Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Çoğulculuk ilahi bir kanundur (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/5489-cogulculuk-ilahi-bir-kanundur.html)

ukba yolcusu 20 Ağustos 2008 13:41

Çoğulculuk ilahi bir kanundur
 
Ben beni bildim bileli dini ilimlerle meşgulüm. Ben beni bildim bileli okuduğum metinlerde “müttefekun 'aleyh” (üzerinde söz birliği edilen) ibaresi kadar, hatta ondan da çok “muhtelefun fîh” (hakkında ihtilaf edilen) ibaresiyle karşılaşırım.
“Cumhur”un görüşü kadar, kaynaklarımız “şaz” görüşleri de naklederler. Bu konuda ne kadar da özgüven içindedirler, bir bilseniz.
Sahi şazzın şazzı görüşleri bile onca emek zahmet verip bize kadar niye getirirler? Kendilerinin hiç katılmadıkları, hatta hiç hazzetmedikleri bu görüşleri niye taşırlar? Madem katılmıyorsun, at toprağı üzerine be mübarek! Niye yüzyıllardır sırtındaki ilim heybesine koyar da taşırsın? Yoo! İlla da taşıyacak. Laf aramızda: iyi ki taşırlar…
Bazen “kâle-kîle”yi (dedi-denildi) küçük görürüz değil mi? Yok vallahi. O da bir nimet. Hele ki demiş-denilmiş. Hele ki bir konuda alimlerimiz kafa patlatıp, emek verip ter döküp farklı görüşlere varmış. Bu bazen delilin farklılığından, bazen aynı delilin farklı açılardan okunuşundan, bazen dildeki bir ihtilaftan, bazen anlayış, mekan, uygulama farklılıklarından kaynaklansa da, güzel…
Bunu hep, vahyin inşa ettiği akla verdiği kredi olarak görürüm. Hem de ne kredi!
Hükmümüzü hemen verelim: İslam ilim geleneğine mensup biri asla “tekçi” olamaz, “totaliter” bir söylem tutturamaz. Böyle bir söylem bu gelenekten kopuştur. Totaliter bir söylemi bizzat bu geleneğin kurucu öznesi olan vahiy reddeder.
Alın şu ayeti söylem açısından tahlil edin:
“Ve eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunan herkes top yekun iman ederdi, (fakat bunu dilemedi). Şimdi kalkıp da, sen mi onları iman edinceye kadar zorlayacaksın?” (10:99)
Böyle onlarca ayet var. Kur'an'ın muhatabını inşa ederken kullandığı üslup da en az bu kadar “totalitarizme” karşıt bir üslup. Bu sadece “iman” dışındaki tercihlere izin verme düzeyinde kalmaz. Hakkın tezahürü konusunda da aynı çoğulculuk görünür. Mesela “Davamız uğrunda var gücüyle çalışanları kendi yollarımıza yönelteceğiz” (30:69) der.
Vahiy varlık tasavvurumuzu inşa ederken alttan alta her bir ayetinde “varlığın çift kutupluluğu” yasasına açık ya da örtülü atıflar yapar.
Şöyle diyebilirim: akidede tevhid ne kadar temel bir hakikatse, mahlukatta kesret de öyledir. Her ne ki Yaratan'dır, o “tek”tir; her ne ki yaratılandır, o “çok”tur.
Adeta Halik'ın tekliğini anlamanın olmazsa olmazı, mahlukun çokluğunu anlamaktır. Elinizin altında Kur'an varsa Fatır (“varlık ağacını yetiştirmek için varlık tohumunu çatlatan” demektir) suresini açıp bir okuyun. Sure iman gibi küfrün de hep var olacağını söyler. Bu gece ve gündüzün, kara ve denizin, yer ve göğün varlığı kadar doğal ve gereklidir.
Varlıktaki bu zıtlığı (“Zıtların ihtişamını” mı deseydim?) kavramakta zorlanan akla vahiy harika bir misal verir: Allah gökten suyu indirmiş, kaynağı tek olan bu suyla renkleri, kokuları, tatları, şekilleri çok farklı bitkiler yaratmıştır (35:27). Arkasından gelen şu ayete ne demeli: “Allah'a kulları içinde yalnızca (bu farklılığın hikmetini) bilenler hakkıyla saygı duyarlar.” Kur'an baştan sona bu tür örneklerle dolu.
Aklı böyle inşa olmuş bir müminden nasıl “totaliter” bir duruş göstermesi beklenebilir ki! Bakıyorum, totaliter tipler hep vahyin inşa etmediği tipler. Vahyin inşa ettiği akıllar ister istermez çoğulcu olmak, ilahi rahmetin suyunda şifalı mantarın da zehirli mantarın da yetişeceğini, ilahi rahmet güneşinin altında kuzuların da kurtların da güneşleneceğini bilirler.
Kafamız attı mı basıyoruz kalayı. Sahte peygamber İbn Habib'e sahabenin “kafir”, “müşrik”, “mürted” adını değil de “müseylime” adını layık görmesinde bir incelik yok mu? Müslüman değil, “Müslümancık”. Bu ne incelik yahu!
“Çoğulcu” bir geleneğin ürünü olan İslam fıkhı “çift değerli” değil “çok değerli” bir sistemdir. Onu “çift değerliliğe” indirgemek, Yahudi fıkhına indirgemektir: Farz ve haram…
Değil, İslam fıkhı bundan fazlasıdır. Şu değerler skalasına baksanıza: 1) Farz: a) Farz-ı ayn, b) farz-ı kifaye. 2) Vacip. 3) Sünnet: a) müekked sünnet, b) müekked olmayan sünnet; 4) Müstehab. 5) Mubah. 6) Müfsit. 7) Mekruh: a) tenzihen mekruh, b) tahrimen mekruh. 8) Haram: a) haram li-aynihi, b) haram li-ğayrihi.
Kaynaklar da öyle. Başta ana kaynak Kur'an. Gerisi ondan çıkan ve hepsi de onun onayına muhtaç olan sünnet, icma, kıyas, maslahat, istihsan, ıstıslah, mesalih-i mürsele, örf-i ma'ruf, öncekilerin şeriatı, sedd-i zeri'a…
Hoşgörü mü dediniz?
Hoşgörü önce insanın temelinde olacak. Totaliter bir temelden hoşgörü tezahür etmez. Müslümanlar Tevhid akidesine titredikleri kadar, varlığın kesretine de titremeliler.
İstanbul'un fethi sırasında, sivillerin üzerine düşen güllelerin ardından yükselen vaveylayı duyunca, doğum sancısı çeken bir ana gibi “Vah gavurcuklarım! Vah gavurcuklarım!” diye dokuz doğuran alim-arif kimdi?
__________
MUSTAFA İSLAMOĞLU


SAAT: 15:54

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306