Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   gerçek ve sahte dostlar (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/5158-gercek-ve-sahte-dostlar.html)

Muhteşem 07 Ağustos 2008 23:04

gerçek ve sahte dostlar
 

Mâlumdur ki; insan tek başına yaşayamaz. Yalnızlık Allah'a mahsustur. Zaten insan kelimesi ünsiyetten gelmedir. Babamız Hz. Adem bile cenette olmasına rağmen tek başına sıkıldı ve Cenab-ı Hak kendisine yoldaş olmak üzere anamız Hz. Havva'yı yarattı.

Dostluk maddi beraberlikten ziyade manevi yakınlık ve ülfete dayanır. Dostlar arasında en güçlü bağ sevgidir. Uzakta olan sevgiyle yakın, yakında olan nefretiyle uzakta sayılır. Hz. Peygamber (s.a.v) bu sevginin ruhlar âlemine kadar uzandığını ifade ederek şöyle buyurmuştur. "Ruhlar toplanmış cemaatler gibidir. Birbiriyle önceden tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılır" (Buhâri, Enbiya 2) İnsanlar önceden tanımadıkları birisini ilk gördüklerinde içim ısındı, kanım kaynadı veya kanım kaynamadı derler. Bu da gösteriyor ki dostluğun en önemli alt yapısı ülfet ve sevgidir. Buna yıldızı barışmak, frekansı tutmak da derler.

Gerçek dostlara sahip olmak hesapsız servete sahip olmaktan daha önemlidir. Hz. Peygamber (s.a.v)in Medine-i Münevverede ilk yaptığı işlerden birisi ensârla mühacirleri kardeş yapmak olmuştur. Zira sağlam bir toplum inşa etmenin ilk şartı fertler arasında sevgi ve dostluk bağlarını güçlendirmektir. Rasûlullah dostların önemini şöyle ifade etmişlerdir; "Samimi dostlar edinin. Zira onlar bolluk zamanında zinet, darlık zamanında ismettirler" Hz. Ömer (r.a) ise "Dostlarla karşılaşmak, üzüntülerin dağılması demektir" buyurmuştur. Hz. Ali'de oğlu Hz. Hasan'a "Asıl garip, dostu olmayandır" demiştir. Zira insan dostlarıyla çoğalır, bir iken bin olur.

İmam Ebu'l Hasan el-Mâverdi Gerçek dostun vasıflarını şöyle sıralamaktadır. 1- Dost akıllı olacak. Ahmak dostun olacağına akıllı düşmanın olsun derler. 2- Dindar olacak. Din duygusu kötülüklere karşı güçlü bir frendir. Dinsiz insan aslında kendinin düşmanıdır. Böylelerinden dostluk beklenmez. 3- Ahlakı güzel olacak. Zira ahlak sirayet eder. Hz. Peygamber (s.a.v) iyi ve kötü huylu arkadaşı şöyle bir temsille tanıtmıştır "İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali, misk taşıyanla körük çeken gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satın alırsın, körük çekene gelince ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis kokusundan etkilenirsin" (Buhari, Büyû 3[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

4- Sevgi bağı güçlü olacak. Aralarında ülfet ve muhabbet olmayanların dostlukları harbi değil resmi olur.

Dosluk karşılıklı fedakarlığı gerektirir. Asıl dostluk karagün dostluğudur. Gerçek dostlar bolluk değil, darlık zamanlarında belli olur. Abdül Aziz Debbağ hazretleri gerçek dostun, arkadaşının günahına bile ortak olabilen kimse olduğunu söyler. Bunun anlamı beraber günah işlemek değil, işlenen günahın vebalini taksim edebilmektir. Zira bu, dosta karşı merhametin göstergesidir. En talihsiz insan, görünürde düşmanı, gerçekte dostu olmayandır. Arkadan kuyu kazıp yüze gülenler en tehlikeli düşmanlardır.

İmam Mâverdi dostları dörde ayırır: 1- Yardım eden ve yardım isteyen. 2- Yardım etmeyen, yardım da istemeyen. 3- Yardım isteyen fakat yardım etmeyen. 4- Yardım eden fakat yardım istemeyen. Bunlardan birincisi borç veren kimse gibidir. Verdiğini alır. İkincisi Varlığıyla yokluğu bir olan gibidir. Üçüncüsü, âdi ve alçaktır. İyi gün dostudur sadece almakta vardır. Fakat vermeye gelince ortalıkta görülmez. Dördüncüsü. Asıldır, gerçek dosttur. İstemez, verir dostunu kendine tercih eder. Tasavvuftaki îsar mertebesi işte budur.


Ülfeti külfete dönüştürmemek gerekir. Hz. Ömer şöyle buyurmuştur: Dostluğun külfet, düşmanlığın felâket sebebi olmasın.

İmam Mâverdi ayrıca dostları üçe ayırmıştır. Gıda, devâ ve dâ. Yani bazı dostlar gıda gibidir. Onlarsız olmaz. İnsan aç yaşayamadığı gibi bu dostlardan mahrum olarak da yaşayamaz. Bazı dostlar ise ilâç (devâ) gibidir. Her zaman lazım olmasada arada bir luzüm eder. Zira ilaçsız da olmaz. İlaçlar zaman zaman hayat kurtarırlar. Bazı dostlar ise hastalık (dâ) gibidir bunlardan uzak olmak gerekir. Haddi zatında bunlara dost demek de doğru değildir. Olsa olsa bunların dostluğu zoraki dostluktur. Bu durumda dostlar gıda ve ilaç gibi olmak üzere ikiye inmektedir.

Vefa, Sevgi ve Sadakat karşılıklı olur. Başkasına dostça davranmayanın başkalarından dostluk beklemeye hakkı yoktur. Hz. Peygamber (s.a.v)'in ifadesiyle müslüman uyumludur. Başkasıyla rahat ilişki kurar, kendisiyle de rahat ilişki kurulur. Geçimsiz, huysuz kişide hayır yoktur. Filozof Kindi diyor ki; dostlarına dil uzatanla kimse dost olmaz. Kendisine karşı dürüst olanla kurulan dostluk devamlı olur. Mevlânânın dediği gibi, kusursuz dost arayan dostsuz kalır. Aslolan iyi niyettir. Samimiyet devam ettikçe ufak tefek kusurlara bakılmaz.

Her şeyde ölçüye dikkat etmek gerektiği gibi dostluktada ölçülü davranmak gerekir. Atalarımız "çok muhabbet tez ayrılık getirir" demişler. Bu husustaki en güzel ölçüyü Hz. Peygamber (s.a.v) ortaya koymuştur "Sevdiğini ölçülü sev, bir gün düşmanın olabilir. Kızdığında da ölçülü kız bir gün dostun olabilir" Köprülerin atılmaması asıldır. İnsanlar daima biribirlerinin yüzlerine bakabilecek konumda olmalıdırlar. Bu tür insan olmamız hem de aklın gereğidir. Zira bu âlemde herkes herkese muhtaçtır.

Dostluk ve arkadaşlıklar çeşitli vesilelerle kurulur. Okul arkadaşlığı, asker arkadaşlığı, hac arkadaşlığı vs. Anadolumuzda yaygın birde "Ahretlik" yani ahiret kardeşliği vardır. Bu çok anlamlı, çok ince bir kardeşlik ifadesidir. Zira dünyada bitmeyip cennette de devam edecek bir beraberliği hatırlatmaktadır. Gerçek dostluk ölümle sona ermeyen, ölüm ötesi yolda da beraber yürümeyi ifade eden dostluktur. Zaten sonu ayrılık olan her birliktelik çok anlamlı değildir. Hatta ayrılık hasretine yol açacağı için üzüntü kaynağı olmaktadır. Allah namına yapılan dostluk dünya ve ahireti de kapsayan bir dostluktur. Hz. Peygamber (s.a.v)'e hangi dostların daha hayırlı olduğu sorulduğunda "Baktığın zaman sana Allah'ı hatırlatan konuştuğu zaman ilmini arttıran, ameli ahireti çağırıştıran" kimsedir buyurmuşlardır. Şeytanı hatırlatan, cehaleti arttıran, dünyaya daldıran kimsenin arkadaşlığı felakettir. Cenab-ı Hak da doğrularla birlikte olmamızı, has kullar arasına katılmamızı emretmektedir. "Ey iman edenler! Allah'tan korkun, doğrularla beraber olun" (Tevbe, 119) "Ey huzura kavuşmuş nefis! Haydi iyi kullarım sırasına gir, dolayısıyla cennetime de gir" (Fecr, 29-30) Demek ki cennete girmenin yolu iyi kulların arasından geçmektedir. Şeytan ve yandaşlarıyla yola çıkanlarsa cehenneme varan bir yolculuğa çıkmış demektir." Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü bir arkadaştır." (
Dost seçiminin isabetli olması gerekir. Baştan yanlış seçim olursa ileride hatadan dönmek zor olur. Çünkü uzun müddet birlikte olmanın pekiştirdiği bir ülfet ve yakınlık meydana gelir. Karşılıklı hak-hukuk, hatır-gönül ilişkileri hasıl olur. Kökleştiği için bu ilişkiler kolay kolay bozulmaz göz göre göre felakete doğru yol alır. Fuhuş alemlerinde, işref meclislerinde, haram kazanç ve vurguna dayalı ortaklıklarda bir araya gelen sözde dostlar aslında birbirlerinin en azılı düşmanlarıdır. Zira günah işlemekte birbirlerine dost oluyorlar, ebedi felaketlerini müştereken hazırlıyorlar. Bu türlü dostlukları yüce Allah şöyle tanımlıyor "O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında dost olanlar birbirlerinin düşmanıdırlar." (Zuhruf 67) Cehennemin korkunç azabını gördüklerinde dünyadaki sahte tebessümler, iğreti iltifatlar yerini lânetleşmeye bırakır. Cehenneme düşmenin sorumluluğunu birbirlerine yükleme yarışına girerler. Bu acı gerçeği başka bir âyet şöyle belirtmektedir: "O gün zalim kimse pişmanlıktan ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberlerle birlikte bir yol tutsaydım. Yazık bana! Keşke falancayı dost edinmeseydim! Bana Kur'ân gelmişken beni ondan saptırdı. Zaten şeytan insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakır" (Furkan 27-30) Şeytan ve avânelerinin görevi insanları yoldan çıkarmak, çirkini güzel, hakkı batıl göstermektir. Akıllı insanın görevi ise yaldız ve yalanlara kanmayıp doğrunun ve doğruların yanında olmaktır.

Gerçek dost Allah, Onun Rasûlü ve müminlerdir. Onları dost edinenler pişman olmazlar. "Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun peygamberi ve Allahın emirlerine boyun eğerek namaz kılan, zekatı veren müminlerdir. Kim Allahı, peygamberi ve iman edenleri dost edinirse bilsin ki; galip gelecek olanlar yalnız Allah'ın taraftarlarıdır" (Maide, 55-56)

MescidiAksa 08 Ağustos 2008 08:08

Cvp: gerçek ve sahte dostlar
 
Gerçek dost Allah, Onun Rasûlü ve müminlerdir. Onları dost edinenler pişman olmazlar. "Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun peygamberi ve Allahın emirlerine boyun eğerek namaz kılan, zekatı veren müminlerdir. Kim Allahı, peygamberi ve iman edenleri dost edinirse bilsin ki; galip gelecek olanlar yalnız Allah'ın taraftarlarıdır" (Maide, 55-56)
allah razı olsun hocam allahım herkese hayırlısından cennetlik dostlar nasip eder inşallah(amin) elinize saglık


SAAT: 14:56

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306