Şüphesiz yüce Allah'ın celal ve azametine yakışan gerçek manada iki eli vardır. Onun bu elleri yaratılmışların eline benzemez. Tıpkı onun bir zatının olduğu ve bu zatın yaratılmışların zatına (sıfatına) benzemediği gibi. Çünkü yüce Allah: "Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O herşeyi işitendir, herşeyi görendir." (eş-Şârâ, 42/11) diye buyurmaktadır.

İkinci örnek hakkında da şöyle derler: İyilik te, kötülük te hepsi yüce Allah'ın takdiri iledir. Fakat iyiliğin sebebi yüce Allah'ın kullarına lütufta bulunmasıdır. Kötülüğün sebebi ise kulun yaptıklarıdır. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Size isabet eden her musibet ellerinizle kazandıklarınız sebebi iledir. Çoğunu ise affeder." (eş-Şûrâ, 42/30)

Buna göre kötülüğün kullara izafe edilmesi, bir şeyin sebebine izafe edilmesi kabilindendir. Onu takdir edene izafe edilmesi kabilinden değildir. Hem iyiliğin, hem kötülüğün yüce Allah'a izafe edilmesi, ise bir şeyin onu takdir edene izafe edilmesi kabilindendir. Böylelikle izafet cihetleri farklı olması sebebiyle iki âyet arasında tutarsızlık ve aykırılık olduğu vehmi ortadan kalkmış olmaktadır.

Üçüncü örnek ile ilgili olarak da şöyle derler: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem kendisine indirilen buyruklar hakkında asla şüphe etmiş değildir. Aksine o insanlar arasında onu en iyi bilen ve ona en güçlü bir şekilde inanan bir kimse idi. Nitekim yüce Allah bizzat aynı sûrede şöyle buyurmaktadır:

"De ki: 'Ey insanlar! Eğer benim dinimden bir şüphe içinde iseniz (bilin ki), ben sizin Allah'tan başka taptıklarınıza tapmam...'" (Yunus, 10/104)

Yani eğer sizler onun hakkında bir şüphe taşıyorsanız, ben ondan yana kesin bir inanca ve kanaate sahibim. Bundan dolayı ben sizlerin Allah'tan başka ibadet ettiklerinize tapmam. Aksine onları inkar eder ve yalnız Allah'a ibadet ederim.

Diğer taraftan yüce Allah'ın: "Eğer sana indirdiğimizden şüphede isen..." (Yunus, 10/94) buyruğundan Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in şüphe etmesinin mümkün ya da fiilen vukua gelmiş olması gerekmez. Nitekim yüce Allah bir başka yerde şöyle buyurmaktadır:

"De ki: 'Rahman’ın bir evlâdı olsaydı ibadet edenlerin ilki ben olurdum." (ez-Zuhruf, 43/81)

Acaba yüce Allah'ın evlâdının bulunması mümkün müdür, yoksa böyle bir şey olmuş mudur? Kesinlikle hayır, böyle bir şey olmamıştır. Yüce Allah için bunun mümkün olduğu da düşünülemez. Nitekim bir başka yerde yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Halbuki Rahman’a evlâd edinmek yaraşmaz. Göklerde ve yerde kim varsa hepsi Rahman’ın huzuruna ancak kul olarak gelecektir." (Meryem, 19/92-93)

Yüce Allah'ın: "O halde sakın şüphe edenlerden olma!" (Yunus, 10/94) buyruğu, Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in fiilen şüphe etmiş olmasını gerektirmez. Çünkü bir işi yapmamış bir kimseye bir hususun yasaklanması mümkündür. Nitekim yüce Allah şöye buyurmuyor mu:

"Allah'ın âyetleri sana indirildikten sonra sakın seni onlardan alıkoymasınlar ve (insanları) Rabbine davet et. Asla müşriklerden olma!" (el-Kasas, 28/87)

Bilindiği gibi onlar Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'i Allah'ın âyetlerinden alıkoyamamışlardır. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ise herhangi bir şekilde şirke bulaşmamıştır. Böyle bir işi yapması sözkonusu olmayan bir kimseye böyle bir yasaklamayı yapmaktan maksat, bu işi fiilen yapanları eleştirmek ve onların izledikleri yoldan başkalarını sakındırmaktır.

İşte bu yolla aradaki müteşâbihlik ve Allah Rasûlü ile ilgili uygun olmayan zanlar bertaraf edilmekte, ortadan kalkmaktadır.


SAAT: 08:32

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306