Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Yağmurun Olsun O Senin, Güneşin Olmasın (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/31756-yagmurun-olsun-o-senin-gunesin-olmasin.html)

EyMeN&TaLhA 11Haziran 2015 14:06

Yağmurun Olsun O Senin, Güneşin Olmasın
 
Çok fazla şey mi istiyoruz birbirimizden? Fazla değil bence. Fakat önceliklerimiz karışmış. Beşiktaş’ın kazanması yanında oğlumuzun/yeğenimizin maç kazanmasının bir ehemmiyeti yok. Her ne ki sıradanlaşıyor, artık öncelik sırasından çıkarılıp ‘garanti/önemsenmez’ listesine alınıyor. İnsan garanti gördüğü şeyi önemsemez. Birşeyin ‘hep öyle olduğunu’ ve ‘ister istemez öyle olacağını’ düşünüyorsa dua etmeyi bırakır onun için. İman bir yönüyle ‘ister istemez öyle olmayacağının’ farkında olmaya yaslanır. Bunda yaşanacak şuur açıklığının arttırılması eylemidir iman. Talimidir namaz, oruç ve diğer ibadetler. İradî farkındalıklarla (farkına varmaya zorlamalarla) uyanıklığın refleks haline getirilmesidir. Fakat bu şuurdan uzaklaşıp deterministleştikçe, yani herşeyi sebep ve sonuç ekseninde ele aldıkça, iman kendini gizler ve dua dilimizi terk eder. “Hattâ en büyük bir lezzet, yeknesaklık içinde hiçe iner.”




“Hem meselâ, sair umur-u lâzımeye muhalif olarak, yağmurun evkat-ı nüzulü o kadar mütehavvildir ki, mugayyebat-ı hamsede dahil olmuştur. Çünkü vücutta en mühim mevki hayat ve rahmetindir. Yağmur ise, menşe-i hayat ve mahz-ı rahmet olduğu için, elbette o âb-ı hayat, o mâ-i rahmet, gaflet veren ve hicap olan yeknesak kaidesine girmeyecek. Belki, doğrudan doğruya Cenâb-ı Mün’im, Muhyî ve Rahmân ve Rahîm olan Zât-ı Zülcelâl, perdesiz, elinde tutacak, ta her vakit dua ve şükür kapılarını açık bırakacak.”



Bu, insan adına kendi doğasından/fıtratından bir uzaklaşmadır. Bakara sûresindeki ifadesiyle katılaşmadır. Kalplerin katılaşmasıdır. Katıyı, sıvıdan ‘aldırmazlığı’ ile de ayırabilirsin. Sıvı, içine atılan taşa veya konulduğu kaba bir tepki verir. Bir şekil alır, yüzünüze neşeli bir damla sıçratır veya dalgalanır, sürekli genişleyen bir tebessüm eder; “Bana dokunduğunu hissettim!” der. Ama katı… Katı, ona kıyasla çevresine kibirle bakar. Daha az etkilenmek, daha güçlü olmaktır sanır. Halbuki insanın hilkatindeki bir sırdan bahsedeceksek, bu sır ‘hissetmezlik’te veya ‘değişmezlik’te değil, alınganlıktadır.



“(Ne var ki) bunlardan sonra yine kalpleriniz katılaştı. Artık kalpleriniz taş gibi yahut daha da katıdır. Çünkü taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır. Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukardan aşağı yuvarlanır. Allah yapmakta olduklarınızdan gafil değildir.”



Sevilmeyen ve sevmeyen insanların tabiatlarının sertleştiğini düşünüyorum. Çünkü sevmek de sevilmek de daha kolay etkilenir olmayı/yumuşamayı içinde barındırıyor. Birisinin kalbine girmesine, ona ihtiyaç duyarak, izin veriyorsun ve o artık içerideki domino taşlarını istediği gibi devirebiliyor. “Platonik zordur, herşeyi üzerine alınırsın…” derler ya, bunda bir hakikat var. Aslında her aşkta bu sır var. Katılığın terkidir âşık olmak. Belki bu yüzden, etkilenmemeyi güçlülük sayanlar için korkulacak birşeydir. Ve bu yüzden bir erkek, kadın kalbindeki gücü anlayamaz. Kadın onun için hep kendisine kıyasla aciz bir canlıdır. Çok fazla alınır. Çok fazla endişelenir. Çok fazla umursar. Çok fazla düşünür. Çok fazla dahil olur. Fakrın penceresinden bakarsan; ağaç taştan, insan ağaçtan daha zayıftır. Çünkü ihtiyaçları daha çoktur. Ama aynı zamanda daha da kıymetlidir.

Duygularımız, hatta onun öncesinde ihtiyaçlarımız bizim dünyaya dahil oluş biçimlerimiz. İhtiyaçlarımız kadar bilme şeklimiz var. Duygularımız kadar etkilenişimiz. Allah ‘muhtaç ederek’ bize öğretiyor. İhtiyacı olmayanı terbiye edemezsin. Güneşin doğuşu kadar bize ‘garanti’ gelseydi yağmur, onun için dua eder miydik? Dışımızdaki dünyayı renkleriyle ayırabiliyoruz. Yedi renk ve onların belli oranlarda karışmalarından oluşmuş ara renkler. Duygular da yine bu tarz bir işlev görüyor bizde. Kızıyoruz, seviyoruz, nefret ediyoruz, hoşlanıyoruz, neşeleniyoruz… Hepsi birer renk. Ve her bir varlık, bu misalî âlemde bir renge bürünüyor. Bu renk ve duygu benzerliğinden dolayı belki de kederi-siyaha, hüznü-sarıya, masumiyeti-beyaza benzetiyoruz.



Erkeklerde ‘duygularını belli etmeme’ bir ölçüye kadar mazur görülür. Daha çok içinde yaşamayı sever hâdiseleri. Dışına taşırmak istemez. Taştığında zayıfladığı zannına kapılır. Daha evvel hiçbir evladının başını okşamadığını söyleyen bir sahabiye Efendimizin yaptığı uyarıda da bu vardır sanki: “Allah senin kalbine merhamet koymamışsa, ben ne yapabilirim?” Bir çocuk başını okşamakla olsun duygularını belli etmenin zaaf olduğunu düşünen erkek, namazda veya duada Allah’a kendini nasıl açık edecektir? Nasıl Rabbine içini dökecektir, talimsiz. Yine belki bu yüzden annemin dili benim dilimden daha dualı. Ben ondan daha çok Allah’a dair okuma yapmışken (ki onun okumayazması da yoktur) o benden daha çok Allah’a düşkün. O paylaşabiliyor. Ben hâlâ korkuyorum.



Eşler arasındaki gerilimlerin en büyük nedenlerinden birisidir: Kadın, gün boyunca yaşadıklarını veya düşündüklerini anlatır da anlatır. Bir sonuca varabilmek için değil, sırf paylaşmış olmak için. Bu erkek için tamamen yabancı bir düşünme biçimi. Birşey sırf paylaşmış olmak için nasıl anlatılır? Bir sonuca götürmeyecekse, bir yere varılmayacaksa, daha doğrusu zâhiren görülen/elde edilen bir kârı yoksa, bir eylemin erkek için anlamı nedir? Yoktur. Veya çok azdır. Paylaşmak araçtır erkek için. Kadın için amacın ta kendisi. Bu yüzden erkek sıradanlaştırdığı kadının dertlerini/anlattıklarını nisbeten daha az önemser. (Nitekim evlendikten sonra erkeğin değiştiğini söyleyenler, genelde bunun şokunu yaşayanlardır.) Önemsememek hem karizmatik hem kırıcıdır. Dost gizliden alınır, düşman gizliden takdir eder. Kimi dinlediğinle ortaya çıkıyor biraz da kimde dinlendiğin. En iyisi yağmurun olsun o senin, güneşin olmasın.



alıntıdır

Ahmet Ay


SAAT: 06:44

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306