Ey generationNEXT Müslüman!
 

Ey generationNEXT Müslüman!
İğnem yok, çuvaldızım var; sözüm kendime! Ey Müslüman, hani sen buğday ekmeğine doymadan gitmiş bir peygamberin ümmetiydin? Sana ne oldu? Para mı, dünya mı çarptı? Son model arabalar, saraylar... Sorsan, 'Müslüman, her şeyin en iyisine layıktır' dır... iyi de aşevi kuyruğundaki hacı amca Müslüman değil midir!?

Çuvaldız kafi gelmedi... elimde kılınç, sözüm yine kendime! Ey Müslüman, hani 'komşusu açken, tok yatan bizden değildir' idi? Çöpten ekmek toplayanlar ve senin bol çeşitli sofraların... sen; açlıktan karnına taş bağlamış, yüzünde hasır izi kalmış, peygamberin ümmetiydin! Sana ne oldu? Ekmek mi, döşek mi çarptı?

Bıçağım elimde, sözüm gene kendime! Ey Müslüman, varoşlarda, gecekondularda insanlar üşürken, romatizmalanırken; sen, açık büfeli tatillerdeydin. Yaşlı kadınlar mendil satıp dilenirken, sen bilmem kaçıncı defadır gittiğin hac manzaralı 5 yıldızlı oteldeydin... Hani sen, halkı gibi yaşamış peygamberin ümmetiydin!?

Sözlerim kurşundur, kurşunlarım kendime! Ey Müslüman, altınları, arsaları, avrolarını arttırmanın derdine öyle bir düştün ki, 24 saat sana az geliyor. Hani sen, dünyalık bir şeyi olmamış, halkının en fakiri gibi yaşamış, yiyecek bulamadığında oruç tutmuş; şefkatli, cömert devlet başkanı bir peygamberin ümmetiydin?

Kendime ya, süzmeden söylüyorum sözümü: ey Müslüman, senin peygamberinin arkadaşları, açlığın verdiği takatsizlikten camiye gidemiyordu; sen,o kadar çok yiyorsun ki, kalkıp vakit namazını kılmaya mecalin yok. Açlıktan camiye gitmeye zorlanan bir peygambere, tokluktan camiye gidemeyen bir ümmet..

Ey Müslüman!

Sen, evet zenginleşmeliydin, ama zenginliğin, senin ve çocuklarının dışındakilere de fayda vermeliydi. Senin dinin; dulu, yoksulu, yetimi, eytamı, garibi, garibanı, düşmüşü, düşkünü, mağduru, mazlumu, fakiri, fukarayı, âcizi, acuzeyi sana emanet etmişti®. Sen bu dertte değil, başka dertlerdeydin.

Patron, işverensin ya 600-700 kağıda 10 saatten fazla çalıştıracağın işte, form doldurtur, neredeyse 32 dişini soracak kadar detaya girer, bir hafta sonra açıklarız der, işe aldığını da satın alınmış sayar, anasından emdiği sütü burnundan getirirsin. Ey Müslüman neresi ahlaktır bunun? neresi din? Ey Müslim! Boğazdan kuru ekmek geçse de insan doyar, kebap geçse de; ve insan paralı pullu olsa da ölür, parasız pulsuz olsa da.

Tehlikeli olan, senin, parayı çok sevmendi, o da oldu.. Zenginlik, seni kendine kul etti.

Ey generationNEXT Müslüman!

En süfli dizileri hem şikayet eder, hem izlersin. En güzel evde oturur, en güzel arabaya binersin. (Sorsam yine, Müslüman en iyisine layıktır dersin. Senin için bu cümle bir âyet gibidir.) Sonra da oğlum-kızım neden mücâhid(e) yetişmiyor dersin.

Ey cool Müslüman!

Yatta, katta mücâhid(e) yetişmez! Oğlun; facebook, msn, metin2 yani sanal ortam mücahididir. Kızın da AVM mücâhidesidir. Hele bak yıl sonu indirimli mağazalarda nasıl da cihâd ediyor raflar arasında.

El'an çocukların,'tamam, sizinle oraya gelirim ama ben sadece kola içerim' cihâdındalar.

Tüplü televizyonların, monitörlerin devri bitti, tüplü başörtüsü devri başladı. Türban değil, deve hörgücü!

Ey make up Müslüman!

Türban, câzibeyi kapatmak içinken, sen türbanı câzibe merkezi yaptın. Daracık, incecik elbiseler, yüzde bir kilo boya, caka, fiyaka... Yâni önemli olan başın kapalı olmasıdır. Başı kapattıysan mesele bitmiştir! İstediğin şeyi, istediğin şekilde giy. Sen kimi kandırıyorsun Allah aşkına!

Kimse, kimsenin giyimine karışmaz, karışmamalı! Ama dinimizle alay edenlere tahammül kalmadı. Hele bir haşema garabetidir ki aman aman! Garip giyimli ablamız, plajlara İslâm bayrağını dikiyor edâsında. Mâdem ortam ve kıyâfet müsîit değil, denize girme zevkinden de mahrum ol, ne olacak! Sen demiyor muydun, bu dünya zevk yeri değil diye? Sen değil miydin, bu dünya Müslüman'ın zindanıdır diyen? Kadını böyle de erkeği daha mı iyi! Erkeği de dizini kapatacak kadar uzun bir şort(ona da haşema diyorlar) giymeyi dinin emri sayar da yarı çıplak insanların arasında olmakta bir beîs görmez. Kim ne yapıyorsa yapsın! Ama dinimizi alaya alıyor gibi davranmasın, kendi zaafıyla, izzetli olan dinimizi zan altında bırakmasın!

4×4 , 2. El Müslüman'ın evidir..

Salonda kâbeyi canlı canlı gösteren dev ekran bir monitör... Pahalı hat tabloları, ebrular...

Her odada bir televizyon, kişi başı bir bilgisayar. Mutfağı, bir gecekondu kadar. Evin her tarafı cam-cıncık. Ve koca raflar dolusu kitaplar, tefsirler, fıkıh ansiklopedisi, evliyâlar ansiklopedisi... ki yıllardır kimse elini sürmemiştir bu kitaplara... kağıt/raf/yer isrâfı yâni. Ve deri koltuklar.. Ve gümüş tepsiler.. Ve jakuziler.. Ve dolarlık perdeler.. .Eşyalar biraz eskidi mi? Veya yenisi mi çıktı? Kolayı var, ver onları bir fakire, bol bol sevap al, sonra da git en son çıkanları al..

Ey banknota sevdalanmış Müslüman!

İşçinin ücretini aksatıyorsun. Neden mi? Çünkî sen işlerini büyütüyorsun. 'işçiye, alnının teri kurumadan ücretini verin!' diyen bir peygamberin ümmetine yakışıyor mu yaptığın? Sen de hile-hurdayla tanışmışsın. Sen de işi kılıfına uydurma yolunu bulmuşsun. Başkasının işine göz dikmeye kadar getirmişsin işi. Halbuki sen, otobüste yanındaki insanın gazetesine izin almadan göz gezdirmeyi bile helal saymayan bir dinin müntesibisin.

Tam 6 gün boyunca boğazından tek bir lokmanın geçmediği vuku bulmuş bir peygambere;

İftâriyesi; 'günün çorbası, siyah zeytin, peynir hurma, bal, kaymak, reçel, helva, mevsim salata, soslu patlıcan, çiğ köfte, abugannuş, kavun, karpuz, ara sıcaklar, içli köfte, dolma, lahmacun, kuzu tandır, satırda kıyma kebabı, tavuk şiş, firik pilavı, güllaç, özel Güllüoğlu havuç dilimi baklava, ayran, çay, türk kahvesi' olan bir ümmet!

1. Müslüman'ın zevk-ü sefa sürmesi haramdır.

2. Kime zulüm ediliyorsa (sağcı, solcu, Kemalist, öğrenci...) Müslümanlığın doğası gereği, bu zulme ses çıkarmayan, peygamberin tabiriyle 'dilsiz şeytandır!'

3. Sırf yeni elbiseler alabilmek, yâni kontenjan oluşturmak için eski elbiselerini fakir fukaraya veren Müslüman İslam ahlâkının uzağındadır.

4. Kendini beğenen, 'ben var ya ben!' havalarında olanı Allah kınamıştır. Hele bu fiilin fâili bir Müslüman ise, aşağılanmıştır.

Buna benzer hükümleri arttırabiliriz; ama,

'anlayana sivrisinek jaz, anlamayanın üstüne sevr-u inek düşse de gâfil uyanmaz!'

Ayıptır söylemesi: sevr, öküzün bir diğer adıdır.




İbrahimi Feyzullah Yalçın

Eyy generation next müslüman


...........

Ey isyan eden, icabında linç eden, müze cami olsun, eşcinseller taş olsun diye naralar atan milyarlık kitle: Bazı kafirler diyor ki, “Müslümanlar’ın işi gücü şekil, özü umursayan kalmadı. Oruç, namaz, içki vs gibi kişiyi ilgilendiren konularda aslan kesiliyorlar da, temiz ahlak, dürüstlük, sömürü karşıtlığı gibi topulumu ilgilendiren esas konularda dilsiz oluyorlar…” Kafir böyle diyor, de bakalım, doğru mu diyor, eğri mi diyor?

Konu o kadar çok ki… Mesela Suudi Arabistan`da, Katar’da, Dubai`de, milyonlarca Filipinli, Endonezyalı, Pakistanlı işçi köle şartlarında çalışıyor. Hiçbir sosyal hakları yok. Olan oluyor, ölen ölüyor. İnşaatta biri düşse, cesedi çöp arabalarına atılıyor. Kabe`de enkaz altında kalanları dozerlerle taşıdılar. İnsanlık onuruna bu kadar saygısız, bu sömürgen, bu aç gözlü, bu rezil insanların iktidarları.

Bu iktidarların beslediği, petrol zengini olmayan ama ahlak fakiri olan bazı ülkelerde, tıpkı bu Arap şeyhleri gibi dev saraylar yapan, lüks içinde yaşayan, fakirin elli yıllık maaşını koluna saat olarak takan soysuz, şerefsiz, ahlaksız, b......n beter yaratıklar var; ki bu yaratıklar da tıpkı Suudi efendileri gibi Allah`ı düşürmezler çürük ağızlarından... Bu soysuzlara, bu nasipsizlere, bu insanlık düşmanlarına isyan et Ey Müslüman! Kula kulluk edene yazıklar olsun!


Ey “Ben sadece Allah`a taparım” diyen asil ruh: 1,2 milyarlık Müslüman nüfusu topu topu yirmi diktatör yönetiyor. Bu ülkelerde bilim yok, sanat yok, iş yok, gelecek yok... Bunca nüfusun evrensel bilime, sanata, edebiyata neredeyse hiç katkısı yok. Bu ülkelerde insanlar yaşamak için, Allah`a değil, kusmuk torbası diktatörlere tapıyorlar. Ey Müslüman, diktatörüne tapma, Allah`a tap... Diktatöre güvenme, ona kanma, ona hayran olma; aksine isyan et, ayaklan ve öleceksen bu uğurda öl.

Ey tevhid nuruyla aydınlanan genç kadın, genç erkek... İslam dünyasına bakınca ne görüyorsun: Bencillik, görgüsüzlük, insanı hiçe sayma, kibir, yalan, baskı, şiddet... Senin genç yüreğin, bu rezillikler karşısında sıkışıyor. Ne diyeceğini şaşırıyorsun. Sakın kendini yalnız sanma. Ve gerçekte yalnız olsan bile korkma. Çünkü haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır.

Bu lüks içinde yaşayan sahtekâr yaratıkların hepsi birer Muaviye. Bıraksan peygamberliklerini idda edecek kadar delirdiler. Eskiden deveye binerlerdi, şimdi Mercedes`e biniyorlar. Kafa hep aynı kafa.

Ey Müslüman... Haksızlığa karşı çıkacaksan, önce bu diktatörlere, diktatör namzetlerine, kadın düşmanlarına, çocuk tecavüzcülerine, katliamcı soysuzlara düşman ol.

Al sana isyan konusu... İsyan edeceksen buna isyan et. Devlet babayı arkana alıp hikayeden artistlik yapma bana; çoluğa çocuğa musallat olup göz korkutacağını sanma, maçan sıkıyorsa tüm bu rezilliklerin kaynağına isyan et.

Var mısın, adı İslam olan ülkelerki köleliğe ve çocuk tecavüzlerine karşı isyan yürüyüşü yapalım?

Var mısın, hayatı kocasının iki dudağı arasında, hiçbir bireysel ve hukuksal özgürlüğü olmayan kadınların istikbali için slogan atalım?

Böyle bir bildiri yazacak bir Müslüman var mı diye sorma bana, esas soruyu sor:

Sen var mısın?

Bak bir daha soruyorum: Var mısın?

Var mısın?”

alnt/