Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   " Nasıl Sabahladın? " (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/30328-vequot-nasil-sabahladin-vequot.html)

Beytül Ahzan 17 Eylül 2014 19:09

" Nasıl Sabahladın? "
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Efendimiz (sav) kurmuş olduğu nebevî medresede cihanın en bahtiyar talebeleri olan Sahabe neslini, çok farklı yöntemler kullanarak yetiştirmişti.
O yöntemlerden biri de, sahabeye sorular sorarak hem onlara söz hakkı vermesi, hem de diğer sahabeye ve tabiî ki bizlere örnek olabilecek cevapların ortaya çıkmasına vesile olmasıdır.
Bugün iletişim dilinde etkin dinleme denen bu yöntemi, en büyük iletişim muallimi olan Efendimiz (sav) 1500 sene öncesinde uyguluyordu.

Muhasebe ayı olan Ramazan’ı da dikkate alarak, Efendimiz’in bu uygulamalarına örnek olabilecek bir hadiseye dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Allah Resulü’nün, sahabeye en fazla sorduğu sorulardan bir tanesi “Nasıl Sabahladın?” sorusuydu. Çünkü O (sav) çok iyi biliyordu ki;
“Gecesini ihya edenler, ancak gündüzlerini inşa edebilirler.”
Hal böyle olduğu içinde gecenin ihyasının önemini, Efendimiz (sav) sahabeye çok iyi belletmek istiyordu.
Bu vesile ile de özellikle sabah namazında cemaate döndüğünde, önünde duran o kutlu topluluğun içerisinden bazılarını seçer ve onlara nasıl sabahladıklarını sorardı.
İşte bir gün böyle bir sorunun muhatabı sahabenin ilim kalelerinden biri olan, Mu’âz bin Cebel olmuştu. Efendimiz;
“Ey Mu’âz! Bu gece nasıl sabahladın?” diye sormuştu.
Mu’âz bu soruya şöyle bir cevap vermişti:
“Ey Allah’ın Resulü! Allah’a hamdolsun O’na iman etmiş olarak sabahladım.”
Bunun üzerine Efendimiz;
“Ey Mu'âz! Her sözün bir delili olması lazımdır. Senin bu sözünün doğruluğuna delilin nedir?” Mu’âz dedi ki:
“Ey Allah’ın Resulü! Ben, geceden gündüze çıktığım zaman, bir daha akşamı beklemem.
Akşam olduğu zaman da, sabaha kadar yaşayacağımı hiç ümit etmem.
Bir adım attığım zaman, ikinci adımımı atacağımı sanmam. Her insanın bir eceli olduğunu bilirim.
Ecelinin saati geldiği zaman, o anda ecelinin ona yetişeceğini de bilirim. Bütün insanlar mahşer meydanında toplanacaklardır.
Onlardan kimisi peygamberi ile beraberdir. Kimisi de, kimi sevip takip etmişse onunla beraber olacaktır.
Ben ise, her an cehennemdeki insanların azaplarını ve cennetteki insanların nimetlerini görüyor gibiyim.”
Mu’âz konuştukça, Efendimiz’in mübarek yüzündeki tebessümler artıyordu. En sonunda Efendimiz dedi ki:
“Ey Mu'âz! Sakın bu halinden geri durma ve hep bu hal üzere sabahla.”

Efendimiz (sav) bir gün yine aynı soruyu ileride Bedrin ilk şehitlerinden biri olacak, Enes bin Malik’in halası Rubeyyi binti Nadr’ın oğlu Haris bin Süraka’ya soracaktı.
Haris Bedir’de şehadet şerbetini içtiği zaman sadece 18 yaşında idi, dolayısı ile Efendimiz bu soruyu Haris’e sorduğu zaman o, 17–18 yaşlarında gençliğinin zirvelerinde olan bir delikanlıydı.

Yiğit bir ananın, yiğit bir oğlu olan Haris, Efendimiz’in;
Bu gece nasıl sabahladın?” sorusuna muhatap olunca, hiç düşünmeden şöyle cevap vermişti: “Ya Resulullah! Gerçek bir iman sahibi olarak sabahladım.”
Tereddütsüz ve kendinden bu kadar emin bir cevap karşısında Efendimiz, Mu’âz’a dediği gibi; “Her iddianın bir hakikati olmalıdır. Senin imanın hakikati nedir?” diye sordu.
Haris dedi ki:

“Ya Resulullah! Gündüzümü oruçla, gecemi kıyamla geçirdim. Şu anda öyle bir ruh haleti içindeyim ki, Cennet ehlinin ve cehennem ehlinin birbirleri ile konuşmalarını duyuyor ve sanki Rabbimin arşını ellerimle tutar gibi oluyorum.”
Efendimiz (sav) böyle bir cevap karşısında oldukça etkilendi ve karşısında duran Haris’e dedi ki: “Sen öyle bir insansın ki, tepeden tırnağa iman kesilmişsin.”
Haris o gün imanını Efendimiz’in (sav) lisanı ile tescil ettiriyor, böyle önemli bir müjdenin sahibi oluyordu.
Böyle bir imana sahip olan Haris, Bedrin ilk şehitlerinden biri de olacak, nicelerini kendine imrendirtecekti.
Bedrin meydanında daha savaş başlamadan, askerlerin en arka safında su içmekte olan Haris, karşı taraftan Hibban bin Arikan’ın attığı bir okun hedefi olacak, elindeki suyun yerine, şehadetin şerbetini içecekti.
Oğlu Haris’in savaş öncesi böyle bir hal üzere vefat ettiğini duyan anne Rubeyyi, Efendimiz’in yanına koşacak;
“Ya Resulullah! Oğlum Haris savaş başlamadan öldürülmüş, şimdi onun hali ne olacak? Şimdi o şehit olarak cenneti hak edebilecek mi?” diye sorular soracaktı. Efendimiz diyecekti ki:
“Ey Rubeyyi! Oğlun Haris tek bir cennette değil, Firdevs cennetlerindedir.”
Elbette Haris’in o imanı, böyle bir netice ile sonuçlanacak, hayatı iman yolunda olanın, akıbeti böyle güzel olacaktı.

Sahabenin bu örnekliğinin ışığında, muhasebe ayı olan Ramazan vesilesi ile bir kez daha kendi nefislerimize dönsek ve Efendimiz’in (sav) “nasıl sabahladın?” sorusunun muhataplarından biri de biz olduğumuzu varsaysak; acaba söyleyecek söz bulabilir miydik?


Muhammed Emin Yıldırım


SAAT: 11:38

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306