stres !!!! Müminde Stres Olmaz" diyordu bir Psikiyatr. Cümleyi çok iddiali buldu. Kur'an Kıssalarına eğildikçe,insanin yasayabilecegi bütün sıkıntıları Nebi ve Rasüllerin yaşadığını gördü. Onlar bütün belâlara ragmen ilahi huzuru yakalamislardi. Kur'an'a bir de bu gözle bakmalıydı.Kıssalara göz gezdirdi,çekilen eziyetlere işaretler koydu: Yusuf (a.s.)Kardeşlerinin hasedi sonucu kuyuya atılmış, esir pazarlarinda satılmış,iftiraya ugramış,hapıslerde yıllanmış,babasına-kardeşine hasret kalmış ama yılmamıştı. Ümidin,tevekkülün ödülü olarak Mısır'a sultan oldu. "Derdim çok" diyen hangi insan Yusuf (a.s.) kadar belâ çekmiş olabilirdi...? Yakup (a.s) 40 sene evlat hasretiyle kavrulmuş,ağlamaktan kör olmuş,ümit kesmeden Rabbine yönelmiş,hem gözleri açılmış,hem de evladına kav uşmuştu. İsa (a.s.) En yakın talebelerinden biri tarafindan arkadan vuruluyor,ihanete uğruyordu. Zekeriyya (a.s.) Kavmi tarafindan öldürülmek üzere kovalanmış,bir ağaç kovuguna sığınmış ama testere ile biçilmekten kurtulamamıştı.Testere ile bedeni biçilen Zekeriyya'dan çikan tek ses: "Huuuu,Huuuu,Huuuu" idi. Nuh (a.s.)'a öz oğlu bile iman etmemişti...!!! Lut (a.s.) Tebliğinde yalnız kalırken,fitne grupları ile işbirliği yapan; ayni yatağı paylaştığı karısıydı...!!! Meryem'in (a.s.) Tertemiz bir genç kızken iffetine dil uzatılıyordu.İftira ve hakarete uĞrayan Meryem, sırlı bir Rasüle anne;gelecek nesillere örnek-mucize bir hanım oluyordu. Kadından Rasül-Nebi yoktu ama Allah (c.c.) Meryem'e Cebrail'ini yolluyor,vahiy Meryem'den doğuyordu...! Eyyub (a.s.) Deve- koyun sürüleri sahibi iken ağır bir illetle yatağa düşüyor tüm servetini yitiriyordu. Etrafında kimse kalmamış,dışlanmış,insanlar iniltilerinden rahatsiz olmamak için Onu karısı ile bir tepe üzerinde yalnız konaklamaya mecbur etmisti.Sabrının ödülü olarak şifa bulan, 70'inden sonra delikanlı gibi ayagğ kalkan da yine Eyyub'tu… Musa (a.s.) Kavmi ile birlikte uzun bir sürgün yaşamıştı.Mutluluklari için çırpındığı kavmi mucizeye şahit oldugu halde iman etmiyor,en zor anlarda Musa'yı (a.s.) yalnız bırakıyordu. Kainatin Efendisi Hz.Muhammed( s.a.v): Doğmadan önce babadan yetim, altı yaşında, hem de bir yolculukta anneden öksüz kalmış 8 yaşında dedesini kaybetmiş, tebliğinin ilk yillarında karısı ve amcasının ölümleriyle sarsılmıştı. Kendi kavmince hakaret-aşağılama- ambargo-dışlanma-taciz edilme vb sıkı ntıları çekmekle kalmayıp memleketinden ayrılmak durumunda kalan da O (s.a.v.) idi. Ömrü savaşlarla geçmiş,buğday bir yana arpa ekmeğine karni doymamişti. "Ahh Mekke" dediği çok olurdu. Rasül (s.a.v.) gurbette yasamış,gurbete defnedilmişti. Simdi siz bütün bunlardan sonra halâ "Moralim bozuk,hayattan zevk almıyorum, stresteyim" mi diyorsunuz...? Pes yani!.. Kur'an gibi kitabınız,o kitapta onlarca Rasül ve Nebiniz, Kainat Güneşi gibi Önderiniz olacak da stresteyim diyeceksiniz öyle mi...? Yakışıyor mu size...? Kıssaları yeniden okuyun!... Tarih okur gibi değil,kendinizi Rasül-Nebilerin yerine koyarak,sahnede başrol oynadığınızı düşünerek,olayların içine girerek okuyun. Göreceksiniz ne stres kalacak,ne de sıkıntı... Sabrin,tevekkülün,teslimiyetin eminliği ile huzur müjdesi alacaksınız. Niye mi bu kadar iddialıyım? Ben değil,böyle olacağını Allah söylüyor: Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan,canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz.(Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele ! O sabredenler, kendilerine bir belâ geldigi zaman: "Biz Allah'in kullarıyız ve biz O'na döneceğiz" derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır. Bakara-155-157 alıntı. |
Cvp: Mü'minde Stres Olmaz!!! Rabbim bizleri daima sabreden kularindan eylesin.. Allah razı olsun.. |
Cvp: Mü'minde Stres Olmaz!!! ALLAH BİN KERE RAZI OLSUN KARDEŞİM AKLINA SAGLIK ELLERİNE SAGLIK NE GÜZEL SÖZLER YAZMIŞSIN |
Cvp: Mü'minde Stres Olmaz!!! çok güzel bir konu Allah razı olsun Nur kardeşim... Rabbim sabredenlerden eylesin... |
Cvp: Mü'minde Stres Olmaz!!! Sabredenleri müjdele!...O sabredenler, kendilerine bir belâ geldigi zaman: "Biz Allah'in kullariyiz ve biz O'na dönecegiz" derler. Iste Rablerinden bagislamalar ve rahmet hep onlaradir. Ve dogru yolu bulanlar da onlardir. (Bakara-155/ 157) |
Cvp: Mü'minde Stres Olmaz!!! Mevlam razı olsun kardeşim .İhtiyaca binayen oldu yazınız. |
Stres ile iman arasındaki ilişki .._okunmaya değer .. Strese girenin imanından şüphe ederim! 'Az' konuşan fakat 'öz' konuşan büyükler vardır. Babam da bunlardan biridir. Çok sık bir arada olamadığımız için benim için bu 'öz' konuşmalar daha kısa olur. Birkaç yıl önce öyle bir laf söyledi ki sustum kaldım. Uzun süre kafamın içinde dolandı söylediği cümle. 'Strese girenin imanından şüphe ederim!' demişti babam. Stresle ilgili kitaplar okuyan, zaman zaman 'stresle mücadele' konusunda seminerler veren biri olarak, cümleyi çok ağır bulmuş olsam bile, kafamın içinde cümle dönüp durdu uzun zaman. Yaşadığımız yüzyılın en önemli problemlerinden biri olan stres hakkında bu kadar kesin ve keskin bir ifade duymamıştım. Geçen yıl memlekette bir arkadaşla otururken hayatın sıkıntıları ve zorlukları konuşulmaya başlanınca bende kendisine stres ve stresle mücadele hakkında bildiklerimi anlatmaya başladım. Arkadaşım da benimle birikimlerini paylaşıyordu. Bir ara babamın söylediği 'Strese girenin imanından şüphe ederim!' lafını attım ortaya. Arkadaşım 'doğru bir cümle' dedi. 'Hatta bir insan stres yüzünden hasta olursa Allah o insana bunun hesabını bile sorar' dedi. * * * * * * * * * Stres, halkın bildiği ve kullandığı anlamıyla, sıkıntıları kafaya takmak demektir. Sıkıntılar insanı mutsuz ediyor. Mutsuzluk insanı hasta ediyor. Kimisi hastalıklarla mücadele etmekten yoruluyor. Mutsuz ve hasta oluyor. Kimisi ailesiyle problemler yaşamaktan bunalıyor. Kimisi çocuklarıyla baş edememenin sıkıntısını yaşıyor. Kimisi maddi sıkıntılarla boğuşuyor. Kimisi çevresindekilerin kendisini anlamadığından dert yanıyor. Kimisi bir sevdiğini toprağa verince hayata küsüyor. Hayatta insanı strese sokan o kadar çok şey var ki. Herkes kendisine dert edecek bir sıkıntı bulabilir. Stresle iman arasında bir bağlantı var mı dersiniz? Sıkıntılarla dolu bir hayat denilince benim aklıma hep Peygamberler geliyor. Allah Peygamberlerin kıssalarını ayrıntılarıyla bize niçin aktarıyor dersiniz? Okuyup, ibret almamız için değil mi? Peygamberlerin hayatlarından yola çıkarak bazı sorular sormak istiyorum. Hz. Eyyüb'ü hastalıkla imtihan eden Allah, bizi de aynı imtihana tabi tutma hakkına sahip değil mi? Hastalığı kafaya takıp bunalıma giren insan 'Allah'ım beni niçin hastalıkla imtihan ediyorsunuz ki?' demiş olmuyor mu? Hz. Nuh'u oğluyla imtihan eden Allah, sizi evlatlarınızla imtihan edemez mi? Hz.İbrahim'i babasıyla imtihan eden Allah, sizi öz babanızla imtihan edemez mi? Hz. Lut'u eşiyle imtihan eden Allah'a, 'Beni niçin eşimle imtihan ediyorsun ki?' deme hakkına sahip olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Hz. Yusuf'u kardeşiyle imtihan eden Allah, belki sizi de kardeşlerinizle imtihan ediyordur! Tüm peygamberlerin hayatları sıkıntı (imtihan) dolu olduğuna göre, bizim hayatımızda da bazı sıkıntıların olması hayatın bir parçası değil mi? Anne veya babasını kaybedince bunalıma giren bir insan Allah'a 'Benim annemi / babamı niye alıyorsun ki?' deme hakkına sahip olduğunu mu sanıyor? 'En büyük acı evlat acısıdır!' denir. Bu acıyı yaşayan anne babalar 'Allah kimseye yaşatmasın!' derler. Alemlere rahmet olarak yaratılan Hz. Muhammed Mustafa'ya bile torpil yapmayan Yaratıcının, bize torpil yapmasını beklemeye hakkımızın olmadığını hiç düşündünüz mü? Beş defa evlat acısıyla imtihan edilmiş bir Peygamberin ümmeti olduğumuzu bilmek zorundayız. 'Kardeşim onlar Peygamber, biz insanız' diye kimse itiraz etmesin. Peygamberler de bizler gibi üzülen, ağlayan, Allah'a sığınan insanlardı. Allah tarafından özel seçilmiş oldukları gerçeği 'insanı' acılara tepkisiz kalacakları anlamına gelmez. Bize düşen hayatı doğru anlamaktır. Unutmamalıyız ki, Peygamberlerine torpil yapmayan Allah, bize de torpil yapmaz. Stres ile iman arasında ki ilişki kafamın içinde uzun zamandır dolanıyordu. Bir okuyucum bana öyle bir söz gönderdi ki, o sözü okuyunca kafamın içinde dolanan cümleler köşe yazısına dönüştü. Bu yazıyı da o güzel sözle bitirmek istiyorum. Çok sıkıldığınız zaman bu cümleyi hatırlayın. Hatta bana kalsa pano haline getirilip ev veya işyerinin duvarlarına asılması gereken bir söz. Bir gün dünyaya ait büyük bir derdin olursa Rabbine dönüp, 'Benim büyük bir derdim var!' deme, derdine dönüp 'benim büyük bir Rabbim var!' de. Sait ÇAMLICA Eğitimci – Yazar |
Cvp: Stres ile iman arasındaki ilişki .._okunmaya değer .. alıntıları pek sevmem ama bu söz bana oturdu resmen. "Benim büyük bir derdim var!' deme, derdine dönüp 'benim büyük bir Rabbim var!' de. " |
Cvp: Stres ile iman arasındaki ilişki .._okunmaya değer .. Stresi doya doya yaşadığımız şu günlerde tam isabet bir konu seçilmiş... Strese girenin imanından şüphe ederim...Resmen bu alfın altında ezildim:((( |
stres yapmayın Alışamadığımız ama yaşam biçimi haline getirdiğimiz; Stres Stres, organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi veya zorlanması ile ortaya çıkan durumdur. Organizma bir tehdit karşısında hayatını sürdürme amacına yönelik bir dizi faaliyette bulunur: - Depolanmış yağ ve şeker kana karışır. - Solunum sayısı artar. - Kanda alyuvar sayısı artar. - Nabız sayısı artar ve tansiyon yükselir. - Kan pıhtılaşma mekanizması harekete geçer. - Kas gerilimi artar. - Sindirim yavaşlar veya durur. - Göz bebekleri büyür. - Bütün duyumlar artar. - Hipofiz bezi uyarılır. Strese sebep olan faktörler; 1 - Fiziksel stres vericiler: Tramva, şiddetli egzersiz, gürültü, ısı, nem, çevre kirliliği, açlık, cerrahi girişimler ve hareketsizlik. 2 – Sosyal stres vericiler: Çevre faktörleri ve kültürel değişimler 3 – Psikolojik stres vericiler: Hayal kırıklığı, izolasyon vs. Stres, çağımızda insanları derinden etkileyen ve uğraşılması gereken durumlardır. Stresin sınıflandırılması; 1. Stres: a) Akut stres b) Kronik stres 2. Stres a) Başa çıkılabilen stres b) Başa çıkılamayan stres 3. Stres a) Anlık stres b) Akut kontrol edilebilen stres c) Akut kontrol edilmeyen stres d) Kronik kontrol edilmeyen stres Organizmada bozulan dengenin yeniden kurulması için yeni duruma uyum sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle organizma belirli tepkiler gösterir. Buna “adaptasyon sendromu” denir. Bu sendrom üç basamakta incelenir. - Alarm reaksiyonu - Direnç dönemi - Tükenme dönemi Alarm reaksiyonu: Bu dönem, canlının dış uyaranı stres olarak algıladığı dönemdir. Amaç mücadele ederek veya kaçarak organizmayı korumaktır. Direnç dönemi: Vücut direnci, karşılaştığı stres verici duruma karşı yüksektir. Direnç dönemi başarı ile aşılırsa organizma tekrar normal koşullara döner. Tükenme dönemi: Stres verici olay çok ciddi ve uzun sürerse organizma tükenme dönemine girer. Bu dönem, hastalıklara açık olan dönemdir. Selye’ye göre bu dönem adaptasyon hastalığıdır. Yaşlanma, adaptasyon enerjisinin zamanla aşınmasıdır. İnsan öfkelendiği zaman hipotalamus – hipofiz aracılığı ile özel kodlanmış mesajları böbrek üstü bezine gönderir. Böbrek üstü bezi de katekolaminleri salgılar. Bunlar vücudun canlılığını korumaya yönelik faaliyetleri başlatır. Kişinin içinde bulunduğu öfke anında hipofiz aracılığıyla bütün iç salgı bezleri faaliyete geçer. Bütün hormanlar artar. Organizma stres altında olduğunda böbrek üstü bezinden “Cortizol Hormonu” salgılanır: Kanda glukoz düzeyini arttırır. Glukoneogenezisi (yağlardan ve proteinlerden şeker üretimi) uyarır. Karaciğerde glikojen depolarını arttırır. Yağların mobilizasyonunu sağlar. Stres teriminin fizyologlar için anlamı; cortizol salgısını arttıran herhangi bir olaydır. Stres nasıl tedavi edilir? 1. Sağlıklı beslenelim, kalbimizi koruyalım Yukarıda belirtilen etkenlerle meydana gelen stresler sonucu tansiyon yükselir. Tansiyon yüksekliğinde oluşan hipertansif ve koroner kalp hastalıklarının tedavisi için, daha doğrusu koroner kalp hastalıklarının meydana gelmemesi için yemeklerin hayvansal gıdalar yerine sebze ve meyve ağırlıklı olması ana prensip olmalıdır. Kalp – damar hastalıklarının oluşumunu önlemek için; beslenmede doymuş yağ oranı azaltılmalı, doymamış yağ asitlerini içeren yağların oranı arttırılmalıdır. (Ayçiçek ya da mısır özü yağı kullanılmalıdır.) Kompleks karbonhidratlar ve posa içeren yiyeceklerin tüketimi arttırılmalıdır. Alınan kolesterole dikkat edilmeli, aşırı şekerden kaçınılmalıdır. Alkol ve tuz kullanımı en aza indirgenmelidir. Fiziksel aktiviteler arttırılmalıdır. Sigara içilmemeli ve kilo alınmamalıdır. Strese maruz kalındığında yapılacaklar: a) Sakinleştirici ilaçlar b) Antideprasan ilaçlar c) Gerekli vitaminler (özellikle E vitamini) yeterince alınmalıdır. Yüksek tansiyon, hareketsiz yaşam, kan yağları ve kolesterol yüksekliği, sigara içimi, obezite ve diabet, kalp – damar hastalıkları için en önemli faktörlerdir. Bu hastalıklar tedavi edilmelidir. Çağımızda anne – babanın çalışıyor olması, geçim sıkıntıları, çocukların okul hayatı, gelişimleri, meslek edinmeleri, iş bulmaları stres faktörleridir. Bunlarla başa çıkabilmek için düzenli olarak sağlık kontrolleri yapılmalıdır. |
Cvp: stres yapmayın Strese karşı vitamin Vücut zayıf düştüğünde, sinirleri besleyen vitaminlere ihtiyaç duyar. Fakat bilinçli bir beslenme ile enerji depolarını tekrar doldurmak mümkün. Bunun için bolca sebze ve meyve, ayrıca süt ürünleri, patates, makarna ve kepek ekmeği tüketmek gerekir. Stres yüklü organizmaya en fazla fayda sağlayan madde ise magnezyum. Noradrenalin ve adrenalin gibi stres hormonlarının üretimi için gerekli olan magnezyum, aynı zamanda hassas ve sinirli bünyelere karşı bu hormonların üretimini de hızlandırıyor. Magnezyum; vücuttaki 300'den fazla hormonu harekete geçirerek, kalp ve kas gücünü kontrol altına alıyor. Magnezyum daha çok kepek ürünlerinde, fındık, badem, çekirdek (kabak) ve muzda bulunuyor. Fazla stresli bir döneme girildiğinde ise eczanelerde satılan magnezyum takviyelerinden de faydalanmak mümkün. Beyin hücreleri için en önemli gıdalardan biri; beyin, sinir ve kas hücrelerini anında enerji ile dolduran karbonhidrat. Bunun yanı sıra şeker de beyinde etkisini çabuk gösteren besinler arasında yer alıyor. Ama tabii şeker tüketimi konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü şeker; kan şekerinin bir anda yükselip, bir anda düşmesine sebep oluyor. Bu yüzden kana biraz daha uzun bir sürede karışan karbonhidratları tercih etmek gerekiyor. Tahıl, patates, baklagiller ve sebze, bol karbonhidrat ihtiva eden besinler arasında bulunuyor. Özellikle stres altında olan kişi, hücrelere zarar veren radikaller ürettiğinden, bağışıklık sistemi de büyük ölçüde zarar görüyor. Havuçlardaki beta karoten, portakaldaki C vitamini, buğday yağında bulunan E vitamini zararlı radikallere karşı tesirli. Ayrıca bir bardak sebze veya meyve suyu da bir öğün yerine geçiyor. Bunların yanı sıra fındık, fıstık veya ceviz de atıştırmak için ideal. İçerdikleri B vitaminleri sayesinde sinirler gevşeyip rahatlıyor. |
Cvp: stres yapmayın sendende gülçin.... okudugun için tskler |
Strese Girenin İmanından Şüphe Ederim ! Bana gelen maili paylaşmak istedim "Az" konuşan fakat "öz" konuşan büyükler vardır. Babam da bunlardan biridir. Çok sık bir arada olamadığımız için benim için bu "öz" konuşmalar daha kısa olur. Birkaç yıl önce öyle bir laf söyledi ki sustum kaldım. Uzun süre kafamın içinde dolandı söylediği cümle. "Strese girenin imanından şüphe ederim!" demişti babam. Stresle ilgili kitaplar okuyan, zaman zaman "stresle mücadele" konusunda seminerler veren biri olarak, cümleyi çok ağır bulmuş olsam bile, kafamın içinde cümle dönüp durdu uzun zaman. Yaşadığımız yüzyılın en önemli problemlerinden biri olan stres hakkında bu kadar kesin ve keskin bir ifade duymamıştım. Geçen yıl memlekette bir arkadaşla otururken hayatın sıkıntıları ve zorlukları konuşulmaya başlanınca bende kendisine stres ve stresle mücadele hakkında bildiklerimi anlatmaya başladım. Arkadaşım da benimle birikimlerini paylaşıyordu. Bir ara babamın söylediği "Strese girenin imanından şüphe ederim!" lafını attım ortaya. Arkadaşım "doğru bir cümle" dedi. "Hatta bir insan stres yüzünden hasta olursa Allah o insana bunun hesabını bile sorar" dedi. * * * * * * * * * Stres, halkın bildiği ve kullandığı anlamıyla, sıkıntıları kafaya takmak demektir. Sıkıntılar insanı mutsuz ediyor. Mutsuzluk insanı hasta ediyor. Kimisi hastalıklarla mücadele etmekten yoruluyor. Mutsuz ve hasta oluyor. Kimisi ailesiyle problemler yaşamaktan bunalıyor. Kimisi çocuklarıyla baş edememenin sıkıntısını yaşıyor. Kimisi maddi sıkıntılarla boğuşuyor. Kimisi çevresindekilerin kendisini anlamadığından dert yanıyor. Kimisi bir sevdiğini toprağa verince hayata küsüyor. Hayatta insanı strese sokan o kadar çok şey var ki. Herkes kendisine dert edecek bir sıkıntı bulabilir. Stresle iman arasında bir bağlantı var mı dersiniz? Sıkıntılarla dolu bir hayat denilince benim aklıma hep Peygamberler geliyor. Allah Peygamberlerin kıssalarını ayrıntılarıyla bize niçin aktarıyor dersiniz? Okuyup, ibret almamız için değil mi? Peygamberlerin hayatlarından yola çıkarak bazı sorular sormak istiyorum. *Hz. Eyyüb'ü hastalıkla imtihan eden Allah, bizi de aynı imtihana tabi tutma hakkına sahip değil mi? Hastalığı kafaya takıp bunalıma giren insan 'Allah'ım beni niçin hastalıkla imtihan ediyorsunuz ki?' demiş olmuyor mu? **Hz. Nuh'u oğluyla imtihan eden Allah, sizi evlatlarınızla imtihan edemez mi? Hz.İbrahim'i babasıyla imtihan eden Allah, sizi öz babanızla imtihan edemez mi? Hz. Lut'u eşiyle imtihan eden Allah'a, 'Beni niçin eşimle imtihan ediyorsun ki?' deme hakkına sahip olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? *****Hz. Yusuf'u kardeşiyle imtihan eden Allah, belki sizi de kardeşlerinizle imtihan ediyordur! Tüm peygamberlerin hayatları sıkıntı (imtihan) dolu olduğuna göre, bizim hayatımızda da bazı sıkıntıların olması hayatın bir parçası değil mi? ******Anne veya babasını kaybedince bunalıma giren bir insan Allah'a 'Benim annemi / babamı niye alıyorsun ki?' deme hakkına sahip olduğunu mu sanıyor? *******'En büyük acı evlat acısıdır!' denir. Bu acıyı yaşayan anne babalar 'Allah kimseye yaşatmasın!' derler. Alemlere rahmet olarak yaratılan Hz. Muhammed Mustafa'ya bile torpil yapmayan Yaratıcının, bize torpil yapmasını beklemeye hakkımızın olmadığını hiç düşündünüz mü? Beş defa evlat acısıyla imtihan edilmiş bir Peygamberin ümmeti olduğumuzu bilmek zorundayız. "Kardeşim onlar Peygamber, biz insanız" diye kimse itiraz etmesin. Peygamberler de bizler gibi üzülen, ağlayan, Allah'a sığınan insanlardı. Allah tarafından özel seçilmiş oldukları gerçeği "insanı" acılara tepkisiz kalacakları anlamına gelmez. Bize düşen hayatı doğru anlamaktır. Unutmamalıyız ki, Peygamberlerine torpil yapmayan Allah, bize de torpil yapmaz. * * * * * * * * Stres ile iman arasında ki ilişki kafamın içinde uzun zamandır dolanıyordu. Bir okuyucum bana öyle bir söz gönderdi ki, o sözü okuyunca kafamın içinde dolanan cümleler köşe yazısına dönüştü. Bu yazıyı da o güzel sözle bitirmek istiyorum. Çok sıkıldığınız zaman bu cümleyi hatırlayın. Hatta bana kalsa pano haline getirilip ev veya işyerinin duvarlarına asılması gereken bir söz. Bir gün dünyaya ait büyük bir derdin olursa Rabbine dönüp, "Benim büyük bir derdim var!" deme, derdine dönüp "benim büyük bir Rabbim var!" de. |
Cvp: Stres ile iman arasındaki ilişki___okunmaya değer cok dogru ama... imtihanla karsı karsıyayız mutlaka gizlerimizde, gözlerimizde bir ii damla saklıyor, hüzün yaşıyoruz... dogru birazda ipleri yaradana bırakmayı denemeli dünyanın yukunu omuzlayıncada bunlar oluyor... ders alma umıdıyle |
Stres sizi değil siz stresi yenin İşte size hayatı zehir eden stresi yenmenin yolu. Kendimizi baskı altında hissettiğimizde adrenalin salgılarız. Adrenalin karaciğerin, fiziksel aktivitemiz için gerekebilecek enerji kaynağı şekeri depolamasını artırır. Eğer vücudumuzdaki hazır enerji kaynağını kullanmazsak yani koşmaz, kavga etmez, enerji harcamazsak tehlike bu noktada başlar. Kandaki şeker kullanılmadığında yağ olarak depolanır. Bu da kilo demektir. Stresin ilk olumsuz yönü budur. İkincisi ise, stres nedeniyle kapasitemizin üzerinde çok aşırı enerji harcayabiliriz. Bu durum bağışıklığı zayıflatır ve hastalıklara karşı korunmasız kalabiliriz. Uzmanlar günlük yaşamımızda stresten uzak durmanın ve stressiz yaşamın yollarını şöyle açıklıyor: Kafeini Bırakın Kafein, adrenalini serbest bırakır ve artırır. Kahve içmeyi bırakın, bunun yerine kafeinsiz içecekleri, bitkisel çayları tercih edin. Meditasyon Yapın Düzenli olarak fırsat bulduğunuz her an meditasyon yapın. Bu sizin günlük streslerden arınmanızı ve kan basıncınızın azalmasını sağlar. Derin Nefes Alın Derin nefes almak stresi azaltır. Düzenli nefes egzersizleri yaparak, vücudunuzu arındırıp canlandırabilirsiniz. Her nefesi dışarı verişte beyninizin rahatladığını ve kan basıncının düştüğünü hissedeceksiniz. Dağınıklığı Toplayın Kendi iyiliğiniz için aklınızdakileri ve yaşadığınız ortamı düzenleyin. Çözümsüz sorunlar, sizi bekleyen işler stresinizi artırır. Sorunlarınızı gözden geçirin ve aklınızda tutmayın. Aynı şekilde dolabınızı, çekmecelerinizi temizleyin. Rahatladığınızı hissedeceksiniz. Genel temizliği 6 ayda bir tekrarlayın. Programınızı Hafifletin Takviminize göz atın. Not aldığınız fakat yetişemeyeceğiniz aktiviteleri gözden çıkartın. Bazı şeyler için vaktiniz varsa kendinize ayırın. Yalnız kalın, dinlenin. Bakış Açınızı Sınırlamayın Gün içinde neyin sizde strese neden olduğunu anlamaya çalışın. Birçok iş yapma zorunluluğu sizi sıkıntıya sokuyor olabilir. Stres yaratan konulara bakışınızı genişletin. Gerçekte olmayacak riskleri veya olumsuzlukları düşünmüş olabilirsiniz. Bu önerileri günlük yaşamınızda uyguladığınızda hayatı daha sağlıklı, güçlü ve mutlu yaşayabilirsiniz. bugün |
Cvp: Stres sizi değil siz stresi yenin ben lokman hekimin sağlık tavsiyesini çok önemsiyorum: başını serin tut ayağını serin; fazla düşünme derin derin:)) |
sıkıntının hastalıklara sebep olması Depresyon, çağımızın en sık rastlanan hastalıklarındandır. Bu hastalığa neden olan sıkıntı ya da günümüzde sıkça kullanılan deyimiyle stres pek çok hastalığı beraberinde getirmekte, kanserden kalp hastalıklarına kadar pek çok hastalığa neden olabilmektedir. Bunun sebebi incelendiğinde, hücreler arasındaki hassas dengelerin sıkıntıdan direkt olarak etkilendiği görülmektedir. Örneğin bağışıklık sistemimiz bizi kanser dahil pek çok hastalığa karşı korumaktadır. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi ancak stresten uzak bir yaşam tarzı ile mümkündür. Sıkıntı ve kuruntular olmadığında, lenfositlerimiz enfeksiyonlara, romatizmal hastalıklara ve hatta kansere karşı daha etkili bir mücadele vermekte ve başarı kazanmaktadırlar. Bunun için de dua ve tevekkül şarttır. Kuşkusuz Allaha devamlı dua eden, başına gelen her olayın Allahın verdiği özel birer imtihan olduğunun farkında olan ve tevekkül eden bir mümin sıkıntıdan daha çabuk kurtulacaktır. Yüce Rabbimizin sıkıntıları gideren ve duaya cevap veren sıfatları Kuran'da şöyle bildirilmektedir: Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi'ne dua ettiği zaman icabet eden, kötülüğü açıp gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Ne az öğüt-alıp düşünüyorsunuz. (Neml Suresi, 62) Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), sıkıntının hastalıklara yol açtığını şu hadisi şeriflerinde buyurmuşlardır: Ebû Hüreyre anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Her kimin huyu kötü olsa, kendi nefsini sıkıntıda tutar ve her kimin kederi çok olsa, kendisini hasta eder." (Önder Çağıran, Tıbbi Nebevi, 1. Baskı, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 1996) İbni Mes'ûd anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Çok türlü kaygılanmalar, çok türlü hastalıklar getirir." Aliyyi İbni Ebu Tâlib anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Hak Te'âlâ'nın yarattığı mahlûkta kaygıdan daha kötü ve daha şiddetli birşey yoktur." |
Cvp: sıkıntının hastalıklara sebep olması Alıntı:
evet bu durumda çok dua etmek gerekiyor Allah razı olsun kardeşim paylaşım güzeldi... |
Cvp: Stres ile iman arasındaki ilişki___okunmaya değer Strese girenin imanından şüphe ederim.... |
RE: sıkıntının hastalıklara sebep olması Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi'ne dua ettiği zaman icabet eden, kötülüğü açıp gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Ne az öğüt-alıp düşünüyorsunuz. (Neml Suresi, 62) |
Cevap: stres yapmayın arkadslarım çok güzel anlatmış konuyu aslında insanlar arasındaki yük dağılımı kişiye göre olmalı mesela karşındaki çok streslidir şşöle bir bakınca stres yapıcak bir şeyı yoktur ama onun içinde bulundugu durum ona ağır gelir özellikle eşler birbirinden anlayış ister guzel şeyleri paylaştıgımız gibi negatif şeyleride paylaşabilsek ... |
Cevap: stres !!!! Alıntı:
|
SAAT: 12:18 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.