Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   Yola kurulan tuzaklara dikkat etmek lazım! (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/19352-yola-kurulan-tuzaklara-dikkat-etmek-lazim.html)

YaŞuHa 04Haziran 2011 17:20

Yola kurulan tuzaklara dikkat etmek lazım!
 
Yola kurulan tuzaklara dikkat etmek lazım!

Bir kâmil mürşide intisap etmeden, seyr–i sülük görmeden, Şeyh'lik taslayan kişiler yok mu?
"İşi leylü Nehar fıskiyle isyan"
İşi gücü, gece gündüz fasıklık yapmaktır. ALLAH'a ası olmakta yarış halindedir. Sürekli nefsinin peşinde koşar.
Fasık nedir? Hak yoldan çıkandır. ALLAH'ın rızasını kazanmak, ALLAH'ın emirlerini yerine getirmekle, emredileni yapmak, yasak edilenden de uzak durmakla olur. Bu yolda yürürken ALLAH'ın bir emrini terk ederseniz, ası olmuş olursunuz.
Unutmayın ki; Şeyh olan kişi, ALLAH'ın dinine hizmet eder. Fasıklık etmez, isyan etmez.
Rabbim bizleri isyan etmekten muhafaza buyursun.
Ne kadar acayip bir durum değil mi?
ALLAH–u Teala kullarını kendisine ibadet, kulluk etsinle diye yaratıyor, peki kullar ne yapıyor. Nefislerine kulluk ve ibadet ediyorlar. ALLAH–u Teala'nın değil de nefsimizin isteklerini yerine getiriyoruz.
Bu işler gayret ve çalışmak ister. Birde Mevla Teala'nın kulunun elinden tutmasını, ona yardım etmesini ister.

* * *
"Külah ve hırkaya eyler ancak iman"
Zannederler ki külah ve hırka insanı şeyh yapar. Seyr–i sülüke inanacaksın, ona çalışacaksın. Bu Şeyh'lik taslayan kimse zannediyor ki külah ve hırka onu mürşid makamına ulaştıracak. Şeyh'in külah ve hırkası elbette ki olacak ama Şeyh'i Şeyh yapan onlar değildir.
"Necaset içredir, terfiki şeytan"
Bu Şeyh'lik taslayan adam manevi pislik içindedir, onun arkadaşı da Şeytan'dır. Böyle olduğu halde yalancılıkta ısrar eder:
"Yine der biz var esrar–ı Sübhan"
Bizde Sübhan olan ALLAH'ın sırları vardır, der.
"Şeriat'tir bize huccet gidelim,
Cemali ba kemale seyridelim."
Hak ve hakikatin arasını ayırmada delilimiz şeriat'tır.


* * *
Bir zaman Abdülkadir Geylanı Hazretlerinin müritlerinden biri, rüyasında kendini cennete köşk ve saraylar içinde, görüp duymadığı nimetler içinde gördü.
Mürit, aynı rüyayı üst üste birkaç defa görünce durumunda değişiklik olmaya başladı. Ulaşacağı makama ulaştığını, bundan böyle mürşide ihtiyacı kalmadı zannına kapılarak sohbetleri de terk etti.
Epeyce zaman Abdülkadir Geylanı Hazretleri ile müridi görüşmedi. Bir gün sokakta karşılaşırlar. Geylanı hazretleri nerede olduğunu, sohbetlere niçin katılmasını sorar. Mürit'te, ulaşacağı yere ulaştığını, bundan sonra kendisinin sohbete ihtiyacı olmadığını söyledikten sonra gördüğü rüyayı anlatır.
Abdülkadir Geylanı:
–Bir daha aynı rüyayı gördüğün zaman; "Bismillah ya Abdülkadir Geylanı" söylemesini tembih eder.
Aradan birkaç gün geçer. Mürit aynı rüyayı görünce, Şeyh'inin söylediklerini hatırlar. Hemen o kelimeleri tekrarlar. Kelimeler ağzından çıkar çıkmaz, o cennet, bağlar, bahçeler, saraylar bir anda gözünün önünden silinir, karşısında çöplük haline gelir.
Mürit rüyadan uyanınca gördüğünün rahmanı değil, şeytanı bir rüya olduğunu anladı ve hemen tövbe istiğfarda bulundu.
Şeytan'ın yaptığını görüyor musunuz? Pisliği, çöplüğü insana cennet olarak gösteriyor. Sen Kur'an'a iman etsene...
Rüyaya inanıyorsun...
Sakın unutmayın, kişi kendini zuhuratlarda, rüyalarda çok iyi durumlarda görebilir. Eğer şeriata muhalif bir durumunuz varsa, bu gördükleriniz istidraçtan başka bir şey değildir.
İstidraç; ALLAH–u Teala'nın ası bir kulunu aşama aşama helake doğru yaklaştırması demektir. Kesilmek için hazırlanan koyun kaçar. Koyun kaçtıkça, kesicisi peşinden koşar. Onu yakalamak için, önüne ot, saman gibi şeyler atar ki, yakalayıp keseyim. İşte kasabın koyun için yaptığı bu hareketler istidraçtir.



Maksat kerâmet değil, istikamettir!

Hiç dünyaya iki defa gelen insan gördünüz mü, yâda duydunuz mu? İnsan dünyaya bir defa gelir. Mademki dünya ticaret hanesine bir defa geliyoruz, buradan en iyisi alarak asıl yurdumuza dönmemiz lazım. Ucuz ve basit şeylere kanıp ta, gelişimizi heba etmeyelim. Rabbimiz, cümlemizi âlı himmet eylesin.
"Muhakkak ALLAH himmeti yüksek olanları sever. Alçak himmetli olanları ise kerih görür."
Burada anlatılmak istenen himmet, kalbin isteği ile ortaya konan ciddi gayret, dava, ve davası için mücadele etmektir. Bu manadan hareketle kimin himmeti dünya için ise, yanı dünyayı kendine dava etmiş, dünya için gayret edip, mücadele ediyorsa, onun himmeti alçaktır.
Eğer insanın himmeti cennetse, alçak diyemeyiz ama yüksek de değildir. Ne zamanki insanın himmeti sadece Mevla Teala'nın rızasını kazanmak olur, işte yüksek himmet budur.
Müminler cennete girdiklerinde, gördükleri karşısında şaşıracaklar. O kadar şaşkına dönecekler ki; gördüklerinden daha büyük, yüce bir nimetin olamayacağını zannedecekler.
Fakat ne zamanki Mevla Teala'nın cemalini görecekler, o zamanda diyecekler ki; Rabbimizin cemalinin karşısında, cennet nimeti, nimetten sayılmaz.
Buradan hareketle, müminin ibadeti, zikri, tesbihatı bütün amelleri Cemalullah için olmalıdır.

* * *
Konumuzla alakalı beyitlere bakalım.
"Dahi var bir bölük kalmış cefada."
Bir bölük insan var ki, onlar eziyet ve meşakkat içinde kalmışlardır. Peki niçin?
"Riyazatla uçup gider havada."
Bu kimseler, az yer, az içer, bu sebeple de elde ettikleri hafiflikler havada uçarlar. Onlarda havada uçmak gibi bir takım olağan üstü haller görünür.
"Kimisi ehli keşf olmuş arada."
Kimisinde de riyazat yaparken ehli keşif olur, kendisinden keşifler zuhur eder.
"Keşif" açığa çıkarmak demektir. Örtülü, gizli olanı, bilinmeyeni sezme, tahmin etme gibi manalara gelir. Burada "keşif" bir şeyi örten perdenin kalkması manasınadır.
"Makasıd zan idüp kalur verada."
Riyazat esnasında kendisine zuhur eden keşifleri, kerametleri maksat gaye zanneder. Asıl olması gereken ALLAH rızasından uzak, ona ulaşamamış olur.
Tesbıhatımızda, zikir derslerimizde ne diyoruz?
"İlahim! Senden benim maksadım, senin rızandır."
Bu ne demektir?
"Ya Rabbi! Seni zikrediyorum, bu zikrimden ve diğer ibadetlerimden kastım senin cemaline kavuşmak, tek istediğim senin rızandır, başka bir şey istemiyorum" demektir.

* * *
Anlatılmak isteneni sakın yanlış anlamayalım. Bizler cennete girmek istemeyecek miyiz? Elbette isteyeceğiz. İsteyeceğiz çünkü cennet bize rabbimizin verdiği bir mükafattır. Orada Cemalullah'ı göreceğiz. Yaptığım ibadetlerin hepsini, Rabbimize hediye etmiş olarak görelim. Bütün ibadet ve taatlarımızı, halis bir niyetle Rabbimize hediye etmiş olarak görenler, ALLAH Teala'yı gerçek manada bilmiş olurlar.
İmam–i Rabbani Kuddıse Sırruhu Hazretleri şöyle buyurdular:
Vuslat; kurbu ilahiden ibarettir. Bazı kimselere keşif keramet verilir, kurbu ilahi verilmez. İşte bu onlar için istidraçtır.
Rabbimiz bunu şu ayet–i kerime ile bize haber veriyor.
"...Kendilerinin bir şey, hakikat üzerinde olduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar gerçekten yalancıdırlar." (58/18)
“Makasıd bu değil gel gidelim, Cemali ba kemale seyridelim."
Maksat hiçbir zaman keşif, keramet olmamalıdır. Maksat istikamet olmalıdır.



Doğrularla beraber olun!

Evliyanın büyüklerinden, Mevla'mızın dostlarından Es– Seyyid Mustafa İsmet Garibullah Kuddıse Sırruhu Hazretleri, birçok beytinde bize kötü insanları haber veriyor. Sadece haber vermekle kalmıyor, onlarla münasebetlerimizde bizleri uyarıyor. "Onların yanından uzaklaşın" ve “onların bulunduğu yerlere gitmeyin" diyor.
Kardeşlerim! Kur'an'a muhalif hal ve hareket içinde olanlar beğenilmiyor. Beğenilmeyen insanla birlikte olunur mu? Elbette olunmaz, beğenilmeyen insanlardan uzak olmakta, müminler için hayırlar vardır.
ALLAH korusun! Onlarla beraber olursanız, gün gelir sizde beğenilmeyenler listesine yazılırsınız. Bizim için ölçü, Rabbimizin ölçüsüdür. Rabbimizi, Kur'an'a sarılan ve tatbik eden, imanlı, itaatli, iyi kimseleri beğeniyor. Ve bize de beğendiği insanlarla birlikte olmayı emrediyor. İşte şu ayet–i kerime bize bunu haber veriyor:
"Ey iman edenler! ALLAH'tan korkun ve doğrularla beraber olun." (09/119)
Bu ayet–i kerime, ilim ehlinin sohbetlerine bulunmaya işaret ettiği gibi, rabıtaya da delildir. Ayet–i Kerimede bahsi geçen sadıkların lideri Resulullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem Efendimizdir. Ondan sonra sırasıyla Ashab–ı Kiram efendilerimiz gelmektedir. Onlardan sonra da kıyamete kadar gelecek olan mürşit–i kâmil efendilerimizdir.
Her an onlarla birlikte olmamız mümkün değildir. Murşid–i Kamil'in kendisine göre meşguliyetleri, işleri vardır. Müridinde kendine gör meşguliyet ve işleri vardır. Rabbimiz, imkân dairesinin dışındaki bir şeyi kullarına yapmalarını emretmez. O halde ayet–i kerimede "beraber olun" dan maksat rabıtadır, gönül beraberliğidir.
Şöyle düşünün, bir ilim sohbetinde bulunmak istemsine rağmen, herhangi bir sebepten dolayı bulunamayan kardeşimiz, o sohbeti hatırlar ve orada bulunanları hatırlaması rabıtadır. Bu rabıtanın genel manasıdır.
Rabıtanın daha özel manası; kardeşlerimizin mürşidini hatırlamasıdır. "Bu zat benim Rabbimin dostudur" diye hayal etmesidir. Tarikatta mürşidini hatırına getirmeyen müridin hatırına şeytan neler getirir neler. Artistleri, zinayı, fuhşu ve daha ne rezillikleri...

* * *
"Tarikat hem hakikat bil hakikat"
Tarikat malum, bir de Hakikat vardır. Tarikat ve Hakikat bizi şeriatın suretinden hakikatine ulaştırır.
Tarikat nedir? "Mümini ALLAH'ın cemaline ulaştıran yoldur.” Bu yolda insanın vazifesi, masiva tozlarını, çalı çırpıları temizlemektir. Bunları yapan müminin kalbinde Mevla'nın Cemali parlar, işte hakikat budur.
"Aziz! Bil cümleden maksat şeriat."
Ey Aziz kardeşim! Bil ki tarikat ve hakikatin peşinden maksat; şeraiti hakikatine kavuşmaktır. Surete yaşanılan şeriat, mümini kemal derecesine eriştirmez.
"Şeriat kenzi Hak miftah Tarikat."
Şeriat Hak Teala'nın hazinesi, tarikat ise o hazinenin anahtarıdır. Tarikat velâyetin mukaddimesidir.
"Kemal ehli bilür ancak şeriat."
Şeriatın hakikatini ancak kemal ehli yanı manevi olgunluğa erişenler bilebilir. Mevla Teala'nın cemaline kavuşmadıkça, ondan kuvvet almadıkça şeriat tam anlaşılamaz.
"Şeriat huccet oldu gel gidelim, Cemali ba kemale seyridelim."
Şeriat delil oldu gel gidelim, Cemali ba kemale seyredelim. Hüccet delil demektir. Delil de Arapçadır. Hüccet, delil yanı şeriat olmadıkça Mevla Teala'nın huzurunda hesap veremeyiz, O'nun kontrolünden geçer not alamayız.
Mademki durum budur, bize düşen şeriatı yaşamaktır. Yaşayalım ki; şeriat bize hüccet olsun ve işimiz de kolay olsun...inşaAllah


SAAT: 17:32

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306