Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Birinci kadının, ikinci kadına teşekkürü (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/20206-birinci-kadinin-ikinci-kadina-tesekkuru.html)

NİLGÜN YAZAR 25 Kasım 2011 19:57

Birinci kadının, ikinci kadına teşekkürü
 
İçi kıpır kıpırdı. Bahar gelmişti. Sadece mevsim değildi bahar. Her şey ve her yer bahardı. Çiçeklerin kokusu hiç bu kadar keskin, gökyüzündeki güneş hiç bu kadar parlak değildi.






Sadece baharı değil, hayatın tüm renklerini de yeni yeni fark ediyordu. Bağlı olmak veya bağımlı olmak böyle bir şeydi işte. Etrafında başka bir dünyanın döndüğünü fark edememek.

Bir an için kendini yedi uyuyanlar mağarasından inen ashabdan biri gibi hissetti. Tuhaf bir histi bu. Aslında epey zaman geçmişti yeni bir düzene geçeli fakat her uyandığında halen “Ben nerdeyim? Burası neresi?” sorularına cevap vererek güne başlamak günün ilk rutinlerinden biri olmuştu.

Balkona çıkıp, denizden gelen iyot kokusunu derin derin içine çekti. Ne zaman gözleri ufuk çizgisine çivilense, derin düşüncelere dalması an meselesiydi:

“Harika bir şeymiş özgürlük! Bunu bunca yıl sonra anlamak, bugüne kadarı için kayıpken, bundan sonrası için yeni bir kazanç.

İnsan bir kez dünyaya geliyor. Onu da mutsuzluğa adamak ne kadar safça, ne kadar ahmakça. Ama olsun bugüne bakmalı. Geçmiş, geçmişte kaldı. “Üzgün adım marş, ileri!!” dönemi sona erdi artık. Şimdilerde sadece ama sadece “ Özgür adım marş, ileri!” demeliydi.”


Bunları düşündükçe coşkusuna hakim olamıyor, yatağın üzerine çıkıp çocuklar gibi zıp zıp zıplayası geliyordu. Derken düşünmenin o ince zevkine bir dalış daha yaptı:

“Elli yaşıma merdiven dayadım. Geç kaldığım mutluluklar için üzülüyorum aslında. Ne çok güzel şey varmış oysa yaşanası, ahenkli. Bütün bunlardan nasıl da mahrum bırakmışım kendimi. Ömrümün en güzel yıllarını istemediğim bir hayatı yaşayarak geçirdim. Bile bile lades değil de nedir bunun adı?.

“Kaçırdıklarım için hayıflanmak bile zaman kaybı şu saatten sonra. Yaşananların hepsi yaşanması gereken şeylerdi. Üzülecek fazla bir şey yok aslında. İki tane pırıl pırıl evlat verdi bana bu evlilik. Çok da nankör olmamalıyım. Üstelik yanımdalar. Dünyanın en güzel şeyi onlar.”
Dedi.

İçini ferahlatacak şeyleri çabuk fark edebilme yeteneği, biten evliliğinin ardından daha bir gelişmişti nedense.

Sosyal aktivitelerle, sporla, kitaplarıyla, dostlarıyla ve çocuklarıyla dopdolu ve anlamlı bir hayatın içindeydi nihayet. Kendi olabilmenin keyfini doya doya çıkarıyordu. Hayatın bir başka yüzüyle karşı karşıyaydı sanki. Alice Harikalar Diyarında hikayesinin esas kahramanı gibi hissediyordu kendini.

“Hele de şu tiyatro işine bayıldım. Son günlerime damgasını vuran bu keyif için de ayrıca teşekkür etmeliyim ikinci kadınlara!”
dedi kendi kendine. Ve devam etti:

“Eskiler bizi, gelinlikle girdin, kefenle çıkarsın mantığıyla sürümüşler bir nevi. Çok uzun yıllar direndim bu kurala itiraz etmemeye. Bazı şeyleri es geçtim. Kolumu kırdılar yen içinde bıraktım. Kızılcık şerbeti ikram ettim sevdiklerime. Bir çok makul insanın sorun diye bakabileceği şeyleri, görmemezlikten geldim.

Neden peki?

Bunun cevabını halen ben bile kendime verebilmiş değilim. Belki sevgiydi, belki mahalleliydi, belki vazgeçmek istemediğim düzensiz düzenimdi. Belki de dünyamın altının üstüne gelmesinden korkuyordum. O zamanlar bilebilseydim bu huzuru, daha erken getirirdim dünyanın altını üstüne.”

Yanan sigarasının dumanının havada yükselişini izlerken, buruk ve emanet bir gülümseme belirdi dudaklarının kenarında.

Birilerine geçmişten söz ederken “Eski kocam” lafı halen eğreti duruyordu dilinde. Ama çok sevmişti bu eğreti otunu. Çabuk alışmıştı hatta.

İyi bir eş, iyi bir anne daha iyi nasıl olunabilirdi ki. Ona bu güne kadar öğretilen her şeyi, en mükemmel haliyle eda etmişti işte. Ama olmayacaksa olmuyormuş demek. Bir türlü yaranamamıştı adamına. İyi bir kariyeri de vardı üstelik. Tüm bu huzursuzluklar için üstüne para bile ödediğini düşündü.

Cesaret her şeydi ama. Hayatta öğrendiği en büyük güç ve gerçek buydu işte. O olmayınca, hiç bir şey olmuyordu. Hep akıllı bir kadın olmuştu. Fakat cesaretsiz akıl, yıllar boyu yavan ve sası bir yemek gibi durmuştu önünde.

Kocasının hayatına giren ikinci kadınların bir çoğundan habersizdi. Sağdan soldan duyduklarına da pek itibar etmemişti. Belki işine gelmediğindendi bu hercai vurdumduymazlık.

Kocasının en son vukuatını onun ağzından duymuştu. İlk birkaç gün, duyduklarının şokunu atlatmakla geçti.

Sonra yavaş yavaş olanları idrak etmeye başladı. Bir mucidin gözlerindeki ışıltıyı nihayet bu sayede yakalamıştı. Bu ışık huzmesi, hayatının her anına katre katre yayılmaya başlamıştı. Yavaş yavaş kan gelmeye başlamıştı hayatına. Taptaze bir kan hem de.

Her şeye yeniden başlamak. Yeni bir dönemeç, yeni bir çağ. Korkmuyordu. Hayır korkuyordu aslında. Her yerden aynı ses gelince ister istemez med-cezirler peşini bırakmıyordu. Bir erkeğin varlığı olmadan da hayata devam edebilmek bu kadar mı zordu?

Aslında yıllardır süren huzursuzluklara katlanmasının ana sebebi çocuklarıydı. Biraz daha büyüsünler derdindeydi. Onu durduran tek şey, babasız bir aile düzenine çocuklarının kabul sürecini kolaylaştırmak için biraz daha beklemenin en makul olacağıydı.

Bu yüzden, ömrünün en güzel yıllarını huzursuzluklarla boğuşarak, hak etmediği şeyleri sineye çekerek geçirmişti.

Bugün ise geride onsuz tam üç yıl kalmıştı. Ne de çabuk geçmişti üç yıl. Eskiden ağır bir hastalık gibi geçen yıllar, şimdi azgın bir nehir gibi akıyordu.

Arada sırada “Keşke daha evvel merhaba deseymişim yeni dünya düzenime. Ne çok gereksiz şeylere amenna demişim yıllarca” diye de hayıflanmadan edemiyordu.

Türkiye de bu model kadın o kadar çoktu ki. Ona göre çevresindeki kadınların bir çoğu istemediği hayatların tam ortasındaydı. Çoğu çaresizlikten, bir çoğu da cesaretsizlikten. Arkasında güçlü bir ailesi olanlar biraz daha şanslılardı. Evlatlarının mutsuzluğuna dayanamayıp da her zaman, her şekilde yanlarında olacağının garantisini veren aileler de vardı. Bu yüzden kendini şanslı kullar arasında sayıyordu.

“Keşke”
diyordu içinden. Keşke tüm mutsuz kadınları, evliliğini bitirmek isteyip de çaresizliklerinden dolayı kıpırdayamayan bütün kadınları barındıracak kadar büyük ve donanımlı bir evim olsaydı. Böylece yeryüzünde hiçbir kadın mutsuz veya umutsuz kalmazdı.”

“Mutsuzlukları sadece evliliklerine bağlı olanlar değil üstelik, sözlü veya fiziksel şiddet gören, tacize uğrayan bütün çaresiz kızlara ve kadınlara kucak açabilseydim keşke. O zaman dünya nasıl da yaşanası ve adil olurdu!”
diye düşündü.

Sonra evrensellikten bireyselliğe indirgedi düşüncelerini. Her şey çok güzeldi artık. Çocuklarının her ikisini de üniversitede okutuyordu. Hayatında marazdan eser kalmamıştı.

“Uçkurunun peşinde bir adamdan olsa olsa iskele babası olur”
deyip güldü kendi kendine. Rabbine defalarca teşekkür etti. Bu uçkur meselesi iyi bir bahane olmuştu aslında. Bu yüzden sonsuza dek müteşekkir kalacaktı ikinci kadınlara.

İçinde sevgi, saygı, anlayış, şefkat öğeleri silinmiş bir cümleye dönmüştü zaten hayatları. Bu kadınlar ona sadece “Vira bismillah” deme cesaretini vermişlerdi.

Sonra da dönüp kendini kutladı.

Zulme “dur” diyebildiği için. Mutsuzluklarına son verebildiği için. Yeni başlangıçlara sancak tutabildiği için.

“Merhaba Hayat”
diyebildiği için..


SAAT: 14:35

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320