Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Nazar, Nazar (Göz) Değmesi, Şeytanların Gösterileri, El- Latîf İsmi/Muhsin İyi (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/20019-nazar-nazar-goz-degmesi-seytanlarin-gosterileri-el-lat%EEf-ismi-muhsin-iyi.html)

muhsin iyi 22 Ekim 2011 13:08

Nazar, Nazar (Göz) Değmesi, Şeytanların Gösterileri, El- Latîf İsmi/Muhsin İyi
 
El- Latîf güzel ismin gerçek anlamını kavrayabilmek için insanın şükreden bir kul makamına ulaşması gerekir. Şükür, Allah’a (c.c.) sonsuz bir minnettarlık duygusu duyarak elindeki nimetleri başkaları ile paylaşmakla gerçekleşir. Allah’a (c.c.) asi olan bir insanın temel sorunu şükürsüzlüktür. Böyle biri, ana-babasına, ailesine, hısım ve akrabasına, mesleğine, topluma karşı da aynı veya benzer bir tavırla asi bir ruha sahiptir. Sürekli haksızlıktan, sömürüden, ayrımcılıktan, bozuk düzenden dem vurur durur. Hayatı hep şikâyetlerle ve isyanlarla geçer. Bu sözlerimizle bir Müslüman’ın hayatından memnun olması ve bozuk düzene, yanlış işlere karşı çıkmaması gerektiğini iddia etmiyoruz. Elbette İslam, dünya ve ahiret mutluluğu için çalışan bir dindir. Ahiret mutluluğu kadar dünya yaşamının huzurlu ve verimli geçmesine de önem verir. Bir Müslüman’ın mükemmele ulaşma yolunda kendinden ve toplumdan hiç memnun olmaması, sürekli eleştirel bir gözle eksikliklerini ve yanlışlarını görüp düzelterek topluma örnek olması ve toplumu etkilemesi de gerekir. Ama bir de bu işin şükür makamı vardır. Müslüman birisi üzerindeki nimetleri düşünerek Allah’ın (c.c.) lütuflarına da daima şükretmelidir. İşte bu makam ki bizi ehl-i dünya (ahiret karşısında dünyayı tercih eden) adını verdiğimiz insanlardan ayırmaktadır.

“Allah kullarına büyük lütuf sahibidir (Latîf’dir). Dilediğini rızıklandırır (Şûrâ suresi, ayet 19).” Allah (c.c.) her kuluna sınırsız nimetlerle lütfetmektedir: Öyle ki Allah’ın (c.c.) üzerimizdeki nimetlerini saymaya kalksak bunda aciz kalırız. Bu nimetlere karşı Allah’ın (c.c.) bizden istediği kulluk görevleri de aslında en büyük lütuflarıdır. Öyle ki bunlar, dünya nimetleriyle kıyaslanmayacak bir değere sahiptirler. Allah’a (c.c.) bütün bu lütuflarına karşı içten bir şükür de büyük bir nimettir. İnsan asıl bu şükür nimetinin karşılığını nasıl ödeyeceği konusunda büyük bir şaşkınlık yaşar.

Allah’ın (c.c.) el-Latîf güzel ismi bir başka anlam daha taşır: “Gözler O’nu göremez. O bütün gözleri görür. O Latîf’dir, Habîr’dir (En’am suresi, ayet 103).” Allah (c.c.) her şeyin künhünü bilir; en katı maddelerin, yeryüzünün bilinmeyen derinliklerin iç yüzüne vakıftır. Hiçbir şey O’na kapalı değildir. Her şey latif (şeffaf) bir cisim gibi O’nun önündedir. Gözlerin algılamaktan uzak olduğu şeyler O’nun için apaçık bir özelliğe sahiptir. Ayrıca her fiil onun iradesi ile meydana gelir. Başımıza gelen kötü işlerde bazen bizim algılayamadığımız nice hayırlı incelikler olabilir. Bunlar Allah’a (c.c.) aydındır.

Allah’ın (c.c.) el-Latîf güzel isminin bu iki farklı anlamını birbirinden ayrı düşünmek doğru değildir. Bu isimle Allah’ın (c.c.) gözlerden saklı olan sayısız nimetleri düşündürülmek istenmektedir.

Allah’ın (c.c.) el-Latîf güzel isminin bu ikinci anlamıyla duyu organlarından gizlenmiş yaratıklarına da işaret olunmaktadır. Melekler ve cinler bu latif varlıkların en başlıcalarıdır. “O yarattığı varlıkları bilmez mi? O Latîf’dir, Habîr’dir (Mülk suresi, ayet 14).”

Cinler bizler gibi imtihana tabi tutulan varlıklardır. İnançsız olanlarına şeytan denir. İnsanlarla genellikle tek taraflı iletişime geçerler. Ona vesvese verirler. Düşüncelerini yönetebilirler. Bazı insanlar cinlerin bu vesveselerini bilinçli olarak hissederler, algılarlar. Bunlara medyum denir. Ama cinler her insana telkinde bulunabilir, bunun medyumlar dışında kimse farkında bile olmaz.

Bazı televizyon programlarında sıkça sunulduğu üzere madde âleminde hiçbir sebep olmadan meydana gelen değişimler, örneğin kaşığın bükülmesi, masanın havaya kalkması, çeşitli maddelerin kesilmesi cinler aracılığı ile değil insandaki nazar gücü ile yapılır. Cinler madde âlemine pek tesir edemezler. Daha doğrusu çok zayıf tesir ederler. İnsanları korkutmak için mutfaktaki hafif eşyaları ses çıkaracak oranda titretebilirler. Bunun dışında, onları devirmek, kırmak gibi öyle yüksek bir güce sahip değillerdir.

İnsan vücudundaki bazı kasları sıkarak sanki büyük bir ağırlığa ve cüsseye sahipmiş izlenimi bırakabilirler, yine bu cinden şeytanlar güya insanı boğacakmış yanılsaması da verebilirler. Yüce Allah insanı onlardan çok güçlü yaratmıştır. Bir cinni şeytanın insanları bu yolla öldürmeleri mümkün değildir. Onlar bu yollarla ancak insanları kaygılandırmayı ve korkutmayı hedefleyebilirler. Dolayısıyla bu tür sıkıntısı olan insanların panik yapmadan tüm haramlara tövbe ederek hak yola girip namaz, Kuran tilaveti ve zikir gibi ibadetlerle ruhlarını güçlendirmesi gerekir. Ruh nurla beslenir ve güçlenir. Bu ibadetler de adeta nur kaynaklarıdır. Nurlar şeytanlara zarar verir, cinni şeytanlar inatçılıklarından bu çeşit ibadetleri yapanlara musallatta ısrar etseler de o kişilerden çok kendileri büyük zararlar görürler. Cinni şeytanlara önem vermemek, ibadet yolunda ilerlemek onlardan kurtulmada en güzel yöntemdir. Ayrıca bu konularda büyük sıkıntısı olanların tasavvuf ve tarikat yoluna girerek, gerçek bir Allah dostunun rabıtası ve zikir kılıcı ile şeytanlara karşı mücadele etmesi gerekir. Nefis ve şeytanla savaş, büyük cihattır. Bu dünyaya bunun için gönderildik. Bu sınavı da kazanmak zorundayız.

Kuran-ı Kerim’de Hz. Süleyman’ın cinden şeytanlara iş gördürmesi, kazanlar yaptırması mahiyetini bilemeyeceğimiz başka bir güç veya tılsımla mümkündür.

İnsanda gizil güçle yanlış bir itikada da düşmemek gerekir. Çünkü inancımıza, Ehlisünnet itikadına göre insanda hiçbir güç ve kudret yoktur. Güç, kudret Allah’a (c.c.) aittir. İnsan yaptığından ettiğinden sorumlu olmakla beraber Allah’tan (c.c.) aldığı güçle, kudretle iyi veya kötü fiillerini gerçekleştirir. Allah (c.c.) iyi amellerden razıdır, kötü olanlarından razı değildir. Kul niyeti ile bu fillere sahip olmakta, dolayısıyla mesul tutulmaktadır. Bu nedenle ahrette her yaptığı fiilden sorguya çekilecektir.

İnsandaki gizil güç olarak tarif edilen şeyi nazar olarak belirginleştirebiliriz. Daha doğrusu İslam terminolojisindeki nazar, insanların tarif ettiği gizil güçten başka bir şey değildir. Bir insan bakışları ile olumlu veya olumsuz şeyler yapma yeteneğine sahip olduğunun farkına varıyorsa bunu da olumsuz bir şekilde kullanıyorsa o kişi bundan mesuldür. Tabii elinden olmadan yapılan şeylerde kimse sorumlu tutulamaz. Gözleriyle insanları etkileme gücüne sahip pek çok kişi bunun farkında değillerdir. Bu özelliğe sahip olanlardan en uç noktaya ulaşanlar kaşığı bükebilir, lambayı ve aynayı çatlatabilirler. Bunlardan birisiyle ben de şahsen karşılaştım. Dolayısıyla insana da zarar verebilirler. Çünkü insanın fiziki yapısı dışında etrafını çevreleyen bir de enerji duvarı vardır. Bu zedelendiğinde ani olarak çeşitli rahatsızlıklar, hastalıklar hemen kendisini gösterebilir.

Nazardan korunmak için pek göze çarpmamak, mütevazı olmak, mükemmel, güzel olan ve insanların ilgisini çeken şeyleri pek gözler önüne sermemek gerekir. İnsanlarla konuşurken, özellikle böbürleneceğimiz şeyleri dile getirirken bunların eksik yönlerini de vurgulamak nazarı bu yönlere de çekmek karşıdaki insanların bu yöndeki olumsuz enerjilerini azaltacaktır. Nazarlarını etkisiz kılacaktır. Ben nazarı hep böbürlenenlere vurulan ilahi bir tokat olarak görmüşümdür. Çünkü Allah Kuran-ı Kerim’de pek çok ayette böbürlenenleri sevmediğini belirtmektedir. Bunun yanında nazara iyi gelen ayet ve sureleri de bolca okumak; nazardan dua ile de her daim Allah’a sığınmak gerekir. Zira insanların başlarına bela ve musibet genellikle bu yolla ulaşmaktadır. Hatta nazar hadislerden de anlaşılacağı üzere pek çok ölüm olayının da bizzat nedenidir.

İnsanların dikkatlerini celbeden ev, araba satın almak, özellikle erkek evladın doğması gibi durumlarda kurban kesilmesi ve insanların yemeğe davet edilmesi de nazarlardaki olumsuz enerjiyi azaltır. Böyle durumlarda en azından nazarı değeceğini sandığımız kişiye, kişilere ufak bir hediye vermek ve bu yolla ondaki veya onlardaki olumsuz enerjiyi hafifletmek yerinde bir davranıştır. Çünkü nazar dediğimiz bu olgu gücünü hasetten (kıskançlıktan) almaktadır. Onun içindir ki nazara iyi gelen surelerden olan Felak suresinde hasetçinin şerrinden Allah’a sığınılmaktadır. Hasetçi kimselere ikramda bulunmak onların gözlerindeki olumsuz enerjinin ateşini biraz da olsa düşürebilir. Şunu da unutmamak gerekir ki en sevdiğiniz dostunuz bile farkına varmadan size bir konuda haset edip göz değdirebilir. Hasedi sezdiğiniz anda bilin ki nazar da değmektedir. Hemen sözünü ettiğimiz hususlarla korunmaya bakın. Hayat her köşe başında elimize bir nimet geçtiğinde veya bir konuda başarı gösterdiğimizde bu tür bir sürprizle bizi bekleyebilir. Onun için bu musibetten her zaman kendimizi korumaya çalışalım. Allah’a sığınalım.

Yine bu cinler vasıtasıyla insanda bir de altıncı his olduğu masalı yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Kuşkusuz sezgi dediğimiz bir yeti vardır. Her insanda da şu veya bu oranda bulunur. Gece rüyalarımızda ilahi bir armağan olarak gelecekle ilgili bilgiler de sunulabilir. Ruh, Allah’tan (c.c.) bir nefha (soluk) olduğu için böyle olağanüstü özelliklere sahiptir. Levh-i Mahfuz’la iletişime geçebilir. Bilindiği üzere Levh-i Mahfuz da gelmiş geçmiş herkesin ve her şeyin bütün bilgilerinin kayıtlı olduğu bir manevi alandır. Ama sözünü ettiğimiz gösterilerde genellikle birinin gizli bir yerde yazdığı şeyler açıklanır. Tabii bunun sezgi ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Sezgide bir belirsizlik, aşağı yukarı bir tahmin söz konusu iken ilgili gösterilerde gizlenen soru tıpkısı ile belirtilir. Cevabı da genellikle dosdoğru verilir. Bunda hiç kuşkusuz cinlerden yararlanılır. Böyle bir yeteneğe sahip olan kişi de medyumdur. Yani cinlerle rahatlıkla iletişim kuran birisidir. Altıncı hissi olduğu masalı ile de insanların dinden sapmasına ve itikadi bir bozukluğa düşmesine çalışılır. Başkalarının gizli bilgilerini öğrenmek istemek, zanda bulunmak, insan üstü bir güce sahip olduğunu sanmak dinde büyük günahlar içerisinde yer alır. Bu açıdan 99 Esma-i Hüsna tablosunda el-Latîf güzel isminden sonra el-Habîr güzel isminin gelmesi de çok anlamlıdır. Çünkü her şeyden ancak Allah (c.c.) haberdar olur. Bu haberi de istediği kullarına dilediği miktarda iletir.

Allah’ın bazı güzel isimleri insanda güzel ahlak oluşturmayı da hedeflerler. Bu bakımdan El-Latîf güzel ismi de bu kapsamdadır. Bu güzel ismin insanda oluşturmak istediği güzel ahlak Allah’a yakışır şekilde lütufkâr, cömert olmaktır. Belki bu sayede nazar, cinni şeytanların tasallutu gibi olumsuz durumlardan da muhafaza olabiliriz. Zira Allah (c.c.) bu güzel ismi ile bütün bu konuları bizlere düşündürmektedir.

El-Latîf güzel ismi ile kulun üzerine düşen görev, Allah’a (c.c.) gizli açık lütufları için şükretmek, insanlara lütufta bulunmak; O’nun en ince sırlara vakıf olduğunu, en şeffaf varlıklara hükmettiğini, bizleri de bu varlıklarla ve nazarla imtihan ettiğini bilmektir.

Muhsin İyi


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

dua dilencisi 23 Ekim 2011 14:19

Cevap: Nazar, Nazar (Göz) Değmesi, Şeytanların Gösterileri, El- Latîf İsmi
 
Allah c.c. razı olsun insanın acizliğini hatıra getiren bir konu olmuş..

EyMeN&TaLhA 06 Eylül 2014 10:45

Cevap: Nazar, Nazar (Göz) Değmesi, Şeytanların Gösterileri, El- Latîf İsmi/Muhsin İyi
 
ArO*gerçektende çok güzel bi konu...Rabb im hakkıyla anlayıp,ders çıkaranlardan eylesin bizi...


Ya Rab!

Sen Latif’sin. Her hâlimizi bilir ve her şeyimizi görürsün. Hiçbir hâlimiz ve işimiz hatta düşünce ve duygularımız dahi senden gizlenemez. Sen bizlerde gördüğün kusurları affet. Latif isminin tecellisiyle bizlerde gördüğün kusurları yine Latif isminin tecellisiyle yok et ve günahlarımızı silmekle bizlere lütfet. Bizler senin Latif isminin tecellisine çok muhtaç olan âciz, fakir, asi ve günahkâr kullarız. Biz kullarına hem dünyada hem de ahirette lütfunla tecelli et. Âmin!...


SAAT: 05:08

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306