Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Kur'an'a göre tartışma (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/17389-kurana-gore-tartisma.html)

Yitiksevda 18 Nisan 2010 05:04

Kur'an'a göre tartışma
 
Kur’an’a göre,gereksiz, faydasız,insanları birbirine düşürecek konular üzerinde tartışmanın bir anlamı olmadığı gibi,tartışmayı gerektirmeyecek kadar net ve açık olan konular üzerinde de tartışmanın bir anlamı yoktur.Tarihin belli dönemlerinde yapılan ve özellikle Sahabe neslinin sorgulanamayacağı görüşünün ağırlıkta olduğu Sünni yaklaşıma binaen,Kur'an'a göre nasıl tartışılması gerektiği hususunda dikkat edilmesi gereken hassasiyetleri bir nevi aktarmak amacı ile ele alınması gerekli olan bir hususu İfrat ve Tefrite kaçmadan Kur'an bütünlüğü ile bakalım:

Örneğin:Güneşin yakıcı sıcağı altında yanarken güneşin varlığını tartışmak ne kadar mantıksız boş ve faydasız ise bunun gibi herhangi faydası olmayacak bir hususta tartışmakta aynıdır.

Tartışmanın asıl amacı ''Hakikat’in''bulunmasına yönelik bir vesile olması hasebi ile,en büyük yararı gerçeğe ulaşmak olmalıdır.Tartışmada hakk ile batıl birbirinden açıkça ayrıştırıldığı halde halen inkarda direnen kimseler ile tartışmanın hiç bir anlamı yoktur.Eğer amaç hakkı bulmak ise ! sunulan deliller neticesinde hakk ortaya çıkmış ise her iki tarafın da susması teslim olması gerekir.

Tartışmada karşıt görüşte olan her iki tarafında dikkat etmesi gereken ahlaki kurallara uygun olarak konuşmalı, ayıplama,yaralama,alay etme,küçük görme,kendisini yeterli görüp başkasını cahil görme,kendi bilgisini zanni olarak tek doğru kabul etme,başka görüşlere saygı duymama,verilen delillere şartlanmışlık ile bakma gibi davranışlardan uzak durulmalıdır.

Allah’u Teala Kur’an’i kerimde şöyle buyurmaktadır:

(BÜTÜN İNSANLIĞI) hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır; ve onlarla en güzel, en inandırı-cı yöntemlerle tartış; şüphesiz, O'nun yolundan kimin saptığını en iyi bilen senin Rabbindir; ve yine doğru yola erişenleri de en iyi bilen O'dur.
(Nahl-125)

Kur’an’a göre münazaranın en temel ilkesi delile dayanarak tartışmaktır,herhangi bir hususta delil sunan kişi karşı tarafında delil getirmesini ister Şimdi Kur’an gözüyle ''Delil'' kavramına bir göz atalım :

"Delalet, bir şeyin, kendisi bilindiği takdirde, diğer bir şeyin de bilinmesine yol açacak bir durumda olmasıdır." Delaletin ilk unsuruna "dall" yani "delalet eden", ikinci unsuruna "medlul" yani "delalet edilen" adı verilir. Meseleyi (kaziyye) desteklemek amacıyla delil getirmeye de "istidlal" denir. Delalet işinin faili durumunda olan unsur ise "delil"dir.
(Elmalı, a.g.e., s. 75.)

Başka bir ifadeyle delil, herhangi bir meselede bizi olumlu veya olumsuz bir karara zorlayan şeydir.
(Cihad Tunç, "İslam Dininde Kalb ve Aklın Önemi", E.Ü. İlah. Fak. Der. sy. 7, s. 24)

Delil, kat'i ve zanni delil olmak üzere iki kısımda incelenmektedir. Kat'i delil, "Hükmün bildirdiği şeyden muhalif, yani aykırı görünen, münakaşa götürür bütün ihtimalleri kaldıran, şeksiz ve tereddütsüz kabul edilen deliller"dir. Zanni delil ise bunun aksine "Hükmün bildirdiği şeyden akla gelen her türlü ihtimali ortadan kaldırmayan, ancak kat'i bir esasa dayanırsa o takdirde belki kabul edilebilen delillerdir."
(Cihad Tunç, "İslam Dininde Kalb E.Ü. İlah. Fak. Der. sy. 7, s. 24)

Kur'an terminolojisinde ilim,sultan, burhan,ayet,beyyine ve hüccet gibi değişik terimlerle ifade edilen delil, herhangi bir hükmün ispat veya reddinde Kur’an’ın şart koştuğu en önemli unsurlardan biridir.
O, tartışma konusu olan bir meselede kendisi kesin delillere başvurduğu gibi muarızından da kesin deliller istemektedir.

Suyuti, Kitabu'l-İtkan'da konuyla ilgili olarak şunları söylüyor:
"Kur'an, her çeşit delili ve belgeyi içerisinde bulundurmaktadır. Akli ve nakli genel bilgilerden kurulu olan hiçbir delil, belge, sakındırma ve taksim yoktur ki Kur'an onu dile getirmiş olmasın .
(Yusuf Şevki Yavuz, a.g.e., s. 146.)


Kur’an herhangi bir hususta tartışma yaparken delil vermeyi ve verdiği delile karşı delil getirilmesini ister.

(Ey Muhammed,) senden önceki toplumlara da kendi içlerinden peygamberler göndermiştik ve onlar hakikatin her türlü kanıtını getirmişlerdi: ve sonra (müminleri zafere ulaştırmak suretiyle,) (kasden) kötülük işleyenlerden öcümüzü almıştık: zaten inananlara yardım etmeyi üstümüzde bir sorumluluk olarak görmüştük.
(Rum-47)

Kur’an herhangi bir hususta kendilerine deliller sunulduktan sonra halen muhalefet edenleri şiddetli bir azap ile tehdit ediyor.

Hakikatin bütün kanıtları kendilerine geldikten sonra karşıt görüşlere kapılıp parçalananlar gibi olmayın; işte bunlar için feci bir azap vardır,
(Ali İmran-105)

Allah’u Teala Kur’an’i kerim’de,Allah’ın elçisinin hakk olduğunu kabul ettikten sonra,tekrar eski batıl inançlarına dönenlerin doğruya ulaşamayacakları zalimlerden olduklarını ve onları acı bir azabın beklediğini açıkça beyan ederek bizleri uyarmaktadır.

Kim Allah'a teslimiyetten başka bir din ararsa, bu kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette,kaybedenlerden,olacaktır.İman edip bu Elçi'nin hak olduğuna şahit olduktan ve hakikatin bütün kanıtları kendilerine geldikten sonra hakikati inkar etmeyi seçen bir halkı Allah nasıl doğru yola ulaştırır? Allah, böyle bir zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
(Ali İmran-85-86)


Kur’an inkara şartlanmış olan kimselerin kendi cehaletlerinin kurbanı olduklarını yine Kur’an’dan öğreniyoruz.

Ama Biz, sana, (ey peygamber,) yazılı bir metin göndermiş olsaydık ve ona kendi elleriyle dokunmuş olsalardı bile hakikati inkara şartlanmış olanlar, kesinlikle, "Bu aldatmacadan başka bir şey değil!" derlerdi.
(En'am-7)

(hal böyleyken), onlar yine de, kulluk etmek için O'nun yerine (düzmece) tanrılar ediniyorlar! (Ey Peygamber,) de ki: "Haydi, siz de dâvânızı destekleyecek bir delil getirin: İşte bu, benimle birlikte olanların ve benden önceki (peygamber)lerin dile getirip durdukları ilahî öğretidir". Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyor ve bunun için de (ondan) inatla yüz çeviriyorlar.
(Enbiya-24)

Kur’an’ın, delil getirmeleri için meydan okuduğu kimselerin cehaletin kurbanı olduklarını yine Kur'ân'dan öğreniyoruz.Bizler hakkı-Batıldan,Teslimiyeti-Şek’ten,Riya’yı-İhlas’tan,Tevhid’i-Şirk’ten,Vahdet’i-Tefrika’dan, Tefrit’i-İfrat’tan vb hususları bir birinden ayırmak amacı ve Yalnızca Rabbimizin rızasını gözeterek yapıyor isek! Rabbimizin emir ve yasaklarına ‘’Emri Bil Ma’ruf Nehy’i Anil Münker’’ farziyetini gözeterek ve uyarak yapmalıyız.

Kendi nazarımda İmam Humeyni (Rahmetullahi Aleyh)'nin takva,zühd ve siyasi bakışı her daim bana örneklik teşkil etmiştir.Yaşam süreci içerisinde her ortamda önce kendimizden başlayarak doğruları kendi hayatımıza tatbik ettikten sonra,çünkü yapmadığı yaşamadığı bir şeyi başkasından istemek kendi kendini kandırmaktır ve ağır bir sorumluluğunun olduğunu bile-bile inkar etmektir,hemen her gün karşılaşılan,tartışmalarda ne yazık ki Hakkı sunma gayretinde olan insanlara karşı delil’den ziyade hakaret,aşşağılama hor görme,damgalama vb hususlar Müslümanların zaafı haline gelmiş,bizler adil şahitler olarak,Rabbimizin huzuruna varmak istiyor isek!her yerde her zaman hakkı yaşayan ve yaşatmaya çalışanlardan olmaya çalışalım.Allah bizleri Hakk’tan taraf olanlardan Akli selim ile hareket eden kullarından eylesin……

BEDİİ HAMİT 08 Kasım 2010 17:55

Ud’u ilâ sebîli rabbike bil hikmeti vel mev’ızatil haseneti ve câdilhum........

Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et

Nahl 125 ayette tebliğ metoduna göre en güzel bir şekilde hikmetle, akılla güzel öğütlerle mücadele edilmesi istenmektedir.

Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir.



Yitiksevda 08 Kasım 2010 21:51

Müslümanlardan kardeşim Ayeti kerimede geçen ''cadilhum وَجَادِلْهُمْ'' Kelimesi Kökünden gelir Kelime anlamı olarak Kur’an'da جدل


Kelime anlamı olarak: Rey hususunda niza = çekişme (tartışma şiddet husumet ve husumette sertlik gösterme manasında da kullanılır.

Ve kalu e alihetuna hayrun em hu, ma darabuhu leke illa cedela, bel hum kavmun hasimûn.

Ve "Hangisi daha iyi, bizim ilahlarımız mı yoksa o mu?" derler. (Ama) onlar bu mukayeseyi, yalnızca, sırf muhalefet olsun diye senin önüne getirirler. Evet, onlar kavgacı/tartışmacı bir toplumdur!
(Zuhruf-58)

cedela. Kehf-54 cadeltum Nisa-109 cidale Bakara-197

Tartışma, Mücadele etme, çekişmek, atışmak manalarında Bu mücadele haktan yüz çevirtmekle batıl için yapılabileceği gibi Batılı çürütmek suretiyle Hakk içinde yapılır...

Ayeti kerimede özellikle İnandırıcı yöntemler ile tartış mücadele et demesindeki gaye delilleri sunmak kastedilmektedir... Çünkü insanoğlu tartışmayı, cedelleşmeyi ihtilaf ve uyumsuzluk hususunda çok ileridir...

Yitiksevda 08 Kasım 2010 22:04

Tartışmadan ziyade Müslümanlar ilmi hususlarda takınmaları gereken hususları vermeye çalıştım Çünkü Münazaranın adabı İnsanlara faydalı yönü ele alınmalı yoksa boşu boşuna tartışmayı kastetmiyorum Kur'an'da hep birlikte düşünürler gereği İlmi hususlarda Müslümanların tavır ve davranışları nasıl olmalı söylemden ziyade Delillerin sunulması gerektiğini anlatmaya çalıştım Yoksa elbette Tartışmalı ortam ve konulardan uzak durmamız lazım...

Yitiksevda 27 Aralık 2011 22:04

Cevap: KUR'AN'A GÖRE TARTIŞMA
 
Son birkaç güne binaen Tartışmanın Kurani boyutunu tekrar gözden geçirmek amacı ile irdelenmesi gerekli bir makaleyi güncellemek gerekti...


SAAT: 18:49

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306