Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Sünnet İnkar Edilemez (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/33067-sunnet-inkar-edilemez.html)

Temimili 08 Mayıs 2016 21:56

Sünnet İnkar Edilemez
 
Bismillahirrahmanirrahim

Sünnet Hazreti Peygamber aleyhisselamın fiil, söz, hal ve takrirleridir. Sünnet’in inkârı birçok dini hükmün zedelenmesine, belki tamamen ortadan kalkmasına yol açmaktadır. Bu nedenle son üç asırdır İslamiyet düşmanları, hususen batılı müsteşrik ve misyonerler bu hususta özel gayret sarfetmektedirler. Bu yazımızın amacı, bu noktada yapılan menfi propagandalardan etkilenen kardeşlerimize bu durumun vehametini hissettirebilmektir. Tevdi ettiğimiz sorulara “evet” cevabını verebilecek kimseler mevcut ise onların “dalalet ehli” olduklarını ve muhatabımız konumunda bulunmadıklarını ayrıca belirtmek isteriz. Bu ön açıklamadan sonra Sünnet inkârı noktasında hareket edenlere yönelik suallerimize geçebiliriz.

1) Kur’an’da bilindiği üzere namaz ibadetinin şekli mevcut değildir. Namazla ilgili kıyam, kıraat, rükû, secde gibi ifadeler farklı sure ve ayetlerde birbirinden ayrı olarak yer almaktadır. Ayrıca namaz ibadeti Kur’an’da salât ve tesbih isimleriyle emredilmektedir. Bu ifadeler ise aynı zamanda dua ve zikir anlamlarına da gelmektedir. Bu noktada Sünnet inkârcılarına sormak istiyoruz: Kur’aniyyun mensupları gibi günde üç vakit kıbleye yönelerek dua etmeyi namaz ibadetinin ifası için yeterli görebilir miyiz?

Bu hususta Sünnet ehlinin görüşü şöyledir: Namazın şekli Kur’an’da yer almayıp bu husus Sünnnetle açıklanmıştır. Namaz vakitlerinin sayısı noktasında Rum Suresi’nin on yedi ve on sekizinci ayetleriyle, Taha Suresi’nin yüz otuzuncu ayetinde kısmen bilgi mevcuttur. Ancak bu ayetlerde namaz ifadesi salat yerine tesbih olarak geçmektedir. Ayrıca Rum Suresi’ndeki ayetlerde dört vaktin zikredilmesi, Taha Suresi’ndeki ayette akşam ve yatsı vakitlerinin birbirinden ayırılmamasından ötürü bu ayetlerin tefsirine ihtiyaç duyulmaktadır.

Hud Suresi’nin ayetinde namaz vakitleriyle ilgili bilgi mevcuttur. Ancak bu ayette “tarafey’n-nehari” yani gündüzün iki ucu tabirindeki kapalılıktan ötürü bu ayetin de tefsirine ihtiyaç sözkonusudur. Namazın beş vakit olarak farz kılındığı hususunda birçok hadis mevcuttur ki onlardan birini numune olarak nakletmek istiyoruz. Hazreti Peygamber aleyhisselam şöyle buyurmaktadır: “Cebrail (a.s) bana imamlık yaptı ve onunla beraber beş vakit namaz kıldım ve beş vakit namazla emrolundum.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai)

2) Ahzab Suresi’nin kırkıncı ayetinde Hazreti peygamber aleyhisselamın “hateme’n-nebiyyin” yani son nebi olduğu ifade edilmektedir. Bununla beraber Efendimiz aleyhisselam için “hatemu’r-rüsul” yani resullerin sonuncusu ifadesi Kur’an’da yer almayıp bu husus Sünnet ve icma delilleriyle sabit olmuştur. Sünnet inkârcılarına soruyoruz: Gulam Ahmet Kadıyani ve Reşad Halife gibi kimselerin risaletlerini (!) kabul ederler mi acaba?

Bu hususta Sünnet ehlinin görüşü şöyledir: Her resul aynı zamanda nebidir, nebilerin çoğu ise resul değildir. Dolayısıyla Hazreti Peygamber aleyhisselam son nebi olduğu gibi resullerin de sonuncusudur. Efendimiz aleyhisselam bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Nübüvvet ve risalet sona erdi. Benden sonra nebi de resul da gelmeyecektir.” (Tirmizi)

3) Kevser Suresi’nde kurban ibadeti Hazreti Peygamber aleyhi’s-salâtu ve’s-selama yönelik bir emir olarak yer almaktadır. Sünnet inkârcılarına sormak istiyoruz: Kurban ibadeti yalnızca Hazreti Peygamber aleyhisselamla ilgili bir husus olarak görülebilir mi? Bu sualin cevabı “evet” ise bu durumda şunu sormak istiyoruz: En’am Suresi‘nde “De ki: ’Muhakkak ki benim namazım,, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.’ “ ayetinde “nüsuk” yani Yüce Allah’a yakınlaşma vasıtası olarak geçen kurban ifadesine kendilerini muhatap olarak görmüyorlar mı? Eğer ilk tevdi ettiğimiz sualin cevabı “hayır” ise bu durumda kurban ibadetini nasıl ifa edeceklerdir? Bilindiği üzere kurbanın şeklini Kur’an-ı Hakîm Hazreti Peygamber aleyhisselama havale etmiştir. Bu noktada tekrar sormak istiyoruz: Zamanımızdaki bazı ehl-i bid’anın iddia ettiği gibi tavuk veya balık kesmek kurban ibadetinin ifası için yeterli midir?

Bu hususta Sünnet ehlinin görüşü şöyledir: Kurban kesmek teheccüd namazı gibi Hazreti Peygamber aleyhisselamın şahsı için farz hükmündedir. Ümmeti içinse kuvvetli sünnet veya vaciptir. Ayrıca kurban; deve, sığır, koyun ve keçi olarak dört çift hayvandan kesilir.

4) Yüce Allah Bakara Suresi’nin yüz yetmiş üçüncü Ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Allah ancak size leş, kan, domuz eti ve Allah haricindekiler adına kesilenleri haram kılmıştır.” Bu ifade Kur’an’da birkaç yerde geçmektedir ki ayetin başındaki “innema” kelimesi hasr içindir, yani “ancak, yalnızca” anlamlarına gelir. Tam bu noktada sormak istiyoruz: Ayette sayılan dört unsurdan başka şeyleri yemek caiz midir. Bir takım bidat ehlinin söylediği gibi kişi, midesi kaldırıyorsa yılan, kurbağa, fare, haşere ve benzeri hayvanların etlerini yiyebilir mi?

Bu meseleyle ilgili ehl-i sünnetin görüşü şöyledir: Mezkür ayetlerle öncelikle haram kılınanlar ortaya konulmuştur. Daha sonra hazreti Peygamber aleyhisselam haram kılınanların muhtevasını genişletmiştir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: “Köpek dişi olan kara hayvanları ve pençesiyle avlanan yırtıcı kuşların eti haramdır.” (Müslim)

5) Kur’an’da “lahm-ı hınzir” yani domuz etinin haram kılındığı açıkça ifade edilmektedir. Bununla beraber bu ayetlerin tamamında “domuz eti” ifadesinin yer almasını Sünnet ve icma-ı ümmet delillerine önem vermeyen bidat ehlinden bazı kimseler domuzun eti haricindeki iç yağı gibi kısımlarının yenilebileceğine delil olarak göstermektedirler. Sünnet inkârcılarına soruyoruz: Sizler de bu hususta domuz yağına fetva çıkaranlar gibi mi düşünüyorsunuz?

6) Kur’an’da faizin haram kılınmış olduğu açıkça ifade edilmiştir. (Bakara-275) Hatta bu durum bir ayette Allah ve Resulü’ne savaş açmak olarak ifade edilmiştir. (Bakara-279) Bununla beraber Âli İmran Suresi’nin yüz otuzuncu ayetinde geçen “Kat kat arttırırılmış olarak faizi yemeyin.” İfadesinden ötürü Sünnet’i delil olarak kabul etmeyen bazı ehl-i bid’a, bu ayeti %100’e ulaşmayan faizin haram kılınmadığına delil olarak göstermektedirler. Günümüz Sünnet inkârcılarına soruyoruz: Sizler de bu hususta evvelki ehl-i bid’a ile aynı düşüncede misiniz. Sizce de anapara miktarına ulaşmamış faiz yenilebilir mi?

Bu meseleyle ilgili Sünnet ehlinin görüşü şöyledir:Hazreti Peygamber aleyhi’s-salatu ve’s-selam veda hutbelerinde faizin “her türlüsünün” kaldırıldığını açıkça ifade etmişlerdir. (Müslim, Hac, 147; Ebu Davud, Büyü’, 5) Bu nedenle bu ayetteki kat kat arttırma ifadesi bir tekid yani vurgu ve pekiştirme ifadesidir. Dolayısıyla ayet-i kerime, faiz yemenin kat kat arttırılmış bir seviyeye ulaşıp insanların emeklerinin sömürülmesi sonucunu ortaya çıkarabileceğini nazara vermektedir. Lakin değindiğimiz üzere ayetin bu şekilde tefsir edilmesi ancak Sünnet ile beraber değerlendirilmesiyle mümkündür ki bazı ehl-i bid’a bu ayetten anapara seviyesine ulaşmayan faize cevaz çıkarmışlardır.

7) Maide Suresi’nin otuz sekizinci ayetinde erkek ve kadın hırsızın elinin kesilmesi emredilmektedir. Hariciler ve Zahirilere göre bu ayetin mutlak olmasından dolayı en küçük bir metayı çalanın dahi eli kesilmelidir. Bu noktada Sünnet inkârcılarına soruyoruz: Sizler de bir kalem veya ciklet çalanın elinin kesilmesi gerektiğini mi düşünüyorsunuz?

Bu konu ile ilgili ehl-i sünnetin görüşü şöyledir: İlgili hadislerden anlaşıldığı üzere hırsızın elinin kesilmesi için iki şart gereklidir: Birincisi, çalınan malın koruma altında olmasıdır. İkincisi, o malın belirli bir nisab değerinin üzerinde bulunmasıdır. Bu kısmın izahını fıkıh kitaplarına havale ederek şu kadarını söylemek istiyoruz: Mezkür ayetin mutlak ifadesi hadislerle kayıt altına alınmıştır ve o hadisler olmaksızın bu hususta doğru bir hükme ulaşmak mümkün değildir.

8) Nisa Suresi’nin yirmi üçüncü Ayetiyle iki kız kardeşin bir nikâh altında bulundurulması haram kılınmıştır. Lakin bir kadının hala ve teyze gibi yakınlarıyla aynı nikâh altında olması Kitap ile değil hadisle nehyedilmiştir. Sünnet inkârcılarına soruyoruz: Sizler de bu hususun caiz olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Bu meseleyle alakalı hadis kaynaklarında birkaç sahih rivayet mevcuttur ki onlardan biri şöyledir: “Kadın halası, teyzesi, erkek veya kız kardeşinin kızı üzerine nikâhlanamaz.” (Buhari, Nikâh,27; Müslim, Nikâh, 37) Nisa Suresi’nin yirmi üç ve yirmi dördüncü ayetlerinde kendileriyle evlenilmesinin haram kılındığı kadınlar zikredildikten sonra “Bunun dışındakiler size helal kılındı.” ifadesiyer almaktadır. Bu ifadenin ihtiva ettiği umum mezkür hadislerle hala veya teyze ile erkek veya kız kardeş kızlarının dışındakilere tahsis edilmiştir.

9) İslamiyet’te malum olduğu üzere en mühim ibadetlerden biri zekâttır. Zekât emri Kur’an’da namaz ibadetiyle beraber çok tekrarlı bir şekilde yer alır. Bununla beraber Kur’an-ı Hakîm zekât hususundaki uygulamayı da Sünnet’e havale etmiştir. Zekât verilecek malın belirli bir nisap değerine ulaşması , üzerinden bir yıl geçmesi ve zekatın %2,5 (kırkta bir) nispette bulunması gibi hususlar Sünnetle açıklanmıştır. Şimdi sormak istiyoruz: Kur’an-ı Hâkim’de belirtilmediği halde neden gelirinizin ancak kırkta birini zekât olarak veriyorsunuz. Hem zekât vermek için bir yıl geçmesini bekliyorsunuz. Neden Sa’d ibni Ebi Vakkas gibi malınızın üçte birini, Hazreti Ömer gibi yarısını, Hazreti Ebubekir gibi tamamını Allah (c.c) yolunda infak etmiyorsunuz?

Hazreti Peygamber aleyhisselam Hazreti Ali (r.a)’a hitaben şöyle demiştir: “Senin iki yüz dirhemin olup üzerinden bir yıl geçerse beş dirhem zekât vermen gerekir. Altın yirmi dinara ulaşıncaya kadar bir şey lazım değildir, yirmi dinara ulaşıp üzerinden bir yıl geçerse yarım dinar zekât vermen gerekir.” (Ebu Davud, Beyhaki)
abdulhamit selman kaya)


SAAT: 23:46

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321