![]() |
Müslümanlarda Kısas Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL . Kısas; bilerek ve isteyerek masum birine zarar verenin aynı zararla cezalandırılmasıdır. Günümüz Müslüman toplumu kuranın hukuki kurallarını çağdışı saymanın küfre düşmek olduğunu bilmiyor olmalı ki, modern çağın adalet anlayışına uyarak kuranın kısas hükümlerini ilkel görebilmektedir. Tüm canlılar değerlidir yalanının arkasına saklanan güç sahipleri, kendi suçlarını cezasız bıraktırma yolu olarak hümanizm, insan sevgisi söylemini kullanmaktadırlar. Modern çağın hümanist duygusu idam cezasını kaldırmıştır. Suçların önüne geçmek için, suçluları rehabilite edip topluma kazandırma yolunu benimsemiş ve hapishane sayısını artırmıştır. Ancak, suçlular birkaç ay içinde rehabilite edilip yeni zulümlere salınmışlardır. Modern çağın adalet anlayışı suçlunun avantajını elinden almazken, mağdura sevgi dolu olmasını öğütler. Hümanizm yaklaşımı tüm insanların değerli olduğunu haykırır. Oysa insani değerlerden nasibini almamış bir şahıs nasıl değerli görülebilir? Suçluyu sadece insan bedenine sahip olduğu için değerli görmek mağdura bir zulüm olmaz mı? kısasın adalette yeri olması gerektiği aşikarken hümanist duygu Kuran’ın adalet anlayışı olan kısas uygulamasını bir vahşet olarak görür. Kısası bir vahşet olarak gören hümanist duygu, kendi sözcülerinin gelişmemiş ülkelerde yaptıkları tahribatı, zulmü, işkenceyi görmezden gelmektedir. Dünyadaki en ağır zulümler hümanist söylem sahipleri tarafından yapılmaktadır. Karanlık çağların zulmü kılıç kullanıyorken, aydınlanmış çağların zulmü sevgi ile yapılmaktadır. Karanlık çağ talan etme çabasında olduğunu gizlemezken, aydınlık çağ her seferinde özgürlük amacında olduğunu iddia eder. Ama her zalim zulmünün farkındadır. Zalim hangi zulmü niçin yaptığını bilir. Bu sebeple zulmüne uygun elbise tasarlamakta zorlanmaz. Zulmün asıl bekçileri ise zalimin tasarladığı elbiseyi diken çamurlu zihinlerdir. Taşlaşmış adaletin sadık bekçileri, adaleti sevgi ile ilişkilendirip cellâtları masum, terapiye muhtaç, şefkat dolu bireyler olarak gösterirken, zulme uğrayanları intikam duyguları besleyen birer cani olarak resmedebilmektedirler. Bunun yanında, çoğu zaman zulme el sallayan ayak takımı zevat, ne yaptığının bilincinde değildir. Entelektüel görünme çabası, güç sahipleri ile aynı fikirleri paylaşmanın hazzı; zenginler, yöneticiler ve sanat erbabı tarafından önemsenme hissi gibi beş para etmez etkenler onları zulme ayakkabı yapmıştır. Öyle ya, zalimlere maymunluklar yapmak entelektüellik, barışseverlik, bilimsellik sayılmıştır. Kısasa kısas bir adalettir, hatta adalet nedir denirse kısastır demek gerekir. Adalet sevgi, saygı gibi kavramlarla ilişkili değildir. Adalet intikam duygusuyla da ilişkili değildir. Adalet Hak ile ilişkilidir. Hak, sahibine verilmesi gereken bir emanettir. Kısas ise emaneti sahibine vermektir, yani haktır, yani adalettir. Günümüz Müslüman gençliği, kısas kavramının modern çağın batılı entelektüelleri tarafından kabul edilmediğini görünce; herhangi başka bir analize ihtiyaç duymadan kısasa tavır almaktadır. Sadece goril yakışıklısı papyonlu beyler ve şempanze güzeli dekolteli hanımlar rahatsız oluyor diye kısas konusu adalet kitabından çıkarılmıştır. Bugün hukuk fakültelerinde bile roma hukuku, anayasa hukuku, medeni hukuk, devletler hukuku öğretilirken İslam hukuku öğretilmez. Çünkü İslam’ın adalet anlayışı ile hukuk fakültelerinde okutulan tüm hukuk sistemlerinin adalet anlayışı çatışır. Bu sebeple Müslüman gençlik bilmediği bir hukuk sistemi olan Kuran’ın hukuk sistemini kısa ve öz cümlelerle mahkûm edebilmekte ama hala Müslüman kalmayı başarabilmektedir. Ne anlaşılmaz çelişki değimli? Her Müslüman kısas kavramının neden adaletle eş anlamlı olduğunu bilmekle yükümlüdür. Aksi taktirde adaletin Allah nezdinde ne anlama geldiğini idrak edemez. KARAKÖSE www.medineweb.net |
SAAT: 11:49 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.