Üçlü Şeytan Koalisyonu (Firavun, Karun, Belam)/Muhsin Arslan
 

Bu koalisyon, tarih boyunca renkleri, asırları, silahları, adları değişse de vardıkları sonuç hep “Azazil’in nefsini rab edinmeleri” olmuştur.

Bir gün zalim Kabil olur, Habil mazlum; bu mazlumun çocuklarını yöneten katil Kabil. Kabil ağa, Habil çoban...

Bir gün zalim Nemrut olur, İbrahim mazlum; Nemrut kuş tüyü yataklarda, İbrahim mağaralarda...

Bir gün zalim Firavun olur, Musa mazlum; Firavunun yaşaması için Musa doğarken boğazlanır...

Bir gün zalim ABD olur; Halepçe, Hama, Irak ve Ortadoğu kan gölü haline gelir...

Zalim bir şeddattır, mazlumları alt tabaka yapar.

Malik bir Firavun vardır, memluku tebaası...

Hâkim bir Nemrut vardır, halkı mahkûm...

Kur’an’ın deyimiyle; “Mustazaf mustekbir”.

Zalimler daima Nas suresinde geçen “melik-rabb-ilah” sıfatlarını sahiplenmişlerdir.

Oysa bu sıfatlar Allah’ındır.

Allah bu surede, “Bu sıfatları sahiplenenlerden, asıl sıfat sahibi olan rabbine sığın” der. İçinize zulüm eden, fitne eken, vesvese yayan, kalpleri şaşırtan, tevhidden ayıran, fıtratından koparan her türlü “tağuttan” Allah’a sığın ve uyanık ol.” der.

Düşman bir değil, bindir; rengi bir değil, milyondur; hileleri bir değil, milyardır; planları bir değil, yüzdür...

Şeytan ayağı, Âdem’i cennetten sürgün etmek için devrededir.

Basın ayağı, medya olarak gençliğin ahlakını yok etmek, insanı insandan başka her şeye benzetmek için çalışır.

Ekonomi ayağı kredi, kredi kartı, lükse düşkünlük, moda mahkumu ile aile düzenini yok etmek için devrededir.

Eğlence ayağı, kumarı, içkiyi, zinayı empoze ederek tefekkürü öldürmek, toplumu koyunlaştırmak için çalışır.

Maskeli veya maskesiz fark etmez. “Üçlü koalisyon” sadece kılıf değiştirir, amaç aynıdır.

Firavun, Musa eliyle Kızıl Deniz’de boğulur; ancak zaman geçmeden Ürdün Irmağı’nda yeniden ortaya çıkar.

Adını değiştirir, Şimon olur, Musa’nın makamına geçer. Ellerinde Musa’nın asasını alır, Firavun’un kırbacını bırakır.

Firavun’un sihirbazları Musa’nın çocukları olur, haham ve keşiş olur. “Ellerine sihir ipleri yerine Tevrat’ı” alırlar.

Belam ruhani lider olur, Allah adına, hahamlar tarafından dejenere edilen Tevrat’ı kullanır.

Sezar adını değiştirip papa olur; haham ve keşiş olur.

Kayser devrilir, halife olur. Katliamlar cihad, yağmalar zekât olur; insanların düştüğü zillete kader denilir.

Hz. Muhammed'in soyu Kerbela’da bitirilir. Ebu Süfyan'ın ailesi, Hz. Muhammed'e halife (!) olur.

Zaman durmaz, küfür renk değiştirmeye devam eder.

Her asırda mücadelesine devam etmiş, insanların başına bela olmuştur.

İktidarını alamazsan parasıyla satın alır, satılmazsan din ile aldatır seni.

Başaramazsa ilimle, felsefeyle, ideolojiyle aldatmaya çalışır.

Olmazsa tüketimle mahkûm eder, kumar ile oyalar, kredi borcu ile makam ile ölüme kadar koşturup tefekkürü öldürür.

Olmazsa sazla, cazla, seks şamatasıyla oyalamaya devam eder.

Firavun güç ve iktidardır...

Karun onun servetidir.

Belam onların noteridir.

Bu üçlü koalisyon her asırda vardır ve olacaktır.

Peki ya biz neredeyiz?!

Bedir Arslanları mıyız?

Yoksa!...

(A.Ş'den)


Muhsin Arslan
01.11.2010
Malazigrt
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Firavun Bel'am Karun vb Kur'an ve diğer İlahi kaynakların önemle üzerinde durduğu kişililerden ziyade Karakteristik yapıdır bu karakterler her zaman varolmuş ve karşılarında Musayı İsayı Muhammedi Ali'yi Ebubekir'i ve sayamayacağımız isimleri görmüşlerdir Firavun karakterine karşı Musa ve Harun Olmak Ferisilere Bel'amlar'a ve Karunlara karşı Ebu Zerr olmak için gayret sarfetmek ile mükellef olduğumuzu bilerek emaneti yüklenebilen kullardan olabilmek için Kur'anı rehber edinmek zorundayız Teşekkürler Abi...