İnsanları Sömüren Güç (Kapitalizm) /Mevlüt Hönül
 

"Tamaha sarılan, kendini küçültmüştür; sıkıntısını açıklayan, zillete razı olmuştur; dilini kendi üzerine emir sahibi yapan (diline geleni söyleyen) hakir olmuştur."
(İmam Ali)

İnsanlar yapmış oldukları iyilikleri boşa çıkarmama adına,şu hususlara riayet etmelidirler, Başa kakmama,minnet altında bırakmama,yaptığı davranışı olduğundan fazla gösterip övünmekten sakınma,söz verdiğinde sözünde durma,gibi esaslara riayet edilmediği,vakit yapmış olduğu iyilikler,ihsanı,hakkın nurunu,insanların nefretini,kazanarak Allah’ın azabına sebep olur.

Günümüz dünyasında Çağdaş! Cahili düzenler,sahip oldukları basın,televizyon, radyo, sinema ve diğer yayın araçları ile,insanları uyuşturarak, çarpık zihniyetlerin oluşumuna zemin hazırlamaktadırlar.Bu cahili düzenlerin gömüldükleri sapkınlıkları dile getirmeye gayret eden,insanlara vurulan damga,gerici yobaz vs ile Hakkı Adaleti İyiliği anlatmaya çalışanlar susturulmaya çalışmaktadırlar.

Bu çağdaş cahiller topluluğunun sebep olduğu,düşünce bozukluğu insanların ‘’İlahi’’ gerçeği,kainatı,hayatı insanı tabiatı ve bunların bir biri ile olan bağlarına etki ederek,davranış, ekonomi,sosyoloji,ahlak,insan ilişkileri ile hayatın her alanında etkisini göstererek,yozlaşmış insan tiplerinin oluşturduğu düşünce sistemleri baş göstermiştir.

Çağdaş! Cahiliyet bu tür yozlaşmaların ana sebebi olarak,İnsanların Fıtratı gereği yaşam şekli olan İnsan olma,biçimlerinden Ayrılmaktan kaynaklandığını kabul etmemekle beraber İnsanın merkeze alındığı bir sistemden tamamen uzak bir yaşam sürdürür.Olaylara bakışı çıkar menfaat ekonomi sınıf ayrımı vs dar bir kalıptan öteye gitmez.

Bu azgın kesimlerin diktatörlüklerine devam edebilme adına uyguladıkları,İnsanlığı sömüren Faiz, Riba, İhtikar,(şiddetli ihtiyaç olduğu bir zamanda gıda maddesini satın alıp kıymeti daha fazla artsın diye onu hapsetmektir.)gibi sömürücü unsurlar ile ayakta durmaya çalışmaktadırlar.Lakin bu tür sömürgecilerin zulümleri ortadan kaldıracak yegane düzen İnsanların merkeze alındığı bir anlayış ile Adalet,Özgürlük,Hakk ve Hukuk sitemlerinin hakim olacağı bir yapı ile sağlanabilir.


Hakim sınıf ve Yönetici kesimlerin‘’Diktatörlükleri’’ insanların özgürlüklerini kısıtlayarak,baskı ve zorbalık ile kendi rejimlerini ‘’Demokratik’’ halkçı bir sistem olarak gösterirler.Bu sistemleri ile İnsanlığın var oluşundan,bugüne kadar,Politik,Ekonomik, sosyal ahlaki,idari vs toplumun arasında yapmaya çalıştıkları ayrılıkçı,iki farklı toplum oluşturarak,İslam toplumunun İnsanlığa vermiş olduğu İnan sisteminin,özünü bozmak için var güçleri ile çalışmışlardır.

Medine Devletinin kuruluş sürecinde,bu savaş daha açık ve sinsi planlar ile Devrin Münafıkları tarafından,Müminlerin aleyhinde yapılmaya başlanılan,Mal İnsan gücü ve Ekonomik çalışmalar ile Fitne unsurlarını harekete geçirmeye başlamışlardır.

Hz Ömer döneminde İnsanlara nasıl davrandığı hususunda şu örnek ibretliktir.

Her gün Minbere çıkıp Müslümanlara şöyle seslenen Ömer

‘’Dinleyiniz ve İtaat Ediniz’’ dediğinde:

Mescitteki Müslümanlar arasında Selman-ı Farisi Şöyle der:

Seni ne dinler nede sana itaat ederiz,*diyince Ömer bu çıkışa ne kızar nede öfkelenir.Sen benimle nasıl tartışır ve beni nasıl sorguya çekersin? Ben sizi kolluyor,devlet düzenini yıkmaya çalışan düşmanlarınıza karşı kutsal bir savaş içerisinde bulunuyorum,diye söylemeyip,olayı aydınlatıncaya kadar gayet sakin bir şekilde açıklamalarına devam eder.Bunun üzerine,Selman-ı Farisi kalkarak şöyle der,evet şimdi emret İtaat edip dinleyelim.

*(İtiraza sebep olan Olay.Devlet Müslümanlara kumaş dağıtır,Hz Ömer’ede herkese verildiği kadar bir kumaş parçası verilir.Hz Ömer cüsseli biri olduğu için bu kumaş parçası ona elbiselik için yetmezdi.Ancak sırtında bu kumaştan yapılmış bir elbisesi vardır,Bunu gören Selman-ı Farisi halifeden hesap soruyor ve bu kumaş sana nereden geldi,Senin aldığın Kumaş parçasından bir elbiselik çıkması Mümkün değildir,diye söyler.Bunun üzerine Hz Ömer oğlu Abdullah’ı çağırır ve durumu onun açıklamasını ister. Abdullah’ta kendi payına düşen kumaşı babasına bağışladığını ve iki kumaşın birleştirilmesinden bir elbiselik diktiğini ifade eder.)

İşte yeryüzünde Uygulanan,Adalet Hakk ve Hukuk Medine devletinin İnsanlar arasında,sınıf ve kimlik ayrımı yapmaksızın,uygulamış oldukları metotları belli ilkeler üzere idi.Böyle bir düzen,bütün Cahili diktatörlük düzenlerinin,Zulüm ve Haksızlıklarını yerle bir eden bir düzendi.Şimdi kalkıp Kapitalizm adı altında Cahili düzenlerini dayatmaya çalışanların yapmış oldukları,mücadeleleri kendi düzenlerini koruma adına yapmış oldukları Hileli bir savaş biçimidir.

Kapitalizmin devamı için belli bir kesimin,hakimiyetinde olan,Sermaye ile kendi egemenliklerinin ayakta durması için,her daim Sömürgeci bir sınıfın varlığını korumak ve ayakta tutmak adına.Kapitalizm özel ve kişisel Mülkiyet hususunda hiç bir sınır tanımayarak güçlerine güç katma adına,aşamalı olarak servetlerine servet katma yoluyla,kendi Diktatörlüklerine sağlamlık kazandırma adına,Faiz ve İhtikar ile sömürerek günümüzde kurmuş oldukları egemen sistemleri küçük bir azınlığın mutluluğu için,sömürülen,ezilen,horlanan kesimler üzerinde,hakim anlayışlarına uygun güçlerini devam ettirerek,gasp ettikleri ile sözüm ona İnsan! Olarak dolaşmaya devam etmektedirler.

Kapitalizmin şekillendirdiği eğlence sistemleri ile,kokteyller,danslar,ahlaki çöküşler,açık ve saçıklıklar ile sınır tanımaz cinsellikler,dilediğini yap, vs yozlaşmalar ile işte özgürsünüz ve istediğiniz şekilde yaşayabilirsiniz,sistemleri içerisinde birilerini diğerlerinden üstün, baskın olduğu anlayışı ile İnsanları sömürmeye ve kendi sistemlerinin boyunduruğu altına almaya devam etmektedirler.

Evet bu tür hakim ve yönetici sınıflar,iktidarını doğal ve meşru göstermesi,kendi sınıfsal çıkarlarını evrensel çıkarlar olarak ifade etmesi,Sermaye sahiplerinin insanları sömürerek kurmuş oldukları saltanatları ile,bir lokma ekmeğe muhtaç insanlara sefaleti tattırmak adına,yapmış oldukları,Zulüm şekli olarak değişikliğe uğramıştır bu isim değişikliği ile sömürdükleri insanları daha fazla sömürmek için kendi görevlerini ifa etmektedir.


İşte insanları sömüren özel mülkiyet ve üretim araçlarına sahip olduğu ve işlettiği; yatırım, dağılım, gelir, üretim ve mal ve hizmet fiyatlarını kendi tekellerine alarak,insanları köleleştirmekten asla vazgeçmeyecektir,Bu tür sistemlerin hakimiyetinin sona ermesi için,Ya İnsanların merkeze alındığı hakimiyetini tanıyarak ona göre yaşayacaklar,yada var olan bu güçlerin insanları ezici zulüm sistemleri insanları köleleştirmeye devam edecektir.İşte bu hususta hakim sınıf veya yönetici sınıfın iktidarından ziyade İnsana İnsan olma değerini veren,sistemleri benimsenmedikçe bu sömürgeci güçler nüfuzlarını arttırmaktan vazgeçmeyeceklerdir.

Mevlüt HÖNÜL
MALAZGİRT

www.medineweb.net