Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Sürekli Gelişim (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/25899-surekli-gelisim.html)

EyMeN&TaLhA 17 Mayıs 2013 09:55

Sürekli Gelişim
 
Bismillâhirrahmânirrahîm

1. (Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?

2, 3. Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?

4. Senin şânını yükseltmedik mi?

5. Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

6. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

7. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.

8. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.

Bu ayetten inanç sahiplerinin hiç boş durmaması ve bir işi bitirince bir diğerine başlamaları gerektiğini, karşılaşılan sorunlar karşısında Allah’ın gönülleri genişlettiğini, çözümleri ilham ettiğini, güçlüklerin içinde kolaylıkları barındırdığını, Allah’a yönelerek çalışan ve isteyenlerin yaptıkları ile yüceltildiklerini ve dahi bunun bir tavsiye ve emir olduğunu anlamak mümkündür.

Bu hitâbı hem zahir (dış dünya ile ilgili) hem bâtın (insanın kendi iç dünyası) konu ve sorunlar için anlamak ve üstelerinden gelmek için rehber edinmek mümkündür. Böylelikle manevi yolculukta ilerlemeler kaydedilirken ve maddi alanda da yeni buluşlar, icatlar ve geliştirilen sistemler sayesinde insanoğlu daha müreffeh, gelişmiş ve huzurlu bir hayata doğru ilerleyecektir.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Aslan da ceylan da her gün bir önceki günden daha hızlı koşmak zorundadır. Çünkü aslanlar en yavaş koşan ceylanı dün yemiştir, bugün daha hızlı koşan bir ceylan yakalamak zorundadırlar. En yavaş koşan ceylan da dün yakalandığına göre bugün daha hızlı koşan bir ceylan yakalanacağından bütün ceylanlar yakalanmamak için dünden daha hızlı koşmak zorundadırlar.

Bu durum ticarette ve üretimde böyle olduğu gibi, bilimsel çalışmalarda ve diğer alanlarda da böyledir.

Nasıl ki vücuttaki hastalıkları yok etmek için kullanılan antibiyotiklere karşı mikroplar/bakteriler direnç kazanıyor, ilaçları tanıyarak kendilerini koruyacak bir yapıya ulaşıyorlar ve bu yüzden sürekli yeni ilaçlar bulmak gerekiyorsa; işte aynen öyle olmak üzere, nefis ve şeytan da kaybettiğinde dahi bir daha kaybetmemek üzere yeni stratejiler geliştirmektedir. Durum böyle olunca sadece dış dünyada değil iç dünyada da sürekli gelişim halinde olmak gerekmektedir.

Evrendeki şerlerin, belaların, şeytanların ve zararlıların yaratılmaları ve ortaya çıkarılmaları şer ve çirkin değildir. Çünkü çok önemli sonuçlara gebedirler. Örneğin, meleklere şeytanlar musallat olmadıkları için, hayırda mesafe katedemezler, ilerleyemezler. Makamları sabittir, değişmez. Keza hayvanlara da, şeytanlar musallat olmadıkları için, onların da mertebeleri sabittir. İnsanlık âleminde ise yükselme basamakları ve alçalma çukurları sonsuzdur. Nemrutlardan, firavunlardan Allah’a sadakatte ileri mertebelerde bulunan evliya ve enbiyaya kadar gayet uzun bir yükselme imkânı vardır (Mektubat, s.73).

Bu yüzden bir imtihan arenası olan bu dünyada okurken, dinlerken, seyrederken, münazara ederken, araştırır ve yazarken hep öncelikle kendimizi geliştirmeyi, yeni bir şeyler öğrenmeyi öncelikli hedef olarak belirlemeliyiz. Bunun belirgin iki nedeni vardır: Birincisi başkasına öğretme niyetinin gerisinde kendimizin ihtiyacı olmadığı gibi bir algı ve kabul olabilir, bu da enaniyet ve kibire yol açar ki; ahlaki ve ilmi/mesleki çöküntünün başlangıcıdır. İkincisi de, “Nefsi ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez” (Sözler, s.362) sözünden de anlaşılacağı üzere, öncelikli sorumluluğumuz kendimizedir. Uçaklarda da uçuştan önce yapılan duyuruda her seferinde tekrarlarlar “önce kendi maskenizi takın sonra çocuğunuzunkini”, yoksa çocuğunuzu da kendinizi de kurtaramazsınız.

Hüseyin Kara Bey bu gerçeği ve sorumluluğu çok güzel ifade etmektedir: “Her yazı ve çalışmanın muhatabı öncelikle yazarı ve çalışanı olmalı… Çünkü yapılandan yararlanan daha çok yapandır. Başkaları için, başkalarına göre yazmak ve iş yapmak, en azından en küçük eylemde bile olması gereken kendini ihmaldir, savsaklamaktır. Yaptıklarının sorumluluğunu taşıması gereken şüphesiz yapandır.”

Evreni ivmesi artan bir şekilde genişlemek üzere kurgulamış olan Yaradan, insanı da her gün bir önceki günden daha gelişmiş olabilecek şekilde yaratmıştır. Ancak insanın bunu gerçekleştirebilmesi için ataleti terk ederek aktif kader anlayışına sahip olması; mücadeleci sabırla müteşebbis mütevekkil tarzı benimsemesi ve hayatına uygulaması gerekir.

Yoksa tembelliğin, nemelazımcığın ve havaleciliğin yol açtığı ataletin dinde yeri olmadığı gibi bu tür insanların da toplumda yeri yoktur.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


İnanç insanı sabır, cesaret ve gayret ile teşebbüse teşvik eder. “Saadet istersen, tevekkül et. Fakat tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki, sebepleri ve sonuçları Yaratandan isteme ve bunlar için çalışmadır”

Evet, girişimci tevekkül edenin istifadesi, bu dünyada ve ahirette huzurda olması ve arzulanan sonuçlara ulaşmasıdır. Dünya istirahat yeri değil âhiretin tarlası, çalışma ve kazanma yeridir. “İnsan için ancak çalıştığı vardır ve onun da karşılığını görecektir” (Necm 53:39-40) ilahi fermanıyla beslenen çalışma ile Allah’ın sevgili kulu olmaya hak kazanmak, bu dünyaya gelişimizin maksadına ermek demektir.

Asıl olan dünyaya boş vermek ya da onu terk etmek değil, gönülden çıkararak yük ya da amaç değil araç konumuna döndürmektir. Dünya iyi bir uşak, kötü bir efendidir.

Aktif kader anlayışı ile tevekkül ve sabrı kendi özgün mihrabına yerleştirerek nemelazımcı ve teslimiyetçi Müslümanların yerini girişimci-mütevekkil, mücadeleci-sabırlı müminler almalıdır. Kuvvetli imanın besleyeceği müteşebbis mütevekkiller, iktisadi erenler (tabir Ahmed Güner Sayar’a aittir), şehir evliyaları i'lâ-yı kelimetullâhın akıncı beyleri, alperenleri olacaktır.

Sınırları aşmadan ama çalışarak genişletmek, başlangıçta sınır ötesinde olan şeye haddi aşmadan da ulaşmak mümkündür.

Dursun Sivri Bey, Risale Akademide Gençlik Rehberi Ankara Seminerinde anlattığı Risale-i Nur’daki keşifler ve keşfedilmeyi bekleyen hakikatlere nasıl ulaşılacağını “Ülfet perdesini kaldıran keşif yolculuğu” başlıklı yazısında izah etmiş.

Alışkanlıklar insanın bilmediğini bilmemesinin üzerine çekilmiş perde gibidirler (Ülfet ise, cehl-i mürekkep üstüne serilmiş bir perdedir, Mesnevi-i Nuriye), sürekli gelişim halinde olabilmek için öncelikle bu perdenin kaldırılması, merak ile hikmeti araştırmanın önünün açılması gerekir.

cehl-i mürekkep: Bilmemekle beraber, bilmediğini de bilmemek, katmerli cahillik, kara cahillik.

i'lâ-yı kelimetullâh: 1-Allah'ın adını, Allah'ın birliğini yükseltme, yüceltme. 2-İslâmlığı yüceltme, İslâm hakikatlerini yaymaya çalışma...

mehmet ali ERDEM
aiıntıdır


SAAT: 16:17

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306