Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kur'ân-ı Kerim Genel (https://www.forum.medineweb.net/200-kur-i-kerim-genel)
-   -   NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ? (https://www.forum.medineweb.net/kur-i-kerim-genel/17138-nur-suresi-31-ayette-gecen-suslerini-ziynetlerini-sozlerinden-ne-anlamaliyiz.html)

HALUK GÜMÜŞTABAK 23 Şubat 2010 12:39

NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Nur suresi 31.ayette geçen süslerini/ziynetlerini kelimelerinin ne anlama geldiğini, daha doğrusu rabbim bu kelimelerden ayette neleri kast ettiğini kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışalım. Ben anladıklarımı kur’an bütünlüğü içersinde sizlerle paylaşmak istiyorum. Hatam varsa rabbim affetsin. Önce Nur suresi 31. ayeti değişik meallerden verelim.

Diyanet İşleri meali: Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!



Muhammet Esed Meali: İnanan kadınlara söyle, onlar da gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler; iffetlerini korusunlar; [örfen] görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar ve bunun için, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Cazibe ve güzelliklerini kocalarından, babalarından, kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından, kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin ya da kız kardeşlerinin oğullarından, kendi evlerindeki kadınlardan yahut yasal olarak sahip oldukları kimselerden yahut kendilerine bağlı olup cinsel isteklerden yoksun bulunan erkeklerden, ya da kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar ve [yürürken] gizli görkem ve güzelliklerini belli edecek şekilde ayaklarını yere vurmasınlar. Ve siz, ey müminler, hepiniz topluca, günahkârca davranışlardan dönüp Allah'a yönelin ki kurtuluşa, esenliğe erişesiniz!



Yaşar Nuri Öztürk meali: Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut erkek kardeşlerinin oğulları yahut kız kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz!


Ali Bulaç meali: Mü'min kadınlara söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tövbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz.'

Özellikle değişik meallerden örnekler verdim ki bu kelimenin çevirisini nasıl yapmışlar bu konu üzerinde düşünelim.

Diyanetin mealine baktığımızda bakın nasıl yazmış?( (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler.) Açıklamaya baktığımızda asla ve asla zinet yerlerinden kasıt yüz, el gibi açıklama olmadığı halde, Diyanet zinet kelimesinden bunları anladığını belli etmek için parantez içinde yazmış.

Muhammet Esed mealinde ise bakın bu kısım nasıl aktarılmış? ([örfen] görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar.) bu mealde ise ziynet sözcüğünden cazibe ve güzellik bölgesinden bahsettiğini anlamış ki bu cümleyle aktarmış.

Yaşar Nuri Öztürk mealinde ise bakın ne diyor? (Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar.) Burada da ziynet sözcüğünün eş anlamı olarak süsleri kelimesini de kullanıyor.

Ali Bulaç mealine baktığımızda ise;( süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç.) Burada da süslerini görünen kısımlar açmasınlar diyor.

Yukarıda yazdığım Nur suresi 31. ayette geçen bu kelimenin üzerinde hep birlikte düşünelim, ama önce bize öğretilenlerin hepsini bir kenara bırakalım, sanki bu ayet bize yeni tebliğ edilmiş kabul edelim. Bunu söylememin nedeni aldığımız diğer bilgilerin etkisinde kalmamak içindir, eğer amacımız kur’anı doğru anlamaya çalışmak ise elbette. Ayeti baştan anlamaya çalışalım. Rabbim iman eden kadınlara seslenerek, bakışlarına dikkat etmesini ve kendilerini haramdan sakınmalarını söylüyor. Bu sözlerden sonra geçen cümleleri birbirine bağlı düşünerek anlamaya çalışalım lütfen.( süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.) Burada geçen süsleri yani ziynetleri sözü ile Rabbim kadının neresinden bahsediyor, önce onu anlamaya çalışalım. Bazı meallerde olduğu gibi acaba Rabbim hiçbir açıklama yapmadığı ve böyle bir detay vermediği görünen kısımlar hariç sözünden, kadının eli, yüzü ve ayaklarından bahsediyor olabilir mi? Rabbim eğer kadının eli ve yüzünden başka her yerini kapatsın demek isteseydi sizce herkesin anlamayacağı şekilde, gizli bir anlam vererek mi bizlere iletirdi? Bu kelimeden bazı insanlar el, yüz diye anlarsa bir başkası da buna ilaveler yapamaz mı sizce? Benim buna inanmam asla mümkün olamaz, çünkü Rabbim her şeyden nice örnekleri sıraladım ve detaylı indirdim örnekler verdim kur’anda diyor. O zaman burada geçen süs, ziynet kadının neresidir de onu kapattıktan sonra, kendiliğinden görünen kısım için müstesna yani bu şekilde görünmesinde sakınca yoktur diyor? Neresi olabilir kadının süsü lütfen bu satırları okurken düşünelim. Cümlenin devamına bakalım acaba kendiliğinden görünen müstesna açıklamasını yaptıktan sonra, neresinin örtülmesini istiyor acaba Rabbim? Belki bize bir ipucu verebilir.

( Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.) (Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar.) (başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar.)

Şimdide yukarıdaki cümleleri anlamaya çalışalım. Rabbim kadınların süslerini açığa vurmasınlar dedikten sonra, bakın neresinin örtülmesini kapatılmasını emrediyor? Yakaların alt kısmında olan bölümü yani kadının göğüs dekoltesinin kapatılmasını istiyor. Tam burada şunu hatırlatmalıyım, bir düşünce ve fikir burada bahsedilen süsün, ziynetin süs eşyası olduğunu söylüyor ve bu süs eşyalarının üzerinin kapatılması ayette emrediliyor diye inanılıyor. Önce bu fikrin doğru olup olmadığını yeri gelmişken açıklığa kavuşturmalıyız. Rabbim bakın sizlere süs eşyası indirdim derken bu konuda bizlere neler söylüyor?

Araf 26: Ey âdemoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor.

Araf 31: Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.

Araf 32: De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyor

Yukarıdaki ayetleri okuduğumuzda süs eşyasını rabbim bizlere özellikle iman edenlere indirdiğini, hem bu Dünyada hem de kendi katında yalnız iman edenler içindir diyor. Hatta mescitlere gittiğinizde süslü güzel giysileri kuşanmamızı istiyor Rabbim. Bizler hem süslü giyineceğiz hem de onların üstlerini örteceğiz, bu mantığa uyar mı? Rabbim süs eşyasını sizler için indirdim dedikten, sonra nasıl olurda onun görünmesi haram olur? Demek ki buradaki süs, ziynet sözünden takılan takılar olmadığı anlaşılıyor. Peki, o zaman nedir? Ayeti anlamaya devam edelim. Bakın süslerini gösterebilecek kişileri sayıyor, yalnız dikkat edelim süslerini bu saydıklarına gösterin mi diyor, yoksa dışarıda aldığınız önlemi yani örtülerimizle örttüğümüz göğüs kısmının evde bu saydıklarınıza önlem olarak almanıza gerek yok, açabilir sinizmi diyor?( Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından…..) diye bir liste var, hepside çok yakın akrabalar sayılıyor. Bu listenin içinde akraba olmayan ama bakın nasıl insanlarda sayılıyor, sanırım süsleri konusunda bu cümleler bize çok önemli bir ipucu verecek.

( kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler.)

Sanırım bu sözlerden Rabbim kadının hangi bölgesinden bahsettiğini anladınız. Demek ki kadının süsü/ziyneti cinsel bir bölge ki, kadına ihtiyacı olmayan iktidarsız hizmetçi ve kadınların mahrem yerlerini tanımayan çocukların görmesinde sakınca olmadığı açıklaması yapılıyor. Şimdi ayetin başından itibaren düşünmeye başlayalım. Demek ki kadının süsü/ziyneti cezp edici dikkat çekici cinsel bir bölgesi olduğu çok açık. Rabbim ayetin başında neresini örtülmesini istiyordu? Örtü ya da başörtülerinizle göğsünüzü örtün diyordu. Demek ki kadının süsü/ziyneti bu ayette özellikle üstünde durulan kısmı göğsüymüş, ben bunu anladım. Şimdi bu düşünceyle ayeti anlamaya çalışalım. Rabbim ne diyordu göğsünüzü örtün ama lütfen cümleye dikkat edin.( kendiliğinden görüneni hariç.) Kadın göğsünü örttükten sonra, kendiliğinden ne görünür? Göğsünün iriliği. Demek ki görünen bu iriliği müstesna diyerek Rabbim bizleri, özellikle kadınları rahatlatıyor. Kadın nasıl bir elbise giyerse giysin göğsün iriliği fark edilecektir. Kendiliğinden görünen hariç sözünden bunun dışında bir şey anlamak, konudan uzaklaşarak kendi düşüncelerimizi dine ilave etmekten başka hiç bir mantığı yoktur. Bunu yapmanın da dine yapılacak en büyük kötülük olduğunu unutmamalıyız.

Şimdi bazı arkadaşlarımın aklından şöyle bir soru geçiyor. Ne yani kadın göğsünü bu saydıklarına göstersin mi diyor? Elbette hayır. Bu cümleyi bu şekilde anlarsak elbette yanlış anlaşılma ihtimali yüksek olabilir. Bakın bahsettiğim manayı anlayabilmemiz için Sayın Muhammet Esed çok güzel bir cümleyle aktarmış bizlere. (Cazibe ve güzelliklerini……) Demek ki kadının cazibe merkezi göğsüdür, daha doğrusu ayette bahsedilen göğüs bölgesidir. Bir arkadaşımız çıkar da benim için kadının beli ya da kalçaları da vardır diyebilir, çok da doğru bir düşüncedir bana göre. İşte aynı yöntemle cinsel cazibe bölgeleri kapatılmalı ama kapatıldıktan sonra görünen kısım müstesnadır diyor Rabbim. Kadınlar evin içinde yakın akrabaları yanında daha rahat hareket etmesi, çocuklarını emzirmesi için ona verilen bir ruhsattır bu kolaylık. Yoksa kadının hiçbir yerini açması değil, daha rahat hareket etme izni verilmiştir. Açılması gereken yerin göğüs değil ayetin başında örtülerinizle/başörtülerinizle örtün dediği üst kısımdır. Hatırlayın ayetin başında göğsün üst kısmının da örtülmesi emri vardı. Burada açılan göğüs değil akrabaları ve ev halkından olan kişilerin yanında ayrıca bir önlem almadan rahat hareket edilmesidir, açılan kısım göğüs değil göğsün üst kısmının örtüldüğü bölümdür. Düşünün bir evde tek oda içinde birçok insan yaşıyor ve o kadınlar çocuk büyütüyor, emziriyor. Kadının çocuk emzirmesinde ya da evin içinde yaşamasında doğabilecek zorluklara karşı açıklık getiren ve kadını düşünerek onun rahat yaşamasını sağlayan bana göre çok önemli bir ayettir.

Ayetin devamına bakalım. (Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar.) Bu cümle üzerine düşünelim, ayette bahsedilen yerin kadının göğsü olduğu daha da net anlaşılacaktır. Bakın ev içinde göğsün açılmadığı ama daha rahat hareket eden kadına bir uyarı daha yapılıyor. Evin için de yakın akrabalar var ama onların dikkatini çekmek için hareketli ve hızlı bir şekilde evin içinde yürümesinler diyor Rabbim, neden dersiniz? Çünkü o devrin kadınını düşünün südyen yok, Arap kadını sıcak iklimden dolayı iri göğüslü, hızlı ve alımlı hareket ettiğinde göğüsler insanların dikkatini çekecek. Bu mantıkla düşünürsek hızlı hareketle alımlı yürüyüşüyle, kadın kalçalarını hareket ettirdiğinde de aynı duruma düşmüş olacaktır. Tabi ayette bahsedilen ve dikkat çekilen kısmın göğsü olduğunu anlıyoruz.

Yine bir kısım düşünce buradaki süsleri sözünden kadının taktığı takılardır diyorlar. Fakat yukarıda verdiğim ayet örneklerini okudunuz, rabbim süs eşyasını siz iman edenler için indirdim takının diyor, asla yasaklamadığını haram kılmadığını belirtiyordu. Takılması için indirdiği hatta aile içinde bile daha rahat hareket etmesini söyleyen rabbim, neden burada takıların fark edilmesini istemesin. Demek ki buradaki süsler kelimesinden de takılan takı olduğunu anlamak, ayetin anlamına, mantığa, sözlerin dizimine bile ters düşüyor.

Şimdi tüm söylediklerimi, açıkladıklarımı bir an unutun. Bizlere anlatılan kendiliğinden görünenler müstesna sözünden, kadının eli, yüzü ve ayakları olduğunu düşünelim. Peki, neden Rabbim sizce ayetin cümle diziminde uyumu olmayan, kadının göğsünün kapatılmasını anlatırken, eller ve yüzler kelimesini hiç kullanmadan gizli ve açıklanmayan bir mana versin? Bu kur’anın anlatım şekline uyuyor mu sizce? Böyle bir cümleye her kez istediği anlamları veremez mi? Rabbim hiç açıklamadığı hüküm ve detay vermediği bir konuda hesap sorar mı? Bu ayeti ve mezhepleri hatırlayınız, bu kelimeye birçok anlamlar verilmiş ve kadınlar üzerinde öyle hükümranlık kurulmuştur ki, insan gördükçe hem üzülüyor hem de çok düşünüyor. Yorum sizlerin.

Şimdide bahsettiğim konu ile ilgili Nur suresi 60. ayete bakalım.

Nur 60: Artık nikâh arzuları kalmamış, hayızdan ve evlattan kesilen kadınların, süslerini göstermek için ortalıkta dolaşmamaları şartıyla dış giysilerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama sakınmak için titiz davranmaları, onlar için daha hayırlıdır. Allah, her şeyi işitir, her şeyi bilir.

Yukarıdaki ayeti Nur suresi 31. ayette geçen süsleri/ziynetleri kelimesiyle karşılaştırıp burada da Rabbim süsler kelimesiyle ne anlatmak istiyor onu anlamaya çalışalım. Yaşını almış yaşlı kadınların süslerini/ziynetlerini göstermeden, dış giysilerini çıkarmalarında bir sakınca yoktur diyor. Tam burada düşünelim, süs kelimesinden takılan süs eşyası anlamını çıkarsak, burada onların gösterilmemesi isteniyor ki, yine Rabbin indirdiği sizlere süs eşyası indirdim onları takının sözlerine uymaz. Demek ki süsler kelimesi, takılan süs ya da ziynet eşyası değil. Yaşlı olmasına rağmen süslerini sergilemesi istenmiyorsa demek ki burası kadının cinsel cazibe yeri olmalı ki, buna yaşlı olmasına rağmen izin verilmiyor. Ayetin son kısımlarında bu konuda titiz davranılması isteniyor. Buradan da anlıyoruz ki süsleri/ziynetleri kelimesinden bizler, Rabbin ayette kadının cazibe bölgesi olarak, dikkat çeken ve kapatması için uyarılan göğsünden bahsettiğini anlıyorum.

Ben kur’an bütünlüğünde bunları anladım, Rabbim yanlışım varsa affetsin. Kur’an açıklamadığım, hüküm vermediğim hiçbir konuda sizleri sorumlu tutmam, bu kitabı sizler için yemin olsun ki kolaylaştırdım diyorsa, izah edilmeyen hiçbir söze, bilgiye de inanmamızın doğru olmadığını düşünüyorum. Rabbim cümlemizin gönül gözümüzü daim açık tutsun inşallah. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]



Medine-web 23 Şubat 2010 19:55

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
sayın gümüştabak,
nur 31 e yüklemeye çalıştığınız anlam,bazen zorladığınız,bazen düşüncenizi kendiniz beğenmiyerek geri adım attığınız bir manzara ile karşılaştım..
şöyle ki;
1-kadının cazibesinden kasıt sadece göğüs ise,sadece kalça ise veya sadece saç telleri ise bu evrensel olamaz.çünkü kadının çekiciliği her şeyidir,konuşmasıdır,kulak memesidir,saçlarının ahengidir veya bacaklarıdır vs değişik erkeklere göre.yüz el dışında tüm vucudunu konuşması kokusu makyajı vs kamufle etmesi gerekiyor.buna muhalif olacağını sanmıyorum.
2-erkeği tahrik edecek her hareket,giyim ve ya konuşma haramdır ve nur 31 rin ana temasıdır.
3-kadının giyimi konusu en çok aldanılan konudur.sanılır ki giyinmekle tenini kapamakla iş tamamdır.hayır vucut hatlarını belli edecek kadar dar giyim ÖRTÜLÜ ÇILPAKLIKTIR.dar kıyafetle gezmektense çırılçıplak gezmek daha medeni(!) olur bana göre.çünkü günümüzün uçuk kaçık bakımlı ve modern giyimi kadının cazibesini zirveye çıkarıyor.
4-yakalarını göğüslerine salsınlar dan kasıt giyilen kıyafetle örtülemeyen,göğüs iriliği ve cazibesini kapamayan bölümleri eşrapla kapamaktır.dar bluz yada kıyafetin bollaştırılması vazifesini görecek o SALSINLAR.
5-namahrem ortamlarda,erkeklerin dikkatini çekmesinler,ayaklarını vurmasınlar,kokularını sürmesinler,sallanmasınlar,cilveli konuşmasınlar,kısacası WELA TAKREBUZZİNA zinaya yaklaşmayınız ayetinin ruhuna uygundur.neden zina yapmayınız değilde yaklaşmayınız deniliyor sizce? zinaya götürecek her yolu tıkamak için değil mi gümüştabak ? kadının namahrem ortamda ezan yada kuranı kerim okuması neden mahzurludur sizce ?
6-kadın tam tesettürlü tepeden tırnağa kadar,ama etrafına yaydığı parfum ne kadar nur 31 re uygun sizce ? veya dudaklarını kıpkırmızı gözlerini simsiyah boya ile sokağa fırlaması tesettürlü olsa nedir olmazsa nedir ?
7-akıl var mantık var,ayetleri zorlamanın anlamı yoktur.erkeği tahrik edecek her hareket,giyim tipi,konuşma,süs veya etrafına parfumerik yayın,gözlere ziyafet haramdır vebaldır ve müslüman kadının işi olamaz.
8-son olarak,şahsen ailemce kullanılan çarşafı öneriyorum.ve nur 31 e en uygun bu kıyafettir.bide renkli güneş gözlüğü takıldımı tamamdır.bu kıyafette ne göğüz sorunu kalır ne kalça nede moda derdi..!
saygılar...

HALUK GÜMÜŞTABAK 23 Şubat 2010 21:34

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Değerli Abdulmelik kardeşim önce cevap verip düşüncelerinizi yazdığınız için teşekkür ederim. Dikkat ederseniz ben ayete hiçbir anlam yüklemeden anlamaya çalıştım, Allah sizden razı olsun. İsterseniz sizin bu sözünüzden yola çıkarak, yani benim ayeti anlayış şeklim ve sizin ayetten anladıklarınızı, rabbin sözleriyle karşılaştıralım. Bakalım ayete anlam yüklüyor muyuz ya da hangimiz yüklüyor. Bu sözüm umarım sizi kırmamıştır çünkü amacım asla kimseyi kırmak ya da incitmek değil, rabbin doğrularını anlamaktır o kadar. Önce yazdığınız sözleriniz üzerine düşünelim.

(kadının cazibesinden kasıt sadece göğüs ise, sadece kalça ise veya sadece saç telleri ise bu evrensel olamaz, çünkü kadının çekiciliği her şeyidir, konuşmasıdır, kulak memesidir, saçlarının ahengidir veya bacaklarıdır vs değişik erkeklere göre. Yüz el dışında tüm vücudunu konuşması kokusu makyajı vs kamufle etmesi gerekiyor.)

Ayeti düşünelim önce. Ayette Allah kadınlara gözlerinizi öne eğin ve namusunuzu kollayın diyordu. Devamında ise görünen kısımlar müstesna ziynetlerinizi/süslerinizi göstermeyin diyerek uyarıyor ve başörtülerini de göğsün üst kısmına indirmeleri isteniyordu. Ben dikkat edin hiçbir yorum yapmadan Rabbim bu sözlerden kasıt neresinden bahsediyor onu anlamaya çalıştım ve hiçbir yorum yapmadım. Bakın siz ise bu sözlerden neler anladınız? Kadının cazibesi denildiğinde sadece göğüs, kalça ya da saç teli olamaz diyorsunuz. Hâlbuki saç telinden tek bir kelime bile bahsedilmiyor. Devamında ise kadının çekiciliği her yeridir diyerek, lütfen bana kızmayınız çok daha ileri gidiyor ve inanılmaz yorumlar yaparak, kadının konuşması, kulak memesi, saçlarının ahengi gibi detayları tıpkı göğsün örtülmesi gibi, Rahman asla haramlaştırmadığı halde siz kendi düşüncelerinizle haramlaştırmış olmuyor musunuz? Bakın kadının konuşması eğer cazibe olarak sizi etkiliyorsa o zaman kadının evden dışarı adımını bile atmaması gerekmez mi? Yüz ve eli dışında tüm vücudu, konuşması, kokusu, makyajın kamufle etmesi gerektiğini mi çıkardınız bu ayetten? Hani rabbim iman edenlere süs eşyası indirmişti? Acaba yalnız eşi için mi takın diyor süs eşyasını? Kur’andan siz bunu nereden anladınız? Bakın ben hiçbir yorum yapmadım yalnız tek bir kelimeyi anlamaya çalıştım o kadar. Yani rabbim kendiliğinden görünenler sözünden ne anlamalıyız? Süsleri/ziynetleri sözü ile ne kast ediliyor, yalnız bunu anlamaya çalıştım ben, ya siz neler anlamışsınız bakın bu ayetten.

Şimdi düşünelim siz kadının yüzü ve eli açık diğer yerleri tamamen kapanmalı diyorsunuz ve bu ayetten bunu çıkarıyorsunuz. Size sormak isterim sizce bir kadının yüzü ve ellerimi daha çekici ve cezp edicidir, yoksa saçlarının telimi, ya da kadının sesimi? Eğer bizler kendimizce ayetlere anlamlar verirde bu Allah ın istediği en doğru yoldur dersek doğrumu yapmış oluruz? Bakın hiç unutmadığım peygamberimizin bir hadisini hatırlatmak isterim tam burada, bana göre çok düşündürücü ve anlamlı bir hadis.

Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.
Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403

Yüce Rabbim sizler için bu kitabı kolaylaştırdım diyor da, bazı konularda bizlere geniş ve rahat bir yaşam alanı bırakıyorsa, sanırım peygamberimizin bizlere seslendiği gibi(Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.) sözlerinde olduğu gibi açıkca haramlaştırmadıklarını bizler lütfen haramlaştırmayalım. Allah kur’anda haram kıldıklarını apaçık bizlere iletmiştir. Diğerlerini de bizler kendi nefsimizin etkisiyle haramlaştırırsak hayatımızın en güzel varlıklarını kadınlarımızı, bu Dünyada azap içinde bırakır onları her şeyden mahrum edip, Dünyanın nimetlerinden faydalanmalarını engellemiş oluruz.
Rabbim kadını da erkeği de birbirlerine eş ve bağlantılı yarattığını söyler. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur Allah katında. Eğer bizler kendi düşüncelerimiz ile onlara bazı yaptırımlar koyuyorsak, aynı olayın karşı cins içinde geçerli olduğunu unutmamalıyız. Bizim için kadının saçı, sesi ya da bir başka yerinin çekici yada tahrik edici olduğunu söylüyorsak, kadın içinde bir erkeğin aynı bölümleri onlar içinde çekici olacaktır. Bu durumda insanların, toplumun birbiri ile ilişkisi kesilecek, hiçbir toplumsal hareket yapılamayacaktır. Ne ailecek mescitlere gidebilirsiniz nede dışarıda alışveriş yapabilirsiniz. Bakın tüm bunların kabulü bizleri nerelere getirdi. Bunları ben bu ayetten çıkarmadım siz söylediniz.

Allah zinaya yaklaşmayın der, çünkü yaklaşmak başlamak demektir de ondan. Rabbim hiçbir ayetinde zinadan bir insanı bir başkasının değil, kendisinin sakınmasını ister. Hiç kimse bir başkasından sorumlu değildir. Eğer bizler kur’an eğitimini, Rabbin emirlerini ona verememiş isek, onun için istediğimiz kadar önlem alalım asla fayda etmeyecektir. Bakın yazınızdan ilginç bir cümle. (kadının namahrem ortamda ezan ya da kuranı kerim okuması neden mahzurludur sizce ?) Bunu nereden çıkardınız? Bir kadının ezan okuması ya da kur’an okuması nasıl olurda bir erkeği, çok özür dilerim tahrik eder? Lütfen bunu düşünmenizi rica ediyorum sizden. Size öğretileni değil mantığınızın süzgecinden geçeni alınız ve inanınız. Bizlerin bu kadar iradesi pamuk ipliğiyle mi bağlanmışta bir hanım kur’an okuduğunda çok affedersiniz tahrik olacağım? Böyle bir sözü kesinlikle kabul edemem. Keşke bir hanım güzel sesiyle Rabbin kelamını seslendirip nuruna nur katsa da dinlesem. İşte benimde içimden yemin ederim ki bunlar geçiyor. Sizin sözünüze baktığımda o zaman ben bu sözlerimle bir sapık düşünceye kapılmış hissetim kendimi. Acaba bende bir hatamı var diye düşünmem sizce normal değil mi, sizin dediğiniz doğru olsa. Hem tüm bunları kur’anın neresinden alıyor ve inanıyoruz? Yoksa tüm bunlar benim yazdığım Nur suresi 31. ayetinden mi anlaşılıyor? Doğrusu eğer öyleyse benim gözlerimde perde var demektir, çünkü ben tüm bunları anlayamadım.

En son yazdığınız cümleye gelince.
(son olarak,şahsen ailemce kullanılan çarşafı öneriyorum.ve nur 31 e en uygun bu kıyafettir.bide renkli güneş gözlüğü takıldı mı tamamdır.bu kıyafette ne göğüz sorunu kalır ne kalça nede moda derdi..!)
Değerli arkadaşım herkezin yaşamına, hayat görüşüne ve inancına saygım sonsuzdur, önce bunu hatırlatmalıyım, çünkü her kez yaptıklarından bizzat kendisi sorumludur da ondan. Önerdiğiniz çarşafın kur’anın emrettiği bir kıyafet olduğunu söylemişsiniz anladığım kadarıyla. Rabbim isteseydi bu kıyafeti apaçık söylerdi bundan hiç kuşkum yok. Kur’an öyle bir kitap ki Dünya durdukça her zamana uyacak bir kitaptır, işte bunun bir sebebi de asla hiçbir zaman bir kıyafet şekli vermemiş, önermemiş, fakat iffetli giyinilmesi konusunda çok net uyarılarda bulunmuştur. Bana kızmayacağınızı umarak, affınıza sığınarak size şunu söylemek isterim. Acaba siz kadın olsaydınız o çarşafın içinde olmak ister miydiniz? Ya da çarşafın içinde hiç bir gün geçirmeyi hayal bile ettiniz mi? Çarşaf giyen bayanlarımıza Allah aşkı için doğru söylemeleri şartıyla hiç sorduk mu, burada rahat mısınız diye? Onların fikrini aldık mı bu kıyafeti giydirirken? Birde üstüne üstlük gözleri de görünmesin diye güneş gözlüğü de takmalı diyorsunuz, hadi yazın güneşte normal diyelim ya diğer zamanlarda? Hatırlıyorum 30 sene önce kadınlarımıza ellerini de göstermeyeceksin oda haramdır dediler ve yazın sıcağında onları buram buram terlettiler, peki biz erkekler bunun hesabını nasıl vereceğiz Allaha. Çünkü şimdi birisi çıktı, kadın ellerini gösterebilir haram değilmiş dedi herkes ellerini açtı. Sormak isterim ne oldu Hâşâ Rabbimden vahiy mi geldi de eller açıldı? Biz erkekler acaba kendimize soruyor muyuz, onların sesi, saçı, yüzü, bizleri tahrik ediyor da haram oluyor, peki biz erkeklerin sesleri, saçları, ya da yüzleri, başka bölgeleri kapalı olsa dahi onlara çekici gelmiyor mu, bunu sorduk mu acaba kadınlarımıza? Sanırım bu soruyu sormayı bırakın, aklımızdan bile geçirmedik. Çünkü biz ERKEĞİZ.(!) İnşallah bana kızmamış ve sözlerimden alınmamışsınızdır. Eğer sizi üzdüysem sizden özür diliyorum. Amacım düşüncelerimi aktarmaktır, kimseyi kırmak ya da üzmek değil. Şunu söylemek isterim, biz erkekler inanın çok egoist düşünleri olan bir varlığız. Bir başkası için kendimiz düşünüyoruz, yargılıyoruz ve karar veriyoruz, karşımızdaki insana hiç sormadan onun yerine kendimizi koymadan. Allah yardımcımız olsun. Rabbim kur’an ışığını kalbimizden eksik etmesin. Rahman takva elbisesinin en hayırlısı olduğunu söylerken, bana göre çok şeyler anlatıyor keşke anlayabilsek. Saygılarımı sunuyorum esen kalınız. Haluk GÜMÜŞTABAK

esracık 23 Şubat 2010 22:03

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı
sayın gümüştabak,
nur 31 e yüklemeye çalıştığınız anlam,bazen zorladığınız,bazen düşüncenizi kendiniz beğenmiyerek geri adım attığınız bir manzara ile karşılaştım..
şöyle ki;
1-kadının cazibesinden kasıt sadece göğüs ise,sadece kalça ise veya sadece saç telleri ise bu evrensel olamaz.çünkü kadının çekiciliği her şeyidir,konuşmasıdır,kulak memesidir,saçlarının ahengidir veya bacaklarıdır vs değişik erkeklere göre.yüz el dışında tüm vucudunu konuşması kokusu makyajı vs kamufle etmesi gerekiyor.buna muhalif olacağını sanmıyorum.
2-erkeği tahrik edecek her hareket,giyim ve ya konuşma haramdır ve nur 31 rin ana temasıdır.
3-kadının giyimi konusu en çok aldanılan konudur.sanılır ki giyinmekle tenini kapamakla iş tamamdır.hayır vucut hatlarını belli edecek kadar dar giyim ÖRTÜLÜ ÇILPAKLIKTIR.dar kıyafetle gezmektense çırılçıplak gezmek daha medeni(!) olur bana göre.çünkü günümüzün uçuk kaçık bakımlı ve modern giyimi kadının cazibesini zirveye çıkarıyor.
4-yakalarını göğüslerine salsınlar dan kasıt giyilen kıyafetle örtülemeyen,göğüs iriliği ve cazibesini kapamayan bölümleri eşrapla kapamaktır.dar bluz yada kıyafetin bollaştırılması vazifesini görecek o SALSINLAR.
5-namahrem ortamlarda,erkeklerin dikkatini çekmesinler,ayaklarını vurmasınlar,kokularını sürmesinler,sallanmasınlar,cilveli konuşmasınlar,kısacası WELA TAKREBUZZİNA zinaya yaklaşmayınız ayetinin ruhuna uygundur.neden zina yapmayınız değilde yaklaşmayınız deniliyor sizce? zinaya götürecek her yolu tıkamak için değil mi gümüştabak ? kadının namahrem ortamda ezan yada kuranı kerim okuması neden mahzurludur sizce ?
6-kadın tam tesettürlü tepeden tırnağa kadar,ama etrafına yaydığı parfum ne kadar nur 31 re uygun sizce ? veya dudaklarını kıpkırmızı gözlerini simsiyah boya ile sokağa fırlaması tesettürlü olsa nedir olmazsa nedir ?
7-akıl var mantık var,ayetleri zorlamanın anlamı yoktur.erkeği tahrik edecek her hareket,giyim tipi,konuşma,süs veya etrafına parfumerik yayın,gözlere ziyafet haramdır vebaldır ve müslüman kadının işi olamaz.
8-son olarak,şahsen ailemce kullanılan çarşafı öneriyorum.ve nur 31 e en uygun bu kıyafettir.bide renkli güneş gözlüğü takıldımı tamamdır.bu kıyafette ne göğüz sorunu kalır ne kalça nede moda derdi..!
saygılar...

alkış000 Tercüman oldunuz ağabey...

esracık 23 Şubat 2010 22:39

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Yaa, haluk agabey de bazı söylediklerinde haksız değil... Çok doğru teşbihleri var aynı zamanda. Mesela çarşaf yerine iffetli giyim ... Tamam çarşaf çok koruyucu, lakin, iffet ve haya örneği olmak için illaki çarşaf da şart değil...

Nur 31 bana her zaman iffet ve haya'yı korumayı ve bunun için mücadele vermeyi anımsatır. Öte yandan, öyle şeyler yaşarsınız ki, bırakın çarşafı, size bir başörtüsünü çok gören bir aile çevreniz olur, ne yapacagınızı şaşırırsınız, terk edip gidemezsiniz de, çalışmak zorundasınızdır, bakmakla yükümlü olduklarınız vardır. Bırakıp gidip , başörtünüzü bile yaşayamazsınız özgürce. Ya onların durumu ne olacak ? Ben şahsen bunu yaşamış ve hala yaşayan bir kardeşinizim..Yani Nur 31 şu an özlemimdir, hayalimdir , mücadelesini verdiğimdir ama başaramamışımdır. Çevrem işim, ailem hep başımda diktatör olmuştur . Aynı zamanda onlara karşı sorumlulugum da vardır. Evet bunu dilediğim gibi yapıp yaşayamam, lakin bu iffetimden ödün vermeden, çaktırmadan bol kıyafetler giyerek, boya badanadan uzak durarak , parfümle birilerinin ihtiraslarına/ rüyalarına yem olmamaya çalışarak dikkat ederim. Ya ben ve benim gibi olanlar ne yapsın Abdülmelik agabey ?... Bir de bu açıdan bakmak lazım.....Vesselam...

Medine-web 23 Şubat 2010 23:49

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
sayın gümüştabak,
öncellikle şu konuda anlaşalım ve konumuza sonuna kadar devam edelim.konumuz ilmi münazaradır.ve zıt düşünceler olması doğaldır.bu konuda alınmak kızmak çocuk işi olsa gerek.düşüncelerinize saygı duyuyorum ve kısmen katılmıyorum.katılmıyorum derken sizi red ediyorum yallah bu nediyor fanatikliği yok tamamen amacımız Allah rızasıdır.takım tutmuyoruz ilmi münazara yapıyoruz.
VE RAHAT OLUN DÜŞÜNCENİZİ SONUNA KADAR YAZIN BENDE ÖYLE....
şimdi geçelim konuya ;
1-sizle anlaşamadığımız bir nokta şu.siz diyorsunuz ki kuranda her şey açık ve biz anlarız biliriz.bende diyorum ki evet haklısınız ayet öyle diyor amenna.lakin bu dinin birde İKİNCİ AYAĞI OLAN PEYGAMBERİ VAR.sahih hadis ve sünneti kaale almama lüksüm yok.ve asırlardır bir islam geleneği vardır.yüzlerce yetişmiş muttaki veli alim vardır.hepsini ezip ben anlarım diyemem.imam gazaliye ,imam rabbaniye veya seyyid kutuba rakip olma ukalalığım olamaz.ey gazali sen anlamadın ben anlarım diyemem.ey hz ali hz ömer sizden farklı düşünüyorum diyemem.siz nur 31 i ne biçim yorumladınız gel otur sana öğreteyım diyemem ! tıp okuyan bir öğrencinin prof olan hocasına ders öğretmesi konumuna düşmem düşemem haddimi bilirim.
2-kuranı elime aldığımda ki öyle yapıyorum,1400 yıllık ilim geleneğini başta RESULULLAH (A) SÜNNETİ OLMAK ÜZERE ,ASHABI KİRAMIN GÖRÜŞLERİNİ okumadan tefsir etmem.
3-ayetleri okurken aracın değil amacın peşinde olurum.ne istediği peşinde olurum nasıl istediği değil.hedef mekkeye gitmekse bu uçakla da olur deve ile de olur yaya da olur..hedefe odaklanırım.ama mekkeye gitmek için de coğrafya seyahat bilgim de olmalı diyorum.kuran mekkeye git dedi yallah mekkeye gidelim değil,kervan lazım,bilgi lazım,para lazım değilmi haluk bey ?
4-eline aldığın kuranı anlıyacaksın elbette çünkü ayet öyle diyor.ama anlamak için de o seviyede olman lazım.ilmen fıkhen lüğaten vs..yoksa tıp öğrencisini ameliyata soksanız size turp gibi cenaze hediye eder.
devam edeceğim..

Medine-web 24 Şubat 2010 00:08

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
5-ben nur 31 i tefsir ederken sadece meal ile değil,hafızamda olan sünnet eğitimi,ashabı kiram görüşü,mezhep imamları ve diğer alimlerinin geniş bir kapsaması olarak aldım.ayetleri kendi kafama göre yorumlamadım.bu yorumu bana mal ettiniz sorun değil.
6-sünette kadın sesi ,erkeği tahrik etmek ,kırıtarak sırıtarak konuşmak yürümek harammı değil mi ? kadın namaz kıldıramaz aleni ezan okuyamaz haram değil mi ?kadın ezan okuduğunda haramdır dedik sapık mı olduk ? varmı 1400 yıllık islam geleneğinde kadının minarede ezan okuduğu yada namaz kıldırdığı ? bunları nerden çıkardınız demişsin.cevap :SÜNNETİ MUHAMMEDİDEN.delil istersen tek tek veririm.
7-nur 31 in amacı kadının iffetini onurunu şerefini sokaktan namahremden sapık art niyetli bakışlardan korumak değil mi? bunun için siz manto dersiniz ben şarşaf derim başkası çuval der isim çokmu önemli ? o ayete göre kadının vucut hatlarını göstermiyecek tahrik edilecek davranış ve cazibelerden uzak kalacak bir kıyafet değil mi? çarşafa girermisin demişsin.EVET seve seve.amacım iffetimi nur 31 e ayarlamak ise şüphen olmasın.hanım terliyecekmişmiş..cehennem de terlemesinde sorun değil.iman bedel ister ve cennet ucuz değil.biz ailecek şikayetçi değiliz üstadım.buna erkek egemenliği demişsin.eşim kızım beni ilgilendirir.ve onlardan sorumluyum.kullukum rain ve kullukum mesulun an raiyetihi herkes çobandır ve herkes ailesinden sorumludur.(hş)
ne yani kızım terlemesin diye armine maymune bilmem ne zıkkım moda giyinsin daracık kıyafetlerle dolaşsın bende erkek egemenliği olmasın diye hapsama yakışır diyeyım öyle mi üstad ?
devam edeceğim...

Medine-web 24 Şubat 2010 00:24

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
8-kadının vucudunu cazibesini yok edecek,vucut hatlarını sıfırlıyacak kıyafet aradım.çarşaf buna en uygun diye karar verdim.çünkü çarşaf giyen kadın adeta kıyafetin içinde yok oluyor.bol ve gösterişsiz.mantonun ne kadar bolunu alırsanız alın kadına çarşaf kadar rahat ettirmiyor.bırakın ayette geçen göğüs kapamayı,bırakın vucut hatlarını,17 aylık hamile kadının hamilelilğini bile saklıyor üstad.müslüman kadının dışarda süs moda derdi olamaz.onun amacı asıl hedeftir.boya kutusuna kazaen düşmüş tesettürlü(!) parizienli kotlu yüzü çarşamba pazarına dönüşmüş,etrafına parfüm kokusunu servis eden, müslüman kadınlara sadece acıyorum.
9-verdiğin hadisi şerifi ele alalım.haramı helal helalı haram yapmayalım amenna.size göre kuranda ne varsa yeterlidir.kuranın haram demediğini kimse haraam diyemez.bi derece doğrudur ama eksik üstad.
mesela kuranda cenin yemek haram değildir veya helaldir diye ayet yok.cenin yiyelim mi ?
10-Allah aşkına Resulullahı haşa ptt memuru konumuna sokmaktan kaçınalım.sünnet islamın ikinci ve vazgeçilmez ayağıdır.sünneti dışlarsak islam namına elimizde namaz dahil bir şey kalmıyacak.nur süresinin 31.ayetini bide Resulullahtan dinlemeyı deniyelim.kurana göre Resulullah vahyin ta kendisidir.
saygılar...

Emekdar Üye 24 Şubat 2010 01:46

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Haluk abime şunu sorayım kendi deyiminizle diyorsunuz ki Kurandan benim anladığım o zaman herkes benim anladığım derse Kuranın bütünlük esasını nasıl sağlayacağız ?

İslam’da kadın ile erkek arasında belli sınırlar olmadığı zaman,her tür serbestiyet isteği bir arzu ve istek haline gelir.Çünkü insanoğlunda şehevi içgüdü derin ve engin bir zaaftır.Ne kadar başıboş bırakılırsa o kadar azgınlaşıp kontrolsüz bir hal alır.

Tarihe baktığımızda Servet mal mülk ihtirası ile şehevi istekten de söz eder.Şöyle ki İnsan mal mülk topladıkça nasıl doyumsuz bir isteğe kapılıyorsa Şehevi duygularda da bir sınır tanımaz hal alabilir.

Şöyle düşünelim örneğin Mal makam sevdasında olan birinin bunlar üzere bir şiir yazdığını ve söylediğini duydunuz mu ? daha bir çok örnek verebileceğimiz maddi gereksinimler için ne şiir nede müzik yapıldığını görmedim.

Ancak şurası açıktır ki, yazılan, söylenen şiir ve yazıların çoğunluğu erkek tarafından kadına duyulan istekler için dile getirilmiştir.

İngiliz ajan, Mr. Hamper, “hatıralarım” adlı kitabın bir bölümünde şöyle yazıyor:
Kadınların açılması konusunda büyük çabalar göstermeliyiz ve Müslüman kadınları çarşaftan uzaklaştırıp, açılmaya yönlendirmeliyiz….. Örtünmeği aradan kaldırdıktan sonra, gençleri fuhuş ve yasak ilişkilere yönlendirmeliyiz; bu şekilde Müslüman toplumu fesada çekebiliriz. Müslüman olmayan kadınlar, örtüsüz bir şekilde toplumda boy göstermelidirler, bu şekilde Müslüman kadınlar da onlara bakarak örtülerini kaldıracaklardır.

Fıtratta varolan tahrik olma duygusunun belirli bir sınıra,sahip olduğunu düşünmek yanlıştır.Çünkü Erkek olsun kadın olsun nasıl maddi manada doymak bilmiyor ise aynı durum şehevi alanda da aynıdır.Dikkat edersek hiçbir erkek nasıl güzel ve çekici bir bayana sahip olmaktan vazgeçemiyorsa bu durumun aynısı Kadın içinde geçerlidir onlarda varolan dikkat çekmek erkeklerin kalbine sahip olmak ve şehevi duygulardan vazgeçmez ..(Müslüman Kardeşlerimi tenzih ederim )

Lakin bu isteklere kavuşmanın her zaman gerçekleşmeyeceği hissi insanlarda hastalıklı bir ruh oluşumuna neden olur,Dikkat edelim Avrupa’nın sözde medeniyet olarak gördüğü özgürlüklerin başında şehevi ahlakın her konuda serbest olması gazete tv dergi vs bilumum her alanda insanları ahlaksızlığa teşvik etmektedir.

İşte İslam bu tür yanlışlıklara düşülmemesi amacı ile örtünme emrinin sadece kadınlara yönelik olmasının ana nedeni kadınların sahip olduğu gösteriş ve süslenmesinden kaynaklamaktadır.Erkek her daim isteyen kadın ise istenen taraftır.Kadının süslenmesi ve çekici tavırlar sergilemesi erkeğe kendini çekici kılmaktan kaynaklanır.Aynı durumda olan erkeklerin süslenme tavır ve davranışları da kadına kendini beğendirme hissinden kaynaklanmaktadır:

İşte İslam anlayışına göre ,Kadının değeri ve saygınlığı ne kadının nede erkeğin insiyatifine bırakılmamıştır.Bütün aile fertleri kadının örtünmemesi hususunda birleşseler dahi Kur’an buna onay vermemektedir Çünkü Kadının saygınlığı ve onuru Allah’ın ilahi emirleri ile ortaya konmuştur.

Allah azze ve celle Kadın ve erkeğin toplumdaki görevleri icabı sevgi,şefkat ,merhamet duygusunun değerine binaen kadının ve erkeğin iç güdüleri ve şehevi hislerinin esiri olmaması için belirli hükümler ile sınırlar koymuştur.Bu hükümlere uyulmadığı vakit fesat ve ahlaksızlık yaygınlaşır.

Tutucu kesimlerin iddia ettiği gibi kadını hapseden bir hicap anlayışı İslam da yoktur. Şöyle açıklayalım İslam kadını eve hapseden ilim öğrenmesine engel olan bir anlayış değil bilakis İslam kadının da erkeğinde ilim öğrenmesini farz kılmıştır.Kadını ekonomik hayattan tecrit etmemiştir buna örneğimiz Hz Haticedir,İslam kadının ailevi sorumluluklarını aksatmama şartı ile işiz boş oturmasını tembelliğe düşmesini istemez.İşte bu noktada Hicabın bu tür sosyal yaşamda gereken eylemlere engel olmaz asıl engel teşkil eden mevzuu şehevi arzuları tahrik eden giyim kuşam ve yaşam tarzlarıdır.

İslam dini kadının her alanda bulunması için ağırbaşlı iffetli ve namusunu koruması adına her hangi bir şehevi duyguya meyil vermemesi için belli sınırlar çizmiştir.Bu sınırlar dahilinde ortaya koyulan iş gücü yardımlaşma ilim vb durumlarda bilakis kadının bu tarz hal ve hareketi kendisine duyulan saygında artacağı barizdir…

Yitiksevda 24 Şubat 2010 02:48

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Haluk abi Muhammed esed'in mealini vermişsiniz bende Meali ile birlikte Tefsirini nakledeyim Özellikle şerh bırakılmış noktalar işin özünü açıklamaktadır:

Nur suresi 31)İnanan kadınlara söyle, onlar da gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler; iffetlerini korusunlar; [örfen] görünmesinde sakınca olmayan yerleri (37) dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar; ve bunun için, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. (38) Cazibe ve güzelliklerini kocalarından, babalarından, kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından, kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin ya da kız kardeşlerinin oğullarından, kendi evlerindeki kadınlardan, yahut yasal olarak sahip oldukları kimselerden, yahut kendilerine bağlı olup cinsel isteklerden yoksun bulunan erkeklerden, (39) ya da kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar; ve [yürürken] gizli görkem ve güzelliklerini belli edecek şekilde (40) ayaklarını yere vurmasınlar.Ve siz, ey müminler, hepiniz topluca, günahkarca davranışlardan dönüp Allah'a yönelin ki kurtuluşa, esenliğe erişesiniz! (41)

37 - Bizim "[örfen]" sözcüğüyle yaptığımız ilave illâ mâ zahera minhâ ifadesiyle ilgili olarak ilk İslam alimlerinin ve özellikle (Râzî'nin kaydettiğine göre) el-Kiffâl'in yaptığı "kişinin hakim örfe (el-âdetu'l-câriyye: geçerli âdet) uyarak açık tutabileceği, yani örtmemesinde beis olmayan yerler" şeklindeki açıklamayı yansıtmaktadır. İslam Hukuku'nun geleneksel temsilcileri "görünmesinde [örfen] sakınca olmayan" ifadesinin tanımını her ne kadar kadının yüzü, elleri ve ayaklarıyla sınırlı tutma eğilimini göstermişler -hatta sınırlamayı bazan daha da ileri götürmüşler- ise de, illâ mâ zahera minhâ'nın anlamı bizce çok daha geniştir; nitekim, kullanılan ifadedeki kasdî belirsizlik (yahut çok anlamlılık) da bu hususta, insanın ahlakî ve toplumsal gelişiminin gereği olarak ortaya çıkan zamana bağımlı değişikliklerin gözönünde bulundurulduğunu göstermektedir. Yukarıda, aynı kelimelerle hem erkeklere ve hem de kadınlara ulaştırılmak istenen mesajın özü, onların "haramdan gözlerini çevirmeleri ve iffetlerini korumaları" noktasında düğümlenmektedir; kişinin, yaşadığı çağda, Kur'an'ın toplumsal ahlak konusunda getirdiği ilkeleri gözönünde tutarak, dış görünüşünde, giyim kuşamında göstermek zorunda olduğu dikkatin sınırlarını da bu ölçü belirlemektedir.

38 - Himâr (çoğulu humur), hem İslam'dan önce, hem de İslam'dan sonra Arap kadınlarının kullandıkları geleneksel başörtüsüdür. Klasik müfessirlere göre, bu başörtüsü kadınlar tarafından İslam öncesi dönemde az çok süs giysisi olarak kullanılır ve uçları örtünen kadının sırtına serbestçe bırakılırdı; o günün yaygın modasına göre, kadınların giydiği gömleğin ya da bluzun önünde genişçe bir açıklık bulunur ve böylece göğüsler örtülmezdi. Bunun içindir ki, göğsün himâr ile örtülmesinin emredilmesi bu iş için mutlaka himâr kullanılmasının gerektiğini ifade etmez; fakat, sadece kadınların göğüs kısmının, örfen açık bırakılmasında sakınca bulunmayan yerlerden olmadığını ve dolayısıyla örtülmesi, gösterilmemesi gerektiğini ifade eder

39 - Yani, çok yaşlı erkekler. "Yasal olarak sahip oldukları kimseler" ifadesiyle (lafzen, "sağ ellerinin malik olduğu kimseler") köleler kasdedilmektedir

40 - Lafzen, "gizledikleri güzellikleri/cazibeleri bilinsin diye". Yedribne bi-erculihinne ifadesi deyimsel olarak darabe bi-yedeyhi fî mişyetihî (yürürken kollarını salladı) ifadesiyle benzeşmektedir (bu anlam örgüsü içinde Tâcu'l-Arûs'da kaydedilmiştir) ve dolayısıyla, tahrik edici bir yürüyüşe işaret etmektedir.

HALUK GÜMÜŞTABAK 24 Şubat 2010 10:27

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Değerli Yitiksevda kardeşim araştırma yazımda sizin yazdığınız açıklamaları bende yazacaktım fakat yazı dahada uzamasın diye yazmadım. Bana göre bu açıklamalar çok doğru ve tamamına katılıyorum. Zaten Muhammet Esed in mealini almamdaki sebebide bu güzel açıklamaları idi. Diğer arkadaşlarıma da nasip olursa cevap vereceğim. SAYGILARIMLA halukgta

HALUK GÜMÜŞTABAK 24 Şubat 2010 12:32

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Çok değerli Abdulmelik kardeşim verdiğiniz cevaplardan ne kadar değerli bir insan olduğunuz belli oluyor. Karşı düşünceye takındığınız tavır beni rahatlattı, çünkü birçok yerde bu düşüncelerimden dolayı küfre varan hakaretler gördüm. Anlayışınızdan dolayı Allah sizden razı olsun.

Değerli arkadaşım hadisler itikadi konularda delil olamaz, nedenine gelince rivayetler yoluyla günümüze aktarılan, kesin doğru olduğunu bilmediğimiz bilgiler eğer kur’anda hükmü verilmemiş ise asla bizler için delil değildir. Bu konu ile ilgili bir yazı eklemiştim yazıdaki ana fikrine tamamen katılıyorum ve hadislere bu yönde bakarak kur’an süzgecinden geçirmeden onun onay vermediğini almıyor, kabul etmiyorum.

( [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] )

Şimdi de sizin saydığınız gerçekten ilim adamlarına değinmek istiyorum. Saydığınız tüm ilim adamları gerçekten en doğrusunu söylemişlerdir bunda hiç kuşkum yok, kuşkum o sözleri günümüze gelinceye kadar hiç değiştirmeden, eklemeden günümüze kadar doğru gelip gelmediğinedir. Bu konuda da zaten Rabbim ayetinde bizleri uyarıyor ve ne diyordu? Emin olmadığın sözlerin ardına düşme sorumlu olursun. Şimdi de bu sözleri Rabbin uyarısını düşünelim. Kur’anı ben koruyorum diyor Rabbim, peki günümüze 1400 yıl öncesinden gelen bizlere peygamberimizin sözüdür diye aktarılan sözleri, bilgileri kim koruyor? Bunu sorduğumda verilen cevap; Kur’anı koruyan Allah hadisleri de koruma altına almıştır diye cevap aldım. Elbette bu sözler yanlışa kılıf uydurmaktan öte gidemez. Hatırlayınız mezheplerin topladığı aynı konudaki hadislerin bile bir biriyle uyumu yoktur. Hatta bazen birbirinin tam tersidir. Bu durumda hangi mezhebin hadisi daha doğrudur diye bir soru gelecek. İşte hadislere kur’an ayeti gibi hiç şüphe etmeden yaklaştığımızda dini sakın bölmeyin diye bizleri uyaran rahmanı dinlemediğimiz sonucunda, Müslümanların birbirini öldürecek dereceye getirmesinin acı gerçeği çıkıyor ortaya. Hiçbir bilgi reddedilemez, hele bu bilgiler Allah ın elçisinden yana geliyorsa, fakat bizlere düşen bu konuda çok dikkatli olmalı ve bizlere ulaşan sözleri kur’an ile karşılaştırmalıyız. Mezheplerin kurulduğu ilk dönemlerde hadis toplayıcıları yaklaşık 500–600 civarında hadis toplamışlar. Bence bunların beklide tamamı doğrudur. Fakat günümüzde bu sayı 5000 civarlarına ulaştığını düşündüğümüzde ne kadar çok dikkat etmemiz gerektiği çıkıyor ortaya. Daha önce belki yazmışımdır bakın peygamberimiz bize bu konuda nasıl bir yol gösteriyor?

Benden sonra, benim adıma söylenecek çok söz duyacaksınız, Bu sözleri KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ ki, benim sözüm olup olmadığı hakkında delalete düşmeyesiniz. Her kim ki, ben söylemediğim halde bu sözü peygamber söyledi dese BUYURSUN KENDİNİ CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLASIN.

Değerli kardeşim ben peygamberimizin bizlere önerdiği bu yolu seçtim ve onun sözüdür dedikleri her bilgiyi kur’an süzgecinden geçirip ona danışıyorum. Çünkü peygamberimiz bizleri kur’an ile uyarma görevi almış ve hayatına onu geçirmiş bir peygamberdir.

Bizlerin yaptığı bana göre en büyük yanlış, Peygamberimizin devrindeki geleneği günümüzde dinleştirmek olmuştur. O devrin giyimi, iklimsel yaşamı, adetleri din değil yaşam şekilleridir. Her zamana uyan değişmeyen emir yani dinin yaşam kaynağı, hüküm veren KURAN dır. Yukarıda din âlimlerinden bahsederken günümüzde onların sözleri olup olmadığını bilemeyiz, emin olamayız demiştim. Size bir örnek vermek istiyorum ve lütfen bu konuda düşünmenizi rica edeceğim. Bizler İmamı Azam Ebu Hanifeyi takip ettiğimizi söyleriz, ama inanın hayat görüşünü ve felsefesini zerre kadar bilmediğimiz için onun yolundan gittiğimizi zannederiz. Yine bu konuda yazdığım ve bu âlim insanın hayat görüşü ve İslam anlayışını okumadıysanız okumanızı rica edeceğim.

( [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] )

İşte bize aktarılan ve İmamı Azamdan nakledilen o kadar hadis var ki, hâlbuki o âlim insan benim sözlerimi yazmayın çünkü bu sözler bugün içindir diyebilecek kadar âlim bir insandı. Kendi yaşadığı devirde her hangi mezhep kurmamış ölümünden sonra öğrencileri kurmuştur.

Değerli kardeşim sizin söyledikleriniz hakkında sizin yorumunuz demek istemedim aslında, sizin inandığınız anlamında söyledim, eğer sizi kırdıysam istemeden özür dilerim.

Gelelim verdiğiniz örnek hadislere. (sünette kadın sesi, erkeği tahrik etmek, kırıtarak sırıtarak konuşmak yürümek harammı değil mi? ) Gelelim bu bilginin doğru olup olmayacağına. Daha önce söylediğim gibi Rabbim in vermediği bir hükmü yasağı kimse veremez, önce buna inanmak gerekir. Eğer inanmadığımızda zaten ipin ucunun nereye gideceğini kimse tahmin bile edemez. Birlikte düşünelim kur’anı hatırlayalım Allah kadın sesinin erkeği tahrik ettiği konusunda bir açıklama yapmışmıdır? Kesinlikle hayır ama devamında söylediğiniz kırıtarak yürümek derseniz, burada aynı fikirdeyiz çünkü bu konuda ikaz eden birçok ayet vardır. Ama sırıtarak yani gülerek konuşma derseniz burada da durun derim. Kadın da elbette gülecek bu onunda hakkı ama elbette ahlak ve terbiye sınırları içinde. Şimdi gelelim haram sözüne. Gerçekten bu kelime Rabbim tarafından çok dikkatle ve itinayla özelliği olan, rabbin kesinlikle yapmayın sakın haaaa dedikleri yerlerde kullanılmıştır kur’anda. Bakın bizler bu kelimeyi nasıl her yerde kullanıyoruz. Bir konuda haram sözcüğünü kullanmamız için bu hükmün kur’andan verilmesi gerekir, daha doğrusu bunu Rabbim böyle söylüyor. Gerçekten yapılması yanlış olan bir konuya haran demek yerine, günah sözünü kullanmak çok daha doğru olur. Kadının ezan okuması ve erkekli bir topluma kur’an okumasının haram olduğunu söylemek, bana göre kur’anın onay verdiği bir durum, düşünce değildir. Onun için buna haram diyemeyeceğimiz gibi, günah da demek çok yanlış olur. Bu sözlerin sırf hadis altında peygamberimizin sözleridir diye nakledenlere inanmamız doğru olmayacağı düşüncesindeyim. Daha önce söylediğim gibi kur’andan onay almayan hiçbir sözü peygamberimiz söylemez. Kadının günümüze kadar bir minareye çıkıp ezan okumadığını söylemek, bunun Allah tarafından haram edildiğini, yasaklandığını göstermez. Allah haram ettiği her konuyu da bizlere rehber olsun diye indirdiği kur’anda açıklık getirmiştir.

Değerli kardeşim çarşaf konusuna gelince elbette her fikre ve düşünceye sonsuz saygılıyım. Benim itirazım biz erkeklerin sanki kadınların düşünce ve aklı çok fazla yok muşta, onların yerine bizler düşünmeliyiz fikrini kafamıza yerleştirmemiz bana doğru gelmiyor. Bakın sizin şu cümlenize istinaden söyledim bunları. (buna erkek egemenliği demişsin. Eşim, kızım beni ilgilendirir ve onlardan sorumluyum. ) Elbette bizler eşlerimizden ve evlatlarımızdan sorumluyuz ama onların özgür iradelerine etki edecek ve onlar adına düşünecek kadar değil. Rabbim her insanın yaptığından sorumlu olduğunu söyler. Allah kur’anda verdiği çok güzel örneklerden ibret almazı gerektiğini hatırlatır. Hatırlayın Lut ve Nuh peygamberleri, onların eşleri iman etmeyen hatta hayâdan yoksul insanlardı, sizce bu örnekleri rabbim bizlere neden verdi dersiniz? O kadar önemli ipuçları var ki bu örneklerde. Bizler eşlerimiz, kızlarımız aman korunsun sakınsın diye toplumdan soyutlarsak onları kendimizce korumuş oluyoruz, ama hayatta kendi başlarına kaldıklarında bu sefer şaşırıyor ve yanılıyorlar. Onlara bizlerin vereceği kur’anın ruhunu aşılamak ve doğru, iffetli bir insan nasıl olur onu anlamaları için çaba göstermek olmalıdır. Daha açıkçası Rabbin rehberi ile karşı karşıya getirmeliyiz.

Değerli kardeşim bakın bizler kadınlarımızı aslında bu düşünceyle ne yapıyoruz sizin sözünüzle aktarmak isterim. (çünkü çarşaf giyen kadın adeta kıyafetin içinde yok oluyor.) Bizler kadını neden yok etmek çabası içindeyiz bunu anlayamıyorum. Hâlbuki hatırlayın peygamberimiz devrinde kadınlarımız dahi savaşta yerini almışlardı. Eğer onları saklasaydı, saklama gereği olsaydı peygamberimizde saklamazmıydı? Kur’anı hatırlayın siz kadının süslenmesi konusunda çok sert bir tavrınız var, acaba Rabbim neden bu konuda tam tersini düşünüyor dersiniz? Bakın süs eşyası konusunda hiçbir ayrım yapmadan iman edenlerin süslenmeleri için denizden bile süs eşyaları çıkarılacağını ve bunun sizler için olduğunu söylemesi sizin dikkatinizden mi kaçtı acaba? Bazı ayetleri hatırlayalım.

Araf 26: Ey âdemoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor

Araf 31: Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez

Araf 32: De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyor

Değerli arkadaşım bakın rabbim sizlere süs kıyafeti indirdim diyor, hiç erkek kadın ayrımı yapmadan. Hatta mescitlere gittiğinizde süslü güzel kıyafetlerinizi giyinin diyor, devamındaki ayette ise bakın sizin sözlerinizi doğrulamayan, tüm bunları kim haram etmiş diye soruyor. Ben süsü iman edenler için hem bu dünyada hem de kıyamet gününde onlar için indirdim diyor. Fakat biz süslenmeyi, güzel kokular sürmeyi biz erkeklere has kılıp kadınlara, biz erkekleri tahrik eder size haramdır diyoruz. Acaba yukarıdaki ayetlere bu düşünce uyuyor mu?
Helal haram konusunda verdiğiniz örnek çok ilginç, aslında kuran bu sorunuza cevap veriyor, hatta insan eti de yemeyin diye bir söz yok diye de bu sorunuzu genişletebilirsiniz. Rabbim kur’anda insan öldürmenin büyük günahlar dan olduğunu birçok ayetinde açıklar. Rahman insandan bahsederken onun kendi nefesinden üflediğini anlatır ve meleklerden daha üstün kıldığını belirtir bizlere. Bir insan öldüğünde tören yapılmasını hatta onun namazının kılınması örneğini verir. Daha açıkçası onu Rabbe gönderirken tören yapılmasını ister. Kur’an insanın kutsallığına çok önem verir. Tüm bunları unutun ve şu ayete bakın acaba Rabbim cenin ya da yeni doğmuş yada insan etinin yenip yenmeyeceğini bakın nasıl bir örnekle anlatıyor.

Hucurat 12: Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır.

İşte şükürler olsun Yüceler Yücesi rabbim, her şeyden örnek veriyor ya da işaret ediyor, ama bizler ne yazık ki ona müracaat etmeyi bırakmış, onu yüksek bir yere asıp, onun nurundan nurlanmıyoruz. Demek ki Yaratan insanın insan türünü yemesini genlerine tiksindirecek bir duygu olarak vermiş, onu bile söylüyor bizlere.

Değerli arkadaşım peygamberimizi dışlamak hiç kimsenin ne gönlünde yatar nede zaten elinde değildir. Bizlerin yaptığı en büyük yanlış, tıpkı Hıristiyan ve Yahudilerde olduğu gibi Rabbin vermediği kutsallık ve yetkileri kendi peygamberlerine vermelerinden kaynaklanıyor. Bizlerde aynı hataya düşüyoruz. Yetki ve sorumluluk veren makam Yüce Rabbimdir, bizler verilmeyen bir yetkiyi vermeye çalıştığımızda onu yüceltmiş mi olacağız? Peygamberimizin yüceliği Allah ın elçisi olmasıyla zaten kanıtlanmıştır. Onun İslam ı yaymak için verdiği savaşları hatırlayın, belki de hiçbir peygamber böyle zorlu savaşlar yapmamıştır. Diğer peygamberlerin kıssalarını hatırlayın hiç birisinde bu denli zor tebliğ olmamıştır. Bu konuda yazdığım yazıma tekrar bakarsanız sanırım çok daha detaylar bulacaksınız.

( [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] )

Peygamberimize postacı yakıştırması beni hep üzmüştür.

Değerli arkadaşım yazınızdan alıntılar yaparak cevap vermeye çalıştım, Rabbim istemeden yapacağım yanlışlarımı affetsin ve gerçekleri görmemi sağlasın inşallah. Cevaplarınızdaki nazik tutumunuz sizin kalbinizin güzel bir yansımasıdır. Hepimiz rahmanın doğrularını arıyoruz. Amacımız ona ulaşacak doğru yolu bulmaktır. Bunu bulmamız içinde sizlere rehberi gönderdim ona sarılın diyor Yaratan. Sizleri bu kitaptan sorgulayacağım diyorsa Rabbim, sanırım burada olmayan bir bilgiden, emirden, hükümden bizleri sorumlu tutmayacaktır. SAYGI VE HÖRMETLERİMLE Haluk GÜMÜŞTABAK

HALUK GÜMÜŞTABAK 24 Şubat 2010 12:48

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Mevlüt Kardeşim bana şöyle bir soru sormuşsunuz. ( Haluk abime şunu sorayım kendi deyiminizle diyorsunuz ki Kurandan benim anladığım o zaman herkes benim anladığım derse Kuranın bütünlük esasını nasıl sağlayacağız ?)
Burada bu sözü söylememdeki amacım Rabbim ayetlerinde bizlere okuduğumuzda ayetler için nasıl bir yol izleyin diyordu?

( Hâlâ düşünmüyor musunuz?", Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz, Öğüt alan yok mudur, Yemin olsun ki, biz, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var, Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. )

Ben bunu yapıyorum açık ve samiyetimle söylüyorum bunu. Ayeti okuyor kur'an bütünlüğünde düşünüyorum. Elbette bunu yaparken hata yapma riskim olacaktır. Bende bu yapacağım hatamdan dolayı başkasını yanıltmamak ve onu yanlışlarıma ortak etmemek için, ben ayetten bunu anladım diyorum. Ayrıca sizlerde okuyun ve düşünün diyede her zaman öğüt vermişimdir. Bu sözlerimle aslında yapacağım hatalarımın başkası tarafından hiç kuşku duymadan inanılması, yapılması değil araştırılıp öyle kabul edilmesi için yapıyorum, daha açıkcası yapabileceğim hatalarımı başkalarının tekrarından doğacak günahları yüklenmek istemiyorum da onun için benim anladığım diyorum.

İnşallah anlatabilmişimdir. En çok korktuğum ama günümüzde bırakın korkmayı akıllarına bile getirmedikleri, rabbim emretmediği, hüküm vermediği birçok konuları sanki allah emretmiş gibi topluma anlatıp onları yanlış yönlendirmektir. Rabbim affetsin, ve kur'an ışığıyla cümlemizi nurlandırsın inşallah. Selametle. Halukgta

Hazan Mevsimi 24 Şubat 2010 12:59

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Resulullahtan dinlemeyı deniyelim.kurana göre Resulullah vahyin ta kendisidir. Allah razı olsun Abdulmelik hocam altını çiziyorum kısa ve öz...

kuran-ı kerim'in hüküm içeren ayetleri kuran indiğinden beri uygulana gelmektedir. namaz ve oruç gibi, tesettür de (sadece başörtüsü değil) kuran-ı kerim in kesin bir hükmüdür. nasıl uygulanacağını, peygamber efendimiz (s.a.v) in tatbikleri ile anlayabiliriz. nasıl ki namaz'ın nasıl kılındığını kuranı kerimden değil de o'ndan öğrendiysek, tesettürü de onun eşlerinin örtünme şeklinden anlamak çok kolay olacaktır.

Medine-web 24 Şubat 2010 20:48

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
sayın gümüştabak,
1-hadislere uydurma sızma itimalı var diye sünneti askıya almamız gerekiyor mantığınızca.dolayısyla bu neden ileri sürülerek kuran'cıların varmak istediği nokta ,"peygambersiz bir din" bunu kabul etmem imkansızdır.kabul etsenizde etmeseniz de ,sünneti askıya alma gibi bir sonuca varıyorsunuz.dediğiniz ayetlerle desteklediğiniz ana özet düşünceniz;"Allah kuranda herşeyı açık seçik vermiş,kuran dışında nerden kimden gelse gelsin,uydurma ihtimalı olduğundan kaabul etmiyorum" diyorsunuz.buna katılmak imkansızdır.pire için yorgan yakma derim.hem bu yorgan değil maneviyat dünyamızı yakmaktır.kızsanız da kızmasanız da bu Resulullahı ptt memuru yapmaktır.
2-emin olmadığın sözün ardına düşme ayetine gelince,bu ayetin amacı dedik odu gıybeti önlemektir.siz bunu delil olarak getirmişsiniz.ne alakaysa? doğru var sayalım,imam malikinin muvatası,imam şafiinin Kitab-üs-Sünen vel-Müsned,şeyhan, vs gibi bir kaç muteber hadis külliyetında hiç bir alim bu hadis uydurmdır ithamına maruz kalmış değildir.ittifakı ümmet olan bir konu nsıl olurda bilmediğiniz şeyin ardına düşme ayeti ile izah edilebilir.islamın 4 kuvvetinden biri icma yıdamı çöpe atalım?
3-kadın çarşaf içinde kaybolur yok olur derken,ben ne dedim siz ne anladınız?kadının vucut hatlarını yok eder demek istedim.hatta 17 aylık hamile bile olsa anlaşılmaz dedim.
4-verdiğin araf 26-31 ayetlerinin kime hitap ettiğinizi de gözden kaçırmısınız.orda ey iman edenler değil ey ADEM OĞULLARI diyor.kadın oğul mu ?
5-kadına ziynet yasaklamadım ki.evinde kotunuda giysin şortunuda.parfumunuda sürsün arminesinide giysin.bakın kadın sadece eşine helaldır.başkasına hiç bir şekilde servis yapılamaz.dekoltesiyle parfümüyle kalçasıyla salçasıyla eşine aittir...kadın erkek ilişkisi zina da aynıdır evliliktede flörtte de...bunu helal yapmanın adına nikah denilmiştir.nikah ise sorumluluk gerektirir.bu sorumluluk erkeğe yüklenmiştir.eşinin iffetini şerefini dinini korumak görevi senin ey erkek diyor.erricalu kewwamuna ale nisa...
6-kuranda cenin yemek helalmı harammı sorusuna hucurattan,gıybet ayetini servis etmişsin.alakası yok örneğimle ama var kabul edelim.amacım herşey kuran da yok demek idi.mantığına göre kuranla yetinirsek namaz nasıl kılacaksın merak ediyorum?
7-sizin mantığınıza göre,kadın hür olmalı ve erkeğinden bağımsız olmalı.bakın eşim benim kölem değildir.bilakis baştacımdır.onu korumak kollamak onu köle edecekse eşim dünden razıdır bu damgaya.eşime kızıma gereken bilgiyi verir ikna eder ve tatbikata geçiririz olay bu.islamı bilen kadınlar,eşleri tarafından korumaya alınmasını şeref bilirler.feminizm kokuyorsun farkındamısın :)
8-mezheplere gelince,mezhepler islamın açılımıdır.sizin düşünceleriniz bir mezheptir benim düşüncelerim bir mezheptir.mezhep düşünce açılımı değil mi ? ben namazı şafiiye göre orucu hanefiye haccı hanbeliye göre tatbikat ederim.hangisi hoşuma giderse onu alırım.beğenmediğimi almam veya daha cazip olanı tercih ederim.mezheplerdeki görüş ayrılıkları düşünce farklılıkları olması doğaldır.ama furuatta böyle.mezheplerden hiç biri Allah ikidir demiyor dikkat et.itikatta sorun yok.amelde de sorun yok.ibadet tatbiktında bazı ayrıntılarda farklılık vardır.hanefiye göre abdestin şartı 4,şafiiye göre 7 vs...
9-verdiğin süs ayetleri konusuna gelince,bakın süs ziynet haramdır demedim.yerinde zamanında kullanmak şartıyla helal hatta farzdır.kadını süsleyıp püslüyeceksiniz,tüm ziynetlerini döşiyeceksiniz camiye getireceksiniz.güldürmeyın Allah aşkına...ve emine hanımı öne geçireceksiniz namaz kıldıracaksınız..veya ayşe hanımı mihraba geçireceksiniz oku bir aşır bakalım diyeceksiniz.erkeklerde takva zirvesi,ayşe hanımın ziynetine güzelliğine takılmadan aşır dinliyecekler.
yapmayın gözünü seveyim...
saygılar...

Emekdar Üye 24 Şubat 2010 21:39

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
De ki (ey Peygamber): "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin; zira Allah çok affedicidir, rahmet kaynağıdır."De ki: "Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin." Eğer (bundan) yüz çevirirlerse, bilsinler ki Allah hakikati inkar edenleri sevmez.
(Ali İmran 31-32)

(Ey Muhammed!) De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.”
(Araf 158)

Kim Peygambere itaat ederse Allaha itaat etmiş olur; yüz çevirenlere gelince; Biz seni onlara bekçilik yapman için göndermedik.
(Nisa 80)

Haluk Abim bu ayeti kerimeler hükmünce Allah resulüne uymamız emredilmektedir Allah resulüne uymak Onun Sünnetine uymaktır.Elbette Temel Kaynak Kuran ile bakıyoruz Lakin Peygamber bizlere bir bekçi olarak gönderilmemiştir Kuran'ı en iyi anlayan ve anlatan Allah resulüdür bizlerde bu anlatımlarını onun sünnetinden elde etmekteyiz günümüze kadar yaşanarak bizlere ulaşmış olan ibadi uygulamalar hususunda Örnekliğimiz Allah resulüdür:


Haluk abim sizinle anlaşamadığımız husus ''Başörtüsü'' mevzuudur Peygambersiz bir din anlayışının olamayacağı hususlarıdır.Başörtüsü farziyetinden günümüze kadar Bunca Alim gelip geçmiştir hepsi İlim öğrenmek ve öğretmek gayesi ile mücadele etmişlerdir O zaman biz bu örnek alimlerin bunca emeğine karşın sadece bizler Kuranı anlarız ve kendi anlayışımız ile hareket ederiz dersek emeklerine saygı duymamış oluruz Kuran'a Meladen ziyade Nüzul,Siyak- Sibak usulü ile bakmak en doğru sonuca varma yoludur,Sorum şu olacak Ayetlerin arka planını bilmeden Ayetleri yorumlamak sizce ne kadar doğru ?

Kürt_Mücahide 25 Şubat 2010 09:36

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı

9-verdiğin süs ayetleri konusuna gelince,bakın süs ziynet haramdır demedim.yerinde zamanında kullanmak şartıyla helal hatta farzdır.kadını süsleyıp püslüyeceksiniz,tüm ziynetlerini döşiyeceksiniz camiye getireceksiniz.güldürmeyın Allah aşkına...ve emine hanımı öne geçireceksiniz namaz kıldıracaksınız..veya ayşe hanımı mihraba geçireceksiniz oku bir aşır bakalım diyeceksiniz.erkeklerde takva zirvesi,ayşe hanımın ziynetine güzelliğine takılmadan aşır dinliyecekler.
yapmayın gözünü seveyim...
saygılar...

gülümseyen000

HALUK GÜMÜŞTABAK 25 Şubat 2010 10:57

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Değerli Mevlüt kardeşim Peygamberimizi devre dışı bırakalım diyen zaten Müslüman olamaz. Anlatmak istediğimi anlatamadığım için inanın çok üzülüyorum. Hem hadislere inanalım diyoruz hem de yine hadisler içinde peygamberimizin bizlerin dikkatini çekmesini bir kenara bırakıyoruz. Peygamberimiz benim sözüm olup olmadığını kur’an ile karşılaştırın demesi sizce ne anlama geliyor? Bu sözden her söylenene inanın anlamımı çıkıyor? Elbette hayır. Peki, ne demek istiyor Allah elçisi bizlere? Ben sizleri kur’an ile uyarma görevi aldım, sizlere bunun dışında hiçbir şey söylemedim. Onun için her söylenene kanmayın dikkatli olun diyor. Ben de diyorum ki her söylenene inanmıyorum, hadisleri kur’an süzgecinden geçirdikten sonra kabul ediyorum. Sizce ben sünneti inkâr mı ediyorum, yoksa peygamberimizin söylediği yolumu takip ediyorum? Ya da peygamberimiz üzerinden uydurulan gerçek hadislerle hurafeleri ayırmaya mı çalışıyorum? Bunun cevabını sanırım Rabbim in huzurunda çok açık göreceğiz.

Ben hiçbir âlimin söylediklerine inanmayalım da demiyorum. Çünkü onların içinde ilaveler, hurafeler her şeyin olması mümkün. Gerçekten bizlere ulaşan sözlerin O Âlim insanlara ait olduğu dahi belli değil. Her mezhebe bakıyoruz aynı kişiye ait değişik hadisler, sizce aynı kişi aynı konuda değişik söz söyler mi? Peygamberimizin veda hutbesini hatırlayınız, yaklaşık yüz bin kişiye hitap ettiği söylenir. Günümüzde bu kadar kalabalığın karşısında hitap eden peygamberimizin veda hutbesi günümüze yedi değişik şekilde ulaşmıştır. Sizce buradan çıkarılacak dersler yok mu? Lütfen düşünün kendi tarihi bilgilerimizin yani 100 yıl öncesinden gelen bilgilerin bile birçoğunun yanlış aktarıldığını yeni fark ediyoruz, ortaya çıkıyor. Düşünelim yüz yıl için bunları görüyorsak 1400 yıl öncesinden bizlere ulaştırılan bilgileri nasıl kontrol etme gereği duymadan din ve iman adına kabul ederde iman ederiz? Bir yazım vardı peygamberimizin görev ve yetkisi ile ilgili lütfen o kısmı sizden rica ediyorum sakin bir şekilde tekrar okuyunuz. Görevi veren bizler değiliz Yüceler yücesi Rabbim, bizlere düşen bunu anlamaktır, zaten rahmanda çok açık elçisinin yetkisini kur’anda yazmış. Yazının linki aşağıda. Selam ve saygılarımla Halukgta

Yitiksevda 25 Şubat 2010 11:09

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Sorum şu olacak Ayetlerin arka planını bilmeden Ayetleri yorumlamak sizce ne kadar doğru ?

Haluk abim sizi anlıyom Kesinlikle bakışımız temel kaynak Kuran iledir elbette alacağımız her şeyi Kurana müracaat ederek almak en evla olandır....

HALUK GÜMÜŞTABAK 25 Şubat 2010 12:37

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Sayın Abdulmelik kardeşim. Hadislerin içinde hurafeler var diye askıya almamız gerektiğini size kim söyledi? Ben mi söyledim? Eğer ben söylediysem ve delilini gösterirseniz gerçekten ben aptalın biriymişim derim. Birde neredeyse sanki bir deyim haline gelen şu cümlenizi bazı insanlar yanlış değerlendirebilir.( kuran'cıların varmak istediği nokta.) Elinizdeki en güçlü silahı başkalarına verdiğinizin farkında olmanızı rica edeceğim. Hatırlayın kur’anı, rabbim nereye sarılmamızı istiyordu? Kur’anın ipine. Her şeyden nice örnekleri nerede verdim diyordu? Kur’anda. Sizleri bana ulaştıracak kitap hangisi diyordu? Kur’an, o halde bu rehberi, gönül gözünü, güneşi neden başkalarına veriyor da sanki siz onun karşısındaymış gibi görünüyorsunuz? Ben elbette biliyorum ki öyle değilsiniz ama bu söz asla kimseye söylenmemeli, çünkü söylenen itham edilen taraf haklı taraf demek oluyor da ondan. Ben birçok hanif site diye adlandırılan sitelerde namazın olup olmadığını tartışıyor ve onlara anlatmaya çalışıyorum. Onlara da aynı sözü söylüyorlar (kur’ancılar) Doğrusu böyle büyük bir gücü karşımda ki düşünceye teslim etmem. Sanırım ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

Ben asla hiçbir sözümde şu söylediğiniz sözleri söylemedim ve söylememde.
(Allah kuranda her şeyi açık seçik vermiş, kuran dışında nerden kimden gelse gelsin, uydurma ihtimalı olduğundan kabul etmiyorum" diyorsunuz.)
Bu sözü neden söylemem biliyor musunuz? Ben aldığım birçok eğitimleri, dersleri düşündüğümde, geçmişi araştırırken tarihi sorgularken eldeki zanlardan ya da tahminlerden, kalıntılardan yola çıkarak bilgilendirilip öğreniyoruz. Zaman geçiyor yeni bir bulguyla karşılaştığımızda aldığımız bilgi değişiyor ve daha doğruya ulaşıyoruz ve bunların hiçbirisini reddetmiyor daha doğruya ulaşmaya çaba gösteriyoruz. Taş devrindeki insanların yaşamını öğrenmek için çaba gösteriyor ve araştırıyorsam, peygamberimizin devrini de öğrenmek için çaba göstereceğimden aklen ve mantiken kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bizim işimiz diğer tarihi ya da fiziksel, kimya bilgileri gibi zamanla buluşlarla değişecek zorlukta değildir, çünkü elimizde değişmeyen öyle bir veri var ki rabbim işimizi çok kolaylaştırmıştır. ODA KURANDIR. İşimiz çok kolay nedeni, bizlere din ve iman adına sorumlu olduğumuz her şeyin içinde olduğu rehberi ellerimize vermiştir. Bizlere düşen bunu anlamaya çalışmaktır o kadar.

Değerli arkadaşım kur’anı anlamaya çalışmak ancak tarafsızlık ilkesiyle mümkündür. Bakın siz kur’anda( Âdemoğulları ) diye nakledilen sözden erkeklere hitap olduğunu zannetmişsiniz. İlk baktığınızda belki o intibayı veriyor ama biraz kur’andan birazda hadis bilgilerinden araştırdığınızda hepsi örtüşüyor. Ama sizin anladığınız gibi değil elbette. Burada bahsedilen âdemin soyu anlamındadır. Daha açıkçası tüm insanlar anlamında kullanılıyor. Bu tabir biz insanların eseridir diyebiliriz. Bizler soyun erkekten geldiğini kabul eder, kadını saf dışı bırakırız, onun için âdemin oğulları deriz soydan, soptan, nesilden bahsederken. Allah burada Ademin soyu demek istiyor. Şimdi kur’anda geçen bu ayetlerden örnekler verelim ki daha iyi anlaşılsın.

Araf 26: Ey ademoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor

Araf 27: Ey ademoğulları! Şeytan, ana-babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, size de bir fitne musallat etmesin. Çünkü o ve kabilesi sizi, onları göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz o şeytanları, inanmayanlara dostlar yaptık.

Araf 31: Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.

Araf 35: Ey âdemoğulları! İçinizden size ayetlerimi yüzünüze karşı anlatan resuller geldiğinde, korunup hallerini düzeltenlere hiçbir korku dokunmayacaktır. Onlar tasalanmayacaklardır da.

Araf 172: Hani Rabbin, âdemoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz


Yukarıdaki ayetlerin tamamı yalnız erkeklere değil Âdem soyundan gelen tüm insanlara sesleniyor.

Süs eşyasına gelince Rabbim iman edenlere indirdiğini, hiç ayrım yapmadan söylüyor da, acaba yalnız kadının eşleri için süs eşyasını taksınlar demediği halde, bizlerin bunu söylemesi normal mi? Süs eşyası takması ile helal olması, yani eşi dışındaki insanlara karşı bir yasak olması konusunda bir hüküm oluşturmak, acaba kendimizce bir hüküm koymak değilmidir? Allah yasak olsaydı sizce bunu söylemez miydi? Mescitlere süs eşyası takıp gitme konusunu siz kendinizce yorumlaşmışsınız. Her şeyin aşırıya kaçmadan yapılmasından bahsediliyor.

Yine bir başka konu her şeyin kur’anda olup olmadığı konusu. Bakın cenin yenir mi yenmez mi sorunuzu nereye getirmek istediğinizi söylemişsiniz. (amacım her şey kuran da yok demek idi. Mantığına göre kuranla yetinirsek namaz nasıl kılacaksın merak ediyorum?) yaptığımız en büyük yanlış bizlere öğretilenleri kur’anda bulamadığımızda, bakın demek ki kur’anda her şey yokmuş dememizden kaynaklanıyor. Gerçekten kur’anda din ve iman adına her şey yok mudur? Eğer yok diyorsak, sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim ayetine inanmamış olmuyor muyuz sizce? Namaz konusunda yazdığım yazıya lütfen göz atınız. ( [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] )Madem iman adına her şey yok peki Rabbim bizleri nereye yönlendiriyor kur’anda hatırlayalım isterseniz.


Yunus 1: Elif. Lâm. Râ. İşte bunlar hikmet dolu Kitâb'ın âyetleridir.

Nur 34: Andolsun ki biz size (gerekeni) açık açık bildiren âyetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvâya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik

Bakara 2: İşte sana o Kitap!Kuşku,çelişme,tutarsızlık yok onda.Bir kılavuzdur o,korunup sakınanlar için

Bakara 159: İndirdiğimiz açık-seçik delillerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap'ta insanlara ayan-beyan gösterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder

Aliimran 138: Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur

Nisa 175: Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır

Maide 16: Allah, rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar.

Enam 157: Şunu da söylemelisiniz: "Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha doğru yürüyüşlü olurduk." Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz ve bir rahmet gelmiş bulunuyor. Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim var? Ayetlerimize sırt dönenleri, yüz çevirmeleri yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağız.

Araf 52:Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.

Yunus 57: Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi

Nahl 89: Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.


Yukarıdaki ayetler Rabbin gönderdiği kitapta bizleri kendisine ulaştıracak bir rehber bir güneş olduğunu söylemiyor mu? Acaba bu ayetleri okuduğumuzda kur’anda her şeyin olmadığı, açıklanmadığı bir kitap olduğunu mu anlıyoruz? Sanırım Rabbin ayetlerine karşı hiçte dikkatli değiliz gibi geliyor bana. Kuranın içinden aldığımız bazı kelimelere( Peygamberinize uyun, o ne verdiyse onu alın) sözlerinden yola çıkarak nasıl olurda bu kitabın dışına yönlendirildiğimiz çıkar ortaya bilemiyorum. Bu konu ile ilgili yazımda çok daha detaylı düşüncelerimi anlatmıştım okunduğunda anlaşılacaktır. SAYGILARIMLA Haluk Gümüştabak

Hazan Mevsimi 25 Şubat 2010 12:51

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Allah yasak olsaydı sizce bunu söylemez miydi? Mescitlere süs eşyası takıp gitme konusunu siz kendinizce yorumlaşmışsınız. Her şeyin aşırıya kaçmadan yapılmasından bahsediliyor.

Sayın Gümüştabak

bu alıntı yapmış oldugum yerde durakladım açıkcası... Sizce Kuranda edep yokmudur? Her yerin bir usulü vardır Mescitte kendini neye gösterecek insan ?

HALUK GÜMÜŞTABAK 25 Şubat 2010 13:02

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Sayın Yitiksevda kardeşim, sorduğunuz soru, İslam dininde kanayan yaranın bir başka kısmı. Bana şöyle bir soru sormuşsunuz.

(Sorum şu olacak Ayetlerin arka planını bilmeden Ayetleri yorumlamak sizce ne kadar doğru ?)

Gerçekten çok güzel bir soru. Önce şunu söylemeliyim, kur’an her zaman her çağa ayak uyduran her dönemin sorunlarına hitap eden bir kitaptır, bir rehberdir. Kur’an o devrin insanlarına indirildiği halde hangi olaydan ötürü indirildiğinden asla bahsetmez, yalnız peygamberimize ve eşlerine hitap eden ayetler başka. Diğer tüm konuların nedenleri açıklanmaz ama çözümleri bizlere çok geniş bir şekilde iletilir. Peki, neden sebepleri anlatılmazda yalnız sorunlar ve çözümleri anlatılır? İşte burada çok ama çok iyi düşünmeliyiz. Eğer Rabbim nedenleri ve olay biçimlerini de söyleseydi, izah etseydi, birileri günümüzde yaptığı gibi o olay ve çözümü o günkü olaylar için geçerlidir diyeceklerdi. Şimdide öyle yapmıyorlar mı? Bakın Yüce Rabbim peygamberimizin tebliğ ettiği kitabı yeterli görmeyenlere indirdiği ayeti önce hatırlayalım.

Araf sur.185. ayet: Göklerin ve yerin melekûtuna, Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kuran'dan sonra hangi söze iman ediyorlar.

Bu ayeti örnek verdiğimde hemen cevap geliyor, sen bu ayetin nüzul sebebini biliyor musun? Hemen kendi düşüncelerini savunma mekanizması devreye giriyor, adeta ayetin hükmünü geçersiz kılarcasına. Peki, bilmiyorsak bu ayetin hükmü ortadan mı kalktı? Apaçık belli ki kur’anı yeterli görmeyenlere Rabbin verdiği bir cevap. Allah isteseydi bunun nüzul sebebini de bizlere anlatırdı, eğer anlatmadıysa bu ayetin anlaşılmayacağını mı düşünmeliyiz, yoksa rabbim gerekli olsaydı bizlere iletirdi diye mi düşünmemiz gerekir? İşte o kadar çok ayete bu düşünceyle bakılıp devre dışı bırakılıyor ki doğrusu bunu anlayamıyorum. Rabbim bütün peygamberden kıssalar verir acaba tüm bunlar geride geçmiş olayların yalnız bir hikâyesi gibimidir sizce? Bu konuda bir yazımı ilerde nasip olursa eklemek isterim.

Demek ki ayetlerin arkasında bir plan aramak ya da manalarında gizlilik sezinmek asla doğru olamaz. Hiçbir rehber zor anlaşılması için gönderilmemiştir. Hele bu rehber Rabbin katından geliyor ise. Nüzul konusu ne yazık ki öne sürülerek Rabbin yüzlerce ayeti bugün devre dışı bırakılmıştır.
SAYGILARIMLA Halukgta

HALUK GÜMÜŞTABAK 25 Şubat 2010 13:24

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Sayın Elif bana şöyle bir cevap yazmışsınız.

( bu alıntı yapmış olduğum yerde durakladım açıkçası... Sizce Kuranda edep yok mudur? Her yerin bir usulü vardır Mescitte kendini neye gösterecek insan ?)

Önce şunu söylemeliyim ki ne yazık ki bizler Rabbin ne söylediğini anlamaya çalışmak yerine beşerin sözlerini ön plana çıkarır olmuşuz. Kimin nerede ne şekilde hareket edeceğini söyleyen ben değilim ki sözümden durakladınız. Ben kafamdan bir söz ya da bilgi eklemiyorum ki şaşırasınız. Siz süs dediğinizde aklınıza ne geliyor orasını bilmem. Sanırım sağını solunu açmak gelmese gerek. Bakın ben söylemiyorum Yüceler yücesi rabbim ne söylüyor ve siz bu sözlerle kendi söylediklerinizi karşılaştırınız tekrar lütfen. Yanlız apaçık sözler duruken yanlış sözlerin peşinden gitmek ne kadar doğru olur yorum ve karar elbette sizin.

Araf 31: Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.

Araf 32: De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyor.

Araf 26: Ey âdemoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor.


Yukarıdaki sözler benim değil, Rahmanın sözleri. Süslenmek açık saçık giyinmek değildir. Bu sözleri kendi nefsinizde tekrar değerlendiriniz, çünkü herkez kendisinden sorumludur.

Selametle. halukgta

HALUK GÜMÜŞTABAK 25 Şubat 2010 19:00

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Sayın Sırdaş bana hitaben şöyle söylemişsiniz.

(sürekli rabbimin kitabı ha rabbimin kitabı. Doğrusunuz elbette aynı düşüncede olmayan Müslüman olamaz ki. FAKAT bi kez de rabbimin PEYGAMBERİ diyin ya.)

Benim illa da kur’an demem sizin hoşunuza neden gitmediğini elbette bilemem ama Rabbimin peygamberi demediğimi söylemeniz, beni üzdü onu söylemeliyim. Tam tersine ben peygamberimizin üzerinden onun söylemediği sözleri ayıklamaya çalışarak, Allah ın resulüne atılan iftiraları temizlemeye çalışmakla, peygamberimizin yanında hem de yanı başında olduğumu göstermeye çalışıyorum. İmanın şartı kur’ana harfiyle uymaktır, çünkü peygamberimizin harfiyle hayatına geçirdiği bizlere tebliğ ettiği de kur’andı. Onun hayatı ve yaşamı kur’anın hayata geçiriliş haliydi. Ne diyordu Rabbim elçisine? Sana indirdiğimle onlara hükmet. Bunu yapmazsan görevini yapmamış sayarım.

Gelelim en önemli konuya, bakın bana bu konuda ne söylemişsiniz?

(kadın süslenip en güzel giysilerini giyip, en güzel bi şekilde misklenip camiye gitmesi tuhaf.o ayetin erkeklere hitap ettiği ittifakla ortada.)

Yazımda söylediklerim yani en iyi en güzel kıyafetleri giyerek mescitlere gidin diyen ben değilim, bu sözünüzü ben üzerime almadım, siz nasıl düşünürseniz siz bilirsiniz. Bakın Rabbim ne diyor tekrar hatırlatıyorum ayetleri.

Araf 31: Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.

Bakın siz Âdemoğulları derken Rabbim erkeklerden bahsediyor demişsiniz. İşin ilginci bu konuda ilim adamları da hem fikir bu konuda diye de tastiklemişsiniz. Ya onlar yanlış söylüyorsa bunu hiç araştırma, düşünme kuran ayetleri ile karşılaştırma gereği duymuyor musunuz? Kuranda geçen Âdemoğulları sözcüğüyle Âdem soyundan gelen tüm iman edenlere seslendiğini, verdiğim ayet örnekleri ile de hatırlattım, bu ayetlerde mi size bir şey hatırlatmadı? Elbette herkese saygılıyım benim amacım Rabbin ayetlerini hatırlatmak ve bize söylenenleri onunla kıyaslamaktır o kadar. Ben apaçık rabbin ayetlerinde anlatmak istediğini anlamaya çalışıyorum, birilerinin öğrettiklerini doğrulamak değildir amacım. Hiçbir yazımda peygamberimizi saf dışı bırakalım demedim, söylemediğim halde ben bu suçla itham ediliyorum. Bu konuyu Rabbim biliyor kararı o verecektir.

Hadisler konusu gerçekten İslam âleminde çok büyük bir yaradır. Peygamberimiz sağlığında yazılmayan fakat daha sonra kaleme alınan bu bilgileri asla reddedelim demiyorum. Tam aksine bunlardan da faydalanalım ama aklımızı ve kuranı devreden çıkarmadan yapalım bunu diyorum. Düşünün peygamberimiz devrinin bitiminden sonra toplanan hadis sayısı o kadar azdı ki, günümüzdeki milyonlara varan hadislerin oluşması sizleri hiç korkutmuyor mu? Hayır, korkutmuyor hepside doğrudur diyorsanız benim söyleyecek bir sözüm yok demektir. Yok, eğer elbette hepsini kabul etmek doğru olmaz diyorsanız bende bu noktadayım zaten. Diyorum ki gelen bilgileri kur’an ile karşılaştıralım. Rabbin vermediği bir hükmü kimsenin veremeyeceğini Kur’an söylüyorsa işimiz çok kolay diyorum ve bize iletilenleri kur’an ile karşılaştıralım. Sizce bu yolun neresi kötü? Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir. SAYGILARIMI SUNUYORUM. Selametle Halukgta

Hazan Mevsimi 25 Şubat 2010 19:11

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Yani, Allah'ın emirleri söz konusu oldugunda, Kur'an-ı Kerim'den başka velilerin ardına düşmemek, Kur'an-ı Kerim'de yazılanlar dışındaki hiçbir şeyi baz almak gerekiyor. Bu durumda Allah'ın emirleri ile ilgili "farzdır" yorumunu yaparken, Kur'an-ı Kerim'de açıkça belirtilmemiş olanları ya da belirtildiği halde münakaşalı yorumları değerlendirirken hadis-i şeriflere bakarak farzdır demek Allah'a şirk koşmak olmuyor mu?
"Ziynet" denilirken burada söylenmek istenenin takı, çekici gelen yerler ya da ziynet takılarının takıldıgı yer olarak adlandıran pek çok çeviri var. Her biri de benim dediğim doğru, Allah benim dediğimi farz kılmıştır diyor. Sizce açık ve net şekilde anlaşılamayan ve bunca bilim aliminin münakaşaya düştüğü bir konuda "farz olunan yer ya da şeylerin" kişiden kişiye değişmesi normal mi? Farz olundugu söylenen yerler kimine göre el, ayak, yüz dışında her yer. Ancak hızma da, yüzük de, hal hal da ziynet eşyası, nur suresi 31. ayette bahsedilen "ziynet" kelimesini "ziynet takılan yerler" olarak rivayet eden kişilerin bu durumda yüzü, parmakları, ayakları da kapatmak anlamına geldiğini bilmeleri gerekmiyor mu? Bu ise, Kur'an-ı Kerim'de yer alan, " kendiliğinden görünen yerler dışında" cümlesiyle tezat içermiyor mu? Kendiliğinden görünen yerler neresidir? Ziynet bildiğimiz anlamıyla takı ya da süs eşyaları, ancak çevirilerle Kur'an-ı Kerim'in bütünlüğü arasında dağlar kadar fark var ve bizi yiyip bitiren de ne yazık ki kişiden kişiye değişebilen bu yorumlardır.
Kur'an-ı Kerim'in bir mealinde deniliyor ki, başörtüsü yakayı tamamen kapatacak şekilde takılacak, diğerinde, başörtüsü öne doğru salınmalı, diğerinde örtü/ başörtüsü göğüs açıgını kapatmalı, diğerinde örtülerinizle yaka açıgınızı kapatınız. Ben bu meallerinden birini okurken çarşafa girmem gerektiğini, diğerini okurken avret yerlerim dışında istediğim gibi gezebileceğim yorumunu çıkarıyorum.
Yani biri diyor anya diğeri diyor konya!

Keşke, abdest alınan yerleri tek tek yazan, kurban edilecek hayvanların isimlerini tek tek veren, içkinin, yalanın, zinanın, faizin, çocuklara ve yetim kadınlara yapılan zulmün günah oldugunu defalarca emreden Yüce Allah'ım, bu konuda kapatılması gereken yerleri tek tek yazsaydı da üstünde yıllardır dönen bu tartışma sona erse idi.

Hazan Mevsimi 25 Şubat 2010 19:26

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Tesettür konusu, ümmetin bin dört yüz yıllık zaman sürecinde uyguladığı ve İslam alimlerinin ittifakla onayladığı bir konudur Bununla beraber, baş örtüsü ile ilgili Kur’an’ın hükmünü bir kez daha gözler önüne sermekte fayda vardır; ilgili ayetin meali şöyledir:

“Resulüm! Mümin kadınlara da söyle ki; bakışlarını kıssınlar ve edep yerlerini günahtan korusunlar, -mecburen görünen yerler hariç- zinetlerini teşhir etmesinler Başörtülerini yakalarının üzerini kapatacak şekilde örtsünler”(Nur, 24/31)

Buna göre başörtüsünü yakaların üzerinden örtmenin hikmeti; boyun, gerdan ve göğsün örtülmesini sağlamaktır Bu zamandaki kadın giyiminde başörtüsü, pardesünün veya üst elbisenin içine konduğunda boyun ve gerdan örtülmüş olmaktadır Bu örtünme sağlandığına göre başörtüsünü bu şekilde bağlamak caizdir Önemli olan, İslam'a uygun olarak tesettürün sağlanmasıdır
bizlerde ayetlerin dışına çıkmıyoruz Haluk abi ama görüşlerimiz farklı anlayışlarımız yada diyelim...

HALUK GÜMÜŞTABAK 25 Şubat 2010 20:16

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Sayın Elif kardeşim yakındığınız konular hakkında çok haklısınız, birisi ak diyor diğeri kara. Onun içindir ki bizler önce Rabbin rehber olsun diye indirdiği kur’ana bakmak ve düşünün akledin anlayacaksınız dediği yoldan gitmeliyiz ki, en az hata yapalım. Ne yazık ki İslam dini öyle bir bölünmüş ve insanların nefislerinde yönlendirilmiş ki, hiç affedilmeyecek durumlarla karşı karşıya kalmışız hepimiz.

Şu sözlerinizi önce tekrar hatırlatmak istiyorum.

(Keşke, abdest alınan yerleri tek tek yazan, kurban edilecek hayvanların isimlerini tek tek veren, içkinin, yalanın, zinanın, faizin, çocuklara ve yetim kadınlara yapılan zulmün günah olduğunu defalarca emreden Yüce Allah'ım, bu konuda kapatılması gereken yerleri tek tek yazsaydı da üstünde yıllardır dönen bu tartışma sona erse idi.)

Bu sözleriniz üzerine birkaç söz söylemek istiyorum. Siz bizlere öğretilenleri kur’anda bulamadığınızda, keşke onlarda yazsaydı diyorsunuz. Sorumlu olmadığımız bir şey neden yazılsın? Lütfen birde bu mantıkla düşünür müsünüz? Lütfen iyice düşünün Rabbim sizleri ilgilendiren her konuda nice örnekleri değişik ifadelerle verdim diyor, ama siz diyorsunuz ki açık kalan yerleri saysaydı iyi olurdu. Rabbim istemediği şeyi neden yazsın. Yapılması istenen şeyler kur’anda vardır diğerleri değil. Bakın daha önce peygamberimizin bir hadisi ni yazmıştım tekrar hatırlatmak isterim tamda konumuzla ilgili.

Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.
Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403


Bakın Allah ın elçisi nasıl uyarıyor bizleri. Allah bazı konuları açıkca söylemiş sınırlar koymuş onları aşmayın diyor. Bazı konuları açıkca haram diyerek yasaklamıştır bunlardan sakının diyor. Çok dikkat edelim şu söze. Bazı şeyleri de unutmaksızın bizlere rahmet olsun diye hatırlatmamıştır diyor. Çok ilginçtir onları da araştırmayın diyor. Doğrusu bu sözler sizin sorularınıza cevap veriyor.

Herkez inancını kendisi yaşayacaktır, çünkü hesabını Herkez kendisi verecek. Bizlere düşen hiçbir etki altında kalmadan rabbin kelamını anlamaya çalışıp onu yaşamaktır. SAYGILARIMLA Halukgta

Hazan Mevsimi 25 Şubat 2010 20:24

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Bu sözleriniz üzerine birkaç söz söylemek istiyorum. Siz bizlere öğretilenleri kur’anda bulamadığınızda, keşke onlarda yazsaydı diyorsunuz. Sorumlu olmadığımız bir şey neden yazılsın? Lütfen birde bu mantıkla düşünür müsünüz? Lütfen iyice düşünün Rabbim sizleri ilgilendiren her konuda nice örnekleri değişik ifadelerle verdim diyor, ama siz diyorsunuz ki açık kalan yerleri saysaydı iyi olurdu. Rabbim istemediği şeyi neden yazsın. Yapılması istenen şeyler kur’anda vardır diğerleri değil. Bakın daha önce peygamberimizin bir hadisi ni yazmıştım tekrar hatırlatmak isterim tamda konumuzla ilgili.

yukarda belirttim ben bunu Rabbim zaten istemiş ama apaçık degil onuda biz kullar idrak edebilmemiz gerekiyor...

Yitiksevda 25 Şubat 2010 22:20

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Haluk abi o zaman sizin bu söylemlerinize göre Kuran Tek kaynak olarak görülüyor:

Ama benim anladığım Kuran TEMEL KAYNAKTIR tek kaynak değildir Allah'ın haram kıldığı Peygamberin haram kıldığı konular vardır Kuranın teferruata girmediği şu hususu size sorayım o zaman her şey kuranda varsa bana Kurandan bununla ilgili ayet verebilirmisiniz ?

Öğlen ve İkindi namazlarının Kıraatının sessiz okunması Kuran'ın hangi ayetinde geçiyor ?

Namazın uzunluğu rükuda secdede ne söyleneceğini Kuranda varmı ?

HALUK GÜMÜŞTABAK 25 Şubat 2010 23:56

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Yitik sevda kardeşim hüküm koyan tek kaynağın kur'an olduğunu bizzat rabbim söylüyor, ben söylemiyorum. Bu konuda okadar çok ayet varki. Hadisleri dine hüküm koyan değil hayatımıza geçirmekteki yardımcı unsur olarak almalıyız.

Gelelim sorunuza şu soruları sormuşsunuz.
( Öğlen ve İkindi namazlarının Kıraatının sessiz okunması Kuran'ın hangi ayetinde geçiyor ?)

( Namazın uzunluğu rükuda secdede ne söyleneceğini Kuranda varmı ?)

Bakın sorduğunuz bütün sorular geleneğin günümüze kadar uyguladıklarıdır. Şimdi size soruyorum o namazları evinizde kıldığınızda nasıl okuyorsunuz? Yada tersini düşünelim camide kılarken sesli okursa yanlış olur diyecek birisi varmı? Derse neye göre diyecek? İşte kendi yarattığımız bir konuyu kur'anda bulamadığımızda yaptıklarımızı adeta dinselleştirip kur'anda bulamadığımızda onu yeterli göremememizin etkisi.

Namaz konusuna gelince Allah namazla benden yardım isteyin der ayetinde. Rabbin huzuruna durduğunuzda ona sığınıp her derdinizi açabileceğiniz çıkmıyormu? Bizlere öğretilenleri okumadığımızda Rabbim kabul etmeyeceğini söyleyen bir Allahın kulu varmı? İmamı Azam Ebu Hanife nin hayatında aktarılan ve onun namaz kıldığı bazı örnekler anlatılır, okadar uzun secdelerden ve uzun namazlar kıldığı anlatılır. Bu örnek insan istediği kadar uzatıyorda bizler uzatıp kısalttığımızda olmaz diyecek kim var? İşte burada da aynı şeyi yapıyoruz. Bizlere öğretilenleri kur'anda bulamadığımızda demekki yanlız kur'an ile olmuyormuş deyip işin içinden çıkıyoruz. Elbette diğer bilgileri atalım demiyorum lütfen yanlış anlaşılmasın. Ben diyorumki Rabbim sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim, bu kitaptan sorumlusunuz diyorsa, asla ve asla bu kitabın hükümlerinden başka hiç bir hükümden sorumlu tutmaz. Ben Rabbin bu sözüne güveniyor ve bu yolda gidiyorum. SAYGILARIMLA Halukgta

Medine-web 26 Şubat 2010 00:30

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Alıntı:

HALUK GÜMÜŞTABAK Üyemizden Alıntı
Bakın sorduğunuz bütün sorular geleneğin günümüze kadar uyguladıklarıdır.

sayın gümüştabak,
bakın kendinizi kendiniz ele veriyorsunuz.Hz Resulullah islamin ikinci kaynağı ve ayağıdır.onun 23 yılllık nubuvet hayatı sünnettir.kuranın uygulanmasıdır.canlı kurandır.kavli ve fiili sünnetleri bağlayıcıdır.
namaz,oruç,hacc,zekat gibi tüm ibadet ve muamelatta kuranın açılımını yapmıştır.ve ilk tartışılmaz kuran müfesiri HZ MUHAMMED SAV dır.onun bize öğrettiklerini 1400 yıldır uygulanagelen açılımlar nasıl gelenek olur ?
gelenekler toplumların kendilerine uydurdukları benimsedikleridir.
kan davası gelenektir.
töre cinayetleri gelenektir.
cahilliye devrindeki kız çocuğunu diri diri gömmek gelenektir.
dinsizlikte gelenektir.
ibadetlerimizdeki sünnetten aldığımız kural ve uslupları geleneğe bağlamanız üzücü cidden.
ben diyeyim gelenek değil SÜNNETİ SENİYEDİR.
saygılar...

ali 26 Şubat 2010 01:37

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
yav Haluk Babacan Ağam Kurban olayım dinle şu cahil Aliyi.
şimdi hadiS zayıf ihtimalı var.BOŞ VER
sünnet gelenektir BOŞ VER
fıkıh neymiş alim uydurması BOŞ VER
tefsir neymiş ben daha iyisini yapArım BOŞ VER
PEYGAMBER görevini yaptı kuran'ın nuzulu bitti işi bitti BOŞ VER
ağam geriye ne kaldı elimizde.
KURANI KERİM
amenna.
peki KURANI KERİME islamın yaşanmasını pratikleşmesini tasavufunu fıkhını hiç bir kaynağa ihtiyaç duymadan nasıl yapacağız ağam ?
hanifler,sadece kuran,kuran bize yeter gibi süslü sloğanlarınızla kafa bulandırmayın.
biz müslümanların kaynağı başta kuran olmak üzere SÜNNET İCMA KİYAS.
çabanıza hayranım ağam .çay-kahve000

HALUK GÜMÜŞTABAK 26 Şubat 2010 10:53

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Sayın Abdulmelik Bey Rabbin kur’anda emrettikleri farz yani hiç şüphe duymadan yapmamız gerekenler, gelenek dediğim ise mezheplerin İslam ı anlayış şekillerine göre ilaveleridir. Gelenek derken bundan kastendim. Mezhepleri hatırlayın kur’anın emirlerine ilave edilenler hepsinde farklı farklıdır. Daha açıkçası hepside iddia ediyor ki peygamberimiz böyle yaparmış. Peki, hangisi gerçekten peygamberimizin yaptığıdır dersek kim doğrusunu söyleyebilir? İşte bende bunu anlatmaya çalışıyorum. Yeter ki rabbin kelamında olanları yapalım, ama kur’anı yetersiz görmeden yapalım. Çünkü eğer kur’an yetmez dediğimizde onlarca hatta yüzlerce ayetin hükmüne inanmamış oluyoruz. Tüm mezheplerin yaptıkları da yanlıştır kimse diyemez, çünkü hepsinin içinde Rabbin istedikleri var ama beşeri ilavelerle. Bunda bir sakınca yok, yeter ki kur’ana ters düşen bir şey olmasın.

Örneğin hac konusunda yine her mezhep kendisince bir şeylere inanıyor ve hepsi de bu peygamberimizin yaptığı deniyor. Hacca geldiklerinde kendilerince birisini uyguluyorlar. Hac konusunda kur’ana baktığınızda o kadar çok detaylar vardır ki. Burada cinsel ilişkinin yasak olduğu, avlanma yasağı, tavaf etme şekli, traş olma konusu, bu görevi ne kadar zamanda en az yapabileceğimiz, istersek safa Merve tepelerini de ziyaret edebileceğimiz detayına kadar her şey vardır. Düşünün ziyaretinde sakınca olmadığı yerleri bile söyleyen Rabbim şeytan taşlama ya da Hacerül Esved taşının ziyareti Allah emri olsa söylemezmiydi? İşte bende diyorum ki, mezhepler ilave ettiyse bunların Allah emri olduğunu söylemeden, yapmanın zararı yoktur diyorum.

Değerli Ali kardeşim ben hiç bir şeye boş ver demiyorum ki bana böyle bir ithamda bulunuyorsun. Benim söylediklerim kur’an dışından bizlere iletilenleri iyice araştıralım öyle alalım bunun neresi kötü. Bakın diyanet İşleri başkanlığı da bunu yapıyor ve zaman zaman kurullarını toplayıp Yüzlerce hadisin hurafe olduğunu açıklıyor ve hatta kitaplarda yayınlıyor. Yine böyle bir çalışma içinde olduğunu bir görevli açıklamıştı, tabi zaman alan bir konu. Şimdi soruyorum, hiç şüphelenmeden inandığımız binlerce hadis hurafe diye iptal olduğunda, bizlerde bunlara gerçek Rabbin emri gibi bakarsak halimiz nice olur? Tüm bunları anlayamadan rabbimden af dilemeden ruhumuzu teslim etmiş isek, nasıl kurtuluruz bu vebalden? Değerli kardeşim tekrar ediyorum ben hiçbir şeye boş ver demiyorum ama çok dikkatli olmalıyız diyorum. Daha önce söyledim yine hatırlatıyorum ki işin vahametinin çok ürkütücü olduğu anlaşılsın. Mezheplerin kuruluşunda yani yaklaşık peygamberimizin ölümünden yüz - yüzeli yıl sonra toplanan hadislerin hepsinin 500 ya da 600 civarlarında olduğu söylenir. Günümüzde ise ürkütücü boyuttadır. Hadislerin sayısının beş altı milyonu bulduğu söyleniyor. Sizce bu normal mi. Sizce bunları gördükten sonra hiç şüphe duymadan onlara inanırsak hata payımız yanılma riskimiz sizce ne kadar büyük olur. Herşeyin doğrusunu rabbin huzurunda göreceğiz, bizlere düşen rehbere uyup ayetleri aklımızla düşünüp onu anlamaya çalışarak iman etmek olmalıdır.Karar ve yorum sizlerin. Selametle kalın. Halukgta

kurtmehmet 26 Şubat 2010 20:07

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Bakın diyanet İşleri başkanlığı da bunu yapıyor ve zaman zaman kurullarını toplayıp Yüzlerce hadisin hurafe olduğunu açıklıyor ve hatta kitaplarda yayınlıyor. Yine böyle bir çalışma içinde olduğunu bir görevli açıklamıştı, tabi zaman alan bir konu.

SAYIN HALUK HOCAM bahsettiğiniz calışma bumu

Türkiye İslam`ı temelden yeniden yorumlayan ve radikal olduğu kadar da tartışmalı bir şekilde modernize eden bir yayının hazırlığında.


Ülkenin güçlü Diyanet İşleri Başkanlığı Ankara Üniversitesi`nden bir grup ilahiyatçıyı, Kuran`dan sonra İslam`ın en mukaddes ikinci metni olan hadîsleri kökten revize etmek üzere görevlendirdi. Hadîsler Peygamber`in söylediği farz olunan binlerce deyişin derlemesinden oluşuyor. Bu metinler Kur`an`ın tefsirinde en önemli yol gösterici olduğu gibi, İslam hukukunun (Şeri`at) büyük bir bölümüne de kaynaklık etmektedir.


Fakat devlet, modernize etme sıkıntısı çektiği bir toplumda hadîslerin çoğu zaman olumsuz etkileri olduğunu fark etti ve İslam`ın gerçek değerlerinin gizli kalmasından hadîsleri sorumlu tutmaya başladı. Şimdi bu deyişlerin önemli bir kısmını Muhammed`in söylemediği, bir kısmının da yeniden yorumlanması gerektiği iddia ediliyor.


`Bir şekilde Hıristiyan reformasyonuna benziyor. Tam olarak aynısı değil, ama... İslam ilahiyatının temellerini değiştiriyor



http://www.milligazete.com.tr/makale/bbcnin-diyanetin-hadîs-calismasi-hakkindaki-makalesi-127559.htm

Yitiksevda 26 Şubat 2010 20:15

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Bakın sorduğunuz bütün sorular geleneğin günümüze kadar uyguladıklarıdır. Şimdi size soruyorum o namazları evinizde kıldığınızda nasıl okuyorsunuz? Yada tersini düşünelim camide kılarken sesli okursa yanlış olur diyecek birisi varmı? Derse neye göre diyecek? İşte kendi yarattığımız bir konuyu kur'anda bulamadığımızda yaptıklarımızı adeta dinselleştirip kur'anda bulamadığımızda onu yeterli göremememizin etkisi.

Haluk abi gelenek olarak nitelediğiniz uygulamalar İslam rehberi Muhammed (s.a.a) efendimizin bizzatihi uygulamalarıdır ve bizlere kadar yaşanarak gelmiştir Alimlerin tümünün görüş birliği ile sabitlenmiştir .Kendi yarattığımız bir mevzu değildir Allah resulünün uygulamasıdır...

HALUK GÜMÜŞTABAK 26 Şubat 2010 20:33

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Değerli kardeşim peygamberimizin uygulamaları dediğimiz şeyler acaba tüm mezheplerde neden farklıdır? Neden hepside inandıklarının Allah resulünün yaptığıdır diye idda ediyorlar? Acaba hangi mezhebinki doğru dersiniz? yada bu konuda kur'anın verdiği garanti gibi garanti veren varmı aramızda? Alimlerin görüş birliği mezheplere göre değişir, onlarda da bir ittifak yoktur. Daha önce hatırlattım binlerce hadis Diyanet tarafından hurafe diye iptal edildi, yanlız dikkat edin bu iptaller ülkemizde, diğer Müslüman ülkeler de değil. Hatta ülkemizde milyonlarca müslüman bizi Diyanet bağlamaz diyor inanmaya devam ediyor. İşte İslamın günümüzdeki hali. Bu şekilde emin olmadığımız bir karmaşanın sonu sizce Rabbe ulaşırmı? Allah bizleri bu şekilde bir inancamı yönlendiriyordu kur'anda?

Şimdi lütfen düşünelim bize kur'an dışından aktarılan ve bunlar peygamberimizin sözü yada uygulamalarıdır dedikleri bilgilerin hepsi rivayetler yoluyla günümüze gelmiştir. Sizce RİVAYET kesin delilmidir? Eğer evet diyorsanız sözüm olamaz. Selametle.

Yitiksevda 26 Şubat 2010 20:38

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Haluk abim size sormuş olduğum öğlen namazının sessiz şekilde kıraatı bütün mezheplerde ittifak ile kabul edilmiş bir mevzudur ayrılık yoktur bu hususta mezheplerde farklı görüşler mevcut rivayetlerin gelişine göre benimsemişlerdir hangisi bana Allah resulünün yaptığı kanaatini ağırlakta tutuyorsa uyuyorum mezhepçi değilimdir ama mezhepli olunabilir Teferruat hususlarında ayrılıklar İslamdan bir şey eksiltemez Yeterki itikadi konularda Rehber Kuran olsun...

HALUK GÜMÜŞTABAK 26 Şubat 2010 20:56

Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
 
Söylediklerinize tamamen katılıyorum, yeterki rehber kur'an olsun, onun vermediği bir hükmü vermesin. Bende tüm mezheplerin ilavelerine karşı değilim yeterki kur'ana ters düşmesin. Fakat okadar çok yanılgılar varki insan üzülüyor. Bir örnek; Rabbim fuhuş yapanın cezasını apaçık yazmasına rağmen şiiler hala recm edilmenin aslında kur'anda olduğunu ama kur'ana geçmediğine inanıyor ve uyguluyorlar. Tüm bunlar ve buna benzer uygulamalar toplumu gerçek İslamdan uzaklaştırıyor.

Nasip olursa nüzul sebebi konusunda bir yazı ekleyeceğim, o konu hakkında da karşılıkı yazışırsak konu daha iyi okunacak ve anlaşılacaktır. Rabbim yardımcımız olsun. Halukgta

Yitiksevda 26 Şubat 2010 21:03

RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
İnşaallah Abi amacımız ne kökten kabul etmek nede reddetmek İşin özünü yine Kuran ve Allah resulünün uygulamalarından Kuran penceresinden almak ama bunu yaparkende beşer olduğumuzu bilerek hata yaptığımızda hatayıda kabullenmek....

servetim 07 Mayıs 2015 21:33

Cevap: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
 
Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı (Mesaj 86669)
sayın gümüştabak,
nur 31 e yüklemeye çalıştığınız anlam,bazen zorladığınız,bazen düşüncenizi kendiniz beğenmiyerek geri adım attığınız bir manzara ile karşılaştım..
şöyle ki;
1-kadının cazibesinden kasıt sadece göğüs ise,sadece kalça ise veya sadece saç telleri ise bu evrensel olamaz.çünkü kadının çekiciliği her şeyidir,konuşmasıdır,kulak memesidir,saçlarının ahengidir veya bacaklarıdır vs değişik erkeklere göre.yüz el dışında tüm vucudunu konuşması kokusu makyajı vs kamufle etmesi gerekiyor.buna muhalif olacağını sanmıyorum.
2-erkeği tahrik edecek her hareket,giyim ve ya konuşma haramdır ve nur 31 rin ana temasıdır.
3-kadının giyimi konusu en çok aldanılan konudur.sanılır ki giyinmekle tenini kapamakla iş tamamdır.hayır vucut hatlarını belli edecek kadar dar giyim ÖRTÜLÜ ÇILPAKLIKTIR.dar kıyafetle gezmektense çırılçıplak gezmek daha medeni(!) olur bana göre.çünkü günümüzün uçuk kaçık bakımlı ve modern giyimi kadının cazibesini zirveye çıkarıyor.
4-yakalarını göğüslerine salsınlar dan kasıt giyilen kıyafetle örtülemeyen,göğüs iriliği ve cazibesini kapamayan bölümleri eşrapla kapamaktır.dar bluz yada kıyafetin bollaştırılması vazifesini görecek o SALSINLAR.
5-namahrem ortamlarda,erkeklerin dikkatini çekmesinler,ayaklarını vurmasınlar,kokularını sürmesinler,sallanmasınlar,cilveli konuşmasınlar,kısacası WELA TAKREBUZZİNA zinaya yaklaşmayınız ayetinin ruhuna uygundur.neden zina yapmayınız değilde yaklaşmayınız deniliyor sizce? zinaya götürecek her yolu tıkamak için değil mi gümüştabak ? kadının namahrem ortamda ezan yada kuranı kerim okuması neden mahzurludur sizce ?
6-kadın tam tesettürlü tepeden tırnağa kadar,ama etrafına yaydığı parfum ne kadar nur 31 re uygun sizce ? veya dudaklarını kıpkırmızı gözlerini simsiyah boya ile sokağa fırlaması tesettürlü olsa nedir olmazsa nedir ?
7-akıl var mantık var,ayetleri zorlamanın anlamı yoktur.erkeği tahrik edecek her hareket,giyim tipi,konuşma,süs veya etrafına parfumerik yayın,gözlere ziyafet haramdır vebaldır ve müslüman kadının işi olamaz.
8-son olarak,şahsen ailemce kullanılan çarşafı öneriyorum.ve nur 31 e en uygun bu kıyafettir.bide renkli güneş gözlüğü takıldımı tamamdır.bu kıyafette ne göğüz sorunu kalır ne kalça nede moda derdi..!
saygılar...

Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı (Mesaj 86677)
sayın gümüştabak,
öncellikle şu konuda anlaşalım ve konumuza sonuna kadar devam edelim.konumuz ilmi münazaradır.ve zıt düşünceler olması doğaldır.bu konuda alınmak kızmak çocuk işi olsa gerek.düşüncelerinize saygı duyuyorum ve kısmen katılmıyorum.katılmıyorum derken sizi red ediyorum yallah bu nediyor fanatikliği yok tamamen amacımız Allah rızasıdır.takım tutmuyoruz ilmi münazara yapıyoruz.
VE RAHAT OLUN DÜŞÜNCENİZİ SONUNA KADAR YAZIN BENDE ÖYLE....
şimdi geçelim konuya ;
1-sizle anlaşamadığımız bir nokta şu.siz diyorsunuz ki kuranda her şey açık ve biz anlarız biliriz.bende diyorum ki evet haklısınız ayet öyle diyor amenna.lakin bu dinin birde İKİNCİ AYAĞI OLAN PEYGAMBERİ VAR.sahih hadis ve sünneti kaale almama lüksüm yok.ve asırlardır bir islam geleneği vardır.yüzlerce yetişmiş muttaki veli alim vardır.hepsini ezip ben anlarım diyemem.imam gazaliye ,imam rabbaniye veya seyyid kutuba rakip olma ukalalığım olamaz.ey gazali sen anlamadın ben anlarım diyemem.ey hz ali hz ömer sizden farklı düşünüyorum diyemem.siz nur 31 i ne biçim yorumladınız gel otur sana öğreteyım diyemem ! tıp okuyan bir öğrencinin prof olan hocasına ders öğretmesi konumuna düşmem düşemem haddimi bilirim.
2-kuranı elime aldığımda ki öyle yapıyorum,1400 yıllık ilim geleneğini başta RESULULLAH (A) SÜNNETİ OLMAK ÜZERE ,ASHABI KİRAMIN GÖRÜŞLERİNİ okumadan tefsir etmem.
3-ayetleri okurken aracın değil amacın peşinde olurum.ne istediği peşinde olurum nasıl istediği değil.hedef mekkeye gitmekse bu uçakla da olur deve ile de olur yaya da olur..hedefe odaklanırım.ama mekkeye gitmek için de coğrafya seyahat bilgim de olmalı diyorum.kuran mekkeye git dedi yallah mekkeye gidelim değil,kervan lazım,bilgi lazım,para lazım değilmi haluk bey ?
4-eline aldığın kuranı anlıyacaksın elbette çünkü ayet öyle diyor.ama anlamak için de o seviyede olman lazım.ilmen fıkhen lüğaten vs..yoksa tıp öğrencisini ameliyata soksanız size turp gibi cenaze hediye eder.
devam edeceğim..

Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı (Mesaj 86678)
5-ben nur 31 i tefsir ederken sadece meal ile değil,hafızamda olan sünnet eğitimi,ashabı kiram görüşü,mezhep imamları ve diğer alimlerinin geniş bir kapsaması olarak aldım.ayetleri kendi kafama göre yorumlamadım.bu yorumu bana mal ettiniz sorun değil.
6-sünette kadın sesi ,erkeği tahrik etmek ,kırıtarak sırıtarak konuşmak yürümek harammı değil mi ? kadın namaz kıldıramaz aleni ezan okuyamaz haram değil mi ?kadın ezan okuduğunda haramdır dedik sapık mı olduk ? varmı 1400 yıllık islam geleneğinde kadının minarede ezan okuduğu yada namaz kıldırdığı ? bunları nerden çıkardınız demişsin.cevap :SÜNNETİ MUHAMMEDİDEN.delil istersen tek tek veririm.
7-nur 31 in amacı kadının iffetini onurunu şerefini sokaktan namahremden sapık art niyetli bakışlardan korumak değil mi? bunun için siz manto dersiniz ben şarşaf derim başkası çuval der isim çokmu önemli ? o ayete göre kadının vucut hatlarını göstermiyecek tahrik edilecek davranış ve cazibelerden uzak kalacak bir kıyafet değil mi? çarşafa girermisin demişsin.EVET seve seve.amacım iffetimi nur 31 e ayarlamak ise şüphen olmasın.hanım terliyecekmişmiş..cehennem de terlemesinde sorun değil.iman bedel ister ve cennet ucuz değil.biz ailecek şikayetçi değiliz üstadım.buna erkek egemenliği demişsin.eşim kızım beni ilgilendirir.ve onlardan sorumluyum.kullukum rain ve kullukum mesulun an raiyetihi herkes çobandır ve herkes ailesinden sorumludur.(hş)
ne yani kızım terlemesin diye armine maymune bilmem ne zıkkım moda giyinsin daracık kıyafetlerle dolaşsın bende erkek egemenliği olmasın diye hapsama yakışır diyeyım öyle mi üstad ?
devam edeceğim...

Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı (Mesaj 86679)
8-kadının vucudunu cazibesini yok edecek,vucut hatlarını sıfırlıyacak kıyafet aradım.çarşaf buna en uygun diye karar verdim.çünkü çarşaf giyen kadın adeta kıyafetin içinde yok oluyor.bol ve gösterişsiz.mantonun ne kadar bolunu alırsanız alın kadına çarşaf kadar rahat ettirmiyor.bırakın ayette geçen göğüs kapamayı,bırakın vucut hatlarını,17 aylık hamile kadının hamilelilğini bile saklıyor üstad.müslüman kadının dışarda süs moda derdi olamaz.onun amacı asıl hedeftir.boya kutusuna kazaen düşmüş tesettürlü(!) parizienli kotlu yüzü çarşamba pazarına dönüşmüş,etrafına parfüm kokusunu servis eden, müslüman kadınlara sadece acıyorum.
9-verdiğin hadisi şerifi ele alalım.haramı helal helalı haram yapmayalım amenna.size göre kuranda ne varsa yeterlidir.kuranın haram demediğini kimse haraam diyemez.bi derece doğrudur ama eksik üstad.
mesela kuranda cenin yemek haram değildir veya helaldir diye ayet yok.cenin yiyelim mi ?
10-Allah aşkına Resulullahı haşa ptt memuru konumuna sokmaktan kaçınalım.sünnet islamın ikinci ve vazgeçilmez ayağıdır.sünneti dışlarsak islam namına elimizde namaz dahil bir şey kalmıyacak.nur süresinin 31.ayetini bide Resulullahtan dinlemeyı deniyelim.kurana göre Resulullah vahyin ta kendisidir.
saygılar...

çok güzel doyurucu bir münazara. Allah gani Gani razı olsun. Konu çok zenginleştirilmiş aklımıza takılan soru bırakılmamıştır.

c*ArO*


SAAT: 08:27

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306