Amel Defteri, Hesap Kitabı/Muhsin İyi Amel Defteri, Hesap Kitabı Her insan aslında bir yazar gibi hayatı ile kendi kitabını yazıyor. Bu olgu, İslam’da bir iman esasıdır. İnkâr etsek küfre gireriz. Zira yüce Allah (c.c.), Kuran-ı Kerim’de bu iş için görevlendirdiği meleklerinin adını belirttiği gibi bu kitapları mahşer günü hesap için ilgili kişilere dağıtacağını da pek çok ayetle ifade etmektedir: ‘Hâlbuki üzerinizde gözetleyici melekler var, şerefli yazıcı melekler. Her ne yaparsanız kaydederler (El-İnfitar suresi, 10-12).’ ‘Oku kitabını, bugün hesap görücü olarak sen kendine yetersin (İsra suresi, 14).’ Aslında yüce Allah’ın (c.c.) amel defteri dediği şey, biz bu çağın insanlarınca film kasetleri, disketleri olarak düşünülebilir. Çünkü Yasin suresinde kıyamet günü hesap meydanında insanların azalarının konuşacağı belirtilmektedir. Bu durum apaçık bir şekilde dünya hayatında insanların görüntülerinin alınıp orada bunun seyrettirilmesine işaret etmektedir: ‘Bugün onların ağızlarını mühürleriz de neler yaptıklarını elleri bize söyler ve ayakları şahitlik yapar (Yasin suresi, 65).’ Demek ki ortada görüntü varsa bu görüntülerden adeta bir film yapılmış. Kiramen Kâtibin Melekleri sağımızda ve solumuzda yer alırlar. Sağdaki iyi amelleri, soldaki de kötülerini yazar. Amir pozisyonda olan sağdakidir. Konu hadis-i şeriflerde böyle geçer. Bunu çağımızın diline çevirirsek, bu meleklerin ellerinde ilahi kameraların bulunduğunu, sağ taraftaki meleğin güzel işlerimizin görüntülerini, soldakinin de kötülüklere dikkat kesilip bunları kaydettiğini düşünebiliriz. Yüce Allah (c.c.) kudretiyle işte bu görüntüleri toparlayıp kıyamet günü insanlara sunulacak birer film haline getirmektedir. Bu görüntüleri toparlayıp film haline getirme doğrudan Allah’tan aldığı emre ve ilhama göre hareket eden ve amir pozisyonundaki sağdaki meleğin işi olacaktır herhalde. Bu filmde kişinin hayatı baştan sona kadar konu olarak alınmıştır. Cennete giden kişi bu film sayesinde adım adım bu mükâfatı nasıl kazandığını görecektir. Cehennemlik olan da adım adım oraya nasıl yuvarlandığını anlayacaktır: ‘Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden dolayı korkuya kapılmış görürsün. Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş, derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Rabbin hiç kimseye zulmetmez (Kehf suresi, 49).’ Bazı insanlar cennet hayatını ilkel kabilelerin yaşadığı doğal ortam olarak düşünürler, hayal ederler: Ağaçlar, yeşillikler, akarsular… vardır, ama bu yüzyıldaki insanların sahip olduğu imkanlar orada yoktur: telefon, televizyon, uçak vs. Bu teknolojik ürünler yüce Allah’ın (c.c.) dünyadaki yasalarının maddeye uygulanması ile elde edilmiştir. Her ne kadar bunları insanlar icat etse de hepsini yaratan yüce Allah’tır. Hepsi de birer ayet olarak imani konulara hizmet etmektedir. Birer öte anlama (dini manaya) sahiptirler. Asıl bunun için yaratılmışlardır. Hayatı kolaylaştırmaları ikinci işlevleridir. Bir mümin konuya bu bakış açısıyla bakmalıdır. Yoksa, Allah göstermesin, materyalist olabilir. Çoğu teknolojik ürün, müminlere cennet hayatını düşündürmek, oradaki nimetlere dikkati çekmek üzere yüce Allah tarafından yaratılmışlardır. Yüce Allah (c.c.) cennet hayatının dayandığı yasalara uygun olarak çeşitli teknolojik nimetleri hazır olarak cennette müminlere yaratıp sunacaktır. Bunlar dünya hayatındaki teknolojik ürünler gibi cennet hayatında da kolaylıklar sağlayacaktır. Ayrıca Allah’a şükür vesilesi olacaklardır. Bunları yüce Allah meleklerine ilham ettirip tasarlatıp meydana getirecektir. Çok mükemmel oldukları için hiçbir zaman eskimeyip bozulmayacaklardır. Modaları da geçmeyecektir. Bakın şu aşağıdaki ayetlerde inanan insanlardan birisi, cennette sohbet sırasında arkadaşına dünyada iken tanıdığı birisinden bahsediyor. O kişi inançsız birisidir. Durumunu merak edip sohbet arasında araştırıyorlar ve onu cehennemin ortasında görüyorlar. Onunla iletişime geçiyorlar. Daha doğrusu cennetlik kişi ona hitaben bir şeyler söylüyor. Şimdi bu bir anda olan olayı gerçekleştiren şey nedir? Bir canlı yayın şebekesi mi, görüntülü telefon mu, internet bağlantısı mı? Yani ortada bunu gerçekleştiren bir teknolojik nimet var. Bundan bahsedilmese de ayetin ifadelerinden, sözün gelişinden bu anlaşılıyor. Bu kişilerin sohbeti bırakarak cehenneme gitmeleri ve o kişinin halini orada müşahede etmeleri imkânsız gibi. Kaldı ki bu arada cehenneme gidip gelseler bile bu da ancak bir teknolojik ürünle mümkün olabilecektir: ‘Derken birbirine dönüp konuşurlar. İçlerinden biri yanındakine der ki: Gerçekten benim dünya hayatında bir arkadaşım vardı. Bana şöyle derdi: Sen gerçekten inananlardan mısın? Öldüğümüz ve toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalandırılacak mıyız? Yanındakine siz onu tanır mısınız diye sorar. Derken bakınırlar onu tam cehennemin ortasında görürler. Ona şöyle der: Allah’a yemin ederim ki, doğrusu sen beni az kalsın helak edecektin. Rabbimin nimeti olmasaydı ben de cehennemde tutulanlardan olacaktım. Nasılmış bak! Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz? Biz azaba uğratılmayacak mıymışız? (Saffat suresi, 50-59)’ Bu açıdan ilahi kamera, film dedik, bazılarının aklına bu filmleri gösterecek alet ne olacak diye bir soru da gelebilir. Yani bu filmler kendi kendilerine bu işlevi de gerçekleştiriyor dersek bu cevap bu çağdaki insanların akıllarını baştan alan, imkansız olarak görebilecekleri bir anlam mı taşıyacaktır?.. Günlük hayatta artık o kadar çok yeniliklere şahit oluyoruz ki, bir cep telefonu ilk çıktığında nasıldı, şimdi nasıl? Ne fonksiyonlar yüklendi. Yüce Allah (c.c.) sonsuz ilmi ve kudretiyle amel defteri olan bu film disketlerine ne çeşit fonksiyonlar yerleştirecektir kim bilir?.. Dileyen bu emel defterlerini roman formatında da okuyabilecek, dileyen film gibi izleyebilecek… Bu Allah’a zor bir şey mi?.. Cennet hayatı bir zevk ve eğlence hayatıdır. Bu dünya hayatında bunların bazı nüveleri vardır. İnsanların büyük kısmına tatillerde zevk ve eğlence adına neler yaptıklarını sorsanız onlar genellikle gezme tozma gibi etkinliklerin yanında roman okuduklarını, sinemaya gittiklerini, evde film izlediklerini de söyleyeceklerdir. Bu roman ve film olgusu aynı kapıya çıkarlar. Aslında bunlar insan ruhunda tatmin arayan merak duygusunu doyururlar. İnsanlar roman ve filmin dünyasına girerek yalancı bir âlemde başkalarını tanırlar, evrenlerini biraz geliştirerek psikolojik olarak rahatlarlar. Bu onlara çok iyi gelir. Hâlbuki bu roman ve filmler sanatçıların hayal ürünüdürler ve kurgu özelliği taşırlar. Gerçeklikleri yoktur. Cennette ise bu olgunun gerçekliği bu amel defterleri ile karşılanacaktır. Amel defterleri gerçek hayattan geldikleri gibi yüce Allah’ın kusursuz sanatçılığının damgasını da taşırlar. Cennet hayatında roman ve filmlerin yerini amel defterleri tutacak, insanlar sonsuz bir merak duygusuyla bunları okuyacak veya seyredeceklerdir. Hiçbir zaman da bıkmayacaklardır. Allahu a’lem bu sırada insanlara bambaşka manevi feyizler ve lezzetler de ihsan edilecektir. Bir sanatçının romanın okunduğu veya filminin izlendiği sanatçıya başka açıdan bir doyum verir. Aynı bunun gibi cennetteki her insan amel defteri dolayısıyla böyle bir manevi doyuma mazhar olur. Haz alır. İnsan eline bir çiçeği alıp şöyle bir incelediğinde ne kadar hayran oluyor. Renkleri ve şekilleri ne kadar yerli yerinde bulunuyor. Simetri insanın aklını başından alıyor adeta. Bunun gibi amel defterleri de o kudreti ve sanatçılığı yüce Allah’ın bir harika nimeti olarak bizlere sunulacaktır. Bize düşen görev böyle bir eser için iyi bir hayat yaşamamız; utanacağımız, yüzümüzün kızaracağı günahlardan uzak durmamızdır. Salih amellere koşmamız, bunun için birbirimizle yarışmamızdır. Kıyamet günü sonsuz ömrümüzde sonsuz kez eşe dosta övünçle göstereceğimiz bir esere malik olmak için dosdoğru olmamızdır. Sırat-ı müstakimden kıl payı ayrılmamızdır. Düşünün, kıyamet günü dirildik, cennette ömrümüzü sürdürüyoruz. Aradan yüz kentilyon yıl geçti. Bu, biz dünyadaki insanlar için çok uzun bir zaman dilimi, ama ahretin sonsuz ömründe deryada bir damla bile değildir. Çünkü ahrette ebedi bir hayat vardır. Bir ara buradaki yaşama vesile olan dünya hayatımızı hatırlıyoruz. Oradaki hayatımız da yetmiş yıl olsun. Melekler ilahi kameralarla hayatımızı çekmişler ama yüce Allah (c.c.) geniş affı ve günahları örtücülüğü ile hayatımızdan istenmeyen ve lüzumsuz kareleri aradan çıkarmış. Dünya yaşamımızı biz bu çağın insanlarının çok meraklı olduğu bir sinema filmi haline getirmiş. Bunu önce bizlere hesap meydanında sağ tarafımızdan sunmuş. Bu hayatımızdan kesintilerden oluşan film seyredilecek kıvamda ve uzunlukta olduğu gibi ayrıca onda cennet mükâfatını kazandıran amelleri vurgulayan bir düzenleme de yapılmış. Her ne kadar hayatı biz yaşasak da yüce Allah (c.c.), bu filme öyle bir şekil vermiş ki dünyadaki hiçbir film bu kadar güzel olmamıştır diye düşünmekteyiz. Yüz kentilyon yıl boyunca seyrettiğimiz halde bu filmden bıkmadık, bu filme doyamadık. Cennette eşimize ve dostumuza da bu filmi seyrettiriyoruz. Onların da yüz kentilyon yıldır on binlerce kez izledikleri halde yine bu filmi izlemek heyecanlarından bir şey eksiltmiyor. Çünkü cennette herkes birbirini çok yakından tanımak istiyor. Bu filmlerin en başlıca işlevi budur. Ayrıca cennetteki mükâfatlar ebedi olduğundan kimin hangi ameliyle hangi mükâfatlara nasıl ve niçin kavuştuğu büyük bir merak konusudur. Biliyorsunuz merak şehvet kadar derin ve zevkli bir olgudur. Hiçbir zaman da bu tür konularda tam anlamıyla tatmin olmaz. Ebedidir. Filmlerin nefes kesen bir halde seyredilmesini de bunlar sağlıyor. Film başlıyor. Cennet ahalisi toplanmışlar. Merakla seyrediyorlar. Filmin başkahramanı sağlam bir itikatla bir salih amele yönelmek istiyor. Bu arada cinni şeytanlar görülüyor. Dünyada iken görülmezlerdi ama bu filmde apaçık olarak meydandalar. Melekler ilahi kameralarla onları da görüntülemişler. Ona vesvese veriyorlar. Başkahraman nefsiyle zor anlar yaşıyor. Bu handikapları aşıp salih ameli işlemeye muvaffak oluyor. Sonra bir başka salih amele yöneliyor. Öyle ki film baştan sona böyle salih amellerle örülüyor. Bazen nefsine ve şeytana yenildiği anlar oluyor, ama kendisini toparlaması uzun zaman almıyor. Buraları da yüce Allah’ın (c.c.) geniş affıyla ve günahları kapatmasıyla dikkati çekiyor. Kişiyi rencide edecek, bozacak günahlara filmde yer verilmiyor. Hayatı Allah’ın rızasına uygun olarak devam edip son buluyor. Öyle ki film seyredilip bittiğinde başkahraman heyecandan şöyle diyebiliyor: ‘İşte o vakit amel defteri sağ eline verilmiş olan kimse der ki: Gelin kitabımı okuyun. Çünkü ben hesabıma ulaşacağımı (hesaba çekileceğimi) biliyordum! Artık o hoşnut bir hayatta, yüksek bir cennettedir (El-Hakka suresi, 19-22).’ Bu arada salih amel ile ne kastedildiğini biraz izah etmek gerekmektedir. İmam-ı Rabbani Hazretleri (k.s) bir mektubunda bu soruyu kendi kendine sorduğunu ve önce bu konuda büyük bir karamsarlık yaşadığını anlatmaktadır. Kuran-ı Kerim’de iman ve salih amelle cennete girileceği pek çok ayetle belirtildiğine göre, yüce Allah (c.c.) bizden bütün salih amelleri yapmamızı mı bekliyor diye düşünmüş. Bunu bir insanın yapamayacağını düşünerek biraz üzülmüş. Sonra kalbe gelen bir ilhamla yüce Allah’ın (c.c.) salih amelle öncelikli olarak İslam’ın beş şartını kastettiğini anlayıp rahatlamış ve bu konuda ümitli olmuş. Bir insan haramlardan uzak durup İslam’ın beş şartına hayatında öncelik verirse Allah’ın izni ile cehennem ateşinden kurtulup cenneti kazanır demektedir. Cennettekilerin göbeklerini hoplata hoplata gülecekleri filmler de olacak elbette. Bunlar cehenneme düşen kâfirlerin ve münafıkların filmleridir. Onlar dünyada iken müminlerle alay ediyor ve onları küçük görüyorlardı (bk. Enbiya suresi, 41; Hud suresi,38; Tevbe suresi, 127 vb.). Burada ise filmleri ile cennetteki müminlerin maskarası olmuş durumdadırlar. Hayat hikâyeleri şeytanların vesveseleri ile nefisleri ile hareket ettikleri sahnelerden oluşmaktalar. Birer kelime ile ifade edilecek olursa, ‘bayağı’ ve ‘iğrenç’ karelerle film akıp gitmektedir. Adeta bunlar dünyaya günah işlemek için gelmişlerdir. Ahret gününe inanmadıkları ve böyle bir ilahi kameradan ve filmden haberleri olmadığı için her günahı fütursuzca işlemektedirler, cehennemi kazanmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. İkaz için gelen hadiselerin ve kişilerin dilini anlamak istememektedirler. Öyle ki bunların adeta hiçbir salih ameli yok gibidir. Olanı da gösteriş için yaptıklarından ahrette bir işe yaramamaktadır (bk.Kehf suresi, 103-106). Kâfirlerin ve münafıkların filmlerinin bazı sahneleri biraz da gerilimli olabilecektir: Bunların ikisi biraraya geldiği zaman yapacakları iş bellidir. Zayıf insanların namuslarına, mal mülklerine, makamlarına, şereflerine komplo kurarlar, çeşitli tuzaklarla bu değerlerine zarar vermeye çalışırlar (bk. Rad suresi, 41, 42). Dünyadaki başlıca işleri fesat çıkarmaktır (bk. Enfal suresi, 73). Dünyanın rahatı bunlara battığından ortalığı velveleye verirler. Bunlar film karelerinde gösterilince cennette bunu izleyen müminler kaygıyla büyük bir üzüntüye düşerler, ama filmin sonunda bunlar cehennemle müjdelendikleri için gerilim düşüp müminler rahatlarlar. Nefis imanla tezyin olmadığı sürece hiçbir iyiliği Allah (c.c.) rızası için yapamaz. Bir çıkar için işler. Elbette bu da iyi bir şeydir. Bunun da bir mükâfatı vardır. Ancak bunun karşılığı sadece dünyada iken verilir. Ahrette yoktur. Bu bir sünnetullahtır. Filmde bunlar da görülür. Yüce Allah’ın kimseye zerre kadar haksızlık yapmadığı, her iyiliği ödüllendirdiği anlaşılır. Bu filmler izlenirken bir şey çok dikkati çekecektir: Kâfirler ve münafıklar varoluşlarını hiç sorgulamayacaklardır. Hayvanlar ve bitkiler gibi nefislerinin istikametinde hareket edeceklerdir. Zaafları her olayda kendisini aynıyla gösterecektir. Öyle ki başı seyredildiğinde sonu tahmin edilen filmlerdeki gibi bir rol takınacaklardır. Yüce Allah (c.c.), bunlar için nefislerinin bu zaaflarını yenmeleri ve hidayete gelmeleri için öyle olaylar yaratacak, öyle kimseleri tebliğ ve nasihat için yanlarına gönderecek ki yine de bunlar onlara bir fayda sağlamayacaktır. Bunların ilahi azaba müstahak oluşlarına her gönül razı olacaktır. Yüce Allah’ı bu konuda kimse suçlayamayacaktır. O’nu herkes ululayacaktır. Eksiklikten ve kusurdan tenzih edecektir. Müminler ise bu filmlerde daima nefislerini sorguya çekeceklerdir. Tövbe ve istiğfar dillerinden düşmemektedir. Her hadise, her kişi adeta onlarca bir uyarıcı olarak algılanacaktır. Daima kendilerine çeki düzen vereceklerdir. Nefislerinin kötü huylarını söküp atacaklardır. Kendilerini faziletlerle, güzel ahlaklarla tezyin etmeye çalışacaklardır. Filmlerinde bütün bunlar hayranlıkla seyredilir. Cennette filmleri en ilgiyle izlenecek olanları kuşkusuz peygamberlerdir. Her peygamberin filmi biraz birbirine benzeyecektir. Çünkü aynı davayla gelmişlerdir. Tevhit davasıyla insanları kardeş yapmak mücadelesi vermişlerdir. Bu davaya önce toplumda ezilen, sömürülen, fakir tabaka sahip çıkacak, peygamberlerin arkasına onlar en başta takılacaktır. Zengin, şımarık, toplumsal ayrıcalıklarını korumak isteyenler taştan, tahtadan putların arkasına sığınıp atalarımızın ilahları bunlardı. Biz Allah’a bunlarla birlikte inanırız, diyerek inat edecekler, peygamberlerine ve inananlarına türlü eziyet ve işkence yapacaklardır. Ahir zaman ümmetinin en başlıca putlarının ise ırkçılık, para (kapitalizm) olduğu bu filmlerde müşahede olunacaktır. Çoğu kişinin hidayetine bunların engel olduğu anlaşılacaktır. Mücadelenin galibi hep inananlar olacak, putperest kavimler bir şekilde Allah’ın gazabıyla yok olacaklardır. Cennette müminler bu sahne üzerine hep birlikte ‘Allahu Ekber!’ diye bağıracaklardır. Cennette müminler, peygamberlerin bu filmlerini seyrettikçe Allah’ın toplumların idaresindeki sünnetullahını daha yakından tanıma imkânına kavuşmuş olacaklar, Allah’ın her şeyi bir kaderle yaratıp yok ettiğini yakinen anlayacaklardır. Cennette seyredilen her film, müminlerin Allah’a olan marifetlerini artıracak, yüce Allah’ı daha yakından tanımalarını sağlayacaktır. Yüce Allah (c.c.), amel defterlerimizi salih amellerle doldursun. Ahrette bizleri utandırmasın. Âmin. Muhsin İyi [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Aslında ahir zamanın geleneksel din anlayışı içerisinde olanların en büyük putları,GAVS,KUTUP,ŞEYH ,SADAT VE ÜRETTİKLERİ EFSANELERDİRDE.. Bu tür ütopik ürettikleri ve ilahlık vasıflarıyla donattıkları, hayali kahramanlardan kurtulunmadığı müddetçede ne amel,nede amel defterini tam anlamıyla anlaya bilirler. Sadece yaptıklarını hayırlı işler zan edip,acı bi hüsranla kayba uğrayanlardan olurlar.. KEHF SÜRESİ.. 103. De ki: Size, (yaptıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi? 104. (Bunlar;) iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir. |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Bilinmez kardesimverdihin ayet hiristiyan ve yahudler icin muslumanlari kandirmak icimize sizan misyonerler |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
farklı manevi iklimlere götürüyor |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
|
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
|
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
Hani Mevlana demiş ya: İki elinle gözlerini kapat. Sen göremiyorsun diye güneş yok demek midir? En azından nasibi yoktur deyip kapatmak en iyisi. Kafirler için inmiş bir ayeti müminlere okuyan için ancak şu söylenebilir: Ya cahildir, hiç bir şey bilmiyordur. (Sanmıyorum) Ya cahil olduğunu bilmiyor ama kendini çok alim sanıyordur. (Bunun olabileceğini de zannetmiyorum) Ya fitne sokmak için gelmiştir.(İhtimal dahi vermek istemiyorum) Ya da kendini cennetin ve cehennemin bekçisi olarak görmektedir. (Bu da olamaz) Sen cennetliksin, sen cehennemliksin diye insanları Allah Resulü bile damgalamamışken, bunlar kendilerini o makama layık görüp Allah'ın yerine karar veriyorlar. Buna Allahın rolüne soyunmak denir ki Allah korusun. Bir müslümana kafir muamelesi yapmak kadar tehlikeli bir şey yok ah bir bilseler. (Başına gelmedikçe ölmezsin diye hadis var çünkü... Allah göstermesin...) Bilmiyorum belki de bu saydıklarımdan daha başka bir gruba dahiller. Yargılamıyorum. Ne yapalım onları da o şekilde kabul etmekten başka çaremiz mi var? Çevremize bir bakalım... Celal ve Cemal iç içe... Bunların hepsi olacak. Biz Allah için selamı ve sevgiyi yayalım. İsteyen nefret yayabilir. Hani demişler ya: İstediğini yapmakta özgürsün, Ama sonuçlarına da katlanırsın. Sonuçta hepimiz Allahın kuluyuz. İnsan bilmediğinin düşmanıdır. İşte pek çok bilmediği konularda kafalarına yatmadığı için karşısındakini kafir yerine koyan pek çok Molla Kasım var. Yunus Emre boşuna söylememiş: Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme, Seni sigaya çeken bir Mola Kasım gelir. Sadece üzülüyorum onlar için. Ama yapacak bir şey yok. Onlara Allah kitabından şu ayeti hatırlatalım, uyarlarsa ne ala, uymazlarsa hesabını bize vermeyecekler fazla üsteleme... Ey İman edenler! Allah yolunda cihada çıktığınız zaman, mümini kâfirden ayırmak için iyice araştırın. Size islam selamı veren kimseye, dünya hayatının menfaatini gözeterek, "Sen mümin değilsin" demeyin. Allah katında çok ganimetler var. İslâm'a ilk önce girdiğiniz zaman siz de öyle idiniz. Sonra Allah size lutufta bulundu. Onun için iyice araştırın. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Nisa Suresi 94) ------------- Muhsin hocam Allah razı olsun. Çok güzel bir paylaşım. Bizi aydınlattığın için teşekkür ederiz. Çalışmalarında başarılar dilerim.c* |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
Sayın mustafa ast,Ben yukardaki, ilk paylaşımındaki yazımda sizin verdiğiniz kişilerin kendi SÖYLEDİKLERİ,SÖYLEMLERİNDEKİ KÜFÜRLERİ vermişim,siz halen bunların bu sözlerini masum görüyor ve Allah a rağmen savunuyorsanız o sizin bileceğiniz bi iştir. ister kusura bakın,ister bakmayın bunlar öyle tevil edilecek kadar saklanabilecek bi durum değil, gerçeklerdir... Siz ebu hanifeden [Allah ondan razı olsun] dan bahsetmişsiniz,ki o güzel insanıda anlamış sayılmasssınız.. Ebu hanifede bu tasavvufçuların yaptığı şirklerden beri bi alimdir .... Sizin anlayabileceğiniz bi durum değil bu,siz oturun virdinizle uğraşın,nefis terbiyesi deyip göbek büyüten ve boğazını-midesini dahi terbiye edemeyenlerin ve efsanelere bile taş çıkartan gavs kutup sadatlarınızın göbeklerini kaldıra bilirseler,himmetinize çağırın... mürşit edindiğiniz ve her yardıma çağırınca hemen yetişir dediklerinizi uçurun bakalımda,gazzeye,suriyeye,ıraka,afkanistan,mymara gitsinler.. ama dur siz nefis terbiyesi dediğiniz BÜYÜK CİHAD dı değil mi...pardon.... |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
Bak ali,Allah ne diyor cihada çıktığınızda MÜMİN VE KAFİRİ birbirinden ayırmak için iyice araştırın,,,,,,,,ee neyle ayıracan,ayırınca TEKFİRCİ SİZİ deyip saldırmasını biliyorsunuz... verdiğiniz ayetle bile çelişiyorsunuz...:] |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
|
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
icazet veren acaba ümmetin halini görüyormu... Ümmetin halini görüpte abdeste tek icazet verecek adamlar yetiştiriyorsa,selefi ve hariciler size ihtiyaç var demektir... |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
al bak icazet dağıtan ve MERHAMETİNLE AYAKTA DURUYORUZ diyen icazet alan tasavvuftaki şirkler...Allahtan korkun Allah tan,yeter milleti şu şirkhanelerinde bunlara kul köle yaptınız bak adam saçı sakalı ağartmışKARŞISINDA KENDİSİ GİBİ BİR KUL OLANA KARŞI YERDE DEBELENEREK GİDİYOR,HA BİDE NEFİS TERBİYESİ YAPMIŞBÜYÜK CİHADLI GÖBEKLERİDE CABASI...BUNLARMI ALİM,.Bunlar mı icazet alıp veren, adam icazet aldığı mahmud ustaosmanoğluna MERHAMETİNLE AYAKTA DURUYORUZ DİYOR,hiç düşünmüyor ki mahmud ustaosmanoğlunun kendisi ayakta durmaya mecali yok ve tekerlekli sandelyede oturuyor... ... VİDEO LİNKİ..[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
|
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı sen Allahın dinine karşı biraz edebli ol,senin yazında AHİR ZAMANIN ENBÜYÜK PUTLARI diye yazdığın bi paragrafın yok muydu ey islam cahali ve daha yazdığı yazıdanda bi haber olan ,sen ilk başta insanlara karşı iftira atmamayı ve bunun asıl edepsizlik olduğunu öğren... Gelelim GAVS,KUTUP,SADAT lara bunlar senin ve senin gibilerinin çeşitli düzmece VASIFLARLA ve Allah ın sıfatlarına büründürdüğünüz kendinize yeni bi din icat edip bunlarsız OLMAZ,BUNLARAI MÜRŞİT EDİNİZ,VE AYRICA BUNLAR sizin dinin, Sahte ilahları değil mi,bunlar senin dinin olmassa olmazları değil mi,sen burda insanları mürşit adı altında çağırdığın ve birtakım uydurduğun ve insan üstü vasıflara uydurarak donattıklarına çağrıda bulunmuyormusun,insanları böyle şirklerle zehirlemeyi bırak,Allahtan korkmaz,kuldan utanmaz.... |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı bilinmez kardeşim fevri davranma,ya biz de senin gibi doğru yoldayysak,alnı secdeli adamlara müşrik ve bidatçı diyorsun,icazet alimden alınır,bunu neden diyorum size din cahili olmayın,şirk demek putlara tapana denir,yoksa seni Allaha götürecek olan peygamber Allahla senin arana giriyor mu ,peygamber ve kuran aracıdır,o zaman peygamberimize de sevgiye şirk değin,bak insanlar kabeyi tavaf ediyorlar,senin görüşüne göre şirk yapıyorlar,hadi müşrik desene,birileri Mahmut efendiye sevgide aşırı gittilerse bu caiz değil dinen,ayağa kapanmak yalakalık yapmak yok dinimizde, |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
mustafa ast,her müslüman namaz kılar,yalnız her namaz kılanda müslüman değildir.Yani islamın ilk emri[şartı] Allah a şirk koşmadan Allah ın ilahlığını hayatın her alanında tek ve biricik olarak kabul etmektir.Kendini bu tür, Allah ı birlemeden,Allah a ibadet eddiğini kişi zannedebilir,bu tür samimi davrana bilir yalnız cahilce yapılan bu tür ameller Rabbimizin Kuranı mübinde ŞİRK i kesinlikle af etmeyeceğini ve Peygamberde olsa eğer hayatındaki yönelişlerde ŞİRK KATARSA YAPTIĞI AMELİN ZAYİ OLACAĞINI bildiriyor Alemlerin tek ilahı olan tek Allah,yani Allah bu tür durumda peygamberine imtiyaz tanımamış,sana ,bana mı tanıyacak. Ayrıca,sayın mustafa ast,Rasulullah ın dönemindeki putperestlerde,kendi elliriyle yaptıkları PUTLARI ONLARIN YARATTIĞINA ,ONLARA RIZIK VERDİĞİNE VS İNAMIYORDULAR,yaptıkları o putlarda kendilerinden önce yaşayan VE ÖNEMSEDİKLERİ ,ÖNEM VERDİKLERİ KUTSALLAŞTIRDIKLARI KİŞİLERİN İSMİNİ veriyor ve böylece bu putlaştırdıkları kişilerin ALLAH NEZDİNDE ,yani bügünki tasavvufçuların deyimiyle ALLAH DOSTU,SÖZÜ LAFI DEĞERLİ VE GEÇERLİ olarak atfediyor ve bu kutsallaştırdıkları MÜRŞİT edindiklerini aracı kılıp,şefaat,yardım ,yol gösterici,uzlaştırıcı,terbiye edici,mürşit ediniyordular...Hiç bir putperest,yağmuru lat,menat ve uzzanın yağdırdığına ve onlara çocuk vereninde bu putlar olduğuna inanmıyordular bu putları,bu gün tasavvufçuların mürşit dedikleri ve çeşitli ilahlık vasfıyla donatıp ilahlaştırdıkları gibi ilahlaştırıyordular ve ŞİRKE DÜŞÜYORDULAR.. yoksa şanı yüce tek ilah olan ve ilahlığında ortak kabul etmeyen Tek Allah ,kuranı kerimde müşriklerden bahsederken,müşriklerinde Kedisine inandığını yalnız Allah ın vasıflarını başkalarınada uyarladıklarını anlatmaktadır.. Allah ın Rasulunuda ilahlaştırmak yasaklanmıştır,örneğin Allah dinini tamamlamış ve son Rasulu Muhammed as mında hayatına son verdikten sonra bazı kendini bilmez cahiller halen Rasulullah ile görüştüklerini idda edecek kadar ileri gidip bilgi aldıklarını idda edebiliyorlar ve bunuda çoğunukla tasavvufçular yapmaktadır.Halbuki Rasulullahın vefatından sonra görüşme olsaydı Aişe annemiz ve Ali ra görüşür ve bilgi alır ve birbirleriyle savaşmazdılar ve bunun gibi bir sürü örnek verile bilinir.... Yani islamda Allah ın izin verdiği meşru olan aracılık,kişinin kendi salih ameli,ayetin dediği gibi NAMAZ VE SABIRLA ALLAHTAN YARDIM DİLEYİN,AYRICA ALLAHIN İSİMLERİYLE ALLAH A DUA EDİN,vb kuranın ve sahih sünnetin izin verdiği durumlardır.yoksa Rabbimizde kuranda Rasulullaha ,EĞER İNSANLAR SANA TEVBE VE DUA EDMMEK İÇİN GELİRLERSE ONLARA SÖYLE ALLAH KENDİSİNE TEVBE EDEN İÇİN ÇOK BAĞIŞLAYAN VE DUALARI KABUL EDENDİR,ALLAHIN İSİMLERİYLE ALLAHA DUA VE TEVBE EDİN demiyor mu ayetinde... sayın mustafa ast,siz diyorsunuz ki birileri mahmud ustaosmanoğlunun ayaklarına kapanmış bu dinen doğru değil,sayın mustafa adam videonun girişinde,SENİN MERHAMETİNLE AYAKTA DURUYORUZ DİYOR,BU ŞİRKİN KATMERLİSİDİR,BİR KİŞİ ÇIKSA BIRAK MAHMUt USTAOSMANOĞLUNU,BEN RASULULLAHIN MERHAMETİYLE AYAKTA DURUYORUM DESE BİLE BU ŞİRKİN ALASINI işlemiş olur ki ve MÜŞRİKLEŞMİŞ OLUR. işte sizin mürşit dediğiniz mahmud ustaosmanoğlu gibiler mürşit olmuş olsalardı ilk başta bu İNSANLARI BU ŞİRKLERDEN UYARIRLARDI,daha şirkin ne olduğunu bilmiyor bu zavallılar... |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
Ölçün ne diye soracağım, Kur'an diyeceksin. Eeee... Ben de ölçüm Kur'an diyorum. Yani ikimizin ölçüsü de Kur'an... Şimdi sen beni kafir olarak nitelersen, Kur'anı benden daha iyi anladığını iddia ediyorsun diye düşüneceğim...düşünceli000 O zaman sana tavsiye. Burada forum köşelerinde kendini harcama. Gir bir ilahiyata doktora yap, profesör ol, sonra da asırlardır islam alimlerince bize nakledilen ilimlerin yanlış olduğunu kabul ettir. çay-kahve000 Çünkü ben kendi kafamdan bir şey söylemiyorum. Asırladır islamı bize iletmek için çalışan alimleri okuyorum. Sonuçta senin tekzip ettiğin ve bizim takip ettiğimiz alimlerin bazıları şunlar: Hz. Ali, Hz. Ebubekir... Bunlar bütün tarikatların ilk öğretmenleri... Yani silsilelerin hepsi bu iki sahabeye dayanıyor. Tabiki de başta ashabı suffa olmak üzere bu tarikat yollarının ilk öğretmenini tahmin etmişsindir. Allah Resulu Hz. Muhammed(sav) efendimiz. Sonra başlıca alimler, İmam Gazali, İmam Rabbani, Şahı Nakşibendi, Abdulkadir Geylani, Mevlana Celaleddin Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, İmam Ebu Hanife, İmam Şafii, ... Eğer bunlara kafir diyorsan, önce bir profesör ünvanı al ki seni dinleyebilelim... Yıllardır doğru bildiklerimizi gözden geçirelim.çay-kahve000 Ya da sen kendi takip ettiğin şeyhini hele bir açıkla ki ona göre sohbetimize devam edelim... bilinmez... Bence başkalarının değer verdiği hocalarını tekzip etmeden önce üslubunu değiştir. Ondan sonra saygı çerçevesi içinde yazmayı dene... Bence bunu yapabilirsin... Sana katılmasam da fikirlerine saygı duyduğumu belirtmek isterim... |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı bilinmez kardeşim eğer olay senin dediğin gibiyse bizler Mevlana yunus emre,Geylani Nakşibendi,ibni arabi ,Mahmut efendi ,zahit korku,Esat coşan,yahyalılı,gibi mübareklerin hepsi müşrik oldukları için cehennemlik,bunu teyid eder misiniz,çünkü şirkin affı yok ahirette,nasla sabit,bilinmez kardeşim,bence atladığın bir şey var,küçük bir şey,onun için tek doğru benim deme ,acele etme,tekfir etme |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
Şirk karıncanın kımıldamsından daha hassasitır dyor Hz Ali... saydığınız isimler icersinde A örneğinde verildiği gibi kulları kendine kulluk yatıryorarsa bu saydıklarınız farkeden bişi olmuyor demektir... Saydıgınız isimler icersinde kac kişiyi tenzih ederim... Orda Arkadasın demek istediği Şirkin ne kadar hassas olduğu ve hayatımıza yön verecek olan değerli insanların buna nasıl göz kırptıkları mahiyetinde dile getirdi sanırım. Bu konuda Özür dileyerek beyan ederim ki !!! Bilinmez kardeş söylediklerinde haklı,uslup ve söylemlerinde yanlış.. Allah resulü da bizler gibi bir beserdi,davası ebedi olan efendimizin bende sizin gibi bir insanım demesi herhalde insanlara değer veren,aslında olduğundan fazla değer verenlere bi cevaptır.yada değer sahabi olmaya calısan betbahlara tokatdır... elbetdeki değer verilir hocalarımıza zaten değer verilmessse terbiyesizliktir,lakin yerinde bi değer tapılacak önünde eğilecek,merhametin olmasa ne yaparız diyerek değil,yetiş ey felankes diyerek hic değil.. yanlışım var ise af ola... |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
|
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
|
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
|
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı serpil hanım demegoji yapma ve soruma cevap ver,veremiyorsunuz dimi kimse imamı rabbaniye müşrik diyemiyor,unun için atarken bol kepçeden atmayın,o Allah dostları zaten resulullah sav götürür onların hedefi o dur,kimse araya sıkıştırmıyor,sen hazreti Ebu Bekir aradan çıkar bakalım,din cahili olmayın,harici zihniyetini bırakın,bırakın Veysel karaniler yetişsin,İŞİD ler çıkmasın,tanıdığım biri yunus emreye kufrediyordu namazında niyazında biri,neden dedim,dediki o Allahın cennetini beğenmemiş.serpil kardeşim ve diğerleri,okuyun ve kendinizi yetiştirin |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı efendim sav veda hutbesinde ne dedi bursda anlattigimi duymayanlara iletin bu zincire ravi deniuo yuce allahin kitabi sav sahabelere sahabelerden alimlere ee simdi sorinuz gelince efendm sav bu mekandan ayrillinca yerine dini kimler anlaatti bu zincir halkasi nerfe evliyalar peygamberlerin varisi gibidir yice allah kuranda efendm sav olumluoldugunu oolunvr topuklaronizin ustune basip geri midoneceksiniz diyor Allah ile araci degil vesili ile istiyoruz birbirinize gunahsiz agizlar ile dua edin diyor efendm sav en sevdigin hirmetine rabbim diyorsunux bunun nesi kotu nesi sirk insaf el insaf edin hz adem efendm sav hurmetine tevbesi kabul oldu insanlarin kafasini bulamdirmaktan iman calmaktan vaz gecin artik ameller niyete goredir |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
mustafa ast,yukarda ismini zikrettiğiniz kişilerin kendi yazdıkları kitaplarında onlarca şirklerini defalarca MEDİNEWEB te yazdık çizdik ve münazara ettik ve bunların nasıl ŞİRK kategorisinde olduklarını Kuran ve sahih sünnetlede örneklendirdik,sizler gibi aşırı tasavvufçuların ortaya koyacakları bi çıkış yoluda olmadı ve olamazda.... |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
ALİ70,yukarda ismini saydıklarının arasında imam şafii ve imam Ebu hanifenin kendi kitaplarında BİZ RASULULLAH İLE MANA ALEMİNDE GÖRÜŞTÜK VE BİZE BİLGİ VERDİ dediğine dair bi tane söz getire bilirmisin veya Bu alimlerin gavs,kutup,sadat,rabıta,her sıkıştığında yetiş ya bilmem filan gavs,kutup,sadat şeyh demenin caiz olduğuna dair bi söz veya VİRD,KAFA SALLAAM ADI altında zikir halkaları oluşturarak her türlü bidatleri işlemenin islamda olduğuna dair bitane sözlerini getire bilirmisin...veya imam şafii ve ebu hanife[Allah onlardan razı olsun] bir şeyh eğer müridinin gece yatağında kaç defa sağa veya kaç defa sola döndüğünü bilmiyorsa gitsin dağda çobanlık etsin gibi gaybe taş atmanın şirk olmadığına dair bi sözünü getire bilirmisin,VEYA BÖYLE TAFSİYELERDE BULUNDUĞUNA DAİR Bİ BİLGİ VARMI....bunlar gibi yüzlerce şirk leri vardır yukarda, imam ebu hanife ve şafii nin ismiyle nasıl bi arada zikretme cesareti bulduysan birlikte ZİKRETTİĞİN DİĞER İSİMLERİN.... DOKTORA VE DİPLOMAYA GELİNCE ALİ70 bunların,BU DİPLOMALARIN, cahillerin nazarında yerleri olsada gerçek manada vahiy islamını önceleyenler için pekte önemli değil... ilahiyat alanında değilde,sosyoloji alanında böyle bi girişimim var,bu alanda ehliyet sizce makbul olurmu:) |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı/Muhsin İyi Kaş yapayım derken göz çıkarılıyor. Tamamen toptancılık yada tamamen reddcilik İslami değildir. tasavvufun yada herhangi bir gurubun içinde bir çürük yumurta için tüm yumurtaları kırmak sağlıklı kafa değildir. Her mezhepte, gurupta, partide, ailede, toplumda çürük çıkması gayet doğaldır. Bir çürüğü tüm camiaya mal etmek ne insanidir ne ahlakidir nede İslamidir. Alimlere saygı sevgi islam da var mıdır ? Evet. Alimlere saygı neden yadırganıyor anlamış değilim. keşke alimlere bu kadar pervasız saldıran kafalar, elle tutulur gözle görülür bir hizmetleri olsaydı. Keşke o eleştirdiğimiz alimlerin takvasına yaklaşabilseydik. Keşke eleştirimiz takvaya dayalı olsaydı. Keşke islam adına yaptığımız mücadele İslami olsaydı...Keşke samimi Artniyetsiz bir şekilde sorunlara yaklaşabilseydik. Ve keşke amacımız üzüm yemek olsaydı da bağcıyı dövme psikolojisine girmeseydik. En büyük kaybımız toptancı/Harici/saplantı kafası. Bunun İslami olduğunu kanıtlayanın alnından öperim. İsrail'de Gazze katliamı ,Suriye'de ırakta işid, mısırda ihvan, Müslüman kadınlara tecavüz, sömürgecilere yem olan bu ümmetin ağlayacak konusu kalmadı. Bu ümmet gazaliyle yunusa küfür etme mesaisinde...rabbaniye takva, Bediüzzaman'a iktisat, Elbena'ya Cihad dersi veriyoruz. bir konunun aydınlatılması için çalışıp çırpınan (doğru veya yanlış) kardeşimizi bir kaşık suda boğma hırsı...konuyu baltalamak... kardeşlerim işimiz iş değil, yolumuz yol değil, gidişimiz gidiş değil... Medineweb'de onlarca kez ikaz edildi.19.kuralımız şu idi.19. Alimler, Hoca efendiler, Tarikatlar, Cemaatler, İslam Tarihindeki Şahsiyetler ve Toplum tarafından değer verilmiş Saygın ve Kariyer sahibi, Siyasi Parti, Oda, Dernek, Kurum, Kuruluş VE Başkanlarını Küçük düşürücü, aşağılayıcı, Karalayıcı, tekfir edici, Hakaret türünden Paylaşımlara İZİN verilmez.ve bu kurallara uymayan üye kalıcı siteden uzaklaştırılır. Lütfen Bu mukaddes günlerde, ümmetin bu yaslı mevsiminde, mazlumlar kan ağlarken, ey iman edenler iman ediniz ayetine daveti candan kabullenip silkelenelim. Kimseyi banlamak istemiyorum. Mecbur bırakılsam tereddüt etmem! Saygı sevgi hoşgörü çerçevesinde fikirlerimizi paylaşalım. ama tekfirsiz hakaretsiz !!! Lütfen! |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
Sizi bilmem ama,sizn efendi babanız orda kendisine şefaat edecek bulabilecek mi,Allah tan başka kurban olduklarınız tıpkı sizin gibi kullardır.hiç bir ashab Rasulullah a dahi bu sözleri sarf etmemiştir Halbuki bütün müslümanların canlarından malalrından ,evlatlarından,anne ve babalarından daha çok sevmedikçe Rasululla hı cennete giremiyeceklerken..Gördüğünüz bu rüya şeyatani bi vesveseden başka değildir,rasulullah kızı fatma için BABAM PEYGAMBERDİR DEYİP BANA GÜVENME BEN SANA ŞEFAAT[KURTARMA] edemem demiyor mu... |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı/Muhsin İyi Alıntı:
[COLOR="Navy"Hak ve batıl apaçık ayırd edilmediği müddetçe ve sağlıklı tevhid temeline dayanmadan yapılacak hertürlü harekette Allah merkezli olmadığı için başarıda sağlanamıyacağı gibi bu zulum zillettindende bu mustazaflaştırılmış halkta kurtulamaz...tasavvuf adı altında bi tespih ve bi post ile köşeye çeklip,sağ yanağına tokadı yeyince solu uzatan koyunlar olun ve bunuda takva adı altında bi yandanda zikirmatiklerle güya en büyük cihad nefsledir deyip insanları böyle yetiştirmekle ve arasıra meydanlara sıloganik havalarla nara atmak fayda etmez...Bunu yahudi ve küresel zulm yapan dünya müstekbirleri anladı,ama halen anlamayan güdülme psikolojisinde olan yığınla halklar var... Alim gisvesi adı altında,gerek geçmişte,gerek şuan bu küresel zulumlerden yana olup,adeta,zulum karşısında dilsiz şeytanların ne geçmişte nede şuan alimlikleri fasittir ve geçersizdir..İnsanları,şirke ve israil otoritedir deyip itaate çağıranlarda daha önce alim dene biliniyordu ve bunun yüzündende çoğu kez ihtar alıyorduk, Yukarda bir çok ismi yazılıp,ve içinede İmam ebu hanife ve imam şafii DE VERİLMİŞ OLMASINA RAĞMEN,bu iki Alimle hiç bir kan bağım olmadığı gibi diğer İSMİ ZİKREDİLENLERLEDE AYNI ŞEKİLDE KAN BAĞIM YOKTUR ve ben hangi sebeten dolayı İMAM EBU HANİFE VE İMAM ŞAFİİ yi kabul ve hak,diğerlerinide neden batıl kabul ettiğim bu isimleri veren kişiye yönelttiğim sorularlada vermişim,bununda bi saygısızlık değil hak ve batıl ifşası olarak algılanmaması üzücü bi hadisedir... İnsanlığın içinde bulunduğu ve heleki kendini müslüman olarak tanımlayan bu geniş toplumun başlarına gelen ve insanı kahreden bu üzücü olaylar dinim islam olması hasebiylede ,insan olmam hasebiylede derinden üzmüştür beni,en az sizin kadarda bu hüznü yaşamaktayım...Yalnız bu mustazaflaştırılmış halk her zaman kuzu görünümündeki bu içi boşaltılmış kütükler gibi olan KURT lara ve demokrasi gibi şirk temeline dayanan iktidar ve yöneticilere talip oldukları sürecede ALLAH TAN YARDIM ALAMAZLAR VE BU ZÜLÜMDENDE KURTULAMAZLAR...Çünkü Allah ın yardımı demokrasi dininin şirk koruyucu liderlerine ve güdülmüş halkalrına değil ,Allah ın dini olan islama talip olan ve yardım edenlere olur...ALLAH IN DİNİNE TALİP OLUP YARDIM EDİNKİ ALLAHTA SİZE YARDIM EDSİN ayetinden anlaşılanda budur.. fazla sinir yapama,maalsef olan buuzgn[/COLOR] |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı/Muhsin İyi senin bu yazdıklarının altına imzamı atarım tereddütsüz. Koyunlaştırılanlar eşekleştirilenler duygusuzlaştırılanlar ve binilmeye sömürülmeye endekslendirilmiş cahil yığınlar...şirk küfür bataklığında debendirilenler...parsayı kapma yarışında olanlar. Kurt postuna giren kuzu görünümlü liderler...imanı mürşidine kayıtsız şartsız biat olarak dayatanlar ki maalesef başarılıda olmaktadırlar... Konumuz bu değil be Ağa.Bu konuda onlarca kez aynı noktada buluşmuştuk.. Senden ve tüm üyelerden şunu istirham ediyorum. Eleştirmek küfür etmek değildir.Küfür etme tekfir yapma aşağılama hakaret etme eleştiri değildir.islami dil hiç değildir.islami dil ve ahlak çerçevesinde konuşalım.doğruları yanlışları kanıtlayalım elimizde kuran ve sahih sünnet varken...kaçırtan bir dil değil tepki doğurtan bir dil değil İslami dil istiyoruz.seni fikirlerinden dolayı hiç eleştirmedim dikkat edersen.ısırıcı dilini eleştirdim ve bundan da uzun süredir vazgeçmiştin.derin bir nefes almıştık. Her türlü mezhep meşrebi bir arada bulundurmanın yegane çaresi de budur. Anlaşıldı mı ağa? |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı/Muhsin İyi Emeğinize sağlık ..Kolaylaştırın ,güçleştirmeyiniz müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.. |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı Alıntı:
bilinmez seni Allah için seviyorum... Yalnız dediğim gibi bazı(hepsi değil) fikirlerine katılmasam da saygı duyuyorum. Ebu Hanife'nin bir sözünü aktarayım fazla polemiğe girmeyeceğim. Diyor ki İmamı Azam: Ömrümün son iki yılı olmasaydı, Numan helak olmuştu. Not: Ömrümün son iki yılı dediği de, bir tarikata girdiği yıllar. Bence bu her şeyi özetliyor, fazla lafa gerek yok... Alıntı:
Benim demek istediğim de bu... Onların gözüyle bakmazsan dediklerinde haklısın... Ama herkes senin gözünle dünyaya bakacaksa, onlar niye yaratıldı? Alıntı:
Demek istediğim, 1400 yıldır inandığımız doğruları silmek istiyorsan yapmaya çalıştığın her ne ise, bulunduğun yer ile yapamazsın. Çünkü bize gelen ilim sahipleri zamanının alimleridir. Alıntı:
Ha bu arada... Çalışmalarınızda ve girişimlerinizde başarılar dilerim. Allah yolunuzu açık etsin. |
Cevap: Amel Defteri, Hesap Kitabı/Muhsin İyi Allah razı olsun |
SAAT: 09:40 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.