Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Ene-Nefis-Şeytan-1 (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/28654-ene-nefis-seytan-1-a.html)

EyMeN&TaLhA 14 Mart 2014 09:35

Ene-Nefis-Şeytan-1
 
Ene; âlem-i insaniyetin etrafına dal budak salan nuranî bir şecere-i tubanın habbesi, zulmanî bir semere-i zakkumun dânesi, sema, arz ve cibalin tahammülünden korkup çekindiği emanetin geniş kubbesinin bir şubesidir.
Ene; hayra ve şerre müstaid, talim-i esmaya müsaid, asar-ı Rububiyete müşahid bir zîfıtrat olup, âlemin mahfi kapılarını açacak bir anahtar külçesidir.
Ene olmasaydı Rabbe ait mutlak sıfatlar fehmedilemezdi. Çünkü insan zihni; mutlakı mukayyed, gayr-i muayyeni muayyen, maddeden mücerredi müşahhas kılmadan kavrayamaz. Bu itibarla; namütenahiyi vehmen takyid, maddeden mücerredi hissen teşhis, gayr-i muayyeni farzen tayin etme enenin vazife külliyetindendir.
Ene; mahiyeti itibarıyla nefse, hakikatıyla irade ve akla, hissiyatıyla heva ve hevese, hüviyetiyle malikiyet ve hâkimiyet fikriyatına nispet edilebilir. “Eneye yani nefsime baktım”[1]; cümlesi enenin geniş manada mahiyet-i insaniye olduğunu gösterir.
Mutlak ve muhit ilahi sıfatları anlayabilecek doğru bir mikyas, hassas bir mizan, mükemmel bir harita, cami bir ayine olarak halk edilmiş insanî bir havas olan ene; künuz-u mahfiye olan esma-i ilahiyeyi, evsaf-ı rabbaniyeyi, şuunat-ı sübhaniyeyi bilmek üzere inşa edilmiş bir miftahtır.
Ancak o miftah olan ene dahi açılmaya muhtaç bir anahtar hükmündedir. Ene miftahını açmak; onun mahiyet ve hakikatini, var ediliş gaye ve hikmetini bilmek iktiza eder. Enenin mahiyet ve hakikatini anlamamak insanı cehalet kuyusuna, varlık sebebini bilmemek zulümat gayyasına düşürür.
Vazifesi âlemin kapılarını açmak olan ene; -kozasını örerek hayat alanını daraltıp kapatan ipek böceği misal- nefsine takılmak, kendine kapılmak, meziyetine tapınmak ile hayat alanını daraltıp kapatır. Varlık gayesini kendi eliyle g/örerek yok eder. Yani hakiki ilahını bulamayan ene, hevasını ilahlaştırıp hafi şirke veya eşya ve tabiatı rab edinip zahiri şirke düşer, dalalet ve sefahet cehennemine hapseder kendini.
Ene/enaniyet, bütün envaiyle varlık tabakalarına istinad ile telezzüz ve tagaddi eder. Kuvvet-i ceset, kesret-i veled, hüsn-ü suret, ziyade servet, fart-ı zekâvet eneyi besleyen varlık tabakalarındandır.
Hodgâmlık, hodbinlik, hodendişlik, gurur ve inat gibi çirkin yüzler ile [2] görünür olan ene, mülk-ü ilahiyi çalmaya çabalar. Dayalı döşeli evinizi açtığınız, her türlü ikrama layık gördüğünüz bir dostunuzun evinizden çaldığı her eşya size karşı aşağılık bir nankörlük sayılır.
Bu dostunuzun size ait malları kendi üzerine geçirdiğini ve bunu halka ilan ettiğini görseniz bundan gücenir, ona atfettiğiniz değerlerin tümünü geri alırdınız. Çünkü hırsızlığın en alçağı içeriden yapılan hırsızlıktır. Aynen öyle de, enfüste ve afaktaki mülk-ü ilahiye sahiplik iddiasında bulunan ene, abd ile Rabb-i Ehad arasındaki emniyeti zedeler.
Sahiplenme sadece O’nun namına olursa meşrudur. Bu durum, bir askerin kendine emanet edilen orduya ait bir silahı sahiplenmesine benzetilebilir. O neferin silahı kendine nispet edip “benim silahım” demesi, şuur altında silahın orduya ait olduğu inancını unutturmaz ona.
Enaniyet ile düşülecek feci akıbetlerden kurtulmanın çaresi, dâhilden başlayıp harice doğru bir yol izlemeyi gerektirir.
Enfüste/dâhilde; harita-yı insaniye olan enenin mahiyetini, hakikatini, hüviyet ve hasiyetini idrak ile beraber, nefsin namütenahi hakaretini hissen kabul gerektir. Yani Rabb’in azametini bilmek için nefsin/enenin fakir ve hakir olduğuna yakin peyda etmek mebde itibarıyla elzemdir.
Afakta/hariçte ise; mirac-ı ekberin zıllî altında insanın burak-ı tefekküre binmesi, kitab-ı kâinatı kıraat etmesi, damlanın deryaya ermesi, reşhanın nar-ı aşkla buharlaşıp sema-yı irfana yükselmesi, mülk-ü ilahinin azametini temaşa etmesi, şems-i Ehadiyet ile sohbet edip ahsen-i takvim suretine erişmesidir.
Elhasıl; “Ben” giderse “O” gelir, “O” gelirse “Ben” gider. Ne zaman “Ben” delinir, “Benlik” silinir, o zaman hakkıyla “O” bilinir!
[1] Şualar, 67
[2] Sünuhat-Tulat-İşarat, 27
alıntıdır
Ahmet AKCAN
risale haber


SAAT: 23:38

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306