![]() |
Müslümanlarda Cehalet Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL . Günümüz Müslümanlarından İslam söz konusu olduğunda, ben cahilim deyip kenara çekilenler oldukça fazladır. Bir Müslüman, İslami ilimler hakkında detaylı bilgiye sahip olmayabilir ama İslam cahili olamaz. Toplum, zekiliği çabuk ve kolay kavrama hali olarak, aptallığı doğruyu seçememe hali olarak, deliliği ussal dengenin kaybedilişi olarak, cahilliği ise eğitimsiz olma hali olarak tanımlar. Söz konusu kavramları inceleyelim; Zekilik yargılama yeteneği ile ilişkilidir. Kendisine aktarılanın ne manaya geldiğini hızlı bir şekilde kavrama ve sorunlara çözüm üretebilme kabiliyetinin yüksek oluşu zeki insanların özellikleridir. Zeki insan hem kendi tecrübelerinden, hem başkalarının tecrübelerinden, kitabi bilgilerden, deneylerden vs. yararlanabilen insandır. Zekilik herhangi bir durumun gelecekte alacağı şekli kestirebilme kabiliyetini kendinde barındırır. Bu kabiliyet sayesindedir ki, zeki insan imkânlar dâhilinde olanla olmayanı birbirinden ayırabilir. Alternatifler arasında en kolay ve en faydalı olanı tercih etmeyi başarabilir. Delilik düşünce yetisinin tamamen kaybedilişidir. Deli ne gelecek ne bugün nede geçmiş hakkında herhangi bir fikre sahip değildir. Olması da beklenemez. Deliler eğitim ile bazı toplum kurallarını öğrenebilirler ama düşünebilmeyi öğrenmeleri imkânsızdır. Aptallık varılacak yeri bilme ama ona götüremeyecek yollardan varmaya çalışmaktır. Aptal amacının ne olduğunu bilir. Neden onu amaç edindiğini ve nasıl amacına ulaşacağını yanlış bilir ama doğru bildiğini zanneder. Yani aptalın izlediği yöntem onu amacına ulaştıramaz, fakat aptal ulaştıracağını ısrarla iddia eder. Aptal kişiliğin en belirgin özelliği kendini zekilik, ileri görüşlülükte rakipsiz görmesidir. Cahillik ise sanıldığı gibi bilgisizlik demek değildir. Bilgi sahibi olmadığı halde cehaletten çok uzak insanlar bulunabildiği gibi, akademik kariyer yapan cahillerle de karşılaşılır. Cahil bildiği şeyi kabul etmeyen ve bildiğinin dışında yorumlamaya çalışandır. Cehalet gerçek olduğunu bildiği halde kibir, çıkar gibi nefsi etkenlerden dolayı gerçeği kabul etmemek ve gerçekle mücadele etmektir. Bu yönüyle cehalet her zaman ve mekânda, her millet ve inançta ve her bilimsel seviyedeki şahısta kendini gösterebilir. Dolayısıyla her zaman canlıdır. Cehalet bilime düşman değildir. Onun kullandığı bilimin dili farklıdır sadece. Cehalet niçini araştırmaz, nasıl ile ilgilenir, nasılda ne kadar çok alternatif varsa cahil için o kadar iyidir. Alternatifleri azaltabilecek her türlü ahlak ve inanç kaidesi cahilin düşmanıdır. Günümüz Müslümanları cehaleti yanlış tanımlamakla iki konuda sorunlu bir hal almaktadırlar. Birincisi İslam konusunda cahilim sözü ile çıkarları uğruna İslam’ı bildiklerinin dışında yorumlayabileceklerini dile getirmektedirler. İkincisi İslam’ı kendi çıkarları uğruna bildiklerinin dışında yorumlayanlara aldanabilmektedirler. Toplumu gözlemlediğimizde her iki durumunda yaşanabildiğine tanık olmaktayız. Cahil ilahiyat profesörlerine aldanan yığınla müslümanımızın yanında, cehaletin etkisiyle İslam’ı çıkarına alet ederek yorumlayan halkla da karşılaşmaktayız. Göz ardı edilen ise islamın cehaleti kardıramayacağı gerçeğidir. Müslüman cahil olamaz. Çünkü İslam güzel ahlak, güvenirlilik ve adalet ile birebir ilişkilidir. Müslümanların cehalet ile bilgisizlik arasındaki farkı anlamaları ve her birinin nelere mal olduğunu öğrenmeleri gerekir. Aksi takdirde bilgisizlikle eşdeğer görülen cehalet masumlaşacak ve cehaletin çıkarcı ahlakı sürüp gitmeye devam edecektir. KARAKÖSE www.medineweb.net |
SAAT: 13:29 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.