![]() |
Sinsi Plan; "Yalnız Kur'an"/Muhsin Arslan Tarih boyunca semavi dinler, dejenere edilmek, çıkar, şeytanilik, küfür ve siyaset adına her türlü imkânla hedef alınmıştır. Bu planlar, Tevrat, Zebur ve İncil için uygulanmış ve ne yazık ki başarıya ulaşmıştır. Bugün ise bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde Kur’an’a yönelik saldırılar söz konusudur. Bilinçli olanlar, Müslüman gibi görünerek kaleyi içten yıkmaya çalışan müsteşriklerdir (oryantalistler). Bilinçsiz olanlar ise bu rüzgâra Allah rızası (!) için kapılan saf ve samimi kimselerdir. Kur’an’ın Sahibi tarafından koruma altına alındığını, vahyin aslına sadık kalındığını bilenler, Tevrat ve İncil’e yapılanları Kur’an’a yapamayacaklarını bilirler. Kur’an yok edilemeyeceğine göre, Müslümanların Kur’an’a bakışını, berrak imanlarını çeşitli hile ve desiselerle bulandırmaya çalışmaktadırlar. “Ey Müslümanlar! Şeytan sizi Allah’ın rahmetiyle aldatmasın” ilahi ikazının bir benzeriyle karşı karşıyayız. Biz de “Ey Müslümanlar! Bu güruh sizi Kur’an ile aldatmasın” diyoruz. Kur’an’dan cımbızla seçtikleri ayetleri, Arapça bilgisi olmadan meallerden faydalanarak esnetmekte, siyak-sibakını görmezden gelmekte, sebebi nüzulü köşeye atmakta, ilk ve tartışılmaz Kur’an müfessiri Hz. Muhammed (sav)’i ve 1400 yıllık İslam alimlerini rafa kaldırarak, “biz anlarız, biz biliriz” iddiasıyla Müslümanların imanına büyük darbe indirmektedirler. Tarihte mezhep, meşrep, siyasi ya da fıkhi farklılıklar hep furuatta kalmıştır. İman ve İslam esaslarında hiçbir tartışma olmamıştır. Hz. Resulullah’ın sünneti tartışmaya açılmamıştır. Ama günümüzde bazı gruplar farklıdır: Sünnet ve hadis-i şeriflere inanırız ama içlerinde mevzu, uydurma olabileceği ile Müslümanları tüm hadislerden soğutma çabası içindeler. Bu çok sinsi ve şeytani bir plandır. Konuyla ilgisi olmayan ayetleri sık sık servis ederler. Müslümanların çoğu Kur’an ilimlerine vakıf olmadığından bu sinsi düşüncelere kapılabilmektedir. Bilinçli olanları bir kenara bırakalım, bilinçsizce bu işe giren saf ve samimi Müslümanların piyonlaşması üzücüdür. Başörtüsü, kadınların imamlığı, kadının tesettürü, çalışması, Kur’an’a abdestsiz dokunulması, çok eşlilik, cuma namazının farziyeti, darul harb, muta nikahı, zikir, tasavvuf, âlimlerin yanılması gibi konular tartışmaya açılmakta, yumuşak karınları hedef alınmaktadır. İmam-ı Azamlar, Gazaliler, Kutuplar, Bediüzzamanlar, Elbennalar, İbni Abbaslar hedef tahtasına konmuş, ruhaniyetlerine acımasızca saldırılmıştır. Şeriatın temel kaynakları olan Kur’an, sahih sünnet, icma ve kıyas, bu gruplarca dörde indirgenmiş ve “Yalnız Kur’an” sloganı öne çıkarılmıştır. En önemlisi, bu grupların Müslümanların hidayetine hiçbir katkısı yoktur; mukaddesatı hafife almakta, hassasiyetleri yok etmektedirler. Ashabı kirama “Hz.” demeyi fetişizm olarak görüp, tasavvuf âlimlerini tekfir etmekten çekinmemekte, kuranca sabit mübarek gün ve geceleri hurafe olarak görmektedirler. Allah’ım! İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme... [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Muhsin Arslan 12.07.2010 Malazgirt[/FONT][/COLOR] |
kurana abdestsiz dokunulabilmesi,cuma namazının farziyeti,zikrin gereksiz olduğu,tasavufun hurafe olduğu,alimlerin yanıldığı,mufessirlerin,mucedidlerin,kerametlerin bu guruh,ashabı kirama hz demeyı fetişizm olarak algılamaktadır.hafife alındığı vs gibi yumuşak karınları tesbit edip,ağırtmaya ,mideleri bulandırmaya devam etmektedir..bazıları kuranca sabit olan mubarek gün ve geceleri hurafe olarak görmektedirler Muhsin abi bu hususta fikrimi beyan edecem katılmadığım hususlar mevcut..... |
Öncelikle Kurana abdestsiz dokunulamayacağı hususu: Vakia suresi 78-79-80 ayeti kerimeleri siyak sibak ve nüzulünü baz alarak değerlendirdiğimizde Müşriklerin Allah resulüne inen ayetlerin şeytanlar tarafından indirildiği iddialarına cevap olarak Allah katında korunduğu ve ona tahir olanların dokunduğu bunlarında Allah katında olana işaret olduğu açıktır.Kuran'a abdestsiz dokunulamayacağı hakkında Ayet olarak net bir hüküm yoktur. Ama şunu diyebiliriz : Kuran herhangi bir kimsenin kitabı veya sözü olmadığını idrak ederek Allah'ın kelamına karşı saygı edep bazında Abdestli dokunmak ve okumak TAKVA gereğidir diyebiliriz.Yoksa Kurana abdest ile dokunma ve okuma söylemleri insanları Kurandan uzaklaştırdığı gibi,Kuranıda tekelcilere hapsetmiştir.Biz anlarız ve biliriz diyenlerin tekeline... |
hocam karşı olduğunuz ve benimde sizinle hemfikir olduğumuz noktada bir eleştiri yapmadan geçemiyeceğim. bu kurancı dediğiniz bazı kişilere köşe yazarlığı vermeniz,bu sakat düşünceye çanak tutmak değilmidir? mazur görün kırılmayın lütfen kimseye-söyleme000 |
Alıntı:
evet000 evet000 |
cuma namazının farziyeti cuma namazının farziyeti : Kuran ile Farz kılınan Cuma namazını ele aldığımızda temel kökeni insanları bilinçlendirme ve Cumanın sıhati şartları hususunda değinilmiştir.Kimseye cuma kılmayın demek haddimize değildir ama kılmıyor isekde belli sebepleri vardır.Sadece Farziyeti kalkması bazında kılıyorum yoksa Cuma gerçek manada cuma namazı olarak Laik sistemde kılınmıyor bu bana ait olan görüş ... |
Günümüz islam aleminde Tek teslimiyetin Allah'a olması gerekir iken. İnsanların çok az bir kısmı Kuran'daki Allah'ın İslamı ile yaşamlarını devam ettirmektedirler.Geriye kalan toplulukların büyük bir kısmı diğer dinlerdeki yaşam tarzları ile aynı durumdadırlar. Allah'ın İndinde tek din olan İslam dini dışında bir yaşam sarfetmektedirler. Mana itibari ile İslam Allah'a teslim olmak anlamına gelir.Eğer zaten tam bir teslimiyet ile Başka hiç bir şeye yönelmeden tapmadan,putlaştırmadan,vesile kılmadan,bu tür sapkınlıklardan kendini alıkoyarak yapılacak teslimiyetin adı.Allah'a teslimiyettir ve bu teslimiyetin adıda İslamdır ve Allaha teslim olma dini vardır başkada bir din olamaz(batıldır) ''Din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın" Bakara suresi 193. ayette geçen onlar kimler olabilir.Allah'a ortak koşanlar(Allah'ın bizler emrettiği din dışında)Yanlış anlaşılmasın(Bunları kutsallaştırmadan yaşamaya çalışan kardeşlerimi tenzih ederim) Şu anki islam dünyasında Allah'ın dini olan islamın parça parça bölünmüşlüğünün sebepleri yol olarak değilde kutsanmış bir şekilde uyulan şu kesimler Mezhepler dini,Tarikatlar dini,İlmihaller dini,Hadisler dini,Efendilerin dini,Abilerin dini,Şeyh efendilerin dini,bidatler,hurafeler,vs Din Allah'ın emri olan teslimiyet iken.Allah'ın emri olan dine başka eklemeler yapmak ne kazandırıyor. ataların dedelerin nenelerin hurafelerin merkez olduğu islam ile Allahın seçtiği islam arasında ne fark vardır? Kuran'i yaklaşım her zaman, insanları ilmi yollara sevkederek gayri nizami olan ,taklidi bir inanç sisteminden alıkoymaktadır.tahminler ve ihtimaller üzere olan bir inaç sistemini menediyor.İnançta taklide dayalı yönelişler gerçeğe ulaşmak yolunda Allah'ın islamı olan yoldan sapmalara neden olmaktadır. İslam bu taklit yolunun inançta sapmalara neden olduğunu belirtmektedir. Bunun yanında gerçeği yakalamak yolunda bütün, çabasını sarf ettiği halde, kendi elinde olmayan ve şartların bir neticesi olarak gerçeğe ulaşamayanı mazur görmektedir.Çünkü bu dinin yoluna girdik*ten sonra düşünme fırsatına daha yakın olabilirler. Peygamberler ve diğer insanlar,Allah'a davet yolunda bu tür bir atalar çizgisi üzerinde olanlarla karşılaşmışlardır, ve bu tarz bir inanç sistemi ile mücadele etmişlerdir.Bu tür inanç sistemleri toplumu da geri kal*mışlığa mahkum etmiştir.Atalarının ve dedele*rin kutsal mirası adı altında toplumu sapmalara götüren bu inancı yanlışlık ve sapıklık*ları da ataların mirası diye sahiplenmişlerdir. İşte Kuran'ı Kerim, toplumsal ve insani meseleler ve düşünce*ler karşısında böyle bir eğilime şiddetli bir savaş açmış,Kendilerine bağlanıp yollarına tabi oldukları bu atalarının, sapma nedenleri üzerinde,akli düzeyleri ve gidişatları üzerinde sıkı bir inceleme yapmaya çağrı yapmaktadır. Atalardan birçoğunun akıllarının bir şeye basmadığı ve doğru bir yol üzere olmadıkları açığa çıkacaktır. Çünkü bu atalar, hurafeler ve efsa*nelerle doldurulmuş hurafeci bir anlayışla yaşadıkları, Hayatlarının prensiplerini çizerken, ilimden kültürden uzak bir cahillik içerisinde bu*lunmuşlardır. Böyle olunca, tuttuğu düşünceye ve Allah'ın İslamına saygısı olanlar nasıl olurda böyle kimselerin takipçileri olabilirler. tarikatler islamın neresindedir? NOT:(Tartışmaya dahil olmak isteyenler lütfen dayanakları ile gelsinler kimse kafasına göre yorum yapmasın delileriyle çürütsün .) Şimdi Kuranın zahiri ve mecazi(anlatım)bazı şeylere vurgu yapmak için timsali örnekler vermiştir hepimiz bilmekteyiz. Ama iddia sahipleri olan tasavvufi çevreler birde batıni yönü var diyorlar.Peygamber ve Ashabı döneminde böyle bir iddia olmadığı halde bugün nasıl dinin içine giribilmiş? Şöyle bir örnek vereyim:Biri karşınıza dikilmiş size her türlü hakareti yapıyor siz o kişiye ne dediğini sorduğunuz an sorgulamaya hemen ya siz yanlış anladınız ben hakaret değildi başka manada(batıni) size bir şeyler demek istemiştim dese bunun batini yönü kalırmı? İslam'da ibadetin şekli Kuran ve Sünnetle belirlenmiştir. Ama günümüzde tasavvufi çevreler Kuran'i Kerim'in ve Rasulullah'ın gösterdiği ibadet şeklinin çerçevesi dışında onlara az gelmişki!,Kuran'i Kerim ve peygamberden görülmemiş bir takım hal ve hareketler dahil edilmiştir. Bunlardan sonu gelmeyen vird ve nafileler dans ederek ve yüksek seslerle yapılan zikirler,islam akaidiyle bağdaşmayan istiğase(yardım isteme), rabıta ve tevessülle yapılan dualar, ricalul gayb gavsı azam, evliya, yatır ve ölülerden medet istemeler gibi. Allah ayeti kerim'de apaçık olarak, Allah'a yaklaşmak isteyen kendi iman, amel ve gayretini vesile kılsın demektedir.ama tasavvufi çevreler bu vesile kavramınıda katletmişler..... Allahın yanında makbul ve geçerli olan İslam'ın da bütün temel öğretileri Kuran'ı Kerim'de ve Peygamber efendimizin sahih sünnetinde belirlenmiştir.Bu hükümler apaçık iken ,tasavvuf Allah'ın dinini şeriat, tarikat ve hakikat diye parsellemiş, şeriata dinin kabuğu ve zahiri adını vererek kurtuluş için kişinin mutlaka tarikat yolu ile marifete ve hakikate ulaşması gerektiğini söylemiştir İnsanlardan kimilerini peygamberlerin ötesinde ve kainatın kaderinde tasarruf edenler kabul ederken, kimilerini de kapıkulu, şeyhin hizmetçisi ve eşiğinde kölesi haline getirmiştir,tam bir teslimiyeti(koyunluğu)kendilerine yaptırıyorlar. Kuran ve sünnet'ten delili olmadan olmadan tasavvuf'u İslamın özü gibi göstermeye çalışanlar şu ayeti dikkatlice bir baksınlar. Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği bir dini getiren ortakları mı var? Eğer erteleme sözü olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz zalimlere can yakıcı bir azap vardır. Şura: 21 Bu ayeti kerimede Allah, dini ve dini hükümleri ancak kendi vazedeceğini, başkasının, hak dine bir şey katmaya hakkı olmadığını ifade buyuruyor. Peygamber efendimiz bir hutbesinin sonunda şu sözleri söylemişlerdir. Sözün en hayırlısı Allah'ın kitabıdır yolun en hayırlısı Muhammed'in yoludur. İşlerin kötüsü sonradan çıkanlardır (yani bidatlardır). Her bidat sapıklıktır (Müslim, Mişkât I, 51). Öyleyse her insan burda anlatılanların neresinde olduğuna bir baksın! Tarikatların en önemli kurallarından biri müridin kendisini şeyhine teslim etmesidir. Kuran’ın akletmemizi emretmesine rağmen tarikatlarda körü körüne itaat esastır. Müridler akıllarını bir kenara bırakıp bir sakal bırak bir takke tak birde tesbih,cübbe tamamdır anlayışı ile din budur anlayışı ile şeyhlerine tabi olmaları, bu prensibi kabul edip şeyhe tabi olan kişiye şeyhin Mehdiliğinin veya İsalığının inandırılması, şeyhin dünyadaki en üstün insan olduğunun iknası, kişinin maddi açıdan sömürülmesi, dine yapılan ilave ve eksiltmelerin yutturulması gayet kolay olmaktadır,bunun dışında o kadar yardım edilmesi gereken mazlum varken sırf bir zikir almak için binlerce km yol katedip şeyh efendilerinin yanına gidenlere ne demeli.Kuran apaçık zikir iken? gelenekçilik duyumculuk rüyacılık kerametçilik şeyhcilik islamın neresindedir..? ve islamın bunlara bakışı nedir ? Gelenekçilik,Duyumculuk, konusunu Atalar anlayışında vermiştik Kerametçilik,Şeyhçilik konularına bakalım: Allahın emir ve yasaklarına uyan ve Allah'ı canı gönülden sevip tam bir teslimiyetle boyun eğen bağlanan her kul Allah'ın velisidir. Velilik belirli kesimlerin tekelinde olmayıp,bu inançla hayatını sürdüren her Müminin sahip olabileceği bir erdemdir. Bu kavramı kişilere has bir özellik olarak görmek bu özelliği taşıyor diye onlara olağanüstü şeyler atfetmek onları putlaştırmadır, Allah'ın İslamı dışındadır ve olağanüstü görmeler bir kuruntudan ibarettir. Kuruntu dinde ölçü olamaz. Nitekim bu tür yaklaşımlar Kuran tarafından reddedilmektedir.Peygamber efendimiz dahil hiçbir kimse gaybı bilememektedir Yalnız Allah'ın bilgisi dahilindedir .Bu gerçeği görmek istemeyenler veli olduğunu iddia ettikleri bazılarının geleceği gördüklerini, ve velilik kavramını ne kadar yanlış değerlendirdiklerini, en açık örneğidir. Allah'u Teala Kuran'i Kerimde ,Allah'ın Kitabına ve Elçisine bağlanmayı,kurtuluşun yolu olarak bildirmiştir. Bu İkazlara rağmen vahyin kaynağından bi haber kimseler ölü veya diri insanlardan, falcılardan, muskacılardan, şeyhlerden, mürşidlerden,vs kimselerde yardım beklemeleri ne kadar vahyin kaynağından uzak kalmışlığın göstergesidir. Ve bu kimseler kendilerini kurtarabilmişlermi bide başkalarına yardım etsinler? Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin velileri de tağuttur, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedi olarak kalırlar.(Bakara 257) Sizin veliniz yalnızca Allah, O'nun Resulü ve namaz kılan, zekat veren ve rüku eden müminlerdir (Maide 55) Ey iman edenler! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşılık küfürden hoşlanıyorlarsa, onları veliler (dost) edinmeyiniz. Sizden her kim onları veli (dost) edinirse işte onlar da zalimlerin ta kendileridir (Tevbe 23) Allah aşkına Allah bizlere bu dini,bu kadar apaçık sunmuşken başka şeylere yönelmek ne fayda sağlıyor Akledip doğruyu eğriyi ayırd edemiyoruzmu?İnsanı hayvandan ayıran özelliği nerde kalıyor o zaman?Herkes benim şeyhim benim cemaatim benim benim diyor Ama Yüce Allah hiçbir zaman ben değil biz demiştir. gelenekçilik duyumculuk rüyacılık kerametçilik şeyhcilik islamın neresindedir..? ve islamın bunlara bakışı nedir ? Gelenekçilik,Duyumculuk, konusunu Atalar anlayışında vermiştik Kerametçilik,Şeyhçilik konularına bakalım: Allahın emir ve yasaklarına uyan ve Allah'ı canı gönülden sevip tam bir teslimiyetle boyun eğen bağlanan her kul Allah'ın velisidir. Velilik belirli kesimlerin tekelinde olmayıp,bu inançla hayatını sürdüren her Müminin sahip olabileceği bir erdemdir. Bu kavramı kişilere has bir özellik olarak görmek bu özelliği taşıyor diye onlara olağanüstü şeyler atfetmek onları putlaştırmadır, Allah'ın İslamı dışındadır ve olağanüstü görmeler bir kuruntudan ibarettir. Kuruntu dinde ölçü olamaz. Nitekim bu tür yaklaşımlar Kuran tarafından reddedilmektedir.Peygamber efendimiz dahil hiçbir kimse gaybı bilememektedir Yalnız Allah'ın bilgisi dahilindedir .Bu gerçeği görmek istemeyenler veli olduğunu iddia ettikleri bazılarının geleceği gördüklerini, ve velilik kavramını ne kadar yanlış değerlendirdiklerini, en açık örneğidir. Allah'u Teala Kuran'i Kerimde ,Allah'ın Kitabına ve Elçisine bağlanmayı,kurtuluşun yolu olarak bildirmiştir. Bu İkazlara rağmen vahyin kaynağından bi haber kimseler ölü veya diri insanlardan, falcılardan, muskacılardan, şeyhlerden, mürşidlerden,vs kimselerde yardım beklemeleri ne kadar vahyin kaynağından uzak kalmışlığın göstergesidir. Ve bu kimseler kendilerini kurtarabilmişlermi bide başkalarına yardım etsinler? Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin velileri de tağuttur, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedi olarak kalırlar.(Bakara 257) Sizin veliniz yalnızca Allah, O'nun Resulü ve namaz kılan, zekat veren ve rüku eden müminlerdir (Maide 55) Ey iman edenler! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşılık küfürden hoşlanıyorlarsa, onları veliler (dost) edinmeyiniz. Sizden her kim onları veli (dost) edinirse işte onlar da zalimlerin ta kendileridir (Tevbe 23) Allah aşkına Allah bizlere bu dini,bu kadar apaçık sunmuşken başka şeylere yönelmek ne fayda sağlıyor Akledip doğruyu eğriyi ayırd edemiyoruzmu?İnsanı hayvandan ayıran özelliği nerde kalıyor o zaman?Herkes benim şeyhim benim cemaatim benim benim diyor Ama Yüce Allah hiçbir zaman ben değil biz demiştir. Konunun özetini şöyle vermeye çalışayım: İman üç kısımdan oluşmaktadır 1:İnanmaktır. 2:İnanmanın geçerli olabilmesi için doğru biçimde olmasıdır. 3:İnandığını yaşamak,Eyleme dökmektir. Müslümanız demelerine rağmen İslam'ı yanlış anlayanları dörte ayırabiliriz. 1:İslamı bilmeyenler 2:Yanlış bilenler, hak ile batılı birbirine karıştıranlar 3:Münafıklar 4:İnancını hayata geçiremeyenler Şimdi Herkes Müslüman'ım diyor bunu Maddeler Halinde Vereyim: 1:Din Yalnız Allah'ındır diyerek kulluk yapmayı, yaşamının ana gayesi sayanlarda. 2:Allah'la birlikte birçok ilah edinmiş, yaşamını insanlarca belirlenen esaslara göre düzenleyen, heva ve hevesine göre yaşayanlarda. 3:Küfrü reddedenlerde, ona rıza gösterenlerde. 4:Doğru ve yanlışı Allah'ın kitabı ve sahih sünnet belirlemelidir diyenlerde 5:Heva ve hevesini, bidat ve hurafeleri din edinenlerde. 6:Kuranın öngördüğü şekilde inanan ve yaşayanlarda. 7:Mürşidinin, şeyhinin,efendisinin,atalarının veya cemaatinin öngördüğü şekilde inanan, ve yaşayanlarda. 8:Veli olarak Allah yeter diyenlerde. 9:Allah'la kendi arasında tayin ettiği aracıları veli edinenlerde. 10:Mürşit Kurandır diyenlerde. 11:İnsanları mürşid edinenlerde. 12:Rehber Kurandır diyenlerde. 13:Biz Kuran'ı anlamayız bize üstadlarımızın dedikleri yeter diyenlerde. 14:Allah'tan başka şefaat edici olan yoktur diyenlerde. 15:Allah'tan başkalarını şefaatçi seçen tayin edenlerde. Bu verilen Maddelerde Belirtilen kısımları göz önüne alırsak gerçek manada Allah'ın bizden istediği Müslümanlık hangisi, Acaba yanlışlık nerede? Yanlışlık islam'da ve Müslümanlık'ta olamaz. Yanlışlık İslam'ı ve Müslümanlığı gereğince kavrayamamaktadır. Maalesef kendilerine Müslümanım diyen birçok kimse İslam'ı da Müslümanlığı da gerçek anlamı ile bilmiyor ve anlayamamışlardır Bu bir tek sebebi vardır Oda İlahi kaynak olan Kuran'dan ne kadar uzak kalmışlığımızın göstergesidir. Müslüman olmak yalnız şehadet kelimesini söylemekten ibaret değildir,Şehadet kelimesinin manasını idrak edip ona göre yaşamaktır, Aynı zamanda Kuran'ın tümünden sorumludur ve muhattaptır. Gerçek Müslüman ve Mümin olmak istiyorsak. Allah'ın kitabında gösterdiği Dini öğrenip yaşamak ve o din dışındaki bütün yolları reddetmek zorundayız. Konuya ekleyeceğim bunlar eğer bu eklenen maddeleri yazıları çürütmek isteyen veyahut yanlıştır diyen kardeşlerim olabilir eğer var ise lütfen düzeltmem için gerekli nedenini açıklayarak bildirmelerini rica ediyorum.Bu anlatılan kısımlarda kişiler ve şahıslar eleştirmek için değildir Yalnız ve Yalnız Allah'ın İslamını daha iyi kavrayıp hatalarımızı anlayıp düzeltmemiz içindir. Daha önceden bir konuda yapmış olduğum Allah'ın İslamı anlayışı üzere yorumlarım: |
Alıntı:
bunun yolu budur. susturup dışlayamazsınız çünkü işe yaramaz. burda yazmazsalar başka yerde yazarlar.en azında burda karşı düşüncelerimizle karşılık veririz.... sonuçta burdaki her kardeşimiz bizim islam kardeşimizdir.art niyetli birilerinin aramızda olacağına inanmıyorum. saygılar... |
sayın yitiksevda ve sayın müslümanlar, dikkat ederseniz ben orda cumanın farziyetini,darul harbı yada kuranın abdesli okunuşunu açmadım.her konu kendi alanında açılması gereken teknik konulardır. kuranın abdesli alınacağını ve bunun farz olduğunu iddia etmedim,sizin gibi düşünüyorum. cuma konusu ha keza.. benim değindiğim konu bunların teknikliği değil.bu konuları tek tek başlık halinde açtık ve düşüncelerimizi söyledik.temelde düşünce farklılığımız yok aslında.yitik sevdanın getirdiği açılıma zaten katılıyorum. peki sorun ne diyorsanız? diyorum ki,herkes yitik sevda değil,herkez fecr değil,herkes müslümanlar gibi değil,hayatında kuran meali okumayan dimağlar var burda. dolayısıyla bu tür teknik ilim isteyen,emek isteyen konular ilim meclislerinin işi olsa gerek.insanların kafasını bulandırmak,islamdan soğutmak,cumadan uzaklaştırmak,yada kadına giydirdiğimiz eşarpı yok etmek,gibi negatiflere imza atılıyor. bilenler zaten mücadele eder. ya BİLMİYENLER ????????????????????? |
Bakınız burda yani bu başlıkta amacım cuma farzmı değilmi,keramet varmı yokmu,tasavufun islamdaki yeri nedir vs gibi ve yitiğin dile getirdiği diğer ana başlıkların doğruluğunu yada yalnışlığı değildir. arkadaşlar isterse başlıkları tek tek açsınlar ve sonuna kadar inceliyelim.çünkü her başlık kendi alanında açılması gerekiyor ve ayak üstü cevap hem sağlıksız hemde konuyu katleder. burada tüm arkadaşlarımızın samimi bi şekilde öğrenme öğretme çabası var... ben musteşrikleri,samimiyetsizleri dile getirdim,amaçlarını dile getirdim,tahribatlarını dile getirdim.bu konuya odaklanalım. bunu ele alalım bence. |
SAAT: 13:36 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.