Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kur'ân-ı Kerim Genel (https://www.forum.medineweb.net/200-kur-i-kerim-genel)
-   -   MÜŞKILU’L-KUR’AN (https://www.forum.medineweb.net/kur-i-kerim-genel/10807-muskilu%92l-kur%92.html)

NUR 21 Mart 2009 12:21

MÜŞKILU’L-KUR’AN
 
MÜŞKILU’L-KUR’AN


Kur’an-ı Kerim ayetleri arasında ilk bakışta ihtilaf ve tenakuz gibi görünen durumları inceleyen ilme Müşkilu’l-Kur’an denilir. Aslında Allah’ın kelamında böyle bir halin mevcudiyeti bahis konusu olamaz. “Onlar hala Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar bulacaklardı.” (Nisa: 4/82) Eğer kişi cehaleti sebebiyle ayetler arasında bir çelişki hissederse, zıt mana taşıdığı sanılan ayetlerin bağdaştırılması gerekir. Bu yöndeki tereddütlerin giderilmesi de “Müşkilu’l-Kur’an” ilmiyle sağlanmıştır.[396] Gazali’ye yukarıdaki ayetin manası sorulduğunda ihtilaftan maksat, manalar arasındaki müşterek lafızların ihtilafıdır. Yoksa bu husustaki insanların ihtilaflarını nefyetmek değil, belki Kur’an’ın zatı hakkındaki ihtilaflara nefiydir. Hakikatte herhangi bir şey hususunda insanların görüşleri çeşitli olabilir. Dünyayı bazıları medhederken bazıları da zemmedebilir. İşte insan kelamı ihtilaflardan beri olamaz. Çünkü insanlar arasındaki bu ihtilaf A’raz ve ahval ihtilafıdır. Fakat Kur’an, tek bir menşeden aynı metod ve aynı gayeyi tahakkuk ettirmek için geldiğinden, önü ve sonu arasında bir ihtilafın vukuu bahis konusu olamaz.[397]

Ayetler arasında tenakuz gibi görülen hususa bir iki örnek verelim:

1) “Hani Musa ile kırk gece vaadleşmiştik.” (Bakara: 2/51)

“Musa ile otuz gece vaadleştik ve ona bir on gece daha kattık.” (A’raf: 7/142)

Bu ayetlerde Cenab-ı Hak, Musa ile vaadleşmeyi birinde kırk diğerinde ise otuz gün olarak vermektedir. İki rakam birbirini tutmadığı için sanki bir tenakuz varmış gibi görülmektedir. A’raf suresindeki ayette Allah 30 gün vadediyor ve ona 10 gün daha ilave ederek toplam 40 da istikrar buluyor. Halbuki Bakara suresindeki ayet ise istikrar bulmuş olan bu adedi bize bildirmektedir.

2) “Şayet adaleti gözetemeyeceğinizden endişe ederseniz o zaman bir tane ile yetinin.” (Nisa: 4/3)

“Ne kadar isteseniz de kadınlar arasında adalet göstermeye gücünüz yetmez.” (Nisa: 4/129)

İlk ayetteki adaletten maksat, eşler arasındaki hukuku eşit derecede tutmaktır, bu vukuu mümkün olabilecek bir şeydir. İkinci ayetteki ise kalbi bir meyildir. Erkek zevceleri arasından birine karşı olan meyline mani olmaya muktedir olamaz. İbn Atıyye, bu ikinci ayetteki adl kelimesini, tam adalet diye vasıflandırmıştır.[398]

3) “Böylece asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi.” (A’raf: 7/107)

“Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de o, açıkça bir ejderha oluverdi.” (Şuara: 26/32)

“Asanı bırak” onun çevik bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı.” (Neml: 27/10)

“Asanı bırak” onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı.” (Kasas: 28/31)

Bir şeyin aynı anda hem küçük hem büyük olması mümkün olmayacağından bu ayetler arasında bir tutarsızlık var gibi görülmektedir. Ama Musa’nın asasının ejderha kadar büyüklüğüne rağmen küçük bir yılan kıvraklık ve çevikliği taşıdığı düşünülürse bu çelişkili durum ortadan kaldırılmış olur.[399]

Ayetlerin birbirine zıt gibi görünüşlerini izale etmek için bazı kaideler vazedilmiştir. Ebu İshak el-İsferayini (418/1027) iki ayet birbirine tearuz halinde bulunursa, iki ayetin nüzul tarihlerine bakılır, önce olan terk olunur, der. İhtilaf konusundaki tercih kaidesini şöylece sıralayabiliriz:

1) Hüküm hususunda Medeni olanlar Mekki olanlara tercih olunur.

2) İki hükümden biri Mekke ehli ahvaline, diğeri Medine ehli ahvaline ait olursa, Medine ehli ahvali takdim olunur.

3) İki hükümden birinin zahir manası müstakil bir hükme, diğer ayetin lafzı bunu iktiza ederse, müstakil hüküm ifade eden tercih olunur.

4) İki ayetten her biri zahirde kastedilen şeyi yüklenmiş olarak umum ifade ederse, bu taktirde onlardan birinin başka bir maksadı tahsise gideni varsa o tercih edilir.

Ayetler arasında zıtlık varmış gibi bir vehme düşmenin sebepleri nelerdir. Veya başka bir ifade ile, bu çeşit ayetleri hangi şekiller altında görebiliriz:

1) Vuku bulan şeyin muhtelif hallerde ve çeşitli şekillerde görünmesi: Mesela, Adem’in yaratılışı toprak (Al-i imran: 3/59), kuru çamur-balçık (Hicr: 15/26, 28, 33), cıvık-yapışkan bir çamur (Saffat: 37/11), ateşte pişmiş gibi kuru bir çamur (Rahman: 55/14). Bu durum aslında bir çelişki değildir. İlk yaratılışın safhaları anlatılmaktadır. Asli cevher itibarıyla hepsinin menşei topraktır ve yukarıda zikredilen haller topraktan neşet etmiş ve derecelenmiş oluyor.

2) Mevzu ihtilafı. Mesela “Kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz.” (Bakara: 2/174) “Rabbine andolsun, onların tümüne soracağız. Yapmakta oldukları şeyleri.” (Hicr: 15/92-93) İlk ayette Allah onlarla konuşmaz denilirken, diğerinde onlara soracak ifadesi bir tenakuz teşkil eder gibi görünüyorsa da, birinci olumsuzluk ikram ve lütuf manasındadır. İkinci ayetteki olumluluk ise tevbih ve ihanet makamındadır. Bunlar ise birbirini nefyetmez.

3) Fiil yönünden ayetteki ihtilaf. “Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü.” (Enfal: 8/17) Bu ayette katl kesb ve mübaşeret yönünden insanlara izafe edilmiş ve yine onlardan tesir cihetinden nefyedilmiştir. Buna dayanarak, fiiller Allah’ın mahlukudur, diğer bir ifade ile, Allah kulların fiillerinin yaratıcısıdır, denilir.

4) İhtilaf gibi görülen husus, bazen de hakikat ve mecaz yönünden olur. Mesela: “İnsanları sarhoş olmuş gibi görürsün, halbuki onlar sarhoş değillerdir.” (Hacc: 22/2) Ayette, kıyametin dehşetine izafetle mecaz olarak insanları sarhoş gibi görürsün denilirken, sarhoşluğun, şarabtan geleceği düşünülerek hakikate izafetle de onlar, sarhoş değildirler denilmektedir.

5) İki vecihle çeşitli ayrılıkları cem etmesi. Mesela: “Rasullerimiz onun hayatına son verirler.” (En’am: 6/61) “Melekler onların canlarını aldıkları zaman” (Nahl: 16/28) “Allah canlarını alır.” (Zümer: 39/42) “Size vekil kılınan ölüm meleği, hayatınıza son verecek.” (Secde: 32/11) Bu ayetlerde, nefislerin rasuller, melekler, ölüm meleği ve bizzat Allah tarafından öldürüldüğü zikredilmektedir. Müfessir Beğavi, bu ayetlerin arasını şöyle cem eder. Meleklerin öldürmesi kabz ve nez’, ölüm meleğinin öldürmesi dua ve emir, Allah’ın öldürmesi ise, ölümü yaratmış olması sebebiyledir.[400]



Müşkilu’l-Kur’an Kaynakları:


SAAT: 06:38

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320