Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   Yaptığımız İbadetlerden Neden Zevk Alamıyoruz (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/19351-yaptigimiz-ibadetlerden-neden-zevk-alamiyoruz.html)

YaŞuHa 04Haziran 2011 17:19

Yaptığımız İbadetlerden Neden Zevk Alamıyoruz
 
Yaptığımız İbadetlerden Neden Zevk Alamıyoruz
Yaptığımız ibadetlerden farkında olmadan muhakkak lezzet alıyoruz. Fakat bu lezzeti layıkıyla neden hissedemiyoruz?
Öncelikle bilinmesi gereken; insan yaratılış gayesi olan ibadeti zevk almak için değil sadece Allah (cc) rızası için yapmalıdır. İbadetten zevk alınmaması ibadetin terki için geçerli bir sebep olamaz. İbadet lezzetine engel olan manevi hastalıklar ve ilaçlarından bir kaçını şöyle sıralayabiliriz.

Günahlar iman zayıflığına sebep olduğu gibi, ibadetten lezzet almaya da engel olur


“Mü’minin işlediği her günah kalbinde siyah bir nokta meydana getirir. Tövbe edip kötülükten sıyrılarak af dileyince, o siyah nokta kalbinden silinir. Eğer günaha günah eklerse siyah noktalar çoğalıp kalbini kaplar.” (Buhari)
Nasıl ki hasta bir insan yediği ve içtiği şeylerden tam lezzet alamaz. Ve lezzet alamaması ona sıkıntı verir. Hastalığını tedavi edecek doktor ve ilaca ihtiyaç duyar.
Bunun gibi, günahların tekrar tekrar işlenmesiyle de imanın merkezi olan kalpte siyah noktalar oluşur. Bu durumda imanı zayıfladığı için insan yaptığı ibadetlerden tam zevk alamaz.
Bu halin tedavisi ise pişmanlık duyarak sürekli tövbe ve istiğfar getirmektir. Tövbe; işlenen günahı terk etmek ve bir daha o günaha dönmemektir. Pişmanlık ise; hem o günahı terk etmek, hem de bir daha o günaha dönmemeye bir niyettir.
“Gerçek tövbe günahı işlediğin anda pişmanlık duyman, Allah’tan affını dilemen sonra da o günahı bir daha hiç işlememendir.” (İbni Ebi Hatim)

Dünya işleriyle çok meşgul olmak ibadetten lezzet almaya engeldir

“Dünyanın bolluğu sizi Allah'a ibadetten meşgul etmiştir. Âdemoğlu durmadan “malım malım” diye tepiniyor. Ey âdemoğlu! Acaba senin malından senin yiyip bitirdiğin, giyip eskittiğin veya sadaka verip ebediyen defterine yazdırdığın başka bir şey var mı?” (Müslim)
Zamanının çoğunu dünya işlerine yoğunlaşarak geçiren bir insan yaptığı ibadete gerektiği şekilde kendini veremez. Çünkü akıl, kalp ve beden dünya işleriyle meşgul olmaya alışır. İbadete ayırdığı o kısacık vakitte de ruhu arzu ettiği zevki alamaz.
Hâlbuki insana verilen ömür, dünyanın geçici rahatını temin etmek için değil, Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanıp cennete girmek içindir.

Riya ibadetin lezzetini alır

“Ki onlar namazlarından gaflet edenlerdir (ona ehemmiyet vermezler). Onlar ki riyakarlık (gösteriş için ibadet) ederler.” (Maun, 5-6)
Riya, bir iyiliği veya güzel bir ameli Allah'ın rızasını kazanmak niyetiyle değil de, insanların beğenisi için yapmaya denir.
Riya, çok gizli olduğu için fark edilemeyebilir. Fakat bazı alametleri vardır. En açık alameti, insanların kendisinin yaptığı ibadetten haberdar olmalarını istemesidir. Diğer bir alameti de çıkar beklentisi, sevgi kazanmak ve takdir toplamak hevesidir.
Resulullah (asm) buyurdular ki:
"Şehit, âlim ve zengin kıyamet gününde Cenab-ı Hakk'ın huzuruna getirilir. Allah (cc) şehide: “Niçin öldürüldüğünü sorar.” O da:
"Senin yolunda cihatla emrolundum. Ben de öldürülünceye kadar savaştım" der. Cenab-ı Hak ona:
“Yalan söylüyorsun. Bilakis sen “falanca cesurdur” desinler diye düşündün ve bu da söylendi” buyurur. Sonra mal sahibi getirilir. Allah (cc) ona:
“Sana verdiğimle ne amelde bulundun?” diye sorar. Mal sahibi de:
“Sıla-i rahimde bulunur ve senin yolunda harcardım” der. Allah da ona: “Yalan söylüyorsun, bilakis sen: “Falanca cömerttir” desinler diye bunu yaptın ve bu da denildi” der.
Sonra da Cenab-ı Hakk'ın huzuruna ilim öğrenen, öğreten ve Kur'ân okuyan kimse getirilir. Allah (cc) ona:
“Bu nimetlerim karşılığında ne amel yaptın?” diye sorar. O da: “İlim öğrendim, başkalarına da öğrettim, rızan için Kur'ân okudum” der. Cenab-ı Hak da ona:
“Yalan söyledin, insanlar sana hürmet etsinler diye ilim öğrettin böylelikle karşılığını aldın” der. Daha sonra emredilir bu üç kişi yüzükoyun sürüklenerek cehennem ateşine atılır. (Buhari, Müslim)
İşte bu sebeplerdendir ki; riya ibadetin makbuliyetini kaldıracağı gibi manevi lezzetini de alır.
İbadet eden kişi riyadan kurtulmak için, öncelikle niyetini kontrol etmelidir. Yani ibadetini kimi razı etmek için yaptığını düşünmelidir.
Bir Müslüman da ibadetlerini ihlâs ile yapmakla mükelleftir. İhlâs ise sadece Allah'ın rızasını esas tutmak demektir.
İbadetiyle sevgi ve takdir beklentisi içinde olan insan bilmelidir ki: Allah (cc) insana bir şey vermedikten sonra gösteriş yaptığı insanlar ona hiçbir şey veremez.

Haram ve şüpheli şeyler yemek ibadetin makbuliyetine engel olur

Bir Müslüman yediği gıdaların maddi temizliğine dikkat ettiği gibi, manevi temizliğine de dikkat etmelidir. Manevi temizlik haram ve şüpheli şeylerden kaçınmakla olur. Çünkü bunlar insanın yaptığı ibadetin makbuliyetine ve zevk almasına büyük bir engeldir.

“Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanlardan helal ve temiz olanlarını yiyin.” (Bakara, 168) ayeti Resulullah’ın (asm) yanında okununca Sa’d bin Ebi Vakkas ayağa kalktı ve:
“Ya Resulallah Allah'a beni duası makbul kimse yapması için dua et” dedi. Bunun üzerine Resulullah (asm):
“Ya Sa’d! Helal ye duan makbul olur. Muhammed’i kudret ve iradesiyle yaşatan Allah'a yemin ederim ki, midesine haram bir lokma indiren kulun kırk gün hiçbir ameli kabul edilmez. Bünyesi haramla beslenen bir kula en layık olan şey cehennemdir.” buyurdu. (Taberani)
“Helal açıktır. Haram da açıktır, aralarında şüpheli şeyler vardır. Şüpheliyi bırakan elbet haramı bırakır, şüpheliye cesaret eden harama yaklaşmış olur. Haramlar, günahlar Allah'ın korusu, yasak yeridir. Burada yani yasak bölge yakınında koyun güden çoban yasağa yaklaşmış olur ki, içine girmesi muhtemeldir.” (Buhari)
Şüpheli gıdalar haram ya da helal olduğu belli olmayanlardır. Kırk gün şüpheli şeylerden yiyen kimsenin kalbi kararır. İbadetteki lezzeti hissedemez.
Yahya bin Muazz el Razi (ra) der ki: “İbadet, Cenab-ı Hakk'ın hazinesinde gömülü, değerli bir kilitle kilitli mücevherdir. Bu hazinenin anahtarı duadır. Dişleri helal lokmadır. Dişleri olmayan bir anahtar nasıl kapıyı açamıyorsa hazinenin içindeki mücevhere (ibadetin sevabına) ermek ve hazineyi açmak için helal lokma anahtarı lazımdır.”
Her Müslümanın yediğinin ve içtiğinin helal olduğuna dikkat etmesi farzdır. Buna dikkat ettiği sürece ruhu haramlardan temizlenir ve ibadetteki lezzeti hisseder.

İnsanın kendisiyle beraber yaratılan her şeyin ibadet ettiğini düşünmemesi ibadet lezzetini noksanlaştırır


Meleklerin, cinlerin, insanların, hayvan ve bitkilerin kendi lisan ve kabiliyetlerine göre yaptıkları büyük bir ibadet kâinattan toplu olarak Allah’a gider. Fakat insan bu büyük ibadeti kendi ibadeti esnasında aklına getirmez. Böylece ibadetten aldığı lezzet noksanlaşır.
Mesela, bir Müslüman'ın farklı dilden, ırktan, memleketten olan diğer bütün Müslümanlar'la aynı Rabbe, aynı kıbleye yönelmesini ve aynı hareketleri yapmasını düşünmek gönüllerde kuvvetli bir bağ oluşturur. Bu kuvvetli bağı hissederek ibadet edilmelidir ki lezzet alınsın.
Melekler de insanların her ibadetinde onlarla birliktedirler. Bunu şu hadis-i şeriften anlıyoruz:
“Namaz kılanlarla birlikte ‘Fatiha suresinin’ bitiminde ‘âmin’ demekle, her gün sabah ve ikindi namazlarında mü’minlerle birlikte olmakla, Kur'ân okurken yeryüzüne inmekle, sokakları ve yolları dolaşıp zikir, Kur'ân ve ilim meclislerini arayıp bulmakla, mü’minlere özellikle bilgin olan mü’minlere rahmet okumakla, sadece Allah'a hamd ve secde etmekle görevli melekler vardır.” (Buhari, Müslim, Tirmizi) buyrulmaktadır.
Hayvanlar ve bitkiler ise adeta insanların namaz kılmasına iştirak ederler. Mesela ağaçların dik durması namazdaki kıyam gibidir. Dört ayaklı hayvanların durumu rüku’a benzer. Sürüngen hayvanlar ise sanki secde vaziyetindedirler. Ayrıca her hayvan ve bitkinin kendine has zikir ve tesbihleri vardır.
İnsan ibadet esnasında kâinatın da kendisiyle beraber ibadet ettiğini düşündüğünde ibadetteki harika lezzeti fevkalade hissedecektir.
Hususen namazların cemaatle kılınması, Ramazan ayında Kur'ân’ın birlikte hatmedilmesi, ilim meclislerinin oluşturulması insana yaratılan her şeyin kendisiyle beraber ibadet ettiğini hatırlatır.
“İki kişi bir kişiden hayırlıdır. Dört kişi üç kişiden hayırlıdır. Cemaat olunuz! Muhakkak ki Allah'ın yardım eli cemaatle beraberdir.” (Kenzu’l umman)

İbadetin kıymetini bilmemek ibadetten zevk almaya engeldir



İnsan ibadetin kıymetini, neden ve nasıl yapılması gerektiğini bilmediğinde ibadetten hakkıyla lezzet alamaz. İmam-ı Şafii Hazretleri: “İlmiyle Allah'a itaat eden, ibadetinin manevi zevkine erer.” buyurmuştur. Demek ibadetten feyiz ve lezzet almak için ilim esastır

ademsevda 11Haziran 2014 00:45

Cevap: Yaptığımız İbadetlerden Neden Zevk Alamıyoruz
 
Allah razı olsun paylaşım için..


SAAT: 21:48

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320