Hakk ve Batılın çıkışı,İlk İnsan Adem (a.s) çocukları arasında vukuu bulmaktadır.Habil ile Kabilin arasında baş gösteren bir savaştır.İnsanlığın yaradılışından itibaren,Hakk ve Batıl her asırda varlığını göstererek,günümüze dek gelmiştir.Üzerinde durulup düşünülmesi gereken mevzuu,Bir birinin tam zıddı olan bu iki kavramın,ayırt edilmesi ve neyin Hakk neyin ise Batıl olduğunun tespit edilebilmesidir.

Batılın varlığı her daim Hakkın varlığından yararlanma sureti ile ortaya çıkmıştır,Allah’u teala Hakk ve Batılı Kuran’i Azimuşşanda şöyle belirtmektedir.

(Allah) Gökten bir su indirdi de dereler kendi miktarınca çağlayıp aktı. Sel de yüze vuran bir köpük yüklendi. Bir süs veya bir **** sağlamak için ateşte üzerine yakıp-erittikleri şeyler (madenler)de de bunun gibi bir köpük (artık) vardır. İşte Allah, hak ile batıla böyle örnekler verir. Köpüğe gelince, o atılır gider, insanlara yarar sağlayacak şey ise, yeryüzünde kalır. İşte Allah örnekleri böyle vermektedir.
(RA'D/17)

Ayeti kerime’de Batılın suyun üzerindeki köpük misali akıp gittiğini,Yani köpüğün hareketinin suyun gidişatına bağlı olduğunu.Köpüğün kendi başına hareket ettiği ilk bakışta görülse dahi,Esas olanın Su olduğunu Hakikat olarak ortaya çıkmaktadır.Yaradılıştan günümüze kadar,Tağutlar, Zorbalar,Zalimler,Müstekbirler,Nemrutlar,Firavunla r,Kisralar,Ebu Cehiller,Yezitler,Enver Sedatlar, Saddamlar,Pehleviler,Kral Fahtlar,Hafız Esatlar, Şar'onlar ……Bu ve benzeri Diktatörler Batıl oldukları halde her daim kendilerini Hakk olarak gösterme sureti ile, Mazlum ve Mustazaf insanları sömürerek,Zulümlerine zulüm katmışlardır.

Yalnız Bu Batıl Diktatörlerin yapmış oldukları Haksızlıklar,ebedi olarak devam edememiştir.Çünkü bu batılı ayakta tutmaya çalışanlara karşı,Hakk ile ortaya çıkanlar bunlar ile Allah adına mücadele ederek,bu Batılın yok olmasına gayret etmişlerdir.

Batılın gücünü Hakk üzerinden aldığını belirtmiş idik.O zaman Hakk gücünü nerden almaktadır ki bu saymış olduğum,Diktatör yönetimlerin,kişiliklerin,her tür imkan ve kuvvete sahip olmalarına rağmen bir anda hiç beklenmedik bir şekilde sırtlarını yere getirerek mağlubiyete mahkum etmişlerdir bu soruyu şöyle cevaplayalım?

Hakk İlahi kaynaklı olup,İnsan fıtratında bulunan bir güçtür,Hakk Allah’ın varlık aleminin temelinde,Halk ettiği bütün varlıklar arasında bir hukuk kanunudur.Hakk İlahi kaynaklı kanunlar Batıl ise Şeytani kaynaklı beşeri kanunlardır.Hakk her daim ebedi bir özelliğe, Batıl ise zelil olmaya yenilgiye ve yok olmaya mahkumdur.Batılın karşısında her daim Hakkın galip gelmesinin ana sebebi;İlahi kaynaklı olması ve İnsan fıtratındaki özelliği ile vücuda gelmesidir.


Gerçek (hak) Rabbinden (gelen) dir. Şu halde sakın kuşkuya kapılanlardan olma.
(Bakara 147)

Allah’u Teala bu ayeti kerime ile Hakkın rabbimizin katından olduğunu,ve kuşkuya kapılmamaları için insanları uyarmaktadır.Örneğin Akleden insanlar olarak şöyle düşünelim Hakk ve Doğru olmasa idi? Batıl ve Yalan da olmayacaktı Çünkü Batıl ve Yalan kendini, Hakk olarak göstererek kitleleri kendi peşinden sürükleyebiliyorsa bu kitlelerin amacı Hakk ve Doğru olduğuna inandıkları için Batıl ve Yalanların peşinden gitmeleridir.Yalnız Aklederek bu boş ve mesnetsiz,menfaate yönelik söylemleri kabul etmek İlahi fıtratları gereği. Hakkı ve Batılı ayırt edebilen akli selim insanların yapacakları bir şey değildir.Çünkü kendilerine Rehber olarak aldıkları KURAN ve SÜNNET’TİR.

Hiç şüphesiz din, Allah katında İslam'dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir.
(Ali İmran-19)

Asrımızda Batıl,Hakkın karşısında farklı farklı isimler ile,Hakk kimliğine bürünerek, kendi hedefleri için her türlü Şeytani güçten yararlanarak,Tağuti sistemleri,Rejimleri ve İdeolojileri Hakktan yanaymış gibi gösterip her tür imkanları ele geçirerek İnsanlardan yardım almaktadırlar bu tür yapılanmalar Amelde Batıl oldukları gün geçtikçe açıkça ortaya çıkmaktadır.Mesela İnsan Hakları adı altında ortaya çıkmış olan bir çok yapının kendi Emperyalist hedefleri uğruna İnsanları sömürmekten geri durmadıkları,Beşeri sistem ve kanunları sömürgecilikten başka bir şey değildir.

Mevlüt Hönül
12/11/2009
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]