Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Yalnız Allah tan yardım dilemek..... (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/18619-yalniz-allah-tan-yardim-dilemek.html)

HALUK GÜMÜŞTABAK 21 Ocak 2011 11:27

Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Değerli arkadaşlarım bizler her gün namazlarımızda Yaradan a Fatiha suresini okurken bir söz veriyoruz, ne sözümü dersiniz, lütfen dikkatle okuyunuz.

( Fatiha 5: Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.)

Acaba gerçekten her gün bu sözü verirken rabbim e, sözümüz de duruyor muyuz dersiniz. Yaradan kur’an da bakın ne söylüyor bize iletilmesi için.

Zümer sur.44;De ki: "şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi onundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz.

Bu ayete baktığınızda çok açık ve net şefaat yani bağışlama yetkisinin Allah tan başka kimsede olmadığını söylüyor bizlere. Şefaatin kur’an da ki anlamı affetmek ve bağışlamaktır, onun içindir ki Yaradan affetme yetkisinin tamamen kendisinde olduğunu söylüyor. Ama bizler bu ve buna benzer onlarca ayeti gördüğümüz halde, Allah tan başka peygamberler, din ulemaları ve şehitler şefaatçidir diyenlere inanmıyor muyuz? Ayrıca tüm bunları peygamberimizin hadisidir diye söyleyip, kur’an ayetlerine ters olmasını bile hiçe sayıp, dinde çelişki yarattığımızın farkında değil miyiz yoksa?


Yaradan kur’an ayetinde şefaat tümden bana aittir dedikten sonra, acaba yine kur’anın bir başka kısmında bunun tersini söyler mi hiç, düşünmeden söylenenleri kabul ediyoruz, acaba neden zerre kadar düşünmüyoruz? Şimdi düşünmeden iman edersek, hesap günü kara kara düşünmenin hiçbir faydası olmayacaktır. İmtihan kâğıdını öğretmen açıp, notumuzu okuduğunda, yani imtihan için bizlere verilen süre bittiğinde, acaba eyvahhhh hocam, o sorunun cevabı şimdi aklıma geldi desek, bizlere not verir mi dersiniz?

Şimdide bakın ne diyor Rabbim, önce ayete dikkat edin, daha sonrada peygamberimizin söyledikleri ile ayeti karşılaştırın.


Yunus 18: Allah'ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır." De onlara: "Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" Şanı yücedir O'nun, ortak koştuklarından arınmıştır O.

Bakın ayet ne kadar açık anlatıyor, günümüzde bizlere öğretilen yanlışları. Sanırım bizler hala ibret almıyoruz ve aynı yanlışa devam ederek, kendi nefsimizce şefaatçiler ediniyoruz. Ayette kendilerine ne yarar nede zarar veremeyecek kişilerden bahsediyor Rabbim. İnsanlar bu kişiler için, Allah katında kendileri ile ilgili şefaatçi olacağını söylüyorlar. Ama Allah bunu asla kabul etmiyor ve açıkça söylüyor, peki bu sözleri bizler göremiyor muyuz dersiniz, yoksa Rabbim mi göstermiyor bazılarına? Yorum sizlerin.

Şimdide yazacağım ayetleri özellikle dikkatle okuyunuz, söylediklerimizi iyice onaylarcasına, bakın peygamberimiz bize ne söylüyor.

Cin 21.ayet. De ki: "Şüphesiz ben, size ne zarar verebilir ne de fayda sağlayabilirim."

Araf sur.188. ayet: De ki: "Ben kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim, ne de bir zarar verebilirim.


Değerli arkadaşlarım, demek ki peygamberimiz dahi Rabbim in bizleri uyarısıyla, Allahın dilediğinden başka kişiye, asla ne fayda sağlayacağı nede zarar veremeyeceğini açıklıyor. Yunus suresi 18. ayetinde ne diyordu hatırlayalım. (Allah'ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır .) diyordu ayet. Demek ki Yaradan şefaat konusunda, affetme bağışlama konusunda kimseye yetki vermiyor, bu çok açık anlaşılıyor. Dua etme kapısını ise her zaman iman eden kendisinden hoşnut olan tüm kulları için ise açık bırakıyor. Şükürler olsun Rabbim e.


Şimdide bizlere öğretilen en büyük yanlışa gelelim, tüm bu ayetleri gördükten sonra. Bizlere her namaz kılışımızda Yaradan a, yalnız senden yardım dileriz sözlerini verdikten sonra, bakın ne söylememizi istemişlerdi onu hatırlayalım.( şefaat ya resul Allah ) Bu sözün Türkçesi neydi onu da yazalım. Bizi affet, bağışla ey Allahın resulü. Rabbim bilmeden yaptıklarımızdan dolayı bizleri affetsin. Bakın yukarıda yazdığım ayetleri gördünüz, Rabbim tek bağışlayıcı kendisi olduğunu söyleyerek, çok net açıklamalar yapıyor ve şefaati bizzat kendisinden istenmesini de söylüyor.

Şimdide Fatiha suresinde her namazda Yaradan a verdiğimiz sözü hatırlayalım ve hep birlikte düşünelim. Ayette ne diyorduk Rahmana? Yalnız senden yardım dileriz. Peki, Allah tan değil de peygamberimizden dilediğimiz şefaat ne olacak o zaman dersiniz? Bunu hiç düşündünüz mü? Bunu söylemekle doğru mu yapıyoruz? Namaza durduğumuzda rabbim e karşı, yalnız senden yardım dileriz diyeceğiz, namaz bitince de peygamberimizde yardım isteyeceğiz, sizce bizler ne yaptığımızın bilincin demiyiz? Ne söylediğimizi biliyor muyuz, Allah bizleri affetsin inşallah.


İşte İslam ın geldiği nokta. Bu konuyu Diyanet İşleri başkanlığına sorduğumda elbette peygamberler şefaat edemez, ama onun aracılık yapmasında bir sakınca yoktur diye cevap verdiler. Allaha dua etme, yakınlarımızın günahlarını bağışlama kapısı her iman eden için açıktır. Allah kendisinden hoşnut olduklarımın duasını kabul ederim der bizlere. Bakın Allah elçisi için dahi ne söylüyor.


Muhammet 19; Allah’tan başka tanrı olmadığını kuşkusuzca bil! Hem kendi günahın için hem de mümin erkeklerle mümin kadınlar için af dile. Allah sizin, dönüp dolaşacağınız yeri de varıp ulaşacağınız yeri de bilir.


Bakın ayet ne kadar açık ve net. Allah Elçisine bile kendi günahların için dua et bana diyor. Devamında da, iman eden kadın ve erkek müminler için dua et diyor, yani iman ettiğini bildiğin insanlar için dua etmesini söylüyor. Peygamberimiz de bir beşerdi. Bugün oda aramızda yok, taki hesap gününe kadar. Şimdi soralım kendimize, Diyanet İşleri Başkanlığının söylediği gibi, diyelim ki biz bu sözle peygamberimizden şefaat dilemiyor, Allah ile aramızda aracı ol diyoruz desek, peki peygamberimiz bizlerin nasıl bir insan olduğumuzu, gerçek iman eden bir mümin olduğumuzu biliyor mu da, bizlere dua etsin aracı olsun? Bizleri şuanda duyacağını ve Rahmanla aramızda aracı olacağını nasıl ve neye dayanarak söyleyebiliriz? Bunu düşünebiliyor muyuz?


Hatırlayalım Rabbim bir ayetinde ne diyordu? Benimle yarattığım kulumu baş başa bırak. Tebliğ etmek sana, hesap sormak bana düşer demiyor muydu? Hatta peygamberimize bir kısım insanlar için, yetmiş kez dua etsen de onları affetmem diyen Rabbimin ayetinden, hiç mi dersler çıkarmıyoruz? İbrahim peygamberimizi hatırlayınız, babası iman etmemişti. Kendisine sana Allaha dua etmekten başka bir şey yapamam sözleri, her şeyi o kadar açık anlatıyor ki, yeter ki rehber olarak beşerin rivayetlerini değil, kur’anı alalım. Her şey o kadar açık bir güneş gibi önümüzde parıl parıl parlıyor. Tabi anlayana, anlamak isteyene.



Gerçekten rabbim bizler, düşünüp ibret alma yeteneğimizi herhalde kaybettik. Çünkü kafamızı kur’an ayetleri ile değil, veliler edindiğimiz kişilerin yanlış sözleriyle, hurafe bilgilerle o kadar doldurmuşuz ki, Rabbin kitabındaki gerçek bilgiler, bu yanlış bilgilerin yanında yer almamak için adeta uzaklaşıyorlar. Bu sözlerimi lütfen düşününüz, geri dönüşü olmayan yola girdiğimizde, kitap önümüze konduğunda, bizlere yardım edecek kimse olmayacak.

Toplumu kur’ana, onun sözlerini anlamaya, düşünmeye davet ettiğimde, sen peygamberimizi devre dışımı bırakıyorsun iftirası ile karşılaşıyorum. Hâlbuki O örnek Allah elçisinin de yalnız ve yalnız kur’ana uyduğunu, bir tek kelime bile eklemeden insanlığa, onunla hükmettiğini asla unutmayalım. Bizleri süslü sözlerle, duygusal yalanlarla Allah ile aldatmak isteyenler, hesabın görüleceği gün, Rabbim e ve elçisine attığı iftiralar yüzünden, yüzleri kapkara olacağını ve cehennemin ebedi kalıcıları olduğunun uyarısını, Rabbim çok açık yapıyor.


Rabbimden dileğim, hesabın görüleceği o çetin gün, cümlemizin yüzleri ak olur. O çetin günde hesabın tutulduğu kitabımızın, sağ tarafımızdan verilen kullarından oluruz inşallah.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Muhsin Arslan 22 Ocak 2011 17:48

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
burada da her zaman olduğu gibi ısrarla Resulullah dışlanmaktadır.ayetlerin dar kalıplarını kendi kalıplarınıza uydurmaktan başka bir sonuç çıkmıyor.bu mantığınıza göre birisinden(eşinizden,arkadaşınızdan,doktorunuzdan) yardım istemek bile ayete muhalif.
Değerli İnsan!
oradaki yardım yada ibadet tamamen İlah tanımak bazında anlaşılmalıdır.hangi müslüman resulullahı İLAH ilan etti! hangi müslüman Resulullaha taptı,secde götürdü?!
el insaf çarpıtmanın bu kadarıda fazla..!
Israrla Resulullah bu dinden dışlanmakta,tek ayaklı kelimei şehadet önerilmekte.bunu hep dedim ve ısrar edeceğim.Bu mantıktan imandan Allaha sığınırım.

Haluk Bey!
Vallahi biz kuran'ın yerine bir şey koyma arzusunda değiliz.hadis ve sünnet ayağındaki ısrarımız Kuranı bizden daha iyi bilen açıklamaları(hadisleri) yabana atmamaktır.
hadisi dışlarsanız yıkarıdaki ayetlere o mantığı yüklersiniz işte..!

yalnız kuran derseniz sizden ısrarla şu sorulara cevap vermenizi rica edeceğim,beni ikna ederseniz sizinle hemfikir olacağım.
sorular ;
1-kuranda namaz farz der.siz bana kurandan öğle namazının vaktini,rekatlarını,farzlarını açıklarmısınız.(ayet istiyorum)
2-kuranda zekat farzdır der.siz bana devenin sığırın çeşitli malların zekatını,miktarını,şartlarını açıklarmısınız(ayet istiyorum)
3-kuranda korku namazı var ve nasıl kılınacağını buluyoruz.peki seferde bu namazı nasıl kılacağız ? varmı delilin?
4-kuranda kabeyı tavaf etsinler ayeti mevcuttur.peki 7 kez tavaf edin,makam arkasında iki rekat namaz kılın diye bir ibare varmıdır? Resulullah 7 tavafı makam namazını uydurdumu ?kuranda safa merve arasında say varmıdır?
5-birbirlerine karşılıklı mehirsiz değiş tokuz kızkardeşlerin verilmesi sizce doğrumudur,helalmidir? fıkıhta buna şiğar derler.duydunuz mu ? kuran agöre bunun izahı nedir bilgilendirirmisin?


bunlara kurandan cevap verirseniz sorularımız devam edecek...ciddi ve ilmi bir munazara zamanı geldi sanırım.
buyurun...

HALUK GÜMÜŞTABAK 22 Ocak 2011 18:21

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Sayın Yaralı-sine. Ben Allahın elçisi O eşsiz insan Hz. Muhammeti dışlamaktansa, cehennemde ebedi kalıcı olurum daha iyi. Böyle bir niyetim içimden geçtiyse, Rabbim beni en ağır bir cezayla cezalandırsın inşallah. Bana isnat ettiğiniz bu suçlamanın hükmünü Rabbime bırakıyorum.

Ben karşımdaki hiç kimseyi şahsen muhatap alarak yazmıyorum, benim yağtığım inanç ve düşünceyi kur'an ile karşılaştırmaktır. Yoksa kişiler benim için önemli değildir, olamazda. Siz inancınızdan ve yaptıklarınızdan sorumlu iseniz ve ben sizin inandıklarınızdan dolayı sizi kınama yada size kızma gibi bir hakkım yoksa, aynı hakkı bana da göstemenizi beklerim.

Hiç bir doğru bilgiyi yabana atmam ve görmezden gelmem, yeterki Rabbin kelamına uygun olsun. Çünkü Allah ne diyordu? Sizleri kur'andan hesaba çekeceğim. Ama siz hayır, yalnız kur'andan değil, başka kitaplardan ve hükümlerdende hesap vereceğiz diyorsanız, onada saygı duyarım. Çünkü sizin yaptıklarınızdan siz sorumlusunuz.

Bana sorduğunuz sorulara gelince. Sorduklarınızın tümü ile ilgili, ayrı ayrı başlıklar altında yazılarım var, düşüncelerimi yazdım. Eğer oradan okursanız benim kur'andan anladıklarımı, düşüncelerimi anlayacaksınız.

Saygılarımla Halukgta

Abdulhamit 1 22 Ocak 2011 18:26

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

Bana sorduğunuz sorulara gelince. Sorduklarınızın tümü ile ilgili, ayrı ayrı başlıklar altında yazılarım var, düşüncelerimi yazdım. Eğer oradan okursanız benim kur'andan anladıklarımı, düşüncelerimi anlayacaksınız



Ayrı başlıklar altında demişsiniz. Kolaylık gösterin de özetleyin size sorulan soruların cevaplarıyla bakın ne deniyor ?

Alıntı:

Ciddi ve ilmi bir munazara zamanı geldi sanırım.
buyurun...
Haydi buyrun.

HALUK GÜMÜŞTABAK 22 Ocak 2011 18:36

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Değerli Abdulhamit bey. Sizinle tek bir başlık altında tartıştığımızda bile, günlerce aynı konuda sayfalarca yazı yazdık, konuştuk. Hatta siz bir konuyu yazarken bölüm bölüm yazdığınızda, sizin yazdığınız bölüme cevap vermek isteyenlere karşı, hele sabırlı olun bekleyin diyorsunuz, çünkü bir tek konu bile sayfalarca yazılabilir. Yoksa konuyu tam anlatamazsınız. Siz tüm bu bilgiler ve tecrübeler ışığında, bana yazdığım birçok konularda soru soran bir arkadaşıma, sizin deyiminizle ben nasıl özetlerimde karşımdaki arkadaşımı ikna ederim, bunu düşünerekmi yazdınız, yoksa o anki ruh halinizin ani refleksimiydi?

Siz tecrubeli bir arkadaşımız olarak, lütfen bahsedilen konulardan bir konuyu açın, hep birlikte tartışalım ne dersiniz? Amacımız Rabbin bizlere rehberinde, ne anlattığını anlamaya çalışmaktan başka ne olabilir? Ben beklerdim ki, hitap ettim kişi bana cevap versin. Keşke biraz sabretseydinizde muhatap olduğum arkadaşım cevap yazsaydı, daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

HALUK GÜMÜŞTABAK 22 Ocak 2011 18:36

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Yazı yanlışlıkla iki kez eklenmiş yönetici arkadaşımdan silmesini rica edeceğim.

Abdulhamit 1 22 Ocak 2011 18:41

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

Ben beklerdim ki, hitap ettim kişi bana cevap versin. Keşke biraz sabretseydinizde muhatap olduğum arkadaşım cevap yazsaydı, daha iyi olurdu diye düşünüyorum



Keşke dediğiniz gibi sabretseydim.

Ancak benimde söyleyecek ve yazacaklarım var ki, bundan dolayı görüş belirtin demişim.

Bekleyelim ve görelim o halde.

HALUK GÜMÜŞTABAK 22 Ocak 2011 18:51

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Sayın arkadaşım, eğer sizin de bana söyleyecek ve yazacaklarınız varsa, niçin başkasının cevap vermesini beklediniz. Bana özel meyil adresim dahil, her zaman her yerde, düşüncelerinizi söyleyip yazabilirsiniz. Sizinle konuşmaktan mutluluk duyarım.

Abdulhamit 1 22 Ocak 2011 19:01

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

Sizinle konuşmaktan mutluluk duyarım
Teşekkür ederim. Ben de zatınızla konuşmaktan mutluluk duyarım.

Şu sözünüz pek dikkatimi çekti.

Alıntı:


Araf sur.188. ayet: De ki: "Ben kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim, ne de bir zarar verebilirim.......

Demek ki Yaradan şefaat konusunda, affetme bağışlama konusunda kimseye yetki vermiyor, bu çok açık anlaşılıyor. Dua etme kapısını ise her zaman iman eden kendisinden hoşnut olan tüm kulları için ise açık bırakıyor
Evet doğrudur. Hem fikiriz bu cümlelerinizle


Alıntı:

Muhammet 19; Allah’tan başka tanrı olmadığını kuşkusuzca bil! Hem kendi günahın için hem de mümin erkeklerle mümin kadınlar için af dile. Allah sizin, dönüp dolaşacağınız yeri de varıp ulaşacağınız yeri de bilir.


Bakın ayet ne kadar açık ve net. Allah Elçisine bile kendi günahların için dua et bana diyor. Devamında da, iman eden kadın ve erkek müminler için dua et diyor, yani iman ettiğini bildiğin insanlar için dua etmesini söylüyor. Peygamberimiz de bir beşerdi. Bugün oda aramızda yok, taki hesap gününe kadar. Şimdi soralım kendimize, Diyanet İşleri Başkanlığının söylediği gibi, diyelim ki biz bu sözle peygamberimizden şefaat dilemiyor, Allah ile aramızda aracı ol diyoruz desek, peki peygamberimiz bizlerin nasıl bir insan olduğumuzu, gerçek iman eden bir mümin olduğumuzu biliyor mu da, bizlere dua etsin aracı olsun? Bizleri şuanda duyacağını ve Rahmanla aramızda aracı olacağını nasıl ve neye dayanarak söyleyebiliriz? Bunu düşünebiliyor muyuz?


Peygamber şefaat konusunda aracı değildir. Ancak gelecekteki kuşaklar için de yani muminler için dua etmiş olamaz mı. Yalnızca tanıyıp, tanıdığı muminler için mi dua etmiştir. Af dilemiştir. Ayet hükmü. Sadece o zaman tanıdığı insanlar için mi geçerliydi ?

HALUK GÜMÜŞTABAK 22 Ocak 2011 19:30

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Değerli arkadaşım bakın cevabınızın en sonunda şu sözleri yazmışsınız?

(Peygamber şefaat konusunda aracı değildir. Ancak gelecekteki kuşaklar için de yani muminler için dua etmiş olamaz mı? Yalnızca tanıyıp, tanıdığı muminler için mi dua etmiştir. Af dilemiştir. Ayet hükmü. Sadece o zaman tanıdığı insanlar için miydi? )

Peygamberimizin şefaat konunda aracı olduğunu Diyanet İşleri Başkanlığı sorduğum soruya cevaben söylemişti. Elbette aracı değildir. Çünkü Allah ne diyordu? Benim ile yarattığım kulum arasından çekil. Tebliğ etmek sana, hesap sormak bana düşer.

Daha sonraki cümlenizde şöyle bir soru sormuşsunuz. (Ancak gelecekteki kuşaklar için de, yani muminler için dua etmiş olamaz mı? Yalnızca tanıyıp, tanıdığı müminler için mi dua etmiştir. Af dilemiştir.) Bakın bu sorunun cevabını hiç birimiz bilemez. Zaten sizde soru olarak sormuşsunuz. Ancak bizler tahmin edebiliriz ve şunu söylemiştir, ya da bunu söylemiştir diyebiliriz. Önemli olan söylediklerimizin kur'an ayetinden onay almasıdır.


Bu konu ile ilgili size bir örnek versem ve desem ki, siz kendi soyunuzdan gelen ve gelecek tüm kadın ve erkek, hepsine kefil olur musunuz? Hepsi doğru ve dürüst insanlardır, hiç birisi yanlış yapmaz, onların hepsine kefilim diye bir hükümde bulunabilir misiniz? Sanırım bunu hiç kimse yapmaz, daha doğrusu yapamaz. Ama nasıl bir dilekte bulunursunuz? Rabbim benim soyumdan gelen tüm yakınlarımı doğruya ilet, onları koru ve kolla dersiniz değimli? Zaten bunu Allah ayetinde söylüyor. Peki, sizin bu dileğinizin sonucunda tüm soyunuzdaki insanlara bu dileğiniz yararlı olur mu? Elbette siz Rabbin sevgili kulu iseniz, soyunuzdan gelen doğru yolu bulan yakınlarınıza, bu duanız işe yarar, ya yanlış yapanlar için durum nedir? İşte peygamberimizin durumu da aynen böyledir. Peygamberimizin yaşadığı zaman için zaten açıklık getirerek, Rabbim ikaz ediyor ve diyor ki, cehennem hak olmuş insana sakın dua etmeyin, hatta onların cenaze törenlerine bile gitmeyin diyor. Demek ki peygamberimizin sağlında bile duasının bir sınırı var. Daha önce örnek vermiştim. Bazı iman etmeyen kişiler için peygamberimiz dua ediyor, ama Rabbim ne diyordu? Yetmiş kez onlara dua etsen onları affetmem diyordu.


Tüm bu bilgiler ışığında şefaat ve dua konusunu birbirinden ayırmak gerekir. Şefaat yetkisini Allah meleklerine bile vermiyor. Ama dua kapısını tüm iman edenlere açık bırakıyor. Elbette Allah elçisi ben inanıyorum ki, kendi ümmeti için her namazında rabbim e dua edip, onlara yardımcı olmasını istiyordur, bunda hiç şüphem yok. Bunun hepimize aynı oranda fayda sağlayacağını düşünebilir miyiz? Ama kur’an ayetlerini bir bütün düşündüğümde ne yazık ki korkum çok fazla artıyor. Hesap günü peygamberimiz ümmeti için, benim ümmetim kur’anı devre dışı bıraktılar diyecekse, sanırım işimiz çok zor arkadaşım. Peygamberimizin ümmeti, acaba onun duasını hak etti de mi bizler bunu söylüyoruz? Açıkça bizlere tebliğ ettiği emaneti bizler devre dışı bıraktık. Benim korkum ve bütün çabam, o çetin günde yüzümün ak olması için çaba göstermektir. İşin kolayına kaçmak değil.

Allah kendinizi temize çıkarmayın diyorsa, ben işimi sıkı tutmam gerektiğini düşünüyorum. Gerçek doğruyu Rabbim bilir. Bizler elimizdeki kitaptan imtihan oluyoruz. İmtihan olurken bence Allahtan başka kimseden yardım beklemek yerine, kendimiz çaba göstermenin yolunu bulmalıyız. Çaba gösteren, emek sarf eden karşılığını mutlaka alacaktır. Saygılarımla Halukgta

Muhsin Arslan 22 Ocak 2011 19:51

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

Yaralı_Sine Üyemizden Alıntı (Mesaj 113589)
yalnız kuran derseniz sizden ısrarla şu sorulara cevap vermenizi rica edeceğim,beni ikna ederseniz sizinle hemfikir olacağım.
sorular ;
1-kuranda namaz farz der.siz bana kurandan öğle namazının vaktini,rekatlarını,farzlarını açıklarmısınız.(ayet istiyorum)
2-kuranda zekat farzdır der.siz bana devenin sığırın çeşitli malların zekatını,miktarını,şartlarını açıklarmısınız(ayet istiyorum)
3-kuranda korku namazı var ve nasıl kılınacağını buluyoruz.peki seferde bu namazı nasıl kılacağız ? varmı delilin?
4-kuranda kabeyı tavaf etsinler ayeti mevcuttur.peki 7 kez tavaf edin,makam arkasında iki rekat namaz kılın diye bir ibare varmıdır? Resulullah 7 tavafı makam namazını uydurdumu ?kuranda safa merve arasında say varmıdır?
5-birbirlerine karşılıklı mehirsiz değiş tokuz kızkardeşlerin verilmesi sizce doğrumudur,helalmidir? fıkıhta buna şiğar derler.duydunuz mu ? kuran agöre bunun izahı nedir bilgilendirirmisin?


bunlara kurandan cevap verirseniz sorularımız devam edecek...ciddi ve ilmi bir munazara zamanı geldi sanırım.
buyurun...

değerli İnsan,
sizin tüm makalelerinizi okudum ve çoğuna da katıldım.belki bilmiyorsunuz diye hatırlatayım.ben abdulmelik...
sorduğum soruların hiç birisi cevaplanmış değil makalelerinizde.çoğu yuvarlak her tarafa çekilecek şeklinde geçiştirilmiş.
sorularım açık ve net!
diyorum ki özetle;
yalnız kuran dersek,sizinle hemfikir olmamızı istersen,sünnetsiz bir yaklaşımla kurandan sorularımın cevabını bekliyorum.
sorularıma devam edeyım;
kuranda olmayıpta yada muğlak olup sünnette açıklaması olan aşağıdaki sorulara cevap lütfen...
1-yabani eşek eti haram yerlisi haram? katılıyormusunuz?katılıyorsanız,katlımıyorsanız kurandan deliliniz?
2-arslan ve kurt gibi vahşi yırtıcı hayvanlar sünnete haramdır.kabul mu değil mi? kurandan deliniz nedir ?
3-pençeli kuşların eti sünnete haram..size göre durum nedir ?
4-haşr 7 de geçen ayeti kerimede resul size neyi verdiyse onu alınsize neyı yasakladıysa ondan kaçının ibaresinde eğer helal haram yetkisi sadece ALlahta ise burdaki resul kelimesinin ne işi var?eğer yetki Allah ve resulunda ise yukarıdaki sorulara cevabınız nedir ?
5-bana kuran ve bir misli verildi hadisi şerifi(cumhur ulemaya göre mutevatir hadistir) size ne anlatıyor?

Muhsin Arslan 22 Ocak 2011 20:04

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

HALUK GÜMÜŞTABAK Üyemizden Alıntı (Mesaj 113590)
Sayın Yaralı-sine. Ben Allahın elçisi O eşsiz insan Hz. Muhammeti dışlamaktansa, cehennemde ebedi kalıcı olurum daha iyi. Böyle bir niyetim içimden geçtiyse, Rabbim beni en ağır bir cezayla cezalandırsın inşallah. Bana isnat ettiğiniz bu suçlamanın hükmünü Rabbime bırakıyorum.

size böyle ithamda bulunmadım.sizin yazılarınızdan bunu çıkarıyorum-anlıyorum.hocalarımız hepsi burada ve sizin yazılarınız ortada.kayıp filan değildir...isterseniz yazılarınızdan tek tek cımbızlayıp buraya alırım. fazla uzağa da gitmeye gerek yok.sizin şu anki makalenizde de benzer bir ibare geçmektedir.bakın ne diyrosunuz;

.( şefaat ya resul Allah ) Bu sözün Türkçesi neydi onu da yazalım. Bizi affet, bağışla ey Allahın resulü. Rabbim bilmeden yaptıklarımızdan dolayı bizleri affetsin.

sen cidden böylemi anladın şefaat ya resulullahı .bizi affetmi diyoruz.bizi bağışlamı diyoruz.yer yüzünde böyle düşünen yazan bir alimin eserinde varmı bu? .msl*

haluk bey ciddi ve ısrarlıyım.bu konuyu artık masaya dökelim.müzakeresini yapalım.hocalarımız da katılacaklardır bize.çözelim artık içimizdeki çelişkili olanları!
lütfen ama..

HALUK GÜMÜŞTABAK 22 Ocak 2011 20:19

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Değerli arkadaşım yazılarımı okuduğunuzu söylemişsiniz, ama sorduğunuz sorulara aslında yazılarımda cevap vardır.
Hadisler kur’an da olmayan bir hüküm ortaya koymazlar, daha doğrusu koyamazlar. Hadis kur’an da ki hükmün, hayata geçirilmiş halidir.

Kur’an da olmadığını söylediğiniz, sizin yazdıklarınız konusunda yine benim yazdığım yazılarda bu konulara değindim. Örneğin aşağıdaki yazıları lütfen okuyunuz.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Cevabınızın son kısmında Rabbin bir ayetini sanırım çok farklı anlamlara çektiniz, ayetten alıntı yapalım.( resul size neyi verdiyse onu alın size neyi yasakladıysa ondan kaçının.) Sözlerinden siz acaba Allah elçisinin kur’an dışından da hükümler verebileceğini mi anladınız? Eğer böyle anladıysanız, kur’an da ki bazı ayetleri hatırlayınız. Rabbim ne diyordu elçisine? Kullarımı kur’an ile uyar. Eğer gönderdiğimiz kitaba bir kelime bile ekleseydi onun şah damarını keserdik. Sana indirdiğimizi tebliğ etmezsen verdiğimiz görevi yapmamış sayarım. Kur’an ile hükmetmeyenler zalimlerdir. Sizleri kur’an dan hesaba çekeceğim. Kur’an a sarılın ki, doğruya ulaşasınız. Buna benzer yüzlerce ayet vardır. Eğer bahsettiğiniz ayete, sizin düşüncenizde bir anlam verirsek saydığım onca ayeti nereye oturtacağız? İman ederken karşımıza asla soru işaretleri çıkmamalıdır diye düşünüyorum. Elbette bu benim düşüncem. Hadisler bizlere yeni hükümler değil, rabbin hükümlerini örneklerle anlatıyorsa fayda sağlayacaktır, yoksa Rabbin vermediği bir hükümden bahsediyorsa, bizleri kur’an dan uzaklaştıracaktır.

Haram ve helal konusundaki yukarıdaki yazılarım size gerekli cevabı verecektir. Yok, eğer sizi tatmin etmediyse, benim sözüm olamaz. Ben söylediklerimden sorumluyum, sizde söylediklerinizden. Doğrusunu rabbim bilir, hesap günü her şey ortaya çıkacaktır. SAYGILARIMLA Halukgta

Muhsin Arslan 22 Ocak 2011 21:29

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
verdiğiniz tüm makalelerini okudum ve çoğuna görüş müzakelerimizi verdik.sorduğum 10 sorunun cevabı yok bu makalelerde.
sorular çok basit.sorduğum sorulara vereceğiniz cevap sizin Resulullah hakkındaki düşüncelerinizi aydınlatacaktır.çünkü o sorularda ki malzemeler kuranda yok.ya bunları inkar edeceksiniz yada kuranda delil bulacaksınız.
yani eşek kurt arslan çakal doğan şahin kartal eti helal demek zorunda kalacaksınız.çünkü bunların cevabı kuranda yok.
1-yabani eşek eti haram yerlisi haram? katılıyormusunuz?katılıyorsanız,katlımıyorsanız kurandan deliliniz?
2-arslan ve kurt gibi vahşi yırtıcı hayvanlar sünnete haramdır.kabul mu değil mi? kurandan deliniz nedir ?
3-pençeli kuşların eti sünnete haram..size göre durum nedir ?
4-haşr 7 de geçen ayeti kerimede resul size neyi verdiyse onu alınsize neyı yasakladıysa ondan kaçının ibaresinde eğer helal haram yetkisi sadece ALlahta ise burdaki resul kelimesinin ne işi var?eğer yetki Allah ve resulunda ise yukarıdaki sorulara cevabınız nedir ?
5-bana kuran ve bir misli verildi hadisi şerifi(cumhur ulemaya göre mutevatir hadistir) size ne anlatıyor? 6-kuranda namaz farz der.siz bana kurandan öğle namazının vaktini,rekatlarını,farzlarını açıklarmısınız.(ayet istiyorum)
7-kuranda zekat farzdır der.siz bana devenin sığırın çeşitli malların zekatını,miktarını,şartlarını açıklarmısınız(ayet istiyorum)
8-kuranda korku namazı var ve nasıl kılınacağını buluyoruz.peki seferde bu namazı nasıl kılacağız ? varmı delilin?
9-kuranda kabeyı tavaf etsinler ayeti mevcuttur.peki 7 kez tavaf edin,makam arkasında iki rekat namaz kılın diye bir ibare varmıdır? Resulullah 7 tavafı makam namazını uydurdumu ?kuranda safa merve arasında say varmıdır?
10-birbirlerine karşılıklı mehirsiz değiş tokuz kızkardeşlerin verilmesi sizce doğrumudur,helalmidir? fıkıhta buna şiğar derler.duydunuz mu ? kuran agöre bunun izahı nedir bilgilendirirmisin?

o sorulara cevap vemezseniz sizinle hiç bir müzakerede olmayacağım!çünkü cevap vermemeniz halinde müzakere ahlakına aykırı olur.

buyurun...

kamer34 22 Ocak 2011 23:56

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Selamun Aleykum

Abdülmelik abim

Haluk Gümüştabak arkadaşımızın yukarda vermiş olduğu resul size neyi verdiyse onu alınsize neyı yasakladıysa ondan kaçının ayetini tamamen doğru yorumladığını düşünüyorum.

Kanımca işin aslı o ayette değil.

Geçen Haluk arkadaşımıza bir soru sormuştum
Haluk abim belkide yanlışka olsa gerek inanılmaz bir cevap vermişti. Ben o cevap üzerinde yorum yapmak istiyorum.

HALUK arkadaşım siz peygamber döneminde yaşamış olsa idiniz Abdülmelik arkadaşımızın vermiş olduğu o helal ve haramlarla ilgili konularda peygamberimiz evet bunlar haramdır buyursa idi siz ne yapardınız.
Kesinlikle iman ederdim demiştiniz,yanlış hatırlamıyorsam.

Peki o halde şunu yapmak gerekmiyormu peygamberden gelen sözleri ve fiilleri kuran kritrelerine vurarak doğrusunu bulmamız gerekmezmi.Halbuki tarihe güven duyup buna sünnet diyenler hadisleri kökünden silip atıyorlar,halbıuki hadiste tarih,sünnet tarihtir bence,
yanılıyormuyum..

Sünnet anlaşıyını kökünden atılamamsının sebebi çok net ve açık ayetler vardır.

Şimdi ben peygamberden 1400 sene sonra yaşamış bir müslüman olarak Allah,ın kitabına müracat edip bir kardeşimle aramdaki bir meseleyi çözmek istiyorum.kuran şöyle buyuruyor

"" Hayır, hayır! Rabbine andolsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda senin hakemliğine başvurmadıkça sonra da vereceğin karara, gönüllerinde hiçbir burukluk duymaksızın, kesin bir teslimiyetle uymadıkça mümin olamazlar. nisa /65""

Şimdi biz müslümanlar kuranın evrensel olduğunu biliyoruz ben şimdi bu ayetteki peygamberi nerden bulacam ki kardeşimle aramda hüküm versin değilmi.

Yani biz peygamberi hiç bir şekilde es geçemeyiz bu kesin

Tartışma şöyle olmalı peygamber vefat etti onun ne hadisleri (sözleri) nede sünneti (filleri) bizi bağlamaz
karşıt görüş hayır efendim bizi bağlar demesi üzerine olmalı.Yani bu konuda bazı insanların dürüst davrandığına doğrusu inanmıyorum.

O sokakta rast gele çevrilerek elçilik verilmedi ki onun doğumundan vefatına kadar bence kontrol altında olduğuna İnanıyorum hepsi bir program dahilinde olmuştur.
O halde bizim yapmamız gereken söylediği söylenen sözlerin yada fillerin çok iyi kuran ölçü alınarak etüd edilmeli ve doğru olanların alımasıdır.

Peygamberin Allahın ortağı olduğunada inanmam buda ayrı bir konu

HALUK GÜMÜŞTABAK 23 Ocak 2011 12:30

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Değerli arkadaşım aslında yazdığım yazılarda sorduklarınızın hepsinin cevabı var ama ben madem ısrar ediyorsunuz, Rabbin kelamından size tekrar kısaca cevap vereyim. Bakın Allah helal ve haram konusunda bizleri nasıl uyarıyor.

(Maide Suresi 87. Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.)

Daha sonrada bakın haramları nasıl sayıyor.

Enam Suresi 145. De ki: Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar.


Tüm bu ayetleri gördükten sonra insanlar hala hurafe inançlarını devam ettirmek için bazı haramlara devam ediyorlar ki, bakın Rahman onlara ne diyor?

(Yunus Suresi 59. De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?")

Yüce Rabbim helal ve haram yapma yetkisinin bizzat kendisinde olduğunu, sizce daha nasıl anlatsın. Allahın haram dediklerinden başka, haramlar yapanlara Rabbim ne diyor lütfen bu cümleyi dikkatle düşünelim.( Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?) Allahın saymadığı onca liste ve sizin söylediklerinizin haram oluşunu siz kur’an dan öğrenmediğinize göre, bunları kabul etmek Allaha haşa iftira atmak değil midir? Bu sözü söyleyen ben değilim, lütfen unutmayalım Yüce Rabbimdir.

Lütfen hatırlayınız Allah helal ve haram konusunun çok iyi anlaşılabilmesi için, peygamberimizin aile içinde geçen bir konuyu bize aktarması, üzerinde çok düşünülmesi gereken bir ayettir. Peygamberimiz, eşleri arasında hoşnutluğu sağlamak adına, Allahın haram demediği bir şeye haramdır diyor. Bakın Allah hemen elçisini nasıl ikaz ediyor.


(Tahrim Suresi 1. Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafur’dur, Rahîm'dir.)


Şimdide size konuyu çok daha açıklayıcı bir ayeti hatırlatmak istiyorum, bakın Rabbim helal haram konusunda yine bizlere ne söylüyor?

Hac 30: İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi için çok hayırlı olur. Karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal kılınmıştır. Artık putların pisliğinden, yalan sözden uzak durun.

Karşınızda okunarak açıklanan ki, bu açıklananlar birkaç kez kur’an da tekrar edilmiştir. Bunlar haricinde tüm hayvanlar size helal kılınmıştır diyorsa Rabbim, sizin saydıklarınız ve daha birçoğuna siz hala haram diyebilir misiniz? Bir ayetinde de yine rabbim tüm temiz şeyler size helaldir haramlaştırmayın demiyor mu? Daha düne kadar haramdır dedikleri midye, ıstakoz, karides ve ona benzer o kadar çok vitamin deposu besinler, bugün herkes tarafından yenmeye başlandı, çünkü bizler için çok vitamin li olduğu anlaşıldı.



Aşağıdaki ayette Rabbim, Allahın haram demediği halde, haramlar yapanlara bakın nasıl ikaz ediyor.

(Nahl 116; Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.)


Allahın haram demediği, açıklamadığı bir şeye haram demenin ALLAHA İFTİRA ATMAK olduğunu, bunu yapanlarında kurtulamayacağını Rabbim söylüyor. Allah yine bir ayetinde bizleri ikaz edip, kendilerinin elinde Allah konusunda ilim ve kılavuz olmadan yani garanti bilgilerin kitabı, emin olan sözler olmadan mücadele edip yaşarlar diyor. Peki, emin olan kitap hangisiydi bizler için? Allah nereye sarılmamızı emrediyordu? Bizleri hangi kitaptan hesaba çekecekti? Elbette kur’an dan.


(Hac sur. 8.ayet: İnsanlar içinde öylesi vardır ki, Allah konusunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlık getiren bir kitaba sahip olmaksızın mücadele edip durur.)


Eğer yukarıdaki ayeti doğru algılamıyorsak, yapacaklarımızda yanlış olacaktır. Sizin saydığınız ve saymadığınız, günümüzde Rabbimin hiç bahsetmediği haramları nereden öğreniyor ve iman ediyoruz diye herhalde merak etmişizdir. Bakın bugün inandıklarımız Tevrat ta nasıl geçiyor. Eğer kur’an da tek kelimesi dahi yok ise ve bize öğretilenlerin hepsi Tevrat ta belirtiyorsa, bizim yaptığımız doğrumudur dersiniz? Allah sizleri kur’an dan hesaba çekeceğim, kur’anın ipine sarılın dediği halde, hala Rabbimin haram demediklerine haram diyerek, Rabbim e iftira attığımızın farkın damıyız? Bakın tüm bunları sitede ekli yazımdan alıntı yaparak cevap verdim.

Allah sizin saydığınız ve saymadığımız bugün genelde yemediğimiz onca hayvanları, acaba yüz yıl sonra açlık ve kıtlıkla imtihan ettiğinde yenmeyeceğini söyleyebilir misiniz? Kur’anı günü birlik lütfen anlamaya çalışmayınız. Kur’an yüzlerce, hatta binlerce yılı içine alacak şekilde gönderilmiş, eşsiz bir rehberdir. Onu günümüz anlayışına lütfen hapsetmeyelim.

Bana sorduğunuz zekât konusu ve diğerleri konusunda düşüncelerim yazılarımda çok açık yazıyor. Çok ilginç bir sorunuza gelince. Kur’an da hac konusundan bahsettiğini, ama yedi kez dönülmesi gerektiği yazmadığını söylemişsiniz. Doğrusu çok şaşırdım. Demek ki beşeri ilaveleri kur’an da görmediğinizde bakın kur’an da her şey yazmıyormuş dediğinizin farkında değilsiniz sanırım. Allah hac konusunda o kadar detay verir ki, Safa ve Merve tepelerini ziyaret etmenizde sakınca yoktur diye bir açıklama yapar bizlere. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? İşte bizler Rabbin ne dediğini anlamaya çalışmak yerine, kendi inançlarımızı ayetlere monte etmenin yolunu aradığımız sürece, doğruyu asla bulamayız. Allah benim açıklamadığım hiçbir şey benim istediğim, emrim değildir diyor bu ayetiyle, ben istisnaları bile söylerim sizlere. Bizlere sakıncası olmayacak olan bilgileri dahi veren Rabbimin sözlerini, lütfen iyi anlamaya çalışalım. Şöyle düşünün isterseniz, yedi kez dönmeyip altı kez yanlışlıkla dönenin haccı kabul olmaz diyebilecek var mı aramızda? Rabbimin yemin ederek kolaylaştırdığını söylediği bu kitap ve din içinde, sayılarla zorlanmış hiçbir hüküm yoktur. İslam akıl ve mantık dinidir. Bizler hac konusunda Rabbin hiç bahsetmediği onca itikadı ilave etmişiz ki, bunları yapamayanların haccının kabul olmayacağını dahi söyleyerek, rabbim e iftira ettiğimizin farkında bile değiliz.

Bana sorduğunuz karşılıklı mehirsiz değiş tokuştan bahsetmişsiniz. Böyle sorulara cevap bile yazmam kusura bakmayın.

Gelelim sizin sorduğunuz ayete.

(Resul size neyi verdiyse onu alın size neyi yasakladıysa ondan kaçının.)

Siz bu ayetten ne çıkardınız ki, kur’anın ayetlerinde hiç bahsetmeyen bilgi ve hükümleri kabul etmemizin bu ayetle doğru olduğunu düşündünüz? Yukarıda saydığım ayetlerin hepsini görmezden mi geldiniz, yoksa üstünümü örttünüz. Allah onlarca ayetinde elçisine ne diyordu, sana gönderdiğimle onlara hükmet. Sakın tek bir kelime bile ekleme. Kur’an ile hükmetmeyenler zalimlerdir. Kur’anı tebliğ etmezsen sana verdiğim görevi yapmamış sayarım. Sözlerini hiç mi düşünüp ibret almayacağız? Allah elçisinin görevlerini sayarken onun yetki ve sorumluluğundan bahsederken, neler söylüyordu bizlere gelin tekrar hatırlayalım. Gerçi sizin okudum dediğiz yazılarımda, yazdıklarımın hepsi var, ama önemli olan ayetlerden ibretler almaktır.

Yunus 109. Sana vah yedilene uy ve Allah hüküm verinceye kadar sabret. O, hâkimlerin en hayırlısıdır.

Enam suresi 57: De ki: "Ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı O'dur.

Kehf Suresi 56; Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Küfre sapanlar ise batıla yapışarak onunla hakkı kaydırmak için uğraşıyorlar. Onlar, ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler.

Enam 48: Biz o gönderilen elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte bir şey için göndermiyoruz. İman edip hayrı ve barışı yerleştirenlere korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.


Yukarıdaki ayetlerde Rabbim çok açık ve net açıklamalar yapıyor. Sanırım izaha gerek yok. Allah aşağıdaki ayetle bakın bizleri kur’ana nasıl yönlendiriyor ve ne diyor?


Enbiya 10: Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki. Bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız?

Ama sizin düşüncelerinize göre bu kitapta her bilgi yok. Her şey açıklanmamış. Ayetin sonundaki cümleyi çok iyi düşünmenizi rica edeceğim arkadaşım. Hala akıllanmayacak mısınız? Allah aşağıdaki ayetiyle de bizlere gönül gözümüzün ne olduğunu anlatıyor ve bakın ne diyor?

Enam sur. 104. ayet: Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.


Sizce bu gönül gözü ne olabilir? Elbette kur’an. Ama biz bu gönül gözünde, beşerin öğrettiklerini bulamadığımızda apaçık ayetleri görmemize rağmen neler söylüyoruz, bunun farkın damıyız? Yine Rabbim elçisine onlara şunu söyle diye bakın bizlere ne söylemesini istiyor.

Enam Suresi 50. Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?"


Ayetler aslında çok açık, ahhh bizler beşerin etkisinden bir kurtulabilsek, bakın işimiz nasıl o zaman kolay olacak. Allahın elçisi Yalnız bana vah yedilene uyarım ben, dediği halde, bu sözleri duymazdan gelebiliyor ve buna da kılıf uydurup, peygamberimize bazı hükümler kur’an dışından da verilmiştir diyerek, inancımızı, imanımızı kur’anın tamamen dışına çıkartıyoruz. Buna inandığımızda, rabbimin onlarca hatta yüzlerce ayetine iman etmemiş olduğumuzun farkında bile değiliz. Hani rabbim bizleri kur’andan hesaba çekecekti ne oldu? Doğrusu söyleyecek söz bulamıyorum.

Son olarak Rabbin çok önemli bir ayetini hatırlatmak istiyorum.


(İsra suresi 36. ayet: Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.)


Bu ayetten alacağımız çok büyük ibretler vardır. İbret alana ne mutlu, alamayana da bizim yapacak hiçbir şeyimiz zaten yok. Her şeyin doğrusunu rabbim bilir. Bizler bu Dünyada imtihandayız, hangimizin başarılı olacağını, iyi not alacağını hesap günü açıklandığında göreceğiz. Bizlere düşen rabbin sarılın dediği kitaba sarıp, düşünün akıl edin dediği emri yerine getirip, kur’anı bir bütün olarak düşünmek anlamak görevimiz olmalıdır.

Sayın arkadaşım Ben bu konularda daha detaylı yazılarımda yazmıştım, onun için daha fazla yazmamın doğru olmayacağını düşünüyorum. Benim yazacaklarım bundan ibarettir. Sizin inancınıza da saygı duyarım, çünkü inançlara karşı saygılı olmak zorundayız, Yapılanlardan her kez kendisi sorumlu olduğuna göre, telâşe, sinirlenmeye hiç gerek yok. Telaş eden, sinirlenen inancından emin olmayandır. Elimizdeki kitap bizlerin hesap günü ortaya konup, imtihan edileceğimiz kitapsa, yaptığımız ve söylediklerimizi ona göre yapmamız, sanırım çıkarımıza olacaktır.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

HALUK GÜMÜŞTABAK 23 Ocak 2011 13:19

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Değerli Kamer kardeşim, işte tartışma konusu bence sizin sorduğunuz konular gibi olmalı. Konular üzerinde ince düşünerek fikirlerimizi beyan edelim. Allah razı olsun çok güzel tespit ve sorular.

Şimdi bana sorduğunuz soruya gelmek istiyorum. Peygamberimiz zamanında olsaydım peygamberimizin söylediği her konuya istisnasız uyardım dedim. Peki, neye dayanarak söylemiştim bu sözlerimi? Yine kur’an dan aldığım bilgiler ışığında. Çünkü Allah elçisinin Rabbimin kontrolünde olduğunu, hata yapmasının mümkün olamayacağını, hatta hata yaptığında hemen ikaz edildiğini, tüm âleme Rabbim kur’an ayetleriyle anlatmıştı. Elçisinin kur’an dışından hiçbir bilgiyi topluma nakletmeyeceğini, bizler açıkça gördük ayetlerde. O gün zaten tüm ayetleri Allah elçisi getiriyordu, ona inanmamak gibi bir lüksü kimsenin yoktu. Gelen vahiyler yazılı değil, sözlü geliyordu. Bu durumda Allah elçisinin her söylediği zaten Allah sözü olduğuna inanmak en mantıklısıydı.


Şimdi gelelim günümüze. Peki, geçmişteki tüm hadis rivayetlerini ya da bilgileri bir kenara mı atalım. Bunu söylemek aptallıkla aynıdır. Bizler binlerce yıl öncesini araştırmak ve o günün insanları hakkında bilgi sahibi olmak için araştırmalar yapıyor, hatta bu konuda araştırma yapanları ilim adamı olarak görüyoruz. Bizlere ulaşan bilgiler doğrultusunda, daha da geçmiş yıllar hakkında yorumlar yapıp, araştırmalarımızı derinleştiriyoruz. Bu bilgileri de okullarda okutup, yeni bilim adamları yetiştiriyoruz. Peki, bu bilgiler hiç değişmiyor mu? Elbette hayır, yeni araştırmalardan çıkan sonuçlara göre, eski bilgilerin yerini daha doğru yeni bilgiler alıyor zaman geçtikçe. Ama çalışmalar daha bir azimle devam ediyor yeni keşifler yapabilmek için.

Gelelim konumuza, bizlerde rivayetler ve tarih yoluyla, geçmişten ulaşan kitaplar ve araştırmalar kanalından İslam dini hakkında günümüze ulaşan bütün bilgileri almak zorundayız, ama hemen bunları kabul etmemeliyiz, işte burası önemli. Diğer konularda elimizde kesin bir kanıt olmadığından, bilim adamları yeni buldukları bilgileri, eski bilgilerin yerine koyup araştırmalarına devam ediyorlar. Peki, bizim imanımız inancımız da böylemi olmalı? Tabiî ki hayır, çünkü elimizde bizlerin en önemli kaynağı, rehberi, güneşi, gönül gözü zaten var. En emin en garanti bilgi zaten elimizde. Bu durumda bizlerin iman adına işi çok daha kolay demektir.

Gelelim din adına, geçmişi araştıran ve bizlere ulaşan diğer rivayetlere. Bizlerin bu bilgileri kontrol edecek elimizde MİHENK TAŞIMIZ var. Bu durumda bizlere nakledilen tüm bilgileri KUR’ANIN onayından geçirmek kalıyor. Aslında işimiz çok zor değil, yeter ki birazcık tarafsız akıl ile düşünelim. Eğer bu bilgileri onaylıyor ve kur’ana ters düşmüyorsa, mutlaka onlardan yararlanmalıyız. Çünkü Allah elçisinden bahsederken, o sizler için bir örnektir diyordu. Bizlerde o örnek insanı araştırıp hayatını, kur’anı yaşamına geçiriş biçimini, mutlaka öğrenmeliyiz. Bundan vazgeçmek İslam ı öğrenmemizde güzel örneklerden mahrum kalmak olacaktır ki, bunu aklı başında hiç kimse kabul edemez. Bunu söyleyen art niyetlidir.


Nisa 65. ayete gelince. Dikkat ederseniz bu ayet peygamberimizin yaşadığı dönem insanlarının, onun yönetiminde vereceği karardan bahsediyor. Çünkü sen karar verdikten sonra ona uymaları şart diyor. Peki, şimdide bunun tersini düşünelim, yani bugün aramızda kanunların çözemediği şahidin olmadığı bir konu var, bu durumda ne yapacağız? Peygamberimiz olsaydı işimiz kolaydı, bu durumda anlaşamadığımız bir konuda Rabbim ne diyor bizlere, işte bakın ona da cevap veriyor.


Şura 10: Herhangi bir şeyde ihtilafa düştüğünüzde onun hükmü Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na güvenip dayadım; yalnız O'na yönelirim ben.


Bakın dikkat ederseniz ihtilaf ettiğimiz konuyu artık peygamberimize götüremiyoruz, çünkü o artık yaşamıyor. Bir konuda her türlü yol denenmiş ve çözüme ulaşamamışsa bunun hükmünü Allah bana bırakın, hesabın görüleceği gün sonucunu görürsünüz diyor. Şimdi sizin sözlerinizden yola çıkalım, bugün ben peygamberimizi nereden bulayım dediğinizde, cevap açıktır. O gün peygamberimiz kararlarını kendi kafasından vermedi ki. Rabbim ne diyordu elçisine ve iman eden tüm yönetici durumundaki kullarına. Kur’an ile hükmediniz. Bakın ne kadar açık ve net. Peygamberimiz de yaşadığı dönemde bir olayın çözümünü kur’an ile yapıyordu, bu durumda yine o günün değişmemiş kitabı elimizde durduğuna göre, bizlerinde sorunlarımız da karar mekanizması olarak kullanacağımız kitap, kur’an olacaktır. Elbette peygamberimizin yaşamında ki örneklerinden de faydalanmalıyız, ama ya bu bilgi doğru değilse sorusunu, kendime mutlaka sormalıyız her zaman. Eğer örnek kur’anın onayından geçiyorsa, bizler için çok fayda sağlayacaktır, bundan şüphe yok. Günümüz kanunlarını düşünün, içtihatlar diye bir kısım vardır. Buradan hâkimler faydalanır ve aynı konuda nasıl kararlar verilmiş daha önce onlara bakarlar. İşte bizlerin örnekliği bu yolla ve emin şartlarda olmalıdır. Müslüman işini garantiye alandır, çünkü unutmayalım hepimiz bir imtihandan geçiyoruz. Bu imtihanda uyanık olan, aklını kullanan geçerli notu alacaktır.

Peygamberimizin doğumundan ölümüne kadar kontrol altında olduğuna inanıyorum demişsiniz. Elbette öyle. Çünkü bunu zaten kur’an dan anlıyoruz. Şu son söylediğiniz sözleriniz için ancak önünde saygıyla eğilip, şapkamı çıkarmaktan başka bir şey yapamam.

(O halde bizim yapmamız gereken söylediği söylenen sözlerin ya da fillerin çok iyi kuran ölçü alınarak etüt edilmeli ve doğru olanların alınmasıdır.)

Bu sözlerinizden ve düşüncelerinizden dolayı Allah sizden razı olsun kardeşim.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

HALUK GÜMÜŞTABAK 23 Ocak 2011 13:19

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Yazıları birkez tıklıyorum ama iki kez ekleniyor. Bunun için yönetimden özür diliyorum.

HALUK GÜMÜŞTABAK 23 Ocak 2011 17:52

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 

Düşüncenize, inancınıza, imanınıza sonsuz saygı duyarım. Çünkü herkez yaptıklarından sorumludur.
Lütfen bu ayetler üzerinde birazcık daha düşünün, size neler anlatmaya çalışıyor Rahman acaba.

Enam Suresi 145. De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar.


Yunus Suresi 59. De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?"

Hac sur. 30: İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi için çok hayırlı olur. Karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal kılınmıştır. Artık putların pisliğinden, yalan sözden uzak durun.

Nahl Sur. 116. ayet; Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.

Enam 140: Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle, Allah'ın kendilerine verdiği rızkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar.


Daha sonrada aşağıdaki ayetin üzerinde, bir bütün olarak akıl edin lütfen.

Enam 150: Şunu da söyle: "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.


Bakın ne diyor Rahman. Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık eden şahitlerinizi getirin diyor. Siz bu durumda Rabbin kur’an da bahsetmediği haramların şahidini kimden getireceksiniz, bunu düşünün. Peygamberimizden derseniz, onun şahidi kur’an dı. Çünkü o görevini kur’anı tebliğ etmek ve anlatmak ile almıştı. Onun dışına çıkmaması için uyarılmıştı. Bu durumda sizin haram dediklerinizin şahidi kimlerdir, bence çok iyi düşünün arkadaşım. Bakın Allah ne diyordu bizlere?


Bakara 42: Bilerek hakkı batıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin.

Demek ki hakkı batılla karıştırdığımızda, kur’an dan asla nasibimizi alamayız. Allah bundan korusun cümlemizi.

Saygılarımla Halukgta

Abdulhamit 1 23 Ocak 2011 18:33

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

verdiğiniz tüm makalelerini okudum ve çoğuna görüş müzakelerimizi verdik.sorduğum 10 sorunun cevabı yok bu makalelerde.
sorular çok basit.sorduğum sorulara vereceğiniz cevap sizin Resulullah hakkındaki düşüncelerinizi aydınlatacaktır.çünkü o sorularda ki malzemeler kuranda yok.ya bunları inkar edeceksiniz yada kuranda delil bulacaksınız.
yani eşek kurt arslan çakal doğan şahin kartal eti helal demek zorunda kalacaksınız.çünkü bunların cevabı kuranda yok.
1-yabani eşek eti haram yerlisi haram? katılıyormusunuz?katılıyorsanız,katlımıyorsanız kurandan deliliniz?
2-arslan ve kurt gibi vahşi yırtıcı hayvanlar sünnete haramdır.kabul mu değil mi? kurandan deliniz nedir ?
3-pençeli kuşların eti sünnete haram..size göre durum nedir ?
4-haşr 7 de geçen ayeti kerimede resul size neyi verdiyse onu alınsize neyı yasakladıysa ondan kaçının ibaresinde eğer helal haram yetkisi sadece ALlahta ise burdaki resul kelimesinin ne işi var?eğer yetki Allah ve resulunda ise yukarıdaki sorulara cevabınız nedir ?
5-bana kuran ve bir misli verildi hadisi şerifi(cumhur ulemaya göre mutevatir hadistir) size ne anlatıyor? 6-kuranda namaz farz der.siz bana kurandan öğle namazının vaktini,rekatlarını,farzlarını açıklarmısınız.(ayet istiyorum)
7-kuranda zekat farzdır der.siz bana devenin sığırın çeşitli malların zekatını,miktarını,şartlarını açıklarmısınız(ayet istiyorum)
8-kuranda korku namazı var ve nasıl kılınacağını buluyoruz.peki seferde bu namazı nasıl kılacağız ? varmı delilin?
9-kuranda kabeyı tavaf etsinler ayeti mevcuttur.peki 7 kez tavaf edin,makam arkasında iki rekat namaz kılın diye bir ibare varmıdır? Resulullah 7 tavafı makam namazını uydurdumu ?kuranda safa merve arasında say varmıdır?
10-birbirlerine karşılıklı mehirsiz değiş tokuz kızkardeşlerin verilmesi sizce doğrumudur,helalmidir? fıkıhta buna şiğar derler.duydunuz mu ? kuran agöre bunun izahı nedir bilgilendirirmisin?

o sorulara cevap vemezseniz sizinle hiç bir müzakerede olmayacağım!çünkü cevap vermemeniz halinde müzakere ahlakına aykırı olur.

buyurun...
11 ci soru da benden gelsin.

Bir kadını aynı anda teyzesi veya halası ile beraber nikâhlamak yasağı

Dikkat ki bu yasak kuranda açık yer almıyor.

Erkeğin Evlendiği veya evleneceği kadının halası ve teyzesi ile aynı anda evlenebilmenin hükmü kuranda yok. Varsa siz gösteriN BİZE

Ama peygamber böyle hüküm koymuş
Şimdi siz peygamberin bu hükmü yok ve olamaz mı diyorsunuz ? Madem ki kuranda yok.



kamer34 23 Ocak 2011 19:23

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Selamun Aleykum

HALUK GÜMÜŞTABAK arkadaşım

Vermiş olduğunuz bu detaylı bilgi için şahsım adına teşekkür ediyorum.

Ben daha evvelki yazılarımda da hep şunu vurgulamıştım.Allah'ın zati sıfatlarında fiillerinde ortağı yoktur.Helal ve haramlarla ilgili tek merci odur bu konuda onun ortağı olmadığı eşi ve benzeri de yoktur.Allah'ın helal haram ceza ve mükafat konusunda ona eşler tayin etmek doğrudan şirk kapsamı içerisine gireceğini defalarca izah etmeye çalışmıştım.Kendi eşi hakkında dahi elli güne yakın bir sürede karar alamayan Rasullulah (sav) nasıl olurda kuranda lafız olarak geçmeyen bu kadar helal ve haramı neden söylemiş olsun bu manidardır.

İfk olayından bahs ediyorum kendi eşini boşama noktasına gelecek kadar sıkıntılı günler geçiren Allah'ın Rasulü bu konu ile alakalı taki ayetler inene kadar bir karar verememiştir bu kesin.Hatırımda olan bir olay daha vardırki oda şu Kab bin Malik ve sanırım bir kaç müslüman daha savaşa ihmalkarlıkları dolayısıyla katılamamışlardı ve Rasulüllah savaş dönüşünde onlarla konuşmadı fakat onlar hakkındaki hükümde veremedi
Kab bin Malik o olayı şöyle anlatıyor ordu savaşa gidecekti benimde bazı işlerim vardı o işlerimi hal edeyim nasıl olsa orduya yetişirim diye dünya işlerine daldım.Sonra peşlerinden çıktım fakat yetişemedim, Rasulüllah savaş dönüşünde sonra kendisine selam verirdim,ve dudaklarına dikkat ederdim acaba selamımı aldımı,almadımı diye çünki Rasululah bana tavır almış benimle konuşmuyordu diye rivayet eder.

Mealen ""Dünya bütün genişliğine rağmen onların başlarına dar gelmiştir.Allah onları bağışlamıştır"" diye başlayan ayetler indikten sonra Rasulüllah ancak o zaman onlar hakkında tam karar verebilmiştir.Ben hep o yüzden derimki bu din nasıl rabbani ise onun hareket metodu rabbanidir.Allah bu hakkı peygambere dahi vermemiş,helal, haramlar,yasama yetkisi,ceza,mükafat bunlar hepsi Allah'ın zati sıfatları ve fiilleri ile ilgilidir.Mahluk yani yaratılmışlar bu konuda söz sahibi olamazlar.Şefaat konusuda böyledir şefaatın tamamı Allah'ındır bunda hiç kimse pay sahibi değil olamazda ayetleri düzgün anlamamız lazım.

Allah'ın şefaat hakındandan kime bir pay verecğine gelince necm/56.ayette Meleklerin ancak küfre şirke bulaşmamış kimseler için oda Allah ancak izin vermesi dahilinde bu gerçekleşebilir.Herhangi bir insan kalkıp nasıl olsa necm suresinde meleklere şefaat etme yetkesi verilmiş şöyle derse ""şefaat ya cebrail derse şirke düşmüş olur"" bu sözü hele insanlar için demek asla ve asla kuranla bağdaşmaz.

Allah'ın helal kıldıkları helal,haram kıldıkları haramdır,buna ne bir artma nede bir eksiltme olmaz.Mesela Allah zina edene 100 değnek vurun demiş ise birileri kalkıp yaw 100 çok fazla buna biz 99 değnek vuralım diyemez,yada biri kalkıp 100 çok az biz buna 101 değnek vuralım diyemez,peygamberde buna dahildir.Çünki o tek ilahtır, kanun koyucu odur,biz ne ondan daha çok ceza verme merci olabiliriz,nede ondan daha merhametli olabiliriz.

Yalnız Haluk arkadaşım şu hususu gözden kaçırdığınızı gözlemleyebiliyrum.Kuranda öyle bir peygamber profili varki Alllah o peygamberine toz dahi kondurmuyor.Burada hepimizin gayesi sanırım Allah'ın rızasını kazanmaktır.Mademki gayemiz bu.O halde Allah'ın kuran da razı olduğu insanın ahlakını yaşantısnı söz ve fiillerinin tamamından rızası olduğunu yine kurandan bize bildirmektedir. o halde o peygamberin kuranı yaşayış ve onu tefsir ediş biçimi kanımca bir müslüman için olmazsa olmazıdır yada öyle olmalıdır.Çünki kuran evrensel olduğuna göre kurandaki peygamber de evrensel olamalıdır ki zaten öyledir.

Sizin nisa suresi/65.ayeti yorumlarken sanki o ayet o dönemde yaşayan insanlar için geçerli olduğu anlamını çıkardım sanki o ayetin yorumunu yaparken ayetin nasih kapsamına girmiş olduğunu sizin cümlerinizden anladım.

örnek olarakta vermiş olduğunuz

Şura 10: Herhangi bir şeyde ihtilafa düştüğünüzde onun hükmü Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na güvenip dayadım; yalnız O'na yönelirim ben

bu ayet dünyada ihtilafa düştüğünüz ve sonuçlandıramadığınız konuların Allah katında gün gibi gerçek şekli ile ortaya çıkacağnı bildirmektedir.
sonuç:
Peygamber olgusu çok iyi anlaşılması gerktiğini hep söylemişimdir,bizler ya onu olması gerktiğinden fazla vasıflar yükleyerek adeta Allah'ın ortağı durumana getirmişizdir,yada olmaması gereken sıradnlaştırma,sanki şu misal gibi,diyelimki bizim yaşadığımız şu zamanda insanların içerisinde karizmatik,yalan konuşmayan düzgün ticaret yapan insanlar iyilik ve ahlak yönünden toplumun içerisinde değer kazanmış insalanra müslüman olmasalar dahi örneğin kısmen Tayyip Erdoğan gibi bir insanı yoldan çevirerek nübüvet verilmiş imajı oda peygamberi doğru anlama açısından sağlıklı bir görüş değildir.

Ben şuna inanıyorum Allah bütün işlerini levhi mahfuzda bir program dahilinde yapmıştır.O yüden peygamberin dünyaya gelmeden önce dahi bunun alt yapısı sağlanmış ve dünyaya gelişinden vefatına kadar bir proje dahilinde gerçekleşmiştir.Onun din adına yapmış her fiili her sözü benim için kuranın herhangi ayetinden farklı değildir.İstersen aradan değil 1400 yıl 2400 yıl geçmiş olsun.O halde yapmak gereken şey net ve açık onun hayatını çok iyi araştırıp kuran kriterleri doğrultusunda onları almalıyız.

Abdülmelik abim ayetler çok açık,şimdi benim anlayamıdığım konu şu o sizin zikr ettiğiniz helal haramlar peygamber efendimize başka bir vahy şekliylemi verildi o hükümlerin nasıl verildiğini ben türlü anlyamıyorum.Eğer ki o helal ve haramlar kuranın dışında bir vahy ile verildi dersek,o zaman gayri matluv vahy var olarak anşılır ki,bu dahada vahim bir olay bence.Bana bunu açıklarsanız çok memnun olacam inşllah.
En doğrusunu allah bilir

Haluk arkadaşımız ben o helal haramların peygamberimizin demiş olabileceğine ihtimal vermiyorum olsa olsa bu hükümler incil yada tevrattan bu dine sokulmuş israliyatlardır diyor yanlışmı anladım bilmiyorum

Eğer o hükümlerin peygamberimizn verdiğine inanabilsem terdütsüz kabul ederdim diyor,bence bu görüş hiçte sakat bir görüş değildir.
O zaman mesele şu peygamber o sözleri söyledimi söylemedimi söylediyse başka bir vahy alarakmı söyledi doğru soru bu bence.

Allah'a Emanet Olun

وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط


(Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım


bir tağut un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.)


""Şehid Seyyid Kutub""

Medine-web 23 Ocak 2011 19:43

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
hayri abi,
düşünceleriniz tevhidi anlamda sorunsuzdur.hepsine katılmakla birlikte eksik olarak düşündüğünüzü sanıyorum.şöyle ki ;
fıkıhta (islam hukuku) haramların sayısı yüzleri bulurken,kuranda onları aşmıyor.
-bu durumda 1400 yıldır haram dediklerimizi ayıklamamız gerekir ki,bunların içinde vahşi,yabani hayvanların etini yememiz gerekecek.
-izahlarını,şerhlerini sünnet ile anlam kazanan ibadetlerimiz,ibadetlerimizin yüzde 90'nını kapsamaktadır.namaz vakit,rekat,gizlilik,cerhi,şartları,taharet,necase t,abdest ,teyemmümün şartları,kuleteyn,sıvı yiyeceğe bulaşan cecasetin durumu ve sair yüzlerce durum muallak kalacaktır.ibadetlerin yüzde 90 ı yapılamaz hale gelecektir.bunun tek çaresi şu mutevatir hadis ile çözülmüştür.bana kuran ve bir misli verildi hadisi şerifi(cumhur ulemaya göre mutevatir hadistir).
-hacc,zekat,oruç,muamelat,ibadet gibi ana kategorilere bakınız...ve bu ana kategorileri fıkıhtan ,sünnetten ,hadisten bağımsız bir şekilde yalnız kuranla açıklamanız imkansızdır.açıklarım derseniz delil istiyorum.
sorularımı yeniliyorum.buyurun ayet verin izah edin aydınlanalım.
bana kuran ve bir misli verildi hadisi şerifi(cumhur ulemaya göre mutevatir hadistir).kuran dışında verilen bir misil den ne anlıyrosunuz?
tevhide zarar vermiyelim amenna.ama tevhide zarar vermiyelim diye ibadetlerin yüzde doksanınıda yok etmeyelim.
necm süresinde geçen resululah heva heves adamı değil,onun tebliğleri hakemliği,sünneti tatbikatı vahy dir.
ben böyle inandım inanıyorum.asrı saadetin 23 yılı ve sonraki ashabı kiramdan bu yana islamda yetişmiş alimleri mufessirler fakihler mürşitler böyle anlamıştır.

kamer34 23 Ocak 2011 21:09

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı (Mesaj 114582)
hayri abi,
düşünceleriniz tevhidi anlamda sorunsuzdur.hepsine katılmakla birlikte eksik olarak düşündüğünüzü sanıyorum.şöyle ki ;
fıkıhta (islam hukuku) haramların sayısı yüzleri bulurken,kuranda onları aşmıyor.
-bu durumda 1400 yıldır haram dediklerimizi ayıklamamız gerekir ki,bunların içinde vahşi,yabani hayvanların etini yememiz gerekecek.
-izahlarını,şerhlerini sünnet ile anlam kazanan ibadetlerimiz,ibadetlerimizin yüzde 90'nını kapsamaktadır.namaz vakit,rekat,gizlilik,cerhi,şartları,taharet,necase t,abdest ,teyemmümün şartları,kuleteyn,sıvı yiyeceğe bulaşan cecasetin durumu ve sair yüzlerce durum muallak kalacaktır.ibadetlerin yüzde 90 ı yapılamaz hale gelecektir.bunun tek çaresi şu mutevatir hadis ile çözülmüştür.bana kuran ve bir misli verildi hadisi şerifi(cumhur ulemaya göre mutevatir hadistir).
-hacc,zekat,oruç,muamelat,ibadet gibi ana kategorilere bakınız...ve bu ana kategorileri fıkıhtan ,sünnetten ,hadisten bağımsız bir şekilde yalnız kuranla açıklamanız imkansızdır.açıklarım derseniz delil istiyorum.
sorularımı yeniliyorum.buyurun ayet verin izah edin aydınlanalım.
bana kuran ve bir misli verildi hadisi şerifi(cumhur ulemaya göre mutevatir hadistir).kuran dışında verilen bir misil den ne anlıyrosunuz?
tevhide zarar vermiyelim amenna.ama tevhide zarar vermiyelim diye ibadetlerin yüzde doksanınıda yok etmeyelim.
necm süresinde geçen resululah heva heves adamı değil,onun tebliğleri hakemliği,sünneti tatbikatı vahy dir.
ben böyle inandım inanıyorum.asrı saadetin 23 yılı ve sonraki ashabı kiramdan bu yana islamda yetişmiş alimleri mufessirler fakihler mürşitler böyle anlamıştır.


Muhsin abim tamam ben bu konuda sizden farklı düşünmüyorum.Mesele o hadisi neyle açıklıyorsunuz onu merak ediyorum.Bana kuran ve bir misli verildi bu hadisteki bir kısmına olab cümlesine herkes bir şeyler yüklüyor.
Bende bu hadise baktım ve mütevatir sağlam bir hadis olduğunu gördüm.Fakat bügün islamla bağdaşmayan bazı fırkalar bu hadisi kendi şehlerine dahi yorumlyabilmekteler.Güya kuran ve bir misli kavlinden tarikat olduğu anlamını çıkradıktan sonra bunun içerikliğini doldurabildikleri kadar dolduruyorlar.

Ben sadece kuran ehli olan insanları meyve vermeyen ağaçlara benzetmişimdir.Haluk arkadaşımızı gerçek hayatında tanımam,bu sözüm ona değildir kesinlikle.Peygambersiz bir kurana giden insanların günlük yaşantılarına bakıyorsun ki ne doğru dürüst bir namaz ne doğru dürüst bir ibadet adeta kup kuru bir inanç olarak görülmekte o yüzden bu görüş islam olmayan insanlarda fazla etki yapmaz. Halbuki islam sadce bir inançtan ibaret değilidr bunun içerisinde çok ince noktalar vardır fiili çok sayıda ibadetler vardır.

Bu ibadetler gerçekleştiğinde islam o zaman anlam kazanır insana güzel bir ahlak bahş eder işte bütün ince noktaların tamamını peygamberden alacağız inşallah.
Soru bu büyük sayıla bilecek helal ve haramlar nasıl bir vahy şekli ile verildi eğer bunu ispat etmesek o zaman bizim durumuz tehlikye girer çünki hüküm koyuculuk Allah,ın doğrrudan İlahlık sıfatıyla bağlantılıdır.

Ne siz ne ben şunu demiyoruz peygamber Allah,a rağmen kanun koymuştur yada helal haramlar belirlemiştir bunu dersek zaten şirke düşmüş oluruz.
Allah muhafaza
Bazı insanlar Allah,ın helal haramlarını ellerinin tersi ile çöl kanunları diyerek bir tarafa atıp yerlerine demokrasi sosyalizm monarşizm vs vs getirerek Allah,ın azabını hak etmişlerdir.Onlarla onların küfür meclisleriyle biz msülümanların zaten bir işi olamaz. Bizim sorunumuz bu değil.

Şimdi bir taraf peygamber bunu söylememiştir söylemiş olamaz söylemiş olsa idi bu kuranda en azından işaretle dahi olsa geçerdir diyor.
Öbür tarafta peygamber bunu söylemiştir söylediğine göre ona mutlak manada itaat etmek lazımdır ayetler açıktır diyor.Bende bunu aynen kabul ediyorum,fakat bunu söylerken peygamber (sav) bu emri nasıl bir vahy şekli ile bu almıştır onu açıklamamız gerekmezmi.

Fare eşek aslan kaplan kedi köpek hakikaten insanın midesine ters gelen şeyler insanın fıtratına uymayan şeyler mesela Çinde Hindistanda falan hertürlü pis böcekleri kızartıp kızartıp yiyorlar bunlar iğrenç bunların haram olabilme ihtimali çok yüksek.Fakat bunlar nasıl bir vahy şekli ile haram kılınmış buna cevap bulmamız gerekmektedir.

Sesli düşünüyorum diyorumki acaba iyi şeyleri size helal kötü şeyleri size haram kılarlar kapsamı içerisine sokarak peygamberimiz ictihat yapmış olabilirmi.Peygamberin bu ictihadını tekzip eden bir ayette gelmediğine göre bunlar haram sayılmıştır.çünki eğer allah nebinin bir fiilini tekzip etmemiş ise o fiil fizim için farzdır bilemiyorum en azından buradan bir bakışla mülaza edelim.

Ama şunu dememek gerekir peygamberinde helal haram belirleme yetkisi vardır bu çok tehlikeli bir fikirdir.Zaten hiç birimiz bunu demiyoruz inşallah.

Her ne kadar bize o manaya gelen ayetler var isede biz böyle düşünemyiz çünki bir ayete mana verdiğimizde yada bize o mana öyle gözüküyor isede çıkarmış olduğumuz mana kuranın bütünlüğü ile uyum arz etmesi lazım.

Mesela bazı alimler ehl-i kitabın tüm kestikleri bize helaldir derler sebep olarakta maide/5.ayeti delil olarak gösterirler derlerki Allah ehl-i kitabın şirklerini bildiği halde bize onlarının kestiklerini helal saymıştır onlar besmele çekse ne olur çekmese ne olur.bu yanlış bir mantık kurandaki öbür ayetlerle çelişmekten kurtulamaz .Çünki enam/118/119/121/145 hac /bakara/73 maide/3 başka ayetlerde var bu ayetlerde ancak Allah,ın adını anarsa o etlerden yiyilir yorumu tam olarak daha sağlam bir görüştür.

Bir örnek daha vereyim mesela Allah peygamberelerini tevhid ve şirk mücadelesi doğrultusunda kitaplar ve emirlerle donatarak insanlara göndermiştir.Halbuki tağutlar ve tağuti rejimler ısrarla buna karşı çıkar hatta bazı elçileri de şehit ederler ki etmişlerdir. Kuran bu örneklerle doludur,şimdi diyelimki herhangi bir ayetin herhangi bir cümlesinde bir peygamberin bu tağuti düzenlere göz yumduğu veya tağuti rejimlerin hükümleri ile hüküm verdiğini düşünmek kuranın tamamına toslamak anlamına gelir.

Velevki o ayetin lafızlarından bize göre öyle anlaşılıyor olsada,biz öyle mana veremeyiz çünki Allah imanı ancak tauğutu inkara bağlamış yoksa yapılan imanın boş çıkacağının aynı kuranın başka bir çok ayetlerinde üstüne basa basa vurgulamıştır
sonuç:
peygamberler iyi şeyleri helal kötü şeyleri haram kılarlar ayetinin lafızlarından anlaşılan mana şu.Allah ile birlikte peygamberlerde helal haram koyma yetkisne sahipitirler.Böyle anlam çıkıyor bu doğru.

Fakat asla ve asla bu ayete biz bu anlamı yükleyemeyiz belkide biz bu ayetleri çok daha ileriki zamanlarda daha anlayabileceğimiz bir durum ile karşılaşacağız.Doğru olan anlam tek ilah allahtır.Kanun koyucu odur ne ne bir peygamber nede bir merci nede tayyip erdoğan anayasa yapamaz ben böyle iman ettim.

ALLAHA EMANET OLUN

Medine-web 23 Ocak 2011 21:51

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
hayri abi,
tarikatler veya herhangi bir dünyevi maddi şerefi çıkar peşinde olan ve o hadisi şerifi sağa sola çekenler bizim alanımız dışında...
kaynaklarımıza bakınız,cumhur ulemaya bakınız,muteber alimlere bakınız hepsi o hadisi şerifin nasıl anlaşılacağıan karar vermişlerdir.
kararları şu :
şüphesiz tek kaynak kurandır.resulullah ek bir kaynak değil,o eşsiz kaynağın açılımını yapmıştır.sizin dediğiniz gibi Resulullahın hüküm etme konusunda iyi şeyleri size helal kötü şeyleri size haram kılarlar ayeti kerimesi kapsamına almak lazım.kuran kötü şeyleri saymaya başlarsa ansiklopedi olurdu.kötü şeyleri tartışılmaz Kuran müfesiri Resulullah açıklamıştır diye iman ediyorum.
yahut namaz kılınız,zekat veriniz,hacc ediniz, ayeti kerimesinin içeriğini Resulullah doldurmuştur.ve bu dolduruşu cebrail kontrolunde yapmıştır.
bu düşüncede tevhide zarar gelmez bilakis tevhidi korumasız bırakmaz.alimlerimizin "kuranın anlaşılması sünnete muhtaçtır" prensibine inanıyorum.
aksi takdirde batarız...

HALUK GÜMÜŞTABAK 24 Ocak 2011 10:29

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Ferdi ve durhele kardeşimiz benden okadar nefret ediyormuş ki, bakın sevinçlerinin nedenine.

( küçücük bir notu ekliyeyım.sevincimi paylaşın canlar.haluk uye olmuş.son üç ayda ilk kez mutlu olmuşumdur.ne oldu yazar haluk ))))))))))
bende muhsin hocayı neden bu kadar seviyordum diye kendimden şüphe ediyordum.)



Allah sevincinizi daim etsin, önemli olan bu Dünyada gülmek sevinmek değildir. Önemli olan Rabbin huzurunda karnemizi aldığımızda gülebilmektir. Zikir ehli bir insanın sözleri böyle olmamalı. Peygamberimizin ümmeti olduğunu söyleyen bir insanın sözleri böyle olmaz.

Evet ben yakın zaman içinde bir neden gösterip yazarlık kısmından alınacağımı tahmin ediyordum zaten. Bukadar sabretmeleri, belkide baskılara diretmeleri bence kendilerinin iradeli ve dürüst insanlar olduğunu gösteriyor.

Oraya beni layik görenler, yine layik değilsin diyerek almaları çok doğal haklarıdır. Beni üzen alınma nedenim. Ben elliden fazla sitede yazı yazdığım gibi, birçok sitedede köşe yazarı yada modoretör görevim vardır. Bu sitede yazmadan öncede başka sitelerde hem yazıyor, hemde köşe yazarlığı yapıyordum. Benim tek bir amacım var, oda Rabbin rehberine toplumu olabildiğince davet etmektir. Başka sitelerde köşe yazarı olarak yazdığımda bu yazılar bizim sitemizin ismi olmadan yazamazsın, telif hakkı vardır asla demediler, çünkü bu yazıyı yazan benim. Eğer bir başkası alıpta yayınlıyorsa, ona saygı duyarım karışmam. Yayınlanmasını hiç bir şarta bağlamanında doğru olmayacağını düşünüyorum. Bunu yaptığımızda diğer siteler başka sitenin yönlendirmesini kesinlikle kabul etmiyorlar ve siliyorlar. Bu şartı koyduğumuzda Rabbin tebliğini engellemiş oluruz. Bununda vebali olacağını düşünüyorum. Hiç bir bedel Allahın ayetlerini bir başkasına naklederken değiştirilemez, engel çıkartılamaz. Din adına yazılan her bilgi, yazarın ismi yazılmak şartıyla heryerde yazılır yayınlanır. Ayrıca şunuda hatırlatmak isterim yönetici arkadaşıma, acaba bu sitede köşe yazarı olupta başka sitede yine yazarlık yapıp, yazdıklarını o sitede yayınlamıyorlarmı? yayınladıklarında Medine Web in isminimi yazıyorlar? Bunuda düşünmelerini rica edeceğim.

Üzülmediğimi söylersem doğru söylemiş olmam. Üzüldüğüm şey, o bölümde yazdığımda daha çok Müslüman kardeşime hitap edebilme imkanımın olmasıydı, gerçekten üzüldüm. Ne kadar ilginç değilmi, ben üzülüyorum ama bir kaşka arkadaşlarım bundan mutluluk duyuyorlar. Herşeyin doğrusunu Yüce Rabbim bilir, ben bugün üzüleyim hiç önemli değil, önemli olan geçici bu düntada gülmek değildir, önemli olan HUZURU MAHŞERDE GÜLEBİLMEKTİR.

saygılarımla Halukgta

kamer34 24 Ocak 2011 11:30

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
kamer ile abdulmelik hocalarımız bir noktada kesişiyorlar.düşünceleri pek de farklı değildir.ancak kamer hocanın delil istemesi mutmain olmak istemesindendir.hadis ilminde bir kural vardır RİVAYET EDİYORSANIZ SENET NERDE,SİZİN DÜŞÜNCENİZ İSE DELİL NERDE! o zamanki muhaddisler senet ve zincire dikat etmekle birlikte,metinde de kuran uyumluluğunu ararlardı.abdulmelik hoca delilini,senedini cumhur alimlere dayandırıyor ki doğrudur bu.bunu kabul etmek zorundayız.ÇÜNKÜ KAOS OLUR.
NEDEN Mİ ?
kelam,fıkıh,hadis,sünnet ilimlerini bir kalemde silmeniz gerekiyor.
SİLSENİZ NE OLUR?(ben Allaha sığınırım)
Resulullaha iman gider
ibadet içerik olarak sıfırlanır
tefsir mantığı haluk'laşır
muamelat çorba olur
haluk gömmüştabak sofrasında it at eşek kurt eti eksik olmaz,karıları rahatlıkla imam yapar.
bedii hoca iki kız kardeşi aynı anda nikahlar(iki kız kardeş onu öldürür bizde kurtuluruz :) )
yitikabiye nisa 24 piyangosu olur.(irana gitmesine gerek kalmaz)istediği kadar ekler :)
müslümanlardan cumadan kurtulur.tağutun nikahını kabul etmediği için ömür boyu bekar :)
FECR hoca jiletleri alıp köprüye gider :)
Muhsin hoca ve abdulhamit hoca "ben demedimmmmiii rahat durun şimdi ne olddiii" derler :)
takılı zeynebin ruh hali düzelir :)
yani hum huma dum duma!

küçücük bir notu ekliyeyım.sevincimi paylaşın canlar.haluk uye olmuş.son üç ayda ilk kez mutlu olmuşumdur.ne oldu yazar haluk :)))))))))))
bende muhsin hocayı neden bu kadar seviyordum diye kendimden şüphe ediyordum Ağzı-Açık000

alkış000alkış000[/QUOTE]


Ferdi Bey

Bakın insanlar din adına bir fikir orataya attıkları zaman bu fikirlerini muhakkak kuran ve sünnete dayandırmak zorundalar.ben muhsin hocanın vermiş olduğu ""bana kuran ve bir misli daha verildi"" hadisinin başka manalarada gelebildiğini söyledim yani hadisin ""bir misli"" kısmından başka helal ve haramların belirtileceği tam olarak çıkmamaktadır.fakat ""Peygamberler iyi şeyleri helal kötü şeyleri haram kılarlar"" ayeti bana göre bu konuyu tam olarak açıklamıştır.yani insanların fıtratına ters olan şeylerde Allah'ın Rasulü ictihat yapmıştır.çünki kuran 23 yıl gibi çok uzun bir zaman diliminde inmiştir.bu 23 yıllık süreç içerisinde kuranda olmayan çok olaylar yaşanmıştır kanımca eğer kuran bu olaylara yasakyalıcı bir emir getirmemişse o zaman bu şeylerin islam dininde uygun olduğu anlamı çıkmaktadır.

Cumhurun görüşüne gelince bakın bizim din adamlarımız aynı zamanda dostlarımız ve kardeşlerimizdirler onlara saygıda kusur etmemiz lazım gelir fatiha suresinde bile ""ilet bizi yarabbim nimet verdiklerinin yoluna"" diye allaha dua ederiz buraya kadar tamammı.

Fakat islamda şöyle bir kaidede vardır eğer bir hüküm allahın dinine aykırı ise bütün dünya üzerine icma etse yine o görüş kabul edilmez.Mesela kudsi hadis nerdeyse üzerine itifak edilmiş ama bana göre kabul edilemez birşeydir.



kamer34 24 Ocak 2011 11:45

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Selamun Aleykum

Müslümanlardan gardaşım

Verdiğin tüm başlıkların cevabını ben iki cümleyele özetlemiştim galiba siz orayı kaçırmışsınız

Tüm bu ihtilafaların altında yatan sebep peygamber tanımı ile ilişkilidir

Peygamberi doğru tanımladığınız vakit o ihtilafların hiç biri ortada kalmayacaktır

kamer34 24 Ocak 2011 11:49

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

müslümanlardan Üyemizden Alıntı (Mesaj 115008)
kamer 34 abi kutsi hadis diye adlandırdığınız SÖZLERDE HADİS KATEGORİSİNDE HADİSTİR VE ONLARINDA AYNEN HADİS USULUNDEKİ KIRİTERLERE TABİ TUTULDUĞU GİBİ KURANA UYMAYANLARIDA RED EDİLİR...

Buna kutsi denilme ismini İNASANLARI kandırmak için verilmiş tir...

ve hadisler toplatılıncada böyle bi ayırımda gidilmemiş,bunlar kutsi falan denilmemiş......varsa delili ve tarihi bilgisi olan elindeki bilgiyi masaya yatırsın..........
imami şaffii dönemine kadarda bu usul böyleymiş [HA YANLIŞ ANLAŞILMASIN İMAMI ŞAFİİ BU İSMİ TAKMAMIŞ]
yalnız farklı başlıkta................

saygılar müslümanlardan...


Yaw zaten kuranın özüne aykırıdr

belikide allah peygamberi ile kuran dışı irtibat kurmuş olabilir ona birşey dityemem
fakat bu kuran dışı irtibat eğer biz insanlar için gerekli bilgiler olsaydı peygamber bunu mutlaka açıklardı

Medine-web 24 Ocak 2011 13:47

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

HALUK GÜMÜŞTABAK Üyemizden Alıntı (Mesaj 115004)


Evet ben yakın zaman içinde bir neden gösterip yazarlık kısmından alınacağımı tahmin ediyordum zaten. Bukadar sabretmeleri, belkide baskılara diretmeleri bence kendilerinin iradeli ve dürüst insanlar olduğunu gösteriyor.

Oraya beni layik görenler, yine layik değilsin diyerek almaları çok doğal haklarıdır. Beni üzen alınma nedenim. Ben elliden fazla sitede yazı yazdığım gibi, birçok sitedede köşe yazarı yada modoretör görevim vardır. Bu sitede yazmadan öncede başka sitelerde hem yazıyor, hemde köşe yazarlığı yapıyordum. Benim tek bir amacım var, oda Rabbin rehberine toplumu olabildiğince davet etmektir. Başka sitelerde köşe yazarı olarak yazdığımda bu yazılar bizim sitemizin ismi olmadan yazamazsın, telif hakkı vardır asla demediler, çünkü bu yazıyı yazan benim. Eğer bir başkası alıpta yayınlıyorsa, ona saygı duyarım karışmam. Yayınlanmasını hiç bir şarta bağlamanında doğru olmayacağını düşünüyorum. Bunu yaptığımızda diğer siteler başka sitenin yönlendirmesini kesinlikle kabul etmiyorlar ve siliyorlar. Bu şartı koyduğumuzda Rabbin tebliğini engellemiş oluruz. Bununda vebali olacağını düşünüyorum. Hiç bir bedel Allahın ayetlerini bir başkasına naklederken değiştirilemez, engel çıkartılamaz. Din adına yazılan her bilgi, yazarın ismi yazılmak şartıyla heryerde yazılır yayınlanır. Ayrıca şunuda hatırlatmak isterim yönetici arkadaşıma, acaba bu sitede köşe yazarı olupta başka sitede yine yazarlık yapıp, yazdıklarını o sitede yayınlamıyorlarmı? yayınladıklarında Medine Web in isminimi yazıyorlar? Bunuda düşünmelerini rica edeceğim.

Üzülmediğimi söylersem doğru söylemiş olmam. Üzüldüğüm şey, o bölümde yazdığımda daha çok Müslüman kardeşime hitap edebilme imkanımın olmasıydı, gerçekten üzüldüm. Ne kadar ilginç değilmi, ben üzülüyorum ama bir kaşka arkadaşlarım bundan mutluluk duyuyorlar. Herşeyin doğrusunu Yüce Rabbim bilir, ben bugün üzüleyim hiç önemli değil, önemli olan geçici bu düntada gülmek değildir, önemli olan HUZURU MAHŞERDE GÜLEBİLMEKTİR.

saygılarımla Halukgta

yeri değil ama izah etmek zorundayım.eksik bilgi yalnış bilgidir.sizinle burada zıt iki kutupta idik.Hadis sünneti askıya almanız konusunda tamamen zıt durumdayız.ama sizi hiç bir zaman dışlamadım,yazılarınızın bir cümlesine bile sansör uygulamadım.
sizeve tüm yazarlarımıza köşe yazarlığı verirken şu şartı koşmuştuk.
"yazılarınızı nerde yayınlarsanız yayınlayın,tebliği engellemekten Allaha sığınırız.ama sitelerin genel bir yasası vardır.telif hakkı!"
yazılarınızın altına bizim amblem eklenecek dedik.eğer bunu yapmazsanız köşe vermeyız.hiç bir site size özel forum,özel köşe yazarlığı vermez,vermemiştir.bu medinewebe özel bir uygulamadır.dolayısıyla yazarlarımız medineweb yazarlarıdır.bizde yazılan makalelerin altına amblem uygulanmak zorunda.
tüm yazarlarımız bu şartımızı kabul ederek köşesini aldılar.sizde kabul etmiştiniz.sizi defalarca(her seferinde özür dilediniz,bi daha aynı hataya düşmiyeceğinizi izah ettiniz ama sözünüzde durmadınız) ve en son dün akşam uyardım.siz de kuralımızı uygulamıyacağınızı söylediniz bizde gereğini yaptık.sizin burda üye olarak devam etmeniz veya gitmeniz sizin tercihinizdir,bizi bağlamaz.
bizi töhmet altında bırakmanız,konuyu başka yere çekmeniz,sanki zıt olduğumuz için sizi dışladığımız,tebliğe engel bir konumda olduğumuz izlenimi doğru değildir,kul hakkıdır!.

saygılar..

HALUK GÜMÜŞTABAK 24 Ocak 2011 19:26

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 

Sayın Abdulmelik, bana yazdığınız bu sitede yazınızın altına Medine Web diye ekleyin dediniz ve beni ikazınızla bunu unuttuğum için, her seferinde sonuna ekledim. Bana başka sitelerde benim yazdığımda da, bunu yapacaksınız demediniz. Zaten bunu hiç kimse kabul etmez. Çünkü başka siteler, ne olursa olsun, yazarın isminden başka sitenin yönlendirmesini asla kabul etmez, özel durumlar, siteler hariç. Bu görevi verirken, böyle bir açıklama yapıp, başka sitelerde, ben kendi yayınladığım yazım için de, böyle bir uygulama yapacağımı Allah şahittir söylemediniz, ya da ben yanlış anladım. Benden başka birisi alırsa bu yazıyı, bizim telif hakkımızdır dediniz, bunu da zaten normal karşıladım. Benim yazdığım ve benim ismimin olduğu bir yazıyı nasıl olurda ben sizin izniniz olmadan, ya da sizin site isminiz olmadan yayınlayamam, öyle şey olur mu? Bana bu konuda söylediğim şekliyle asla açıklama yapmadınız. Eğer öyle anlasaydım bunu o zaman kabul etmezdim, çünkü bu durumda elliyi aşan sitede yayınlayamazdım yazılarımı.

Şuanda köşe yazarlığı yapan arkadaşlarımızın aynı yazıları, başka sitelerde ve sizin sitenizin ismi olmadan yayınlanmadığını iddia edebilir misiniz? İyi ve güzel yazıları, beğendikleri makaleleri insanlar alıyor ve kendi sitelerine ekliyorlar. Benim yazımın ben altına ismimin dahi yazılmadan eklendiğini biliyorum. Ama ne önemi var ki, önemli olan bilgilerin topluma ulaşması değilmi. Bizler sanatçı değiliz ki telif hakkından bahsedelim. Bizler peygamberimiz den sonra, kur’anı anlatma, yayma görevi almış, onun ümmetleriyiz. Bizler bu işten para kazanmıyoruz ki, telif hakkımız öne sürüp yazıalrın dağılmasında engel teşkil edelim. Bu sitenin kuruluş amacı maddi bir kazanç olmadığına göre, neden kur’anın yayılması için engeller koyalım.


Elbette bu sözlerim benim düşüncelerimdir. Her insanın aynı şeyleri düşünmesini de beklemiyorum. Asıl beni üzen bu bölümden alınmam değildir. Benim yazacak o adar çok sitem var i elliden fazla, zaten yetişemiyorum bile. Bazı arkadaşlarımın sevinç naraları, bizlerin İslam anlayışının nerelere kadar düştüğünün yansıması, beni üzmüştür, hem e çok fazla üzmüştür.


Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun. Bu gün ben üzülürüm hiç önemli değil ya yarın, hesap günü…….. Rabbim hesap günü üzülmeyenlerden, yüzü gülenlerden eylesin inşallah. Gerçekten Rabbin rehberinden o kadar uzaktayız i, ahhh bir farkında olabilsek.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

HALUK GÜMÜŞTABAK 24 Ocak 2011 19:26

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Bizler kur'anın erleriyiz, düşmanlıkla din yaşanmaz. Yaşamak isteyenler, Müslüman kardeşinin üzüntüsünden zevk alanlar, peygamberimizin gerçek ümmeti olamazlar. Onun ardı sıra gittiğini söyleyenler, önce kur'anı doğru anlamalıdır. Saygıalrımla Halukgta

BEDİİ HAMİT 24 Ocak 2011 19:35

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
Alıntı:

Bizler kur'anın erleriyiz, düşmanlıkla din yaşanmaz. Yaşamak isteyenler, Müslüman kardeşinin üzüntüsünden zevk alanlar, peygamberimizin gerçek ümmeti olamazlar. Onun ardı sıra gittiğini söyleyenler, önce kur'anı doğru anlamalıdır. Saygıalrımla Halukgta
Müslüman kardeşinin üzüntüsünden zevk alanlar, peygamberimizin gerçek ümmeti olamazlar.

ÜZÜNTÜNÜZ BİZİM DE ÜZÜNTÜMÜZ OLMALIDIR

Medine-web 24 Ocak 2011 19:50

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
haluk bey ,
olayı neden dramatikleştiriyorsunuz anlamıyorum.ben size tek tek anlatmıştım siz anlamamışsanız yada yalnış anlamışsanız bu benim sorunum değil ki?
medinewebi yıllardır yayında tutuyoruz.maddi çıkarımız tek kuruş yoktur olamaz da.telif hakkımız derken maddi çıkarımız var demiyoruz,yayın ahlakı,kaynak ahlakı,alıntıların sahipsiz yayınlanmaması ahlakını kastediyorum.burada yayınlanan bazı makalelerin isimsiz kaynaksız olmasını çok yadırgamış silmişimdir.makale size ait ise altındaki isim silinemez,silinmemeli.size göre önemsiz olabilir,biz yayıncılar için çok önemlidir efendim.
madem onlarca sitede yazarsınız,yetiştiremiyrosunuz yükünüzü hafifletik fena mı ? sizin uye olarak burada yazılarınızı asmanıza yorum yapmanıza bir mani mi var ?

sizi üzmek gibi bir derdim ve ahlaki sorunum yok olamazda.1 yıldır beraberiz az çok ahlakımı bilmiş olmanız gerekrdi.sizinle taban tabana zıt fikirli iken,size yapılan hakaretleri afetmedim,kaç üye banladım biliyormusunuz ? bu üyeler reelde tanıdıklarım dostlarım olduğu halde adaletten ayrılmadım.NEYSE...
Lütfen...

kamer34 24 Ocak 2011 20:53

Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....
 
selam:

Böyle bir konunun içerisine girmek istemezdim,fakak gerek Haluk arkadaşaımız gerekse Muhsin arkadaşımızın konuşmalarını okuduktan sonra bir konu hakkındaki kanaatlerimi dile getirmek istedim.

Bak Haluk arkadaşım ben işin doğrusu sizin yazarlıktan ayrılmanıza hiç üzülmedin neden biliyormusunuz

Eğer siz aramızdan tamamıyla ayrılmış olsa idiniz o zaman üzülürdüm önemli olan şudur bence eğer niyetimiz halis ise o zaman biz inandığımız değerelerimizi ve düşüncecelerimizı her sıfatlada dile getirmeliyiz. Siz hep aramızda olun,görüşlerimizin farklı olması asla buna engel olmamalıdır.

Ben şuna asla katılmıyorum hiç kimse düşücelerinden dolayı Muhsin arkadaşımızın hışmına uğramamıştır.Eğer böyle bir durum olsa idi ilk önce beni siteteden atması gerekiyordu,çünki bende bir çok konuda kendisi ile taban tabana zıt fikirlere sahibim ve ben bu fikirlerimi bu sitede hiç bir sansür uygalanmadan söyleyebildim,eğer benim fikirlerime herhangi bir kısıtlama getirilmiş olsa idi inanın ben bırakın bu sitetede yazı yazmayı asla bu siteye girmezdim bile.

biz sizinle inşallah daha ço mülaza edeceğiz ve daha konuşacak çok şeyimiz var

Allaha Emanet Olun


SAAT: 16:26

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306