Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Araf ehli şefaat edilmiş olanlardır.SEBE 23 (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/18381-araf-ehli-sefaat-edilmis-olanlardirsebe-23-a.html)

BEDİİ HAMİT 04 Aralık 2010 17:54

Araf ehli şefaat edilmiş olanlardır.SEBE 23
 
KİMLERE ŞEFAAT ?

Allah Araf halkına şefaat etmiştir. Araf ehli şefaat edilecek kullardır. Araf ehline şefaat edilmiştir. Araf ehli şefaat edilmiş olanlardır.

SEBE 23 Ayetinin tefsirine yardımcı olacak ayetlerden başlamak istiyorum.

BAKARA 81=NİSA31=NECM 32=ŞURA 37=CASİYE 23

Ayetleri arasında sıkı bir bağlantı ve bir anlam bütünlüğü vardır, Şöyle ki,

BAKARA 81: Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar

NİSA 31: Size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi 'onurlu-üstün' bir makama sokarız

NECM 32: Israr etmemek şartıyle küçük günahlardan başka suçların büyüklerinden ve çirkin şeylerden sakınanlara gelince: Şüphe yok ki Rabbinin yarlıgaması pek geniştir. O, sizi yeryüzünden yaratıp meydana getirdiği zaman ve siz, analarınızın karnında birer dölken de bilir; artık siz, kendinizi temize çıkarmaya kalkışmayın, o, kim çekinmededir, daha iyi bilir

ŞURA 37: Ve suçların büyüklerinden ve çirkin şeylerden kaçınanlara ve kızdıkları zaman, suçları örtenlere

CASİYE 23- Ey Muhammed! Heva ve hevesini ilah edinen ALLAH'ın bir bilgiye dayalı olarak şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünü perdelediği kimseyi gördün mü? Onu ALLAH'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hala anlamıyor musunuz?

Bakara 81 ayeti açık ve net ki, suç batağına batanlar günahlarında sürekli ısrar eden ve ALLAHa devamlı isyan halinde olanlara çok büyük günahlar işleyenlere ebedi sonsuz cehennem azabı hak görülmüşken, nisa, necm ve şura ayetlerinde ise bu büyük günahlardan kaçınanlara ve bu büyük günahları işlemeyip, sakınanlara Yani Günah batağına batmayanlara, günahları kendisini çepeçevre kuşatmayanlara, diğer günah ve kusurların bağışlanabileceği müjdesi verilmiştir Bu müjde af müjdesi ve cennet müjdesidir.

GÜNAHLARIN AFFININ AHİRETTE TECELLİ EDECEK OLMASI

Kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. O zaman hiç kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan her işi, bir hardal tanesi kadar da olsa, adalet terazisine getiririz. Herkesin hesabını görmeye yeteriz.) (Enbiya 47)


(Yaptıkları her şeyi kendilerine bir bir anlatacağız; çünkü onlardan uzak değiliz.) (Araf 7)

(Kıyamet günü kurulacak mizan haktır, gerçektir. Tartıda sevapları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.) (Araf 8)
(Sevapları tartıda hafif gelirse, işte onlar, âyetlerimize karşı haksızlık ettiklerinden dolayı kendilerini ziyana sokanlardır.) (Araf 9)

(Her insan ölümü tadacaktır. Kıyamet günü, ecirleriniz size mutlaka ödenecektir. Cehennem ateşinden uzaklaştırılıp cennete sokulan kimse artık kurtulmuştur.) (A.İmran 185)

Peki Günahkar müminlere Şefaat yok mudur ? Şefaat olmayacak mıdır ?

Olmaz olur mu ! Elbette olacaktır. Ama nasıl ? Tabii ki, şefaat edilmenin şartları var. Nedir bunlar ?

KULLARINDAN MÜMİN OLANLARA BÜYÜK GÜNAHLARDAN KAÇINANLARA yaptıkları günahlardan pişman olup tevbe dileyenlere ve kendilerini düzeltenlere amel defterlerindeki günahlar silinerek hatta bu günahlar sevaplara çevrilerek amel terazisinde tartıldığında artık günahları ağır basmaz.

Mümin kul günahlardan pişmanlıkla tevbe etmiş , tevbesine sadık kalmış,büyük günahlardan sakınmış ve o hal üzerine ölmüş ise

De ki: Ey günah işlemekte haddi aşarak nefislerine karşı cinayet işlemiş kullarım! Allâh'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Kuşkusuz Allâh bütün günahları bağışlayıcıdır.’ Zümer suresi, 39/53.

O, kullarından tövbeyi kabul eder. Günahlardan (tövbe edenleri) af buyurur ve bütün yaptıklarınızı bilir.” (Şûra, 25)

Yüce ALLAH da, bu hususta şöyle buyurur: “Ancak, tövbe ve iman edip iyi amellerde bulunan kimseler müstesnadır. İşte, ALLAH, onların günahlarını sevaplara çevirir. ALLAH, çok bağışlayıp, affedici ve çok esirgeyicidir.” (Furkan, 70)

İbrahim Suresi, 37-41 ........... Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve mü''minleri bağışla

ŞUARA-82- Hesaplaşma günü günahlarımı affedeceğini umduğum da O'dur. ( Evet, İşte ibrahim (as ) böyle der.)

Demek ki, Günahların affı bu dünyada olmuyor , ahirette tecelli ediyor. Amel defteri üzerinde tecelli eder ki, okuyun diye de gösterilecek.

Hakka 19: O zaman kitabı (hayat filmi) sağından verilen kimse ise o zaman: “Alınız, kitabımı okuyun.” der.

Büyük bir sevinçle Ey insanlar benim amel defterimi alın okuyun[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] benim saadetimi görün der.

AMELLERİNDEN TEVBE ETMEYENLERİN İSE HİÇBİR GÜNAHI BAĞIŞLANMAZ.

Kehf 49: Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

Evet, bağışlanma ve af ahiret günü vuku buluyor. Kafirler ve münafıklar için şefaat ve bağışlanma söz konusu değil iken durum Büyük günahlardan sakınan, Tevbe etmiş, günahkar müminler için aynı değildir.

Amel defterlerinde yazılıp sayılanlar, günahların af olunup, silinmesi, günahların sevaba çevrilmesi, derecelerin yükseltilmesi veya alçaltılması kul hakkına göre amel defterinin belirlenmesi ve son şeklinin alması insan daha hayatta iken meleklerin ve peygamberin şefaat dualarına göre günahların affının kabul edilip edilmemesi günahlarının ne kadarının af olunacağı, af edilip edilmemesi o gün ALLAHın takdiri ile karara bağlanır .( Bu haliyle ALLAHın adalet terazilerinde tartılır ve karara bağlanır. )


Casiye 23 ayetin de Heva heves ve arzusunu ALLAHın emir ve yasaklarından üstün tutanlar, Nefslerini ilah edinmiş olanlardır ki, bu ilahlık ALLAHa şirk koşmaktan başka bir şey değildir.

Ayeti kerimesinin tefsirinde peygamberimiz (sav)'in şu hadisini zikretti:

"Kul bir hata yaptığı zaman kalbinde siyah bir nokta belirir. Eğer kişi, o hatadan nefsini uzaklaştırır, af talep eder ve tevbede bulunursa kalbi cilalanarak leke silinir. Bilakis, aynı günahı işlemeye devam ederse, kalpteki leke artırılır. Hatta bir zaman gelir, kalbi tamamen kaplar. İşte bu durum Cenabı-ı Hakkın: "Bilakis, onların irtikap edegeldikleri, kalplerini mühürleyip,paslandırmıştır." (Mutaffifin: 83/14) buyurduğu pastır.

Araf ayetlerinin açılımı devam edeceğim

BEDİİ HAMİT 06 Aralık 2010 17:36

AYETE VE YARDIMA BAKIN

MÜMİN-51- Elbette biz, peygamberlerimize ve inananlara dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde de yardım ederiz.

MUMİNLERİN GÜNAHLARININ AFFI İÇİN ALLAHIN ŞEFAATİ, ŞEFAAT ETTİKLERİNİN DUASINI VESİLE KILIP ONLARA FAYDA SAĞLAYACAKTIR .

YANİ İŞ İŞTEN GEÇTİKTEN SONRA AHİRETTE PİŞMAN OLDUM VE ŞİMDİ BEN TEVBE EDİYORUM DEMEDEN ÖNCE

ŞEFAAT EDECEK VE ŞEFAAT ETTİRECEK OLAN ANCAK ŞEFAAT SAHİBİ ALLAHTIR.

Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur’an’la uyar. Onlar için ALLAH’tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. ..” [En’am 51 )

O, kimsenin kimseye yardım edemeyeceği bir gündür. O gün hüküm yalnız ALLAH’ındır.” [İnfitar19]

O gün peygamberler dahil, kimse kimseye yardım edemeyeceği gündür. Ancak Allah hariç. Allah büyük günahlardan kaçınmış günahlarından tevbe etmiş sözünden özünden hoşlandığı mümin kullarına bu günde yardım edecektir. ( Çünkü Allahın onlara verdiği bir söz var. Furkan 70-71, Araf 156 , Nisa 31, Necm 32,, Şura 37 ayetlerine bakın )

Ve ahirette şefaat Araf halkına da olacaktır. Bununla ilgili kuranda açık işaret ve deliller var ve muhtemelen amel defterleri en son verilecek ve cennete en son girecek olanlardır onlar.

Araf ehli

İki taraf arasında bir perde, A’râf üzerinde de cennetlik ve cehennemliklerin her birini simalarından tanıyacak kimseler vardır ki onlar, henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi şiddetle arzular olarak cennetliklere “selamün aleyküm” diye seslenirler. (Araf, 46)

Soru:

Niçin onlar İki taraf (Cennet ile Cehennem ) arasındadır ?

İki taraf arasında bir perde, A’râf üzerinde de cennetlik ve cehennemliklerin her birini simalarından tanıyacak kimseler vardır ki onlar, henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi şiddetle arzular olarak cennetliklere “selamün aleyküm” diye seslenirler.

Bu ayet-i kerimede belirtilen simalarından tanıyacak kimselerden kasıt kimlerdir?


Devamı olacak

BEDİİ HAMİT 09 Aralık 2010 17:28

Ve ahirette şefaat Araf halkına da olacaktır. Bununla ilgili kuranda açık işaret ve deliller var ve muhtemelen amel defterleri en son verilecek ve cennete en son girecek olanlardır onlar.

Araf ehli

İki taraf arasında bir perde, A’râf üzerinde de cennetlik ve cehennemliklerin her birini simalarından tanıyacak kimseler vardır ki onlar, henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi şiddetle arzular olarak cennetliklere “selamün aleyküm” diye seslenirler. (Araf, 46)

Soru:

Niçin onlar İki taraf (Cennet ile Cehennem ) arasındadır ?


Allahü alem dedikten sonra, görüşümüz olarak, Allahın şefaat edeceği kullar zümresindendir bunlar. Nitekim,

Hasan el-Basrî (r.h) demiştir ki: A’râf, marifet kelimesinden olup cennetliklerle cehennemlikleri simalarından tanıyan kimseler demektir.

“Ahirette Cennetliklerle Cehennemlikleri sîmala-rından tanıyan birtakım insanlar vardır” deyince, etrafında bulunanlar, “Bunlar sevap ve günahları eşit olan kimselerdir” derler. Ellerini dizlerine vuran Hasan-ı Basrî, “Bu kimseler, Allah’ın, Cennet ve Cehennem ehlini birbirinden ayırmak için tayin ettiği insanlardır. Vallahi, bilmem, ama bunlardan bazıları şimdi beraberimizdedir” cevabını verir.

Âraftakilere, “Âraf” denmesinin sebebi ise, onların, insanları amellerine göre tanımalarıdır.Yine tefsirlerimizde izah edildiğine göre, Cenab-ı Hak, Mizanda sevap ve günahları tartıp, Cennetlik ve Cehennemlikleri ayırd ettiği zaman, sevap ve günahı eşit gelenleri bir müddet bekletecektir.

İki taraf arasında bir perde, A’râf üzerinde de cennetlik ve cehennemliklerin her birini simalarından tanıyacak kimseler vardır ki onlar, henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi şiddetle arzular olarak cennetliklere “selamün aleyküm” diye seslenirler.

Bu ayet-i kerimede belirtilen simalarından tanıyacak kimselerden kasıt kimlerdir?

İbrahim Hakkı Hazretleri, Mârifetnâme’nin 21. sayfasında, dinî mükellefiyetlerden muaf tutulan delilerin ve kâfir çocuklarının Âraf ehli olduğunu, Cennetlikleri gördükleri zaman, o nimetlere kavuşamadıkları için mahzun olduklarını, Cehennemliklere baktıkları zaman da kendi hallerine şükrettiklerini ve bu halde ebedî olarak orada kalacaklarını bildirmektedir.Bununla beraber, “Âraf” ve Âraf ehli ile verilen bütün izahlar âyetin bir tefsiri mesabesindedir. Esas mahiyetini ancak Allahü Teâlâ bilir.


Nitekim, Peygamberimize Âraf ehlinin kimler olduğu sorulduğunda şöyle buyurmuştur:

Cenab-ı Hak kullarını ayırıp bitirdikten sonra en son kalan kullarına da, ‘Sevaplarınız sizi Cehennemden kurtardı, fakat Cenneti hak edemediniz. Sizi ben rahmetimle Cehennemden âzad ediyorum. İstediğiniz Cennete giriniz’ buyuracak.”


Kendi düşüncem ve yorumuma göre araf ehli insanları hem cennetteki ve hem de cehennemde olanları tanıyan kullardır ki, bu dünyada iken onlarla münasabetleri olmuştur.

ARAF 48- "Bu tepelerdekiler, simalarından tanıdıkları bazı azılı kâfïrlere de şöyle seslenirler. "Ne kalabalığınız ve ne de şımarmanıza yolaçan güçleriniz size yarar sağlamadı. "

ARAF 49- ' `ALLAH onları hiçbir rahmete erdirmez " diye haklarında .yemin ederek küçümsediğiniz kimseler bunlar mıydı? Bu arada ALLAH onlara ' `Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku sözkonusu değil artık, hiç üzülmeyeceksiniz " der.

ARAF AYETLERİYLE SIKI BAĞINTISI OLAN AYET SEBE 23 AYETİDİR Kİ, BENCE BU AYET ARAF EHLİNE VE ONLARIN ŞEFAAT EDİLECEĞİNE İŞARET EDER.

Devamı olacak





BEDİİ HAMİT 10 Aralık 2010 16:47

Alıntı:

mutezilede büyük günah işleyenler araf denilen yerde olacak deniliyor kaynağı nedir sayın hocam?
Kaynağı nedir ? Bilmem ama bu mutezile fırkasının yorumudur. Büyük bir günah işleyenin, artık Allah beni affetmez diye düşünmesi doğru mu? CEVAP Çok yanlıştır. İnsan ne kadar büyük günah işlerse işlesin, ALLAH İSTERSE ONU BAĞIŞLAR.

HZ Ömeri örnek verelim. O vaktiyle çok büyük bir günaha teşebbüs etmişti. Peygamberi öldürmeye niyetlendi. ve o aynı zamanda kafir idi. Yani islamı kabullenmeyenlerdendi. Sonra ne oldu ? Günahlarına tevbe etti ve peygamberin en yakınlarından biri oldu.

Ey günahta haddi aşanlar, Allahın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah,
bütün günahları affeder. O, gafururrahimdir, affı, merhameti çoktur.) [Zümer
53]

(Kim, kötülük eder, nefsine zulümde bulunur da, sonra mağfiret dilerse,
Allahı çok affedici, çok merhametli bulur.) [Nisa 110]

(Ey müminler, Allaha tövbe edin ki kurtuluşa eresiniz.) [Tahrim-8]


(Biri günah işler veya kendine zulmeder, sonra pişman olup, Allahü teâlâya
istiğfar ederse, Allahü teâlâyı çok merhametli ve af ve mağfiret edici
bulur.)[Nisa 110]

(Allaha tövbe-i nasuh yapınız!) [Tahrim 8]

Nasuh kelimesine 23 mana verilmiştir. Bunlardan en meşhuru günahlara pişman
olup, dili ile istiğfar etmek ve bir daha işlememeye karar vermektir.
Peygamber
efendimiz, tövbeden bahsedince, nasuh tövbesinin ne olduğunu soran Hz. Muaz
bin Cebele buyurdu ki:

(Tövbe-i nasuh, günahkârın işlediği günahtan pişman olması, Allahtan
mağfiret dilemesi, bir daha öyle bir günah işlememesi demektir.) [Beyheki]

(Allah bağışlayandır, Affedecidir. Peki Allah Tüm günahları ve işlenen tüm büyük günahları affeder mi, bu kullara şefaat eder mi ?

Evet eder ama bir şartla. Günahlarından samimi olarak tevbe edecek, Allahtan af dileyecek ve kendini düzeltecek. Ölüm ona çatmadan önce son nefesini vermeden önce bunları yapacak. Yani son nefesini verirken tevbe etmesinin bir anlamı olmaz. Firavun gibi tevbe etmeyecek.

(Firavun boğulacağı an, "İsrailoğullarının inandığından başka ilâh
olmadığına inandım, artık ben de Müslüman oldum" dedi. Ona, "Şimdi mi
inandın, daha önce baş kaldırmış ve bozgunculuk etmiştin" dendi.) [Yunus 90, 91]

(Artık o çetin azabımızı [azap meleklerini] gördükleri zaman, Allaha inandık
derler. Fakat o zaman inanmaları bir fayda vermez.) [Mümin 84]

NİSA 18:Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, “İşte ben şimdi tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.

AYETE DİKKATLE BAKALIM

Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca "Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.

AYET İKİ KISMA AYIRMIŞ BUNLARI KAFİR OLANLAR VE OLMAYANLAR DİYE

"Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur.

BEDİİ HAMİT 10 Aralık 2010 17:37

Alıntı:

ARAF AYETLERİYLE SIKI BAĞINTISI OLAN AYET SEBE 23 AYETİDİR Kİ, BENCE BU AYET ARAF EHLİNE VE ONLARIN ŞEFAAT EDİLECEĞİNE İŞARET EDER.


VE AHİRETTE ŞEFAAT ARAF HALKINA DA OLACAKTIR. BUNUNLA İLGİLİ KURANDA AÇIK İŞARET VE DELİLLER VAR VE MUHTEMELEN AMEL DEFTERLERİ EN SON VERİLECEK VE CENNETE EN SON GİRECEK OLANLARDIR ONLAR.

Şefaata nail olacaklar ALLAHa iman etmiş ve günahları nedeni ile cenneti tam olarak haketmemiş müminler üzerinedir ki, bu müminler aynı zamanda yaptıkları amellerden dolayı da cehennemi haketmemiş olanlardır.

Yani araf ehli olanlardır ki, bunlar sürekli endişe ve korku içinde sürekli af ve bağışlanma beklerler yüzleri bir cennet ehline bir cehennem ehline döndürülür. Bu gayet sıkıntılı ve aynı zamanda umut dolu bir bekleyiştir. Orada bulunanlar Cennet ve cehennemdekiler ile de konuşurlar. Yüzleri cehennem ve azaplarına çevrildiğinde sürekli af ve bağış ve şefaat dileyeceklerdir. Bir de cenneteeki nimetler de onlara gösterilecek ve orada olmayı çok isteyecek olanlardır onlar.

İşte sonunda rabbimizin himmeti ve şefaatı ile şefaata görevlendirelecek kullar devreye girer ve onları bu tasadan kurtarır onlara şefaat ederler.

DİKKAT ! Rabbimizin şefkat ve şefaati, müminleri esirgeyen ve koruyan olması Meleklerin ve Peygamberimiz (sav)'in duasıyla, duasına icabet edecek olmasıyla gösterir.

RESULUN, MELEKLERİN ŞEFAATİ AHİRETTE DEĞİL, DÜNYADAKİ OLAN ŞEFAATİDİR Kİ, AHİRETTE TECELLİ EDER.

İŞTE ARAF SÜRESİ AYETLERİ

ARAF 46- "İki taraf arasında bir set ve bu setin tepelerinde her iki grubu simalarından tanıyan kimseler vardır. Cennete girememiş, fakat gireceklerini uman bu kimseler cennetliklere "selâmun aleyküm" diye seslenirler. "

47- "Bunların bakışları, cehennemliklere doğru kaydırılınca da "Ey Rabbimiz, bizi zalimler ile biraraya getirme" derler.

48- "Bu tepelerdekiler, simalarından tanıdıkları bazı azılı kâfïrlere de şöyle seslenirler. "Ne kalabalığınız ve ne de şımarmanıza yolaçan güçleriniz size yarar sağlamadı. "

49- ' `ALLAH onları hiçbir rahmete erdirmez " diye haklarında .yemin ederek küçümsediğiniz kimseler bunlar mıydı? Bu arada ALLAH onlara ' `Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku sözkonusu değil artık, hiç üzülmeyeceksiniz " der.

İşte bu araftan cennete geçiş günah batağına batmayan Fakat işledikleri günahlar nedeni ile Kalblerindeki imanı karartmayan bu imanı söndürmeyenlere ve Elbette ki, ALLAHın şefaatı ve onun izin verdiklerinin ( Başta peygamber efendimizin ) duası ve şefaatı hak olacaktır.


İŞTE SEBE 23 AYETİ YUKARIDA MEALLERİNİ VERDİĞİMİZ ARAF SURESİNİN AYETLERİYLE BAĞLANTISI OLAN BU AYETLERİ TEFSİR EDEN AYETTİR

SEBE-23:
Allah'ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefâati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince: Rabbiniz ne buyurdu? derler. Onlar da: Hak olanı buyurdu, derler. O, yücedir, büyüktür.

ALLAH, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez, şefaati fayda vermez. Kalblerindeki müthiş korku giderilince, [şefaat bekleyenler, şefaat edenlere]

“Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” diye soracaklar. Onlar [şefaat edenler] ise, “Hak olanı buyurdu [şefaate izin verdi]” diyecekler.


Sebe 23 Ayeti ALLAH’ın izin verdiklerine şefaat eder deniyor. Yani şefaat edenler de , şefaat ettirilen de ALLAHın iznine tabi olanlardır. O halde hem şefaat edenler ve hem de şefaat edilenler Alahın izin verdikleridir. Bunları ayette geçen konuşmalardan anlıyoruz

ÇOK BÜYÜK BİR İHTİMALLE BU AYET ARAF HALKINA İŞARET EDİYOR

İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A'raf) üstünde de hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere: «Selam size» derler, ki bunlar, henüz girmeyen fakat (girmeyi) 'şiddetle arzu edip-umanlardır.' (araf/46)

SEBE 23 AYETİNDEKİ

Bu konuda izin bekleyenlerin yüreklerini ürperten korku yatıştırılınca , O MÜTHİŞ KORKUNUN SONA ERMESİ, ERDİRİLMESİYLE ayet neye işaret etmektedir ?

OLUMLU YÖNE RAHMETE, YANİ AFFA , ŞEFAATİN ÇIKTIĞI VE AFFEDİLDİĞİNE DAİR MÜJDE VERİLİYOR KENDİLERİNE

( Öyle değil mi ! Eğer bu cevab olumlu yöne olmasaydı korku ve endişe halinde bekleyişte olanların, kalblerindeki o müthiş korku niye ortadan kaldırılsın ki, Bu korku öylece sürer, öylece devam ettirilirdi kendilerine )

VE BU AFLA , BU RAHMETLE, MÜJDELENİYORLAR biribirlerine `Rabb'iniz ne dedi?' diye sorduklarında ise Cevap verenler `O gerçeği söyledi O yüce ve büyüktür' derler.

BEDİİ HAMİT 10 Aralık 2010 17:54

SEBE 23.......Biribirlerine `Rabb'iniz ne dedi?' diye sorduklarında ise Cevap verenler `O gerçeği söyledi O yüce ve büyüktür' derler.

PEKİ ALLAH ONLARA HANGİ GERÇEĞİ SÖYLEMİŞ OLABİLİR ?

ARAF-156:......RAHMETİME gelince, o her şeyi çepeçevre kuşatmıştır.
Ben onu; sakınıp ( TEVBE EDİP DE GÜNAHLARDAN ) korunanlara, zekâtı verenlere, AYETLERİMİZE İNANANLARA YAZACAĞIM." Demişti.

MÜMİN-51- Elbette biz, peygamberlerimize ve inananlara dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde de yardım ederiz. DEMİŞTİ

ARAF-49:............Bu arada ALLAH onlara ' `Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku sözkonusu değil artık, hiç üzülmeyeceksiniz " der.

Bunlar YUKARIDAKİ ARAF AYETİNDE AÇIKLAMASINI YAPTIMIZ ÜZERE akibetlerinin ne olacağına dair endişeli, henüz daha cennete girmemiş, cennete girmeyi uman kimselerdir ki,

Bu sahne "zor gün"ün, yani kıyamet günün sahnelerinden ( Araf sahnelerinden ) biridir. Burada kalabalıklar ayakta dikiliyor. Gözleri bir cehennemedekilere ve bir de bir cennetekilere çevriliyor. Durumlarının ne olacaklarına dair hala umut dolu fakat endişeli bir bekleyiş var.

Bu endişeli ve korkulu bekleyiş aynı zamanda bir umudu da beraberinde hissetiriyor. ŞEFAAT BEKLEYENLER, ŞEFAAT ETMEYE LAYIK GÖRÜLENLERE YÜCE ALLAH TARAFINDAN ŞEFAATA İZİN İZİN VERİLMESİNİ BEKLİYORLAR.

Bekleme suresi uzuyor. Süre uzadıkça bekleyenlerin sabrı daralıyor. Yüzler endişeli ve gergindir. Hiç kimseden çıt çıkmaz. "Acaba yüce ALLAH bize bu İZNİ verecek mi?" beklentisinin heyecanı ile çarpan kalpler yuvalarından fırlayacak gibidirler.

Bu arada yüce ALLAH'ın korkunç buyruğu duyulur. Bunun üzerine hem ŞEFAAT yetkisi isteyenler ve hem de ŞEFAATTEN medet umanlar titreme nöbetine tutulurlar. Kavrama yetenekleri işlemez olur. Fakat;
"Bu konuda izin bekleyenlerin yüreklerini ürperten korku yatıştırılınca" Kapıldıkları korku hafifletince ve tutuldukları titreme nöbeti geçince; "Biribirlerine `Rabb'iniz ne dedi?' diye sorarlar."

Bu soruyu biribirlerine sorarlar. Belki de bazıları kendilerini zorla da olsa toparlayabilmişlerdir. Bu arada;
"Cevap verenler `O gerçeği söyledi' derler."

Bu konuda izin bekleyenlerin yüreklerini ürperten korku yatıştırılınca , O MÜTHİŞ KORKUNUN SONA ERMESİ, ERDİRİLMESİYLE ayet neye işaret etmektedir ? OLUMLU YÖNE YANİ AFFA , ŞEFAATİN ÇIKTIĞI VE AFFEDİLDİĞİNE DAİR MÜJDE VERİLİYOR KENDİLERİNE VE BU BAĞIŞLANMA İLE MÜJDELENİYOR biribirlerine `Rabb'iniz ne dedi?' diye sorduklarında. Cevap verenler `O gerçeği söyledi (ALLAH SİZE ŞEFAAT ETTİ- ŞEFAATE İZİN VERDİ ) O yüce ve büyüktür' derler

AYETTE GEÇEN “Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” SORUSUNU SORANLAR BU SORUYU KİME SORMAKTADIRLAR ? PEKİ KİMDİR BUNLAR !

DEVAMI OLACAK

BEDİİ HAMİT 11 Aralık 2010 17:26

SEBE-23:
Allah'ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefâati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince: Rabbiniz ne buyurdu? derler. Onlar da: Hak olanı buyurdu, derler. O, yücedir, büyüktür.

AYETTE GEÇEN “Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” SORUSUNU SORANLAR BU SORUYU KİME SORMAKTADIRLAR ? PEKİ KİMDİR BUNLAR ! KİMLER OLABİLİR ?

Bunların rabbimin sözünden ve özünden hoşlandığı daha önceden de ( daha dünyada iken ) müminlere şefaat duaları olanlardır. Allah onların ( Sevdiği kullarının ) şefaat dualarını affa ve bağışlanmaya vesile kılmaktadır ki, muhtemelen başta peygamberimiz Hz Muhammed mustafa (as) olmak üzere Allahın seçkin kulları ve yakınlaştırılmış meleklerdir.

Ve çok büyük bir ihtimal ki, peygamberimiz dünyada iken müminlere yapmış olduğu şefaat duasını ahirette de tekrarlayacaktır. Allahta pek çok sevdiği nebisinin her iki dünyada ettiği duasını geri çevirmeyecektir ve işte ayet buna işaret ediyor olabilir.


BU kısa ve özlü cevabı verenlerin, en başında ,en önde gelen PEYGAMBERİMİZ hZ Muhammed mustafadır ( sav ). Allahın seçkin kullarıdır veya meleklerdir.

Hak olanı buyurdu, derler.

Evet O gerçeği söyledi.

Rabb'iniz gerçeği söyledi. Genel geçerli, ezeli ve dolaysız gerçeği. Zaten O'nun her sözü gerçektir. Çünkü;

"O yüce ve büyüktür."

Bu kısa ve özlü cevap, sahneye egemen olan korkunun, dehşetin çapını gösteriyor. Duyulan korku o kadar büyüktür ki, ağızlardan sadece bir tek cümle çıkabiliyor!

İşte korkunç şefaat sahnesi ve işte ALLAHın seçkin kullarının veya meleklerin, yüce ALLAH'ın huzurunda gerçekleşen bu sahnedeki pozisyonları. Bu sahneyi izledikten sonra hiç kimse onların yüce ALLAH'ın ortakları ve müşriklerin ALLAH katındaki aracıları olduklarını ileri sürebilir mi?

Evet O ( ALLAH ) gerçeği söylemişti.

ARAF-156:......RAHMETİME gelince, o her şeyi çepeçevre kuşatmıştır.
Ben onu; sakınıp ( TEVBE EDİP DE GÜNAHLARDAN ) korunanlara, zekâtı verenlere, AYETLERİMİZE İNANANLARA YAZACAĞIM." Demişti.

MÜMİN-51- Elbette biz, peygamberlerimize ve inananlara dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde de yardım ederiz. DEMİŞTİ

ARAF 47- "Bunların bakışları, cehennemliklere doğru kaydırılınca da "Ey Rabbimiz, bizi zalimler ile biraraya getirme" derler.

ARAF-49:............Bu arada ALLAH onlara ' `Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku sözkonusu değil artık, hiç üzülmeyeceksiniz "
der.

SEBE 23 AYETİN AÇILIMI ARAF EHLİNİN DURUMUNU AÇIKLIYOR. ALLAHÜ ALEM

BEDİİ HAMİT
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]. COM






SAAT: 12:14

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306