Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   Ümmetin Muhafaza Edeceği Esaslar (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/19373-ummetin-muhafaza-edecegi-esaslar.html)

YaŞuHa 06Haziran 2011 22:14

Ümmetin Muhafaza Edeceği Esaslar
 
Ümmetin Muhafaza Edeceği Esaslar
İslam Ümmetinin şer güçlere karşı evvel emirde riayet etmesi ve muhafaza etmesi gereken esaslar:

a) Kuran-ı Kerimin dokunulmazlığını korumak ve Onu tartışma konusu yapmaya asla müsamaha etmemek.

Allah (cc), Kuran-ı Kerimde “(Habibim) Sana kitabı indiren Odur. Ondan bir kısım ayetler muhkemdir ki bunlar kitabın anası (temel)dır. Diğer bir kısım da muteşabihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik (maraz) bulunanlar sırf fitne çıkarmak için ve (hevalarına göre) onun teviline yeltenmek için müteşabih olanına tabi olurlar. Halbuki onun tevilini Allah an başkası bilmez. İlimde yüksek gayeye ulaşanlar ise Biz O a inandık hepsi Rabbimizin katındandır derler. (Bunları) Selim akıl sahiplerinden başkası iyice düşünmez.”[1] diye buyurmaktadır.

b) Sünnetin bağlayıcılığını kabullenerek onu tahfife çalışanlara karşı müsamaha göstermemek, tavizsiz bir şekilde sünneti yaşayarak müdafaa etmek.

Ashab-ı Kiram umumi ve hususi hayatlarında sünnetin bağlayıcılığının müdriki olduklarından Allah Resulü: “Size sünnetime uymanızı tavsiye derim”[2] diye buyurduğunda hiçbir soru sormamışlardır. Çünkü Ashab bu kelimenin ne manaya geldiğini iyi biliyordu. Ashab-ı Kiram için bağlayıcı olan esaslar, bütün ümmet için de bağlayıcıdır. İslam, kıyamete kadar geçerli ve Allah (cc)ın indinde kabule şayan yegane din olduğu için daha sonra vuku bulacak olan marazların da çaresi önceden belirlenip sunulmuştur. Sünneti hafife alma çabalarının bir ürünü olan “Kuran Müslümanlığı!” . gibi ifadelere en güzel cevabı bin dörtyüz küsür yıl önce varid olan Hadis-i Şeriflerde buluyoruz.

Allah Resülü (sav) “İçinizde hiç birinizin koltuğuna yaslanmış olarak benim emir ve nehiylerimden biri kendisine ulaştığında Ben ancak Allah (cc)ın kitabında gördüğüme uyarım, başkasını bilmem dediğini sakın görmeyeyim”[3] diye buyurmuşlardır.

c) Hulefa-i Raşidin, . Sahabe-i Kiram ve ümmetin icmaına tabi olmak.

Resulullahın güzide ashabından olup, İslamı ilk olarak kabul eden, Allahın dini uğrunda en çok zorluk ve işkencelere katlanan, Allah (cc) yolunda Resullullahla beraber hicret ve cihad eden, İslam Devletini emir-el müminin olarak idare eden ve Ashab-ı Kiramın kendilerine biat ve itaat ettiği bu muhteşem zevata tabi olmayı da bizzat Allah Resulü (sav) emretmiştir. Zira bir Hadis-i Şeriflerinde Allah Resulü “Benim ve Raşit Halifelerimin sünnetine sarılınız.”[4] ferman buyurmuşlardır.

Şüphesiz bu sünnetlerin en efdali, yüce Peygamberimizin (sav) ümmetidir. Ümmet-i Muhammedin (sav) en efdal kuşağı Allah Resulü (sav) ün Ashab-ı Kiramıdır. Bunun akabinde Resullullahın ve Sahabe-i Kiramın yolundan giden cemaattır. Bu hususta Efendimiz (sav) delalet fırkalarını anlatıp, “ancak bir tanesi Cennete girer” diye buyurduğunda Sahabe-i Kiramın o fırka hangisidir Ya Resulallah? diye sormaları üzerine, “Onlar benim ve ashabımın yolunda olan Cemaattır.”[5] diye buyurarak ashabını örnek alan cemaatın Cennete gireceği hükmünü izhar etmişlerdir.

Müslümanlar Allah ve Resulünün emirlerine uymakla mükellef oldukları gibi müminlerin ittifak ettikleri yolda gitmek zorundadırlar. Herhangi bir asırda ümmetin üzerinde icma ettiği hüküm de müminler için bağlayıcıdır. Bu bağlayıcılık da Allah (cc)ın emri istikametindedir. Nitekim Allah (cc) Kuran-ı Kerimde “Kim kendisine dosdoğru yol belli olduktan sonra Peygambere muhalefet eder, müminlerin yolundan başkasına uyup giderse onu döndüğü o yolda bırakırız. (Fakat ahirette) kendisini Cehenneme koyarız. O ne kötü bir yerdir!”[6] diye buyurmuşlardır. Okuduğumuz bu ayet-i kerime ve hadis-i şeriften de “ümmetin icmaına (üzerinde ittifak ettikleri bir hükme) uymak zorunludur, muhalefet etmek ise dalalettir,” sonucu çıkar.

d) Ulema ın Önemi ve Gerekliliği

Alimler, ümmetin ihyasında çok önemli ve etkin rol oynarlar. Sorumluluklarını yerine getirmemeleri ve yanlış tutumları halinde büyük bir bozguna sebebiyet verecek kadar ehemmiyet arzetmektedirler. Bu meselenin önemine dikkat çeken Allah Resulü (sav): “Ümmetimden iki sınıf vardır ki, onlar bozulursa insanlık bozulur, ıslah olursa insanlık ıslah olur. Bunlar alimler ve idarecilerdir,”[7] diye . buyurmuşlardır.

Her devirde İslam Alemi içerisinde yetişen alimler vardır. Bir kimsenin hayatı, amelleri ve icraatları onun gerçek kimliğini yansıtır. En önemli kimlik göstergesi ise Allah nizamının hakimiyeti hususunda gösterilen titizlikte kendini göstermektedir. Hal bu olunca İslam karşıtı güç ve odakların hedefi haline gelmek işten bile değil. İşte bu durumda gösterilecek tepki, örneklik konusunda bir işaret olacaktır. İslam nizamının ve ahkamının hakimiyetine yardımcı oluyor, bu sayede de İslam karşıtı güçlerin dikkatlerini cezbettirecek bir şekilde rahatsızlık hissettiriyorsa o kişi Ehlullah andır. Bu ispat vazifesini yerine getirmeyenler fakih de olsalar fetvaları makbul ve muteber olamaz. Zira Seyyid Kutup (ra) bir tesbitinde “İslami Hareketin içinde bulunmayan alimlerin fetvalarında isabet edemeyeceklerini” Fizilal-i Kuranda ifade etmektedir.

Esasen Kuranı Kerimde: “Eğer onlara bir iyilik dokunsa Bu Allah katındandır derler. Şayet bir fenalık dokunursa Bu senin katındandır, derler. Böyleyken onlara ne oluyor ki (kendilerine söylenen) hiçbir sözü anlamıyorlar (anlamaya yanaşmıyorlar)”[8] diye buyurulmaktadır. “La yefkahun” ifadesi ihlassız olarak . Kuran okuyup, dinleyip de fıkhedemeyenlerin durumunu belirlemeye büyük delildir.

Batını esas alan tasavvuf ehlinden olan alimler bu ayeti delil alarak “Allahın kendilerinden fıkhı kaldırdığı kimseler zahiri anlamakla beraber gerçek mahiyeti kavrayamazlar.”[9] diyerek önemli bir hususu tespit etmişlerdir.

İlmi salahiyetle beraber takvadaki ehliyet ve ümmetin siyasi durumlarını ve gereklerini . bilmeyen bir alimin fetvaları tesirli ve isabetli olamaz. İslam Cemaati, ilimsiz ve alimsiz olmadığı gibi bir alim de cemaatsız ve hareketsiz olamaz. Yaşadığı zamanda bir alimin hiyerarşik tebaiyetindeki gaye sosyal ve siyasal alanda ila-i kelimetullah olur. Bir cemaat, oluşumu ve istikameti ile mürekkeb ve müstakim ise ehlullahtır. Eğer beşeri ve tağuti sistemlerin legaliteleri ve müesseseleri ile mamul ve münhasır ise o zaman ehlullah karşıtıdır.

Yazıktır ki günümüzde ekseriyetle İslam dünyasını tağuti güçler ve ifratlar istila etmiştir. Ehlullah olan ulemanın çok nadir bulunduğu bir devirde yaşamaktayız. Bu durumu beyanla Allah Resulü (sav) bir Hadisi Şeriflerinde “Allah size ilmi verdikten sonra zorla geri almaz, ancak sizden ilmi; alimlerin ölümü ile söküp alır. Geriye kara cahiller kalır ki, onlardan fetva sorulur, onlar da şahsi görüşleri ile fetva verirler. Ve böylece hem kendileri saparlar, hem de başkalarını saptırırlar.”[10] diye buyurmuşlardır. El yevm, Kuran Müslümanlığından bahseden, peygamber (sav)in dindeki konumunu tahfife çalışan, sahabe-i Kiramın hayatını belirli bir kavme ve sınırlı bir zamana hapsetmeye çalışan, İslamda devlet unsurunun olmadığını savunan, İslam ahkamını zamanı geçmiş bir sistem erki olarak niteleyen, tağuti sistemleri İslama muvafık gibi gösteren, İslam nizamının hakimiyeti için şeytani güçlere karşı yapılan cihadı isyan, sebebi hüsran ve terör gibi yargılayarak değerlendiren, Allah (cc)ın hükmü karşısında şeytan gibi istikbara yeltenerek hüküm koyan müstekbir ve kafirlere, dinler arası diyalog ve hümanizm safsatası ile hoşgörülü davranan ancak Müslümanlara karşı müsamahasız ve acımasızca tavır koyan şahsiyetler, ilmi ve akademik kariyerleri ne olursa olsun tağuti sistemlerin maşası olmaktan kurtulamazlar. Bunlar sosyal beraberlik denildiğinde tağuti etiket ve müesseselerle yetinip İslami cemaatleşmeyi lüzumsuz görmektedirler. Böylece kendileri saptıkları gibi diğer insanları da saptırmaktadırlar.

Bu hususu beyan eden pek çok ayet ve hadis mevcuttur. Ancak bir hadis-i şerifi ve son olarak bir ayeti hatırlatarak ilim ve amelde ihlas hususunu noktalıyoruz.

Allah Resulü (sav): “İnsanlar helak oldu, alimler hariç, alimler helak oldu (İlmi ile ) amel edenler hariç. Amel edenler helak oldu, ihlaslı olanlar hariç, ihlas sahipleri de büyük tehlike ile karşı karşıyadırlar”[11] diye buyurmuşlardır.

İhlas; kelime olarak kurtuluştur. İstılahta ise; kalbi, masiva olan bütün gayelerden temizleyip her hal ile yapılan ibadetleri sadece ve sadece Allah (cc)a has kılmaktır.

İbadet sadece Allah için yapılır. Bununla beraber Allahın dilediği şekilde ve rızasına uygun olarak yapılır. Allah (cc)ın dilediği şekilde olmadığı halde sırf Allah (cc) için yapılsa dahi o ibadet indillah a kabul değildir. Nice ruhbanlar ve hahamlar sırf Allah (cc) için ibadet ettiklerini söyledikleri halde yaptıkları Allahın dilediği ve emrettiği şekilde olmadığı için onların ibadetleri ve amelleri boşa gitmiştir. Ayrıca salih amel kamil imandan südur eder.

Akidesi bozuk olanların bütün amelleri bozuktur. İtikat ve ibadette Allah (cc)la beraber başka ortaklar edinenlerin Allah(cc) katında amelleri merduttur. Allah Resulü ve Onun şahsında bütün insanlığa emirle Allah(cc) Kuranı Kerimde “Muhakkak ki Biz Sana kitabı hak ile indirdik. İbadetini ihlasla ona yönelterek sadece Allaha kulluk et. Biliniz ki şirk ve riyadan uzak ve halis olan din Allaha mahsustur”[12] diye buyurmaktadır.


SAAT: 22:14

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306