Müslümanlarda Kurban Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Bir kurban bayramını daha geride bıraktık. Kurban kesimi sırasında günümüz müslümanının kurban ibadetine bakışını, kurban kesim şeklini irdelediğimizde, birçok çelişki ile karşılaşıyoruz. Günümüz Müslüman’ının Kurban paradoksuna geçmeden önce, kurban kavramı hakkında birkaç bilgi verelim. Kurban kesmek tarihten günümüze tüm inançlarda bereket getirmesi, ömrü uzatması, ruhu beslemesi vs. gibi değişik amaçlarla teşvik edilmiştir. Hayvanların kesim işlemi de amacına göre toplu halde, işkence çektirerek, karnını yarıp kalbini çıkararak, boğazlayarak vs. gibi değişik şekillerde yapılmıştır. Kurban her zaman kan ile ilişkilendirilmiştir. Kimi kültürlerde kan kutsanıp yere dökülmemesine özen gösterilmiş, kimi kültürlerde de yine kutsandığından dolayı akıtılıp sağa sola sürülmesi gerektiğine inanılmıştır. Sonuç olarak tarih boyunca kana birçok toplum tarafından değişik kutsi değerler atfedilmiştir. Günümüze geldiğimizde yukarıda saydığımız akıldışı inançların hala yaşama şansı bulduğuna tanık oluyoruz. Akıldan uzak amaçlarla hayvan öldürmeyi kutsayan inancın yanında materyalist kültürüne bağlı kimi şahıslarda kurban kavramını merhamet ve zulüm çemberi içine çekerek değerlendirmeye çalışırlar. Edebiyatın da yardımı ile hayvan sevgisini trajik bir üslup ile dile getirirler. Kurban Bayramında merhamet sözcüklerini üzerine basa basa kullanan materyalist duygu, herhangi bir zamanda sağlıklı et ihtiyacını karşılamak için süt kuzusu kestirebiliyor. Normal zamanlarda hayvan kesimi sağlıklı beslenme konusu olurken, kurban merhamet-zulüm kategorisine alınıyor. Materyalizmin merhamet dolu yüreği günümüzde at, eşek, köpek, domuz etlerinin modern tezgâhlarda sağlıklı dana eti olarak fahiş fiyata satılmasına karşı çıkmazken, fakirlerin sağlıklı beslenmelerine azda olsa katkıda bulunacak olan kurban ibadetine karşı çıkmayı bir güzellik olarak görür. Bir gerçek vardır, insan etçildir. İnsanoğlunun etçilliği süt kuzusu kavurması ile beslenen zenginlerde sağlıklı beslenme yolu olarak değerlendirilirken, kurban etinden faydalanan fakirlerde kötülenemez. Buraya kadar tarihin kurban ibadetine yüklediği anlam ile gayri Müslimlerin kurbana olumsuz bakışları ve bu olumsuzluğun kaynağını vermeye çalıştık. Müslüman dünyasına gelirsek; Günümüz Müslüman’ı kurban kavramını İslam’dan uzak bir bakışla değerlendirmektedir. Özellikle kurban = kan akıtmak düşüncesi İslam öğretisi ile çelişen bir düşüncedir. Bazı dinlerde yaratıcının kan görmek istediğine, kandan hoşlandığına inanılır. Hıristiyanlıkta da bu inanç vardır. Kanımca Hıristiyanlıktaki bu inanç Müslümanlara bulaşmış ve onları olumsuz etkilemiştir. Oysa kurban insan-hayvan ilişkisi üzerine kurulu değildir, hedeflediği şey zengin-fakir yani insan-insan ilişkisidir. Bununla birlikte kurban edilecek hayvan sağlıklı olmalı ve en az acı çekecek şekilde kesilmelidir. İslam’da kurbanın amacı Sosyolojik, psikolojik ve biyolojik olarak değerlendirilebilir fakat eğlenme, kan ile dans etme, hayvan keserek yaratıcıyı ya da başka birilerini onurlandırma olarak değerlendirilemez. İslam inancında kesilen hayvanın ne kanı nede eti Allaha ulaşmaz. Allah da kurbanın ne kanını nede etini istiyor değildir. Allahın istediği yoksullara yardım ederek takva sahibi olmaktır. Bazı zeki Müslümanlar kurban keserken kan akar, demek ki kurbanın amacı kan akıtmaktır düşüncesinde o kadar ileri giderler ki, kurban kan akıtmak değildir diyenleri islamı tahrif etmekle suçlarlar. Hayvanın gözlerini bağlamadan kesmek, hayvana bıçak göstermek, keserken ayaklarını bağlamayıp ani bir hareketle kontrolden çıkması ile daha çok acı çekmesine sebep olmak, yere yatıramadığı büyük baş hayvanın önce ayaklarını kesmek, kesemediği hayvanı bıçaklayarak yere yatırmaya çalışmak, hayvanın akan kanını kutsamak ve alınlara sürmek, hayvan henüz çırpınıyorken ayaklarını kesmek, kesilen kurbanı kimseye ikram etmemek, aynı apartmanda yaşayan zenginlerin birbirlerine kurban eti göndermeleri, faiz parası ile kurban almak, zekattan kaçarak kurban kesimine sığınmak ve malını zekat yerine kurbanla temizlemeye çalışmak, komşulara hava atmak için büyük baş hayvan kesmek, etin yağlı ve kemikli kısmını dağıtmak gibi anormallikler günümüz Müslüman’ında karşılaştığımız hareketlerdir. Kurban Allaha yakınlaşmak için bir araçtır. Anlamı düşünseldir ama ibadetin kendisi eylemseldir. Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail kıssasında anlamını bulan kurban, Allaha yakın olmak için en çok değer verilenden vazgeçebilme imtihanıdır. İnsan ailesini, dostunu, yoldaşını, üstadını vs.en çok sever, ancak insanın insanı bir şeyler için feda etme, harcama hakkı yoktur. Her birey kendi hayatını neye harcayacağına kendisi karar verebilme hürriyetine sahiptir. Bu sebeple kurban ibadeti amacı itibarı ile en çok sevdiğinden vazgeçebilmeyi gerektirirken, uygulamada dünya malına duyulan sevginin kırılması olarak mevcudiyet kazanır. Dünya malı arasında en çok ihtiyaç duyulan şey besindir. İlim, rahatlık, huzur, sağlık, güvenlik gibi zaruri ihtiyaçların hiçbiri besin kadar öneme sahip değildir. Bundan dolayı kurban en çok ihtiyaç duyulan, dolayısıyla en çok istenen, sevilen şeyi, yani besini infak etmeyi emreder. İnsanoğlunun beslenmesinde et ayrı bir öneme sahip olduğundan, kurban fakirlere sağlıklı et ikram etmeyi emreder. O halde kurban şudur; insanoğlu kendisini dünyaya bağlayan tatlı parasını harcayacak ve sağlıklı bir hayvan satın alacaktır. Sonra aldığı hayvanı kesecek ve et ihtiyacını karşılamada zorluk çeken fakirlere dağıtacaktır. Bunu yaparken övünmeyecek, ikramda bulunduğu fakirleri küçümsemeyecek, etin yağsız ve kemiksiz kısmını dağıtacak, hayvanı keserken İslami usullere göre kesecek, hayvanın ne etini nede kanını kutsamayacaktır. KARAKÖSE |
SAAT: 18:10 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.