Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Hidayet ve sapkınlık insanın özgür iradesi sonucudur/Mevlüt Hönül (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/17602-hidayet-ve-sapkinlik-insanin-ozgur-iradesi-sonucudur-mevlut-honul.html)

Mevlüt HÖNÜL 03Haziran 2010 00:17

Hidayet ve sapkınlık insanın özgür iradesi sonucudur/Mevlüt Hönül
 
Şüphesiz Allah, kimseye zerre kadar haksızlık yapmaz; eğer hayırlı bir iş varsa onu kat kat arttırır ve rahmetinden büyük bir ödül bahşeder.
(Nisa-40)

O halde, işlediği kötü, çirkin fiillerin cazibesine kapılıp (sonunda) onları güzel gören biri (Şeytan'ın adamlarından başkası) olur mu? Kuşkusuz Allah, (doğru yoldan sapmak) isteyenin sapmasına izin verir, (aydınlığa ulaşmak) isteyeni de aydınlığa ulaştırır. O halde (ey müminler,) onlara üzülerek kendinizi perişan etmeyin: Allah, onların yaptıklarını çok iyi bilir!
(Fatır-8)

Çünkü, Allah dileseydi şüphesiz hepinizi bir tek ümmet yapardı; ama (sapmak) isteyeni saptırıp, (doğru yola ulaşmak) isteyeni de doğru yola yöneltiyor; Ve şüphesiz, yaptığınız her şeyden ötürü sorguya çekileceksiniz!
(Nahl-93)

Bakınız : (İbrahim-4=Müdessir-31= Şura 13 =Rad-27 )


Allah bu ayetlerinde ‘Kuşkusuz Allah, (doğru yoldan sapmak) isteyenin sapmasına izin verir, (aydınlığa ulaşmak) isteyeni de aydınlığa ulaştırır ‘’gibi kesin ifadelere dayanan ayetlerde ‘’sapma ve doğru yolun’’ Allah’ın belirmesiyle gerçekleştiği görüşünü benimseyen insanoğlu kendini kaderci bir anlayışı teslim etmiş gibi görünür.Ayetlere parçacı bir yaklaşım ile bakıldığında böyle bir sonuca varılması olağandır.Ancak bizler Kuran’a bir bütün olarak bakmalıyız ki en doğru olan sonuca ulaşmak için..

Kuran’i kerim bir bütündür ve bazı ayetlerin bazı ayetleri açıkladığı hususu Kuranda açıkça ifade edilmektedir. İşte Kuran ayetlerinden sonuçlar çıkarmaya çalışırken bu hususa mutlaka dikkat edilmesi gerekir.Şimdi sözünü ettiğimiz bütünlük içerisinde Allah'ın hidayete kavuşturduğu kişinin bizzat kendi özgür iradesi ile hidayeti seçtiği ve bu sebeple Allah'ın o kimseyi hidayete kavuşturduğu,gibi sapkınlık hususunda da durum aynıdır.Çünkü özgür iradenin seçmesi sonucu oluşan Kulun kendi fiilinin neticesidir.

Başka ayeti kerimelerde Sapma ile alakalı mutlak ifadeler kullanılmıştır.

Vaktiyle Musa, kavmine: "Size Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde neden beni üzüyorsunuz?" dedi(ğinde kasdettiği şey işte bu gerçekti). Böylece onlar doğru yoldan saptıklarında Allah da kalplerinin hakikatten sapmasına izin verdi: çünkü Allah günaha gömülüp gitmiş bir toplumu doğru yola çıkarmaz.
(Saff 5)

Hayır, onların kalpleri, yaptıkları (kötülükler) ile pas tutmuştur!
(Mutaffifin 14)

Bakın, Allah, bir sivrisineği (hatta) ondan daha küçük bir şeyi örnek getirmekten kaçınmaz. İmana ermiş olanlara gelince, onun Rablerinden gelen bir hakikat olduğunu bilirler. Hakikati inkara şartlanmış olanlar ise, "Bu örnek ile Allah ne demek istiyor acaba?" derler. Bu yolla Allah, bir çoğunu saptırırken bir çoğunu da doğruya yöneltir, fakat fasıklardan başkasını saptırmaz. Onlar ki, (fıtratlarına) yerleştikten sonra Allah'a karşı taahhütlerini bozarlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi koparıp ayırır ve yeryüzünü fesada verirler: İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar.
(Bakara 26-27)

Ayeti kerimelerde Allah’ın vermiş olduğu misaller ile imana ermiş olanlar bunun bir hakikat olduğunu anlarlar, hakikati inkara şartlanmış olanlar ise şüphe ile baktıkları için, sapkınlığı tercihe yönelirler ve bu yöneliş sonucu fıtratlarındaki Allah’a verilen sözü unutarak fasıklar zümresine ilhak olurlar.Birlikteliğin emrettiği her hususta ayrılık ve fitne yayarak insanlar arasına nifakı saçarlar,bu saçtıkları nifak onları hüsrana götürecek yola zemin hazırlar.

Bu ve benzeri ayeti kerimelerden açıkça anlaşılan sapmanı ve hidayetin insanın kendi tavır ve davranışları sonucu olduğu hakikatidir.Tercih İnsanın özgür iradesine bırakılmıştır .Düşünün insanın özgür iradesi olmasa idi peygamberlerin hakka davetinin bir manası olmazdı,Özgür iradeye sahip olmamış olsa idik,Hakk olan davete icabet etmezdik..

Özgür irade olmamış olsa idi,yani iman etmeyi ve sapkınlığı tercihler önceden belirlenmiş olsa idi,gelmiş geçmiş tüm hakk davetçilerinin o kadar meşakkat zulüm zorbalık ve türlü eziyetlere katlanmalarına gerek kalmazdı.

Doğru yola ulaş(mak istey)enlere gelince, Allah, onların (kendi) rehberliği(ne uyma arzu ve yetenekleri)ni çoğaltır ve Allah'a karşı sorumluluk bilinçlerinin derinleşmesini sağlar.
(Muhammed-17)

Ayeti kerime dikkatlice incelendiğinde, ‘’Doğru yola ulaşmak isteyenler’’ emri gereği kendi özgür iradeleri sonucu sorumluluk bilinci ile hareketleri neticesinde Allah’ın o istek sahiplerini doğruya ulaştırır.Sapmada ısrar ederek sorumluluk bilincini terk ederek başı boş olduklarını zannedenler ise kendi iradeleri ile yapıp ettiklerinin karşılığı olan Azabı hak ederler.Allah El Adl olandır kimseye zerre kadar haksızlık etmez.

Kaderci bir bakış açısı ile mazeret ileri sürenleri Kuran şiddetle reddetmektedir:

ALLAH’tan başka şeylere ilahlık yakıştırmaya şartlanmış olanlar, "Eğer Allah dileseydi Ondan başkasına ilahlık yakıştırmazdık; atalarımız da (öyle yapmazdı); ve (Onun izin verdiği) hiçbir şeyi de yasaklamazdık" derler. Onlardan önce yaşamış olanlar da böyle yaparak hakikati yalanladılar, tâ ki azabımızı tadıncaya kadar! De ki: "Bize sunabileceğiniz (kesin) herhangi bir bilgiye sahip misiniz? Siz sadece (başka insanların) zanlarına uyuyorsunuz ve kendiniz tahminde bulunmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz."
(En’am-148)


Ayeti kerime’de ‘’ Eğer Allah dileseydi Ondan başkasına ilahlık yakıştırmazdık; atalarımız da (öyle yapmazdı)’’ mazeretini öne sürenlere Allah kendilerinden önce hakikati yalanlayanların sonunun ne olacağı hususunda acı bir azab ile müjdeler,Zan ile hareket etmek yoktur ya hakktır ya batıldır bunun ortası olmaz..Kişinin kendi özgür iradesi ile yapıp etmelerinde Allah’ın herhangi bir dayatması yoktur,İnsana istediği tarafı seçme hakkını tanımıştır.

Kur’an genelde marufu Allah’a Münkeri insanlara nispet eder.Kur’anın bu yönteminde ana ilke marufu insana nispet etmemesinde şımarıklığı önlemek,münkerde ise sorumluluk bilincini yüklemek hedef alınmıştır,hakikatte insanın özgür iradesi ile olur hayır da şerde .....

Konuyu daha net anlamak için şu örneği ele alalım:

Çocuk annesinden izin isteyerek oynamak için dışarı çıkmıştır,bir müddet sonra çocuğun kaza haberi gelir,bu durumda böyle bir annenin acısını dindirecek kader inancıdır,çünkü hangi anne yada baba çocuğunun kaza geçireceğini bilerek onu dışarı bırakması düşünülemez hiç bir zaman,şimdi burda anneyi teselli etmek isteyenler şu sözü söylerler ‘’Allah’ın takdiridir,eceli gelmiştir,kim ister ki çocuğuna araba çarpsın ‘’vb sözler ile teselli verilmeye çalışılır..Şimdi biz bu olayı baz aldığımızda Kur’anın bazen kaderci bazen özgürlükçü ifadelerini daha iyi anlarız .

Böyle bir olay esnasında anneyi teselli etmek için tamami ile kaderci bir yaklaşım sergileriz,anneye babaya ‘’Allah’ın takdiridir kaderi bu imiş eceli gelmiş ‘’ gibi sözler ile teselli ederiz.

Ama kazaya sebep olan araç sahibine karşı aynı yaklaşım ile sen ona çarpmasa idin yine ölecekti diyemeyiz,neden dikkatli olmadın önüne bakmadın neden hızlı idin vb sorgulamalar ile onu cezalandırmaya ve suçlamaya başlarız işte birine teselli vermek için kaderci yaklaşırken birini cezalandırmak için özgürlükçü yaklaşmalar gibi Kur’an’da bu bağlamda anlaşılmaya çalışılmalıdır yani kader gibi görünen olay teselli amaçlı söylenmiştir yada özgürlükçü bir bakış için sorgulayıcı tarzda verilmiştir İnsan her zaman yapıp ettiğinin mahsulünü alır kendi yapıp etmeleriniz Allah’a mal etmek kaderci pasif bir yaklaşımdır …..

Emekdar Üye 03Haziran 2010 00:18

Değerli bir kardeşimden bana gelen bir soruya cevap:
Soru şu küçük yaşlarda veyahut kendi iradesi dışında tecavüze uğrayanların özgür iradeleri dışında vukuu bulan olaylar nasıl değerlendirilmelidir:Örneğin bir bayan yolda yürürken yanında duran bir araçtan inen şahıs onu darp ederek aracına alır ve o insanın kendi iradesinin dışında bir haksızlık ve tecavüz yaşanır bu durumda o insanın ne suçu vardır benzeri sorulara cevap vermeye çalışalım Allahın izni ile:

Kur’ani kerimde insanın hem kendisine hem de başkalarının haklarına zulüm haksızlık haddini aşma söz veya hareketler ile aleyhte davranma sataşma saldırma sarkıntılık (tecavüz) etmesinden bahsedilir ve bu esnada şu soru akla gelmekte Allah neden zalimlere fırsat veriyor ?

Allah her şeyden haberdar olan her şeyden münezzeh olandır her şey ona muhtaçtır. Şimdi insan oğlunun olgunlaşması adına Allah insanlara hür irade vermiştir ki eğri ve doğru olanı bir birinden ayırabilsin.Zalim olanlara böyle bir fırsatın verilmesinde elbette hikmetler vardır .Mazlumun tam anlamı ile mazlum olmaması olgunlaşma sürecinde zulüm ve adalet zıtlarının lüzumlu oluşu zulmün tamamen kalkması hayatın ve insanların sınav gerçeğine ters düşer . Çünkü dünya hayatı yanlışlıkların varlığı ile oluşan bir mekandır.

Birbirine zıt olan Kavramların mücadelesi esasına dayanan dünya hayatı bu esaslar olmasa idi zaten Ahiret alemi gibi olurdu orda ne bir zulüm nede bir haksızlık söz konusu değildir.Zulüm hangi türden olursa olsun ‘’ Biz de yoldan çıkmalarından ötürü o zalimlerin üzerine gökten bir bela indirdik.’’ (Bakara 59)
‘’Sakın zalimlere eğilim, yakınlık göstermeyiniz’’(Hud 113) Ayeti kerimelerinde tarihin tüm evrelerinde çöken helak olanların yapmış oldukları zulümlerden olduğu açıkça ifade edilmektedir.

Zalimleri her daim helake (yıkıma) uğratan heva ve hevesleri,bilgisizlik gibi insanları karanlığa iten sebepler neticesinde kimse onlara yardımcı olamaz.zulüm her daim kendisi ile azgınlık ve tuğyanı getirir.Dikkat edilecek olursa Kuran her daim kanlı çarpışmalara karşıdır lakin zalimlerin mazlumlara yapmış olduğu zulümler neticesinde Allah onlara karşı savaşılması gerekliliğini cihad olarak farz kılıyor ve bu zalimlere karşı yapılacak olan kıyamın neticesi başarı ile sonuçlanır.Zalimlere karşı savaş sadece Müslümanların görevi değildir onur sahibi tüm insanlığın borcudur.İnsanlara zulmedenlere karşı her tür kıyam harekete serbest bırakılmıştır.

İnsanlara zulmedenlere, yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere karşı durulmalıdır. İşte can yakıcı azap bunlaradır.
(Şura 42)

Kardeşimizin sorduğu soruya daha net cevap verebilmek için ‘’Zulme rıza göstermek zalime karşı çıkmamak da bir zulüm olduğunu’’ idrak ederek bakmalıyız.Cuma hutbelerinde okunan şu ayeti kerimeyi dikkatlice anlamaya çalışalım:

Gerçek şu ki, Allah adaleti ve iyilik yapmayı, yakınlara karşı cömert olmayı emredip utanç verici ve arsızca olanı, akıl ve sağduyuya aykırı olanı ve azgınlığı, taşkınlığı yasaklıyor; ve size (böyle tekrar tekrar) öğüt veriyor ki, böylece (bütün bunları) belki aklınızda tutarsınız.
(Nahl 90)

İmdi, mesajlarımız hakkında ileri geri konuşan kimselere rastladığın zaman, bu kimseler başka konulara geçinceye kadar onlardan uzak dur; ve eğer Şeytan sana (yapman gerekeni) unutturursa, hiç değilse, hatırladıktan sonra, artık açıkça zulmeden böyle bir topluluğun içinde yer alma;
(Enam 68)

Kuran kendine bağlı olanları zalimlerle oturup kalkmayı dahi yasaklar çünkü Kuran bağlıları şunu iyi bilmeli ki zulüm ve zalimden başka düşmanımız yoktur.

O halde, artık zulüm ve baskı kalmayıncaya ve yalnızca Allah'a kulluk edilinceye kadar onlarla savaşın; ancak vazgeçerlerse, (bilinçli olarak) zulüm işleyenlerin dışındakilere karşı tüm düşmanlıklar sona erecektir.
(Bakara 193)


Din ayrılığı düşmanlık sebebi değildir. Başka dinlerdeki zalim olmayanlar, sizin dininizdeki zalimlerden daha iyidir Kur'anda imanın berraklığı ve aydınlığına işaret edilirken zulümle kirletilmemesi şartına bağlar.Fahşa olarak niteleyeceğimiz irade dışı zulümlere maruz kalanlar mazlumdur korunmalıdır,bu fiili işleyenler zalimdir elbette cezaları vardır.Ama şunuda iyi bilmeliyiz bu tür zulme uğramış olanları dışlamaktan ziyade bunlara destek olmak ve yaşamış oldukları bu zulmü onlara unutturmak bizlerin görevidir….


SAAT: 07:19

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320