Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Mısır'daki Katliam Ümmetin Günahlarının kefaretidir... (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/26788-misirdaki-katliam-ummetin-gunahlarinin-kefaretidir.html)

tevhid_ 03 Eylül 2013 15:30

Mısır'daki Katliam Ümmetin Günahlarının kefaretidir...
 
MISIR'DAKİ KATLİAM ÜMMETİN GÜNAHLARININ KEFARETİDİR..((Fikri BOZKURT))


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Mısır’da askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbe 14. 08 2013 tarihi itibari ile kanlı bir katliama dönüşmüştür. Adeviye, Nahda ve Mısır’ın değişik yerlerinde darbeye silahsız bir şekilde direnen halkın üzerine tankların eşliğinde keskin nişancılar, devletin paramiliter güçleri sivil, silahsız, çocuk, kadın, yaşlı ayırımı yapmaksızın binlerce insanı katletmiş on binlerce kişiyi de yaralamıştır ve katliam ülke çapında halen devam etmektedir.

Mısır’da meydana gelen bu vahşete karşı sesiz kalan BM, Suud gerici rejiminin kuklası İslam Konferansı Teşkilatı, insan hakları, demokrasi, eşitlik ve özgürlük yalanının mucidi Siyonist- Haçlı ittifakı bir kez daha üç maymunları oynayarak kör, sağır ve dilsiz olduklarını ispatlamışlardır. İnsan hakları ve demokrasi yalanını ağızlarından düşürmeyen uluslararası şer ittifakı demokrasi ve eşitlik yalanını mazlum halkları sömürmek, topraklarını işgal etmek ve insanlarını zihnen ve bedenen köleleştirmek için kullandıkları sinsi bir silahtan başka bir amaç taşımadığını göstermiştir. Neticede kendi icatları olan demokrasi putlarını yine kendileri ayaklar altına alarak söylem ve iddialarının hiç bir değer ifade etmediğini bize alenen göstermişlerdir.

Fakat kafirlerin ve zalimlerin göremediği veya görmek istemedikleri İhvan-ı Muslimin hareketinin her saldırı, yok etme ve imha hareketine karşı yeniden küllerinden savrulup güçlenerek çıktığıdır. İhvan-ı Müslimin hareketinin binası şehitlerin kanı, dul ve yetim kalmış kadın ve çocukların gözyaşı, anne ve babaların feryadı salih insanların dua ve yakarışlarının üzerinde yükseldiği bir binadır. İhvan-ı Müslimin, tarihi yolculuğunun her aşamasını şehitlerin pak kanları ile taçlandırmıştır. Hareketin lider kadrosu bu uğurda canlarını feda ederek Hem Mısır halkına hem de İslam Ümmetine ihlas ve samimiyet ile yoğrulmuş bir miras bırakmışlardır.

Bundan binlerce yıl önce yine aynı topraklarda Firavun Allah’ın hür yarattığı mazlum insanları köleleştirerek erkek çocuklarını öldürüyor kızlarını da sağ bırakıyordu. Allah onun sarayında onun gözünün önünde Musa’yı çıkararak saltanatını başına yıkmış askerleri ile beraber Kızıl denizde insanlığa ibret olsun diye suda boğmuştu.

Çağdaş Firavun Sisi ve Efendileri ABD, Siyonist rejim ve cehalet karanlığının dehlizlerinde yüzen gerici Arap rejimleri tarihten ders çıkarmamış olacaklar ki tarih yeniden tekerrür etmektedir. Darbeciler Şah’ın, Saddam’ın, Ali Bin Zeynelabidin’in, Muammer Kaddafî’nin ve Mübarek’in akıbetinden ders çıkarmadıklarından katliam ve vahşetlerinde ısrar etmektedirler. Sisi ve efendileri Mısır’da döktükleri Müslüman kanının içinde boğulacak, çocukların ve kadınların döktükleri gözyaşının hesabını er geç vereceklerdir.

Mısır’ın dört bir yanında insanlar sadece “Rabbim Allah’tır” dediği için katledilmektedir. Günlerdir bütün provokasyon ve kışkırtmalara rağmen Mısır’ın direnişçi halkı silah kullanmayarak barışçıl gösterilerinde ısrar etmişlerdir. Buna rağmen darbeciler buna da tahammül edemeyerek halkın masum kanlarını akıtmış kendi sonlarını kendi elleriyle hazırlamışlardır.

Mısır’da dökülen Müslüman kanı, onlarca yıldır ümmette meydana gelen zihinsel sapmanın bir sonucudur. Yıllardır Müslümanlar burunlarının dibinde hem laik seküler liderlerin hem de İslam adına ortaya çıkmış sözde İslami hareket, cemaat ve grupların günahlarını, sapma ve zulümlerini görmek istemediler, onları savundular yada bu zulümlerine fıkhi deliler bulmaya çalıştılar. Kendilerine yakın gördükleri lider ve hareketlerin faaliyet ve eylemlerine bir haklılık payı sağlamak için bin bir dereden deliller bulmaya çalıştılar. Böylece zulüm sıradanlaştı ve meşrulaştı. Dolayısı ile uluslararası küfür cephesi bu utanmazlık ve pervasızlıklarının cesaretini Müslüman halkların içinde bulunduğu koyu cehalet ve gafletlerinden almaktadır. İslam için İslam adına yola çıkanların bizzat kendilerinin hiç bir değer tanımayan kinleri, nefretleri, tavır ve davranışlarıdır bugün Müslümanları bu duruma düşüren.

Bu fitne ve fesat döneminde dökülen kanlar, kirletilen değerler Müslümanları uyandırmalıdır artık. mezhep fitnesinin her gün yüzlerce Müslüman’ın hayatına mal olduğu bir dönemde; Müslümanların Kim olursa olsun insanların canına kast eden, kanlarını döken, mabetleri bombalayan, Pazar yerlerinde, kalabalık ortamlarda katliam gerçekleştiren herkese ama herkese mezhebi, etnik kimliği, milliyeti ne olursa olsun açıkça tavır almalıdır ki bizim üzerimizden oynanmak istenen oyun rahat bir şekilde oynanmasın.

Mısır üzerinden katliama gösterilen tepkiler gerçekten anlamlıdır. Başta Türkiye de olmak üzere dünyanın birçok yerinde haklı olarak katliama karşı Müslümanlar kardeşlerini yalnız bırakmadılar. Katliamları protesto ettiler. Fakat batı artık bu tür protesto ve kınamalara karşı bağışıklık kazanmıştır. Kendilerinin İslam alemine serpiştirdikleri fitne ve fesat tohumlarına ne yazık ki Müslümanlar daha çok rağbet etmektedir. Bugün İslami hareketler, cemaatler ve partiler birbirlerine karşı yaptıkları düşmanlıkları ABD’ye, Siyonist rejime ve batı uşağı sistem ve yönetimlere karşı göstermemektedir.

Batının on dokuzuncu yüzyılın sonlarında Ortadoğu için çizdiği yapay sınırlar en çok da İslami gruplar tarafından kutsanmaktadır. Herkes elindeki parçaya uyduruk anlamlar yükleyerek kutsamaktadır. Emperyalist devletlerin ilerde kullanmak amacıyla bıraktığı problemli sınırlar ve toprak parçaları İslami kesim için nerdeyse kutsal mekan hüviyetine büründürülmüştür. İslami kesim batı uşağı mevcut iktidarlar tarafından dillendirilen bölünme korkusu üzerinden ülkelerindeki azınlık Müslüman halkların her türlü milli haklarını inkar etmektedir. Emperyalist oyunu ağzından düşürmeyen Müslümanlar bizzat kendileri bu suni ve yapay sınırlara, emperyalist dünyanın ilerde üzerinde kavga edilmesi için bıraktıkları sınırlara, zulüm ve haksızlık üzerinde yükselen küfür düzenlerine, batı uşağı lider ve düzenlerine sahip çıkarak buna dört elle sarılarak hizmet etmektedir.

Mezhep gibi tamamı ile rahmet ve kolaylık olması gereken farklı yorum ve anlayışların din yerine konulması, dinin aslının terk edilerek teferruatlar üzerinde kavga edilmesi birbirlerinin kanını dökmesi de Müslümanlara özgü bir hastalıktır. Koca koca sözde alimciklerin birbirleri aleyhinde verdikleri fetvalar havalarda uçuşmaktadır. Eğitim kurumları ve medreseler fanatik holiganlar yetiştirme alanlarına dönüşmüştür.

Bırakın farklı mezhep ve etnik gruba ait olmayı aynı mezhep ve etnik gruba ait olup farklı cemaat ve hareketlere mensubiyet bile birbirlerini öldürmek için bir neden olabilmektedir. Bulundukları mevki ve makamları terk etmek istemeyen, kendilerine farklı anlamlar yükleyen, cemaatlerin sırtında birer kambura dönüşmüş olan sözde alimlerin, abilerin, liderlerin, muhteremlerin yanlış yönlendirme ve iftira kampanyaları Müslümanlar arasında kavganın ve çekişmenin başlıca sebebi olabilmektedir.

Kendilerinden farklı düşünen, farklı yoldan ama meşru sınırlardan hedefine ulaşmak isteyen grup ve cemaatler, asılsız iftira kampanyalarına, eleştirilerine, kurban edilebilmekte hedef gösterilebilmektedir. Sadece kendilerinden olmadıkları ve kendileri gibi düşünmedikleri için bu cemaatlerin tu kaka olması yeterlidir.

Kendi zalimini korumak, hatalarını günahlarını görmemek, kötülüklerine karartma uygulamak Müslümanlar arasında nerede ise sıradanlaşmış bir vakadır. Mısır için haklı olarak bütün Müslümanlar ayaktadır. Olması gereken de budur. Bu durum mümin olmamızın gereğidir. Fakat bütün Ramazan boyunca Irak’ta, Suriye’de insanın kanını donduracak, İnsanım diyen her Müslüman’ın tepki göstermesi, isyan etmesi, lanetlenmesi gereken olaylar yaşandı. Sadece Irak’ta Ramazan ayında 900 kişiden fazla insan genellikle camilerde, namaz kılarken katledildi. Bombalı arabalarla sadece bir etnik gruba veya mezhebe ait oldukları için Müslümanlar yine Allah adına, şehadet aşkına, cennet uğruna katledildi. Mescitlerin hürmeti, Ramazan ayının, hürmeti, kadir gecesinin hürmeti, Ramazan ayının hürmeti ayaklar altına alındı. Aksine bu günlerde eylem yapıp daha fazla insan öldürmek için özellikle seçildi.

Kameraların önüne geçen saçı sakalı birbirine karışmış, ağızlarından kin ve nefret saçılan, korkuyu ve dehşeti sözde cihatları için bir yöntem olarak kullanan, çağdaş Cengiz Hanlar, Hulagular, Timurlengler neredeyse Müslümanlara birer idol olarak sunulmakta, eylemleri bin bir dereden getirilen uyduruk nedenlerle savunulabilmektedir. Taş devri İslamcılığını çağrıştıran, tamamı ile geleneklerin ve örfün şekillendirdiği İslami anlayış ile aralarında en ufak bir benzerlik bulunmayan kesimlerin sadece Müslüman oldukları için bunların savunuculuğunu yapmaları eylemlerini sahiplenmeleri onlar üzerinden birileri ile kavga etmeleri anlaşılır gibi değildir.

Bütün İslami değerleri ayaklar altına alan, İslam savaş hukukunun hiç bir maddesine riayet etmeyen, vahşilik ve kaba hareketleri ile İslam’ı insanların gözünde vahşet ve cehalet olarak lanse eden, İnsanın izzetini ve haysiyetini aşağılayan bu kana susamış Mücahit kılığındaki teröristlere ilk önce Müslümanların karşı durması gerekirken, amalarla fakatlarla sahip çıkılması gerçekten büyük bir sapmadır. Oysa bir cami bombalandığında, etnik kimliğinden, dininden, mezhebinden dolayı bir insan katlediğinde, sivil yerleşim alanları hedef alındığında; ilk başta Müslümanlar Sokakları doldurup bu vahşiyane hareketleri mahkum etseydi, lanetleseydi belki bugün başımıza gelenleri bu kadar yaşamazdık.

Bugün Müslümanlar ABD, Rusya, Çin ve Siyonist rejimi suçlayarak işin kolayına kaçmaktadırlar. Kendini bunlara kullandırtanlar neredeyse masum muamelesi görmektedir. Aslında en başta bu emperyalist küfür güçlerine kendilerini kullandıranlar mahkum edilmeli deşifre edilmelidir ki Kimse bir daha böyle kirli ilişkilere girme cesaretini kendinde görmesin. Tersine bugün İslam Alemi, karanlık kirli ilişkiler içerisine giren, kan döken, vahşi, tekfirci, dışlayıcı hareketlerin itibar gördüğü baş tacı edildiği bir coğrafyaya dönüşmüştür. Kim çok insan öldürüyorsa en itibarlı odur. Bu nedenle silahlı hareketler eylem eylemdir mantığı ile hiç bir hedef gözetmeksizin sadece ölü sayısına endeksli eylemlere girişmektedir. Pazar yerlerinin, mescitlerin, kalabalık alanların seçilmesinin temel nedeni budur. Kameralar karşısında kele koparmaları, insan boğazlamaları, insanları diri diri yakmalarının nedeni Müslümanların kana susamışlığının alametindedir. Bu hareketleri pirim yapmaktadır. Türkiye’de ve Kürdistan’da bu gün en büyük gruplar, hareketler ve örgütler en çok karanlık ilişki geliştiren, kan döken terörist faaliyetler içersinde bulunanlar değil midir?

Afganistan’da, ırak’ta, Pakistan’da, Suriye’de, Somalı’da, Mali’de, Kürdistan’da, Mısır’da veya top yekün bir İslam aleminde dökülen Müslüman kanının müsebbibleri fetvalarıyla bu fitneye odun taşıyan sözde alimler, bombalı arabacıların eylemlerine entelektuel katkı sağlayan aydınlar, zalim rejimlere gönüllü piyonluk yapan halklar, hak ve adalet şiarı ile organize olup hakları çiğnenen mazlum insanları sahiplenmeyen İslami hareketler, yeni bir toplum oluşturma ideali ile yola çıkıp toplumdaki adaletsizliğe sessiz kalan cemaatler, kameraların önünde infazlar gerçekleştiren, insan yakan, domuz bağları ile insanları boğanları alkışlayan halk kitlelerinin tümü bu katliamlara ortaktır. Bizler hareketlerimizle, sessizliğimizle fanatik taraftarlığımzla zulmü meşrulaştırdık, sıradanlaştırdık.

Bugün bir günde bir kaç bin insan infaz ediliyor ve bu Firavunlar hala koltuklarında oturabiliyorsa bu yıllarca bizim İslam adına bir miras ortaya koyamamamızın bir ürünüdür. Son olarak Mısır’ın yiğit halkı kendini günahlarımızın bir kefareti olarak ümmete feda etmektedir.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


SAAT: 20:13

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306