|
Konu Kimliği: Konu Sahibi BİLAL HATTAB,Açılış Tarihi: 13 Mart 2011 (21:14), Konuya Son Cevap : 05 Kasım 2013 (19:22). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
13 Mart 2011, 21:14 | Mesaj No:1 |
Rasulullah ve Sahabe Dönemindeki Tefsir Faaliyetleri Rasulullah ve Sahabe Dönemindeki Tefsir Faaliyetleri Sahip olduğumuz biricik senet, gökyüzünde asılı olan biricik sağlam ipimiz, darmadağınık olan bütün grupların, şube ve fırkaların dönebilecekleri, kıyısında durup önceki kardeşliklerini yenileyebilecekleri biricik üssümüzdür Kur’an. Kur’an, içine hiç kimsenin en küçük bir kuşku sokamadığı, az veya çok hiçbir şekilde kendisinde en ufak bir tahrif yapamadığı biricik senedimizdir ve şüphe yok ki, onu en iyi anlayan ve en doğru şekilde tefsir eden de Rasulullah’tır(sas). Ne Kur’an Rasulullah’ın(sas) sözlerini yalanlar, ne de Rasulullah’ın(sas) sözleri Kur’an’ın hidayetine, hikmetlerine, kıssalarına, emir ve yasaklarına, ahlak ve edebine aykırıdır. İslam’ın değerli alimleri ve önderleri/İmamları tarafından, Rasulullah’ın(sas) döneminden günümüze kadar hem hıfzedilerek hem de yazılarak korunan; ulemânın ictihad ve tefsirlerinde Kur’an’dan sonra başvurdukları ilk kaynak, Allah(cc) Rasulü’nün(sas) Sünneti’dir. Bu bakımdan, özellikle Rasulullah(sas) ve ashabının dönemindeki tefsir faaliyetlerini inceleme ve araştırma sahasına koyanların; evvela sened-metin, cerh-ta’dil, rical-ruvat, sika-metruk vb. gibi, hadis usûlü kapsamına giren kavramlardan az da olsa bilgi sahibi olmaları önem arz etmektedir. Zira; Rasulullah’ın(sas) Sünnet’i olmadan, O’nun yaşadığı hayatı bilmeden ve bu hayatı kendimize din ve ahlak olarak örnek almadan Kur’an’ı hakkıyla anlayamayız. Nübüvvet ilmi olan Rasulullah’ın(sas) Sünnet’i, Kur’an tarihine eşit ve Kur’an’la beraber bilfiil yirmi üç yıl yaşanmış olan bir pratiktir. Bu sebeple, Kur’an’a bakışımızı tashih ederken, Rasulullah’ın(sas) Kur’an’ı nasıl yaşadığını, nasıl anladığını, nasıl tefsir ve “tebyin” ettiğini göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Rasulullah(sas) Dönemindeki Tefsir Faaliyetleri Kur’an’ın ilk muhatabları olan ashabın, bazen bazı ayetleri, bazen de bazı kelimeleri anlayamadığı oluyordu. Allah(cc) Rasulü(sas) hayattayken, anlayamadıkları yerleri bizzat Rasulullah’a(sas) soruyorlar, Rasulullah(sas) da gerekli tefsir ve tebyini yapıyordu. Aslında, Rasulullah’ın(sas) “tefsir etmesi”nden çok, “tebyin etmesi”ne şahid oluruz ki; zaten Allah(cc) da Kur’an’da, Rasulullah’a(sas), “Kur’an’ı tefsir et” ifadesini değil, “Kur’an’ı tebyin et” ifadesini kullanmaktadır. Bu bakımdan Rasulullah’ın(sas) Sünneti’ni, “Kur’an’ı tefsir edici” olmasından çok “tebyin edici” olarak görmemiz önemli bir husustur. Kur’an’da; hem Allah’ın(cc) “tebyin”i, hem de Rasulullah’ın(sas) “tebyin”i ile karşılaşırız. Mesela; Bakara/187’de, “…Allah insanlara ayetlerini tebyin ediyor…” buyrulurken, Nahl/44’te, “…insanlara, indirilmiş olanı tebyin edesin diye…” buyrulmaktadır. Burada akıllara, “madem ki Kur’an Allah(cc) tarafından tebyin edildi ve Kur’an her şey için açıklayıcı bir Kitab; o halde kendisi açıklayıcı olanın, başkası tarafından açıklanması ne demek?” sorusu gelir ki; bu da Sünnet-i Rasulullah’ın(sas), fıkhu’l-Kur’an(Kur’an’ı anlamak) için ne derece öneme sahip olduğunun nişanesidir. Kur’an’ın, her şey için açıklayıcı olması demek, risalet ve nübüvvete dahil olan “asıl” içindir. Kur’an, kendi içinde kendini tefsir edici ve dinin aslî emirlerini açıklayıcı bir özelliktedir. Rasulullah’ın(sas) “tebyin”iyse, bir ayeti hem başka ayetlerle, hem de Nebevî Sünnet’le açıklamasıdır. Ve şüphe yok ki, bu Nebevî fıkhediş ve tebyinin de, doğrudan “vahy” ile ilişkisi bulunmaktadır. Zira Allah(cc), Rasul ve Nebîlerine, vahy ve ilham ile bu melekeyi verir. Enbiya/79’da şöyle buyrulmaktadır: “Biz Süleyman’a, hüküm vermeyi, sahih ve doğru ictihadı anlayışı fehmettirdik.” İmam Kurtubî(rh.a), tefsirinin mukaddimesinde tebyinin iki şekilde olduğunu; birinin Kur’an’daki mücmeli beyan, diğerininse Kur’an’ın hükmü üzerindeki ziyadelik olduğunu açıklamaktadır. Ayrıca Rasulullah(sas), mükemmel bir hatipti. Kur’an’ın kapalı ve müşkül noktalarını, hareket ve mimikleriyle açıklıyordu. O(sas) gerekenden fazla söz etmez, lafızları uzatmaz ve tüm manayı cem edecek şekilde beliğ konuşurdu. Konuşmasında lüzumsuz fazlalıklar yoktu, şeriat ve ahkamda Allah’ın(cc) muradını beyan vardı. Bu bilgiler akabinde şunu söylemek mümkündür ki, Rasulullah(sas) hayattayken tefsir faaliyeti Rasulullah’la(sas) sınırlı kalmıştır. Yukarıda da değindiğimiz gibi, bu faaliyet de tefsirden çok bir “tebyin”di. Sahabe Dönemindeki Tefsir Faaliyetleri Rasulullah’ın(sas) vefatından sonraysa, ashab arasında tefsir faaliyetlerinin ufak ufak başladığını görüyoruz. Sahabeden, Kur’an tefsirinde meşhur olanlar on kişidir ki, bunlar; Hulefâ-i Râşidîn, İbn Mes’ud, İbn Abbas, Ubey b. Ka’b, Zeyd b. Sabit, Ebu Mûsâ el-Eşârî ve Abdullah b. Zübeyr’dir. Bu dönemdeki tefsir faaliyeti, genellikle Rasulullah’tan(sas) gelen ya da bizzat işitilen rivayetlere dayanıyordu. Bilhassa vahy kâtipleri, Kur’an’ı yazıya aktarırlarken, Rasulullah’ın(sas) açıklamalarını da, yazdıkları ayetlerin kenarlarına not alıp kaydederlerdi. Hz. Osman(ra) döneminde, Kur’an’ın cem edilip bütün mushafların yakılmasındaki ana sebeplerden biri de, mushaflarda, ayetler dışındaki bu açıklamaların bulunması ve bunların ayetlerle karıştırlmasının önlenmesiydi. Sahabeler, Kur’an’ın maksatlarını öğrenip kavramaya çok önem veriyorlardı ve ayetlerden birinin dahi tefsirini bilen, onlar arasında saygı görürdü. Nitekim Hz. Ali(ra) birgün Câbir b. Abdullah’dan(ra) söz edip, onun bilgili biri olduğunu söyleyince, birisi kalkıp; “Sen o bildiğimiz Ali iken, Cabir’in bilgili olduğunu söylüyorsun. Cabir sana feda olsun!” dedi. Ali(ra) ise; “Doğrusu Cabir, Kasas/85. ayetinin tefsirini biliyor” diyerek cevap verdi. Onlar, halefleri misali ayetlerden anladıkları anlamlara duygularını, heva ve heveslerini karıştırmamışlar; nefislerini arındırarak Kur’an’ı bütün işlerinde önder kılmışlardır. Onların duygu ve akılları, Rasulullah’ın(sas) getirdiğine tabi olmuştur. Onlar; eski medeniyet ve felsefî doktrinlerin tesirinden uzak yaşadıkları için fasih bir dile ve berrak bir zihne sahiptiler. Onların pek çoğu, ayetleri tefsir ederken zorlanmış, kimi zamansa susmayı tercih etmişlerdir. Nitekim Hz. Ebu Bekr’e(ra), Kur’an’dan bir ayetin tefsiri sorulunca cevabı şu olmuştur: “Allah’ın(cc) Kitab’ı hakkında, O’nun(cc) kastetmediği bir şeyi söylersem, hangi gök beni gölgelendirir, hangi toprak beni kabul eder?” Bu dönemde tefsir, genellikle kolay meseleleri ele alıyordu. Bazı ayet ve kelimelerle bazı olayların tefsiri dışına pek çıkılmıyordu. Pratik hiçbir faydası bulunmayan ve zihinleri karıştırmaktan başka bir işe de yaramayan soruları “tekellüf/aşırılık” olarak görüyorlar ve soru sahiplerini azarlamaktan da geri durmuyorlardı. Nitekim, Mürselat/1-2. ayetlerin tefsirinin kendisine sorulması karşısında Hz. Ömer(ra) soru sahibini tartaklamıştı. Tefsir ilmiyle uğraşan İbn Mes’ud, Ebu Mûsâ, Cabir b. Abdullah gibi sahabeler, ayetlerin anlamlarını, Rasulullah’tan(sas) işittikleri biçimiyle diğer güvenilir kimselere aktarıyorlardı. Onlar, şahid oldukları amelî Sünnet ile yetinmesini bilmişlerdi. Bununla birlikte, sahabe arasından ictihadla tefsir yapılmasına da şahit olmaktayız. İctihadları ile yaptıkları tefsirlerde, dil ve dini yöne ağırlık vermişler, yine tafsilata girmemişlerdir. İctihaddan maksat, onların kendi re’yleri ile tefsir etmeleri değildir. Sonuçta onlar, Kur’an’ın tabii bağlamına ve mahiyetine vakıftılar. Ve onlar, Kur’an’ın ilk muhatabları olmaları ve Rasulün(sas) tedrisinden geçmeleri gibi özellikleriyle, onu anlama yönünden, sonrakilerden çok daha öndeydiler. Ancak bu durum dahi, onları kendi görüşleriyle ayetleri tefsir etmeye yöneltmemişti. Nitekim İbn Ebi Müleyke’den, “sahih” isnadla şu haber rivayet edilmiştir: “İbn Abbas’a bir ayet hakkında soru sordular. Bu öyle bir soruydu ki, eğer sizden birine sorulsaydı cevap verirdiniz. Ama İbn Abbas o ayet hakkında konuşmaktn kaçındı.” Bilhassa İbn Mes’ud(ra) ve İbn Abbas(ra) gibi tefsirle hemhal sahabeler tefsir yaparlarken, tüm ilimleri karışık olarak vermekteydiler. Bir ayetin tefsiri yapılırken, ayetin nüzul sebebi, ayette geçen kelimelerin izahı, nâsih ve mensuh olanları, ayetten çıkarılan fıkhî ve itikadî hükümler birlikte sunulurdu. Bu yüzden, bu güzide insanların talebelerine baktığımızda, sadece bir sahada değil, birçok ilimde otorite olduklarını görürüz. Bu dönemde, fazla olmamakla birlikte, ayet tefsirlerinde Arap şiirlerinin de kullanıldığına dair rivayetlere rastlamaktayız. Misalen; Hz. Ömer(ra), Nahl/47’deki bir kelimenin manasını sormuş, hazır olanlardan biri kalkıp bu kelimenin kendi lugatlerinde geldiği manayı bir beyitle söylemiştir. Bunun üzerine Hz. Ömer’in(ra) şöyle dediği “rivayet” edilmektedir: “Ey insanlar! Cahiliye devri şiirlerinizi toplamaya bakınız. Çünkü onda Kitabınızın tefsiri bulunmaktadır.” İbn Abbas(ra) hakkında da, şiirle istişhad ettiğine dair haberler yer almakta, ancak ne kendisinden rivayet edilen tefsirde, ne de diğer tefsir eserlerinde buna dair bir örnek bulunmamaktadır. Öyle sanıyoruz ki, bu rivayetler “sahih” olmaktan uzaktırlar. Sonuç olarak; ilk dönem tefsir faaliyetlerini öğrenebilmenin en sahih yolu, ilk muteber hadis mecmualarıdır. Bu durum, rivayet ilmini bilmenin yanında dirayet ilmi hakkında da bilgi sahibi olmanın, o zamanı ve o zamanki çalışmaları sağlıklı bir şekilde öğrenmek isteyenler için gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Unutulmamalı ki; “Kur’an’ın Sünnet’e olan ihtiyacı, Sünnet’in Kur’an’a olan ihtiyacından daha fazladır.” Bibliyografya: - İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, TDV Yy, Ankara 2007 - Muhsin Demirci, Tefsir Usûlü, İFAV Yy, İstanbul 2010 - İbn Teymiyye, Mukaddime fî Usûli’t-Tefsîr(Tefsir Usûlüne Giriş-Çev: Yusuf Işıcık), Esra Yy, İstanbul 1997 - Celâleddin es-Suyûtî, (Muhtasar) el-İtkan fî Ulûmi’l-Kur’an(Çev: Ömer Kara), Ravza Yy, İstanbul 1993 - Ebu’l-Ferec İbnu’l-Cevzî, Zâdu’l-Mesîr fî İlmi’t-Tefsir(Çev: Abdulvehhab Öztürk), Kahraman Yy, İstanbul 2009 - Mehmed Emin Akın, Kur’an-ı Kerim’i Niçin Öğreniyoruz, Medarik Yy, Ankara 2010 - Ebu’l-A’lâ el-Mevdûdî, Nebâdîun Esâsiyye li-Fehmi’l-Kur’an(Kur’an’ı Nasıl Anlayalım-Çev: Bekir Karlığa), İşaret Yy, İstanbul 2005 - Hasan el-Bennâ, Tefsir İlmi ve Fatiha Tefsiri(Çev: Murat Albayrak), Şura Yy, İstanbul 1990 - Ali Şeriatî, Tefsîr-u Sûre-i Rûm ve Enbiyâ(İki Sure İki Yorum-Çev: S. Naci Karaarslan), Ekin Yy, İstanbul 1996 - M. H. Tabâtabâî, el-Kur’an fi’l-İslâm(İslam’da Kur’an-Çev: Ahmed Erdinç), Bir Yy, İstanbul 1988 - Mustafa Çelik, Nasıl Bir Kitab’a İnanıyoruz, Fütüvvet Yy, İstanbul 2007 - Osman b. Muhammed el-Hamîs, Hıkbe mine’t-Târih(Sahabenin Yüzyüze Kaldığı Olaylar ve Fitnenin Tarihi-Çev: Nuri Görgülü), Ümmülkura Yy, İstanbul 2007 - Ebu’l-A’lâ el-Mevdûdî, Sîret-i Surûr-i Âlem(Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi Ve Hz. Peygamber’in Hayatı-Çev: Ahmet Asrar), Pınar Yy, İstanbul 2004 - Ebû İshak eş-Şâtıbî, el-Muvâfakât fî Usûli’ş-Şerî’a(Çev: Mehmed Erdoğan), İz Yy, İstanbul 2010 - Ebû Nuaym el-Isbehânî, (Muhtasar) Hılyetu’l-Evliyâ ve Tabakatu’l-Asfiyâ(Çev: Zekeriya Yıldız-Hüseyin Yıldız), Ocak Yy, İstanbul 2010 Bilal Hattab Ankara / 2010 (Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi "Tefsir Usûlü" Dersi Dönem Ödevidir.) | |
Konu Sahibi BİLAL HATTAB 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Rasulullah ve Sahabe Dönemindeki Tefsir... | Makale ve Köşe Yazıları | YaŞuHa | 3 | 3930 | 13 Mart 2011 21:14 |
Hadis Istılahları, Hadis Tedvini ve... | Makale ve Köşe Yazıları | BİLAL HATTAB | 0 | 2564 | 11 Mart 2011 23:26 |
Tekfir Psikolojisi | Makale ve Köşe Yazıları | Zemahşeri | 5 | 2441 | 11 Mart 2011 23:18 |
Ve Nihayet Olan Oldu: İleri Demokrasi(!) "LÂ"yı... | Makale ve Köşe Yazıları | kamer34 | 5 | 1883 | 07 Mart 2011 22:00 |
Ne Oldu Bize ??? | Makale ve Köşe Yazıları | BİLAL HATTAB | 0 | 1531 | 26 Şubat 2011 21:16 |
13 Mart 2011, 23:38 | Mesaj No:2 |
Cevap: Rasulullah ve Sahabe Dönemindeki Tefsir Faaliyetleri
Geçmiş olsun bilal abi sendemi yeni ilahiyat müfredatızedesin onlarla uğraşmaktan normal kitap okumaya vakit kalmıyor malesef..
__________________ İmanı olanın, imkanı tükenmez. | |
05 Kasım 2013, 16:44 | Mesaj No:3 |
Cevap: Rasulullah ve Sahabe Dönemindeki Tefsir Faaliyetleri
ALLAH razı olsun çok teşekkür ederim formunuza bütün bir ilahiyatı davet edeceğim işallah fırat üniversitesi
| |
05 Kasım 2013, 19:22 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 13867 Üyelik T.:
24 Mayıs 2011 | Cevap: Rasulullah ve Sahabe Dönemindeki Tefsir Faaliyetleri
Güsel ama çok güsel elinise saglık
__________________ |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Konuyu değerlendir | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Münafıkların Faaliyetleri | Hasdadaş | Muhtelif Konular | 15 | 18 Mart 2012 00:45 |
Rasulullah’ın Zamanında Tefsir | NUR | Tefsir Çalışmaları | 1 | 13 Temmuz 2009 14:50 |
Hutbe:Misyonerlik Faaliyetleri | Arasat | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 22 Mart 2009 21:56 |
Hutbe:Misyonerlik Faaliyetleri | Arasat | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 22 Mart 2009 19:28 |
Hutbe:Misyonerlik Faaliyetleri | Arasat | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 20 Mart 2009 21:34 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|