Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Kur’an’a göre resûl ve nebi kavramları (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/18006-kurve8217anve8217a-gore-res%FBl-ve-nebi-kavramlari.html)

BEDİİ HAMİT 11 Ekim 2010 18:29

Kur’an’a göre resûl ve nebi kavramları
 
KUR’AN’A GÖRE RESÛL VE NEBİ KAVRAMI NEDİR ?

Dinimizde anlaşılmayan kavramlardan bir taneside Resul ve Nebi kavramıdır. ALLAH TEALA iki çeşit elçi gönderir. Bunlara "Resuller" ve "Nebiler" denir. Bizim türkçemizde "peygamber" olarak kullandığımız deyim, arapçadaki "nebi" kavramına eşdeğerdir.

Resul Allahın elçisidir, peygamberde olabilir, olmayabilir de
Nebi ise kendisine kitap verilmiş peygamber elçidir.

Veya Resul kendisine kitap verilmiş Alahın elçidir. Nebi olunmadan Resul olunmaz” Veya resul olunmadan Nebi olunmaz

DOĞRU MUDUR ?

YUKARIDAKİ İFADELERDEN HANGİSİ DOĞRUDUR ?

Yakın bir zamana kadar ben de bu kavramları yanlış biliyordum ( Resul kendisine kitap verilen kimse , Nebi ise kendine kitap verilmeyen kitab verilen resulun şeriatıni icra eden kimse diye )

Fakat kuran ayetleriyle yaptığım araştırma ve inceleme sonuçları bunun bu şekilde olmadığını gösteriyor. Kuran ayetleriyle yaptığım inceleme ve araştırma çalışmalarımın sonuçlarını sizinle paylaşmak istiyorum..

O halde nedir Nebi ? Nedir Resul ? Aralarındaki fark nedir ?

Kuranda geçen Nebi ve Resul kelimeleri arasında hemen hemen hiç fark yok gibi ( Küçük bir ayrıntı dışında ) . Bu kavramlar birbirini gayet bütünleyici kavramlardır. Biri olmayınca diğeri de olmuyor. Örneğin Resulun resul olabilmesi için Nebi olması gerekiyor. Yani Allahtan insanlara iletecek bir haber alması veya bu konuda Allah ile iletişim içinde olması gerekiyor ki, Aksi halde resul olması mümkün değil.

Devam edeceğim

BEDİİ HAMİT 12 Ekim 2010 17:44

Madem ki Resul ile Nebi aralarında pek önemli fark yok ise

KURAN NEDEN İKİ FARKLI KELİME KULLANIYOR.

Kuran bu iki kelimeyi neden ayırmış aynı kelimelerle değil de farklı kelimelerle izah etmiş ?

Allah iki kelime kullanmışken biz onu teke indiriyoruz. O nebi ve resul derken biz peygamber diyoruz. Bu belki de beşer mantığı ile Allahın niyetini anlama kehanetine yeltenip Allahın kelime israfı yaptığı savına katılmak manasına gelir. Yani peygamber kelimesi ile iktifa etmek Allah gereksiz yere nebi ve resul kelimelerini kullandı demektir.

Kuran nebi ve resulu başka bir anlam ifade etmeli ki ikisini ayrı ayrı kullanmış.

O halde Rasul ve Nebi nedir. Kurana uyan tanımı nedir ?

Kurana uyan tanımı derken derken ayetlerle bu açıklama ve izah nasıl yapılmış demektir.

Devamı var

Yitiksevda 13 Ekim 2010 00:09

Ellezine yettebiuner rasulen nebiyyel ummiyyellezi yecidune mektuben indehum fit tevrati vel incil, ye'muruhum bil ma'rufi ve yenhahum anil munkeri ve yuhillu lehumut tayyibati ve yuharrimu aleyhimul habaise ve yedau anhum israhum vel ağlalelleti kanet aleyhim, fellezine amenu bihi ve azzeruhu ve nesaruhu vettebeu nurallezi unzile meahu ulaike humul muflihûn.

Onlar ki, ellerindeki Tevrat’ta ve (daha sonra da) İncilde tanımlanmış bulacakları Elçinin, okuması yazması olmayan Habercinin izinden gidecekler (ve o Elçi ki) onlara yapılması doğru olanı buyurup yapılması yanlış olanı yasaklayacak; yine onlara temiz ve hoş şeyleri helal, kötü ve çirkin şeyleri haram kılacak; onların sırtlarına vurulmuş yükü indirip boyunlarına geçirilmiş zincirleri çözecek. Ve sonuç olarak, ona inanan, onu yüce tutup destekleyen ve yücelerden bahşedilen ışığın ardına onunla birlikte düşenler; işte böyleleri, nihai kurtuluşa, esenliğe erişen kimseler olacak".
(Araf-157)

Bununla birlikte, senden önce her ne zaman bir elçi ya da haberci göndersek ve bu (elçi ya da haberci) ne zaman (uyarılarına olumlu tepkiler almayı) umut etse, Şeytan mutlaka o'nun güttüğü nihai amaca gölge düşürmeye kalkışmıştır; ama Allah Şeytan'ın düşürmeye çalıştığı gölgeyi giderir ve mesajlarını kendi içlerinde açık ve anlaşılır kılar ve birbirleriyle açıklar; çünkü Allah doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen, mutlak ve sınırsız bilgi Sahibidir
(Hac-52)

Kur’ani kerimde Peygamberler için ‘’Nebi’’ ve ‘’Resul’’ terimleri kullanılmaktadır. Üstte vermiş olduğum ayeti kerimelerde ise Allah Resulüne hitaben hem nebi hemde resul birlikte kullanılmıştır.

’Nebi’’ Terimi : Allah tarafından insanlar arasından seçilmiş olan vahiy alan ama yeni bir şeriat ve kitap verilmeyen kendisinden önceki peygamberin kitabı ve şeriatı ile hükmeden peygamberdir.

İnnehu lekavlu resulin kerîm. Zi kuvvetin 'inde zil'arşi mekîn.

Bakın, bu (ilahi kelam), gerçekten soylu bir elçinin (vahyedilmiş) sözüdür,

Güç bahşedilmiş, kudret ve egemenlik tahtının Sahibi nezdinde emin kılınmış.
(Tekvir-19-20)

Allahu yastafi minel melaiketi rusulev ve minen nas, innellahe semium besîr.

(Sınırsız kudret ve nüfuzuyla) Allah meleklerden de, insanlardan da elçiler seçer. Ama yine de her şeyi gören, her şeyi işiten Allah'tır:
(Hac-75)

''Resul'' ise hem peygamberlere hem Meleklere. Tekvir Suresinde Melek Hacc suresinde Melek ve İnsan için kullanılmıştır. Resul İnsan için kullanıldığında Allah tarafından insanlar arasından seçilen, Vahiy alan yeni kitap ve şeriat ile gönderilen elçi. Bu anlam ile bakıldığında Hem Resul Hem Nebidir. Ama Nebi Resul değildir.

Ya eyyuhen nebiyyu inna erselnake şahidev ve mubeşşirav ve nezira.

(Sana gelince,) ey Peygamber, unutma ki Biz seni (hakikatin) bir şahidi, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik,
(Ahzab-45)

Ya eyyuher rasulu belliğ ma unzile ileyke mir rabbik ve il lem tef'al fe ma bellağte risaleteh, vallahu ya'simuke minen nas, innellahe la yehdil kavmel kâfirîn

Ey Elçi! Rabbinden sana indirilenleri tebliğ et: Sen onu tam yapmadığın sürece Rabbinin mesajını (hiç) yaymamış olursun. (Görevini yaparsan) Allah seni (inanmayan) insanlardan koruyacaktır. Allah, hakikati inkâr eden insanları doğru yola iletmez.
( Maide-67)

Hz Muhammed (s.a.a) Hem Resul hem Nebidir. Hem Yeni Kitap ve Şeriat verilmiştir hemde Eski Şeriatleri tasdik etmiştir. Lakin Kur’an Allah resulüne ayrı bir hitap ile Nübüvvet ve risaletin onunla son bulduğunu Peygamberler halkasının onunla tamamlandığını ve dinin onun ile kemale ediğini açıkça bildirmiştir...

Ma kane muhammedun eba ehadim mir ricalikum ve lakir rasulellahi ve hatemen nebiyyin, ve kanellahu bi kulli şey'in alima.

(Ve bilin ki, ey müminler,) Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir, fakat o, Allah'ın Elçisi ve bütün peygamberler'in Sonuncusu’dur. Ve Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
(Ahzab-40)

Ayeti kerimede dikkat edildiğinde Resul terimi ile Allah’ın elçisi Kitap ve Şeriat verilmiş olan Peygamberimize hitap ediyor iken Nebi terimi bütün Peygamberler için kullanılmıştır. Buda Bütün Peygamberlerin Nebi olduğunu Ama Her Nebi Olanın Resul olmadığını izah etmeye yetmektedir. İkisinin temel özelliği Allah’tan gelmiş olan Vahiyler ile İnsanlara hitap etmeleri bir birlerini tasdik etmeleri.

BEDİİ HAMİT 13 Ekim 2010 00:47

Alıntı:

Anladım arkadaşım sizi, Siz galiba İSKENDERİ anlatacaksınız.....


taahminimce bu İSKENDERİN ZEMİNİ......



BAKALIM.......


O halde iyi bak !

Ne açıklayacağım ve ne söyleyeceğim, bakalım tahminin tutacak mı ?

Sıkı izle ki, ayetlerle resul ve nebi kavramlarının ne olduğunu öğrenelim.

BEDİİ HAMİT 13 Ekim 2010 00:56

Değerli yitiksevda kardeşim,

Alıntı:

Resul İnsan için kullanıldığında Allah tarafından insanlar arasından seçilen, Vahiy alan yeni kitap ve şeriat ile gönderilen elçi. Bu anlam ile bakıldığında Hem Resul Hem Nebidir. Ama Nebi Resul değildir
Demişsiniz,

Ben buna katılmıyorum,

İsterdim ki Kuran ayetleriyle yaptığım değerlendirme çalışmam bitsin, daha sonra birbirimize açıklamada bulunalım eksik yönlerimiz var ise düzeltilsin.

Saygılarımla


BEDİİ HAMİT 13 Ekim 2010 01:50

Alıntı:

ayrıca ALLAH KURANDA KENDİNDEN BAHSEDİNCE bizde,diyor ,BENDE diye beyen ediyor...
İki farklı kelimeyi her zaman aynı anlamda kullanmamıştır. Biz her zaman yalnızca sadece ben manasına gelmiyor. Biz kelimesini ben anlamında kullandığı ayetler de var, sadece ben anlamında kullanmadığı ayetler de var.

Alıntı:

Resul Allahın elçisidir, peygamberde olabilir, olmayabilir de[BEDİİ HAMİT ALINTI]

Ola bilir mi ,olmaya bilir mi ,

seçin hangisi.......
Şimdilik kısa cevaplayayım bu sorunuzu, ancak değerlendirme çalışmam bitmeden bir eleştride bulunmayın, çalışmamın bütünlüğü bozulmasın. Kuran ayetleriyle değerlendirme çalışmam peş peşe gelecektir. Çalışmam bittikten sonra hangisine katılmadığınızı, hangisini yanlış bulduğunuzu hem soru ile ve hem de delilleriyle izah ederek katılırsanız bu konuya katkıda bulunmuş olursunuz.

SÖYLEDİĞİMİZ SÖZ ŞU İDİ

Resul Allahın elçisidir, peygamber de olabilir, olmayabilir de

PEYGAMBER OLMAYAN MELEK VE CİN RESÛLLER

KURANDA RESUL KAVRAMI umumîdir, sadece insanlara has bir olgu değildir, melekleri de cinleri de muhtevasına almaktadır. Ama PEYGAMBERLİK (nübüvvet ) hususidir, sadece insana hastır. Meleklerden ve cinlerden PEYGAMBER yoktur.

Melek Resuller: Meleklerin PEYGAMBER olduğuna dair Kur'ân-ı Kerim'de hiçbir işaret yoktur. Meleklerin Resul kılındığı Fatır-1'de açıklanmaktadır.

FATIR 1: Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı RESULLER yapan Allah’a mahsustur. O, yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter

AYETE GÖRE MELEKLER MADEM Kİ RESULLER OLARAK SEÇİLMİŞ BUNLAR ÜÇER DÖRDER KANATLI PEYGAMBERLER MİDİR ?

HACC - 75: Allâhu yastafî minel melâiketi rusulen ve minen nâs(nâsi), innallâhe semîun basîr(basîrun).

Meali :Allah, meleklerden ve insanlardan resûller seçer. Muhakkak ki Allah, en iyi işitendir, en iyi görendir.

Allahû Tealâ bu âyetle resûllerin sadece insanlardan olduğunu zannedenlere meleklerden de resûller seçtiğini ifade etmektedir.

İBRAHİM PEYGAMBERE GELEN MELEK RESULER PEYGAMBER MİYDİ ?

HİCR 57 :(İbrahim peygamber) Ve dedi ki: Ey elçiler! (eyyühel mürselün). Artık işiniz- göreviniz nedir?.

Ayete şöyle bir meal vermek mümkün mü ?

İbrahim peygamber onlara dedi ki: EY PEYGAMBERLER (EY RESULLER ! ) Göreviniz nedir ?.

HİCR 58: (PEYGAMBERLER ) Resuller dediler ki: Muhakkak biz, suçlu olan bir kavime gönderilmişizdir (ursilne).


MERYEM ANNEMİZE GELEN EN BÜYÜK MELEK RESUL CEBRAİL DE PEYGAMBER DEĞİLDİ.

MERYEM 19: Cibril- dedi ki: Gerçekten ben, sana temiz bir oğlan vermek için sırf Rabbinin sana gönderdiği resulum"

Rabbinin ancak bir Resûlüyüm. Ayetini

Rabbinin sana gönderdiği peygamberiyim diye mi anlarsınız.

Tekvir (19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada itaat edilen, güvenilir bir resulun (Cebrail’in) getirdiği sözdür.

Melek resul olan cebrailin getirdiği sözü, güvenilir bir peygamber mi diye anlarsınız veya anlıyoruz.

İşte açıklamasını yaptığım ve söylemek istediğim söz bu idi.Resul Allahın elçisidir, peygamber de olabilir olmayabilir de

Çünkü,KURANDA RESUL KAVRAMI umumîdir, sadece insanlara has bir olgu değildir

Resul İnsan için kullanıldığında dahi her zaman peygamber anlamında değildir.(RESUL KAVRAMININ umumî olmasından dolayı) Yusuf 50. ayeti Firavunun elçisine de Resul der.

ALLAH Firavunun elçisine de RESUL diyor, kendi elçisine de RESUL diyor ise şimdi Firavunun elçisi oldu mu bir peygamber ?

Ancak Resullah denildiğinde pek tabii ki, Allah tarafından insanlar arasından seçilen, Vahiy alan ve aldığı vahyi insanlara duyuran ve tebliğ eden bir elçi anlamına gelir.

Daha geniş açıklamada bulunacağım

Yitiksevda 13 Ekim 2010 08:42

Sayın abim siz bitirin sonra birlikte değerlendirelim Allah razı olsun...

BEDİİ HAMİT 14 Ekim 2010 02:42

Kur’an-ı Kerîmde peygamber kelimesinin yerine Resûl ve Nebî kelimeleri geçmektedir ki, Resul elçi ve Nebi de haber getiren anlamındadır

Kuranda bir tane bile peygamber kelimesine rastlayamazsınız . Çünkü Peygamber farsça bir kelimedir. Zaten bütün kargaşa buradan çıkıyor. Peygamberimiz hatemül enbiyadır. Nebilerin sonuncusu ama Resul kelimesi Kuranda Firavunun habercisi olarak bile kullanılmaktadır. alalade bir haberci yani elçi. Peki bu durumda Firavunun postacısı ( Elçisi ) peygamber miydi ?

Peygamber Farsçadır, resul veya nebi anlamında kullanılır.

Peygamber kelimesi peygam, peyam (=haber) ve ber (=getiren) kelimelerinden oluşmuş birleşik bir isim sıfat veya isim olup Farsça’dır

Peygamber, Farsça'da "haber taşıyan ve elçi" anlamlarına gelir

Resul, gönderildiği kimselere tebliğ etmek üzere elçilik vazifesini taşıyan kimsedir.

Resullah; Allah'ın seçtiği ve kendisine vahyettiğini tebliğe memur ederek insanlara gönderdiği kimsedir.

Resul kelimesi gönderilen manasına gelir ve Türkçedeki karşılığı elçidir. Kuran çevirilerinde elçi manasına gelen “resul” kelimesi ya aynen “resul” diye ya da “Peygamber” diye çevrilir. Kuran’da geçen “resul” kelimesinin tam karşılığı “elçi” kelimesidir. Bu kelime hem Allah’ın elçisi, hem de herhangi bir elçi manasında kullanılır. “Resul” diye geçen kelimeyi “elçi” diye çevirmek tam doğru bir çeviri olmaktadır. Bu elçi bir iş için bir yere görevli olarak gönderilmiş herkes olabilir. Allahın gönderdiği bir melek olabilir. Bir insan olabilir. Bir cin olabilir.Kurani Kerimdeki ilgili ayetler incelendiğinde bu çok net anlaşılır.Allahın Resulleri ardı kesilmeksizin sürekli gelmişlerdir.

Aşağıdaki ayetler de göreceğiz ki Allah Resul kavramını, elçi tayin ettiği, görevlendirdiği herkes için kullanmıştır. Yani anlayacağımız tabirle bunlar Peygamber değildir. Ama Peygamberler (Nebiler) için de aynı kelime kullanılmıştır. Bütün nebiler aynı zamanda resuldürler. İnsan olan her Allahın resulu de aynı zamanda bir nebidir.

Belkısın Hz. Süleymana gönderdiği elçiler Kuranda resul diye isimlendirilmiştir
NEML - 35 : Ve gerçekten ben onlara hediye göndereceğim. Böylece bakalım resuller ne ile dönecekler? .

Firavunun Hz. Yusufa gönderdiği elçi Kuranda resul diye isimlendirilmiştir.

YUSUF - 50 : Ve Melik: Onu bana getirin. dedi. Böylece ona, resul geldiği zaman Yusuf: Efendine dön ve ellerini kesen kadınların hali nedir, ona sor. dedi. Muhakkak ki; Rabbim onların hilelerini en iyi bilendir.

Melekler için resul yani elçi tabiri kullanılmıştır
Hac75: Allah insanlardan da ve meleklerden de resuller seçer. Muhakkak ki Allah, en iyi işitendir, en iyi görendir.

Ölüm melekleri için de Allah "resullerimiz" buyurmuştur
EN'AM - 61 : Ve O, kullarının üstünde kahhardır (kuvvet ve güç sahibidir).Ve üzerinize muhafaza edici (koruyucu) gönderir. Sizden birinize ölüm gelince, onu Resullerimiz vefat ettirir. Onlar (bunu yaparken) kusur etmezler.

Allah Kiramen Kâtibin meleklerinden de resul diye bahsediyor
ZUHRUF - 80 :Yoksa onlar; Bizim, onların sırlarını ve fısıltılarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, onların yanlarında bulunan Resullerimiz (kiramen kâtibin melekleri), yazıyorlar.

Cebrail A.S için de resul tabiri kullanılmıştır.
Tekvir (19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada itaat edilen, güvenilir bir resulun (Cebrail’in) getirdiği sözdür


Meryem18,19: Dedi ki : "Eger sen sakınanlardan biri isen senden Rahman'a sığınırım". (Cebrail A.S.) Dedi ki :" Şüphesiz ki ben tezkiye olmuş bir oğlan çocuğu vermek için gelen Rabbinin resulüyüm'

HUD69: Ve andolsun Resullerimiz İbrâhîme müjde ile geldiler: Selâm dediler. O da: Selâm dedi. Bunun üzerine, çok geçmeden kızarmış bir buzağı getirdi.

HUD7: Ve resullerimiz Luta geldiği zaman onlardan dolayı üzüldü ve içi daralıp, telaşlandı. Ve: Bu çok kötü bir gün. dedi.

Resul kelimesi cinler için kendi içlerinden resuller tabiri ile kullanılmaktadır.
ENAM–130: Ey insan ve cin topluluğu! Size ayetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran içinizden resuller (elçiler) gelmedi mi? Kendi nefislerimize şahit olduk. dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.

HAC – 75: Allah, meleklerden ve insanlardan resuller seçer. Muhakkak ki Allah, en iyi işitendir, en iyi görendir.

BEDİİ HAMİT 14 Ekim 2010 03:03

Kur’an-ı Kerîmde peygamber kelimesinin yerine Resûl ve Nebî kelimeleri geçmektedir ki, Resul elçi ve Nebi de haber getiren anlamındadır

Peygamber ALLAH tarafından gönderilen elçi ve haberci demektir. Görevleri ALLAH Teala’dan aldıkları bilgileri, haberleri, emir ve yasakları insanlara tebliğ etmekten ibarettir. “Resulün görevi tebliğden ibarettir( Maide 92)

Arapça'da, peygamber kelimesinin karşılığı olarak, gönderilmiş ve elçi demek olan resul ve mürsel kelimesi kullanılır. Çoğulları "rüsul" ve "mürselün"dür. Nebi de Allah'ın emir ye yasaklarını insanlara haber veren.peygamberdir.....Nebinin çoğulu enbiyadır.

Peygamberin özelliği Nübüvvet ve Risalet makamı sahibi olmasıdır

NÜBÜVVET Makamı (Nebi olmak)

RİSALET Makamı (Resul olmak )

Resulün vazifesine Risalet, Nebinin vazifesine Nübüvvet denir.

Nebi de peygamber demek olup, Allah Teâlâ'nın emir ve nehiylerden vahyeylediği ahkâmı tebliğ etmesi için insanlara gönderdiği zattır. Nübüvvet (nebîlik) her resulun zorunlu vasfıdır. Yani her Resul Nebidir. Her nebi de bir Resuldur

Nebî kelimesi, haber anlamına gelen "nebe'e" den türemiş olup ism-i fail manasına "haber veren", veya ism-i mefûl manasında "kendisine haber verilen" demektir. Veyahut bünyesinde her iki manayı da bulundurarak elçilik ve tebliği de ifade eder.

Tebliğ, Nebi ile Resulun müşterek vasfıdır Tebliğ, Nebi ile Resulun müşterek vasfı olduğuna göre her Resul Nebidir ve her Resul de Nebidir. O bakımdan kuran da hem Resul ve hem de Nebi için peygamber anlamı da çıkar.

Alıntı:

Resul İnsan için kullanıldığında Allah tarafından insanlar arasından seçilen, Vahiy alan yeni kitap ve şeriat ile gönderilen elçi. Bu anlam ile bakıldığında Hem Resul Hem Nebidir. Ama Nebi Resul değildir.
Bu ifadeye katılmadığımı önceden de söylemiştim. Bakalım bu ifade tarzına kuran onay veriyor mu vermiyor mu ?
Devamı var

BEDİİ HAMİT 14 Ekim 2010 18:02

Kitap gönderilen peygambere Resul denir. Nebi, kendinden önce gelen Resulün dinini tebliğ eden peygamberdir. Yeni din getirmeyip, önceki dine davet eden peygamberlere Nebi denir.

Yani Resul Müstakil bir şeriat getiren veya evvelki peygamberin şeriatına yeni hükümler ilave eden peygamberdir. Nebi ise Kendisinden önce veya zamanındaki resulun şeriatına tabi olan peygamberdir. Her resul aynı zamanda nebidir, fakat her nebi resul değildir

Resul kitap gönderilen mi demektir? ‏

Bu ifade doğru mudur ?

Kurana uyan ifade midir ?

Şayet bu ifade doğru ise kuran bu düşünceye onay veriyor mu ? Vermiyor. Çünkü bazı ayetlerle örtüşmüyor.

Ankebut suresinin, (Ona [İbrahim’e İsmail’den sonra] İshak ve Yakub’u da bağışladık. Nebiliği ve kitapları [Tevrat’ı, İncil’i, Zebur’u, Kur'anı], onun soyundan gelenlere verdik)

Mealindeki 27. âyetinde, İbrahim aleyhisselamın soyundan gelenlere nebilik verildiği gibi kitap verilen resuller de vardır. (Beydavi, Medarik, Celaleyn)

Diye açıklamışlardır.

Şayet Resul kitap gönderilen demek ise bu ayet ifadesi açık ve net değil.

Dikkat ki, ayette Resulun adı bile geçmiyor. Zikredilmiyor.

Ayette nebilik ile kitaplar bir arada zikrediliyor, Ayette nebilik ile kitaplar bir arada zikredildiğine göre O halde kitap verilenler resuller olmayıp nebilerdir anlamı bu ayette daha baskın çıkar.

Daha net ve açık ayet var ki o da Bakara 213 ayetidir

Bakara 213 ayetinde açık geçer nebilik diye ve nebinin tanımını özellekleriyle verir . Sanki Ankebut 27 ayetini tefsir eder.

Kânen nâsu ummeten vâhıdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeşşirîne ve munzirîne, ve enzele meahumul kitâbe bil hakkı li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi), ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen beynehum, fe hedâllâhullezîne âmenû li mâhtelefû fîhi minel hakkı bi iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin)

Meal: İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak NEBİLERİ -peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçık deliller geldikten sonra, aralarındaki kıskançlıktan ötürü dinde anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeği izniyle gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir.

Bu ayetle açıkça onlarla birlikte (enzele meahumul kitâbe) kitapları gönderdiği söyleniyor.

Onlara yani NEBİLERE KİTAP İNDİRDİĞİNİ APAÇIK SÖYLÜYOR.

Resul kendisine kitap verilen ve kitap getiren ise bu ifade ayetle çelişkiye düşüyor ve onay vermiyor.

devamı var





BEDİİ HAMİT 15 Ekim 2010 00:28

Alıntı:

güzel abim bitince bitti deyin değerlendirmeye katılacağım inşaallah...
Güzel kardeşim, elbette sonuç bölümü ile bitti diyeceğim İnşallah,

Hemen hemen resul ve nebi ile ilgili kurandaki tüm ayetleri tek tek değerlendirmeye alacağımdan biraz uzun sürebilir.

Değerlendirmenizi katkılarınızla bekler, saygılarımı sunarım.

BEDİİ HAMİT 15 Ekim 2010 17:24

Kitap gönderilen peygambere Resul denir. Nebi, kendinden önce gelen Resulün dinini tebliğ eden peygamberdir. Yeni din getirmeyip, önceki dine davet eden peygamberlere Nebi denir.

Yani Resul Müstakil bir şeriat getiren veya evvelki peygamberin şeriatına yeni hükümler ilave eden peygamberdir. Nebi ise Kendisinden önce veya zamanındaki resulun şeriatına tabi olan peygamberdir. Her resul aynı zamanda nebidir, fakat her nebi resul değildir

Resul kitap gönderilen mi demektir? ‏

Bu ifade doğru mudur ?

Kurana uyan ifade midir ?

VEYA

Resullük makamında nebilik makamı da vardır. Yani her resul nebidir; Fakat her nebi resul değildir. Yeni bir din getiren peygambere (Resul) denir. Yeni din getirmeyip, insanları önceki dine davet eden peygamberlere (Nebi) denir .

Yukarıdaki görüşün tam tersi olarak Nebilik makamında Resulluk makamı da vardır. Her Nebi Resuldur. Nebi kendisine kitap ve şeriat verilen peygamberdir. Resul önceki Nebinin şeriatine uyar .Yeni din getirmeyip, insanları önceki dine davet eden peygamberlere Resul denir .

Kendisine kitap,suhuf verilene Nebi denir. Kendisinden önceki Nebinin kitabıyla elçilik yapanlara da Resul denir.Yani her Resul Nebi değildir. Ama her Nebi aynı zamanda bir Resuldür. Çünkü Nebi kendisine gelen kitabı insanlara ulaştırmakla görevlidir

Bu görüşler tamamıyla birbirine zıt olan ifadelerdir.

Şayet bu ifadeler doğru ise kuran bu farklı düşüncelere onay veriyor mu ? Vermiyor. Çünkü bazı ayetlerle örtüşmüyor.

Ben zaten ikisi arasında fark olmadığını daha ilk cümlelerimde ( Başlangıç cümlemde ) söylemiştim. Açıklamalarımı ayetler ışığında buna göre yapacağımı bilmenizi isterim. Sonuç cümlem başlangıç cümlemin aynısı olacaktır. Şöyle demiştim

Alıntı
Kuranda geçen Nebi ve Resul kelimeleri arasında hemen hemen hiç fark yok gibi ( Küçük bir ayrıntı dışında ) . Bu kavramlar birbirini gayet bütünleyici kavramlardır. Biri olmayınca diğeri de olmuyor. Örneğin Resulun resul olabilmesi için Nebi olması gerekiyor. Yani Allahtan insanlara iletecek bir haber alması veya bu konuda Allah ile iletişim içinde olması gerekiyor ki, Aksi halde resul olması mümkün değil.


İKİ FARKLI GÖRÜŞ OLARAK

HER RESUL AYNI ZAMANDA NEBİDİR. FAKAT HER NEBİ ,RESUL DEĞİLDİR.

DİĞER BİR GÖRÜŞ İSE BUNUN TAM TERSİ . YANİ HER NEBİ AYNI ZAMANDA RESULDUR. FAKAT HER RESUL ,NEBİ DEĞİLDİR.

BUNLARDAN HANGİSİ KURANA GÖRE DOĞRU ?

KURANA GÖRE HER RESUL NEBİDİR VE HER NEBİ DE RESULDUR.

NEBİ VE RESUL ARASINDA FARK YOK. KURAN BU AYRIMI YAPMIYOR. İŞTE AYETİ

Hadid 25. ayeti Resullere kitabı indirdiğini söylerken ,Bakara 213 ayetide aynı kitapları Nebilere indirdiği söylüyor. O halde hem Nebilere ve hem de Resullere kitap inmiş ve verilmiştir. O halde hem Nebilere ve hem de Resullere aynı kitap verildiğine göre Her Nebi Resuldur ve her Resul de Nebidir.

Hadid 25: Yemin olsun, biz, Resullerimizi açık-seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte Kitap'ı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar/adaletle doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede, kendisine ve resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir. Allah Kavî'dir, Azîz'dir."

Ayette Resuller için enzelnâ meahumul kitâbe ifadesi yer almaktadır.

enzelnâ meahumul kitâbe= onlarla beraber kitabı indiridk onlara kitap verdik.

PEKİ BAKARA 213 AYETİNE DE BAKALIM NE DİYOR ?

Bakara 213: Meal: İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak NEBİLERİ -peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçık deliller geldikten sonra, aralarındaki kıskançlıktan ötürü dinde anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeği izniyle gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir.

Bu ayetle açıkça onlarla birlikte (enzele meahumul kitâbe) NEBİLERE kitapları gönderdiği söyleniyor.
Hadid 25 ayeti ayeti Resullerle birlikte Resullere kitap indirildiğini Bakara 213 ayetide Nebilerle birlikte Nebilere kitap indirildiğini apaçık söylüyorsa

Kuranda çelişki olmadığına göre Kuran hem Resullere ve hem de Nebilere kitap verildiğini söylediğine göre aralarında fark yok demektir.

İşte ! Ayetlerin açıklamasıyla her Resul Nebidir ve her Nebi de Resul olmalı

HALUK GÜMÜŞTABAK 15 Ekim 2010 19:00

Güzel bir açıklama. Eğer büyük bir farkı olsaydı, sanırım Rabbim peygamberimiz için nebilerin sonuncusudur derken, gerekli açıklamayıda yapardı. Eğer bir açıklama yoksa arasında farkta yok demektir. Değerli arkadaşımızın verdiği ayet örnekleride bunun açık kanıtıdır. Saygılarımla Halukgta

BEDİİ HAMİT 15 Ekim 2010 19:21

Alıntı:

Güzel bir açıklama. Eğer büyük bir farkı olsaydı, sanırım Rabbim peygamberimiz için nebilerin sonuncusudur derken, gerekli açıklamayıda yapardı. Eğer bir açıklama yoksa arasında farkta yok demektir. Değerli arkadaşımızın verdiği ayet örnekleride bunun açık kanıtıdır. Saygılarımla Halukgta
NEBİLERİN SONUNCUSU DEMEK RESULLERİN DE SONUNCUSU ANLAMINA GELİR.

Teşekkür ederim Haluk Bey

BEDİİ HAMİT 16 Ekim 2010 17:14

Bakara 136. Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Musa'ya ve İsa'ya verilene, ve diğer nebilere verilene inandık.Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız.Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız.


Bakara 136. ayeti hem resullere verilen ve hem de diğer nebilere verilenin ne olduğunu söylüyor. Resullerle birlikte Diğer nebilere de kitap verildiğini apaçık söylemekte.ve diğer nebilere verilene inandık.


Nebilere kitap verilmemiştir, sadece resullere kitap, suhuf veya sahife verimiştir ifadesi bu ayete ters düşmektedir.


Ayetin orjinali şöyledir.

BAKARA 136: Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).


Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız."

AYETE DİKKAT ! Diğer nebilere ifadesine dikkat.

Ve diğer Nebîlere verilenlere inandık , bu nebilere Rab'leri tarafından verilenlere (sahife, kitap ve vahiylere) îmân ettik. Onların arasından hiçbirini ayırmayız . Ve biz, O'na teslim olanlarız.

ZIT GÖRÜŞ SAHİPLERİNİ BİRBİRLERİYLE MUKAYESE EDELİM

Aksi görüş sahipleri ne diyorlardı ? Şöyle diyorlar.

HER NEBİ RESULDUR. HER RESUL NEBİ DEĞİLDİR. NEBİYE KİTAP VERİLİR AMA HER RESULE VERİLMEYEBİLİR..

Aksini savunan diğer bir görüş

Her resul aynı zamanda nebidir, fakat her nebi resul değildir. Resule kitap veya benzerleri verilir Ama nebilere verilmez. Nebiler resulun şeriatına tabi olan peygamberlerdir

İŞTE AÇIK VE NET OLAN BU AYET ONLARIN YANILDIKLARINI GÖSTERMİYOR MU. NASIL MI ?

Hz İsmail hem resul ve hem de nebi idi. Bakara 136 . ayetinde ona kitap ( Suhuf , sahife veya benzeri ) indirildiği söylenmekte.

Madem ki, Hz ismail nebidir. O halde aynı zaman da resuldur.

MERYEM 54. Kitap’ta İsmail’i de an. Şüphesiz o, sözünde duran bir kimse idi. Bir resûl, bir nebî idi.

DEMEK İSTEDİĞİM ŞU Kİ,

RESUL OLAN AYNI ZAMANDA NEBİDİR. NEBİ OLAN DA RESULDUR. KURAN BU AYRIMI YAPMIYOR




BEDİİ HAMİT 17 Ekim 2010 02:17

Soru: Nebilere kitap verilir mi, verilmez mi ?

Hem resullere ve hem de nebilere de kitap verilir. Resullere kitap verildiği gibi Nebilere de kitap verilir. Nebilere de kitap verildiğini Açık ve net olarak Bakara 136 ayeti ile vermiştim. Diğer ayetler ise şöyledir.

MERYEM 53: Ve ona, rahmetimizden kardeşi Harun (A.S)'ı Nebî olarak bahşettik.

Saffat 114: Andolsun, biz Mûsâ’ya ve Hârûn’a da lütufta bulunduk.

SAFFAT 117: Ve âteynâ humel kitâbel mustebîn(mustebîne )

Saffat 117: Ve ikisine de her şeyi apaçık gösteren kitabı verdik.

Her ikisine de dediğine göre demek ki kitabı sadece Musaya değil, Haruna da vermiş. Verdiği kitabı her ikisine de ortak kılmış yani müşterek vermiş.

ENBİYA 48: Andolsun, biz Mûsâ ile Hârûn’a, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için o Furkân’ı (Kitabı) bir ışık ve öğüt olarak verdik.

AYRICA HARUNA NEBİ OLARAK KİTAP VERİLDİĞİNİ SÖYLEYEN ENAM 189 AYETİ DE VAR ( Aralarında zikredilenler olarak )

Ayet açık ve net. Kitap her ikisine birlikte verilmiş. Verilen Kitap Sadece Hz Musaya değil her ikisine müştereken verilmiş.

Arapça bilenler ayetin orjinaline baksınlar

Ve lekad âteynâ mûsâ ve hârûnel furkâne ve dıyâen ve zikren lil muttekîn(muttekîne )

Musa ve Haruna ( Her ikisine de )

Hem Hz Musaya ve hem de Hz Haruna kitap verilmiş midir ?

Evet ayetler her ikisine de kitap verildiğini söylüyor. O halde

Hz Musa hem resul ve hem de nebi ise Hz Harun da hem Resul ve hem de nebidir.

Taha 29: Bana ailemden birini yardımcı yap,”

Taha 30: Kardeşim Hârûn'u.

Taha 31: Onunla gücümü artır.”

Taha 32: Ve onu, işimde bana ortak kıl.

Taha (29-32 ) Ayetlerini yorumlayanlar nebinin görevi resule yardımcı olarak destek vermek ve onun şeriatı ile amel etmektir demekle bu ayeti delil getirmişlerdir. Şöyle derler :Harun sadece nebi idi . Resul değildi. Çünkü kitap sadece resule verilir.Kitap Haruna değil musaya verilmişti. Haruna kitap verilmediği için o bir nebi. Hz musaya kitap verildiği için Hz musa Resul ve aynı zamanda nebi.

NEBİ VE RESUL OLUNMADA ÖLÇÜT KİTAP VERİLMEK İSE

Hz Musa hem resul ve hem de nebi ise Hz Harun da hem Resul ve hem de nebidir.

Taha 32: Ve onu, GÖREVİMDE bana ortak kıl.

ALLAH HER İKİSİNİ DE AYNI GÖREVDE ORTAK KILMIŞTIR. HER İKİSİNE DE MÜŞTEREK KİTAP VEREREK

ENBİYA 48:Ve lekad âteynâ mûsâ ve hârûnel furkâne ve dıyâen ve zikren lil muttekîn(muttekîne )
Musa ve Haruna ( Her ikisine de )

ENBİYA 48: Andolsun,biz Mûsâ ile Hârûn’a, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için o Furkân’ı (Kitabı) bir ışık ve öğüt olarak verdik.
SAFFAT 117: Ve âteynâ humel kitâbel mustebîn(mustebîne )
Saffat 117: Ve ikisine de her şeyi apaçık gösteren kitabı verdik.

BEDİİ HAMİT 17 Ekim 2010 18:59

Alıntı:

Yani cinlerin elçilikleride peygamberlerle kendi gurupları arasındadır...allahu alem...
Evet ALLAHUALEM diyeceğiz.

Meleklerin de veya cinlerin de kendi aralarında peygamberlerinin olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak elçi veya resul olduğunu bildiren ayetler var. Ama resulu peygamber olarak tanımlarsanız, meleklerden de resul var, cinlerden de resul var. Bu resul o zaman meleklerin peygamberi olur cinlerin de peygamberi olur.

Peygamberlik ( Nebilik ve resul ) olma durumu insana has karakteristik bir durum olmalı ki, Kuran meal ve tercümelerinde resul veya nebi geçtiği her kelime peygamber olarak da meallendirilmekte ve tercüme edilmekte.

Kuran ayetlerinde Melekler ve cinler ile ilgili nebi kelimesi yoktur.

İsra 95: De ki: «Eğer yeryüzünde mutmainler olarak yürür melekler olsa idi elbette onlara gökten resûl olan bir melek indirirdik.»

TEKVÎR - 19: İnnehu le kavlu resûlin kerîm(kerîmin).

Muhakkak ki O (Kur'ân), gerçekten Kerim Resûl'ün sözüdür.

Kur’ân-ı Kerim bir Resûl olan Cebrail (A.S)’ın ulaştırdığı sözdür. Aslında elbette Kur’ân Allah’ın sözüdür, ama Allah’ın sözünü bizlere ulaştıran Allah ile insanlar arasındaki elçi olan Cebrail (A.S)’dır.

HACC - 75: Allâhu yastafî minel melâiketi rusulen ve minen nâs(nâsi), innallâhe semîun basîr(basîrun).

Allah, meleklerden ve insanlardan resûller seçer. Muhakkak ki Allah, en iyi işitendir, en iyi görendir.

Cinlerden de seçer işte ayeti

Allahû Tealâ En’âm-130’da cinlerden de ( cinlerin içinden de ) resûllerin mevcut olduğunu söylüyor.

Yâ ma’şerel cinni vel insi e lem ye’tikum rusulun minkum yakussûne aleykum âyâtî ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû şehidnâ alâ enfusinâ ve garrethumul hayâtud dunyâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).

EN'ÂM - 130: Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran
içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi?Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.

Allahû Tealâ, kıyâmet günü cehenneme giren bütün cinlere ve insanlara hitap ediyor.

Allahû Tealâ bu âyetle, insanlardan da, cinlerden de resûller olduğunu söylemektedir


BEDİİ HAMİT 18 Ekim 2010 00:32

SORU: Peygamberimiz, Cinlere de gönderilen bir resul muydu ? Eğer Cinlerin de Resulu ise peygamberimiz aynı zamanda cinlerin de peygamberi olmalı

“De ki; Cinlerden bir topluluk Kuran’ı dinleyip şöyle dedikleri bana vahyolundu: ‘Biz hârukulâde bir Kuran dinledik. O doğru yola iletiyor. Ona inandık. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.” (Cin, 1-3.)

SORU: Peygamberimiz Resullah Muhammed ( as ) cinlerin de peygamberi miydi ? Yani onlara da gönderilen bir Resul elçi miydi ?

Cinlerden bir grup topluluğun kurana dinlemeye sevkedildiklerinin Allah tarafından peygambere vahiyle bildirilmiştir.

"Hani cinlerden bir gurubu, Kur'an'i dinlemeleri için sana yöneltmistik. Kur'an'i dinlemeye hazir olunca (birbirlerine) "Susun" demisler, Kur'an'in okunmasi bitince uyaricilar olarak kavimlerine dönmüslerdi. Ey kavmimiz! dediler, dogrusu biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini dogrulayan, hakka ve dogru yola ileten bir kitap dinledik. Ey kavmimiz! Allah'in davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarinizi kismen bagislasin ve sizi aci bir azaptan korusun."(Ahkam Suresi 29-31)

Soru: Cinler arapça biliyorlar mıydı ? Cinler kuran dinlediğine göre arapça biliyorlar mıydı ?

Soru: Cinler de kurandan sorumlu mudur ? Yani kuranın içindeki emir ve yasaklarından sorumlu mudur ? Kuran hem insanlara ve hem de cinlere de mi inmiştir?

Ey kavmimiz! Allah'in davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarinizi kismen bagislasin ve sizi aci bir azaptan korusun.

SORU: Cin topluluğu Allahın davetçisine nasıl uyacak ? Mesela günde 5 vakit namaz mı kılacaklar veya Ramazan ayında oruç mu tutacaklar yoksa kabeyi hac mı edecekler ? Kurban mı kesecekler ?

Ey kavmimiz! dediler, dogrusu biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini dogrulayan, hakka ve dogru yola ileten bir kitap dinledik.

SORU: Ayette Neden Musadan sonra indirilen diyor da İsadan sonra indirilen demiyor ? Bu ayet ifadesi cinlerin daha evvel Tevratı dinleyip, incili dinlemedikleri, Tevrattan sonrada pek harika bir kuran dinlediklerini ortaya koyar mı ?

BEDİİ HAMİT 18 Ekim 2010 01:22

AHZÂB - 7 Ve iz ehaznâ minen nebîyyîne mîsâkahum ve minke ve min nûhın ve ibrâhîme ve mûsâ ve îsebni meryeme ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).

MEAL: O zaman ki; Biz, nebîlerden sağlam söz almıştık almıştık. Ve senden ve Hz. Nuh'tan ve Hz. İbrâhîm'den ve Hz. Musa'dan ve Meryemoğlu Hz. İsa'dan ve onlardan ağır bir misak pek sağlam ve kesin söz almıştık.aldık.

Bu nebilerin kimler olduğu açıklanmış yani kimlerden söz alınan nebilerin kim olduğu açıklanmış. Bunların ortak özelliği hepsinin kitap sahibi olmaları dikkatle göze çarpar. Bu nebilerin herbiri aynı zamanda birer Resuldur.

Hazret-i Nuh resul ve nebi idi. (Şuara 107, Araf 61)
Hazret-i İbrahim, resul ve nebi idi. (Al-i İmran 84, Meryem 41)
Hazret-i Musa, resul ve nebi idi. (Meryem 51, Araf 104, Zuhruf 46)
Hazret-i İsa, resul ve nebi idi (Nisa 157, Maide 75)
Hazreti Muhammed, resul ve nebi idi (Ahzâb, 40)


Bunlar,son Peygamberlikten önce gönderilen büyük risaletlerle görevlendirilmiş Peygamberlerdir. "Nuh tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan söz almıştık."Peygamberler içinde (ulul azm) büyük olanlara değiniliyor. Peygamber denilince onun hem resul ve hem de nebi olmasından daha tabii birşey olamaz. Bütün peygamberlerin ortak özellliği her birinin resul ve aynı zamanda bir nebi olmasıdır. Nebi ve resul arasında bu yönden hiçbir fark yoktur. Çünkü, Farklı değil Aynı zatı işaret ederler.

Ali imran-81 ayetine de bakalım ki, farklı görüş sahipleri bu ayetten çıkardıkları yorum ile Resul ve Nebiyi birbirinden farklı olarak nasıl tanımlamışlardır.

BEDİİ HAMİT 20 Ekim 2010 18:28

Ali imran-81 ayetine de bakalım. Ki farklı görüş sahipleri bu ayetten çıkardıkları yorum ile Resul ve Nebi kavramlarını nasıl anlamışlardır.

Ali imran-81.Ve unutma ki Allah, nebilerden misaklarını almış, şöyle demişti: “Size Kitap ve hikmet verdim.Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. “O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.” dedi.

AKSİ GÖRÜŞTEN İKİ FARKLI YORUM

O halde resul, Nebilere verilen ve insanların elinde olan kitabı doğrulayan demektir. Rahman ve rahim olan Allahın yaptığı tanım budur.

Diyenlere soralım.Rahman ve rahim olan Allahın yaptığı tanım gerçekten bu mudur ? Allahüalem

Ali imran 81 ayetinde Allahın yaptığı tanım bu değildir diyenler ayeti daha değişik Ali imran 39 ayeti ile şöyle açıklarlar.

Ali imran 39 ayeti: Zekeriya mabedde namaz kılarken melekler ona, “Allah sana, kendisinden gelen bir kelimeyi (İsa’yı) doğrulayıcı, efendi, nefsine hâkim ve salihlerden bir nebi-peygamber olarak Yahya’yı müjdeler” diye seslendiler.

Dikkat ayet ne diyor ? Gelen nebi ne amaçla ve niçin geliyor ? Ayet isayı doğrulayıcı olarak geliyor diyor. O halde Nebi önceki resulun veya aynı anda yaşayan resulun doğrulayıcısı tasdikcisi ve yardımcısıdır.

Ali imran-81 ayetine göre iki şahsiyeti (Hem Resul ve nebiliği ) bünyesinde barındıran Resullere, Nebiler yardım edecek..Bir taraftan Resul+ Nebi öbür tarafta sadece nebi var...Ve bunlar bir nevi muavin/yardımcı....

Ayette belirtilen ona yardım edeceksiniz ifadesinden Nebi rasüle yardım eder onu doğrular, anlamı çıkmaktadır.
DERLER

Bu ayetin yorumuna katılmayıp aksini savunanlar da derler ki resul yeni şeriat getirmez ancak önce gelen nebinin kitabını doğrulamak için gelir. Yani nebiyi doğrulayan ve vahiy alan kişi resuldür

Ayette tasdik edenin, onlara, onların şeratine uyanların resul olduğu söyleniyor.

Nebilere kitap verildiği açık ve resulünde bu kitapları doğrulayıcı olduğu açıktır. Farklı şekillerde kullanıldığı da açıktır. Nebi ve Reslun eş anlamlı olmadığı açıktır.

Nebilere şahit olun diyor .Nebilerin şahit oldukları Allahın da sizinle beraber şahit olanlardanım dediği nedir?

Nebilerin şahit olduğu İnsanların, sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz.Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?» «İkrar ettik» sözleridir. Nebilerde bu olaya şahit tutulmuştur Allah ta bende sizinle beraber şahidim diyerek misakı almıştır.Tüm insanlar nebilerin ellerindekini tasdik eden resul gelince inanacaklarına ve yardım edeceklerine dair söz vermiştir ve hepimiz de bu sözü verdik.
O halde nebiler muavin değiller yoksa nebilerin elindekini destekleyen resul geldiğinde nebiler nasıl gelip inanıp yardım edecekler .Bu olmayacak bir durum olur,bir resul geldiğinde tüm nebilerin inanmak ve yardım etmek için bulunması gerekir

DERLER.

Neden böyle bir yargı sahibidirler ?

Taha (29-32 ) Ayetlerini yorumlayanlar nebinin görevi resule yardımcı olarak destek vermek ve onun şeriatı ile amel etmektir demişlerdir ve bu ayeti delil getirmişlerdir. Madem ki hz harun hz musanın yardımcısı ,destekleyecisi ve doğrulayıcı ise. Nebinin görevi ve özelliği bu olmalı . Ayrıca Hz Harun Resul değildi. Çünkü kitap sadece resule verilir.Kitap Haruna değil musaya verilmişti. Haruna kitap verilmediği için o bir nebi. Hz musaya kitap verildiği için Hz musa Resul ve aynı zamanda nebidir.
DEMİŞLERDİR.

KENDİ GÖRÜŞÜM OLARAK Böyle bir yorum hakikate ters düşmektedir. Çünkü aynı ifadeler hz zekeriya ve hz yahya için de var. Enam 89 ayetine göre de her ikisi nebi idi ve her ikisine de kitap verilmiş nebilerdi. Hz haruna da kitap verilidiğini Saffat 117 ayeti söylemektedir

Meryem 5: Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın) dır. Artık bana kendi katından bir yardımcı armağan et.»

Meryem 5 ayetinin bildirimi ile Hz Zekeriya da Yahyayı Allahtan kendisine yardımcı kılmasını istiyor. Musa da harunu yardımcı olarak istemişti.

Kendisine yardımcı istemek veya resula yardımcı olmak nebi olmanın vasfı mıdır ? Zekeriya da Yahya da nebi peygamberler idi. Ve aynı zamanda Kavimlerine gönderilen birer elçi vasfıyla hem resuller hem de nebi idiler.

ENAM 83-89 SAYMIŞ KİMLERE HANGİ NEBİLERE KİTAP VERDİĞİNİ. Hz süleyman hz davut eyyüp, Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas...........

ENAM-85.Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas..

BUNA GÖRE

ZEKERİYA ,YAHYA ,İLYAS RESUL MU, NEBİ Mİ ?

RESUL İSE RESULUN KİTAPLARI VARDIR (RESULUN KENDİLERİNE VERİLMİŞ KİTAPLARI VARDIR DİYENLERE)

ŞAYET RESUL DEĞİL NEBİ İSELER NEBİLERE KİTAP VERİLMEZ AMA BUNLARA VERİLMİŞ.


Sadece bazı Resullere değil bazı Nebilere de kitap verildiği açıktır.
EN'AM 89.İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve NÜBÜVVET verdiklerimiz.

ENAM 83-89 Ayetlerine göre sayılan isimlere kitap veya suhuf verilmesi gerekiyor ve bu ayete göre Harun'a da verilmiştir ve Harun da Nebidir. Zekeriyaya da ,Yahyaya da kitap veya suhuf veya sahifeler verilmiş.Ve bunlar aynı zamanda Kavimlerine gönderilen birer elçi sıfatıyla Resuldürler.

Ali imran-81 ayetinden anladığım Hem nebiyi doğrulayıcı olarak, hem de nebinin elindeki kitabı doğrulayan bir Rasül gelirse ona inanın ve ona yardım edin denmektedir ayette..

SORU:Nebilere verilen kitabı doğrulayan, onaylayan resul yeni bir kitap sahibi midir ? Yeni bir kitap sahibi olabilir mi ?
Olabilir de peygamberimiz gibi kuran öncekileri onaylar ve doğrular da

Ali imran 81 ayeti de net ve açık olarak nebilere de kitap verildiğini söylemektedir. Kendinden önceki nebiyi ve nebinin kitabını tasdik eden Resul ya kendisine verilmiş yeni bir kitapla da gelebilir .Böylece Elindeki kitap önceki kitapları da tasdik eder.Elinizdekini doğrulayıcı olarak Ya da yeni bir kitapla gelmez nebinin elindeki kitabı tasdik edip doğrular.

Allah resullere olduğu gibi ( Hadid 25 ) Nebilere de açıkça kitap verdiğini Ali İmran 81 ayetiyle söylemektedir. Ve yanlız Ali imran ayetiyle değil, diğer ayetlerde de ( Bakara 213, Enam 83-89 ) söylemektedir.

DİKKAT RESUL VE NEBİ AYRIMINI KURAN YAPMIYOR .

Peygamber olan Her resul aynı zamanda bir nebi ve peygamber olan her nebi de aynı zamanda bir Resuldur. Bunlar Et tırnak gibi içiçedir. Birbirini bütünler. Ayrılmaz bütünlerdir.

BEDİİ HAMİT 22 Ekim 2010 16:27

Dikkatimi çeken MAİDE 44 , ENAM 89 Ve BAKARA 87 ayetlerinin birbirleriyle son derece alakalı olduğu ve birbirini tefsir ettiğidir. Paylaşmak isterim.

BAKARA 87.Yemin olsun ki, Musa'ya Kitap'ı verdik.Ve arkasından da resuller gönderdik.Meryem oğlu İsa'ya da açık-seçik deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs'le güçlendirdik.Bir resulün size, nefislerinizin hoşlanmadığı birşey getirdiğinde her seferinde büyüklük taslamadınız mı? Bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz.

SORU: Resul kendisine kitap verilen ise Bakara 87 ayeti hz Musanın arkasından da da resuler gönderilidiği söylüyor. kim bu resuller ? Ve resullere verilen kitaplar hangileridir. Bir tek hz davuta verilen zeburu nisa 163 ayeti ile biliyoruz. Ayrıca her kavme resuller gönderildiğini MU'MİNUN 44 ayeti ile bildirmekte, her kavme ard arda gönderilen ve musanın arkasından da gelen resuller yeni bir kitapla mı gelmişti. Yoksa önceki resul veya nebinin kitabını tebliğ edip onunla mı amel etmiştir.?

MAİDE 44 AYETİ BAKARA 87 AYETİNİ ŞÖYLE TEFSİR EDER.

MAİDE 44:
Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.

TEVRATTAN SONRA NEBİLERE KİTAP VERİLMEMİŞ OLUP, TEVRAT İLE HÜKÜM VERDİKLERİ BU AYETLE AÇIKTIR.

HALBUKİ ENAM 83-89 AYETLERİ DE TEVRATTAN SONRA NEBİLERE KİTAP VERİLDİĞİNİ AÇIK SÖYLEMEKTE.

İki ayet arasında çelişki mi var. Olmayacağına göre resul ve nebinin anlamı nasıl anlaşılmalı, aralarındaki fark nedir. Aralarında fark var mıdır ?

ENAM 83-89 AYETLERİNDE Musadan sonra gönderilen nebiler arasında Hz. Yunus, Hz. Eyüp, Hz. İlyas, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz. Yahya da var . Ve bu sayılan isimlere kitap verildiği söylenmekte

Bakara 87 ayeti ne söylüyordu? ......Musa'ya Kitap'ı verdik.Ve arkasından da resuller gönderdik...

Bakara 87 ayetiyle Musanın arkasından Resullerin gönderildiği kesindir. Şayet Resul kendisine kitap verilen ise nebi de kitap verilmeyen ise ( Yani bu tanım doğru ise ) Musadan sonra gelen resullere kitap indirileceği, resullerin herbirinin yeni bir kitabı olacağıdır.Yani Tevratın haricinde , Tevratı onaylayan bir başka kitapla geleceklerdir.Tevratın haricinde , tevratı onaylayan bir başka kitapla (zebur ile ) gelen hz davuttan bir başka resul olduğunu biliyor muyuz

Musadan sonra gönderilen Resuller Tevratla HÜKÜM VERMEMİŞLER MİYDİ ?..
vermiş iseler bunlar aynı zamanda nebi olmalı..

O HALDE NEDİR ARALARINDAKİ FARK ? İŞTE AYETLERİN BİLDİRİMİ İLE ARALARINDA HİÇBİR YOK.

MAİDE 44:....Allah’a teslim olmuş nebiler, onunla ( Tevratla ) yahudilere hüküm verirlerdi. .

Musadan sonra gönderilen Nebilerin Tevratla hüküm verdikleri ayetle sabittir.

Bakara 87 ......Musa'ya Kitap'ı verdik.Ve arkasından da resuller gönderdik...Musadan sonra gönderilen Resullerin de Tevratla hüküm verdikleri açık.

Bu Nebilerin herbiri aynı zamanda Resul. Her Resul daima yeni bir kitapla gelmez. Nebiye indirilen kitabı doğrulayan onunla amel eden Resuller olduğu gibi Resule indirilen kitabı tasdik eden ve onunla amel eden Nebiler de vardır.


BEDİİ HAMİT 25 Ekim 2010 16:32

Maide 44 ayetinde belirtilen Tevrat indirildikten sonra Allaha teslim olmuş nebilerin kimler olduğunu Enam 83- 89 ayetleri açıklar. Hz. Yunus, Hz. Eyüp, Hz. İlyas, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz. Yahya.

Enam 83- 89 ayetileriyle isimleri açıkça zikredilen Hz. Yunus, Hz. Eyüp, Hz. İlyas, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz. Yahya peygamber

Bu peygamberler resul muydu, nebi miydi ? Sadece nebi veya sadece resul mu ? Yoksa her ikisi hem resul ve hem de nebi mi ?

Resul kendisine verilen veya indirilen kitap sahibi ise resulun yeni bir kitabı olacağıdır.
Ayette isimleri zikredilen peygamberler Resul değil, sadece Nebidirler diyenlere ( Nebilere kitap verilmez . Nebi ,resulun kitabını tasdik eder diyenlere ) kuran bu görüşe onay vermiyor.

İşte enam 83-89 ayetleri nebilere de kitap verildiğini apaçık söylüyor.( Bazı resullere verildiği gibi )

EN'AM 89.İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve NÜBÜVVET verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkar ederlerse biz, bunları inkar etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz.


Ayetlerde görüldüğü gibi isimleri apaçık zikredilen Allahın elçilerine Kitap verilmiş yani Nebilik verilmiştir.Ayetten anlaşılacağı üzere kendilerine kitap verilenlerin nebi olduğu kuran kendisi açıklamaktadır..Kendilerine kitap verilen nebiler nasıl olur da elçilik görevinde bulunmazlar! Her Nebi kendisine verilen kitapla insanlara resullük görevi yapmakla yükümlüdür .

Nebilerin kitapla elçilik yapması Resullük Görevi değilse nedir ? Resul olma nebinin görevi değil midir ? Görevidir.

Maide 44 ayetinde zikredilen nebilerin aynı zamanda Bakara 87 ayeti ile ifade edilen resulerden olması pek muhtemel. Bakara 37 ayeti musadan sonra gönderilen resuller derken, maide 44 te bunların bazılarının kim olduklarını hem de nebi kimlikleriyle sayarak açıklar. Çünkü Resul ve Nebi arasında bir fark yok.

Kuranda Resul ve Nebi kavramları eş anlamlı olarak birbirinin yerine kullanılmıştır diyerekten de kavram kargaşası yapmayalım. Eğer Resul ve Nebinin her ikisi de eş anlamlı ise diğer kavramlara ihtiyaç duyulmaz tek kavramla herşey anlatılırdı .

RESUL VE NEBİ EŞ ANLAMLI KELİMELER DEĞİL FAKAT HEPSİ AYNI ZATI İŞARET EDER. AYNI PEYGAMBERİN HER İKİ VASFIDIR

DEVAMI VAR





BEDİİ HAMİT 12 Kasım 2010 16:47

Bakara (136) Nebilerin hiç biri arasında ayrım yapmayız.(mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum)

Bakara (285) Elçilerin hiç birisi arasında ayırım yapmayız. (nuferriku beyne ehadin min rusulih(rusulihî),

Resullerden kimisini kimisine üstün kıldık.) [Bekara 253]

(Nebilerden bazısını bazısından üstün kıldık.) [İsra 55]

Yukarıdaki ayetler aynı manada değil midir ?

EVET AYETLER AYNI ANLAM VE MANADADIR.

Yukarıdaki Ayetler farklı manada anlaşılırsa sanki peygamberlerden nebi ve resul olanlar birbirinden farklı ikiye ayrılmış, sanki resul ve nebi birbirinden iki farklı kavrammış, .Sanki peygamberlerden resul ve nebi olanlar ikiye ayrılmış gibi hem resullerin kendi arasından kimisi kimisene üstündür. Nebilerde kendi aralarından kimisi kimilere üstündür bu anlam mı çıkar yoksa bunların hepsi aynı zatlar olarak hem resul ve hem de nebi olarak aynı kişiler değil midir.

Allah’ın Kur’an’da Peygamberlere hitabında, bazen yalnız Resûl bazen de yalnız Nebi diye hitap etmesi onların aynı zamanda hem Resûl hem de Nebi olmadıkları manasında değildir, zaten onların aynı zamanda hem Resûl hem de Nebi olduklarının Kur’an öğretisiyle bilinen bir durum olmasından dolayıdır.
Dini Tebliğ olayında Resûllük ve Nebilik iki ayrı şahsiyet olsaydı bir şahısta birleşmezdi, halbuki Kur’an ayetlerinde her iki kavramın aynı şahısta birleştiğini görüyoruz,

Resulun iletişim kanalı nebiliktir..Bu kesin .Resul Allah ile iletişimde bulunmadan nasıl görevini yapacak.

Nebilik Resuluğun iletişim kanalı ise resulun da iletişim kanalı nebiliktir.

Resul kesin nebiliği barındırır ise nebi de kesin resulluğu barındır.

devamı var



BEDİİ HAMİT 13 Kasım 2010 17:03

Alıntı:

Kuranda Resul ve Nebi kavramları eş anlamlı olarak birbirinin yerine kullanılmıştır diyerekten de kavram kargaşası yapmayalım. Eğer Resul ve Nebinin her ikisi de eş anlamlı ise diğer kavramlara ihtiyaç duyulmaz tek kavramla herşey anlatılırdı

Nebi ile resul kavramları birbirleriyle içiçe kavramlardır. Her Nebi bir Resuldur ve her Resulde bir Nebidir. Yani biri olmayınca diğeri de olmuyor. Hemen hemen aynı anlama gelmektedir. Peki O halde Madem ki aynı anlama gelmektedir Kuran bu iki kelimeyi neden ayırmış aynı kelimlerele değil de farklı kelimelerle izah etmiş ?

Resul Allah tarafından görevlendirilmiş elçi olanlardır...
Bunlar insan cin veya meleklerden olabilir.Nebi Allahın kendisiyle iletişim halinde olduğu kimsedir.
Nebilik Risaletin tabii bir parçası olunca ki,Allah, Resulu ile iletişim halinde olduğuna göre Zorunlu olarak Resul haliyle Nebi olmak zorundadır.

Bu diğer bir ifadeyle Her Resul tabii olarak Nebidir ancak her Nebi de Resuldur....

Kur'anda farklı bir kelime varsa onun mutlaka bir farklı anlamı vardır...

O kelimeyi oradan çıkarırsanız büyük bir eksilik etmiş olursunuz...

Nebe kelimesi lügatte önemli haber manasına gelir. Nebi de haberci manasındadır. Nübüvvet yani peygamberlik ise Allahın kendisine yüklemiş olduğu ilahi haber ve şeriatı insanlara taşıma, onlara bildirme görevidir. Nebi müstakil olarak haberin sahibidir. Haberi yüklendiğinde nebi olur. İnsanlara gönderildiğinde ise resul adını da alır.

Tebliğ, Nebi ile Resulun müşterek vasfıdır. Tebliğ, nebi ile resulun müşterek vasfı olduğuna göre her Resul Nebidir ve her Resul de Nebidir. O bakımdan kuran da hem resul ve hem de nebi için peygamber anlamı da çıkar.

Kur'an ve hadislerde çok defa resul ile nebi kelimeleri -mefhumları arasında bir fark belirtilmeden-birbiri yerine kullanılmıştır.

Kur'an-ı Kerim'de bir ayette nebi kelimesi resul kelimesine atf olunur:

"Biz senden evvel hiç bir resul ve hiç bir nebi göndermedik ki... ' (el-Hacc: 22/52 )

Sonuç : Nebi haber alan vahiy alan, allahtan haber getiren ,Allahla iletişim halinde olan Resul ise aldığı bu haberi kullara duyuran ve tebliğ eden kimsedir. Görüldüğü gibi aralarında pek az detay vardır.

O halde her Nebi resul ve her Resul da Nebidir ve her ikisi de peygamberdir.

Yalnız her Resul Resulullah değildir. Her vahiy alan da Nebi değildir.


Devam edeceğim








BEDİİ HAMİT 22 Kasım 2010 23:23

Sonuç : Nebi haber alan vahiy alan, Allahtan haber getiren ,Allahla iletişim halinde olan Resul ise aldığı bu haberi kullara duyuran ve tebliğ eden kimsedir. Görüldüğü gibi Resul ve Nebi kelimeleri arasında pek az detay vardır.

Kuran ayni zatı fakli kelimelerle tanimlar. Istilahi acidan dusunursek Kuran anlam dairesinde Nebi Vahiy haberini getirendir. Resul vahiy mesajini BİR BAŞKASINA ( Toplumlara ) İLETENDİR.

Resul ve Nebi madolyonun iki yüzü gibi. Ayrılmaz bir bütün. Özel göreve atanmış tek bir insanın iki farklı fonksiyonuna verilen isim .

Bu seçilmiş insanın iki iletişim kanalı mevcut. Bizimle ve Allah ile. Olayın Peygamberden bize bakan yönünün adı Resullük, Allah'tan peygambere bakan yönünün adı ise Nebi'lik.

Kişi Nebi olmadan yani Allah'tan haber almadan Resullah olamaz. Resullah olan her insan da mutlaka Allah'tan özel kanal ile haber almaktadır. Bir bütünün iki parçası...

O halde her Nebi resul ve her Resul da Nebidir ve her ikisi de peygamberdir.

Yalnız her Resul Resulllah değildir. Her vahiy alan da Nebi değildir.

Kur'anda sıradan insanların resullerinden yani elçilerinden de bahsedilir. Melek elçilerden de.

Vahiy alan Hz. Musa'nın annesinden, Hz. İsa'nın havarilerinden de bahsedilir.

Kişi Allah'tan bireysel değil kurumsal vahiy almalıdır ki ünvanı Nebi olsun. Haliyle elçi de olmuş olsun.

Bazılarının şöyle bir iddiası var: Son bulan Nebiliktir, Resulllahlık değil. Ve hemen ardından kendi Resullerini Resulllah olarak etiketliyorlar. İnanmayanları da gafiller...

ŞARTEL KAPATILDI

Evet ayette Nebiliğin Hz. Muhammed ile sona erdiği belirtiliyor.

Ahzab 40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur. Allah herşeyi gereğince biliyor.

Fakat zaten "Nebilerin sonuncusu" denilmesi anlamlıdır.

Çünkü şartel yukarıdan kapatılmaktadır.

Elektrik merkezden kesilmektedir. Nebilik varsa Resullük anlam kazanmaktadır. Nebilik mekanizmasının sonlandırılması demek Resullüğün de otomatikman sonlandırılması demektir.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
BEDİİ HAMİT



BEDİİ HAMİT 23 Kasım 2010 02:26

RESUL VE NEBİ EŞ ANLAMLI KELİMELER DEĞİL FAKAT HEPSİ AYNI ZATI İŞARET EDER. AYNI PEYGAMBERİN HER İKİ VASFIDIR.

NEBİ VE RESUL AYNIDIR. AYNI ZATI DEĞİŞİK SIFATLARIYLA İŞARET EDER

Geleneksel anlayışın dışında bugün yeniden Kur’an çerçevesinde “Nebi-Resul” kavramları yeniden ele alınmalıdır. Kadim geleneksel bakış açısında bu iki kavrama yakınlaştırıcı değil, farklılıkları derinleştirici bir anlam yüklenmiştir: “Her resul nebîdir, fakat, her nebî resul değildir.” Bu anlayışa göre, nebî ve resul arasında fark vardır: “Nebî, Allah’tan vahiy getiren ya da kendisine melek vasıtasıyla vahyedilen; resul ise, yeni bir şeriat getiren ya da önceki şeriatlerin hükümlerinin bir kısmını nesheden kimsedir.”

Halbuki bu iki kavram arasındaki fark, gramer bakımındandır, Kitap ya da şeriat verilme bakımından değildir. Nebî ve resul kelimelerine Kur’an’ın bütünlüğü açısından baktığımız zaman kavramsal bir farkın gözetilmediği görülür. Kur’an’da birçok âyette “Nebî” kavramına Kitap nispet edilmiştir. (Bakara, 247; Âl-i İmran, 81).

Dolayısıyla “Nebî” Kitap ve şeriat almayan, kendisinden önceki resulün şeriatını uygulayan demek, doğru bir tanım değildir. Çünkü Kur’an, “şu peygamber resuldür, şu peygamber nebidir” şeklinde bir ayırım yapmamaktadır. Her peygamber vahiy alır ve onu duyurur.Vahiysiz peygamberlik olmaz. Nebîlik ve resullük gibi bu iki vasıf, bütün peygamberlerde mündemiçtir. Geleneksel tanımlamaların aksine, Kur’an’ın bütünlüğü gözönünde tutulduğu taktirde, “Her nebi resuldür, Her resul de nebîdir” sonucuna ulaşılır. Ahzap Sûresi’nun 40 ayetiyle resulluk ve nebilik de sona ermiştir.

Alıntıdır


SAAT: 07:31

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320