Şeytanla Dört Yandan Savaş / Abdulkadir Seven
 

Şeytanla Dört Yandan Savaş.

----------------------------


Şeytan insanları, yolun doğrusunda yürüdüklerini görürse, müdahale edeceğini, şükretmelerini önleyeceğini, günahları süslü gösterip azdıracağını, onları vesveseye boğacağını, önden-arkadan ,sağdan-soldan sokulacağını ve cehennemi insanlarla doldurulmasına vesile olacağını duyurmuştur.
Ayetlere baktığımızda bunu yakınen göreceğiz...


“Öyle ise” dedi, “Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım.” “Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın!” (A'raf, 7/16, 17)

Dedi ki: "Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım."(Hicr suresi:39)

Doğru yolda olmayanlara dokunma ihtiyacı zaten duymamaktadır. Çünkü o artık tuğyana bulaşmış.Şeytanın yareni olmuştur. Şeytan özellikle mü'minlere süslü yollarla yaklaşmaya çalışmıştır.


S.Kutup, şeytanın bu özelliklerinin fıtratında köklü biçimde yer ettiğini, bütün psikolojik sapmalarına rağmen, akli muhakeme ve muvazenesinin çok güçlü olduğunu belirtir. Ona göre bu akıllıca ve sinsice sokulma yolları, beş duyu ile kavranamaz (1)

Şeytanın dört yönden sokulması ne anlama gelmektedir?

1-Önden gelmesi:

Geleceği karanlık gösterir. Kişiye, yapayalnızsın, herkes kötü, yeteneksizsin, hep başarısızsın, geleceğin belirsiz, zenginlerin elinde oyuncaksın der, ümitsizlik bataklığına atar, psikolojisini allak bullak eder. Millet olarak geleceğiniz yok, fakir, geri ve başarısız olacak, süper ülkelere esir kalacaksınız dedirtir, her gün daha kötüye gidiyor, bu düzelmez der ümitleri kırar. Gelecek kaderde yok, yani kader yok dedirtir. Geleceği kara delik gibi kaos içinde gösterir. Ölüm sonrası hayat yok dedirtir, ahireti inkar ettirir.

2-Arkadan gelmesi:
Geçmişte kulun yaptığı faziletleri ve güzellikleri övdürür ve onlarla gurur duymasını sağlar....Diğer bir özelliği ise geçmişteki yapmış olduğu çirkin işleri övünerek anlatır.

3-Soldan gelmesi:
Açık küfür, inkar ve şirk kimliğiyle yaklaşır, iman esaslarını inkar ettirir. İnkarcılığı ilke edinen , materyalizmi esas alan, dini afyon olarak gören farklı ideolojilerle, bilimleri doğayı Rabbinin yerine koyan akımlarla gelir. İnanç konularıyla ilgili sorular üretir, kafaları karıştırır. Açıkça en büyük benim der, benliğini kıyasıya savunur, gerisini yok sayar. Öylesine kendini büyük görürki adeta kibri tuğyan haline gelir.

4-Sağdan gelmesi: Şeytanın en tehlikeli geliş yeri burasıdır.Mü'min burda kendine çok dikkat etmeli.Vesvese hastalığına kapılmamalı. Şeytan öylesine yakın olurki ALLAH adına bizleri kandırabilir. Haktan doğrudan yana görünür. Pek çok hak makyajlı maskeler kullanır. Doğru şeylere fesat karıştırır. Müslümanların birbirini kıskanmalarını, gıybet etmelerini, karalamalarını sağlamaya çalışır. Hayırla başladığımız yola birde bakarsınızki şer bulaşmış ve sizi fersah fersah beriye atmıştır. Şeytanın en tehlikeli gelişi bu şekildedir malesef...

1-S.Kutup,fi-Zılalil-Kur'an, Hikmet Y.İst.6/34.

Kardeşler konumuzun devamı gelecek inşALLAH bu başlıklardan sonra....

selam ve dua ile..

Kaleminize sağlık hocam

Şeytanın Soldan Gelmesi

şeytan; insana günahları ve tuğyanı vesvese yoluyla üfleyerek harama teşvik eder. Bu işin temelini hz.Ademin çocukları olan kabille atmış, kıyamete kadar her alanda gösterecektir. Müslümanlara düşen vazife ise; direk gelen harama ve azgınlığa sed olabilmesidir. Şeytan ve avaneleri tarihin derinliklerinde hertürlü çirkinliği ve çirkefliği gösterebilmek için elindeki materyalleri sonuna kadar kullanmışlardır. Gerek şeytani kurumları (tağut) gerekse şeytanlaşmış insanları devreye koyarak azgınlığın alanını genişletmiştir. Ülkelerin zorba yöneticileri, emperyal yayılmacı politikalar, sistematik sindirmeler ve psikolojik yok etme taktikleri vb. alanları sonuna kadar kullnamaktan çekinmemişlerdir. Bunların başında ise (tağut)kurumsal azgınlık gelmektedir.

Tağut: ALLAH'ın hüküm ve kanun koyma yetkisini kendi imtiyazında görme ve ALLAHdan başka hüküm koyma.

Tağuti beşeri ideolojiler toplum katmanlarını hertürlü eğlence,futbol, kapital tüketim, şehvete dayalı yayınlar ve düşünmeyen bir topluluk üretmek için ellerinden gelen hertürlü uygulamadan kaçınmamaktadırlar. Çünkü bilinçlenen ve Rabbini tanıyan kitleler her zaman tehdit unsuru olmaktadır onlar için. Rabbim yanlız ALLAH'dır diyenleri sindirmek için akıl almaz işkenceleri uygulayarak sindirme ve yok etme (asimile)politiksı uygulamaktadırlar.

Avrupalı zorba hükümdara sorarlar '' efendim bunca kitleyi nasıl bu zulümle ayakta tutuyorsunuz.''Zorba hükümdar arenadaki halk yığınlarını eliyle göstererek işte burdaki eğlenceyle''der. Bugünkü toplumlara baktığımızda moda,magazin,sanat dünyası, futbol aşkı, tiyatro ve sinema,sanal kahramanlarla ömrünü geçirmekte ve ahiretini malesef unutmaktadırlar. Bu hayasız insanlar çiklet ,araba reklamına kadını çırılçıplak soymaktan bile haya etmezler. Çünkü kadın bunlar için sadece beyaz köledir.İçi boş çıplak et yığını haline sokmaktan başka gayeleri yoktur.Zavallı insanlık bu acı girdabdan ne zaman kurtulacak..

Şeytanlaşmış insanlar: Bunlar şeytanın ete bürünmüş kimliğidir. İnsanları direk harama teşvik eder ve onlarla kötülükte kardeş olurlar. Gerek erkek,gerekse kadın farketmez.Her türlü çirkinliğe endirek kanaldan girer ve alabildiğine sapkınlığa çekmektedirler. Kötülüklerin anası olan içki, zina, rüşvet, faiz bunların beslenme kaynağıdır.Özellikle kardeşlerim kuracağınız arkadaşlıklara dikkat eyleyiniz. Çünkü belirli yaştan sonra aile devre dışı kalır ve kişi kendi rüştünü ispatlamak için sokağın etkisinde kalır. Modernite hayranlığı,ailesinin gelenekçi tutumunu beğenmeme, özel arkadaşlıklar ve tutucuculuktan kurtulma hastalığı malesef gençliğimizin enerjisini heba etmektedir. Kulluğu ana kucağında öğrenmesi gerekenler, şeytanlaşmış insanların kucağına terk edilmektedirler.Dünyevi çıkarlar için arkadaşlıklar kuranlar nedense ahiret meselesi olduğunda yobazlık ve gericilikle yaftalanmaktadırlar.

Şeytanlaşmış insanlar öyle etki altına alırlarki insanı en zaaf noktalarından yakalarlar. Neye zaafınız varsa o alandan size gelirler. Basiret kanallarımızı tıkayıp,şeytani kanalları gözümüzün önüne sokarlar adeta. Bu vesveseler öyle berbat oluyorki nice dostlarımız malesef bu tuzaktan kendini alamamıştır...

Çok sevdiğim ve değer verdiğim, kişilik ve efendilik bakımından oldukça muteber bildiğimiz bir arkadaşdan örnek vermek isterim. Zamanında kardeşimiz olan bu şahısla bizler öyle güzel günler geçirdikki anlatmakla bitmez. Fakat biz farkında olmadan bu arkadaşımızın kominist arkadaşlarıda varmış.Kadın hakları ezilen insanlar,sosyal yapı vb.bu arkadaşımızın beynine giriyorlar.İlah ve Rab kavramıyla ilgili münazara yapıyorlar. BU kardeşimiz malesef bunların etkisinde kalarak birgün karşımıza çıkıyor ve ''BEN ATEİST OLDUM'' ne acı bir durumdur ki beynimizden adeta vuruluyoruz.Düne kadar öğrenci evlerinde beraber melemen yediğimiz,beyazıt eylemlerinde beraber omuz verdiğimiz,marşlarımızı onun ağzından dinlediğimiz bir kardeşimiz artık kafir oluyor ve artık şeytani düzenlere( izm)lere hizmet ediyor. İslama ve Müslümanlara artık sırt çeviriyor.Ne acı bir durumdurki bu hal insanın yüreği dayanmıyor..Onun için herdaim derim arkadaşlarınıza dikkat ediniz.