Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhsin Arslan (https://www.forum.medineweb.net/21-muhsin-arslan)
-   -   Siyasetin Kurnaz Kurtları (https://www.forum.medineweb.net/muhsin-arslan/38991-siyasetin-kurnaz-kurtlari.html)

Muhsin Arslan 02Haziran 2025 01:06

Siyasetin Kurnaz Kurtları
 
Siyaset, hak ve adalet için değil; güç ve iktidar için yapılırsa, İslam siyasetin malzemesi haline gelir ve helal-haram çizgisi tamamen silinir. Yerini “Haram helal ver Allah’ım, asi kulun yer Allah’ım” anlayışı alır.

Günümüz siyasetinin amacı hak ve adalet değil, siyasi ve maddi güç elde etmektir. 5 yıl için seçilen bir milletvekilinin, 5 yıllık maaşını peşin peşin seçmene dağıtması ne anlama geliyor? Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez mantığı mı?

Bediüzzaman’ın ifadesiyle: “Euzü billahi mine’ş-şeytani ve’s-siyaseti.” İşte tam da bu.

Oylar için, iş “koyun postu giymiş kurtlara” kalır. Gerçek niyetlerini gizleyip halkı kandırırlar.


“Koyun postu giymiş kurnaz kurtlar, uyanık koyunlara fark edilmemeye çalışır; ancak fark edilirlerse, uyanan koyunu saf dışı etmekten başka çareleri kalmaz.”

Bu infazların dindar halk nezdinde meşru görünmesi gerekir. İşte tam bu noktada Kurban Bayramı devreye girer: Kutsal gün, infazları “kurban” kılıfıyla gizlemek için fırsattır. Hem muhalif temizlenir, hem halk ikna edilir.

Müslüman oyları azaldı mı?

Türban kutsanır, dindar halk ile iç içe olan imamlar vaizler diyanet camiası sahneye çıkarılır, siyasiler konvoylarla cuma namazı coşkusu oluşturulur. “Maşallah”, “inşallah” kulaktan düşmez. Tesettür ve dini ritüeller öne çıkarılır; amaç nettir: halkın “Bu bizden” algısı yaratmak.

Batıcı, seküler kesim mi uzaklaştı?

Bu sefer içki,zina serbestliği, flört ve özgürlük güzellemeleri başlar. Dini hassasiyetlerin tam zıddı olan her davranış “bireysel tercih” diye meşrulaştırılır. Kurban kesimi “hayvan katliamı” ilan edilir, Ramazan’da ise Müslüman topluma saygısızlık olarak ulu orta yiyip içmek “hürriyet” sayılır.Amaç Bu kitleye şirinlik ve oylarını kapmak...


Siyasetçiler Nereye gidilirse oranın rüzgârına göre post değiştirilir. Binali Yıldırım’ın İzmir’de “Artık bu manzarada içkinizi yudumlayabilirsiniz” sözü unutulur; başka şehirlerde tam tersi savunulur. Bu siyasetten öte bir sahne performansıdır.

Aileler mesafe mi koydu?

Aynı oyunu ailede de sahnelediler. Kadına “özgürlük” dediler, erkeğe “zalim” dediler.

Kadını güçlendirmek bahanesiyle aileyi çökerttiler.

Süt parası, doğum yardımı, dul maaşı, nafaka güvencesi, işe girişte öncelik...
Amaç, kadını yüceltmek değil; erkeği devreden çıkarmak.

Peki kadına bu kadar destek vermeleri Allah rızası için mi?
Hayır, oy için! Kadını nüfusun yarısını oluşturan bu dev kitleyi oy deposuna çevirmekti asıl dertleri.

Ama siyasetin kurnaz kurtları bunu da gördü.
Kadının iradesi, kocanın gölgesinde yeşeriyorsa; önce o gölgeyi yok etmeliydiler!


Hedef basitti: Oy almak. Gerisi teferruat.


Kürt Seçmen Mesafe Koyduysa

Kürdün oyu için her şirinlik yapılır; dindarlık, kardeşlik ve barış söylemleri sahneye konur, bölgeye özel sıcak mesajlar verilir. Amaç sadece oy almaktır, asıl niyet asla fark edilmemelidir.

Kürt her şey olabilir; milletvekili, bakan, hatta cumhurbaşkanı bile olabilir. Ama bir tek şey olamaz: "Kürt olmak".

Rakip ortaya çıkarsa, o rakibi devre dışı bırakmak için her yol, her manipülasyon, her film ve fırıldak çevrilir. “PKK’lı” yaftası yapıştırılır, Silivri yolu gösterilir; diplomalar iptal edilir, itibar geri alınır, medya manşetleriyle “terör bağlantısı” iması yayılır. Delil aranmadan algı gerçeğin yerini alır.

Ceza alsa da almasalar da sonuç aynıdır: Yatmak zorundadırlar. Bu yatış ise sadece zaman kazandırır ki;seçime rakipsiz girmek.



Rakip Mi Var? Bitirin!

Rakibi sandıkta yenemezseniz, seçimi iptal edip tekrar edin.

Olmazsa!

kayyum devreye girer.

Olmazsa!

Sonra Yargı devreye girer.

Bu da olmazsa şantaj, tehdit, fişleme devreye konur.

Son durak: medya linci ve siyasi afaroz.Demokrasi seçim oylar halkın iradesine saygı bir süreliğine askıda kalır...

Dün “ak” dediğinizi bugün “kara” demeniz gerekse sorun değil.

“Dün dündür, bugün bugündür” denir.

Dün “hocaefendi” dediğiniz kişi bugün terörist; dün “terörist” dediğiniz biri yarın “Önder,barış elçisi” olabilir. Önemli olan iktidarın ellerde kalmasıdır.

Din alanında adımlar yavaş atılır. Önce “fıkıh güncellenmeli” denir. Tepki azsa, yeni mealler, yorumlar, dini değerlerin yeniden tanımlanması gelir. Amaç yanlışları düzeltmek değil, tek tipçiliği dayatmaktır.

Muhalif ilahiyatçılar tek tek devre dışı bırakılır. En güvenilir kurum Diyanet, halkın inancıyla iktidarın çıkarları arasındaki “noter” olur. Böylece iktidar istediği fetvayı alır, halk “dini meşruiyet” algısıyla ikna edilir.

İtiraz eden sesler kolayca “imhaya” gönderilir. Hedef: sorgulayan, farklı düşünen herkes susturulsun.


Selahattin Demirtaş, güçlü rakipse,halkın gözünde barış ve kardeşlik sembolüyse hemen “terörist” ilan edilir. Ne dediği değil, sizin hakkında ne dediğiniz önemlidir. Silivri’de uzun mola garantidir. Bu da sizin koltuğunuzun sarsılmasını bir süre erteler.

Ekrem İmamoğlu güçlü rakip tehdit oluşturursa, “bu bizden değil” diyerek dışlanır. Soyadı hedef alınır, ailesi itibarsızlaştırılır. Camiye gitmediği, dini duyarlılığı olmadığı ima edilir. Bir siyasetçinin “Ey İmamoğlu, camilerde çekilmiş bir fotoğrafın var mı?” sözü propaganda malzemesine dönüşür. Diploması, geçmişi didiklenir iptal edilir ki bu kestirme olarak cumhurbaşkanı adayı olmayı engellesin. Amaç sadece zayıflatmak değil, rakibini bütünüyle sindirmektir.

Son perdeye gelindiğinde sahnede kalan tek adamdır.

“Tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek dil” ile halk uyutulur. Asıl hedef:

Tek adam
Tek parti
Tek hukuk
Tek mezhep
Tek meal
Tek fıkıh
Tek görüş
Tek ırk
Sıfır yada işlevsiz zayıf muhalefet...

“Tek mikrofon konuşur, diğerleri susar. Susmayanlar önce mezbahaya gönderilir; ardından telef edilir. Ama dikkat! Bu ‘tekçilik’ fark edilirse, geriye yalnızlık kalır.”

Sonuç

Teşhis olmadan tedavi olmaz, uyanış olmadan direniş olmaz, iç muhasebe olmadan gerçek adalet mümkün değildir.

Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır. Peki, zulmü süsleyip meşrulaştıran, dinle cilalayan nedir? Bunu artık siz düşünün.



Muhsin Arslan
02.06.2025
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Kara Kartal 02Haziran 2025 13:39

👏👏👏👏👏👏👏
tese/kk/ur. cicekver

Hâdimul İslam 03Haziran 2025 18:46

Bu ayan açık tespitler hiç mi şaşmaz acaba diye hafızama bir yoklama çektim. Tarih ve siyaset sizi haklı çıkarıyor. Hiç mi samimi olunmadi bütün bu meselerlerde diye zihnimi yordum. Yoranlarin yerli ve milli olmadığı, vatan hainligi ile damgalandıgını hatırladım. Yine haklısınız.


Eğer siyaseten değil, adalet temelli olsaydı şu tespitleriniz çözüme ulaşmış, her yönetimle birlikte, farklı zamanlarda sorun olarak ısıtılıp insanların önüne servis edilmezdi.

Şunu gördükki; siyasetçilerin bozuk sistemle, adaletsizlik, haksızlıklarla hiç bir sorunları yok. Onların tek derdi "teklik" makamını kendi zihniyetlerinin hakettiği. Sesini çıkaran da adaleten değil, aynı işleyişi kendisinin kontrol etmesi gerektiğine olan inancından çıkarıyor. Yani iktidar gücü kimin elindeyse aynı şekilde kutsansın, zulmetsin.

Bütün bu kurnazliklarla bu faniler nasıl başetsin, nasıl bir yol bulsun?

Hangi kurum, yapıya el uzatsak sapı elimizde kalıyor. Toplumun her yerinden çürümüşlük ve kokuşmuşluk akıyor. En temel haklar olan konuşmalarımızı, eylemlerimizi, sosylalliklerimizi, eleştirilerimizi, kendimizi ifadeyi, en çokta düşünme, kafa yorma, çözüm üretme alanlarımızı daralttıkça daralttık. Koyunluktan mı? Sen haklısın ama karnımızı da firavun doyuruyor onursuz ve ilkesizliği mi? En çok korkularımıza şirk kattığımızdan mı?(r-rahbe) Hangisi:)

Elbet onların içlerine Allah'tan daha çok sizin korkunuz sinmiş: bunun gerekçesi, onların sığ anlayışlı bir topluluk olmalarıdır. Haşr 13

Kur'an'ın "öğüt veren kitap" özelliğini bırakıp, kanunlar kitabı, tarih derlemesi, tıp rehberi, biyoloji ansiklopedisi vs gibi göstererek bugünün sorunlarına cevap arayanların siyaseti de kurnaz. Nasıl baş edilir bunca kurnazlikla?

Sığ, gerçeği anlamayan, kavrayamayan, kıt, anlayışsız bir toplum olmamızdan mı sebep?:)

Seydam kaleminize sağlık. "Siyasetin kutsal ne varsa istismar etmesi, helal-haram çizgisinin silinişi, güç ve iktidar uğruna yapılan siyasetin toplumun en dokunulmaz değerleri dahi araçsallaştırması" ile sadra yara bir yazı :) Şifası Allah'tan.


SAAT: 21:50

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321