Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Kur’an’da Geçen Hanif ve Fıtrat Kavramları /Mevlüt Hönül (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/21969-kur%92%92da-gecen-hanif-ve-fitrat-kavramlari-mevlut-honul.html)

Mevlüt HÖNÜL 20 Mayıs 2012 22:06

Kur’an’da Geçen Hanif ve Fıtrat Kavramları /Mevlüt Hönül
 
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحيمِ

فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّٖينِ حَنٖيفًا فِطْرَتَ اللّٰهِ الَّتٖى فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدٖيلَ لِخَلْقِ اللّٰهِ ذٰلِكَ الدّٖينُ الْقَيِّمُ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Böylece sen, batıl olan her şeyden uzaklaşarak yüzünü kararlı bir şekilde (hak olan) dine çevir ve Allah'ın insan bünyesine nakşettiği fıtrata uygun davran: (ki,) Allah'ın yarattığında bir bozulma ve çürümeye meydan verilmesin: bu, sahih (bir) din(in gayesi)dir; ama çoğu insanlar onu bilmezler.
(Rum-30)

فطريفطرفطرا
Yaratmak, icad etmek. İsm-i fail (etken ortaç)i : فطر
فَطَرَ En’am-79 Rum-30 فَطَرَكُمْ İsra-51 فَطَرَنَا Taha-72 فَطَرَنٖى Hud-51 Yasin-22 Zuhruf-27 فَطَرَهُنَّEnbiya-56 فَاطِرِ En’am-14 Yusuf-101 İbrahim-10 Fatır-1 Zümer-46 Şura-11 فُطُورٍ Mülk-3 انْفَطَرَتْ İnfitâr-1 مُنْفَطِرٌ Müzemmil-18 يَتَفَطَّرْنَ Meryem-90 Şura-5

Kur’anda geçen ‘’Fıtrat’’ kelimesi defalarca tekrarlanmaktadır… Feterehunne - Fatır’us semavatı vel arz - İza es-sema’un feteret ve Munfatir’un bih… Geçen ayetler yaratmak, ibda etmek anlamlarında kullanılır iken Yalnızca bir ayeti kerimede Din ve İnsan anlamında ‘’Din Fıtratullah’tır’’ Allah’ın fıtratına (ilk yarattığı selamet haline) ki insanları o fıtrat halinde yaratmıştır. Allah’ın yaratışı değiştirilemez.

Çoğulu ‘’Fıtar’’ olan fıtrat, ‘’Yaradılış, tıynet, tabiat ve huy’’ manalarına gelmektedir.
‘’İbn Manzur, Ragıp el-İsfahani, Asım Ef. Kamus Tercemesi’’

Fıtrat, bir isim veya nevi mastarıdır.
‘’Asım Ef- M. Hamdi Yazır’’

İbnül-Esir “fıtrat”ın “fatr”dan türetilmiş bir hal olduğunu yani yaratma ve yaratılış biçimi, hali, manasını ifade ettiğini söylemektedir.

Buna göre “fıtrat”ın anlamı, “bir tür yaratma, bir çeşit yaratış, yaratma ve yaratılış hali/biçimi” olmaktadır.

M. Hamdi Yazır ise fıtratın “yaratılışın ilk tarz ve Heyeti”ni ifade ettiğini söylemiştir.

Osmanlıca-Türkçe sözlüklerimizde fıtrat -yaratmak, yaratılış, hilkat; tinet, tabiat, mizaç, ahlak, maya, huy, yaratılıştan gelen ruh veya vücut niteliği, cibilliyet - din, millet şeklinde üç temel anlamının olduğu ifade edilmiştir.

Yaradılıştan insanın sahip olduğu fizyolojik ve ruhi özelliklerin tamamı anlamında kullanılan varlığın sahip olduğu özellikler.

Ve senin rabbin, her ne zaman Âdemoğullarının sulblerinden onların soylarını çıkaracak olsa, onları kendileri hakkında tanıklık etmeye çağırır: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Onlar, cevaben: "Elbette!" derler, "Buna tanıklık ederiz!" (Bunu, böylece hatırlatıyoruz ki) Kıyamet Gününde, "Doğrusu, bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz,
(A’raf-172)

Fıtrat üzere yaradılış hususunda inanan ve inanmayan kim olursa olsun asla inkâr edemeyeceği Allah’ın yaratma gücü ayeti kerimede açıkça izah edilmektedir. İnsanoğlundan alınan bu tasdik yaratılanların tümünün iman üzere Allah’ın Rubûbiyetini kabul ettiklerini ispatlıyor… Allah'ın varlığı birliği şuuru, O’na bağlılık ve teslimiyet olarak tasdiktir.

Bir Ayeti kerime’de İnsan’ın bilgisinin doğuştan olmayıp sonradan kazanıldığına dair şu işaret vardır…

Ve sizi analarınızın karnından, hiçbir şey bilmez bir halde çıkarıp size, şükredesiniz diye işitme duyusu, görme duyusu, duyma, düşünme yetisi bahşeden Allah'tır
(Nahl-78)

Her insanın bu ön şahitliği tasdik ederek dünyaya gelmesi hakiki bir iman değildir. Çünkü Allah’ın emri olan hakiki iman akıl ve irade ile elde ettiği imandır. Fıtri imanın bu konuda yeterli olmadığını şu ayeti kerime ile ispat edelim:


Eğer onlara, (Allah'tan başka varlıklara tapanlara,) kendilerini kimin yarattığını sorsan hiç tereddütsüz "Allah!" derler. Peki, neden bu (apaçık gerçekten) sapıyorlar!
(Zuhruf-87)

حَنٖيفًا Bakara-135A’li İmran 67-95 Nisa-125 En’am-79 -161 Yunus-105 Nahl-120-123 Rum-30 حُنَفَاءَ لِلّٰهِ Hac-31 حُنَفَاءَ Beyyine 5

Toplam’da oniki ayeti kerimede geçen Hanif kavramı müşrikliğin karşıtı, Hz İbrahim (a.s)’in imanını din manasına gelen ‘’Millet’’ kelimesi, Hz İbrahim (a.s)’im ne Yahudi nede Hıristiyan olmadığını bunların Hanifler olarak Allah’a kulluk etmekle emr olundukları Allah Resulü ve tüm insanlığa hitaben Hanif olarak kulluk etmeleri emredilmektedir… Bu esaslar sonucu ‘’Hanif’’lik Allah'ın كُنْ فَيَكُونُ‘’ Kun Fe yekûn’’ emri ile ‘’Fıtrat’’ üzere yarattığı insanın tabiatına en uygun olan tevhid dini olan İslam’dır.

Zürare İmam Bakır’a Hanifiyet nedir? Sorusu sorulduğunda ‘’Hanifiyet’’ Fıtrat demektir cevabını vermiştir. Hac suresi 31 ayeti ve Hanifiyet üzere soru sorduğunda ‘’O fıtrattır Allah insanları o Fıtrat üzere yaratmıştır. Mahlûklar için o değiştirilemez Allah onları kendi marifeti üzere yaratmıştır buyurmuştur…

Başka bir rivayette İmam Bakır :’’Allah indinde sağlam tutunulacak tek şey tevhid İslam’dır.’’

Hanif Kavramına bu bilgiler eşliğinde şöyle bir anlam verirsek verilmek istenen mesajı anlamış oluruz:

‘’ Hakka hakikate, her türlü batıldan yüz çevirerek, Allah’a Tevhide yönelen kimse ’’

Ey geçmiş vahyin izleyicileri! Tevrat ve İncil'in kendisinden (uzun zaman) sonra vahy edildiğini gördüğünüz halde İbrahim hakkında neden tartışıyorsunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz? Siz, bilginiz olan şeyler hakkında tartışırdınız, ama hiç bilmediğiniz şey hakkında neden tartışıyorsunuz? Hâlbuki Allah (onu) bilir, ama siz bilmezsiniz: İbrahim, ne bir "Yahudi", ne de "Hıristiyan" idi, ama kendini Allah'a teslim ederek her türlü batıldan yüz çevirmiş biriydi ve O'ndan başka bir şeye ilahlık yakıştıranlardan değildi.
(A’li İmran-65-66-67)

Ayeti kerime’de Hz İbrahim (a.s) hakkında tartışanlara cevaben ne Yahudi ne de Hıristiyan olmadığını özellikle batıl olan her şeyden yüz çeviren (Hanif ) ve Müslüman olduğu açıkça bildirilmektedir.

Hanif kavramı İbrahim (a.s)’in milletine dinine hakikatini dikkatlice incelediğimizde bu kavramın kullanıldığı tüm ayetlerde özellikle şirkin reddi ile birlikte kullanılması Tevhid dini olan İslam ile bağını ortaya koyar.

Allah katında geçerli olan din İslâm'dır.(teslimiyettir) Kitap verilenler, kendilerine bilgi geldikten sonra karşılıklı ihtirasları yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkâr ederse bilsin ki, Allah'ın hesaplaşması çok çabuktur.
(A’li İmran-19)

Kuşkusuz, (bu ilahi kelama) iman edenler ile Yahudi inancının takipçilerinden, Hıristiyanlardan ve Sabiilerden Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanmış, doğru ve yararlı işler yapmış olanların tümü Rablerinden hak ettikleri mükâfatları alacaklardır ve onlar ne korkacak, ne de üzüleceklerdir.
(Bakara-62)

Kur'an nüzulundan önce ''Sabiiler'' olarak bilinen kişilerin Hanif inancı üzere oldukları hakkında bir çok rivayet vardır Bunlardan birisidir Zalimlerin korkulu rüyası Ebuz Zerr idi..

Kiraya vermiş olduğumuz aklımıza öncelikle bir abdest aldırma sureti ile başlayacağımız Hanif kavramını yanlış anlayışlardan arındırarak hakk olanı izah etmeye çalışalım…

İslam inancında "hnf" kökü mutlak manada meyletmek anlamında değil "dalaletten istikamete, diğer dinlerden hak dine dönmek" anlamında kullanılmış, haktan batıla dönme ise "cnf" köküyle ifade edilmiştir (Ragıp el-İsfahani el-Müfredat)

Onlar: "Yahudi ve Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" derler. De ki: "Hayır, (bizimki) batıl olan her şeyden yüz çeviren ve Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıranlardan olmayan İbrahim'in inanç sistemi(dir)."
(Bakara-135)

Bu ayeti kerimede özellikle bir topluluğa işaret eder ki bunlar حَنٖيفًا ‘’Hanifa’’ diye bilinen inanç sistemini takip ettiklerini ve her tür şirkten uzak olduklarını söylerler.

İbn Abbas'tan rivayet edilen bir hadise göre:

Allah Resulüne "Allah katında hangi din daha makbuldür?" diye sorulduğunda, "Kolaylaştırılmış Haniflik" demiştir. (Müsned-236- Buhari-29 )

Resul-i Ekrem'in, "Allah katında hak din İslam'dır" (Al-i İmran-19) ve "Sizin için din olarak İslam'ı seçtim ve ondan razı oldum" (Maide-3) mealindeki ayetlere ters düşecek bir beyanda bulunması mümkün değildir. Bu sebeple "kolaylaştırılmış Haniflik" ifadesiyle İslam'ı kastetmiştir (Çakan, I, 148-153)

Örneğin: Bir güzelliğe gönül vermişsiniz ve bunu bir güzelde bulmuşsunuz gönül o yöne yol alır ve ondan daha güzelini gördüğünde derhal buna doğru bir yöneliş olur ya da ikisini de istersiniz buna rağmen özlem ateşi sönmez ve fıtrat isterim hepsini isterim diye inler. İşte insan arzu ve hevaya gark olduğu zaman yönünü şaşırır heva ve hevesinin esiri olur. Lakin Allah’ın yarattığına yönelmede asla bir sapma ve şaşkınlık olmaz onun değiştirilmesi imkânsızdır.


Konuyu bağlama adına günümüzde kendilerine ‘’Hanif’’ dostlar vb isimler vererek, uydurma rivayetleri öne sürerek Allah resulünü ve Âlimleri töhmet altında bırakarak ayetleri kendi anlayışları doğrultusunda yorumlara tabii tutarak islamın özü olan esasları yok saymaya başlamışlardır. Hanif’liği başka bir inanç sistemi gibi göstermek istemelerine Allah’ın sunduğu akıl ve irade ile elimizden geldiğince mücadele edeceğiz her daim mücadele eden önderlerimiz gibi:

Allah resulü ve takipçilerini yok sayma cesaretini sergileyenlere birkaç âlimin celadetini sunmak istiyorum.

Dönemin cumhurbaşkanı abdunnasır Seyyid Kutub şehit edilmeden önce kendisine şu teklifte bulunur "şimdiye kadarki söz ve hareketlerinde yanıldığını beyan ederek cumhurbaşkanı cemal abdunnasırdan özür dilediğin takdirde idam hükmünü bozacak ve seni serbest bırakacaktır

"Seyyid kutup bu teklif karşısında şu cevabı verir "

Eğer idamı hak etmiş olarak hakkın emri ile ipe çekiliyorsam buna itiraz etmek haksızlıktır eğer batılın zulmüne kurban gidiyorsam batıldan merhamet dileyecek kadar alçalamam" Seyyid kutubun bu sözleri onu ebedileştirdi ve tüm İslam âleminde örnek ve önder bir mücahit olarak tanınmasına vesile oldu

Mahkeme heyeti onu idama mahkûm ettiğinde Kutubun ağzından şu sözler dökülmüştü:

“Eğer Allah'ın kanunu ile mahkûm edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkûm olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. 'Allah'a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda ALLAH’IN birliğine şahadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.”

Üstad Saide Kurdi: Mahkeme koridorlarını inlettiği ‘’ Yaşasın Zalimler İçin Cehennem ’’ Ankara’da ki Malum şahsa karşı: ‘’ Namaz kılmayan merduttur ’’

Bu ve benzeri binlerce Âlim şahsiyetin celadeti bile günümüzde Dini Kur’an’ı en iyi biz anlarız anlayışında olanlara yeterde artar bile.

‘’Kuran’a şaşı bakan gözler Doğruyu göremez’’

MEVLÜT HÖNÜL
MALAZGİRT
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
02-01-2011


SAAT: 16:48

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306