Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Kardeşlik!!!!!! (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/21191-kardeslik.html)

YASEMİN ATAMAN 19 Şubat 2012 01:13

Kardeşlik!!!!!!
 
Kardeşlik; Anlam ve Mâhiyeti



Kardeş, aynı anne ve babadan doğan veya ortak değerlere sahip olan kimselere denilir. Arapça'da “ah(v)” kelimesiyle karşılanmaktadır. Kardeşler, arkadaşlar anlamına gelen ihve(h) ve ihvân kelimeleri ise “ah(v)” kelimesinin çoğuludurlar. Kardeş denildiğinde, genellikle aynı anneden ve babadan dünyaya gelen kişiler akla gelmektedir. Bu soy-sop kardeşliğinin dışında bir de aynı dine ve dünya görüşüne mensup olmayı ifade eden akîde kardeşliği sözkonusudur.

İslâm dininde kardeşlik, bütünüyle akîde temeline dayanmaktadır. Allah (c.c.), Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurmaktadır: "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah'tan ittika edip korkun; umulur ki merhamete ulaşırsınız." (49/Hucurât, 10). Âyet-i kerîmeden de açıkça anlaşılacağı üzere, ancak iman bağıyla biraraya gelenler kardeş olarak kabul edilmektedirler. Buna göre yeryüzünün neresinde yaşıyor olurlarsa olsunlar, hangi dili konuşuyorlarsa konuşsunlar, hangi kavme mensup olurlarsa olsunlar veya hangi renge sahip olurlarsa olsunlar bütün mü'minler kelimenin tam anlamıyla birbirlerinin kardeşleridirler, yani birbirlerinin sâdık dostlarıdırlar. Bu kardeşler kendi aralarında apayrı bir topluluk oluştururlar. Kendi akîdelerine saldıran veya imana karşı küfrü tercih eden kimselere -kendilerine ne kadar yakın olurlarsa olsunlar- asla sevgi beslemezler. Bu anlamda sadece akîde kardeşliğini esas tutarlar; Rablerinin şu mealdeki uyarılarını asla unutmazlar: "Allah'a ve âhiret gününe iman eden hiçbir topluluk bulamazsın ki onlar Allah'a ve Rasûlüne karşı başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar. Bunlar ister, babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir" (58/Mücâdele, 22); "Ey iman edenler, eğer imana karşı küfrü sevip tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi velîler/dostlar edinmeyin. Sizden kim onları velî edinirse, işte zulme sapanlar bunlardır" (9/Tevbe, 23).


Kuşkusuz mü'min gönülleri en sağlam ve köklü bir biçimde bağlayan bağ, iman ve takvâ esasından kaynaklanan kardeşlik bağıdır. Bu, Cenâb-ı Allah'ın mü'minlere bahşettiği en güzel nimetlerden biridir. Âyet-i kerîmede bu durum şöyle ifade edilmektedir: "Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı yapışın. Dağılıp ayrılmayın ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O kalplerinizin arasını uzlaştırıp ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler oldunuz. Yine siz tam bir ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidâyete erersiniz diye, Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor" (3/Âl-i İmrân, 103). Yüce Rabbimiz bizlere, câhiliyye döneminde birbirlerine düşmanlıklarıyla ün salmış Evs ve Hazrec kabilesine mensup fertleri iman bağıyla nasıl kardeşler haline getirdiğini hatırlatmaktadır. Bu hatırlatma, insanlığa kumanda edecek kişilerin mutlaka akîde bağını esas alan, yani hep birlikte Allah'ın ipine içtenlikle sarılan insanlar olmaları gerektiğini zımnen öne çıkartmaktadır. Dahası ve en önemlisi, insanlığa kumanda edecek mü'minlerin başarısını, Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp kardeşlik bağını kuvvetlendirmek şartına bağlamaktadır.


İslâm'da kardeşlik akîde temeline oturtulduğu içindir ki, mü'minlerin arasını bozacak her türlü sun’î/yapay ayrımlar ve böbürlenmeler de haram kabul edilmiştir. Irk, soy, cins vs. türünden câhilî değerler yerine takvâ kriteri getirilmek sûretiyle toplumsal kardeşliğin ve âhengin bozulmaması sağlanmıştır.Bu konudaki âyet-i kerîme her türlü tartışmayı sona erdirici niteliktedir: "... Hiç kuşkusuz, Allah katında en üstün olanınız, takvâca en ileride olanınızdır..." (49/Hucurât, 13)


Mü'min erkekler ile mü'min kadınların, akîde ve takvâ temelinde birbirleriyle yardımlaşmaları kardeşliğin bir gereği olarak zikredilmektedir. Bu yardımlaşma, bireysel ve toplumsal hayatta iman ve takvâ ilkesinin egemen olmasını sağlamak için gerekli görülmektedir. Nitekim bu amaçla biraraya gelen kimselere Allah'ın rahmet edeceği belirtilmektedir: "Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velîleridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Allah'a ve Rasûlüne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği kimseler bunlardır..." (9/Tevbe, 71)



Kardeş olmak, arkadaş ve sâdık dost olmak; sevinçte ve kederde beraber olmayı göze almak; bunu fiilî olarak göstermek demektir; sevmek, saymak, güvenmek, merhamet etmek, yardımlaşmak ve dayanışmak demektir. Bunlar olmadan kardeşlik iddiasının bir anlamı olmaz. Kur'ân'ın öngördüğü kardeşlik, bütün bunları içeren bir muhtevâya sahiptir. Bir hayat biçimidir İslâm'daki kardeşlik. Dinde kardeşliğin en güzel numûnesini Peygamber çağında Peygamber’le birlikte yaşayan seçkin sahâbeler ortaya koymuşlardır. Muhâcir-Ensar ilişkisi, kardeşliğin ne anlama geldiğini bizlere gösteren son derece mükemmel bir örnekliktir. Medineli Ensar, Mekkeli Muhâcir kardeşlerinin nefislerini, kendi nefislerinden daha aziz tutmuşlar, onları hiçbir konuda yalnız ve yardımsız bırakmamışlardır. Hatta Ensâr'dan bir müslüman, muhâcir kardeşine, şâyet dilerse hanımlarından birini boşayıp kendisine nikâhlayabileceğini bile teklif etmekten kaçınmamıştır. Bu davranışlarıyla Ensar, imanlarında ne denli ihlâslı olduklarını göstermişlerdir elbette. Âyette şöyle buyurulmaktadır: "Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, kendilerine hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı da içlerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin cimri ve bencil tutkularından korunmuşsa, işte onlar, felâh bulanlardır" (59/Haşr, 9). Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: "Hiçbiriniz kendi nefsiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için de istemedikçe iman etmiş olmaz" (Buhârî, İmân 7). Hz. Ali (r.a.) şöyle demektedir: “Senin hakiki kardeşin seninle beraber olan, sana menfaat versin diye kendi nefsine zarar vermeye râzı olan, zamanın felâketleri kapını çaldığı vakit, senin dağınık durumunu derlemek için kendi derli-toplu durumunu (gerekiyorsa) dağıtan kimsedir.”


Mü'minler kardeşlikte ve dostlukta tıpkı aksâmı birbirine geçmiş mükemmel ve sapasağlam bir bina gibidirler veya bütün unsurları ve zerreleriyle birbirine bağlı bir vücut gibidirler. Bir vücudun herhangi bir organı rahatsız olduğunda nasıl ki bütün bir vücut aynı rahatsızlığı, aynı acıyı duyarsa, bir tek mü'minin -dünyanın tâ öbür ucunda bile olsa- çektiği acıyı, duyduğu ıstırâbı diğer mü'min kardeşleri derinden hisseder. Mü'minlerin bu denli birbirlerine bağlı olduklarını Peygamber (s.a.s.) şöyle ifade etmektedir. “Mü'minin mü'mine bağlılığı, parçaları birbirini bütünleyen bir bina gibidir." Hadisi rivâyet eden Ebû Mûsâ el-Eş'arî'nin bunu tarif için parmaklarını birbirine geçirdiği zikredilmektedir (Buhârî, Salat 88, Mezâlim 5; Müslim, Birr 65; Tirmizî, Birr 18; Nesâî, Zekât 67). "Mü'minleri kendi aralarındaki merhametleşmelerinde, sevişmelerinde, yardımlaşmalarında bir vücut gibi görürsün. Ki vücudun bir organı ağrırsa, vücudunun kalan kısmı uykusuzluk ve humma ile o organ için birbirini çağırır." (Buhârî, Edeb 27, 41; Müslim, Birr 66, h. no: 2586)


Bir mü'minin, diğer bir mü'min kardeşine her hâlükârda yardımcı olması gerekmektedir. Peygamberimiz bir hadisinde, "zâlim de olsa, mazlum da olsa mü'min kardeşine yardım et!" diye buyurmaktadır. Zulüm konusunda nasıl yardım edileceğini ise şu çarpıcı sözlerle dile getirmektedir: "Onu zulümden el çektirirsin. Ona yapacağın yardım işte budur" (Buhârî, Mezâlim 4; Müslim, Birr 62). Kardeşliğin bir gereği de, zulme meyleden diğer kardeşlerini uyarmak ve onları hizaya getirmek için çalışıp durmaktır. Bu tür bir yardımlaşma fertlerin ve toplumların selâmeti için oldukça önem arzetmektedir.


Allah Rasûlü Mescid-i Nebevî'nin inşâsından sonra Muhâcirler ile Ensâr'dan doksan sahâbe arasında ikişer ikişer kardeşlik akdetti. Kendisi de Hz. Ali'yi kardeş edindi. Bütün mü'minler birbirinin din kardeşi olmakla birlikte, bu özel kardeşleştirme; yardım, ziyâret, ihsan, nasihat ve rehberliği, hatta zevi'l-erhamdan önce mirasçı olmayı kapsamına alıyordu. İbn Abbas anlatıyor: "Muhâcirler Medine'ye geldikleri zaman aralarında akrabalık bağı olmaksızın, Rasûlüllah'ın ihdas ettiği kardeşlik dolayısıyla Ensara vâris oluyorlardı. Âyette şöyle buyruluyor: "O kimseler ki iman edip hicret ettiler ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda mücâdele ettiler. O Ensar ki Muhâcirleri barındırdılar ve onlara yardım ettiler. Onlar birbirinin velîleridirler" (8/Enfâl, 72). Burada velâyet; yardım, yardımlaşma, öğüt ve verâsetle tefsir edilmiştir. Bedir savaşından sonra Muhâcirlerin maddî durumlarının düzelmeye başlaması üzerine Muhâcirlerin Ensara mirasçı olma hükmü şu âyetle neshedilmiştir: "Hısımlar (akrabâlar) Allah'ın kitabında birbirine daha yakındırlar" (8/Enfâl, 75). Ensâr bazı mallarını Muhâcir kardeşleriyle bölüşmüş, hurmalıklar üzerinde onlarla ziraat ortakçılığı yapmışlardır (İbn Sa'd, Tabakat, III, 396; Buhârî, II, 71, 111, 164).

Bir mü'min kendi için arzu ettiğini mü'min kardeşi için de arzu etmedikçe olgun mü'min olamaz.

YASEMİN ATAMAN 19 Şubat 2012 01:16

Cevap: Kardeşlik!!!!!!
 
Kardeşliği Bozan Hususlar


Kardeşliği bozan pek çok husus vardır. Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadis-i şeriflerde bütün bu hususlar açık bir biçimde belirtilmektedir. Bir âyet-i kerîmede, kardeşliği bozan ve dolayısıyla bireysel ve toplumsal âhengin zedelenmesine yol açan kötü hususlardan bazılarına şöyle deyinilmektedir:


"Ey iman edenler! Zannın çoğundan (sûizandan) kaçının, çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin. Kiminiz de kiminizin gıybetini yapıp arkasından çekiştirmesin. Sizden biriniz, ölü kardeşinizin etini yemeyi sever mi?"

(49/Hucurat, 12).


Bu âyet-i celîlede Yüce Rabbimiz, mü'minleri açık bir biçimde sûizandan, kardeşlerinin gizli yönlerini araştırmaktan, gıybet, dedikodu ve kulis yapmaktan sakındırmaktadır.


Peygamberimiz (s.a.s.) ise bu konuda şöyle buyurmaktadır: "(Sebepsiz) zandan sakınınız. Zira zan, sözlerin yalanı çok olanıdır. Birbirinizin ayıbını görmeye ve duymaya çalışmayınız. Birbirinizin mahrem hayatını da araştırmayınız" (Buhârî, Nikâh 45, Edeb 57, 58; Müslim, Birr 28-34).





Bir başka âyet-i kerîmede şu hususların altı çizilmektedir:

"Ey iman edenler, bir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin, belki alay ettikleri kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kadınlar da kadınlarla alay etmesin, belki onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi yadırgayıp küçük düşürmeyin ve birbirinizi en olmadık kötü lakablarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir." (49/Hucurât, 11).

Bu âyet-i kerîmede de alay, kötü lakab takma ve benzeri gibi fısk kabul edilen davranışlar konusunda mü'minlerin duyarlı olmaları gerektiği vurgulanmaktadır.

Kin, haset ve hakaret de kardeşliği bozan hususlar arasındadır. Kitab-ı Kerîm'de kendilerinden övgüyle bahsedilen mü'minlerin cennette her türlü kinden ve hasetten tümden arındırıldıkları belirtilmektedir: "Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar" (15/Hicr, 47). Enes b. Mâlik'in rivâyet ettiği sahih bir hadiste ise Peygamberimiz (s.a.s.) şu nasihatlerde bulunmaktadır: "Birbirinizle kinleşmeyin, hasetleşmeyin, birbirinizden yüz çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları kardeş olun..." (Buhârî, Edeb 57; Ferâiz 2; Müslim, Birr 23; Tirmizi, Birr 24), "Bir kişiye, müslüman kardeşine hakaret etmesi kötülük olarak yeter." (Müslim, Birr 32). Mü'min kardeşinin ufak-tefek kusurlarına ve eksikliklerine bakarak ona kin ve adâvet besleyen kişi, gerçekte insafsızca ve zâlimce davranan kimsedir.


Grupçuluk, inhisar-ı zihniyet, benmerkezcilik vb. gibi kötü hasletler de kardeşliği bozan ve mü'minleri birbirine düşüren hususlar cümlesindendir. Çünkü bu türden iddialar kaçınılmaz olarak beraberinde tefrikayı, çekişmeyi ve çatışmayı getirmektedir. Mü'minlerin birbirine düşmesi veya düşürülmesi ancak bu yollarla mümkün olabilmektedir. Nitekim bir hadis-i şerifte, şeytanın bu yönde daima bir umut beslediğine işaretle şöyle buyurulmaktadır: "Şeytan, Kıbleye dönen (mü'min)lerin artık kendisine ibâdet etmesinden ümidini kesmiştir; fakat onları birbirine düşürmekte (hâlâ ümitlidir)." (Tirmizi, Birr 25; Müslim, Münâfıkun 65)


Bütün bu kardeşliğe zarar veren hususlar ve hasletler, tıpkı birer mikrop gibi, sirâyet ettiği vücutları hasta düşürmekte ve tahrip etmektedir. Dinde kardeşlik rûhunu yeniden canlandırmak ve mü'minlere kaybettikleri kuvveti yeniden kazandırmak, ancak bu tür hasletlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir. Kitab-ı Kerîm'in öngördüğü kardeşliğin tesis edilmesi demek, İslâm ümmetinin yeniden dirilmesi demektir. "Tarihî kinleri, kabilevî ihtirasları, şahsî tamahları, taassup ile kaldırdıkları bayrakları bir kenara itip yok eden, Allah yolunda kardeşlik prensibinden başka hiçbir prensip, kalpleri birleştiremez. Ancak bu kardeşlik prensibiyle saflar Yüce Allah'ın sancağı altında birleşebilir."

(alıntı)

YASEMİN ATAMAN 19 Şubat 2012 01:19

Cevap: Kardeşlik!!!!!!
 
"Ey iman edenler, Allah'tan gereği gibi korkun ve ancak müslü*manlar olarak ölün. Hep birden Allah'ın ipine (vahye) sarılın ayrılığa düşmeyin. Üzerinizdeki Allah’ın nimetini düşünün.

Siz birbirinize düşmanken kalplerinizi ısındırdı da onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Ateşten bir uçurumun kenarındayken sizi kurtardı. Doğru yolu bulmanız umuduyla Allah âyetlerini böyle açıklıyor"

(3/Âl-i İmrân, 103).




YASEMİN ATAMAN 19 Şubat 2012 01:21

Cevap: Kardeşlik!!!!!!
 
“Birbirinize hased etmeyiniz, birbirinizin satışına engel olmayınız
(SATIŞ: ilmi, ticareti, tebliği, çalışmaları maddi ve manevi ticareti),

kızmayınız, sırt çevirmeyiniz,

ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu rüsvây etmez, ona hakaret etmez.”

(Devamında Rasûlullah (s.a.s.) göğsüne işaret ederek üç defa:)
“Takvâ buradadır.”

buyurdu.

(Buhârî, Nikâh 45, Edeb 57-58, 62; Müslim, Birr 30-32)

YASEMİN ATAMAN 19 Şubat 2012 02:35

Cevap: Kardeşlik!!!!!!
 
"Ey iman edenler! Zannın çoğundan (sûizandan) kaçının, çünkü zannın bir kısmı günahtır.

Tecessüs etmeyin. Kiminiz de kiminizin gıybetini yapıp arkasından çekiştirmesin.
Sizden biriniz, ölü kardeşinizin etini yemeyi sever mi?"


(49/Hucurat, 12).

bilinmez 19 Şubat 2012 08:22

Cevap: Kardeşlik!!!!!!
 
İman , hakkaniyet,ve adil şahidlik temeline dayanmayan kardeşlik,maddeye dayalı toplumlarda yeşermez,

Çünkü böyle toplumlarda,dünya sevgisi,ölüm korkusu ve dışlanarak tek kalma korkusuyla birlikte cimrilik hüküm sürmüştür...

ferhat Tuna 19 Şubat 2012 10:55

Cevap: Kardeşlik!!!!!!
 
Peygamberimiz (s.a.s.) ise bu konuda şöyle buyurmaktadır: "(Sebepsiz) zandan sakınınız. Zira zan, sözlerin yalanı çok olanıdır. Birbirinizin ayıbını görmeye ve duymaya çalışmayınız. Birbirinizin mahrem hayatını da araştırmayınız" (Buhârî, Nikâh 45, Edeb 57, 58; Müslim, Birr 28-34).




Alıntı:

la diyebilmek Üyemizden Alıntı (Mesaj 159945)
İman , hakkaniyet,ve adil şahidlik temeline dayanmayan kardeşlik,maddeye dayalı toplumlarda yeşermez,

Çünkü böyle toplumlarda,dünya sevgisi,ölüm korkusu ve dışlanarak tek kalma korkusuyla birlikte cimrilik hüküm sürmüştür...




Günümüzde müslümanız diyenler, bile adil davranamıyor zıkzaklar çiziyor. Müminin hal hareket edebine yakışmayan atışmalar, kalp kırmalar, daha bir çok şey ve bunlara şahıt olanlar susup hak dıyemiyor.

Bir mümin ayetlerin ışığında adaletli olmalı diye düşünürüm.


"Ey iman edenler! Zannın çoğundan (sûizandan) kaçının, çünkü zannın bir kısmı günahtır.

Tecessüs etmeyin. Kiminiz de kiminizin gıybetini yapıp arkasından çekiştirmesin.
Sizden biriniz, ölü kardeşinizin etini yemeyi sever mi?"


(49/Hucurat, 12).

Harika bir yazı özellikle iman ettim edeceğim diyenler okumalı. kalemin kuvvetlensin abla.evet000alkış000

fer*ide 19 Şubat 2012 12:47

Cevap: Kardeşlik!!!!!!
 
Alıntı:

YASEMİN ATAMAN Üyemizden Alıntı (Mesaj 159920)
“Birbirinize hased etmeyiniz, birbirinizin satışına engel olmayınız
(SATIŞ: ilmi, ticareti, tebliği, çalışmaları maddi ve manevi ticareti),

kızmayınız, sırt çevirmeyiniz,

ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu rüsvây etmez, ona hakaret etmez.”

(Devamında Rasûlullah (s.a.s.) göğsüne işaret ederek üç defa:)
“Takvâ buradadır.”

buyurdu.

(Buhârî, Nikâh 45, Edeb 57-58, 62; Müslim, Birr 30-32)



güzel bir konu işlenmiş. kardeşlik imanın şartlarının içinde salih amellere bağlı. Kardeşlik kardeşinin hatasını kusurunu kapatmak, onun duasını almak, yardımcı olmak kadar güzel ne olabilir.


Kardeşçe yaşayanlardan olmak dileği ile.


SAAT: 16:25

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306